28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2009 PAZAR 10 DIŞ HABERLER konomik kriz aşõrõ sağa yarõyor OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Dünya ölçe- ğinde derinleşen ekonomik krizin Avrupa Birliği’nde (AB) merkez sağ kadar aşõrõ sağa da kan verme- si, siyasal gözlemcileri kaygõlan- dõrmaya başladõ. Birçok araştõrmacõya göre, yaşlõ kõtanõn üzerinde İkinci Dünya Sa- vaşõ’ndan bu yana ilk kez bu bo- yutlarda kitleselleşen bir “neofaşist heyula” dolaşõyor. Irkçõ görüşleri savunan, Hõristiyan köktenciliğine yakõn, “göçü hazmedemeyiz” ba- hanesiyle açõkça İslam, Türk ve Arap düşmanlõğõ yapan siyasal par- tilerin, Avrupa Parlamentosu’nda da somut bir politik güce dönüştüğü gözleniyor. Demokrasinin beşiği olarak sunu- lan bu parlamentoda, “Avrupa’daki Hıristiyan uygarlığının tehdit altın- da olduğu” haykõrõşlarõ arasõnda gücü- nü hatõrlatan AB aşõrõ sağõnõn, haziran ayõ başõndaki seçimlerin hemen ardõndan ye- niden örgütlenmeyi ve grup kurmayõ ba- şarmasõ, siyasal gözlemcileri de şaşõrt- tõ. Aşõrõ sağõn yeni gerekçeler ve sözde demokratik çözümlerden geçmişten farklõ bazõ siyasal giysiler üretmeyi ba- şarmasõ da dikkat çekti. Yoksullaşma yığınları tetikliyor Son dönemde AB ülkelerinde de iz- lenen neoliberal iktisat politikalarõ, ge- niş yõğõnlarõ yoksullaştõrõrken onlarõn ge- leneksel değerlere sõğõnarak korunma güdülerini de harekete geçirdi. Böyle- ce Avrupa halklarõ aşõrõ sağ değerlerin kucağõna itilmiş oldu. Üstelik bu tehli- keli değerler, sadece Baltõk ülkeleri baş- ta olmak üzere AB’nin yeni ve küçük üyelerinde değil, merkezdeki büyük ve kõdemli üyelerde de bir aşõrõ sağ dalga olarak sahneye çõktõ. Bu alanda sevindirici tek gelişme, AB’nin motoru kabul edilen Federal Al- manya’nõn, henüz çok olumsuz bir tablo vermemesi. Bu ülkedeki NPD, DVU ve REP gibi neofaşist-õrkçõ par- ti ve siyasetlerin dağõnõklõğõ, şimdilik Avrupa’da sol hızla kan kaybederken neofaşist çizgi siyasete damgasını vuruyor E partileşmiş bir aşõrõ sağ teh- ditten söz etmeye izin vermi- yor. Ancak bu alanda ittifak ve yeni gelişmelerin dizginlene- meyeceğini düşünen gözlem- ciler de var. Nitekim 20 mil- yonu aşkõn emeklinin yaşadõ- ğõ Almanya’da, her iki yaşlõ- dan birini mutlaka yoksulluğun beklediği, artõk medyanõn manşetlerinden işlenen bir “acı gerçek” halini aldõ. Yaygõn işsizlik ve ücretler genel düzeyindeki düşüklük, sadece şu andaki emeklileri değil, henüz genç olan ve emeklilik yõllarõnõ düşünen in- sanlarõ da yoğun bir yoksullu- ğa hazõrlõyor. Bu alanda Türk- lerin de içinde olduğu göç- men kitleler ise en talihsiz çemberi oluşturuyor. İşsizlik dalgası Yaşlõ nüfusun yoksulluğa direnme biçimleri içinde aşõrõ sağ, milliyetçi-popülist ve ya- bancõ düşmanõ, hatta õrkçõ söy- lemlerin güç kazanmasõnõn do- ğal bir akõş olduğuna inananlar var. Nüfusun bu kesiminin, ilk köklü tepkileri 27 Eylül’deki genel seçimlerde vermesi bek- leniyor. Bu arada Almanya’da özellikle seçimlerin hemen ar- dõndan, Sol Parti Başkanõ Os- kar Lafontaine’in de uyardõ- ğõ gibi, “ekonomik krizin bir kasırga halinde ülkenin üs- tüne çökeceğine” kesin gö- züyle bakõlõyor. AB’nin motor ülkesini daha önce eşine rastlanmamõş bo- yutlarda bir işsizlik dalgasõnõn sarmasõ bekleniyor. Dolayõ- sõyla, “İkinci Dünya Sava- şı’ndan bu yana ekonomide en kötü dönemini yaşayan ve bu yıl en az yüzde 6 küçül- mesi beklenen” Almanya’da, halk yõğõnlarõnõn çok tehlike- li bazõ “geleneksel değerler” üzerinden savunmaya geçme- sinin, yeni sürprizleri tetikle- mesinden korkuluyor. Avrupa Birliği (AB) ve kurumlarõnõ yeterince Avrupacõ, milliyetçi, Hõristiyancõ ve uygarlõkçõ olmamakla suçlayan faşist- õrkçõ eğilimli aşõrõ sağ partilerin bileşimi, bir İslami tehdide karşõ savunma kalesi gibi sunuluyor. Son gelişmeler, Avrupa çapõnda ve her geçen daha da etkin bir yapõ kazanan aşõrõ sağ bir ağõn kurulduğunu gösteriyor. Nitekim Çek Cumhuriyeti’nde neonazilerce düzenlenen bir mitinge, Polonya ve Almanya’daki õrkçõlardan yoğun ve somut destek gelmesi, bunun kanõtlarõndan biri. Etnik ve dinsel gerilim stratejilerinin, geleneksel sağõ da aşõrõ sağ düşünceye yaklaştõrdõğõna tanõk olunuyor. Ancak böyle bir gerilim stratejisinin ilk hedef ve kurbanlarõ arasõnda Batõ Avrupa’da yaşayan 5 milyona yakõn Türkiye kökenli insanlarõn yer alacağõ genelde unutuluyor. Schalke 04’e tepki Gerilimin nerelere varacağõna bir örnek, yaklaşõk iki hafta önce Almanya’nõn ünlü Schalke 04 futbol kulübünün marşõ çevresinde kopartõlan fõrtõna oldu. Bir anda bazõ Müslüman dernekler bir açõklama yayõmlayarak bu marştaki bazõ sözlerin Hz. Muhammet’e hakaret içerdiğini ileri sürdüler. Sözlerin değiştirilmesi istendi. Yeşiller Eşbaşkanõ Cem Özdemir de bu tür olaylarõn büyütülmemesi gerektiğini, her şeyin konuşularak düzeltilebileceğini hatõrlattõ. Sözlerin değiştirilmesine bir anlam veremediğini kaydeden Özdemir, Schalke’nin binlerce Türk taraftarõ olduğunu vurgularken, “Türk kökenliler Almanlardan daha az veya daha çok dindar değil” diye konuştu. Ama toplumdaki huzursuzluğun ne gibi cepheler açacağõna bir örnek daha yaşanmõş oldu. Seçmenin ilgisizliği AP’yi vurdu Merkez sağõn giderek daha sağcõ değerlere yönelmesi ve aşõrõ sağõn da õrkçõ, dinci, kültürcü motiflerle paletindeki renkleri çoğaltmasõna son bir örnek, iki ay önce yapõlan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri oldu. Seçimlere katõlõmdaki düşüklük, aşõrõ sağõn olduğundan daha da güçlü bir görüntü vermesini kolaylaştõrdõ. Bir önceki seçime göre yüzde 2 daha gerileyerek yüzde 43 civarõnda kalan katõlõmõn, soldaki partilere değil muhafazakâr ve aşõrõ sağdaki oluşumlara yaramasõ, siyasal gözlemcileri yine de şaşõrttõ. Örneğin Almanya’daki Sol Parti’nin seçmen desteğinde 2004 seçimine göre binde 4’lük bir artõş sağlayabilmesi ve yüzde 7.5’luk bir oy oranõyla yetinmesi, beklenmeyen bir sonuç oldu. Haziran ayõndaki Avrupa Parlamentosu seçimleri, daha önce “marjinal” sayõlõp burun kõvõrõlan ve õrkçõ, milliyetçi-muhafazakâr, sağ popülist gibi başlõklar altõnda izlenen birçok partiyi kanatlandõrdõ. “AB felsefesine” açõkça ve aşõrõ sağ gerekçelerle uzak duran parlamenter sayõsõnõn en az 32 olduğu da temmuz ayõ sonuna doğru belirginleşen yeni meclis grubuyla ortaya çõkmõş oldu. Fakat seçimlerden sadece aşõrõ sağ partiler kazançlõ çõkmakla kalmadõ, merkez sağdaki birçok siyasal oluşumun da neofaşist ideolojilerden “yemlenerek”, kitle desteğini arttõrmaya çalõştõğõ gözlendi. Örneğin Macaristan’daki aşõrõ sağ (“Jobbik”), oylarõn yüzde 14.8’ini toplarken Hollanda’da açõkça Kuran’õn yasaklanmasõnõ ve göçün engellenmesini propaganda eden, İsrail dostu ve İslam düşmanõ “aşırı sağ popülist” Geert Wilders’in partisi PVV oylarõn yüzde 17’sini alma başarõsõ gösterdi. İngiltere’de ise büyük bir sürpriz yaşandõ. Buradaki neofaşist parti BNP, yüzde 6’lõk bir oy oranõyla 25 yõllõk tarihinde ilk kez Brüksel’e 2 milletvekili birden göndermeyi başardõ. Bu arada, BNP’nin temsilcisi Nick Griffin, BBC’ye verdiği ilk demeçlerden birinde “Üçüncü Dünya’dan gelen bu göç selini engellememiz gerekiyor, sığınmacı gemilerini açık denizde batıralım, onları geri dönmeye mecbur edelim” diyerek temmuz ayõ başõnda gündemi altüst etmeyi başardõ. AP’de her 8 vekilden biri aşırı sağcı Yeni Avrupa Parlamentosu’nda 55 milletvekili aşõrõ sağ ve milliyetçi kanattan sayõlõyor. Bu da parlamentonun yüzde 7.5’inin açõkça neofaşist bir düşünce yapõsõnõ temsil ettiğini gösteriyor. Ayrõca, Polonya’daki Hukuk ve Adalet Partisi (PIS), Çek Cumhuriyeti’ndeki Demokratik Yurttaş Partisi (ODS) ve Macaristan’daki “Fidesz”in de muhafazakâr sağ bir yapõnõn ürünü olduğu, böylece aşõrõ sağ çatõsõ altõndaki parlamenter oranõnõn yüzde 13.5’i bulduğu ileri sürülüyor. Bütün bunlar, Avrupa Parlamentosu’ndaki her 8 parlamenterden birinin aşõrõ sağ görüşün temsilcisi olduğuna yönelik bir gösterge kabul ediliyor. Temmuz ayõ içinde Avrupa Parlamentosu bünyesindeki ikinci sağcõ grup da kuruluşunu tamamladõ. Hepsi milliyetçi ve aşõrõ sağa mensup parlamenterlerin oluşturduğu “Özgürlük ve Demokrasi Avrupası” (EFD), şimdilik 32 üyeye sahip. Ancak bu rakamõn değişeceği sanõlõyor. Parlamentoya ilk kez milletvekili gönderen Gerçek Finliler (PS) ile Slovakya Ulusal Partisi (SNS) dõşõnda, bu grubun üyesi partiler, daha önceki dönemde sağcõ meclis gruplarõ (UEN veya IND/DEM) bünyesinde faaliyet göstermişlerdi. Burada İngiltere’nin Independence Party’si 12 milletvekili ile temsil ediliyor. Onu ünlü İtalya’dan Lega Nord 9 milletvekiliyle izliyor. Yunanistan’õn neofaşist LAOS adlõ partisi de 2 üyesiyle bu grupta. Ayrõca Hollanda’dan SGP, Danimarka’dan DF, Litvanya’dan TT ve Fransa’dan MPF de bu grupta yer alõyor. Son dönemde AB ülkelerinde de izlenen neoliberal iktisat politikalarõ, bir yandan kitlesel işçi eylemlerine yol açarken, diğer yandan yoksullaşan yõğõnlarõn geleneksel değerlere sõğõnma güdülerini de harekete geçirdi. Böylece Avrupa halklarõ aşõrõ sağ değerlerin kucağõna itilmiş oldu. Üstelik bu tehlikeli değerler, sadece Baltõk ülkeleri başta olmak üzere AB’nin yeni ve küçük üyelerinde değil, merkezdeki büyük ve kõdemli üyelerde de bir aşõrõ sağ dalga olarak sahneye çõktõ. Haziran ayõndaki seçimler, daha önce “marjinal” sayõlõp burun kõvõrõlan ve õrkçõ, milliyetçi- muhafazakâr, sağ popülist gibi başlõklar altõnda izlenen birçok partiyi kanatlandõrdõ Türkler ve Müslümanlar ilk hedef Birçok Avrupa ülkesinde gençliğin bir bölümünün son yıllarda ırkçı ve yabancı düşmanı hareketlere kaydığı görülüyor. Cami inşaatına tepkilerden... Mehmet Fethi ATAY’ı Vefatõnõn beşinci yõlõnda sevgi ve özlemle anõyoruz. Işõklar içinde yatsõn. Eşi: Seher ATAY Kızı: Filiz ATAY Sevgili eşim, Canõm babacõğõm ANMA ADD ve BİZ KAÇ KİŞİYİZ DERNEĞİ 24 AĞUSTOS 2009 PAZARTESİ SAAT: 21.00 PANEL “BAĞIMSIZ YARGI TARAFSIZ ADALET” VURAL SAVAŞ Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı PROF. DR. SÜHEYL BATUM Bahçeşehir Üni. Hukuk Fak. Öğr. Üyesi TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU Gazeteci - Yazar UĞUR CİVELEK Ekonomist ÜMİT ZİLELİ Gazeteci - Yazar YER: GÜLLÜK ATATÜRK PARKI YANI MİLAS CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org ASLI KAYABAL MİLANO - İtalya, Akdeniz’de umut yolculuğuna çõkan 75 Afrikalõ göçmenin trajik ölümünü tartõşõrken, Roma Katolik Kilisesi, Lampedusa açõklarõnda yaşanan trajediyi Nazi soykõrõmõna benzeterek göçmenlere bencillikle değil saygõyla yaklaşõlmasõnõ istedi. Vatikan’a yanõt, õrkçõ çõkõşlarõyla siyaset gündemine oturan hükümet ortağõ Kuzey Birliği partisinin lideri Umberto Bossi’den geldi: “Kardinaller boş konuşuyor.” ‘Göçmenleri yok et’ Oğul Renzo Bossi’nin yarattõğõ “Kaçak Göçmenleri Yok Et” adlõ video oyunu, partinin resmi internet sayfasõnda tanõtõlõnca yeni bir tartõşma patlak verdi. Facebook üzerinden erişilebilen oyunda, üç bir yanõ kaçak göçmenleri taşõyan teknelerle çevrili bir İtalya haritasõ üzerinde mümkün olan en hõzlõ biçimde mülteci teknelerinin haritadan silinmesi hedefleniyor. Kuzey Birliği’nin sitesinde tanõtõlan õrkçõ oyunu Demokrat Parti lideri Dario Franceschini ve Demokrat Hõristiyanlar Birliği’nin senatodaki grup başkanõ Giampoero d’Alia sert bir dille eleştirdi. Ayrõmcõ oyunu eleştirenler, 3 yõl üst üste lisede sõnõfta bõrakõlan, en son özel bir liseden mezun edilen oğul Bossi’nin “bir tıklamayla silineceği bir oyun üretilmesini” önerdi. IRKÇI OYUN Oğul Bossi babasõnõn izinde SPD ÖNERİSİ ‘Göçmenler polis olsun’ BERLİN (AA) - Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD), Federal Polis (Bundespolizei) teşkilatõna belirli sayõda göçmen kökenlinin alõnmasõnõ istiyor. Almanya’da 27 Eylül’de yapõlacak genel seçimler için SPD’den İçişleri Bakanõ adayõ Thomas Oppermann, Welt am Sonntag gazetesine yaptõğõ açõklamada, “Ben gelecek 5 yılda Federal Polis’e 500 göçmen kökenlinin alınmasını öneriyorum” dedi. Oppermann, devlet gücünün göçmen kökenliler tarafõndan da uygulanmasõnõn, ülkede yaşayan göçmenlerin Alman toplumuna güvenini ve genel olarak ülkedeki güvenliği arttõracağõnõ kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear