25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B F azıl Say’õn yõllõk yaşam çizgisinden ki- mi rakamlar vererek başlamalõyõm ya- zõma: Bu yõl 145 konser verecekmiş. Yalnõz ocak ayõnda 17 konser vermiş. Güna- şõrõ bir başka kentte, dolayõsõyla kaç değişik oda- da uyuyacak, kaç uçak seferi, kaç ayrõ otel, kaç ayrõ izleyici kitlesiyle karşõlaşacak ve Avru- pa’dan Japonya’ya dek kaç kilometre kat ede- cek! Fazõl Say haftalarõ, Fazõl Say günleri ve Fazõl Say adõna festivaller düzenleniyor. Re- sitallerinin yanõ sõra ünlü şeflerin yönetiminde konserler veriyor, ara sõra da ünlü solistlerle oda müziği yapõyor, örneğin Patricia Kopatc- hinskaja’nõn yanõ sõra çellist Sol Gabetta, kla- rinetçi Sabine Meyer gibi. 12. kez sahneye çõktõğõ Viyana Konzertha- us’taki resitaline tanõk oldum geçen hafta. Daha konser başlamadan CD’lerinin satõldõğõ masanõn önündeki kuyruk ve konser sonunda sahne arkasõndaki kutlama kuyruğu görülme- ye değerdi. Viyana, en tutucu dinleyici kitle- sine sahip kentlerden birisi. Nitekim 2 bin 500 kişilik salonu hõncahõnç dolduran ve yaş orta- lamasõ 50 dolaylarõnda olan dinleyicilerden 6- 7 tanesinin ilk yarõdan sonra onu hiç alkõşla- madõğõ gibi, ikinci yarõya da katõlmadõğõnõ göz- lemledim. İlk yarõdan sonra altõ kez sahneye çağrõldõ, konserin bitiminde ise alkõşlara son ver- mek için salon yöneticileri artõk õşõklarõ yakmak zorunda kaldõlar. Çaldõğõ programõn içeriği birbiriyle renk bütünlüğü içindeydi. J. S. Bach’õn org için BWV 543 sayõlõ Prelüd ve Füg’ünün Liszt uyarlamasõyla başlayan dinletide, piyano bir orkestra zenginliği içinde tõnlõyordu; Fazõl magnetik bir ivme yaratmõştõ. Arkadan gelen Liszt’in sonatõnda bugüne dek hiç duyma- dõğõm renklerin ve motiflerin ortaya çõkõşõ- na tanõk oldum. Özellikle sol elde sanki yep- yeni bir ezgi çizgisi yaratõlmõştõ. İkinci yarõ Çek besteci Leoš Janácek’in 1905’te yazdõğõ So- nat’õyla başladõ. Çocuksu (naive) bir içe dö- nüklükle acõyõ yansõtõyordu, karanlõk kurgunun içinden õşõk huzmeleri yaratarak. Son olarak çal- dõğõ Prokofiyef’in 7. Sonatõ’nõn ilk bölümün- de yer yer yükselen “jazzy” yorum Fazõl’a ait bir deyişti. Bazen ‘Bahar Ayini’ vurgusallõ- ğõnda, bazen acõlar çeken bestecinin derin ke- deri içinde sürdürdü yorumunu. Bis olarak da Gershwin’in Summertime’õnõ kendi uyarla- masõndan çaldõ. Program kitapçõklarõnda, “An- kara-Türkiye’de dünyaya gelen sanatçı” diye başlayan özgeçmişi, duyurulardaki “Türk piyanist” tanõtõmõyla her gittiği kentte binler- ce kişiye kendini dinleten Fazõl Say, eski ka- lõplarõn dõşõnda kendine özgü tavrõyla ve yo- rumuyla kabul edilmiş. Konser verdiği her sa- londa kendi kategorisinde çalan diğerleri dün- yanõn en parlak sanatçõlarõ. Onlarõn aralarõna gi- rebilmek, dahasõ o kurtlar sofrasõnda tutuna- bilmek büyük başarõ. Fazõl için “Giderse git- sin, çeksin gitsin” gibi söylemler savurabilen politikacõlarõmõzõ düşündüm, hayõflandõm. Konserde bulunan Viyana Büyükelçimiz Ec- vet Tezcan’õn dediği gibi, Türkiye adõna da- ha iyi bir tanõtõm olabilir miydi? İSTANBUL SENFONİSİ Bu yoğun yolculuklar arasõnda tamamlamasõ gereken beste siparişleri var Fazõl’õn. Örneğin WDR Senfoni tarafõndan õsmarlanmõş ve ilk ses- lendirisi 13 Mart’ta Dortmund’da WDR tara- fõndan yapõlacak olan “İstanbul Senfonisi”. Daha İstanbul 2010 olayõ yokmuş ortada. Dortmund’daki dostlarõ Fazõl’a İstanbul’u bestelesene demişler. O da üç yõldõr üstünde ça- lõşmõş ve 2009 Aralõk ayõnõn son günlerinde ta- mamlamõş. Yedi bölümlü bir senfonik şiir. Or- han Veli’nin nostaljisiyle başlõyor, Fatih’in fet- hine uzanõyor, 1950’lerin romantik İstan- bul’una özlem büyüyor. Daha göçler başla- madan, kendi özelliklerini koruyan İstanbul di- le geliyor. Deniz dalgalarõnõn leitmotif oluş- turduğu, ney, kanun, bendir, darbuka, kudüm gibi geleneksel çalgõlarõn 110 kişilik orkestra içinde yer aldõğõ, 50 dakikalõk bir yapõt. Aksak ritimlerin bolca gezindiği, kulak patlatõrcasõna vurmalõ çalgõlarõn kullanõldõğõ bir senfoni. İs- lam ilahilerinin gizemi Sultanahmet Camii’nde acõ çeken bir motifi vurguluyor. Adalara kal- kan vapurdaki neşeli gençlik, Haydarpaşa Ga- rõ’ndaki (Nâzõm’õn dizelerinden esinli) insan- larõn acõ tatlõ öyküleri, Sulukule’deki âlemin meyhane neşesi ve yine denizin sesi. Batõ’da- ki insanõn merak ettiği yönleriyle İstanbul! He- nüz senfonik bir kayõt yok ama Fazõl bütün bun- larõ piyanosuyla anlatmõş bir kayõtta. Piyano- sunu her zamanki gibi orkestraya dönüştürerek... evini@boun.edu.tr Binlerce kişiye kendini dinleten Say, eski kalõplarõn dõşõnda kendine özgü tavrõyla ve yorumuyla kabul edilmiş Geçen hafta 12. kez sahneye çõktõğõ Viyana Konzerthaus’taki resitaline tanõk oldum Fazõl Say’õn. Viyana, en tutucu dinleyici kitlesine sahip kentlerden biri. Nitekim 2 bin 500 kişilik salonu hõncahõnç dolduran ve yaş ortalamasõ 50 dolaylarõnda olan dinleyicilerden 6-7 tanesinin ilk yarõdan sonra onu hiç alkõşlamadõğõ gibi ikinci yarõya da katõlmadõğõnõ gözlemledim. Say, ilk yarõdan sonra altõ kez sahneye çağrõldõ, konserin bitiminde ise alkõşlara son vermek için salon yöneticileri artõk õşõklarõ yakmak zorunda kaldõlar. FazõlSayileViyana’da MURAT BEŞER R ahmetin kovayla tepemizden aşağõ geçtiği bir kõş akşamõnda o da payõna düşeni istemişti. Öyle de oldu; belgesel sinemamõzõn duayen ismi Suha Arın, ölümünün al- tõncõ yõlõnda, Akatlar Melih Cevdet An- day Sahnesi’nde sevenleri tarafõndan anõldõ. Önce perdeden sevecen bakõşlarõyla bi- zi izleyen Arõn’õ gördüğümüzde, övgü- lerle dolu olmasõ gerektiği halde, içinde kibre, komplekse ve kaprise yer ayrõl- mamõş bir hayata giriş yaptõğõmõzõ he- pimiz hissettik. Sonra yaşamõna tanõklõk etmiş akra- balarõ, kadim dostlarõ, her kuşaktan öğ- rencileri birer birer anlatmaya başladõ, Arõn’õn işi üzerinden Türkiye’ye nasõl sevdalandõğõnõ… Prof. Nermin Abadan’dan öğren- dik, Arõn’õn ne kadar yüksek iradeli ve zarif bir insan olduğunu. Arzuladõğõ her şeyi kendi çabasõyla gerçekleştirmiş; yeniliği yakalama tutkusuyla yaşamõş, ama bu tutkularõ hiçbir zaman tuhaf hõrs- larla buluşturmamõş kalender birisiydi. Onu diğerlerinden ayõran şey, görsel bir kültür tarihçisi olmasõydõ. Prof. Aysel Aziz’e göre öğrencileriyle diya- loğu olağanüstüydü. Söylentiye göre, ay sonu maaşõnõn üçte ikisini odasõnõ ziyaret eden öğ- rencilerine servis yapan çaycõya öderdi. İşleri hõr- sõnõn çok üzerinde ve ötesindeydi; en belirgin özelliği hem üretici, hem öğretici oluşuydu. “Kan, ter ve gözyaşı”; usta yaptõğõ işi böyle tarif edermiş. Öğrencisi Nurçay Tür- koğlu için ise Arõn, Aydõn- lanma çağõnõn düşünürleri mertebesinde öncü; geçmiş mirasa sahip çõkan bir ay- dõndõ. Sahnede yan yana sandalyelerde oturduklarõ için kendilerini ince saz heyeti gibi gören esprili ve bir o kadar da duygusal insanlar; Nesli Çöl- geçen, Kemal Sevimli ve Hasan Özgen… On- lar da ilk öğrencileri olarak, ustanõn işlerinin ba- sit birer film değil, yarõna taşõnan birer kül- tür hazinesi olarak görülmesi gerektiğinin altõnõ çizdi. Samimiyetle bezenmiş film- leri bu ilke insanõna, bu coğrafyaya ait şey- lerdi. O, öğrencilerine bir tek şey dõşõnda bil- diği her şeyi öğretmiş bir dava insanõydõ. Öğretmediği şeyi kendi de bilmiyordu; övünmek. Bu akşam söz alan hiç kimse tek satõr kendini övmedi; bu da iyi bir Arõn öğrencisi ve dostu olduklarõnõn göster- gesiydi. Beşiktaş Belediyesi tarafõndan “Usta- lara Saygı” toplantõlarõ kapsamõnda dü- zenlenen ve Faruk Şüyün tarafõndan hazõrlanan geceyi, Arõn’õn kardeşi Reha Arın sundu. Ustanõn yeğeni Eren Arın’õn piyanosu, Ayça Ergin Arın’õn ise neyiyle eşlik ettiği bir slayt gösterisinin ardõndan sõrasõyla söz aldõ; ustayõ kitaplaştõran Berrin Avcı Çölgeçen, kendisiyle yõllarca çalõşmõş yönetmen Hakan Aytekin, çalõşma- larõna tarihçi olarak yardõmcõ olmuş değerli Prof. Suphi Saatçi, çõkõşta misafirlerin ağzõnõ lokumla ballandõran Safranbolu Belediye Başkanõ Dr. Necdet Aksoy ve diğerleri. Konuşmalarõn gelip düğümlendiği nokta benzerdi; Arõn sadece sanatõyla değil, insanlõ- ğõ ve insancõl karakteri ve pamuk kalbiyle de bi- ricikti. Belgeselci olduğu kadar, akademisyen kişiliğiyle de ayaktaydõ. Eğer bir insan vefatõnõn ardõndan böyle eser- ler, öğrenciler bõrakmõşsa yaşamõş demektir. Bi- ze de anmak düştü, saygõyla ve vefayla… (muratbeser@muratbeser.com) Bir Türkiye sevdalısı: Suha Arın Belgesel sinemamõzõn duayen isimlerinden Suha Arõn, 6. ölüm yõldönümünde ‘Ustalara Saygõ’ toplantõlarõ kapsamõnda anõldõ D ün gazetelerde bir haber vardõ: “No- bel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Hintli yazar Kiran Desai’nin sev- gilisi olduğunu açıkladı!” Bizim bildiği- miz, yeni bir haber değil bu. Pamuk, bir- kaç yõldõr Desai ile birlikte. Anlaşõlan, De- sai ile birlikte Hindistan’a giden Pamuk, Hint gazetelerine verdiği röportajlarda bu konuya da değinince, kimi gazeteler ka- çõrmayalõm demişler. Yalnõz haberlerde De- sai’nin yazarlõğõ biraz güme gitmiş. Kiran Desai son yõllarõn en parlak yazarlarõndan. Hindistan’õn ünlü romancõlarõndan Anita Mazumdar Desai’nin kõzõ. 1971 Hindis- tan doğumlu. Daha sonra İngiltere ve ABD’de öğrenim görmüş. “Hullabaloo in the Guava Orchard” adlõ yapõtõ 1998’de Faber and Faber’dan çõkmõştõ. 2006’da çõ- kan “The Inheritance of Loss” adlõ romanõ ise, İngiltere‘nin en saygõn edebiyat ödül- lerinden Man Booker’a değer görülmüştü. Kaldõ ki, asõl haber şuydu: Kiran De- sai’nin Man Booker Ödülü alan “The In- heritance of Loss” adlõ yapõtõ önümüzde- ki aylarda Can Yayõnlarõ’ndan çõkacaktõ! Ayrõca, Can Yayõnlarõ Desai’nin öteki ki- taplarõnõ da yayõmlamayõ düşünüyordu... Pamuk’un sevgilisi (!) Can’da... Kültür Servisi - Bu yõlki temasõ “Caz ve Piya- no” olarak belirlenen 13. Ankara Uluslararasõ Caz Festivali yarõn başlõyor. Bilkent Üniversitesi ve Bilkent Otel’de yapõla- cak festivalin açõlõşõnõ her yõl olduğu gibi bu yõl da “Cazın Kartalları” yapõyor. Orkestraya cazõn duayenlerinden İlham Gencer solist ola- rak eşlik edecek. 10 Şubat’ta Çetin Akıncı Project ve Erdinç Aktuğ Quartet’le sürecek festivalin 11 Şubat’taki konuklarõ ise Tuluğ Tırpan Trio ve Schal Sick Brass Band. 12 Şubat’ta Türkiye’nin ilk kadõn caz piyanisti Ni- lüfer Verdi ve şef Klaus Weisse yönetimin- deki Bilkent Senfoni Orkestrası konserleri yer alõyor. Kerem Görsev Diversion Project ve Aydın Esen Trio 13 Şubat’ta festivalin ko- nuklarõ olurken, 14 Şubat’ta Latin müziğini cazla birleştiren Emir Ersoy Cuban Portrait & İstanbul Superband konseri, 15 Şubat’ta Ido Bukelman Trio ve Kamil Erdem & Re- ne Sopa Quartet konserleri olacak. 16 Şu- bat’ta Selen Gülün, Ulrich Drehstler ve ay- rõca Yıldız İbrahimova & Antoine Herve konserleri, 17 Şubat’ta Ayşe Tütüncü ve Bur- çin Büke Trio konserleriyle sürecek festival 18 Şubat’ta Antonio Flinta Quartet ve Fa- hir Atakoğlu’nu, 19 Şubat’ta Michiel Borst- lap ve Sibel Köse Quartet’i ağõrlayacak. Fes- tival Aşkın Arsunan & Blue Print Project konseriyle son bulacak. Festivalde konserlerin yanõ sõra, müzik eğitimi- nin önemini vurgulayan atölye çalõşmalarõ da yer alacak. 13. ANKARA CAZ FESTİVALİ Açõlõş Cazõn Kartallarõ’yla Fotoğraflar:AliH.Yurtsever Yunus Nadi Ödülleri’nde yeniden fotoğraf ödülü Kültür Servisi - 64. Yunus Nadi Ödülleri’nde en son 2002 yõlõnda verilen ‘Fotoğraf Ödülü’ bu sene yeniden yarõşmaya dahil edildi. Ödüle en çok 4 adet siyah-beyaz fotoğraf ile aday olunabiliyor. Gönderilecek fotoğraflarõn en az 18x24 cm. boyutlarõnda ve daha önce başka yerde ödül almamõş olmasõ gerekiyor. Fotoğraf Ödülü’nün bu yõlki seçici kurulunda kõsa süre önce yaşamõnõ yitiren Şakir Eczacõbaşõ yerine gazetemiz yazarõ Hikmet Çetinkaya yer alacak. Diğer seçici kurul üyeleri ise şöyle: İsa Çelik, Ara Güler, Paul Mcmillen ve İbrahim Yõldõz. Yarõşmadaki diğer dallar: “Öykü”, “Roman”, “ Şiir”, “Sosyal Bilimler Araştõrmasõ”, “Karikatür”. Yarõşmaya son katõlõm tarihi ise 15 Şubat. Elif Şafak’ın konferansı bugün Kültür Servisi - Bersay İletişim Enstitüsü “Dünya Görüşü” başlõğõ altõnda düzenlediği “İletişimde Mükemmellik” programõnõn ikincisine, Elif Şafak’õn “Kelimelerle Köprüler Kurmak” konferansõyla devam ediyor. Elif Şafak’õn konferansõ bugün saat 18.00’de Bersay İletişim Enstitüsü’nde izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear