Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
19 OCAK 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Meslek örgütleri olan birçok
odada seçimler yapıldı ve yapılıyor.
Seçime giren ekipler kıyasıya
yarışırken neler yaptıklarını ve neler
yapacaklarını ilan ediyorlar. Aslında
tüm odaların çalışmaları ülke adına
çok faydalı. Birçok seminer,
toplantı, eğitim, fuar, yayıncılık gibi
başarılı çalışmalar yapıyorlar ve
bizler adına hukuki mücadele
yürütüyorlar. İstanbul İnşaat
Mühendisleri Odası (İMO) da
bunlardan biri. Mesleğini ve ülkesini
seven yüzlerce inşaat mühendisinin
etkin faaliyetleri İstanbul’un
geleceği ile ilgili kaygılandığımız
anlarda bize umut veriyor. 24
Ocak’ta yapılacak seçimde her
zaman olduğu gibi sol ve sağ
eğilimler yarışacak; ancak bu kez
sağ eğilimli ekiplerin seçime
asılacağı ve bu nedenle yarışın
hararetli geçeceği gözlemleniyor.
Çağdaş Grup olarak seçimlere
katılan mevcut yönetimin başarılı
çalışmaları yanında, kentimiz ve
bizim adımıza yaptığı hukuki
mücadelelerden bazılarını bilmekte
yarar var. Uyanık inşaat
mühendisleri sayesinde kentimizle
ilgili birçok olumsuz veya hukuka
aykırı işlemin önüne geçilmiş
oluyor ve olacak.
1- Bölgede yapılaşmayı arttıran
1/5000 ölçekli Üsküdar-Çamlıca
nazım imar planının Koruma Yüksek
kurulu’nca tasdiki işleminin iptali
için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na
karşı dava açılmıştır.
2- Kadıköy’ün yegâne yeşil
alanlarından olan Göztepe
Parkı’nda dini tesis alanı inşasını
öngören 19/09/2005 onama tarihli,
1/5000 ölçekli Kadıköy Göztepe
Sümer Mah. 103 pafta 412 ada 74
parsele ilişkin imar planı tadilatının
iptali için dava açılmıştır.
3- İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nce kamuoyuna 116
çözüm adıyla duyurulan kavşak ve
yol inşaatları ihalelerinin, İstanbul’un
sahip olduğu kaynakları tüketmek
suretiyle ulaşım konusunda köklü
bir çözüme ulaşılmasını engeller
nitelikte ve Kamu İhale Kanunu’na
aykırı olduğu gerekçeleriyle toplam
44 adet dava açılmış olup, açılan
davalar menfaat yokluğu nedeniyle
reddedilmiştir. Mahkeme kararları
temyiz edilmiştir. Danıştay temyiz
talebini haklı bulmuş ve mahkeme
kararlarını bozmuştur. Yargılama
devam etmektedir.
4- Dolmabahçe-Dolapdere,
Dolapdere-Piyalepaşa ve
Piyalepaşa-Kâğıthane Tünel-Yol
inşaatı ihalesi yapılması hakkındaki
AYKOME kararının iptali için
Büyükşehir Belediyesi’ne karşı dava
açılmıştır. Dava menfaat yokluğu
nedeniyle reddedilmiş olup, yerel
mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Danıştay temyiz talebini haklı
bulmuş ve mahkeme kararları
bozulmuştur. Yargılama devam
etmektedir.
5- İSKİ Genel Müdürlüğü’nce
düzenlenen İçme Suyu Havzaları
Koruma Yönetmeliği’nin hukuka
aykırı maddelerinin iptali için dava
açılmış olup, dava kabul edilmiştir.
İSKİ tarafından mahkemenin iptal
kararına aykırı olarak yeniden
hazırlanan İçme Suyu Havzaları
Yönetmeliği’nin iptali için de dava
açılmıştır.
6- İstanbul’un tarihi ve coğrafi
yapısını dikkate almaksızın İstanbul
Boğazı’na karayolu tüp geçidi
yapılmasına ilişkin işlemin iptali için
dava açılmıştır.
7- Mesleki kurallar ve şehircilik
ilkeleri göz ardı edilerek hazırlanan
1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre
Düzeni Planı’nın iptali için dava
açılmıştır. Davanın kabulüne karar
verilmiş, 1/100.000 ölçekli İstanbul
İl Çevre Düzeni Planı iptal edilmiştir.
8- Bölgenin tarihi ve kültürel
yapısına aykırı olarak yapılan
Harbiye Kongre Vadisi imar planı
değişikliğinin iptali için dava
açılmıştır. Mahkeme yürütmenin
durdurulmasına karar vermiş olup,
yargılama devam etmektedir.
9- Bölgenin şartlarına göre aşırı
yapılaşma oranı getiren Şişli, 304
pafta, 1947 ada, 6-7-52-78
parseller, Kâğıthane, 8744 ada, 14
parsele ait 1/5000 (Dubai Towers)
ölçekli nazım imar planının iptali için
dava açılmıştır. Davanın reddine
karar verilmiş ve karar temyiz
edilmiştir.
10- Boğaziçi Kanunu’na göre
Boğaziçi doğal ve tarihi sit alanının
etkilenme bölgesinde olan
Zincirlikuyu’daki Karayolları
arazisinde yapılaşma oranını arttıran
Beşiktaş-Ortaköy 30 ada 157 parsel
1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım
imar planı değişikliğinin iptali için
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı aleyhine dava açılmıştır.
Burada önemli olan davaların
açılması ve İstanbul kentine
yapılacak ihanetin önlenmesi ile ilgili
çabalardır. Davalar kaybedilse bile
odaların bu tür çalışmalarına şükran
borçluyuz ve kendilerini
desteklemeliyiz.
Meslek Örgütlerinde Yoğun Seçim Heyacanı Yaşanıyor
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Akıl Tutulması
Benim bildiğim mahallenin en gözü pek, daha
doğrusu acımasız çocukları öncülük yapar,
mahallenin bilinen zararsız delisini kızdıracak
saldırgan davranışları ortaya koyarlardı. Mahallenin
bütün çocukları peşlerine takılır, büyükleri
çaktırmadan merakla olup bitecekleri izlerlerdi...
Mehmet Ali Ağca elbette sıradan, zararsız bir
deli değil. Uluslararası terörle de bağlantılı, ülkücü
tetikçi kimliği ile Abdi İpekçi’yi öldürerek ülkemizde
sadece terörün tırmanışında değil, pek çok boyutlu
olumsuz gidişin tırmanışında kilit rol oynamış bir
katil. Nasıl bir kilit tetikçi idiyse, kim bilir belki de en
çok konuşmasından korkularak cezaevinden
kaçırılmış, Papa suikastı ile de uluslararası terörün
önemli tetikçileri katına yükselmişti.
Türkiye ve uluslararası arenada sorgulandıkça,
araştırmacı uzmanlığında dünyanın şapka
çıkaracağı, başta Uğur Mumcu, araştırmacı
gazeteciler uzun çabalarla ipin ucunu yakalamak
için emek harcadıkça Mehmet Ali Ağca kimliği, suç
örgütleri ile bağları giderek arapsaçına dönmüştü.
Ortak yargı, Ağca’nın hastalıklı kimliği yanında
üstün zekâsı ile, her ifadesi alındığında bambaşka
senaryolar yazma, izlenim yaratma yeteneği ile
gerçek suç ortaklıklarına ulaşılması olasılığını yok
ettiği, izleri sildiğiydi. Olsa olsa cinayet eylemi,
cinayet girişimi suç sonuçlarından birtakım örgüt
bağlarına, genellemeye gitme olanağı doğuyordu...
Sıkı bir ülkücü terörist kimliği ile yola çıkmış,
uluslararası mafya, büyük terör, gizli devlet
örgütlerini de kapsayan yorumların tümüne hak
verilebilecek bir portre çizmeyi başarmıştı. Dün
tahliye edilmesi bağlantılı medyanın ilgisini çekmesi
kaçınılmaz. Ancak bir yanı ile de nereden
bakarsanız bakın, gerek eski, gerekse dün aldığı
son raporu ile askerlik yapamayacak kadar hasta
olduğu da ortada. Üstelik gerek ülke içinden,
gerekse uluslararası uzmanların ortak kanısı;
Ağca’nın konuşturulması ile gerçeklere ulaşılmasını
unutun, kimi izlenimlere varılması olanaksız...
Doktor raporları ile askerlik yapamayacak kadar
ruh sağlığı bozuk, Türkiye ile dünyanın siyasal
dengeleriyle oynanmasında kullanılmış bir tetikçi
teröristin, tahliye olduğu gün çok pahalı bir otele
yerleşebilecek parasal olanaklara sahip olması ne
kadar düşündürücü ise iç ve dış akıl almaz bir
medya ordusunun peşinde olması, cezaevinden
çıkışta, otele girişte izdiham yaratılması aynı
ölçeklerde düşündürücü. Dünün bütün televizyon
kanallarında, ana haberlerde, programlarda Ağca
gündeme oturmuştu...
Bu nasıl bir akıl tutulması, haber değerlendirme,
toplumsal yönlenme algılaması çarpıklığıdır ki,
Ankara’nın dünkü yağışlı karakışında Türk-İş’in ara
sokaklarında tabureler üzerinde oturarak
direnişlerini sürdüren kadınlı-erkekli on bin
civarındaki işçinin hali pürmelalleri satır arası
haberlere bile giremedi. Pazar günkü yüz binleri
bulan yüksek katılımlı miting zorunlu haber olmuştu
ya, sanki iş bitti. Başka kentlerden dayanışma için
gelmiş işçiler evlerine-işlerine döndükten sonra
kalanların haliyle ilgilenen yok. Oysa TEKEL
işçilerinin direnişinde dün 35. gündü. Dünya emek
tarihinde rekor olacak bir eylemi gerçekleştiriyorlar.
Hangi koşullarda, hangi inanç ve inatla
direndiklerini algılayabilmeniz için günler değil,
saatlerle sokakta oturarak durmayı hele bir
deneyin... Dün kim bilir kaç işçi daha hastalandı,
hastaneye kaldırılanlar oldu? Şimdi beyinleri
direnişlerine uyarlanmış, algılamasında değiller, bu
soğukta bu kadar uzun kalmanın asıl kokusu,
hastalıkları sonradan çıkacak. Bırakınız ekmek
kavgasındaki yerini, insan olarak verilen dayanma
gücü sınavının haber değeri yok mu?
Masa başından derlenen birkaç satırlık
haberlerde, eylem, direniş programının
devamından söz ediliyor; Türk-İş yönetimini genel
greve zorlamaları, yeni destek eylemleri
sorgulanıyor. Yeni bir eylemden, doktorların bugün
yapacakları direnişlerden söz ediliyor... Daha bir
özenli haberciler TEKEL işçilerinin örgütü Tek
Gıda-İş Sendikası’nın dünkü yönetim toplantıları,
yeni kararlarıyla ilgilenmişler... Direnişin siyasete
yansıyacak ayağında haber aramışlar...
Aslında bilinçli ideolojik bir haber ambargosu
gerçeği var; ilgisizlik işçilerin direniş gücünün
kırılması amacının su yüzüne çıkması. Toplumsal
tepki almamak boyutunda haberlere, daha
doğrusu eylemlere yer verildikten sonra, toplumsal
duyarlılığı beslememeye yönelik yapılabilecek her
şey yapılıyor. En çok da direnişin kırılamaması
halinde olabileceklerden korkuluyor. Ya bu soğukta
kuşatılmış bir alanda, ayazda direnmekte inat eden
işçilerin başlarına bir şeyler gelirse. Ağır
hastalananlar, ölen olursa? Çaresizlikten
söyledikleri gibi, yöneticilerinin engellemeye
çalışmalarına karşın, katı bir açlık grevi eylemine,
hele de ölüm orucuna yatanlar olursa? En
korkulanı işçilerin hak aramalarında öncü örnek
gücü oluşturuyorlarsa?..
soner@cumhuriyet.com.tr
Clio 4’ün üretim yerine
2012’de karar verilecek
BURSA (AA) - Fransa’nõn İstanbul Başkonsolo-
su Herve Magro, Renault’nun “Clio 4” versiyo-
nunun üretimi konusunda Fransa’da yaşanan tartõş-
malara ilişkin, “Clio 4 modelinin üretilmesi ko-
nusunda Fransa’da bazı tartışmalar çıktı. Ama
ben Türk olsam bu haberlerden çok gurur du-
yardım” dedi. Bursa Valisi Şahabettin Harput’u
makamõnda ziyaret eden Magro, gazetecilerin, “Clio
4” modelinin Türkiye’de üretilmesi konusunda çõ-
kan tartõşmalara ilişkin sorusunu yanõtladõ.
Bunu büyük bir sorun olarak görmediğini dile ge-
tiren Magro, şöyle konuştu: “Bu tartışmalar, Bur-
sa’daki üretimin kaliteli ve güzel olduğundan çı-
kıyor. Demek ki, Bursa’da fabrika çok iyi çalışı-
yor. Çok memnunuz. Çıkan sorun nedir? Clio
4’ün, 2013’te başlayacak olan üretiminin nerede
olacağı. 2011 ve 2012’de alınacak karar.”
Magro, “Sanıyorum Türkiye’deki üretim devam
edecek. Yeni ‘Fluence’ modeli Bursa’da üretile-
cek. Hem de elektrik modeli üretilecek. Demek ki,
Bursa’da tam gaz devam edeceğiz” dedi.
Dünyayõ sarsan krizin Türkiye’yi teğet geçmediğini vurgulayan Çoban, bunun farklõ olduğunu söyledi
BEKİR ŞAHİN
GAİZANTEP - Şölen Çikolata Yönetim
Kurulu Başkanõ İsmail Çoban, yaşanan kri-
zin daha önceki krizlerden farklõ olduğunu, öm-
ründe ilk kez böyle bir kriz gördüğünü söyledi.
Krizin 2010’un ikinci çeyreğinden itibaren
biteceğine inandõğõnõ ileri süren Çoban, Ga-
ziantep’in komşu ülkelerle ticareti sayesinde
krizden fazla etkilenmediğini, ancak krizin te-
ğet geçmediğine dikkat çekti.
Krizin önemli bir kriz olduğunu ifade eden
Çoban, yõllardõr Türkiye’de krizler yaşan-
masõna rağmen son krizin, dünya genelinde kö-
tü gidişatõn oluşmasõna neden olduğunu söy-
ledi. En hasarsõz atlatan ilin Gaziantep oldu-
ğunu ifade eden Çoban, “Türkiye’de ihra-
catın yüzde 30 oranında gerilemesiyle bir-
likte ekonomi küçülürken Gaziantep’te
ihracatın artması önemli bir göstergedir.
Irak, İran, Suriye ve Türki cumhuriyetle-
re ihracat potansiyeli devam ediyor. Krizin
2010 yılının ikinci çeyreğinden itibaren
biteceğine inanıyorum” dedi.
Krizin teğet geçmediğini ileri süren Çoban,
kriz teğet geçmiş olsaydõ firma olarak büyü-
me hedeflerinin yüzde 35-40 olacağõnõ söyledi.
Şölen Çikolata’nõn büyümeye devam ede-
ceğini hatõrlatan Çoban, kazançlarõnõ yine
yatõrõmlara harcadõklarõnõ belirterek “Hede-
fimiz her yıl en az yüzde 20 oranında bü-
yümek. Gaziantep ve İstanbul’da yaptığı-
mız üretimle 100’den fazla ülkeye ihracat
yapıyoruz. İhracatın yanı sıra iç pazarda da
istikrarlı şekilde büyüyoruz” dedi.
Çoban, yurtdõşõnda da yatõrõm planladõk-
larõnõ, proje aşamasõnda olan yatõrõmlarõnõ
önümüzdeki günlerde kamuoyu ile payla-
şacaklarõnõ sözlerine ekledi.
Büyüme
sokağa
yansõmayacak
Türk-İş Genel Merkezi önündeki direniş bütün cadde ve sokaklara yayõldõ
ANKARA (Cumuhriyet Büro-
su) - EFG İstanbul Yatõrõm, Türki-
ye ekonomisinin 2010’da yüzde 5
büyüyeceğini tahmin ettiklerini be-
lirterek “Ancak büyüme projek-
siyonu sokaktaki adamdan çok
istatistikçiler ve ekonomistler ta-
rafından görülebilir olacak. Tah-
min edilen büyümenin yarısı stok
birikiminden kaynaklanacağı için,
geriye kalan satış ve kâr artışının
etkisi, normal bir yüzde 5’lik bü-
yümeden az hissedilecek” değer-
lendirmesinde bulundu. EFG İstan-
bul Yatõrõm’õn “2010 Yılında Bü-
yümenin Anatomisi” başlõklõ ra-
porunda şu ifadelere yer verildi:
Büyümenin neredeyse yarısı stok
birikiminden kaynaklanacak.
Büyüme sektörler bazında eşit
olarak dağılmayacak.
Birinci grup krizden ciddi bi-
çimde etkilenmemiş gõda, otel ve lo-
kanta hizmetleri, sağlõk, enerji, tü-
tün ürünleri, matbaa, kâğõt ve ağaç
ürünleri sektörlerinden oluşuyor.
Üretimde ciddi bir hõzlanma yaşan-
masa da, kendini çabuk toparlaya-
bilen bu sektörler performanslarõnõ
2010’da da tekrarlayacak.
İkinci grup krizden olumsuz etki-
lenmekle birlikte ciddi biçimde ken-
dini toparlamõş sektörlerden oluşuyor.
Burada mobilya, kimyevi maddeler,
elektronik, beyaz eşya ve otomotiv bu-
lunuyor. Bu sektörlerin 2010 yurti-
çi satõşlarõnda mevcudun ötesinde
bir iyileşme beklenmiyor.
Üçüncü grup küresel krizden
olumsuz bir şekilde etkilenmiş ve hâ-
lâ durumunu düzeltememiş sektör-
lerden oluşuyor. Bu grupta ulaşõm
araçlarõ, temizlik ürünleri, seramik in-
şaat ve rafineri sektörleri yer alõyor.
Aileleriyle birlikte sayõlarõ 10
bine ulaşan TEKEL işçileri
direnişlerinin 36. gününde genel
grev istiyor. Genel grev istemine
DİSK ve KESK de destek veriyor.
Tütün işçisi genel grev istiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TEKEL işçilerinin bugün 36. gününe gi-
ren direnişi, Türk-İş Genel Merkezi’nin
önünden bölgedeki tüm cadde ve sokak-
lara yayõldõ. Aileleriyle birlikte sayõlarõ 10
bin kişiye ulaşan işçiler, özlük haklarõy-
la başka kurumlara nakil hakkõnõ almadan
mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini
belirtirken işçilerin genel grev istemine
DİSK ve KESK’ten destek geldi.
TEKEL işçilerinin özlük haklarõyla
başka bir kuruma nakil hakkõ talebiyle
başlattõklarõ mücadele bugün 36. gününe
girdi. Önceki gün yapõlan miting nede-
niyle Türkiye’nin dört bir yanõndan An-
kara’ya gelen TEKEL işçileriyle birlik-
te daha önce Türk-İş Genel Merkezi’nin
önünde süren direniş, bölgedeki tüm
cadde ve sokaklara yayõldõ.
Muşambalarla korunuyorlar
İşçiler geldikleri illerin adlarõnõn yazõlõ ol-
duğu çadõrlar kurarak mücadelelerini hep
birlikte yürütüyor. Muşambayla yağmurdan,
battaniyelerle soğuktan korunmaya çalõşan
işçilere, diğer sendika ve sivil toplum ör-
gütlerinin de desteği artarak sürüyor.
Miting nedeniyle Ankara’ya gelen iş-
çilerle birlikte direnişe katõlan işçi sayõ-
sõnõn eş ve çocuklarõyla 10 bine yaklaş-
tõğõ ifade edildi. İşçi ve yakõnlarõ üzerle-
rini muşambayla kapattõklarõ çadõrlarda
soğuktan korunmaya çalõşõyor.
Banka hesaplarõndan SGK tahsilatõ
Haber Merkezi - AKP hükü-
meti, yaklaşõk 100 milyar lirayõ bu-
lan vergi, Sosyal Güvenlik Kuru-
mu (SGK) borçlarõnõ tahsil ede-
bilmek amacõyla, borçlularõn ban-
ka hesabõndan alacaklarõnõ tahsil
etmeye başladõ.
Hükümet, 28 Eylül 2009 tari-
hinde Resmi Gazete’de sessiz se-
dasõz “5510 Sayılı Kanun’un 8.
Maddesi’nin 7. Fıkrası’nın Uy-
gulanması Hakkında Tebliğ”i
yayõmladõ. Tebliğin yayõmlanma-
sõnõn ardõndan hükümet, gelen
tepkiler nedeniyle tebliği uygula-
mayõ erteledi.
‘Bireysel özgürlüğe aykırı’
Tebliğe göre, SGK’ye borcu
olanlarõn hesaplarõndan SGK ala-
caklarõnõn tahsil edilmesi öngörü-
lüyordu. 2009 krizi faturasõnõn
ağõrlaşmasõyla alacaklarõ artan ve
tahsilatta zorlanan SGK, borçlu-
larõn banka hesaplarõndaki para-
lardan alacaklarõnõ tahsil edilme-
ye başladõ. Vergi uzmanlarõ ve hu-
kukçular bu uygulamanõn ticari
haklara ve bireysel özgürlüğe en-
gel olduğunu belirtirken, kişinin
devlete borcunu ödemeyerek faiz
yükünü kabul ettiğini, buna karşõn
devletin habersiz bir şekilde ban-
ka hesabõnõza girip tahsilat yap-
masõnõn ticaret hukukuna ve tea-
müllere aykõrõ olduğu kaydetti.
Tebliğin kredi taleplerini de en-
gelleyeceğini belirten uzmanlar,
SGK’ye borçlu birinin aldõğõ kre-
dinin otomatik olarak kesileceğini
belirterek, SGK borçlularõnõn ban-
ka kredisi almaktan vazgeçebile-
cekleri uyarõsõnda bulundu.
Tek Gõda-İş Genel Başkanõ Mustafa Türkel
başkanlõğõndaki Tek Gõda-İş şube başkanlarõ
toplantõsõnda mücadelede bundan sonra izlenecek
süreç ele alõndõ. Tüm Tek Gõda-İş şube başkan-
larõnõn hazõr bulunduğu toplantõda işçilerin genel
grev talepleri değerlendirildi.
Toplantõnõn ardõndan Genel Başkan Türkel’in bu-
gün bir açõklama yapmasõ beklenirken TEKEL iş-
çileri de bugün açlõk grevine başlamaya hazõrlanõ-
yor. 3 gün sürmesi planlanan açlõk grevinin ardõn-
dan işçiler ölüm orucuna başlayarak özlük haklarõyla
başka bir kuruma nakil
hakkõ alana kadar bu
eyleme devam etmeyi
düşünüyor. TEKEL işçileri 4-C’de yapõlacak hiçbir
iyileştirmeyi kabul etmediklerini belirterek hükü-
metten bu yönde adõm atõlsa dahi eylemlerine de-
vam edeceklerini vurguladõlar. Hükümetin, başlat-
tõklarõ bu direnişin toplumsal muhalefete dönme ih-
timalinden korktuğunu belirten işçiler, “Hakkımı-
zı almazsak bir 35 gün daha direniz. Ölmek var,
dönmek yok” diye konuştu.
Ayrõca, Bodrum Mavi Yol Girişimi Platformu, TE-
KEL işçilerinin eylemine destek vermek amacõyla
1 ton Bodrum mandalinasõnõ Ankara’ya gönderdi.
Gaziantep’in komşu
ülkelerle ticareti sayesinde
krizden fazla
etkilenmediğini anlatan
İsmail Çoban, kriz
teğet geçseydi büyüme
hedeflerinin en az yüzde
35-40 olacağõnõ söyledi.
Böyle kriz görmedim
Tek Gõda-İş süreci değerlendirdi
Ekonomi Servisi - Türkiye üze-
rinden Avrupa’ya doğalgaz sat-
mayõ hedefleyen Irak, enerji ala-
nõnda AB ile stratejik ortaklõk için
mutabakat zaptõ imzaladõ.
AB ve Irak arasõndaki enerjide
stratejik ortaklõk mutabakatõ zaptõ,
Irak’õn doğalgaz sahalarõnõn gelişti-
rilmesini, Irak’õn boru hatlarõnõn gü-
venliğinin ve güvenilirliğinin artõrõl-
masõnõ, Irak gazõnõn Avrupa’ya ulaş-
tõrõlmasõ için rota belirlenmesini ve
Irak enerji politikasõnõn sürdürülebi-
lirliğinin sağlanmasõnõ içeriyor.
IrakileABenerjide
işbirliği yaptõ
Fotoğraf:NECATİSAVAŞ.
İsmail
Çoban
Ekonomik krizle durumu iyice kötüleşen kurum, AKP’nin sessiz sedasõz çõkardõğõ tebliğ
ile hesaplardan tahsilata başladõ. Tebliğin kredi isteklerini de engelleyebileceği belirtiliyor