25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriy I I: Sokaklar iki gün sonra yeniden kana bulanacak, çünkü "kurban" bayramı y damak tadımız için işkencehaneleri aratmayan çiftliklerde yetiştirilmenin, ğl yalnızlaşmış şehir insanının "sevgi" ihtiyacını giderme zorunluluğunun, sok onlar; hayvanlar. Peki neden hayvanları öldürme, onların haklarını elinden £ sadece İstanbul'da her gün 1520 bin inek kesiliyor. Dahası da var; kozmet] Bu bayram da can verin aytap Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat, Kurban Bayramı'ndan önce "Bu bayram can almayın, can verin" diyor. Henüz Kurban Bayramı'nda bağış yapmaya alışkın değiliz, ancak bir hayvanı öldürmek için harcanacak parayla bir çocuğun hayatını kurtarabilir, birkaç çocugun bilgisayarı olmasını sağlayabilirsiniz. Tabii kurban kesmek bir statü simgesi gibi algılandığından, bu anlayışın yerleşmesi için zamana ve en çok da duyarlılığa ihtiyaç var. Yine de Şenpolat'a göre bir geçiş dönemindeyiz. O süreç sonunda hayvanların öldürülmesine hiç ortak olunmamasından yana, ancak ille de et yenecekse en azından acısız kesime yönelinmesini istiyor. "Bir hayvan kafası kesildikten sonra en az iki üç dakika daha can çekişiyor" diyor, "Isviçre'de, Avusturya'da acısız kesime geçildi, bizde de olsun diye bekliyoruz. Diyanet de destek verdi nihayet buna. Bunlardan sonra kurban kesmek yerine güvenilen blr kuruma bağış yapma . < konusunda duyarlıhk yaratmaya çalışacağız, bu uzun bir zaman alacak. Çocuklar ölüyor, ete değil, ilaca ihtiyacı var onlann. O parayla çok şey değiştirebilir, Doğu'ya kalem, kâgıt gönderebilirsiniz". Daha önce bayramda, LÖSEV'le ortak bir kampanya yapmış Haytap, ilaç ve ameliyata muhtaç çocuklar için para toplamış. Kim, bir çocuğa yardım etmenin, bir hayvanı inanç ugruna da olsa öldürmekten daha "sevap" olduğunu söylemez kl? Yine de sokaklarda yaşanan vahşet devam ediyor. Sokaktaki kesimleri engellemek için İstanbul'da cezai yaptırımlar var, ancak ya Türkiye'nin geri kalanında? Üstelik bu yaptırımlar İstanbul'da bile H hayvanlann işkenceyle, çocuklann gözü önünde kesilmesini engelleyemiyor. Tabii sorun sadece Kurban Bayramı değil, Şenpolat'ın gösterdigi rakamlar hayvan zulmüne dair büyük tabloyu çok iyi gösteriyor: "Sadece İstanbul'da her gün 15 ile 20 bin arası inek kesiliyor." Buna Kurban Bayramı ve kaçak kesimleri de ekleyin. Bir inegin hamilelik süresi insanla aynı. Bir batında sadece tek buzagı doğurabiliyor bir inek. "Bu kadar insanın et yemesi için bir inegin çektiği cefa çok fazla" diyor Şenpolat, "Bir de yavrusunu elinden alıp, gözünün önünde kesiyorlar, insanlar süslü püslü etleri yerken bu vahşeti görmediği için kolaylarına geliyor. Aslında yapılanlar ne vicdanla, ne merhametle bagdaşıyor." Haytap'ın hayvanlara zulme karşı cezai yaptınmların ağırlaştırılması için, şu an Meclis'te bekleyen bir yasa önerisi var. Yasa sadece hayvanlara kötü muamelenin kabahatler kanunundan çıkmasından ibaret değil. Şenpolat'ın deyimiyle, "Uçan kuştan hayvanat bahçesindeki zürafaya kadar" hayvan haklarının pek çok faktörünü kapsayan bir yasa bu. "Yurtdışında hayvanlara kötü muamele hapisle cezalandırılıyor. Çünkü bugün kediye işkence yapan yarın toplumun başka bir zayıf halkasına bunu yapabilecek bir potansiyel taşıyordur" diyor Şenpolat. Haklı da. Para cezasıyla kurtulan kötü niyetli insanlara bir şekilde paran varsa istediğini yap, demiş oluyor bu yasa. Hayvan haklannı korumanın yolu, toplumsal duyarlılığı geliştirmekten geçiyor kuşkusuz. Haytap da bunun için uğraşıyor. Şenpolat, "100 yıllık bir gelenek hayvan öldürmek, önce bunu kırmak lazım. Pek çok çözüm varken, hâlâ belediyeler köpek zehirliyor" diyor. • "Hayvanlar ve insanlar aynı şekilde ıstırap çeker ve ölürler... Çekilen acı aynı, kan dökülmesi aynı, ölümün kokusu aynı, yaşamın küstahça, acımasızca, zalimce çekip alınışı aynı... Bunun bir parçası olmak zorunda değiliz." DlckGregory Y ine de çoğumuz bunun bir parçası olmaktan memnunuz. Heryıl, dini gerekçelerle sokaklardan yükselen kan ve ölüm kokusu da bunun göstergesi degil mi? iki gün sonra sokaklar yeniden kana ve ete kesecek, ama ne katliamdan bahsedilecek, ne de hayvan haklarından. Konuşmalarya ekonomik krizin vurduğu kurbanlık satışlanyla ya da daha modem katletme biçimleriyle sınıriı kalacak. Oysa hayvan haklarının en çok çiğnendiği yer, mutfaklar, süpermarketler, alışveriş merkezleri. Hayvanlara karşı suçumuz bununla sınıriı degil. Heryıl dünyada 50 milyon hayvanın kürk için öldürüldüğünü biliyor muydunuz? Sadece İstanbul'da her gün 1520 bin inek kesiidiğinden haberiniz var mı? Gözümüze sürdügümüz rimel için kaç tavşan kör oldu, kim bilir. Ya biz kassız, yumuşak bir antrikot yiyebilelim diye kaç dana bir milim bile hareket edemeyecegi bir mekânda yetiştiriliyor? Kaç maymun bizi güldürmek için sirklerdeki işkencelerin mağduru? Evcil hayvanlara biçilen, yalnızlaşmış şehir insanının "sevgi" ihtiyacını giderme görevi de cabası. Üstelik hayvan hakları, en adil, eşitlikçi insanların bile kolayca çiğnediği haklann başında geliyor. PETA'nın geçen ay Istanbul'u Hayvan Zulmü Başkenti ilan etmesi boşa degil. Peki neden hayvanları öldürme, haklarını ellerinden alma hakkımız olduğunu düşünüyoruz? Yanıtı felsefeci PeterSinger "Hayvan özgürleşmesi" kitabında; "tür ESRA AÇIKGÖZ SİNEM DÖNMEZ 1. Her canlıya eşit yaşam hakkını isteyen hayvan hakları savunucularının eyleminden... 2. ALF, laboratuvarlardan, et ve yumurta çiftliklerinden hayvan kurtarma ve sabotaj eylemleriyle tanınıyor. ayrımcılıgı" kavramıyla anlatıyor. "Bizim türümüzden olmamaları, onları köle yapma ve onlara her istediğimizi yapabilme hakkını vermez" diyor Singer, "Bunun erkeklerin kadınlardan güçlü, Almanlann diğer ırklardan üstün olduklannı iddia etmekten ne farkı var? Kadın özgürleşmesinde hakları elinde tutanlar erkekler, siyah özgürleşmesinde ise beyazlar. Hayvan özgürleşmesinde daha zor bir durum söz konusu, çünkü burada tüm insanların içinde oldugu bir çıkar ilişkisi bulunuyor. Bu da durumu daha da zorlaştırıyor tabii". Haklı. Öyleyse tam da "Kurban Bayramı" arifesinde, hayvanları konuşmaya ne dersiniz? işte Hayvan özgürleşmesi Inisiyatifi'nin, PETA Almanya'dan Magdalena Sherk'in, Haytap Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat'ın, Kürke Hayır Platformu'ndan Ezgi Aktaş ve veteriner Ozan Berberoğlu'nun anlattıklan. Söz önce Hayvan Özgürleşmesi Inisiyatifi'nde (HÖİ). Klmsinlz slz, nasıl bir araya geldiniz? Inisiyatif, geçen sene Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Hasdal toplama kampında gerçekleştirdigi köpek katliamının ardından bir eylem çagrısıyla kendi adını deklare etti. Büyük bir eylem gerçekleştirdik. HÖİ'nin bireyleri buluşturma ve birlikte hareket edebilme noktası daha çok antiotoriter, antikapitalist, antihiyerarşik ve özgürlükçü olmasıdır. Herhangi bir iktidar arzusu ve çıkar beslemeyen hersamimi birey ve grupla hayvanların özgürlüğü için hareket edebiliriz. Biz buna hayvan özgürlüğü için inisiyatif almak diyoruz. Hayvan özgürlüğü sözüyle tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz? Hayvanlar, bugün yeryüzündeki her şey gibi kapitalizmin metalaştırma süreçlerinin en şiddetlisini ve zalimini yaşıyor. Et endüstrisi, eglence ve spor sektöründe kullanımları, sokak hayvanlannın durumu, yabanıl yaşam alanlarının gitgide daraltılması, nesli tükenen hayvanlar... Bu sömürü ve zulüm kültürünün kurbanı olmaktan kurtarılmalan gerekiyor. Bizler özgürlük için mücadele eden insanlar olarak, sosyal adaletin insan haricindeki diğer varlıkları da içine alması gerektiğine inanıyoruz. Hayvanları metaya indirgeyen ve sistematik olarak zulmeden bir kültür, hiçbir koşulda sosyal adalete kavuşamaz. Bu nedenle toplumsal kurtuluş tasavvuıianmız hayvanlar ve tüm gezegeg için bir özgürleşme istemini taşıyor. 20 ülkede faaliyet gösteren Hayvan Kurtuluş/özgürleştirme Cephesi (ALF) hayvanları sömüren kişi, fabrika veya şlrketterin korkulu rüyası. ALF aktivisHeri laboratuvarlardan, et veya yumurta çift liklerinden hayvan kurtarma ve sabotaj eylemleriyle büyük . nomik yıkımlara sebep oluyor. öyle ki FBI'nın en tehlikeli terör gütleri llstesinde ALF de bulunuyor. ALF'le bağlantınız var r Aslına bakarsanız, ALF'in örgütlenme tarzı onunla bağlantı h mayı imkânsız kılar. ALF'ler gayriresmi hücre örgütlenmeleriı Eğer polis tarafından çözülmediyse bir hücreyi kendisi dışında kimse bilemez. ALF hücreleri birbirinden bağımsız ve habers dir. Herkes ALF olabilir. Bunun için ne kimseden emir alması kimseye sorması ne de diger bir hücreyle bağlantı kurması [ rekiyor. HÖİ, bir ALF hücresi değil. Hasdal eyleminden de ar şılabileceği gibi kendigörünürlügü konusunda birçekincesiyı tur. Bizde hayvan haklan dendiğinde genelde sevgi, şefkat rinden "kimi" hayvanlann korunması algılanıyor. Oysa hayvan Magdalena Sherk /l HayvarT PETA Almanya, istanbul'u Hayvan Zulmü Başkenti < Çünkü İstanbul'da sahipsiz köpekler hadım edildikten s| da uzak biryere bırakılıyor. Buralarda hastalık, açlık ya ( nedeniyle ölüyorlar. Sahipsiz köpekler insan şiddetinin. Isürdürüyor. Hayvan hakları dernek ve aktivistleri insani < yöntemleri için savaşsalar da ne yazık ki sesleri duyula Ne yazık ki PETA'nın Türkiye'de resmi olarak bagh \ Bu yüzden Türkiye'deki protestolarımızı Almanya'dan kdj Bizden yardım isteyen Türkiye'deki hayvan hakları dernJ sürekli irtibattayız. PETA Almanya, Türkiye'deki sahipsiz yıllardır aktif. Bu konuda Almanya'da, Fransa'da, Belçiks yaptık. Tarkan, Michael Fink ve Fabian Ernst gibi birkaç sahipsiz hayvanların hakları için düzenlendigimiz kampE verdi. 2004'te Türkiye'de yürürlüge giren hayvan hakları sorunu uygulanmaması ve yasaya uymayanların nadir c<
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear