28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 AĞUSTOS 2009 / SAYI 1222 MUNIH Englischer Garten'da pazar keyifleri... EROL OZKAN H P emmuz günlerini yağmurlu ve X. bunaltıcı sıcaklarla geçirdikten sonra ağustos günlerini de aynı şekilde yaşamaya başladık... Almanya'da herkes havalar yüzünden sinir küpü adeta... Sabahleyin harika bir güneşle gerinerek uyananlar, akşamüstleri ani yağmurlara nasıl da şaşkınlar, hiç sormayın? Insanlar cn çok hafta soıılarmda gerginlcgiyor... Heı şvye karşın ağustos pazarlannda Münihlilerin vazgeçilmez adresi "Englischer Garten"m şöhretini mutlaka duymuşsunuzdur! Avrupa'nın en eski ve en büyük parkı olması bir yana yansıttığı görüntülerle ilginçliğini hâlâ koruyor burası... Sabahın köründe bisikletli kızlann dolandığı bu çılgın parkta her saat değişen bir yaşam var. Özelliklc pazarları... Piknikçilcr, top oynayanlar, çınlçıplak güneşlenenler ve davul çalonlaı bunlurılun biıkaçı sadccc... Münih gibi kültürün ve sanatın her köşede yaşatıldığı bir kentte Marien Meydanı şehrin kalbidir adeta. Oradan Odeon Meydanı'm görüp hızlı adımlarla kentin yeşil köşesi tngiliz bahçelerine uzanmak zor değil. Taze kesilmiş çimen kokan geniş çayırlarda güneşlenen çıplaklann sayısı da ikiye katlanır ağustos sabahlannda. Bu parkın esasen en çok merak edilen köşesi Monopteros anıtının tam karşısı. Şirin bir derenin öteki kıyısı çıplaklânü uluın. Sizi uıadu öûûc Afrikalı davulcular karşılar. Pazar günleri davul çalıp kafa çekenler de çoğaldılar giderek. Kulaklan çınlasın bizim Okay Temiz'i bile kıskandıracak ustahkta ritim atan davulcu takımı kafalan şişiredursunlar, az ötede anadan doğma güneşlenen kadınlar bu yaz Pakistanlı röntgenciler yüzünden daha kuytulara tüyınüş. Bereket Münih'teki bizim çember sakallılar burayı bilmiyorlar? Englischer Garten aslında bir marka. Dünyanın en ütılü parklanndan. 1793'ic açılan bu parkın İîkir babası bir Amerikah. Bavyerahlann Kont Rumfort olarak tanıdığı bu zat, Alman ortağı Ludwig von Sckell ile bu parkı tasarlar. Çin kulesi ile Monopteros anıtı parkın ana eksenini oluşturur ve daha sonra park büyür de büyür... Burası günümüzde bisikletlilerin cenneti adeta... Tabii hafta sonunda kazanovalar ve çapkınlar da burada... Bilhassa parkın kuzey girişindeki Cafe St. Moritz haklı bir üne sahip. Çarpıcı dekoru ve ilginç müşteri profıli ile enteresan bir köşe... Saçlan jöleli yakışıklı îtalyan gençleri, tatilden dönmüş dullar, kırçıllaşmış .s:ık:ıll:ııı ve muzip bukiijlı cski çapkınlar, lakıp takıştırmış kokoş. güzellcr, sıyahlar içinde yırtık çoraplı Madonna takılan yeniyetme punk kızlar, eski tiyatro oyunculan... Kimlerkimler yok ki orada... Ve akşamüstüne doğru hava karanp da, aniden bastıran bir yağmurla keyfi kaçan kızlann çığnşmalan arasında çakan şimşeklerle herkes bir anda doluşur bu kafeye. Ben de diplerde bir masaya ilişirim. Parkta yaşanmış can sıkıntılı bir pazann son saatleri. Içimde hüzünler sevinçler üst üste. Yüzümde ise belli belirsiz bir gülümseyiş. Yağmurda ıslanarak tekraryollardayım... • crölozkan66@hotmai 1.com BIŞKEK Bakiyev güveni taçlandırdı! OSMAN KARAKAŞ aklaşık beş bin Türkiye X Türk'ünün yaşadığı beş milyon nüfuslu Kırgızistan kısa bir süre önce Cuınlıurbaşkanlığı seçimi ile Kurmanbek Bakiyev'e "devam" dedi. Geçerli oyların yüzde 86.33'ünü alan Bakiyev, bu görevde beş yıl daha kalacak. Her zaman olduğu gibi mulıalefetin "usulsüzlük" iddiaları ciddiye ahnmadı. Türkiye başta olmak üzere birçok ülke Bakiyev'i kutlayıp başarılar diledi. Bakiyev, seçim zaferini turizm merkezi Issık Göl'deki (Sıcak Göl) Kolektif Güvenlik Örgütü Zirvesi ile perçinledi. Hem muhalefete hem de dış dünyaya; "Güçlü bir şekilde görevime devam ediyorum" mesajını verdi. Seçim arefesinde zirve toplantısına katılan liderler böylece Bakiyev'in yanında olduklan mesajını verdiler. Tabii ki bu zirvede en önemli lider güçlü ülke Rusya'nın Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev'di. Bakiyev zaferlerini kişisel bir tesadüf ile taçlandırdı. Zirveden bir gün sonra yemin ederek tekrar koltuğuna oturan Kırgızistan Cumhurbaşkanı, aynı gün 60'ıncı , doğum gününü kutladı. Küçük ama çok güzel bu ülkedeki aksaklıkların ortadan kalkması ve ekonomik refaha ulaşılabilmesi için daha uzun bir yol var. Çünkü ülke kaynakları kısıtlı ve su hariç doğal kaynaklar bakımından "şanssız" bir ülke. Tahminlere göre beş binin üzerinde Türkiye'den Türk var. Ayrıca 1944'te Gürcistan'dan sürgün edilen 40 bin civannda da Ahıska Türk'ü yaşıyor. Türkiye dcvlet olarak hem buradaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarma hem de yerel Türklere çok da yakm değil. Burada yaşayan işçi Türklerin en büyük sorıtnu uçak ücretleri. lstanbul'a sadece THY uçtıığu için bu "tek tabanca" avantajını ekonomik eziyete döndürmüş. Yüksek gelire sahip ya da bekâr bir kişi için bu sorun değil tabii. Ancak aile geçindirme derdinde olan birçok işçi için Türkiye'ye tatile gitmek bir hayal. Dört kişilik bir ailenin yol, fazla bagaj ve diğer masraflan altı bin dolar civannda. Gidiş dönüş bilet ücreti 600 ila 1000 dolar arasında değişiyor. Oysa aynı THY yarım saat daha kısa uçuş mesafesine 299 dolara yolcu taşıyor. Bişkek-İstanbul seferi yapan uçaklar ise neredeyse tam doluluk oranı ile uçuyor. Çoğu zaman yer bulmak imkânsız. Buna rağmen THY tek başına olma avantajını bir "fırsatçılığa" dönüştürmüş durumda. Bu konuda devletin birçok makamına yazılan yazılar da sonuçsuz kalmış. Ahıska Türklerine gelince; onlar Türkiye'nin kurduğu üniversitede çocuklarına meslek kursları açılmasını ve daha yakın sosyal ilişkiler kurulmasını bekliyorlar. Tek dertleri, Türk dilini, kültürünü unutturmamak ve çocuklannın Kırgızistan kültür mozaiği içinde kaybolmamalarını sağlamak. Ancak bu mümkün değil. Eğitim ve Kültür Turizm Müşavirliği ile TİKA yerel Türklere yönelik sosyal ve mesleki projeleri uygulamaya geçimıeli. Dokuz televizyon kanalı ile Orta Asya konusunda 19 yılda bir arpa boyu ilerleyemeyen TRT ise; Rus, Arap, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Alman yayııı kuruluşlarını 10 yıl geriden bile takip etme başansmı gösteremiyor. Harcanan bütçeler mi? Onu hiç sormayın! • okarakas@hotniail.com Geleneksel Suya Atlama Festivali Bir ülke düşünün ki atlama ve zıplama eylemlerini iliklerine kadar yaşasın, yaşamakla kalmasın bunu geleneksel bir festivale dönüştürsün. Slovenya öyle bir ülke işte. Fotoğraftaki adamımız da Geleneksel Atlama Festival çerçevesinde Soca Nehri'ne atlayan onlarca katılımcıdan sadece biri. GRANADA Biraz Arap, biraz îspanyol, biraz Çingene IŞIK CANSU CANAYAK Sıcak, nemli, ağır, sarı bir hava. Yaşam yavaş, sokaklar boş öğle vaktinde, ismi nar olan bu güney şehrinde. Evet, evet Granada nar demek... Gördüğüm en tuhaf şehirlerden birindeyim, hemen fark ediyorum, yeni kısmı bildiğimiz Antalya iken; esas görülmesi gereken tarihi Arap mahallesi Albaicin ve dağa oyulmuş evlerinde zamanın hiç değmediği bir biçimde yaşayan Îspanyol çingenelcrinin muhiti Sacramonte birbiriyle iç içe geçmiş; yeni tarafla hiç alakası olmayan bir hal ve eda içindeler çünkü. Andalucia bölgesinin en önemli, Arap ve lslami etkilerin eski Endulüs devletinin başkenti Cordoba'dan sonra en bariz görüldüğü Granada; Kuzey Afrikalı Müslümanların en son kaybettikleri yer, İberya yanmadasındaki egemenlikler 1492'de biterken. Dalmdan son dü$en nar Granada yani, o zamanların efsane kral ve kraliçesi Isabel ve Ferdinand'ın askerleri Müslümanları yollarlarken topraklanndan. îki kişinin yan yana yürüyemeyeceği daracık sokaklan, çaktırmadan tepeye doğru tırmanıp durduğunuz eski Arap mahallesi Albaicin, bana sorarsanız bir film seti. Gerçeklik duygumun yittiği ve karşıma bir anda bir uzaylı inse "peki" diyeceğim, gizemli bir boyuta geçtiğim mahalle. Ne pencerelerde bir insan, ne sokaklarda bir ses. Bembeyaz evler, öylesine korunmuş... Sarı balkonlar, yıllardıraçılmamış... Devamlı keçi gibi tırmanıyorum yukanya, sıcaktan aklım şaşmış... Ve geliyorum Elhambra Sarayı'nı tam karşıdan, bütün "nar"ı tam yukardan gören, ünlü tepe Aziz Nicholas'a. Yeşilin içinde kırmızı kırmızı yanıp sönüyor Elhambra, hem kalesi hem de sarayın kendisi... lspanya'da en çok ziyaret edilen turistik yer burası, boşuna ginniyor insanlar sabahın altısında sıraya, öğlen bir gibi girebilmek umuduyla bu saraya. Devam ediyorum tırmanmaya, o hüzünlü-asi-seksi ve sert dans Flamenko'nun doğduğu dağa, Sacramonte'ye doğru. Zaten koruma altmda bu bölge, mağaralannda hâlâ aynı biçimde yaşıyor Îspanyol çingeneleri, bundan yüzyıllar önce nasıl yaşıyordularsa. Flamenkonun hasının izlenebileceği birkaç ünlü yer dışında öyle turistik bir yer de değil, hatta oldukça yabani. Düşünmeden edemiyor insan, üzerine hiçbir şey eklenmese bile, sadece var olan yapıları, değerleri, özgün kültürleri korumak, onları kendi doğal yaşam alanlannda bırakmak ne kadar unurulmaz manzaralar yaratıyor bir şehirde diye. Hatırda kalmanın yolu elde avuçta olana gözü gibi bakmak diye... Granada işte bu yüzden bu kadar acayip bir yer bana sorarsanız. Çok modem bir Îspanyol şehrine tslamın elini dokundursak ne olurdu, el değmemiş Çingeneleri dağlara salsak neye benzerdi sorulannın cevabı nann tepelerinde gizli. Elhambra Sarayı'nın kırmızısında, Granada'nın dayanılmaz sıcağında, lspanya'nın en prestijli üniversitelerinden Granada Üniversitesi'nin banklannda, şehirdeki öğrencilerin terleyen ama mutlu yüzlerinde saklı. tnanmayan gidip nan görebjlir, yetmiyorsa bir lokma da ağzına atabilir... • cansucnyk@hotmail.com STOCKHOLM Ilımlı İslam ihracı OSMAN İKİZ "Kardeşim sen kendi bahçene bak, ne işin var Asya bozkırlarında" diyesi geliyor insanın. 200 yıldır savaşa ginnemiş bir ülke, Amerikan dolmasını yutup Afganistan'a asker gönderdi. Afganistan'ı teröristlerden kurtaracaklarmış. Terör öyle bir boyut almış ki, îsveç bile tehdit altındaymış. Lâf bol. Söylenenlerin çoğu da doğru. Refleksleri zayıflamış olan ama emperyal sevdadan vazgeçemeyen Batı, ya başına gelecek belayı göremiyor ya da hesabına gcldiğinden belayı bile bile yaratıyor. "Made In USA.Usame" gibi. Somali'de şeriat devleti için savaşan El Shabab içinde en az 30 Îsveç pasaportu taşıyan genç varmış. Bıuılann arasında ölenlerin sayısı üçe çıkınca duyuldu. Basm ne oluyor diye üstüne gidince öğrendik şeriat savaşçılannın El Shabab'a nasıl devşirildiğini. îsveç ve göçmcn konulan haber olunca hep adı geçen Stockholm'ün Rinkeby mahallesiymiş terör örgütünün verimli bahçesi. Olanlar şaşırtıcı değil. O mahallede en az 15 yıldır, Somalili kadınlara vaaz veren imamlar "Sakın çahşmayın. Devlet size bakacak. Bol çocuk doğurun. Ilerde îsveç'i de İslam yapacağız" diyerek beyin yıkadı. Bunlar biliniyor. Peki önlenı alındı mı? Ne gezer... Bir mahalleye tıkılıp, yobazlara teslim edilen insanlardan ne beklenebilir... Belediye aydan aya karnını doyuracak kadar para verdi mi yabancımn haline şükredip Îsveç'e medyun kalacağını sanıyor. Yobazlann çahşmalanna falan da aldırdıklan yok. Sistemin her türlü tehlikeyi bertaraf edeceğine inanıyorlar. Siyasi polisin antiterör uzmanı ise bayağı endişeli. Şeriatçılann çalışmalanndan haberdar olduğu belli. Irak savaşından sonra, şeriatçı imamlann da etkisiyle gençler arasında El Kaide hayranlığı almış yürümüş. Bu da tabii ki El Kaide'nin kopyası, ya da Somali şubesi gibi çalışan El Shabab'ın işini kolaylaştınyor. Rinkeby'de olanlan yakından izleyenlerin anlattığına göre, gençler Somali'ye ölümü göze alarak gidiyormuş. Öldüklerinde şehit olacaklanna inandınlıyorlarmış. Bunlar bilinen senaryolar. Tuhaf olan Îsveç gibi bir ülkede büyüyen çocuklann bu senaryolara kanıyor olması. Avrupa'da gettolann hali artık sır değil. Buralarda yaşayanlann arasına şeriatçılar girince bu karşılaştığımız ve muhtemelen daha da kötüleşecek olan tablo ortaya çıkıyor. Antiterör uzmanma göre Somali'deki çocuklar sağ kalırlar da Îsveç'e dönerlerse iyice bilenmiş olacaklarından intihar saldınlanndan, suikastlara kadar her türlü terör eylemi için risk artacak. Paradoksa bakın, Isveçli askerler binlerce kilometre uzakta terörist avlarken burada terörist yetişiyor. Avrupa'da yetişmiş Müslüman gençlerin lslami modenıleştireceklerine inanıhyordu. Oysa onlar lslami türbana soktu. Yobazlann tuzağına düşenler de terörist oluyor. Ilımlı İslam ihracıyla uğraşan Avrupalılar bahçede yetişen koyu Islamcılarla nasıl başa çıkacak bakalım. • osman.ikiz@tele2.se
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear