24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2010 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Tarih Unutmaz... Özlük haklarını korumak için direnen TEKEL işçilerinin eylemi 50 günü aşmıştır. Eylemi, bir yandan akademisyenler destekliyor; AKP’nin söylediklerinin “kendine demokrat” olduğunu belirtirken sendikalar, başta DİSK ve KESK, AKP’nin samimiyetsizliğini ortaya koyuyor. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, AKP’nin sermayenin çıkarlarını savunmak için ideolojik bir baskı ve saldırı içinde olduğunu belirtirken şöyle diyordu: “Her şeyden önce TEKEL işçilerini, verdikleri bu mücadeleden ötürü, unuttuğumuz pek çok değeri hatırlattığı için tebrik ediyorum. AKP, genel olarak özelleştirmelerle ilgili aldığı kararlar ve uygulamaları, asgari ücret konusundaki tavrı, sendikal yaşamla ilgili tavırlarında genellikle sosyal ve demokrat değildi. Ancak, genel söylemleriyle böyle bir yanılsama doğurmuştu. Şimdi, 2 aya yaklaşan haklı bir kazanılmış hakkı kaybetmeme mücadelesi kamuoyunun olumlu tepkisini alınca, AKP’nin tüm kadrolarıyla yaptığı riyakârlık da daha iyi görünür oldu”. Öte yandan, direnen TEKEL işçileri, Bakan Yazıcı’nın “İşe şeytan karıştı, PKK’lisi de dahil, bu işe fitne sokuldu”, şeklindeki sözlerine ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. İşçiler, “Biz çocuğumuza ekmek götüremiyoruz. Bizi PKK ile eş tutan bakana yazıklar olsun. Ülkenin bütün kurumlarını satışa çıkardılar. Şimdi soruyoruz: Asıl şeytan kim?” (Cumhuriyet, 9 Şubat 2010). TEKEL işçilerinin direnişi gerçekten büyük ve unutulmayacaktır. Hrant Dink cinayetiyle ilgili davanın yürüyüşüyle de çarpıcı gelişmeler var: Katledilen aydınların aileleri toplaşıp Türkiye’nin vicdanına seslendi; bir yakınını siyasal cinayete kurban vermiş aileler, 8 Şubat günü, Beşiktaş Adliyesi önünde adalet isteklerini haykırdı. Ortak metni -1948’de öldürülen- Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali okudu. Filiz Ali, “Hrant Dink’in derin ailesiyiz. Buraya Arat, Delal ve Sera’nın kardeşleri olarak geldik. Örgütlü siyasi cinayetlerin nasıl örtbas edildiklerini hatırlatmaya geldik” diyordu. Filiz Ali şöyle devam etmiş: “Bizi öldürenlerin ardındaki örgütlenmeyi ortaya çıkarmakla yükümlü olan bütün devlet kurumları sorumludur. Bunu yerine getirmedikleri sürece, gözümüzde hep suçlu kalacaklar; ‘Sizi izlemekteyiz’ demek için buradayız” diyordu. (Milliyet, 9 Şubat 2010) Cumhuriyet gazetesi, birinci sayfada, “Adalet arıyorlar” deyip çarpıcı bir sunuşla, siyasal cinayetlerle öldürülen aydınların yakınlarına sözü bırakıyor; onların istekleri arasında, Meclis’te araştırma komisyonu da göze çarpıyor. (10 Şubat 2010). Uygar dünya, 19 ve 20. yüzyıllardan beri, tarihe, “Kadınların Devrimi” olarak bakar. O dünyaya, gecikerek bağımsız, laik ve demokratik Türkiye de katılmıştır; ülkeye kazandırdığı da başta Medeni Yasa devrimidir. Ne var ki, direnenler bizde de var. Her şey bir yana, “Töre Cinayetleri”ne ne demeli? Toplumumuzda kadın, ailenin içinde olsun olmasın, açık bir sömürünün, korkunç bir cinsel açlığın, bu arada dinmez bir şiddetin sultası altındadır. Kadın, kaçma ile kurtulamıyor; “töre cinayetleri”, kendisini arayıp buluyor ve insanlığı da aşağılıyor. Son olarak, geçenlerde Adıyaman’ın bir köyünde -ömrünün baharında- Medine’ye yapılanları unutmuş değilsiniz.. Olayların incelenmesinde erkeklere çıkarılan “zimmet” gerçekten korkunçtur ve çok cephelidir. Sadece bu değil, kadını her yönden kuşatan cendereden kurtarmalıyız. Şu anda masamda da bir kitap var: Kadının insan hakları mücadelesinde her fırsatta rastladığımız bir imza, Nazan Moroğlu’nunkidir. Bugün de, 30. Yılında Kadınların İnsan Hakları Sözleşmesi adlı dev bir eserin üstünde. On İki Levha Yayıncılık’ta çıkan bu kitabı hepimiz okuyalım, okutalım. Yazarını da yürekten kutlayarak... Sendika açlõk grevine son verme kararõ aldõ ancak devam etmek isteyen 16 TEKEL işçisi grevi bõrakmadõ Ölüme meydan okuyorlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TE- KEL işçilerinin, Türk-İş Genel Merkezi önün- de özlük haklarõ için başlattõklarõ eylem bugün 60. güne ulaştõ. Türk-İş Genel Merkezi önünde eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerinden bir grup, dün Maliye Bakanlõğõ önüne gelerek çeşitli slogan- lar attõ. Tek Gõda-İş Genel Sekreteri Mecit Amaç, burada yaptõğõ açõklamada, “Fabrika- lar, tarlalar, siyasi iktidar onların olsun. Biz sadece işçilik haklarımızı istiyoruz” de- di. Amaç, Maliye Bakanlõğõ’nõn, yaşanõlan sü- reçte etkili olduğu için böyle bir eylem ger- çekleştirdiklerini söyledi. Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek’in işçileri anlamadõğõna dik- kat çeken ve bakanõn “Biz onlara merhamet ettik ve onları çekiyoruz” şeklinde bir söyle- mi bulunduğunu ifade eden Amaç, “Biz, sizin kulunuz muyuz ki bize merhamet ediyorsu- nuz” diye konuştu. ‘Sizin için başka çözüm yok’ Önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşen iki kadõn TEKEL işçisi, Arife Güneş ve Müzeyyen Ermin, Türk-İş Genel Merkezi önünde basõn açõklamasõ yaptõ. Kadõn işçiler, görüşmenin içeriğinde 4/C’den başka bir şey olmadõğõnõ söyledi. İşçiler, “Başbakan bize, ‘Geri dönün. Sizin için 4/C’den farklõ çözüm yok’ dedi. Bize, ‘Gidin arkadaşlarõnõzla konu- şun. 4/C’yi alõn, gidin.Ay sonundan sonra mü- dahale edeceğiz ve böyle bir eyleme de bir da- ha izin vermeyeceğiz’ dedi” diye konuştu. Açõklamayõ dinleyen işçiler, tepkilerini dile getirerek hükümet aleyhine sloganlar attõ. Açõklamayõ yapan kadõn işçilerden birisi de “Ölmek var, dönmek yok” dedi. 16 işçi açlığa ‘direniyor’ Açlõk grevine katõlan işçilerin ciddi sağlõk sorunlarõyla karşõ karşõya kalmasõ üzerine Tekgõda-İş Sendikasõ, açlõk grevinin sürdürül- mesi konusunu değerlendirdi. İşçileri ziyaret eden Türk Tabipleri Birliği heyetinin uyarõsõnõ da dikkate alan sendika, açlõk grevinin sona erdirilmesini kararlaştõrdõ. Tek Gõda-İş, ayrõca eylemin geleceği için önümüzde hafta referan- dum yapacak. Mecit Amaç, grevi devam etti- ren işçilerle yaptõklarõ görüşmelerin ardõndan işçilerin bir bölümünün grevi sonlandõrmayõ kabul ettiklerini dile getirdi. 16 işçinin ise gre- vi sürdürmek istediklerini bildiren Amaç, işçi- leri ailelerine sağ salim gönderme amacõnda olduklarõnõ vurgulayarak, işçilerin sağlõğõ ko- nusunda hassasiyet gösterdiklerini söyledi. Avrupa’dan destek Avrupa Gõda, Tarõm, Turizm Sendikalarõ Federasyonu (EFFAT) Genel Sekreteri Ha- rald Wiedenhofer ile Almanya’nõn Bremen kentinden gelen otomotiv, tersane ve gõda işkollarõndan bir grup sendikacõ, TEKEL işçi- lerini ziyaret etti. CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Cevdet Selvi, CHP Kocaeli İl Başkanlõğõ Kadõn Kollarõ üyeleri ve tiyatro sanatçõsõ Sa- lih Kalyon da TÜRK-İŞ Genel Merkezi’ne gelerek işçilerin eylemine destek verdi. İtfaiyeden kaçak elektrik raporu İşçilere üzerlerinde eylem yapan işçi fotoğ- raflarõnõn ve çeşitli dövizlerin yer aldõğõ kart- postallarõn dağõtõlacağõ, kartpostallarõn işçiler tarafõndan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin ve Baş- bakan Tayyip Erdoğan’a gönderileceği bildi- rildi. Öte yandan, Ankara Anakent Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlõğõ ekiplerinin, eylemle- rini sürdüren TEKEL işçilerinin kurduğu ça- dõrlarda kullandõklarõ kaçak elektrikle ilgili “yangın riski teşkil ettiği” yönünde tutanak düzenledikleri öne sürüldü. DENİZLİ (Cumhuri- yet) - Denizli’de intihar eden iki öğrenci gözyaşla- rõ içerisinde son yolculuk- larõna uğurlanõrken Asri Mezarlõk Camisi’ndeki ce- naze törenine Ankara’da TEKEL eyleminde kõzõnõn intihar ettiğini öğrenen acõ- lõ baba Emin İ. de katõldõ. Olay Feslikan Mahalle- si’nde, TEKEL işçilerine destek vermek için bir haf- tadõr Ankara’da bulunan kendisi de TEKEL işçisi Emin İ’nin evinde mey- dana geldi. Atatürk İlköğ- retim Okulu son sõnõf öğ- rencisi 15 yaşõndaki H. Ç. ile Yaşar Saniye Gemici Lisesi 1. sõnõf öğrencisi 14 yaşõndaki Z.İ. evde buluş- tu ve kendilerini iple do- ğalgaz borusuna asarak in- tihar etti. Öğrenciler dün düzenlenen törenlerle son yolculuklarõna uğurlandõ. Z.İ’nin cenaze törenine sõ- nõf arkadaşlarõ ve aile ya- kõnlarõ katõldõ. Acõ haber geldiğinde An- kara’daki eylem çadõrõnda olduklarõnõ anlatan bir TE- KEL işçisi, Emin İ’nin sü- rekli “Ankara’da çocuk- larımın geleceği için mü- cadele verirken şu karşı- laştığım olaya bak. Bu nasıl bir acıdır” diyerek gözyaşõ döktüğünü aktardõ. TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Dinci medya ile işbirlikçi basının tüm pohpohlamalarına karşın yapılan son anketler iktidar partisinin pilinin giderek tükendiğini gösteriyor. Bu süreçte AKP yanlısı şirketlerin yanıltıcı anketleri manşetlere çıkartılıyor, kimi kuruluşların çalışmaları ise ne ilginçtir ki kamuoyundan gizleniyor! Önceki gün yayımlanan son anket ise hem AKP’nin tükenişi hem de Türkiye’nin karanlığa sürüklendiğinden yakınan yurttaşların görevleri konusunda ilginç mesajlar veriyor. Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi (AKAM), 14-30 Ocak tarihleri arasında Türkiye genelindeki iller, 266 ilçe, 689 mahalle ve köyde toplam 15 bin 620 kişi ile yüz yüze görüşme yöntemiyle bir anket yaptı. Ankete göre bugün seçim olsa Türkiye genelinde AKP yüzde 30.2, CHP 26.8, MHP ise 18.7 oy alıyor. AKP 229, CHP 166, MHP ise 112 milletvekili çıkarabiliyor. Yani CHP 3 puanlık bir farkla AKP’nin ensesinde ilerliyor... Yüzde 7.3 alan Demokrat Parti (DP) ile yüzde 7 oy oranına sahip Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve yüzde 5.1 oy alacağı tahmin edilen Saadet Partisi (SP) ise baraja takılıyor. BDP, 2007 seçimlerinde olduğu gibi seçimlere bağımsız adaylarla girmesi halinde grup kurabilecek sayıya ulaşabiliyor. Diğer partilerle siyasallaşmaya çalışan gruplar ise olası bir seçimde varlık gösteremiyor. Ankete göre CHP üç büyük kentten ikisinde birinci parti konumunda. Örneğin AKP İstanbul’da yüzde 34 oy oranıyla 36 milletvekili çıkarırken CHP, 32.5 oyla 31 milletvekili alıyor. Yüzde 1.5 oranındaki oy farkı AKP’ye en büyük metropolde 5 milletvekili kazandırabiliyor. MHP ise İstanbul’da yüzde 19 oy oranıyla 15 milletvekili çıkartabiliyor. CHP’nin kalesi İzmir’de Altı Ok’un oy oranı giderek yükseliyor. Ana muhalefet partisi yüzde 48.4 oy oranıyla 15 milletvekili kazanabiliyor. İzmir’de MHP yüzde 22.5 oyla 7, AKP ise yüzde 16 oy oranıyla ancak 4 milletvekiline ulaşabiliyor. AKAM’ın anketi AKP’nin başkentte de hızla eridiğini ortaya koyuyor. Ankara’da birinci parti olan CHP yüzde 32 oy oranıyla 13, iktidar partisi ise yüzde 30.6 oy oranıyla 11 milletvekili çıkartıyor. Yüzde 17 oranındaki oyu ise MHP’ye 7 milletvekili kazandırıyor. Araştırma, Deniz Baykal’ın siyasal tartışmalardaki isabetli saptamaları ve toplumsal sorunlarla ilgili çözüm önerilerinin halk arasında destek gördüğünü de ortaya koyuyor. Anket aynı zamanda olası seçimlerde bir koalisyon hükümetini haber veriyor. Devletle çatışan bir siyaset anlayışını hâkim kılan AKP, yoksulluk ve yolsuzluk bataklığında giderek eriyor ve halkın gözünden hızla düşüyor. AKP’nin yıkım politikaları ve ekonomik çıkmazından kurtulmaya çalışan kitleler ise elini CHP’ye uzatıyor... CHP’nin bu çöküntü sürecinde başta Güneydoğu, Orta Anadolu ve Karadeniz bölgesiyle özellikle İstanbul’da ciddi bir seçim hazırlığına girmesi gerekiyor. Son anket hiç şüphesiz yurttaşlarla birebir yürütülecek bir siyasal stratejiyi hâkim kılmayı, psikolojik kampanyalarla CHP ve lideri üzerinde yürütülen suni propagandaları bertaraf etmeyi ve taşeron çevrelerin körüklemeye çalıştığı bölünmeleri bir an önce durdurmayı da zorunlu kılıyor. CHP’nin iktidara gelememesi, Türkiye’nin karanlığa sürüklenmesi ve “Tek parti faşizmi”nden yakınan milyonlarca yurttaşın kamuoyunun gözünden kaçırılan yukarıdaki anketi dikkatle irdelemesi ve gardını alması gerekiyor!.. İşbirlikçi medya gizlemeye çalışsa da, AKP’nin düşüşüyle ilgili algı, toplumda giderek yayılıyor. İşte Tayyip Erdoğan bu yüzden hırçınlaşıyor... Erdoğan Niçin Hırçınlaşıyor?.. Takıyyenin İki Yüzü!.. Erdoğan “Ergenekon” baskısıyla şekillendirilen sahte demokrasinin rüzgârıyla artık AKP’nin yelkenlerini şişiremeyeceğini de görüyor. Dine dayalı politik eylemlerle muhafazakâr kitleleri AKP’nin merkezinde tutmaya çalışan Başbakan, siyasal dinciliğin geleneksel takıyyeciliğini işte bu yüzden ısrarla gündeme getiriyor! Dikkat ediniz iktidar partisi ekonominin bataklığa, işsizliğin cendereye dönüştüğü süreçlerde hem iç hem dış politikada ivme yitirince hemen Akıncılardan Milli Nizam’a, Milli Selamet’ten Refah Partisi’ne kadar Milli Görüşçü tüm partilerin kullandığı geleneksel silaha sarılıyor: Din... Davos tiyatrosundaki “one minute” skeci 27 Mart yerel seçimleri öncesinde sahnelenmişti!.. Erdoğan, ne zaman siyasal atmosferde nefes alamaz hale gelse ya Filistinli çocukları gündeme getiriyor ya da İsrail’e öfkeleniyor. Anketler AKP’nin eridiğini gösterirken Erdoğan son haftalarda eşinin türbanını gerekçe göstererek askeri hedef aldı, ÖSS katsayısından yakınırken de imam hatipli kimliğiyle Danıştay’a saldırdı!.. Evet, İsrail düşmanlığı muhafazakâr bir toplumda siyasal rant aracına dönüştürülebilir. Ancak aynı toplum bilir ki, AKP ve Erdoğan 1 milyon Iraklının ölümüne yol açan Irak işgali ve askerleri binlerce kadına tecavüz etmiş, cami ve türbe bombalamış ABD’liler karşısında suskun kalmıştır!.. Son anketler de gösteriyor ki, toplum inançlar üzerinden yürütülen dinsel politikalara ve ikiyüzlü takıyyeciliğe artık kanmıyor, AKP’ye kırmız kart gösteriyor!.. CHP’den Matematik Dersi!.. Başbakan Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal’ın işsiz ailelere ayda 300 milyon lira geçim yardımı yapılacağına ilişkin açıklamasını da “Bunlar hesap bilmiyorlar” diye eleştirmişti... Oysa yalnızca İstanbul’da metrobüse yapılan yüzde 35 oranındaki zam bile kimin hesap kitap bilmediğini ortaya koydu. İstanbul’da milyonlarca insan 550 TL’lik asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. AKP’li belediye ayda en az 45 TL metrobüs harcaması yapan yurttaşın bütçesine son zamlarla en az 15 TL yük bindirmişti... Bilet ücretlerinin hesap kitap yapılmadan 1.5 liradan 2 TL’ye çıkartılması öfkeye yol açmış, üniversite gençliği metrobüs durakları önünde eylem yapmıştı... Tuzu kuru AKP’liler yurttaşın isyanına kulak asmayınca hesap bilen CHP’liler devreye girdi... CHP’nin İstanbul milletvekillerinden Mehmet Sevigen pervasızca ve insafsızca yapılan zammın iptali istemiyle idare mahkemesine dava açtı. Mahkeme talebi haklı buldu ve milyonlarca İstanbullunun bütçesini sarsan zamla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sevigen’in bu girişimi salt yoksulluk sarmalında kıvranan milyonlarca yurttaşı sevindirmedi, CHP liderini hesap bilmemekle suçlayan Tayyip Erdoğan ve tayfasına da matematik dersi verdi!.. Tayyip Erdoğan. KESK ve DİSK öncülüğünde ba- zı sendika ve sivil toplum örgüt- leri dün yurt genelinde TEKEL işçilerine destek için meşaleli yürüyüşler gerçekleştirdi. Ankara’da Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan grup, sloganlar eşliğinde Türk-İş Genel Merkezi’ne yürüdü. Burada işçilere seslenen KESK Genel Başkanı Sami Evren, “Bu direnişin başarıya ulaşıp ulaşmadığını soruyorlar. Başarısızlığa uğra- yan AKP’nin 4/C uygulamasıdır” dedi. Daha sonra KESK ve DİSK üye- lerinin bulunduğu grup, TEKEL işçilerinin oluşturduğu grupla bir araya gelerek Sakarya Caddesi’ne kadar yürüdü. İstanbul’da da Tak- sim Tramvay Durağı’nda toplanan grup Galatasaray Lisesi önüne ka- dar yürüdü. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, tüm emek güçle- rinin TEKEL direnişine koşulsuz destek vereceğini söyledi. İzmir’de Kıb- rıs Şehitleri Caddesi girişinde toplanan sivil toplum kuruluşları ellerinde meşalelerle hükümet aleyhine sloganlar atarak cadde boyunca yürüdü. İŞÇİLERE MEŞALELİ DESTEK EYLEMDEN CENAZEYE ? İşçinin acı günü Yine çözüm yok Başbakan TEKEL işçilerinin ay sonuna kadar 4-C’yi kabul etmesini istedi, Bakan Yazõcõ sürenin uzatõlmayacağõnõ belirtti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kumlu, TEKEL işçilerinin soru- nun çözümü konusunda görüştüğü Başbakan Tayyip Erdoğan’õn tüm imkânlarõ kullandõklarõnõ ifade etti- ğini söyleyerek, Erdoğan’õn “TE- KEL işçilerinin ay sonuna kadar 4-C’ye geçsin” dediğini aktardõ. Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı ise “Bir aylık sürenin uzatılmasının söz konusu olmadığını” belirterek işçilere gözdağõ verdi. İşçi konfede- rasyonlarõ bugün yeniden toplanacak. Türk-İş Başkanõ Kumlu, dün ilk olarak TEKEL işçilerinin sorununu aktarmak üzere TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’i ziyaret etti. Kumlu, Şahin ile görüşmesinin ar- dõndan yaptõğõ açõklamada, Şa- hin’in icranõn değil, yasamanõn ba- şõnda olduğunu belirterek, “Sayın Başkan ancak telkinde buluna- bileceğini, bu işin çözülmesi an- lamında takip ettiklerini, olayın farkında olduklarını söylediler” dedi. Kumlu, Şahin’in kendilerine “Siz de bitirilmesi için çaba gös- terin” dediğini aktardõ. Başbakan Erdoğan da Kumlu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Görüşmeye Dev- let Bakanõ Yazõcõ da katõldõ. Gö- rüşmenin ardõndan açõklama ya- pan Kumlu, Başbakan’a sõkõntõlarõnõ tekrar anlattõklarõnõ belirterek “Bi- zim başımızdan beri söylediğimiz bu arkadaşlarımızın işçi statü- sünde başka kuruma gönderil- mesi. Sayın Başbakan da ‘hükü- met olarak yapabileceklerinin ol- madõğõnõ’ ifade ettiler” dedi. Kumlu, bir soru üzerine, “4-C biliyorsunuz 657 sayılı devlet me- murları kanunun 4-C maddesi. Orada daha önce 10 ay çalışma sü- resi 11 aya çıkarıldı. Ayda bir gün izin vardı, bu iki güne çıka- rıldı. Kıdem tazminatı yok, bu verildi. Gerçekten büyük bir ge- lişme kaydedildi. Ancak bizim ba- şından beri söylediğimiz, arka- daşlarımızın işçi statüsünde başka kurumlara yerleştirilmesi. Sıkın- tı bu” karşõlõğõnõ verdi. Bundan son- ra ne olacağõna ilişkin soruya karşõ- lõk Kumlu, “Ne olacağını oturup de- ğerlendireceğiz” dedi. Başbakan’õn işçilerin eylemine yönelik ay so- nunda müdahaleye ilişkin kendileri- ne bir telkinin olup olmadõğõ sorusuna da Kumlu, “Sayın Başbakan bu ar- kadaşları bu soğukta, karda kışta gönderin diyor. Ayın sonuna kadar müsaade ettim diyor. Ayın sonu- na kadar bunlar 4-C’ye müraca- at etsinler diyor” yanõnõ verdi. ‘Yeni bir öneri yok’ Devlet Bakanõ Yazõcõ da görüş- mede yeni bir öneri getirmedikleri- ni kaydetti. İşçilerin 4-C’de yapõlan iyileştirmeleri dikkate almak sure- tiyle yasada öngörülen 30 günlük sü- re içinde başvurmalarõ gerektiğini di- le getiren Yazõcõ, “Bir an önce başvuruda bulunsunlar. Bu süreç inşallah işçiler daha fazla üzül- meden bizi de üzmeden sona erer” dedi. Yazõcõ, “Bu ay sonuna kadar imzalamazlarsa ne olacak” soru- suna ise şu yanõtõ verdi: “Bir aylık süre hak düşürücü süredir. Bir ay- lık süre içerisinde 4-C statüsünde çalışacağım şeklinde bir irade or- taya koymayan arkadaşımız, bir daha o statüde çalışma hakkını bu- lamaz. Sürenin uzatılması kesin- likle söz konusu değil.” Türk-İş Başkanı Kumlu, yap- tığı görüşmelerin ardından ga- zetecilere açıklama yaptı. (AA) Fotoğraflar:CİHANORUÇOĞLU/AA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear