26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İkinci Ergenekon Davası’nda, Mustafa Balbay, haftalar boyu soruşturmaların ardından, savunmasını kaleme almış ve mahkeme önünde özetlemişti. “Bedahet” örneği bir savunmaya bakıp mahkemenin kararı pek yakınlaşmıştı ve Balbay’ın “aklanma”sı, giderek tahliyesi bekleniyordu. Ne var ki, son günlerde, Mustafa Balbay’a bir “çapraz sorgu” denilen aşamada, yine “darbe” iddialarına ilişkin sorular yöneltilmiş durumda. Savcılardan gelen bu sorularla, dava gereksiz yere de uzatılıyor. Sanık, bunlara daha önce yanıtlarını zaten vermişti. Daha da önemlisi, Ergenekon Davası, böyle temelsiz, havada iddialarla doldurulmuş bir öyküdür. Çirkin bir öyküdür. Ülkemizde, bir mahkemenin bu tür işlerle uğraştırılması hazindir. Daha önce birkaç kez belirtmiştik: Gazetecilik gibi, toplumla iç içe bir sanat, abuk-sabuk değerlendirmeler kabul etmez. Mustafa Balbay da, işte bu sanatın imbiğinden süzülmüş bir hünerle donanmıştır ve hep böyle olacaktır. Elinde tuttuğu kalem, dili ve biçemiyle, bugün karşılaştıklarına müstahak değildir. O kadar ki, Fransa’da olsaydı, onu Fransız Akademisi’ne davet ederlerdi. Bir de dönüp ülkesinde karşılaştıklarına bakınız: Vay ki vay bize! Şiddet sürüyor toplumumuzda ve her türden tehlike kapımızda... Eskiden beri vardı deyip, olan bitenlerin ardından olanları gözlerden ırak tutmayalım: AKP’den önce Türkiye, bugünkü Türkiye değildir; onunla beraber, dincilik/İslamcılık gelip iktidara oturmuştur. Bu iktidar anlayışı, her şeye egemen olmuştur. Geleceği kurtarmak için iktidarda olanla uzlaşalım deniyor. Ama böyle bir felsefeyle nasıl uzlaşabilirsiniz? Alın eğitimi: O, en korkunç darbeleri, AKP iktidarında yemedi mi? Ama 1923 Devrimi’nin en büyük eseri de laik ve bilimsel eğitim değil miydi? İki gün önce, 24 Kasım Öğretmenler Günü idi. Bu vesileyle yetkin kalemlerce çizilen tablo yüz kızartıcıdır. Onlardan biri, Sedat Ergin, Hürriyet’te “Atatürk irfan ordusu ne durumda?” diye soruyor ve birkaç noktada özetliyordu: - Yüzde 70’inin kredi kartı borcu var; - Laboratuvarı olmayan eğitim fakülteleri var; - Ve son olarak, 250 bin öğretmen kadrosu açığı var. Başka kalemler, onlara başka açıkları ekliyorlardı. Ya üniversiteler? 25 Kasım günlü Milliyet’te, Abbas Güçlü, “Farkındalık Yaratan Bir Üniversite: Sakarya”dan bahsederken şöyle başlıyordu yazısına: “Türkiye’de farklılık ve farkındalık yaratan çok fazla üniversite yok. 150’ye yakın üniversiteden en fazla 20’si bu konumda. Diğerleri ise, bırakın farkındalık yaratmayı, klasik anlamda bir üniversite bile de değiller. Zaten pek çoğu hâlâ kuruluş aşamasını tamamlayabilmiş değil.” O aşamayı çoktan tamamlamış bir üniversitemizden, Süleyman Demirel Üniversitesi’nin rektörü Prof. Metin Lütfi Baydar da, “Üniversite kampusu içinde, 1000 kişilik bir cami yaptıracağız” diye müjdesini veriyordu gerine gerine... (Vatan, 23.11.2009). Bitmedi... Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü’ne, en az oyu almasına rağmen YÖK tarafından birinci sıraya yerleştirilen Prof. Davut Aydın’ı Cumhurbaşkanı da atamış. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Ahmet İnsel, boykota çağırıyor aydınları ve “Bu, üniversiteyi aşağılamaktır” diyor haklı olarak. Buyurunuz imzamı! Geçen çarşamba günü büyük bir uyarı oldu: KESK ve Kamu-Sen’in öncülüğünde hakkını arayan kamu çalışanlarının grevine yüz binlerce kişi katıldı. Ulaşımda büyük aksamalar olmasına karşın yurttaşlar eyleme destek verdi. Memurlar ne istiyorlar? Çalışma koşullarının demokratikleşmesini! Başta da grev hakkı! Demokratik ülkelerde olanlar, bizde de olsun diyorlar. Haklı değiller mi? 27 KASIM 2009 CUMA BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Çelişmeler İçinde... ÖSYM Başkanõ Yarõmağan ‘Belirsizlik 20 Aralõk’a kadar giderilsin’ dedi ‘Sınav takvimi aksar’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Öğrenci Seçme ve Yer- leştirme Merkezi (ÖSYM) Baş- kanõ Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Danõştay’õn YÖK’ün üniversite- ye girişte katsayõ farkõnõ kaldõran kararõnõn yürütmesini durdurma- sõyla “tam bir belirsizlik ortaya çıktığını” belirterek, “Bu seneki sistemin nasıl uygulanacağının belirginleşmesi ve bunun da 20 Aralık’tan önce olması lazım. Yoksa sınav takvimimiz ak- sar” dedi. Yarõmağan, Danõştay’õn YÖK Genel Kurulu’nun aldõğõ kararla- rõn 3, 4 ve 5. maddelerinin yürüt- mesini durdurduğunu anõmsattõ. Yarõmağan, şimdi bu üç maddenin yerine yenilerinin gelmesi gerek- tiğini ifade etti. YÖK’ün karara itiraz edeceğini belirten Yarõma- ğan, “Bunla- rın sonuçla- nıp bu seneki sistemin nasıl uygulanaca- ğının belir- ginleşmesi ve bunun 20 Aralık’tan önce olması lazım. Yoksa sınav takvimi aksar” dedi. Sõnav tarihlerinin değişme ih- timali konusunda da Yarõmağan, şunlarõ kaydetti: “Sınavlar için bizim öngördüğümüz takvimde başvurular 11 Ocak 2010’da başlıyor. Birinci aşama sınavı 11 Nisan 2010’da yapılacak, ikin- ci aşama sınavlarının takvimi belli. Bu takvimin yürüyebil- mesi için sınav kılavuzu baskı- sının 20 Aralık’ta başlaması lazım. Bunun başlayabilmesi için de belirsizliklerin ortadan kalkması lazım. Bir itiraz var- sa itirazın sonuçlanması, yü- rütmesi durdurulanların yeri- ne uygulanacak olan kararların alınması lazım. Ortada bir be- lirsizlik var ve bu belirsizlik bi- zi son derece endişelendiriyor.” YÖK’ün aldõğõ kararlardaki 4 ve 5. maddelerin yürütmesinin durdurulmasõna gerek bulunma- dõğõnõ savunan Yarõmağan, sõ- nav takviminin yürüyebilmesi için belirsizliklerin ortadan kalk- masõ gerektiğini kaydetti. ÖSYM’nin yeni bir sistem ge- liştirdiği ve zaten işlerinin zor ol- duğunu ifade eden Yarõmağan, tüm bu zorluklar içerisinde yeni belirsizliklerin olmasõnõn kendisini endişelendirdiğini dile getirdi. YÖK formül arõyor MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK, Danõştay’õn katsayõ kararõnõn ardõndan yeni formüller üzerinde çalõşõyor. İmam hatiplilerin önünü açmakta karar- lõ olan YÖK, katsayõ oranlarõ ara- sõndaki farkõ azaltmayõ planlõyor. Katsayõ konusundaki inadõn yargõdan döneceği uyarõlarõnõ ve emsal kararlarõ dikkate almadan söz konusu uygulamaya geçen YÖK, bugün milyonlarca öğren- ciyi ilgilendiren sistemi de belir- siz hale getirdi. YÖK Danõştay’õn kararõnõn ar- dõndan daha önce de gündeme ge- len katsayõ formüllerini tekrar masaya yatõrdõ. Buna göre, yü- rütmeyi durdurma kararõnõn ar- dõndan katsayõ farkõ uygulamasõ- na 2010 yõlõnda da devam edile- cek, fakat katsayõ oranlarõnda de- ğişiklik yapõlacak. Katsayõ farkõ uygulamasõ oranlarõn değiştiril- mesiyle kâğõt üzerinde gösterme- lik olarak uygulanacak, ancak es- ki etkisini yitirecek. Bu kapsamda YÖK, alan dõşõ tercihlerde uygulanan oran ile alan içi tercihlerde uygulanan oranlarõn birbirine yaklaştõrõlma- sõ formülü üzerinde duruyor. Kat- sayõ oranlarõ arasõndaki farkõn az- altõlmasõyla imam hatiplilerin yi- ne avantajlõ hale gelmesi sağla- nacak. Alan dõşõ tercihlerde 0.3 olan oranõn 0.2’ye, alan içi ter- cihlerde 0.8 olan oranõnda 0.4’e ya da 0.3’e indirilmesi gibi farklõ oranlar üzerinde duruluyor. YÖK’ün tartõştõğõ ikinci bir for- müle göre de var olan 0.3 ve 0.8 katsayõ farkõ oranlarõ korunacak, fakat meslek liselilerine bazõ alan- larda tercih yapma hakkõ sağla- nacak. Tartõşõlan ikinci formülle imam hatiplilerin de aralarõnda bu- lunduğu meslek lisesi çõkõşlõ aday- larõn sözel bölümlerden tercih yapmalarõ durumunda AOBP’le- ri 0.3 yerine 0.8’le çarpõlacak. Bir başka alternatif formül ise imam hatiplilerin alan dõşõ ter- cihlerinin 0.3 katsayõ oranõ yeri- ne 0.6 oranõyla çarpõlmasõ. Bu for- müle göre de düşük katsayõ ora- nõ yükseltilerek imam hatiplilerin üniversiteye girişte tõp, hukuk, si- yasal bilgiler gibi alan dõşõ ter- cihlerinde puanlarõnõn daha az kõ- rõlmasõ sağlanacak. Bu arada YÖK’ün 17 Aralõk 2009 tarihin- de yapacağõ genel kurul toplan- tõsõnõ da daha erken bir tarihe al- masõ bekleniyor. İmam hatiplilerin önünü açmakta õsrarlõ olan YÖK, katsayõ oranlarõ arasõndaki farkõ azaltmayõ planlõyor YÖK’ün yargıdan döneceği uyarıları- na karşın aldığı katsayı kararı mil- yonlarca öğrenciyi de mağdur etti. Üniversiteye giriş sisteminin ilk basa- mağı olan YGS’ye başvurularının 11 Ocak 2010’da başlamasına yaklaşık 40 gün kala AOBP’lerinin nasıl he- saplanacağı konusunda yaşanan be- lirsizlik, sınava girecek milyonlarca adayın çalışmalarını da sekteye uğ- rattı. Adaylar sınavın gerçekleştirile- ceği 11 Nisan 2010 tarihine 5 ay kala ortaya çıkan belirsizlik yüzünden en- dişeleniyor. YÖK’ün katsayı inadı 2010’da sınava gireceklerin yanı sıra geçen yıl da sınava giren pek çok adayı da mağdur etti. 2009 ÖSS’de yaklaşık 435 bin aday tercih hakkı ol- masına karşın tercih yapmamıştı. ADAYLAR MAĞDUR OLDU YÖK: KİMSE ZARAR GÖRMEYECEK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK yaptõğõ açõk- lamada, “Karara itiraz için Başkanlığımıza tanınan sü- re 1 Aralık 2009 günü son bulmaktadır. İtirazı taki- ben Danıştay tarafından alınacak karara göre Baş- kanlığımız ÖSS sisteminde daha önceden hazırladığı alternatif çözümlerden bi- rini kullanacak. Karar önümüzdeki yıl ÖSS’ye gi- recek 1 milyonu aşkın öğ- rencimizin herhangi bir za- rar görmesini engelleyecek bir karar olacaktır” dedi. KISA... KISA... Dalan Avrupa’da: Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda aranan Bed- rettin Dalan, Amster- dam’da 5 yõldõzlõ bir otelden çõkarken görün- tülendi. Taksiyle havaa- lanõna giden ve sorularõ yanõtlamayan Dalan’õn Almanya’nõn Münih kentine gittiği öğrenildi. Alili sınır dışı edildi: Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnan Teoman Alili, Yabancõlar Şube Müdür- lüğü’nce sõnõr dõşõ edil- di. Yugoslav kökenli olan ve pasaportunun süresi dolan Alili, Ma- kedonya’ya gönderildi. Bozdağ’dan eleştiri: AKP’li Bekir Bozdağ, Danõştay’õn YÖK’ün katsayõ farkõnõ kaldõran kararõnõn yürütmesini durdurmasõnõ, “Danõştay verdiği bu kararla hak, hukuk ve adaletin uygu- lanmasõ engellenmiştir” sözleriyle eleştirdi. Erdoğan’dan mesaj: Başbakan Tayyip Erdo- ğan, Kõsõklõ Mahalle- si’ndeki evinin yakõnõn- daki taksi durağõnõ ziya- ret etti. Taksicilerin “Si- zi cumhurbaşkanõ olarak görmek isteriz” sözleri- ne gülümseyerek yanõt veren Erdoğan, 2011’de son kez milletvekili adayõ olacağõnõ söyledi. KİPTAŞ’ta eylem: KİPTAŞ Maltepe Ko- nutlarõ’nõn inşaatõnda çalõşan bir grup işçi, kurban bayramõ gelme- sine rağmen maaşlarõnõ alamadõklarõ gerekçesiy- le inşaat şantiyesindeki üç konteyneri ateşe ver- di. Protesto için inşaatõn çatõsõna çõkan işçiler, polis tarafõndan indirildi. Baltalı vahşet: Kõbrõs’ta inşaat işçisi olarak çalõşan 3 çocuk babasõ Orhan Y, izne geldiği memleketi Ço- rum’da evine çağõrdõğõ eniştesi Hüseyin U’yu baltayla öldürdü. Teslim olan Orhan Y, cinayeti kõskançlõk nedeniyle iş- lediğini söyledi. Cesetle üç gün: İzmir’de polisi araya- rak karõsõnõ öldürdüğü- nü söyleyen M.A.T. gözaltõna alõndõ. Borcu olduğu ve psikolojik te- davi gördüğü öğrenilen zanlõnõn eşini öldür- dükten sonra cesetle üç gün boyunca aynõ evde yaşadõğõ ortaya çõktõ. CMYB C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear