28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Kışın çıplaklığı... Silivri’de mevsim değişikliklerinin havalardan son- raki habercisi kantin - manav listesi... Haftalık satılacak ürün listesini yapanlar 2 ya da 3 mevsim meyvesi seçiyorlar. Martta portakal vardı. Son haftasında dişleri kamaştıran, sert yeşil erik baharı müjdeledi. Bir kiloluk hazır plastik kapların içinde sa- tılan eriklerin arasında bir yaprak kalmış. Günler son- ra ilk kez bir yaprak görünce şaşırmıştım. Ayırıp ay- rı bir köşeye koydum. Mayısta çilekle yaz başladı. Çabuk bozuluyordu ama olsun. Ara ara muz da satılıyordu ama mevsi- mi anlatmıyordu. Haziran bizi karpuzla karşıladı. Haftalarca beşer ki- loluk karpuzlar beyaz plastik masaların yaz rengiy- di. Sanırım yaşamımda en çok karpuz yediğim yaz, bu yazdır. Kirazı da unutulmamalıyım. Birkaç hafta kirazla doldu soframız. Temmuzda taze beyaz üzümler yaz mevsiminin meyve bahçelerinin tümüne ulaştığını gösteriyordu. Çünkü hemen ardından 2 haftalığına da olsa şefta- li geldi kantine... Ağustos en zengin ayımızdı desem yeridir. Üzüm, incir, kavun... Hangisini istersen onunla avun... Koğuşa tüm meyveleriyle yaz geldi. İncir gelmez sanıyordum. Sürpriz oldu. Tam mevsiminde 2 haf- ta siyah incirlerin tadına vardık. Sebzeleri anlatmıştım. Marul ve maydanozun soframıza kattığı yeşillik bir yana, onları suyla bu- luştururken musluğun altında yeşeren orman, doğa hasretine dermandı. Bir de içimizdeki mevsimler var. Ayları, günleri dinlemeyen... İnsan vücudu tüm fizik, kimya deneylerini altüst edecek kadar kuralsız değişkenlik gösterebilen ya da tüm karışımlara direnebilen varlıkların başında gel- se gerek. Bazen bir mevsim meyvesi insanın içinde kocaman bir ağaç olabiliyor. Özgür günlerde sık kullandığım sözlerden biri şuy- du: - Kendimi arıyorum, meşgul çalıyor! Arayamadığım dostların sitemlerini şakayla karı- şık bu sözlerle göğüslemeye çalışıyordum. Şimdi bol bol kendimi arıyorum. Tabii kolayca ulaşıyorum ama bu kez bambaşka bir yoğunluk. Üstelik bütün mevsimler bir arada. Sabahları genellikle kış, insan kendine bile soğuk davranabiliyor. Elinin ucundaki bir fotoğraf, duvardan usul usul in- meye başlayan güneş, bıçak gibi kesiyor kışı; şu- battan ağustosa... Gazeteler dışarısının her şeyini önüne katıp koğuşa getiren bir rüzgâr. Gelir gelmez kaplıyor ortalığı... Akşamsa birkaç mevsim birden yarışır insanın be- deninde... Kalbinde ılık bir rüzgâr, beyninde fırtına- lar... İnsan kendi içinde derin bir yolculuğa çıkınca, mag- ma tabakası ne ki!.. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bu kadarı da haksızlık; zira son günlerde gelişme- lere bakarak raporun gerçekleri saptırdığı gibi bir ka- nıya varmak olanaklı. Gerçekler ortada: RTE, kadın-erkek eşitliğine önem verdiğini sık sık yineliyor. Örneğin son AKP kurultayında erkeklerin sözlü ha- reketli kimi eylemlerinden rahatsız olmaması için eşi Emine Hanım’ın kimilerine göre haremlik bölümün- de kadınlar arasında toplantıyı izlemesini sağladı. Kadın-erkek eşitliğine önem veriyor RTE; iktidara gelir gelmez yurt düzeyinde kadını gözlerden uzak tut- mak için kapanmasını sağladı. Siyasal simge olan tür- banı yasalaştırmak için gece gündüz demeden her tür- lü çabayı hâlâ esirgemiyor. RTE yurtdışı gezilerine eşini de götürerek kadına ver- diği önemi vurgulamıyor mu? Örneğin Batı ülkelerindeki zirvelere katılanların eşleriyle yan yana gelen Emine Hanım’ın görünüşü her- halde RTE’nin göğsünü kabartıyor olmalı. Zira topuklarına kadar inen giysileri, türbanı ile Emi- ne Hanım Batılı kadınlara fark atıyor. Üstelik RTE, kapanan eşinin kılık kıyafetiyle çağdaş dünyaya kafa tuttuğunu kanıtlamış olmuyor mu? Üstüne üstlük kapanan Emine Hanım’la birlikte re- sim çektiren, Batılı giysileri ve davranışlarıyla Arap dün- yası liderlerinin eşleri, RTE’ye bir başka övünme fır- satı veriyor: Arap dünyası açık giysili eşleriyle İslama, hatta Ku- ran’a, hatta peygamberin söylemlerine ters düştüğünü kanıtlamış olmuyor mu? Kapalı, türbanlı eşinin yanında açık giyinmiş Arap liderlerinin hanımlarını toplu gösteren fotoğraflar RTE’ye, İslamı, gerçek Müslümanlığı dünyada tem- sil eden yegâne başbakan benim diyebilmesini sağ- lıyor. Dinle yoğrulmuş bir kafaya bundan daha büyük ar- mağan, övünç kaynağı olabilir mi? BM Kalkınma Programı içinde hazırlanan raporun canı cehenneme! Kimi sanatçıların RTE’nin kadınlara eşit gözle bak- tığına inandığını, açık kapalı kadın arasında fark gö- zetmediklerini kanıtlayan açıklamaları geçen hafta ya- yımlandı. Sözünü sakınmayan, yeri geldiğinde kendisini de alaya alan Müjde Ar; ne idüğü belirsiz Kürt açılımı- na sesiyle, Kürtçe şarkılarıyla, vücuduyla tam destek veren Sezen Aksu ile arasında geçen bir konuşma- yı aktardı: “- İki duble attı mı Sezen tamam. Üçüncüsünde tut- mayın. İlk kadehte altın saatini verir, ikinci kadehte is- teyene telefonunu verir. Üçüncü kadehte de Başba- kan’ı arar. Bayramda Sezen’in evine gittim. Bana de- di ki; ‘Bana bak Bu Kürt meselesi çıkmaza girdi. Ha- di gel Başbakan’ı bu sefer beraber arayalım.’” “- Emine Hanım kızmasın?” “- Yok! O bana alışkın, veriyor hemen telefona… Ha- kikaten ikide birde arıyormuş Başbakan’ı. Neyse biz aradık. Karşımıza çıka çıka Kevin Costner çıktı. Ama yerleşmiş ayol Başbakanlığa…” Müjde Ar’ın anlattıkları sözcüğü sözcüğüne böyle. Ama konuşmadan RTE’nin kadınlara ne denli des- tek verdiğini gösteren sonuçlar çıkmıyor mu? Anlaşılan Sezen Aksu, telefon numarasını RTE’ye vermiş ama RTE de kimseciklere vermediği telefon numarasını Sezen Aksu’ya vermiş. Bu bile RTE’nin kadın-erkek eşitliğine verdiği öne- mi göstermiyor mu? Dahası var. RTE, kuşku yok, birçok erkekten Kürt açılımıyla ilgili görüşler dinliyor. Sezen Aksu ile de açı- lımın gidişatı üzerinde konuşuyor. Bu veriler kadın-erkek eşitliğinde RTE Türkiyesi’ni 109 ülke arasında 101. sıraya alan 2009 tarihli rapo- ru yalanlamaya yetmez mi? Kadın-erkek eşitliğinden söz ederken -haksızlık et- meyelim- Kürt açılımına engin görüşlerini tam sayfa açıklayarak destek veren Hülya Avşar’ı da unutma- mak gerekiyor. Hülya Hanım, TBMM’nin renkli, tek başına muha- lefet partisi diye ünlenen Tunceli Milletvekili Kamer Genç gibi kökeni Kürt olan bir siyasetçiye, bir yayında sataşırken… beyaz çorap giydiğine -neyi kanıtlıyor- sa- tanık olduğunu söyledi. Anlaşılan ayağa bakmaktan başa bakmaya vakit bu- lamamış olacak ama; Kamer Genç’in beyaz çoraplı tartışma arasında (3 Ekim Cumartesi-Milliyet) Avşar’a yönelik kimi sözlerini okuduk: “…İstersen seninle bir otele de beraber gidebiliriz. Hatırlıyor musun, bana geçmişte dedin, ‘Yav bir mil- letvekili Aksaray’da bir otelde kalır mı?’ Ben dedim ki ‘Niye kalmasın?...’” Tartışmada otel muhabbetine neden girildiğini an- lamadım. Siz anladınız mı? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 7 EKİM 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 23 Edirne B 25 Kocaeli B 25 Çanakkale B 25 İzmir B 29 Manisa B 30 Aydın B 32 Denizli B 29 Zonguldak B 22 Sinop B 20 Samsun PB 21 Trabzon Y 21 Giresun PB 22 Ankara B 23 Eskişehir B 23 Konya B 20 Sıvas B 19 Antalya B 31 Adana B 31 Mersin B 30 Diyarbakır PB 27 Şanlıurfa PB 30 Mardin Y 24 Siirt Y 27 Hakkâri Y 17 Van Y 18 Kars Y 16 Oslo Y 12 Helsinki Y 11 Stockholm Y 14 Londra Y 16 Amsterdam Y 18 Brüksel Y 19 Paris Y 23 Bonn Y 22 Münih Y 23 Berlin Y 21 Budapeşte B 26 Madrid Y 23 Viyana B 26 Belgrad PB 28 Sofya B 25 Roma B 24 Atina B 27 Zürih Y 24 Moskova B 11 Aşkabat PB 28 Astana B 22 Taşkent B 28 Bakû B 25 Bişkek B 24 Tiflis Y 22 Kahire B 29 Şam PB 30 Yurdun doğu kesim- leri parçalı ve çok bu- lutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Siirt, Bat- man ve Mardin çev- releri sağanak yağış- lı, diğer yerler az bu- lutlu ve açık geçe- cek. Sabah saatlerin- de Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde sis görülecek. İstanbul Haber Servisi - Er- genekon operasyonunu gerçek- leştiren polis, iddianameyi hazõr- layan savcõlar ve davayõ yürüten mahkeme heyeti üyelerinin bir- likte Boğaz gezisi yaptõğõ ve İTO’nun Kandilli Cemile Sultan Korusu’ndaki tesislerinde iftar yemeğine katõldõğõ ortaya çõktõ. Oda TV’nin haberine göre, Er- genekon davasõna bakan özel yet- kilendirilmiş savcõ ve Ağõr Ceza Mahkemesi’nin üyelerinden Hâ- kim Heyeti Başkanõ Köksal Şen- gün, Ergenekon davasõ kõdemli hâkimi Hasan Hüseyin Özese, savcõlar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, davaya sonradan dahil olan savcõlar Fikret Seçen, Ercan Şafak, Murat Yönder, savcõlarõ görevlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Tu- ran Çolakkadı’nõn da aralarõnda birçok hukukçu 2008 Eylül ayõn- da İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’nin düzenledi- ği iftar yemeğinde soruşturmayõ yürüten polislerle buluştu. İftar yemeği öncesi İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi’nin tuttuğu bir özel tekne Beşiktaş’a yanaştõ. Buradan alõnan hâkimler, savcõlar, kõsa bir Boğaz gezisinden sonra İTO’nun Kandilli Cemile Sultan Korusu’nda bulunan te- sislerine geldiler. Dikkat çeken zamanlama Masalarda emniyetçi, savcõ ve hâkim dengesi gözetildi. İftar ye- meğinin gerçekleşme zamanõ da dikkat çekici. 14 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon iddianamesi açõklanmõş, iddianame ise iftar ye- meğinin davetlileri arasõnda olan savcõlar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkõn tara- fõndan hazõrlanmõştõ. Yine dikkat çeken bir nokta ise aynõ gün da- vaya 13. Ağõr Ceza Mahkeme- İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Merke- zi’ndeki makam odasõnda saldõrõya uğrayan Sü- leyman Çelebi’nin sağlõk durumunun iyi olduğu, sol ayağõnõ 3 ay kullanamayacağõ belirtildi. Flo- rance Nightingale Hastanesi Başhekimi Operatör Doktor Mücahit Atmanoğlu, Çelebi’nin daha önce kalp ve iki by-pass ameliyatõ geçirdiğini ve stent takõldõğõnõ anõmsatarak, “Kendisine 3 bu- çuk saat süren bir ameliyat yapıldı. Her iki ba- cağından da iki kurşun çıkarıldı. Sol ayağında arıza kalmaz” dedi. DİSK, “Saldırıya ilişkin spekülasyonların kaygıyla izlediğini” belirtti. Geçirdiği ameliyat sonrasõ geceyi yoğun ba- kõmda geçiren Çelebi’ye genel bir kontrol yapõl- dõ. Kontrolün ardõndan yoğun bakõmdan çõkarõlan Çelebi, servis katõndaki özel odasõna alõndõ. Çele- bi ile eşi Melehat, kõzlarõ Şule ve Hale Çele- bi’nin görüştüğü belirtildi. Yaklaşõk bir hafta da- ha hastanede kalmasõ beklenen Çelebi’yi ziyarete bir süre izin verilmeyeceği bildirildi. DİSK’ten yapõlan açõklamada ise olayõn ger- çekleşme nedenine ilişkin yapõlan spekülasyonla- rõ kaygõyla izledikleri belirtildi. Çelebi’nin saldõr- gan Rıza Tunçbilek’le bir alacak verecek mese- lesi olmadõğõ belirtilen açõklamada, “Çelebi’nin mütevazı yaşamı herkes tarafından bilinmek- tedir. Hiçbir konuda gizlisi saklısı yoktur” de- nildi. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise, Çelebi’nin vurulmasõ olayõnõn bir tür karalama kampanyasõna dönüşmemesi gerektiği uyarõsõnda bulunarak, “Başkanımızın herhangi bir yere borcu, alacak ya da verecek ilişkisi bulunma- maktadır. Son derece mütevazı, şeffaf bir ya- şantısı olan Çelebi, bu olay üzerinden yıpratıl- masın” diye konuştu. Hastaneye gelerek Çele- bi’nin durumu hakkõnda bilgi alan Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, “Bireysel silahlanmanın önemini yeniden gündeme getirmek istiyorum” dedi. Saldırgan Tunçbilek tutuklandı Öte yandan olaya ilişkin gözaltõna alõnan, em- niyetteki işlemlerinin ardõndan Şişli Nöbetçi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşõsõna çõka- rõlan Rıza Tunçbilek, “kasten yaralama” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarõndan tu- tuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi. 6 Ekim 1990 yılında katledi- len gazetemiz yazarı ve An- kara Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahriye Üçok ölümünün 19. yılında çeşitli etkinliklerle anıldı. Karşıyaka Mezarlı- ğı’ndaki gömütü başında dü- zenlenen törene, Bahriye Üçok’un kızı, avukat Kumru Üçok, Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan, 27 Mayıs Milli Dev- rim Derneği Genel Başkanı Hüseyin Avni Güler, CHP Ankara İl Eğitim Sekreteri Mehmet Hadimi Yakupoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası Denetleme Kurulu üyesi Tevfik Kızgınkaya, Ankara CUMOK Dönem Sözcüsü Haluk Yalvaç, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayın Yönetmeni Or- han Tüleylioğlu ve çok sayı- da seveni katıldı. Tören, tüm devrim şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ar- dından CHP Ankara İl Eği- tim Sekreteri Mehmet Hadi- mi Yakupoğlu, tüm sivil top- lum örgütleri adına hazırla- nan basın bildirisini okudu. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR - Mardin’in Midyat ilçesinde M.Ö. ve P.İ. adõndaki 16 yaşõndaki 2 çocuk, tu- tuklu yargõlandõklarõ dava dönüşünde cezaevi ring aracõnda dayak yediklerini öne sürerek suç duyurusunda bulununca bu kez haklarõnda “ring aracına zarar verdikleri” iddiasõyla ye- ni bir dava daha açõldõ. Midyat’ta M.Ö. ve P.İ, geçen yõl katõldõklarõ bir gösteride slogan at- tõklarõ, çöp tenekeleriyle yolu trafiğe kapattõk- larõ ve polisi taşladõklarõ iddiasõyla gözaltõna alõn- dõktan sonra tutuklandõlar. Çocuklar, cezaevi- ne dönüşte ring aracõnda işkence gördüklerini öne sürdüler. Mahkeme gönderdiği yanõtta, da- yak atanlarõ değil çocuklarõ suçladõ. Soruştur- ma başlatan Mardin Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, çocuklar hakkõnda “hakaret ve kamu malına zarar verme” suçlamasõyla 8’er yõla kadar ha- pis istemiyle ikinci bir dava açtõ. Suç duyurusu yeni davaya yol açtõ Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz (solda) ve davaya bakan hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin gezi ve yemek boyunca yan yana oldukları görülüyor. Ergenekon Savcısı Fikret Seçen (solda) ve dönemin İstihbarat Şube Mü- dürü şu an İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer. Yargıç, savcı ve polis aynı masada Ergenekon soruşturmasõ yürüten savcõlar ve davaya bakan hâkimler polisin verdiği iftar yemeğine katõlmõş si’nin bakacağõ açõklandõ. Mah- keme ise 25 Temmuz 2008 tari- hinde iddianameyi kabul etti. İftar yemeği Ergenekon polis- leri, savcõlarõ ve hâkimlerinin iş- birliği halinde Ergenekon dava- sõ sürecini başlattõğõnõ ortaya koydu. İftarõ veren İstanbul Em- niyet İstihbarat Daire Başkanõ, emniyet teşkilatõ ile hâkimler ve savcõlarõ duruşmalar öncesinde yan yana getirmiş oldu. Duruş- malar başlamadan önce iftar ye- meği verildi ve iftar yemeğinden bir ay sonra ise duruşmalara baş- landõ. İftar yemeğinde polisler ile hâkim ve savcõlarõn samimi gö- rüntüleri ise dikkat çekti. Oda TV söz konusu fotoğraflara kaynak olarak yemeğe katõlan is- tihbaratçõ polisleri gösterdi. İftar yemeğinin bir diğer özelliği ise, söz konusu iftar yemeği, 2008 faa- liyet raporunda yer aldõ. Fotoğ- raflara dikkatlice bakõnca Erge- nekon savcõsõ Zekeriya Öz ile Ergenekon davasõ kõdemli hâkimi Özese’nin teknede yan yana otur- duklarõ görülüyor. Özese’nin ko- lunun Öz’ün omzuna doğru uzat- tõğõ görülen söz konusu fotoğraf ikilinin bu süreçte yakõn bir ça- lõşma yürüttüklerini gösteriyor. Ayrılan yargıçlar yemekte Teknede yan yana oturan Öze- se ve Öz, yemekte de birbirle- rinden ayrõlmayarak yan yana oturuyor. Fotoğrafta görülen isimlerden Nejat Ede ve Selda Kutluata dava sürecinde Hurşit Tolon’un tahliye edilmesi gibi bazõ kesimleri rahatsõz eden ka- rarlara imza attõlar. İki hâkim de baskõ altõnda kaldõklarõna ilişkin yaptõklarõ açõklamanõn ardõndan görev değişikliğinde bulunarak görevden ayrõlmõşlardõ. İFTAR YEMEĞİNE KİMLER KATILDI? Ergenekon davası Hâkim Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Ergenekon davası kıdemli hâkimi Hasan Hü- seyin Özese, Ergenekon davası sav- cıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, davaya sonradan dahil olan savcılar Fikret Seçen, Ercan Şafak, Murat Yönder, savcıları görevlendiren İstanbul Cumhuri- yet Başsavcı Vekili Turan Çolak- kadı, 9. Ağır Ceza Mahkemesi Baş- kanı Nurettin Ak, 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay, 11. Ağır Ceza hâkimi Metin Özçe- lik, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Baş- kanı Vedat Yılmaz Abdurrahma- noğlu, 12. Ağır Ceza Hâkimi Nejat Ede ve Selda Kutluata, 14. Ağır Ce- za Mahkemesi Başkanı Erkan Ca- nak, 14. Ağır Ceza Nöbetçi Hâkimi Resul Çakır, Hrant Dink davasını yürüten Selim Berna Altay, döne- min İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Terörle Mücadele- den Sorumlu Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder ve Emniyet İstih- barat Dairesi’nde görevli çeşitli komiser ve polisler. 3 1 2 1. Dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer (solda), Terörle Mücadeleden Sorumlu Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder (ortada) ve Er- genekon savcılarını görevlendiren İstanbul Cum- huriyet Başsavcıvekili Turhan Çolakkadı. 2. Ergenekon davasında çok sayıda tutuklama kararı alan 11. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Mu- rat Özçelik (ortada) emniyetçilerle birlikte. 3. (sol baştan) Ergenekon davasına bakan Yar- gıç Şengün, emniyetçi Yılmazer, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Abdurrahmanoğlu, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Canak. Yargı etiği ilkelerine aykırı Haber Merkezi - Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõlar ve davaya bakan hâkimlerin polisin verdiği iftar yemeğine katõlmasõ Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nun da kabul ettiği “Ban- galor Yargı Etiği İlkeleri”ne aykõrõlõk oluşturdu. HSYK’nin tüm yargõçlara rehberlik edecek etik ilkeler olarak benimsediği Bangalor Yargõ Etiği İlkeleri, BM’nin girişimiyle 2001’de Hin- distan’õn Bangalor kentinde dü- zenlenen toplantõda benimsen- di. İlkelerden bazõlarõ şöyle: “Yargıç hem bireysel hem de kurumsal yönleriyle yargı bağımsızlığını temsil ve mu- hafaza etmelidir. Yargıç yasa- ma ve yürütme organlarının et- kisi ve bu organlarla uygun olmayan ilişkilerden fiilen uzak olmakla kalmayıp, aynı za- manda öyle görünmelidir. Hâ- kim, mahkemede ve mahkeme dışında, yargı ve yargıç taraf- sızlığı açısından kamuoyu, hu- kuk mesleği ve dava tarafları- nın güvenini sağlayacak ve art- tıracak davranışlar içerisinde olmalıdır. Hâkim, tarafsız ola- rak karar veremeyeceği du- rumda veya makul olarak dü- şünme yeteneği olan bir kişide tarafsız olarak karar vereme- yeceği izlenimi yaratması ha- linde, yargılamanın herhangi bir aşamasına katılmaktan çe- kinmelidir. Hâkim, yargısal görevlerini layıkıyla yerine ge- tirmesine uygun düşmeyen dav- ranışlar içerisinde bulunamaz.” ÜÇOK’U ÖZLEMLE ANDIK Spekülasyonlar kaygõ yarattõ DİSK BAŞKANI ÇELEBİ’YE SALDIRI POLİSE TAŞ ATAN ÇOCUKLAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear