25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 9 OCAK 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU ‘Hint Fakirinin Devri Kapandı!’ Hindistan’ın sınırları dışında en çok tanınan muhalif yazarlarından biri olan Arundhati Roy: “Yaşadığım kent Delhi’de” diyor, “arabalar, giderek daha büyük ve daha gösterişli; oteller daha lüks, evlerin çitleri daha yüksek, önlerinde bekleyen güvenlik bekçileri daha üniformalı ve giderek daha profesyonel oluyor... Öbür yanda fakirler; kentin her kovuğunun içinde bitler gibi üst üste yığılıyorlar. Ama insanlar artık onları görmüyor. Hani vardır ya.. bir yere fazlasıyla parlak bir ışık tutarsınız da ışığın etrafındaki karanlığı görmezsiniz. Öyle! İnsanlar, neler olup bittiğini bilmek istemiyor. Parlak ışığın etrafındaki karanlık, artık hiç seçilmiyor. …” (“The Shape of the Beast” – Canavarın Şekli… Arundhati Roy) Hindistan’ın büyük kentlerinde gördüğüm manzaraları hiçbir tanım; Roy’un bu veciz sözlerinden iyi betimleyemez. Delhi ya da “küreselleşen Hindistan”ın en ışıltılı vitrini Bombay.. fark etmiyor. Her yerde karşılaştığım tablo, bu. “Dünyanın en büyük demokrasisi”; “bitler gibi üst üste yığılanların” encamı ile ilgilenmiyor. “Parlak ışığın etrafındaki karanlığı” yok varsayıyor. Küreselleşmenin getirdiği en büyük “paradigma değişiklikliği” bu… Karanlık yerine yalnız “ışıklara”; “parlak” ya da “parlayan ışığa” bakmak… Devir Hindistan’ın Özal’ı Manmohan Singh’in devri Bu öylesine büyük, öylesine derin bir “değişiklik” ki; Gandhi ve Nehru gibi.. yıllar önce karanlığı gören, karanlığı gösteren; yaşamlarını karanlıkla mücadele etmeye adamış.. “ulusun kurucu liderlerinin mirası” dahi günbegün sulandırılıyor. Adım adım, giderek siliniyor. Hindistan’daki İngiliz sömürgeciliğine karşı “bağımsızlık mücadelesinin” bayrağını taşımış olan Mahatma Gandhi’yi, bazı kesimlerin nerdeyse, “Amaan! O Hint fakirinin devri çoktan kapandı! Köprülerin altından çok sular aktı!” noktasında değerlendirdiğini görüyorsunuz… Gandhi ile birlikte mücadelenin en ön safında yer almış olan Nehru için keza; “Sosyalist fikirleri, devletçi, korumacı politikalarıyla bize zaman kaybettirdi!” diyenler çıkıyor. Hindistan’ın Özal’ı sayılan mevcut Başbakan Manmohan Singh’in ’90’lı yıllar başında ilk kez yürürlüğe soktuğu “liberalizasyon politikaları” sayesinde artık “dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan” Hindistan’ın; bu hızlı büyümenin karanlıkta kalan arka planına - süper güç ABD politikalarına tam bağımlılık, emek sömürüsü…- kimse odaklanmıyor. Varsa yoksa “ışık” ve yüzde 7, yüzde 9 gibi rakamlarla ifade edilen göz kamaştırıcı büyüme hadlerine odaklanıyorlar. Bundan böyle bu nedenle; artık Manmohan Singh çizgisi “in”! “Dış güçlerden bağımsızlık”, “kendi kendine yeterlilik” gibi küflenmiş düşünceleri savunan Gandhi ve Nehru mirası “out”! Küreselleşmenin yarattığı ‘kuşak bölünmesi’ “Bağımsızlık mücadelesi önderlerinin fikirlerini” canla başla bugüne bugün hâlâ savunan, sahiplenen kesimler; daha çok artık yaşlı kuşaklar… Küreselleşme “kuşaklar arası keskin bir bölünme” de yaratmış Hindistan’da. Gandhi-Nehru kuşaklarının son temsilcilerinden olan 81 yaşındaki, ülkenin en ünlü tarihçisi Romila Thapar’la Yeni Delhi’deki evinde bu konuyu karşılıklı konuştum… “... ‘Gandhi, Nehru gibi liderler; Hindistan’ın gelişmesini geciktirdi!’ diyenlere cevabınız nedir” diye sorduğumda aldığım yanıt şu oldu: “Yeni Hindistan bu konuda cahil. ‘Küreselleşme kuşakları’ için, kurucu babaların mirasının ne yazık ki artık hiçbir anlamı yok!” ‘Seküler Hindistan tasavvuru’nun sonu Bu mirasın yok olması / yok edilmesinin tek sonucu yalnız; ekonomik konularla sınırlı değil. Yaşlı kuşakların doğal yolla yavaş yavaş tasfiyesinden sonra, artık uzak bir anıya dönüşecek olan “mirasın” ana sütunlarını teşkil eden “laik/seküler Hindistan” fikri de temellerinden mayınlanmış. Çeşitli dinler ve inançlardan oluşan bir büyük mozaik, daha doğrusu karmaşık bir “Babil kulesi” olan Hindistan’ı bir arada tutan oysa ki; “ulusun kurucu liderlerinin” ısrarla vurguladığı “seküler Hindistan tasavvuru” oluyor. Gandhi ve Nehru’nun rüyası, yerini bugün çok tehlikeli bir “Hindu milliyetçiliği” ve “İslamcılık” gerilimine bırakmış… Yarına.. kaldığımız yerden devam ederiz. nilgun@cumhuriyet.com.tr Yabancõ düşmanlõğõ ve mafyanõn hedefindeki tarõm işçisi göçmenlere pompalõ tüfekle ateş açõldõ İtalya’da göçmenler ayaklandõ ASLI KAYABAL MİLANO - Güney İtal- ya’da Rosarno kentine bağlõ Gioia Tauro’da mafyanõn ve yabancõ düşmanlõğõnõn he- defindeki tarõm işçisi göç- menler ayaklandõ. Terk edilen eski bir fabrika- da insanlõk dõşõ koşullarda ya- şamak zorunda bõrakõlan yüz- lerce göçmen, önceki gün çev- reden gelen birkaç kişinin pompalõ tüfek ile havaya ateş açmasõ sonucu iki arkadaşla- rõnõn yaralanmasõ nedeniyle isyan etti. Yaralõlar arasõnda Togolu siyasi bir mültecinin de bulunduğu bildirildi. Yüzlerce çöp konteynerini ateşe veren, çevredeki taşõtla- rõn camlarõnõ kõran, mağazalara ve konutlara zarar veren göç- men işçileri kõşkõrtmak ama- cõyla havaya ateş açtõklarõ öne sürülen şahõslarõn kimlikleri ise henüz belirlenemedi. Büyük çoğunluğu Afrika ülkelerinden gelen yüzlerce göçmen ellerinde demir çu- buklar ve tahta sopalarla Ro- sarno’nun mer- kezindeki ana caddeyi işgal ederken, bir ta- şõtõn içinde an- nesiyle birlikte mahsur kalan bir çocuğun da yaralandõğõ açõklandõ. Rosarno’daki yerel yönetim İçişleri Bakan- lõğõ’ndan, gerek Rosarno halkõ- nõn güvenliği- nin sağlanmasõ gerekse mafya- nõn hedef aldõğõ göçmen işçi- lerin şiddetin hedefi olmama- sõ amacõyla acil ek güç istedi. Göçmenlerin isyanõ dün de devam etti. Rosarno’da ya- şayan kaçak göçmenlere çev- re belediyelerde yaşayanlarõn da katõlmasõyla sayõlarõ 2 bi- ne ulaşan tarõm işçisi göç- menler önce belediye binasõ önünde maruz kaldõklarõ uy- gulamalarõ protesto etti. Kent- teki çeşitli noktalarda göç- menler ile İtalyanlar arasõnda çatõşmalarõn çõktõğõ, bir İtal- yanõn havaya tek el ateş etti- ği bildirildi. Gün boyu yaşa- nan gergin ortam nedeniyle okullar ve mağazalar kapalõ kaldõ. Gelişmeleri izleyen ve canlõ yayõn yapan İtalyan devlet televizyonu RAI ekibi de taşlõ saldõrõya uğradõ. İtalya İçişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamaya göre, ön- ceki gün patlak veren isyanda 34 kişi yaralandõ ve 7 kaçak göçmen gözaltõna alõndõ. İçişleri Bakanõ Roberto Maroni, Canale 5 televizyo- nuna yaptõğõ açõklamada, “Bu- güne kadar kaçak göçmen- liğe karşı çok hoşgörülü ol- duk. Rosarno’daki göçmen ayaklanması bunun sonu- cudur” dedi. Kalabriya bölgesi yönetici- si Agazio Loiero ise gelişme- lerden büyük kaygõ duyduğu- nu söyleyerek “Tüm olan bi- ten, İtalya’da tırmanan ya- bancı düşmanlığı ile mafya- nın neden olduğu hoşgörü- süzlük ortamının doğal bir sonucu. Elbette yaşananlar- dan Rosarnolular sorumlu değil. Bölgede çalışan göç- menler çok kütü koşullarda yaşıyorlar, hakarete uğru- yorlar ve çoğu zaman da sö- mürülüyorlar. Şimdi de üzerlerine pompalı tüfekle ateş açıldı” diye konuştu. Bölgede toplam 1500 ta- rõm işçisinin çalõştõğõ, bu iş- çilerin mevsimlik işçi statü- sünde narenciye ve sebze toplama işinde görevlendi- rildikleri belirtildi. Rosarno’daki göçmenlerin bir bölümünün aynõ kasabada terk edilen bir binada korkunç koşullarda ya- samaya mah- kûm edildikleri, bir başka grup göçmen işçinin de Rosarno ya- kõnõnda mafya örgütlenmesi- nin bir hayli güçlü olduğu Gioa Tauro’da eski Opera Sila fabrikasõnõn yõl- lardõr kullanõl- mayan binasõn- da yetersiz hij- yenik koşullar- da yaşamak zo- runda bõrakõldõklarõ vurgulan- dõ. Mevcut koşullarõn işçileri isyan etme noktasõna getirdi- ğine dikkat çekiliyor. Güney İtalya’da Napoli’ye bağlõ Castel Volturno kasa- basõnda da geçen yõl benzer bir olay yaşanmõş, yine mafyanõn devreye girmesi ile üzerlerine ateş açõlan 6 Afrikalõ işçi ya- şamõnõ yitirmiş, ardõndan ka- sabada ayaklanma çõkmõştõ. ‘Müslüman işçi istemiyoruz’ Trento kentinde de iktidarõn koalisyon ortağõ Kuzey Birli- ği Partisi (KBP), il meclisine Müslüman işçilerin girişine izin verilmemesini istedi. AA’nõn haberine göre, Trento İl Meclisi’nde KBP Grup Baş- kanõ Alessandro Savoi, resmi dairenin temizliğini yapan özel şirketle imzalanan sözleşme- nin, Müslüman işçi çalõştõrõl- dõğõ için feshedilmesini istedi. İl Meclisi Başkanõ Giovanni Kessler’in bu talebi, “ayrım- cılık yapılamaz” gerekçesiy- le geri çevirdiği öğrenildi. Güney İtalya’nõn Rosarno kentinde çevreden gelen birkaç kişinin pompalõ tüfek ile havaya ateş açmasõ sonucu iki arkadaşlarõnõn yaralanmasõ nedeniyle yüzlerce göçmen isyan etti. ‘Eşcinselleri idam etmeyelim’ Dış Haberler Servisi - Doğu Afrika ülkesi Uganda’da eşcinsellere ölüm cezasõ verilmesini öngören yasa tasarõsõ ülkenin gündemine oturdu. Ugandalõ bir bakan önceki gün, söz konusu yasa tasarõsõnõn “gereksiz” olduğunu söyledi. Yatõrõmdan sorumlu Devlet Bakanõ Aston Kajara, hükümetin, yabancõ yatõrõmcõlarõn tepkisinden çekineceği için tasarõyõ desteklemeyeceğini iddia etti, geri çekmesi için tasarõyõ gündeme getiren milletvekiline baskõ uygulayabileceğini de kaydetti. Yasa teklifinde bulunan milletvekili David Bahati ise tasarõyõ geri çekmeyeceğini söyledi. Geçen ekim ayõnda gündeme getirilen tasarõ, uluslararasõ toplumdan da tepki toplamõştõ. Eşcinsel eylemlerin yasadõşõ olduğu ülkede, bu tür eylemleri gerçekleştirenler 14 yõla kadar hapis cezasõna çarptõrõlabiliyorlar. Söz konusu tasarõ ise, içinde HIV pozitif olmanõn da bulunduğu bazõ “eşcinsel suçlar” için ölüm cezasõ öngörüyor. Eşcinsel ilişkiye girenler ömür boyu hapis cezasõna çarptõrõlõrken, yurtdõşõnda yaşayan Ugandalõ eşcinsellerin de ülkeye iade edilmeleri ve cezalandõrõlmalarõ öneriliyor. Demir çubuklarla sokağa dökülerek caddeleri ateşe veren göçmenlere polis müdahale etti. Kentteki çeşitli noktalarda göçmenler ile İtalyanlar arasında çatışmaların çıktığı, bir İtalyanın havaya tek el ateş ettiği bildirildi. Gün boyu yaşanan gergin ortam nedeniyle okullar ve mağazalar kapalı kaldı. İki gündür süren olaylarda 34 kişi yaralanırken, çok sayıda taşıt ve konut zarar gördü. (Fotoğraf: AP) Berlin’de Ankara çatlağı Westerwelle’nin destek açõklamasõna, hükümet ortağõ Hõristiyan Demokratlar’dan ‘Türkiye’yle gizli anlaşmalar yapmayõn’ tepkisi geldi OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Berlin’deki fe- deral hükümet, Dõşişleri Bakanõ Gui- do Westerwelle’nin Türkiye ziya- retindeki açõklamalarõ nedeniyle bir kez daha sarsõldõ. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliğinin önün- de kendilerinin engel olmadõğõnõ ha- tõrlatan Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanõ Guido Westerwelle’ye en sert yanõtlar, hükümet ortağõ Hõ- ristiyan Demokratlarõn Bavyera eya- letindeki temsilcisi, CSU’nun (Hõ- ristiyan Sosyal Birlik) Genel Sekre- teri Alexander Dobrindt’ten geldi. Türkiye’nin AB’ye tam üye olamayacağõnõ bir kez daha yineleyen Dobrindt, Alman Bi- rinci televizyonu ARD’de ya- yõmlanan bir sabah programõn- da, Türkiye’nin AB üyeliği ko- nusunda, önceliği Almanya ve AB’nin çõkarlarõnõn aldõğõnõ kaydetti. CSU’lu politikacõ, “Türkiye’nin AB tam üyeli- ğinin mümkün olmadığı ka- nısındayız. Bunun Türkiye’ye dürüstçe söylenmesi gerekir” diye konuştu. Berlin’deki koalisyonun “en sağdaki” üyesi CSU, Guido Westerwelle’ye “yine gizli an- laşmalarla Türkiye’ye AB üyeliği için söz verilmemesi” konusunda uyarõda bulunurken, FDP’den CSU’nun bu çõkõşla- rõna “tahammülün sınırları aşılı- yor” şeklinde bir yanõt geldi. ‘Koalisyonu zedeleme’ Westerwelle’nin partisinden ve İçişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ Werner Hoyer, CSU’nun “böyle saçma yollarla öne çıkmaktan vazgeç- mesini ve koalisyon anlaşmasını zedelememesini” istedi. Bu arada Başbakan Angela Mer- kel’in partisi CDU’dan da kardeş par- ti CSU’ya uyarõlar gelmesi dikkat çekti. CDU milletvekili ve Federal Meclis Dõşişleri Komisyonu Başka- nõ Ruprecht Polenz, Westerwel- le’nin tutumunu savundu. Ruprecht, Westerwelle’nin ziyareti sõrasõnda, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konu- sunda koalisyon sözleşmesinde yer aldõğõ şekilde Almanya’nõn tutumu- nu dile getirdiğini hatõrlattõ. Türkiye ile yapõlan müzakerelerin adil ve “ucu açık” bir şekilde sürdürüldü- ğünü belirten Polenz, Westerwel- le’nin Türkiye’de bundan başka bir şey söylemediğini kaydetti. Halen “babalık izninde olan” Yeşiller Partisi Eşbaşkanõ Cem Öz- demir de gelişmelerle ilgili yo- rumlarõnda Bavyeralõ politika- cõlarõn tutumlarõna karşõ çõktõ. Özdemir, bir gazeteye yaptõğõ açõklamada, “CSU, Avrupa po- litikasıyla ilgili konuları, bun- ları daha fazla anlayanlara bırakmalı ve daha az hasara neden olmalı” görüşünü dile getirdi. Türkiye ile sürdürülen müzakerelerin kesilmesi talebi- nin kabul edilemeyeceğini ve AB ülkelerinin, gerekli koşullarõ yerine getirdiği takdirde Türki- ye’nin AB’ye tam üye olabil- mesi hedefi ile bu müzakerele- ri sürdürdüğünü savunan Öz- demir, “Bu, daha zaman ge- rektirecek, ancak bu süre içinde AB de Türkiye’yi des- teklemeli, CSU gibi önünü kesmemelidir” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle, İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret ederek, Fener Rum Patriği Bartholomeos ile basına kapalı bir görüşme yaptı. (AFP) TEŞEKKÜR Sevgili babamız Av. NEVZAT ERDEMİR’in vefatından sonra 1 yıldır ailemize destek olan; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu’na İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Emin Özler’e İzmir Baro Başkanı Sayın Özdemir Sökmen’e, İstanbul Baro Başkanı Sayın Muammer Aydın’a, İzmir milletvekili Sayın Av. Bülent Baratalı’ya Sayın Sancar Maruflu’ya, Sn. Av. Remzi Demirkol ve Eşine, Sn. Av. Sümer Germen ve Eşine, Sn. Av. Fahri Coşkun’a, Sn. Av. Ramis Kanbur’a, Sn. Av. Volkan Alposkoy’a, Sn. Av. Süleyman Uslu’ya, Sn. Av. Mansur Cömert’e, Dünürü Semih Gürcan’a, Sn. Av. Remzi Balta’ya Sn. Av. Atilla Pozan’a, manevi oğlu Murat Bayır’a ismini sayamadığımız tüm sevenleri ve de gerçek dostlarımıza tesekkür ederiz... Eşi; Gülperi Erdemir Kızları; Meltem Erdemir, Işıl Erdemir, Yaprak D. Gürcan Damadı; M. Türel Gürcan Torunu; Semih Gürcan ANMA Sarsılmaz Bir Atatürkçü, Kararlı Cumhuriyet Devrimleri Savunucusu, Mesleğinin ve de Ülkesinin Âşığı, Canımız Babacığımız Av. NEVZAT ERDEMİR’e… 06 Ocak 2009’da ansızın, vedasız, tesellisiz bir ayrılıktı bizimki... Yokluğuna alışmamızın tarifi mümkün olmuyor. İncirin altındaki kahvaltılarımız buruk şimdi. Sürpizleri severdin, her an gelecekmişsin gibi hâlâ. Ama koskocaman bir yıl geçti. Ne aklımız, ne de yüreğimiz yanaşmıyor gidişini kabullenmeye. Sevdiğin şarkılar çok kederli, fotoğrafların daha değerli şimdi. Zaman iyileştirmiyor bu büyük yarayı, yokluğuna hiçbir şey çare olmuyor... Seni çok seviyor ve özlüyoruz. Eşi: Gülperi Erdemir Çocukları: Meltem ve Işıl Erdemir; Yaprak-Türel Gürcan Torunun: Semih Gürcan T.C. SİVAS 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLÂNI Dosya No: 2008/1421 ESAS Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: Taşõnmazõn tapu kaydõ ve niteliği: Sivas ili, 1 .Bölge TSM Üçlerbey Mah. 3282/28 parsel /ada, 1.015.20 m2 de 71/1015 arsa paylõ Dubleks mesken. Hali Hazõr durumu: Sivas Üçlerbey mah. 3282 ada, 28 parselde kayõtlõ, 1015,20 m2 alanlõ arsa olarak geçmektedir. Kat irtifakõ kurulmuş olup, cins tashihi yapõlmadõğõndan tapuda arsa olarak gözükmektedir. Binanõn A Giriş 3.Kat, 71/1015 arsa paylõ 8 bb nolu dubleks meskenidir. Brüt 190 m2 alanlõ olup, alt kat tabanlarõ ahşap parke, duvarlar sa- ten boya tavanõ badana kartonpiyerli salon, iki oda, tabanõ duvarlarõ seramik, antre hol- den ibaret, üst kata ahşap merdivenle çõkõlmakta olup, tabanlar ahşap parke duvarlar sa- ten boya, iki oda, antre hol, banyo WC’den ibarettir, dõş kapõsõ çelik iç kapõ ve pencere- ler ahşap, kombi õsõtmalõ, asansörsüzdür. İmar Durumu: Sivas Belediyesinin imar planõna göre bitişik nizam, 4 kat yapõlanma- ya müsait, yola mesafesi 5 metredir. Muhammen değeri: 120.000,00.-TL Satõş şartlarõ: 1 - Satõş 19/03/2010 günü saat 13,45 ile 14,00 arasõ Sivas 3.İcra Müdürlüğünde açõk ar- tõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ ala- caklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böy- le bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 29/03/2010 günü aynõ yer ve aynõ saatlerde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok artõrana ihale olunur. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin yüzde kõrkõnõ bulmasõ ve sa- tõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan baş- ka paraya çevrime ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2 - Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâ- zõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebi- lir. Damga vergisi, tapu alõm harcõ ve %18 KDV ile harç ve tüm tescil teslim ve diğer mas- raflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ve tapu satõm harcõ ve Tellaliye resmi, satõş bede- linden ödenir. 3 - İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerinde- ki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicil ile sabit olmadõk- ça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4 - Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki iha- le arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme ha- cet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 - Şartname, ilân tarihinden itibaren her- kesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örne- ği gönderilebilir. 6 - Satõşõ iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/1421 Es., sayõlõ dosya num- arasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilân olunur. Not: Tapuda adresleri belli olmayan ilgililere ilanen tebliğ olunur. 30/12/2009 (İİK.m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 504)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear