Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
9 ŞUBAT 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
5253 sayılı Dernekler Kanunu
dernekleri “Kazanç paylaşma dışında,
kanunlarla yasaklanmamış belirli ve
ortak bir amacı gerçekleştirmek
üzere, en az yedi gerçek veya
tüzelkişinin, bilgi ve çalışmalarını
sürekli olarak birleştirmek suretiyle
oluşturdukları tüzelkişiliğe sahip kişi
topluluklar” olarak tanımlamıştır.
Derneklerin gelirleri esas itibarıyla
üye giriş ödentileri, yıllık ödentiler,
bağış ve yardımlar, varsa iktisadi
işletmelerden sağlanan gelirler, sahip
olunan menkul ve gayrimenkul
mallardan elde edilen gelirlerden
oluşur. İktisadi işletme gelirleri
(dernek hizmetlerinin ticari esaslara
göre belli bir fiyatla satılması iktisadi
işletme faaliyetini oluşturur) dışındaki
gelirler kurumlar vergisine tabi
tutulmaz. İktisadi işletmeler kurumlar
vergisi mükellefidir; beyanname
verirler ve vergi öderler.
İktisadi işletmelerin kurumlar
vergisi mükellefi olmaları mutlaka kâr
etmeleri gerektiği sonucunu
doğurmaz. Çünkü dernekler
üyelerine belli fiyattan belli kaliteyi
sunmayı amaçlarlar. Dolayısıyla kâr
elde etmek zorunlulukları yoktur.
Ancak dernekleri denetleyen
İçişleri Bakanlığı denetçileri ve vergi
inceleme elemanları “Bu işletmenin
mutlaka kâr elde etmesi gerekirdi,
iktisadi işletme söz konusu ise bu
böyle olmalıdır” deyip çeşitli
varsayımlara dayanan hesaplamalar
yaparak kesin yargıya ulaşmakta ve
bu sonuçlara da bazen suç unsuru
atfetmektedirler. Bu yanlıştır. Dernek
iktisadi işletmeleri mutlaka kâr elde
etmeyi amaçlamaz. Tabii bu, kâr
etmek isteyen varsa onu engelleyen
bir durum da değildir. Kâr eder veya
etmez. Gerçekten etmemişse
“mutlaka kâr elde etmeliydin” diye
zorlanamaz.
Bunun yanında bir derneğin
faaliyetleri içinde iktisadi işletme
faaliyetleri nispi olarak önemli yer
tutuyorsa ve bu faaliyetler devamlı
zarar ediyorsa, bu durumda da bu
zararların finansman meselesi dernek
yöneticilerinin önüne büyük sorun
olarak gelir. Bir dernek iktisadi
işletmelerden devamlı zarar ediyorsa
ya fiyatlamada bir yanlışlık vardır, ya
maliyetler yüksektir (maliyetler bazen
mal ve hizmet alımlarında yapılan
yolsuzluklar nedeniyle de yükselir) ya
da dernek üyelerinin yararını
gözeterek bilinçli olarak bu zarara
katlanılmaktadır. Ancak bu zararın
finansmanı dernek faaliyetlerini
gelecekte zor duruma
düşürmeyecek sağlam kaynaklarla
yapılmalıdır.
Bazı derneklerde bu zarar yeni
üyelerin giriş ödentileri ile finanse
edilmekte ve bu da üye sayısının çığ
gibi büyümesine, bir noktadan sonra
üye girişinin azalmasına yol
açmaktadır ki işte o zaman dernek
teknik iflas durumuna girer. Bunu
karşılayacak varlık satışı söz konusu
olmazsa durum daha da ciddileşir.
Gerçi zararların varlık satışı ile de
finansmanı istenen bir şey değildir.
Dolayısıyla maliyetlerin kontrolü çok
önem arz eder. Ancak dernekler
kronik zararlar nedeniyle maliyetlerini
hantallaştırdıkları için verimli maliyete
dönme esnekliği de gösteremezler.
Derneklerin dikkat etmedikleri bir
hususta iktisadi işletme faaliyetlerine
tahsis ettikleri yatırımların
yapılmasında da belli bir rantabilite,
yatırımın geriye dönüşü, finansmanı
gibi ekonomik gerçekleri göz önüne
almamalarıdır. Bu da finansman
açığını iyice büyütür.
Bu yanlışlıklar sağlam maliyet
bütçeleri, faaliyetlerin
çeşitlendirilmesi, çeşitli projeler
özellikle sosyal sorumluluk
projelerinin yapılması, yolsuzlukların
veya hatır işlemlerinin ortadan
kaldırılması ile giderilebilir.
Diğer yandan derneklerin dış
denetim yanında iç denetime çok
önem vermeleri, dernek
denetçilerinin usulen denetleme
değil, sıkı bir denetim yapmaları;
denetçilerin yönetim kurulu
listesinden değil bağımsız olarak
seçilmelerinin temini, denetçilerin
gerek gördükçe yönetim kurulu
toplantılarına katılmaları
sağlanmalıdır.
Derneklerde
Yapılan Yanlışlıklar
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Çuvallama...
Biz, Başbakan Erdoğan, yandaş medya ağırlıklı
yaratılan gündemin peşinden tıknefes koştururken,
halkımızın gündemine ülkemizi teğet(!) geçen krizin
sonuçları oturdukça oturuyor...
Meclis’teki büyük kavga, siyasetin yükselen
tansiyonu, TSK’yi hedef alan yeni operasyonlar,
yeni tutuklamalar, üç yıl öncesinin Emine Hanım’ın
türban mağduriyetinden bir kez daha sakız yapılan
türban tartışması... Başbakan Erdoğan’ın hafta
sonu o haftanın yaratılmış gündemine göre en sert
çıkışları... Tabii ki hem haberlerin hem de tartışma
programlarının dışına çıkılamaz ana gündemleri...
Başbakanımız süpermarketlerin bakkalların yerini
almasını öngörüyor ya, zaten sabit ücretli, kredi
kartı bağımlılarının ay başında kredi kartları
borçlarını olabildiğince kapatmaya çalıştıktan
sonra, bu kartlarını kullanarak alışveriş yapmanın
dışında hiç şansları yok. Üşenmedim çetele tutum;
babamın evi ve benim evim için haftalık olmazsa
olmaz gıda ağırlıklı alışverişimde, aynı ürünler
üzerinden bir karşılaştırmayı denedim. Aralık ayının
250 liralık ortalaması bu pazar 350 liranın üstüne
çıktı. Yemin ederim, ortalama kilosu 30 lirayı bulan
zamlanmada rekor kıran et ağırlıklı değil, sebze,
süt-yoğurt-peynir, meyve suyu ağırlıklı. Hem de
sınırlı gelip gideni olan birer kişilik iki mutfak eksenli
miktarlarda...
Şimdi sıkı durun, kadrolu, sözleşmeli, geçici
sözleşmeli, tayini çıkmamış, yıllarca iş bulamamış
öğretmenlerimiz saat ücreti anlaşmalı olarak aylık
ortalama 350 lira maaş alıyorlar. İş bulamamış
öğretmenlerimiz yüzbinlerle sayılırken, öğretmen
açığı da onbinlerle sayılıyor... Erdoğanizmin kamu-
özel bütün Türkiye’ye yaygınlaştırmakta rekor
kırdığı milyonlarca çalışanın aylık ortalama fiks
geliri bin liranın altında. Tabii ki babamla benim
emekli maaşlarımızla ikimizin aylık lüksten uzak
mutfak giderlerinin karşılanması olanaksız...
Sokaklar çaresiz, yaşam kavgasında yorgun düşen
insanların önlenemez günlük yaşama ilişkin
patlamaları nedeniyle homur homur...
Elimde yiyecek torbaları babamın evine girerken,
iki yılı aşkın işsiz kaldığını bildiğim, evine kapanmış,
çaresizlikten gözleri artık deli deli bakan oğlumun
çocukluk arkadaşı ile kapıda karşılaşınca,
utancımdan başımı kaldıramıyor, torbalarımı taşıma
önerisini sert bir dille engelliyorum. Aylardır
apartman giderlerini ödeyemediğini biliyor, son bir
umutla benden iş beklentisine yanıt verememenin
suçluluğunu atamıyorum...
Başbakan Erdoğan ve sorumlu bakanları, bir tek
güvenli bir iş için direnen, akıl almaz zorlu kış
ayazında taburelerde oturarak dünya emek
tarihinde görülmemiş bir pasif direnişi
gerçekleştiren, şimdilerde soğukla kırılmış
bedenlerinin açlık grevine dayanamaması
nedeniyle bir bir hastaneye kaldırılan Tekel işçilerini
ideolojik kavga yapmakla suçluyorlar. Hiç
utanmadan kimseye en küçük zararı dokunmamış
bu direnişe, insanın beyin gücü ile dayanma
gücünü aşmasına duyulan saygı, sessiz kalmaktan
utanç, haklılığına selam verme güdüleri ile.. her
kesimden gelen, aslında çok da etkin, örgütlü
olmayan desteği, “muhalefet odağı, PKK uzantısı..”
olmakla suçlamak türünden densizlikler yapılıyor...
Önümde Başbakan Erdoğan ve bakanlarının
Tekel işçilerini kabul etmeye zorladıkları 4C’nin en
iyileştirilmiş hali, son metin; daha Bakanlar Kurulu
imzalarının üstünde yer alan metin, girişinde
meymenet yok; özelleştirme sonucunda işsiz
kalanların geçici personel olarak istihdamlarını
öngörüyor. Sözde iyileştirilmiş madde koşullarının
bütününden, ilk sözleşme süresi dolacak işte bir
daha iş verilme güvencesi çıkmıyor. Angarya
çalıştırma anayasal suç olsa da 4C’de öngörülüyor.
İşçi-memur yasaları, hukuka aykırı kölelik düzeni
çalıştırma maddeleri ile bu köşeyi doldurmanın
anlamı yok... Erdoğanizm; “Yerseniz, yemezseniz
sizleri doğduğunuza pişman ederiz” diyor...
CHP sözünde ne kadar durabilecek bilemiyorum,
ancak muhalefet partisi olarak, iktidar cephesinin
yarattığı gündemin esiri olmak yerine, dikkatini
ekonomiye, halkın geçim derdine yönlendirme
kararı almış. Geçen hafta işverenlerden gelen,
gündemin kurbanı olan, iktidarın kriz sınavı
tablosundan bir iki rakamı sizlerle paylaşmak
istiyorum; piyasalarından gelen büyük krizden ağır
vurgun yiyen gelişmiş ülkeler 2009’u yüzde 3.3
küçülerek atlatmışlar. Bizim gibi ülkeler daha şanslı
olunca, küçülme ortalaması yüzde 1.2 olmuş. Gelin
görün ki, Başbakan Erdoğan’a göre krizi teğet
atlatan Türkiye’nin 2009 küçülmesi Dünya Bankası
verileriyle yüzde 5.8, IMF verileriyle yüzde 6
küçülme ile rekora koşmuş.
İşsizlikten bize düşen pay daha da ağır; yüzde 13
ile hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan
ülkelerden büyük bir patlama ile dünyada en kötü
duruma düşen ülkeler listesinde 5. sırayı kapmışız.
Ve biz şok şok.. yapay gündemlerle, dünya
gündeminin dışına düşerken, geçen hafta AB
ülkelerinden gelen, Türkiye’yi ileriye doğru çok ağır
bağlayacak yeni kriz dalgasını da görmezlikten
geldik... Başbakan Erdoğan’ın bağırıp çağırmaları
işte bundan...
soner@cumhuriyet.com.tr
‘Tüketici Ürünleri Endüstrisinin Küresel Güçleri 2010’ raporunda ilk 250’de Arçelik, Vestel ve Anadolu Efes yer aldõ
Devler liginde 3 Türk şirketiArçelik 136, Vestel 195, Anadolu Efes 245. sõrada
yer aldõ. 3 şirket, gelirlerini en fazla arttõran ilk 4
arasõnda yer alõrken Anadolu Efes, “En Hõzlõ
Büyüyen 50 Şirket” listesine de 30. sõradan girdi.
Ekonomi Servisi - Deloit-
te’un sektörel araştõrmalarõ ara-
sõnda önemli bir yere sahip olan
“Tüketici Ürünleri Endüstri-
sinin Küresel Güçleri 2010” ra-
poru yayõmlandõ. 2008 mali yõ-
lõ konsolide halka açõk şirket
bilgilerine dayanõlan rapor, dün-
yanõn en büyük 250 markasõnõn
pazar performansõndan hareket-
le pazardaki gelişmeleri ve tü-
ketici eğilimlerini yansõtõyor.
2007’de 3 trilyon dolar toplam
geliri olan 250 marka, 2008’de
toplam 3.2 trilyon dolar ciroya
ulaştõ. Sektörün büyümesi har-
camalarda õlõmlõ bir artõşa işaret
ederken bunda zayõf düşen do-
larõn etkisi olduğu da belirtiliyor.
Ortalama satõş cirolarõ 12.7
milyar dolarõ bulan şirketler ara-
sõnda üç büyük Türk markasõ da
yer alõyor. Listeye 136. sõradan
giren Arçelik, 195. sõradan giren
Vestel ve 245. sõradan giren
Anadolu Efes, dünya markalarõ
arasõnda performanslarõyla ken-
disinden söz ettirmeyi başardõ.
Raporda, 118.3 milyar dolar
ciroyla liste başõna yerleşen
Hewlett-Packard, satõşlarõnõ bir
önceki yõla göre yüzde 13.5 art-
tõrõrken, onu 112.8 milyar dolar
ciro ile Samsung izliyor. Üçün-
cü sõradan giren Nestle’yi Proc-
ter&Gamble izliyor.
VESTEL ZORU BAŞARIYOR EFES SINIR TANIMIYOR
Zirvedeki 250 tüketici ürünü şirketi lis-
tesinde yer alan Türk markalarõndan
Arçelik 2008 yõlõ satõşlarõnõ bir önceki
yõla göre yüzde 2.3 arttõrdõ. 2008 yõ-
lõnda 5 milyar 265 milyon dolar sa-
tõş yakalayan Arçelik, EMEA (Avru-
pa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi) için
yapõlan sõrala-
mada gelirleri-
ni en hõzlõ arttõ-
ran dört şirket
arasõnda yer aldõ. Çok sayõda kate-
goride, birden çok ödülü aynõ anda
alan yenilikçi ve çevreci ürünleriyle
adõndan söz ettiren Arçelik, 2007’de
Patent Şampiyonlarõ Ligi’nde devle-
rin arasõna giren tek Türk şirketi ol-
muştu. Arçelik, Avrupa Komisyonu
Raporu’na göre Ar-Ge’ye en fazla
kaynak ayõran 1000 dünya şirketi
arasõndaki yerini sağlamlaştõrmõştõ.
Listeye giren ve yine Avrupa, Orta-
doğu ve Afrika Bölgesi’nde gelirle-
rini en hõzlõ arttõran dört şirket ara-
sõnda yer alan Vestel, yüzde 1.4 ar-
tõşla 3 milyar 647 milyon dolar ciroya
ulaştõ. Elektronik, beyaz eşya ve bil-
gi teknolojisi alanlarõnda, Türki-
ye’nin ve uluslararasõ pazarlarõn
güçlü oyuncula-
rõ arasõnda yer
alan Vestel, dün-
ya şirketi olma
vizyonuyla ihracat odaklõ büyüme
stratejisini sürdürüyor. Vestel, küresel
arenada 11 Ar-Ge merkezi ile dün-
yaya teknolojisini sunuyor; ürünlerini
119 ülkede tüketicilerle buluşturuyor.
Vestel, bugün 12 bin çalõşanõ, 1200
satõş noktasõ, 600 servis noktasõ ve
binlerce yan sanayi çalõşanõyla, 60
bin kişiye gelir kaynağõ yaratõyor.
listeye 2245. sõradan giren Anadolu
Efes Biracõlõk ve Malt Sanayi AŞ, yüz-
de 21.1 artõşla 2 milyar 851 milyon
dolar ciroya ulaştõ. Anadolu Efes de
Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölge-
si’nde gelirini en hõzlõ arttõran dört
şirket arasõnda yer alõrken gösterdi-
ği yüksek performans ile ‘En Hõzlõ Bü-
yüyen 50 Şirket’ listesine de
30. sõra yer aldõ. Anadolu
Efes, yurtiçindeki 5 bira
fabrikasõ, 2 malt fabrikasõ
ve 1 şerbetçiotu işleme te-
sisi ve Türkiye’de yüzde 83
pazar payõ ile sektörün lideri. Dün-
ya markasõ olma yolunda sağlam
adõmlarla ilerleyen Efes Pilsen’in , 5
ülkede toplam 17 bira, 6 malt fabri-
kasõ ve 1 adet şerbetçiotu işleme te-
sisi bulunuyor. Avrupa’da en çok tü-
ketilen 10 bira markasõ arasõnda.
Tüketicinin 11 yıllık kart zaferi
Ekonomi Servisi - Yõllardõr banka-
larla tüketici dernekleri arasõnda tar-
tõşma konusu olan aidat konusu tüke-
ticiler lehine sonuçlandõ. Kredi kartõ ai-
datõnõ geri alan Tüketiciyi Destekleme
Derneği Eskişehir Çözüm Merkezi
Başkanõ Osman Çağatay, süreci bir
yazõlõ açõklamayla duyurdu.
Bankalarõn hiçbir yasal dayanağõ ol-
madõğõ halde “kart aidat ücreti” adõ al-
tõnda müşteriden tahsilat yapõp suç işle-
diğini savunan Çağatay, “Bu olumsuz-
luklara karşın hakkını arayan tüketi-
ci yasal dayanaktan yoksun uygula-
mayı sonlandırmaktadır” dedi.
Çağatay kredi kartõ aidatõnõ nasõl al-
dõğõnõ anlattõ:
“Bireysel olarak bankaların şah-
sımla yapmış olduğu kredi kartı söz-
leşmenin bir örneğini ve geçmiş yılla-
ra ait hesap özetlerinin tamamını ban-
kaların genel merkezinden istedim.
Ödemiş olduğum kart ücretlerinin
tamamını çıkartarak sözleşmenin su-
reti ile Eskişehir Odunpazarı Kay-
makamlığı Tüketici Sorunları Hakem
Heyeti Başkanlığı’na başvurdum. He-
yet 11 yıllık kredi kartı aidatının ta-
rafıma iadesine karar verdi. Bu kararı
ilgili bankanın genel merkezine ilettim.
Tüm kredi kartı aidatları iade edildi.”
Bankalarõn yõlda yaklaşõk 1 milyon 300
bin lira haksõz gelir elde ettiğini belirten
Çağatay, bankalarõn insanlarõ bugüne
kadar soyduklarõnõ ve bu işin bir an ön-
ce sonlanmasõ gerektiğini savundu.
Eskişehir’de bir
tüketici 11 yõllõk kredi
kartõ aidatõnõ geri
almayõ başardõ. İlgili
banka, yasal süreç
sonunda, tüketiciye
geçmiş dönemlerde
hesabõndan
kestiği tüm aidatlarõ
iade etti.
Funika ‘babasının
yolunda’ yeniden
ayaklanacak
Denizli’de uyguladõğõ Japon üretim
modeli ve ‘icat ettiği’ patentli ürünleri
ile tanõnan Funika Grubu’nun kurucu-
su Osman Nuri Sözkesen’in ekimdeki
intiharõ sonrasõ, aile ve çalõşanlar, şir-
keti eski haline getirmek için mücadele
veriyor. Babasõndan sonra grubun ba-
şõna geçen Kemal Sözkesen, tesisleri
kapatma ya da satmayõ hiç düşünme-
diklerini belirtti. Mevcut varlõklarõ,
üretimi, elindeki patentleri ve potansi-
yeli göz önüne alõndõğõnda ödenmeye-
cek bir borcu bulunmadõğõnõ dile getir-
di. Babasõnõn son 2 yõlõnõ şirketin ‘icat
ettiği’ patentli ürünlerin değerlendiril-
mesi projelerine harcadõğõnõ bildiren
Sözkesen, ürünlerin büyük yatõrõm hac-
minin bulunduğunu anlattõ.
-30
-20
-10
0
10
20
30
Sanayi
üretimi
2009’da
yüzde
9.6 daraldõ
Ekonomi Servisi - Türkiye İstatistik Ku-
rumu (TÜİK) verilerine göre, toplam sanayi
üretimi 2009 yõlõ Aralõk ayõnda, bir önceki yõ-
lõn aynõ ayõna göre yüzde 18 olan beklentinin
de üzerinde yüzde 25.2 arttõ. Ancak TÜİK ve-
rilerine göre, 2009 yõlõ Aralõk ayõnda takvim
etkisinden arõndõrõlmõş endeksteki artõş, bir ön-
ceki yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 8.3’te kaldõ.
Sanayi üretiminde yapõlan revizyonlardan son-
ra TÜİK sanayi üretiminde 2009 yõlõna ilişkin yõl-
lõk ortalama daralmayõ ise yüzde 9.6 olarak
açõkladõ. Verilere göre sanayi üretiminde bir ön-
ceki ay olan kasõma göre ise artõş yüzde 8.7 olur-
ken, mevsim ve takvim etkilerinden arõndõrõlmõş
endeks bir önceki aya göre yüzde 0.7 arttõ. Ana
sanayi gruplarõ sõnõflamasõna göre, aralõkta bir ön-
ceki yõlõn aynõ ayõna göre en yüksek artõş yüzde
33.2 ile ara malõ imalatõnda görüldü. Dayanõklõ tü-
ketim malõ imalatõ yüzde 30.1, sermaye malõ ima-
latõ yüzde 28.5, dayanõksõz tüketim malõ imalatõ
yüzde 22.5, enerji ise yüzde 10.1 oranõnda arttõ.
İstanbul Sanayi Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ
Tanıl Küçük, üretim artõşõnõn beklentilerin üze-
rinde gerçekleşmesini ‘memnuniyet verici’ ola-
rak nitelendirirken ‘aşırı iyimserliğe yol açma-
malı’ uyarõsõnda da bulundu.
22.5 milyarlõk teşvikle
65 bin kişi iş bulacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Krizde Türkiye’deki özel
sektör yatõrõmlarõnõn yüzde 27.7
daraldõğõnõ ifade eden Devlet
Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõ-
sõ Ali Babacan, 2009’un ikinci
yarõsõnda verilen 22.5 milyar
TL’lik teşvik belgesi ile özel
sektörün 65 bin 673 kişilik is-
tihdam yaratõlacağõnõ söyledi.
Başbakanlõk’ta dü-
zenlediği basõn toplan-
tõsõnda, iyileşme işa-
retlerine rağmen küre-
sel risklerin önemini
koruduğuna dikkat çe-
ken Babacan,
özetle şunlarõ vurguladõ:
Küresel krizden en fazla
özel sektör yatõrõm harcamalarõ
etkilendi. 2009’un ilk 9 ayõnda
2008’in ilk 9 ayõna göre özel ya-
tõrõm harcamalarõ yüzde 27.7
oranõnda daraldõ.
Geçen yõl uygulamaya ko-
nan yeni sistem kapsamõnda
2009 Temmuz ayõndan aralõk
ayõna kadar 1523 teşvik belgesi
düzenlendi. Bu kapsamda 22.5
milyar TL’lik sabit yatõrõm, 65
bin 673 kişilik istihdam öngö-
rülüyor.
Teşviklerin sektörel dağõlõ-
mõnda 10.3 milyar TL ile imalat
sanayi ilk sõrada. Bunu 7.1 mil-
yar TL ile enerji, 4.5 milyar TL
ile hizmetler ve yaklaşõk 600 mil-
yon TL ile madencilik izledi.
Büyük proje kapsamõnda
verilen belgelerin sabit sermaye
yatõrõm tutarõ 4.5 milyar TL.
Çelebi’den
Hindistan’a
100 milyon
dolar yatırım
Ekonomi Servisi - Havalimanõ
yer hizmetleri alanõnda faaliyet
gösteren Çelebi Hava Servisi Hin-
distan’daki sivil havacõlõk sektörü-
ne yapacağõ yatõrõmõ bu yõl 100 mil-
yon dolara kadar çõkaracak.
Hindistan’õn başkenti Yeni Del-
hi ile Mumbai havalimanlarõnõn
yer hizmeti verme ihalelerini kõsa bir
süre önce 10’ar yõllõk süreler için
kazanan şirket yaptõğõ açõklamada,
Delhi’de yer hizmeti sunumuna
altyapõnõn tamamlanmasõnõn ardõn-
dan başlayacağõnõ duyurdu.
Çelebi Holding Yönetim Kurulu
Başkanvekili Canan Çelebioğlu
Tokgöz, 2009 ve 2010 yõllarõnda ya-
põlan ve yapõlacak Çelebi yatõrõm-
larõnõn tutarõnõn yaklaşõk 100 milyon
dolara ulaşacağõnõ ifade etti. Açõk-
lamada ayrõca, “Çelebi Holding
Hindistan’a ve Hindistan’dan
gerçekleşen uluslararası uçuş tra-
fiğinden oluşan serbest pazarın
yaklaşık yarısına hizmet verme-
yi planlıyor” denildi.
Koza’nın hisseleri
halka arz edildi
Ekonomi Servisi - Koza Altõn İşletmeleri AŞ’nin
halka arzõ sonuçlandõ. Piyasa değeri 2.2 milyar li-
raya yaklaşan Koza Altõn hisseleri, 36.80 lira arz fi-
yatõyla İstanbul Menkul Kõymetler Borsasõ’nda
(İMKB) işlem görmeye başlayacak.
Koza Altõn İşletmeleri AŞ’den yapõlan açõklamaya
göre, 3-4-5 Şubat günlerinde yurtiçi ve yurtdõşõ pi-
yasalarda yoğun düşüşlerin görüldüğü olağanüstü
bir dönemde gerçekleştirilen talep toplama sonu-
cunda Koza Altõn hisseleri için yurtiçi ve yurtdõ-
şõndan toplam 689.784.315 lira talep toplandõ.
Koza Altõn İşletmeleri AŞ’nin halka arzõnda
toplam 13.757 yatõrõmcõdan 18.744.139 lot talep gel-
di. Pay başõna nihai satõş fiyatõnõn 36.80 lira olarak
belirlendiği arz sonunda, Koza Altõn İşletmeleri AŞ,
yaklaşõk 2.2 milyar lira piyasa değeriyle borsaya ge-
liyor. Şirketin halka açõklõk oranõ yüzde 30 oldu.
ARÇELİK ZİRVEYE TIRMANIYOR
Elektromanyetik
dalgaları geçir-
meyen ve
özellikle cep
telefonlarındaki
kumaşla ilgili
pazarlama
yürüttükleri
bilgisini veren
Sözkesen, bu
ürünün telefon
dinlemeye karşı
en ucuz ve kolay
mücadele yönte-
mi olduğunu
ileri sürdü.
Ali
Babacan