Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
9 OCAK 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
‘Hint Fakirinin Devri
Kapandı!’
Hindistan’ın sınırları dışında en çok tanınan
muhalif yazarlarından biri olan Arundhati Roy:
“Yaşadığım kent Delhi’de” diyor, “arabalar, giderek
daha büyük ve daha gösterişli; oteller daha lüks,
evlerin çitleri daha yüksek, önlerinde bekleyen
güvenlik bekçileri daha üniformalı ve giderek daha
profesyonel oluyor... Öbür yanda fakirler; kentin
her kovuğunun içinde bitler gibi üst üste
yığılıyorlar. Ama insanlar artık onları görmüyor.
Hani vardır ya.. bir yere fazlasıyla parlak bir ışık
tutarsınız da ışığın etrafındaki karanlığı
görmezsiniz. Öyle! İnsanlar, neler olup bittiğini
bilmek istemiyor. Parlak ışığın etrafındaki karanlık,
artık hiç seçilmiyor. …” (“The Shape of the Beast”
– Canavarın Şekli… Arundhati Roy)
Hindistan’ın büyük kentlerinde gördüğüm
manzaraları hiçbir tanım; Roy’un bu veciz
sözlerinden iyi betimleyemez.
Delhi ya da “küreselleşen Hindistan”ın en ışıltılı
vitrini Bombay.. fark etmiyor. Her yerde
karşılaştığım tablo, bu.
“Dünyanın en büyük demokrasisi”; “bitler gibi
üst üste yığılanların” encamı ile ilgilenmiyor.
“Parlak ışığın etrafındaki karanlığı” yok varsayıyor.
Küreselleşmenin getirdiği en büyük “paradigma
değişiklikliği” bu…
Karanlık yerine yalnız “ışıklara”; “parlak” ya da
“parlayan ışığa” bakmak…
Devir Hindistan’ın Özal’ı
Manmohan Singh’in devri
Bu öylesine büyük, öylesine derin bir “değişiklik”
ki; Gandhi ve Nehru gibi.. yıllar önce karanlığı
gören, karanlığı gösteren; yaşamlarını karanlıkla
mücadele etmeye adamış.. “ulusun kurucu
liderlerinin mirası” dahi günbegün sulandırılıyor.
Adım adım, giderek siliniyor.
Hindistan’daki İngiliz sömürgeciliğine karşı
“bağımsızlık mücadelesinin” bayrağını taşımış olan
Mahatma Gandhi’yi, bazı kesimlerin nerdeyse,
“Amaan! O Hint fakirinin devri çoktan kapandı!
Köprülerin altından çok sular aktı!” noktasında
değerlendirdiğini görüyorsunuz…
Gandhi ile birlikte mücadelenin en ön safında
yer almış olan Nehru için keza; “Sosyalist fikirleri,
devletçi, korumacı politikalarıyla bize zaman
kaybettirdi!” diyenler çıkıyor.
Hindistan’ın Özal’ı sayılan mevcut Başbakan
Manmohan Singh’in ’90’lı yıllar başında ilk kez
yürürlüğe soktuğu “liberalizasyon politikaları”
sayesinde artık “dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomileri arasında yer alan” Hindistan’ın; bu
hızlı büyümenin karanlıkta kalan arka planına -
süper güç ABD politikalarına tam bağımlılık, emek
sömürüsü…- kimse odaklanmıyor.
Varsa yoksa “ışık” ve yüzde 7, yüzde 9 gibi
rakamlarla ifade edilen göz kamaştırıcı büyüme
hadlerine odaklanıyorlar.
Bundan böyle bu nedenle; artık Manmohan
Singh çizgisi “in”!
“Dış güçlerden bağımsızlık”, “kendi kendine
yeterlilik” gibi küflenmiş düşünceleri savunan
Gandhi ve Nehru mirası “out”!
Küreselleşmenin yarattığı
‘kuşak bölünmesi’
“Bağımsızlık mücadelesi önderlerinin fikirlerini”
canla başla bugüne bugün hâlâ savunan,
sahiplenen kesimler; daha çok artık yaşlı
kuşaklar…
Küreselleşme “kuşaklar arası keskin bir
bölünme” de yaratmış Hindistan’da.
Gandhi-Nehru kuşaklarının son temsilcilerinden
olan 81 yaşındaki, ülkenin en ünlü tarihçisi Romila
Thapar’la Yeni Delhi’deki evinde bu konuyu
karşılıklı konuştum…
“... ‘Gandhi, Nehru gibi liderler; Hindistan’ın
gelişmesini geciktirdi!’ diyenlere cevabınız nedir”
diye sorduğumda aldığım yanıt şu oldu:
“Yeni Hindistan bu konuda cahil. ‘Küreselleşme
kuşakları’ için, kurucu babaların mirasının ne yazık
ki artık hiçbir anlamı yok!”
‘Seküler Hindistan tasavvuru’nun sonu
Bu mirasın yok olması / yok edilmesinin tek
sonucu yalnız; ekonomik konularla sınırlı değil.
Yaşlı kuşakların doğal yolla yavaş yavaş
tasfiyesinden sonra, artık uzak bir anıya
dönüşecek olan “mirasın” ana sütunlarını teşkil
eden “laik/seküler Hindistan” fikri de temellerinden
mayınlanmış.
Çeşitli dinler ve inançlardan oluşan bir büyük
mozaik, daha doğrusu karmaşık bir “Babil kulesi”
olan Hindistan’ı bir arada tutan oysa ki; “ulusun
kurucu liderlerinin” ısrarla vurguladığı “seküler
Hindistan tasavvuru” oluyor.
Gandhi ve Nehru’nun rüyası, yerini bugün çok
tehlikeli bir “Hindu milliyetçiliği” ve “İslamcılık”
gerilimine bırakmış…
Yarına.. kaldığımız yerden devam ederiz.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
Yabancõ düşmanlõğõ ve mafyanõn hedefindeki tarõm işçisi göçmenlere pompalõ tüfekle ateş açõldõ
İtalya’da göçmenler ayaklandõ
ASLI KAYABAL
MİLANO - Güney İtal-
ya’da Rosarno kentine bağlõ
Gioia Tauro’da mafyanõn ve
yabancõ düşmanlõğõnõn he-
defindeki tarõm işçisi göç-
menler ayaklandõ.
Terk edilen eski bir fabrika-
da insanlõk dõşõ koşullarda ya-
şamak zorunda bõrakõlan yüz-
lerce göçmen, önceki gün çev-
reden gelen birkaç kişinin
pompalõ tüfek ile havaya ateş
açmasõ sonucu iki arkadaşla-
rõnõn yaralanmasõ nedeniyle
isyan etti. Yaralõlar arasõnda
Togolu siyasi bir mültecinin de
bulunduğu bildirildi.
Yüzlerce çöp konteynerini
ateşe veren, çevredeki taşõtla-
rõn camlarõnõ kõran, mağazalara
ve konutlara zarar veren göç-
men işçileri kõşkõrtmak ama-
cõyla havaya ateş açtõklarõ öne
sürülen şahõslarõn kimlikleri ise
henüz belirlenemedi.
Büyük çoğunluğu Afrika
ülkelerinden gelen yüzlerce
göçmen ellerinde demir çu-
buklar ve tahta sopalarla Ro-
sarno’nun mer-
kezindeki ana
caddeyi işgal
ederken, bir ta-
şõtõn içinde an-
nesiyle birlikte
mahsur kalan
bir çocuğun da
yaralandõğõ
açõklandõ.
Rosarno’daki
yerel yönetim
İçişleri Bakan-
lõğõ’ndan, gerek
Rosarno halkõ-
nõn güvenliği-
nin sağlanmasõ
gerekse mafya-
nõn hedef aldõğõ göçmen işçi-
lerin şiddetin hedefi olmama-
sõ amacõyla acil ek güç istedi.
Göçmenlerin isyanõ dün de
devam etti. Rosarno’da ya-
şayan kaçak göçmenlere çev-
re belediyelerde yaşayanlarõn
da katõlmasõyla sayõlarõ 2 bi-
ne ulaşan tarõm işçisi göç-
menler önce belediye binasõ
önünde maruz kaldõklarõ uy-
gulamalarõ protesto etti. Kent-
teki çeşitli noktalarda göç-
menler ile İtalyanlar arasõnda
çatõşmalarõn çõktõğõ, bir İtal-
yanõn havaya tek el ateş etti-
ği bildirildi. Gün boyu yaşa-
nan gergin ortam nedeniyle
okullar ve mağazalar kapalõ
kaldõ. Gelişmeleri izleyen ve
canlõ yayõn yapan İtalyan
devlet televizyonu RAI ekibi
de taşlõ saldõrõya uğradõ.
İtalya İçişleri Bakanlõğõ’ndan
yapõlan açõklamaya göre, ön-
ceki gün patlak veren isyanda
34 kişi yaralandõ ve 7 kaçak
göçmen gözaltõna alõndõ.
İçişleri Bakanõ Roberto
Maroni, Canale 5 televizyo-
nuna yaptõğõ açõklamada, “Bu-
güne kadar kaçak göçmen-
liğe karşı çok hoşgörülü ol-
duk. Rosarno’daki göçmen
ayaklanması bunun sonu-
cudur” dedi.
Kalabriya bölgesi yönetici-
si Agazio Loiero ise gelişme-
lerden büyük kaygõ duyduğu-
nu söyleyerek “Tüm olan bi-
ten, İtalya’da tırmanan ya-
bancı düşmanlığı ile mafya-
nın neden olduğu hoşgörü-
süzlük ortamının doğal bir
sonucu. Elbette yaşananlar-
dan Rosarnolular sorumlu
değil. Bölgede çalışan göç-
menler çok kütü koşullarda
yaşıyorlar, hakarete uğru-
yorlar ve çoğu zaman da sö-
mürülüyorlar. Şimdi de
üzerlerine pompalı tüfekle
ateş açıldı” diye konuştu.
Bölgede toplam 1500 ta-
rõm işçisinin çalõştõğõ, bu iş-
çilerin mevsimlik işçi statü-
sünde narenciye ve sebze
toplama işinde görevlendi-
rildikleri belirtildi.
Rosarno’daki göçmenlerin
bir bölümünün aynõ kasabada
terk edilen bir binada korkunç
koşullarda ya-
samaya mah-
kûm edildikleri,
bir başka grup
göçmen işçinin
de Rosarno ya-
kõnõnda mafya
örgütlenmesi-
nin bir hayli
güçlü olduğu
Gioa Tauro’da
eski Opera Sila
fabrikasõnõn yõl-
lardõr kullanõl-
mayan binasõn-
da yetersiz hij-
yenik koşullar-
da yaşamak zo-
runda bõrakõldõklarõ vurgulan-
dõ. Mevcut koşullarõn işçileri
isyan etme noktasõna getirdi-
ğine dikkat çekiliyor.
Güney İtalya’da Napoli’ye
bağlõ Castel Volturno kasa-
basõnda da geçen yõl benzer bir
olay yaşanmõş, yine mafyanõn
devreye girmesi ile üzerlerine
ateş açõlan 6 Afrikalõ işçi ya-
şamõnõ yitirmiş, ardõndan ka-
sabada ayaklanma çõkmõştõ.
‘Müslüman işçi
istemiyoruz’
Trento kentinde de iktidarõn
koalisyon ortağõ Kuzey Birli-
ği Partisi (KBP), il meclisine
Müslüman işçilerin girişine
izin verilmemesini istedi.
AA’nõn haberine göre, Trento
İl Meclisi’nde KBP Grup Baş-
kanõ Alessandro Savoi, resmi
dairenin temizliğini yapan özel
şirketle imzalanan sözleşme-
nin, Müslüman işçi çalõştõrõl-
dõğõ için feshedilmesini istedi.
İl Meclisi Başkanõ Giovanni
Kessler’in bu talebi, “ayrım-
cılık yapılamaz” gerekçesiy-
le geri çevirdiği öğrenildi.
Güney İtalya’nõn
Rosarno kentinde
çevreden gelen
birkaç kişinin
pompalõ tüfek ile
havaya ateş açmasõ
sonucu iki
arkadaşlarõnõn
yaralanmasõ
nedeniyle yüzlerce
göçmen isyan etti.
‘Eşcinselleri idam etmeyelim’
Dış Haberler Servisi - Doğu Afrika ülkesi
Uganda’da eşcinsellere ölüm cezasõ verilmesini
öngören yasa tasarõsõ ülkenin gündemine oturdu.
Ugandalõ bir bakan önceki gün, söz konusu yasa
tasarõsõnõn “gereksiz” olduğunu söyledi.
Yatõrõmdan sorumlu Devlet Bakanõ Aston
Kajara, hükümetin, yabancõ yatõrõmcõlarõn
tepkisinden çekineceği için tasarõyõ
desteklemeyeceğini iddia etti, geri çekmesi için
tasarõyõ gündeme getiren milletvekiline baskõ
uygulayabileceğini de kaydetti. Yasa teklifinde
bulunan milletvekili David Bahati ise tasarõyõ
geri çekmeyeceğini söyledi. Geçen ekim ayõnda
gündeme getirilen tasarõ, uluslararasõ
toplumdan da tepki toplamõştõ. Eşcinsel
eylemlerin yasadõşõ olduğu ülkede, bu tür
eylemleri gerçekleştirenler 14 yõla kadar hapis
cezasõna çarptõrõlabiliyorlar. Söz konusu tasarõ
ise, içinde HIV pozitif olmanõn da bulunduğu
bazõ “eşcinsel suçlar” için ölüm cezasõ
öngörüyor. Eşcinsel ilişkiye girenler ömür boyu
hapis cezasõna çarptõrõlõrken, yurtdõşõnda yaşayan
Ugandalõ eşcinsellerin de ülkeye iade edilmeleri
ve cezalandõrõlmalarõ öneriliyor.
Demir çubuklarla
sokağa dökülerek
caddeleri ateşe
veren göçmenlere
polis müdahale
etti. Kentteki
çeşitli noktalarda
göçmenler ile
İtalyanlar arasında
çatışmaların
çıktığı, bir
İtalyanın havaya
tek el ateş ettiği
bildirildi.
Gün boyu yaşanan
gergin ortam
nedeniyle okullar
ve mağazalar
kapalı kaldı. İki
gündür süren
olaylarda 34 kişi
yaralanırken, çok
sayıda taşıt ve
konut zarar gördü.
(Fotoğraf: AP)
Berlin’de Ankara çatlağı
Westerwelle’nin destek açõklamasõna, hükümet ortağõ Hõristiyan
Demokratlar’dan ‘Türkiye’yle gizli anlaşmalar yapmayõn’ tepkisi geldi
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Berlin’deki fe-
deral hükümet, Dõşişleri Bakanõ Gui-
do Westerwelle’nin Türkiye ziya-
retindeki açõklamalarõ nedeniyle bir
kez daha sarsõldõ. Türkiye’nin Avrupa
Birliği’ne (AB) tam üyeliğinin önün-
de kendilerinin engel olmadõğõnõ ha-
tõrlatan Hür Demokrat Parti (FDP)
Genel Başkanõ Guido Westerwelle’ye
en sert yanõtlar, hükümet ortağõ Hõ-
ristiyan Demokratlarõn Bavyera eya-
letindeki temsilcisi, CSU’nun (Hõ-
ristiyan Sosyal Birlik) Genel Sekre-
teri Alexander Dobrindt’ten
geldi. Türkiye’nin AB’ye tam
üye olamayacağõnõ bir kez daha
yineleyen Dobrindt, Alman Bi-
rinci televizyonu ARD’de ya-
yõmlanan bir sabah programõn-
da, Türkiye’nin AB üyeliği ko-
nusunda, önceliği Almanya ve
AB’nin çõkarlarõnõn aldõğõnõ
kaydetti. CSU’lu politikacõ,
“Türkiye’nin AB tam üyeli-
ğinin mümkün olmadığı ka-
nısındayız. Bunun Türkiye’ye
dürüstçe söylenmesi gerekir”
diye konuştu.
Berlin’deki koalisyonun “en
sağdaki” üyesi CSU, Guido
Westerwelle’ye “yine gizli an-
laşmalarla Türkiye’ye AB
üyeliği için söz verilmemesi”
konusunda uyarõda bulunurken,
FDP’den CSU’nun bu çõkõşla-
rõna “tahammülün sınırları aşılı-
yor” şeklinde bir yanõt geldi.
‘Koalisyonu zedeleme’
Westerwelle’nin partisinden ve
İçişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ Werner
Hoyer, CSU’nun “böyle saçma
yollarla öne çıkmaktan vazgeç-
mesini ve koalisyon anlaşmasını
zedelememesini” istedi.
Bu arada Başbakan Angela Mer-
kel’in partisi CDU’dan da kardeş par-
ti CSU’ya uyarõlar gelmesi dikkat
çekti. CDU milletvekili ve Federal
Meclis Dõşişleri Komisyonu Başka-
nõ Ruprecht Polenz, Westerwel-
le’nin tutumunu savundu. Ruprecht,
Westerwelle’nin ziyareti sõrasõnda,
Türkiye’nin AB’ye üyeliği konu-
sunda koalisyon sözleşmesinde yer
aldõğõ şekilde Almanya’nõn tutumu-
nu dile getirdiğini hatõrlattõ. Türkiye
ile yapõlan müzakerelerin adil ve
“ucu açık” bir şekilde sürdürüldü-
ğünü belirten Polenz, Westerwel-
le’nin Türkiye’de bundan başka bir
şey söylemediğini kaydetti.
Halen “babalık izninde olan”
Yeşiller Partisi Eşbaşkanõ Cem Öz-
demir de gelişmelerle ilgili yo-
rumlarõnda Bavyeralõ politika-
cõlarõn tutumlarõna karşõ çõktõ.
Özdemir, bir gazeteye yaptõğõ
açõklamada, “CSU, Avrupa po-
litikasıyla ilgili konuları, bun-
ları daha fazla anlayanlara
bırakmalı ve daha az hasara
neden olmalı” görüşünü dile
getirdi. Türkiye ile sürdürülen
müzakerelerin kesilmesi talebi-
nin kabul edilemeyeceğini ve
AB ülkelerinin, gerekli koşullarõ
yerine getirdiği takdirde Türki-
ye’nin AB’ye tam üye olabil-
mesi hedefi ile bu müzakerele-
ri sürdürdüğünü savunan Öz-
demir, “Bu, daha zaman ge-
rektirecek, ancak bu süre
içinde AB de Türkiye’yi des-
teklemeli, CSU gibi önünü
kesmemelidir” dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle,
İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret
ederek, Fener Rum Patriği Bartholomeos ile
basına kapalı bir görüşme yaptı. (AFP)
TEŞEKKÜR
Sevgili babamız
Av. NEVZAT ERDEMİR’in
vefatından sonra 1 yıldır ailemize destek olan;
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Sayın Aziz Kocaoğlu’na
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı
Sayın Emin Özler’e
İzmir Baro Başkanı
Sayın Özdemir Sökmen’e,
İstanbul Baro Başkanı
Sayın Muammer Aydın’a,
İzmir milletvekili
Sayın Av. Bülent Baratalı’ya
Sayın Sancar Maruflu’ya, Sn. Av. Remzi Demirkol
ve Eşine, Sn. Av. Sümer Germen ve Eşine,
Sn. Av. Fahri Coşkun’a, Sn. Av. Ramis
Kanbur’a, Sn. Av. Volkan Alposkoy’a,
Sn. Av. Süleyman Uslu’ya, Sn. Av. Mansur
Cömert’e, Dünürü Semih Gürcan’a,
Sn. Av. Remzi Balta’ya Sn. Av. Atilla Pozan’a,
manevi oğlu Murat Bayır’a ismini
sayamadığımız tüm sevenleri ve de gerçek
dostlarımıza tesekkür ederiz...
Eşi; Gülperi Erdemir
Kızları; Meltem Erdemir, Işıl Erdemir,
Yaprak D. Gürcan
Damadı; M. Türel Gürcan
Torunu; Semih Gürcan
ANMA
Sarsılmaz Bir Atatürkçü,
Kararlı Cumhuriyet Devrimleri Savunucusu,
Mesleğinin ve de Ülkesinin Âşığı,
Canımız Babacığımız
Av. NEVZAT ERDEMİR’e…
06 Ocak 2009’da ansızın, vedasız,
tesellisiz bir ayrılıktı bizimki...
Yokluğuna alışmamızın tarifi mümkün olmuyor.
İncirin altındaki kahvaltılarımız buruk şimdi.
Sürpizleri severdin, her an gelecekmişsin gibi hâlâ.
Ama koskocaman bir yıl geçti. Ne aklımız, ne de
yüreğimiz yanaşmıyor gidişini kabullenmeye.
Sevdiğin şarkılar çok kederli, fotoğrafların daha
değerli şimdi. Zaman iyileştirmiyor bu büyük yarayı,
yokluğuna hiçbir şey çare olmuyor...
Seni çok seviyor ve özlüyoruz.
Eşi: Gülperi Erdemir
Çocukları: Meltem ve Işıl Erdemir;
Yaprak-Türel Gürcan
Torunun: Semih Gürcan
T.C. SİVAS 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLÂNI
Dosya No: 2008/1421 ESAS
Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri:
Taşõnmazõn tapu kaydõ ve niteliği: Sivas ili, 1 .Bölge TSM Üçlerbey Mah. 3282/28
parsel /ada, 1.015.20 m2 de 71/1015 arsa paylõ Dubleks mesken.
Hali Hazõr durumu: Sivas Üçlerbey mah. 3282 ada, 28 parselde kayõtlõ, 1015,20 m2
alanlõ arsa olarak geçmektedir. Kat irtifakõ kurulmuş olup, cins tashihi yapõlmadõğõndan
tapuda arsa olarak gözükmektedir. Binanõn A Giriş 3.Kat, 71/1015 arsa paylõ 8 bb nolu
dubleks meskenidir. Brüt 190 m2 alanlõ olup, alt kat tabanlarõ ahşap parke, duvarlar sa-
ten boya tavanõ badana kartonpiyerli salon, iki oda, tabanõ duvarlarõ seramik, antre hol-
den ibaret, üst kata ahşap merdivenle çõkõlmakta olup, tabanlar ahşap parke duvarlar sa-
ten boya, iki oda, antre hol, banyo WC’den ibarettir, dõş kapõsõ çelik iç kapõ ve pencere-
ler ahşap, kombi õsõtmalõ, asansörsüzdür.
İmar Durumu: Sivas Belediyesinin imar planõna göre bitişik nizam, 4 kat yapõlanma-
ya müsait, yola mesafesi 5 metredir. Muhammen değeri: 120.000,00.-TL
Satõş şartlarõ:
1 - Satõş 19/03/2010 günü saat 13,45 ile 14,00 arasõ Sivas 3.İcra Müdürlüğünde açõk ar-
tõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ ala-
caklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böy-
le bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 29/03/2010
günü aynõ yer ve aynõ saatlerde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da rüçhanlõ
alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok artõrana ihale olunur. Şu
kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin yüzde kõrkõnõ bulmasõ ve sa-
tõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan baş-
ka paraya çevrime ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ
çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2 - Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin
%20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâ-
zõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebi-
lir. Damga vergisi, tapu alõm harcõ ve %18 KDV ile harç ve tüm tescil teslim ve diğer mas-
raflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ve tapu satõm harcõ ve Tellaliye resmi, satõş bede-
linden ödenir. 3 - İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerinde-
ki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün
içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicil ile sabit olmadõk-
ça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4 - Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde
ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki iha-
le arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme ha-
cet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 - Şartname, ilân tarihinden itibaren her-
kesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örne-
ği gönderilebilir. 6 - Satõşõ iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul
etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/1421 Es., sayõlõ dosya num-
arasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilân olunur.
Not: Tapuda adresleri belli olmayan ilgililere ilanen tebliğ olunur. 30/12/2009
(İİK.m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 504)