26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Ders Alınsaydı, Tarih Tekerrür Eder miydi? Muhalif gazete patronu, aynı zamanda siyasetçi olan bir başka gazete patronuna dert yanıyor ve şunları söylüyor: - Üzerimdeki baskı çeşitli şekillerde devam ediyor... Maliye müfettişleri altı ay defterlerimi incelediler. Uydurma vergiler yüklemeye çalışıyorlar. Bu sözlerin söylendiği sırada, ülkede basın özgürlüğü sıkı denetim altında. Yalnız basın ile ilgili yasa yoluyla değil, ekonomik baskılar, ilan kısıtlamalarıyla, iktidar mensupları tarafından birbiri ardından açılan gazete patronlarına ekonomik cezaları da içeren yaptırımları da kapsayan davalarla da sindirilmeye çalışılıyor, muhalif basın. “Yandaş medya” ise kâğıt tahsisleri, kredi olanakları, ilan gelirleriyle destekleniyor. Muhalefetin en çok yakındığı konulardan biri yargı bağımsızlığı; iktidar bütün gücüyle yargıçları denetim altına almaya çalışıyor. İktidar partisinin başı kendisine oy vermeyen ili suçluyor, iktidar partisinin yandaşları “ilin durumunun anormal olduğunu” söylüyorlar... İrtica tartışmaları almış başını gidiyor, “ülkede iktidarı ele geçirmeyi hedefleyen, demokrasimize kasteden çok büyük bir tehlikenin!” varlığıyla herkes titretiliyor... Birdenbire kitabı elimden atıp var gücümle haykırıyorum: - Aman yarabbi, ben dün mü bugünü yaşamışım, bugün mü dünü yaşıyorum? Elimdeki kitap, Altan Öymen’in kendi biyografisini ülkenin ve dünyanın eşzamanlı tarihi ile evlendirerek sunduğu, eşsiz anılarının üçüncüsü olan “Öfkeli Yıllar”. “Öfkeli Yıllar”ı zaman zaman hayret ve dehşetle, bazen kahkahayla gülerek, kimi sayfalarında elle tutulur bir yoğunluk kazanan ama giderilmesine olanak bulunmayan hasretle, kâh neşe, kâh öfkeyle, ama her zaman keyif ve ders alarak okudum. Altan Öymen’in bize bir kuyumcu titizliğiyle aktardığı bu kitabın kapsam alanı içindeki 1951- 1955 yıllarında Galatasaray’ın 4 - 8’inci sınıflarında öğrenciydim. Ama yine de kimi olaylar belleğime kazınmış, onları okurken, her şey kamerası kendi gözlerimle muhayyilem olan bir film izliyorum sanki. Hilton’un modern masalları andıran açılışı, Terry Moore’un yatılı okulun nice akşamının sohbetlerine konu olan ünlü ve mecburen sansürlü fotoğrafı, ispat hakkı ile iç içe girmiş olan 6 - 7 Eylül olayları... Sonradan “mahzun prenses” diye anılacak Prenses Süreyya’nın Şah Pehlevi ile evlenmesiyle kucak kucağa irtica tartışmaları, Ahmet Emin Yalman’ı vuran adem-i naşerifin hikâyesi... Kısacası bir dönemin uzaktan da olsa bildiğim bir sürü olayını bu kitapla ikinci kez yaşadım. Adını Türk siyasetinde akıl ve hoşgörü yerine öfkenin hâkim olduğu dönemden alan kitabı, sadece eşsiz biçeminden, “Üslubu beyan ayniyle insandır” deyişini doğrulayan ve Altan Öymen’in kişiliğini yansıtan sade ve alçakgönüllü dilinden, olay dokusunun ve içindeki insan unsuru öğelerin zenginliğinden dolayı değil, ama aynı zamanda, tekrar tekrar okunup ders alınması gereken içeriğinden dolayı çok sevdim. Keşke muhalif-muvafık herkes okusa, gereken dersleri çıkarsa da, hep dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmesek toplumca, az da olsa biraz ilerlesek... Belki kitabın gelecek ciltlerinde yer alacak ve İnönü’ye atfedilen bir öykü vardır. Paşa, bir gün dönemin ünlü ve dürüst gazetecilerinden Emin Karakuş’a der ki: - Adnan Bey çok hata yapıyor... Karakuş sorar: - Paşam siz hata yapmaz mısınız? - Çok, diye yanıtlar İsmet Paşa ve ekler, ama aynı hatayı ikinci kez hiç yapmam. İsmet Paşa o gün sadece Menderes’i mi kastediyordu, yoksa bütün bir toplumu mu? Kitabı okurken, yukarıya aldığım Safa Kılıçlıoğlu’un Nihat Erim’e söylediklerine (s. 504) geldiğimde düşündüm: - Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? Kitabın son sözünde Mehmet Akif’in aynı dizelerine rastlamayayım mı? Kitabı, başta iktidar ve iktidarın başı, herkese, ama herkese tavsiye ederim. Bu arada bu akşam saat 21.00-23.00 arasında, Cem TV’deki “Ayıptır Söylemesi” programına, Prof. Dr. Süheyl Batum ile birlikte Altan Öymen’i konuk edip “Öfkeli Yıllar”ı enine boyuna tartışacağımızı da duyurmak isterim. asirmen@cumhuriyet.com.tr MEHMET CELEN ÇANAKKALE - Çanakka- le’nin Bayramiç ilçesinde Doğu kökenli 3 gençle, ilçenin yerlisi M. K. adlõ genç arasõnda, “kız me- selesi” nedeniyle çõkan tartõşma, toplumsal gerginliğe dönüştü. Önceki akşam saat 21.00 sõra- larõnda ilçenin pazaryerinde T.D, T.Ö ve M.B adlõ üç Doğu kökenli genç, tanõdõklarõ bir kõzla ilişkisi olduğu gerekçesiyle M.K’yle tar- tõştõ. Tartõşma küfürleşmeye dö- nüşünce olaya tanõk olan yurttaş- lar 155’ten yardõm istedi. Kavgayõ ayõrmak isteyen po- lisler, Doğu kökenli gençlerin di- renişiyle karşõlaştõ. Bu tartõşma- ya da tanõk olan bir grup, olaya müdahale etmek istedi. Kara- kola götürülen gençlerin, burada da direndikleri savõ toplumsal ayaklanmaya neden oldu. Kara- kolun bulunduğu ilçe emniyet müdürlüğü önünde toplanmaya başlayan kalabalõk, “Onları bi- ze verin” diye tempo tutarak, içeriye girmeye çalõştõ. Daha sonra ise “Kürtler dışarı”, “Şe- hitler ölmez vatan bölünmez” sloganlarõ atarak tekbir getir- meye başladõ. Tekbir sesini du- yan ilçe sakinlerinin sayõsõ gi- derek arttõ ve yaklaşõk 2 bin ki- şiyi buldu. Polis, kalabalõğõ dağõtmakta yetersiz kalõnca ilçe jandarma ko- mutanlõğõndan destek istendi. Bu arada Çanakkale Emniyet Müdürülğü’nden de çevik kuv- vet çağrõldõ. Kalabalõk içinden bazõ gruplar, bu sõrada Doğu kökenli yurttaşlarõn evlerine taş- lõ saldõrõda bulundu. Olaylar yaklaşõk 3.5 saat sonra güçlükle bastõrõldõ. Olaylarla ilgili gözal- tõna alõnan 4 kişi, sevk edildik- leri adliyede serbest bõrakõldõ. Bayramiç’te kõz meselesinden başlayan tartõşma toplumsal gerginliğe dönüştü, muhalefet AKP’yi sorumlu tuttu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mu- halefet partileri, İzmir’de ve ardõndan da Ça- nakkale Bayramiç’te yaşanan olaylardan hükümeti sorumlu tuttu. CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, AKP hükümetinin “ucu açık, çerçevesi belli ol- mayan” açõlõm söyleminden sonra insanla- rõn tedirgin olduğuna dikkat çekti. Habur’da yaşanan görüntüler ve PKK’lilerin “kah- raman” gibi karşõlanmasõnõn insanlarda bunun “PKK açılımı” olduğu izlenimini art- tõrdõğõnõ belirten Özyürek, “Türkiye bölü- nüyor” korkusunun egemen olmaya başla- dõğõnõ ifade etti. Özyürek, İzmir ve Bayra- miç’te yaşanan olaylarõn “toplumun pat- lamaya hazır bomba” haline gelmekte ol- duğunu gösterdiğini belirtti. MHP grup başkanvekilleri Mehmet Şan- dır ve Oktay Vural da parti olarak baştan beri endişe ettiklerinin bu tür bir çatõşma ol- duğunu ifade etti. Hükümetin topluma yan- lõş mesajlar verdiğini kaydeden başkanve- killeri hükümetin bir ayrõştõrma ve öteki- leştirme operasyonu başlattõğõnõ kaydetti. DTP Grup Başkanvekili Selahattin De- mirtaş ise bu olaylarõn birtakõm çevrelerin çok “bilinçli, örgütlü, hazırlıklı provo- kasyonu” olduğunu söyledi. Bayramiç’te saldõrõya uğrayan Kürt ailenin “MHP’li ol- duğu” bilgisini aldõklarõnõ belirten Demir- taş, bu durumun artõk “siyasi düşüncelerin” bile ikinci plana düştüğü ve sadece “etnik köken” nedeniyle insanlarõn saldõrõya uğ- radõğõnõ ortaya koyduğunu ifade etti. Aksu’dan DTP ve MHP’ye tepki AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Abdül- kadir Aksu, DTP’nin barõş ve kardeşlik te- sis etme çabalarõna olumlu katkõ konusun- da henüz kararõnõ veremediğini söyledi. Aksu, “Bunlar Habur’daki çok hayırlı ge- lişmeyi bu ülkenin barış ve kardeşlik adımlarını felce uğratmak için doğrudan doğruya sabote ettiler. Bütün iyi niyetli ça- ba ve çağrılarımıza rağmen tam bir iki- yüzlülükle hem sureti haktan görünüp hem de tahrik siyasetlerini yurdun başka alanlarına da taşımaya çalışmaktadır- lar. Yapılan şey kışkırtıcılıktır, tahriktir” diye konuştu. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye de yüklenen Aksu, “Ölçüsüz sözlerinin hep- sini kendisine iade ediyoruz. Daha sonra pişman olacakları sözlerden kaçınmala- rını öneriyoruz” dedi. KOCAOĞLU: DİYARBAKIR İzmir’e kimse faşist diyemez İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Bü- yükşehir Belediye Baş- kanõ Aziz Kocaoğlu, ge- çen pazar günü DTP Ge- nel Başkanõ Ahmet Türk’ü karşõlamaya gelen konvoydakilerle yurttaşlar arasõnda çõkan ve sonra- sõnda yaşananlara, bay- ram mesajõnda değindi. Olaylarõn ardõndan açõklama yapan Ahmet Türk’ün “sivil faşistler” yorumuna tepki gösteren Kocaoğlu, İzmir’in de- mokrasiyi 365 gün 24 sa- at yaşayan bir kent oldu- ğunu vurguladõ. Siyasi parti konvoyuna saldõran küçük grubun tepkisini İzmir’e mal et- menin yanlõş olduğunu savunan Kocaoğlu, “Bu tepkiyi haklı bulmak, İzmirliler için de, bele- diyemiz için de mümkün değil. Ama bir baktık ki, bu küçük olay, geçmiş yıllardaki kanlı olaylar- la kıyaslanarak, ‘faşist İzmir’ değerlendirmesi yapılıyor. Kafalarını başka yerlere kiraya ve- ren insanların, İzmir için sıfat üretmeye hak- ları yok” dedi. ‘Kıymetini anlamadılar’: Diyarbakõr ile merkeze bağlõ köyleri birbirine bağlayan köprünün açõlõş töreninde konuşan DTP Grup Başkanvekili Sela- hattin Demirtaş, İzmir’de de barõş ve kardeşlik köprüsü kurulduğunu ifade ederek “AKP ve mu- halefet partileri o köprünün kõymetini anlamadõ ama bir gün o köprüye ihtiyaçlarõ olacak” dedi. DTP’li Özçelik için fezleke: Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, DTP Siirt Milletvekili Osman Öz- çelik hakkõnda, DTP’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’ndeki konuşmasõnda, “PKK’li terörist- leri övdüğü” gerekçesiyle, dokunulmazlõğõnõn kaldõrõlmasõ istemiyle fezleke hazõrladõ. ‘Eski isimler için olanak sağlarız’: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önceki gün yaptõğõ “Ulusa Sesleniş” konuşmasõnda, çeşitli sebep- lerle isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine, yerel talep olmasõ halinde, mevzuat hükümleri- ne uygun olarak eski isimlerinin verilebilmesi- ne olanak sağlayacaklarõnõ söyledi. CHP otobüsüne yumurtaya ceza: CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn Haziran 2008’de Di- yarbakõr’a gerçekleştirdiği seyahat sõrasõnda parti otobüsüne yumurta ve domates atan 4 ki- şi, 1 yõl 15’er gün hapis cezasõna çarptõrõldõ. Yaklaşık iki bin kişi karakol önünde gösteri yaptı. (AA) Korkutan gerilim K I S A . . . K I S A . . . Öcalan yürüyüşü DİYARBAKIR(Cum huriyet) - DTP’nin çağ- rõsõ üzerine parti binasõ önünde toplanan yaklaşõk 5 bin kişi, Abdullah Öca- lan’õn cezaevi koşullarõ- nõn düzeltilmesi için PKK flamalarõyla yürüyüş yap- tõ. Grubun önünde Öcalan posterleri taşõyan ve yüz- leri kapalõ bir grup, polisle çatõşmaya girerken DTP’li yetkililerin araya girmesiyle çatõşma sona erdi. Gruba konuşma ya- pan DTP Diyarbakõr İl Başkanõ Fırat Anlı, Öca- lan’õn İmralõ’da ağõr tec- rit koşullarõ altõnda ceza- evinde tutulduğunu iddia ederek, koşullarõn ağõr- laştõğõnõ savundu. Anlõ, “Öcalan’ın koşulları da- ha da zorlaştı. 12 met- rekarelik odası, 6 met- rekareye dönüştürül- dü” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear