Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Kışın çıplaklığı...
Silivri’de mevsim değişikliklerinin havalardan son-
raki habercisi kantin - manav listesi...
Haftalık satılacak ürün listesini yapanlar 2 ya da 3
mevsim meyvesi seçiyorlar. Martta portakal vardı. Son
haftasında dişleri kamaştıran, sert yeşil erik baharı
müjdeledi. Bir kiloluk hazır plastik kapların içinde sa-
tılan eriklerin arasında bir yaprak kalmış. Günler son-
ra ilk kez bir yaprak görünce şaşırmıştım. Ayırıp ay-
rı bir köşeye koydum.
Mayısta çilekle yaz başladı. Çabuk bozuluyordu
ama olsun. Ara ara muz da satılıyordu ama mevsi-
mi anlatmıyordu.
Haziran bizi karpuzla karşıladı. Haftalarca beşer ki-
loluk karpuzlar beyaz plastik masaların yaz rengiy-
di. Sanırım yaşamımda en çok karpuz yediğim yaz,
bu yazdır. Kirazı da unutulmamalıyım. Birkaç hafta
kirazla doldu soframız.
Temmuzda taze beyaz üzümler yaz mevsiminin
meyve bahçelerinin tümüne ulaştığını gösteriyordu.
Çünkü hemen ardından 2 haftalığına da olsa şefta-
li geldi kantine...
Ağustos en zengin ayımızdı desem yeridir.
Üzüm, incir, kavun...
Hangisini istersen onunla avun...
Koğuşa tüm meyveleriyle yaz geldi. İncir gelmez
sanıyordum. Sürpriz oldu. Tam mevsiminde 2 haf-
ta siyah incirlerin tadına vardık.
Sebzeleri anlatmıştım. Marul ve maydanozun
soframıza kattığı yeşillik bir yana, onları suyla bu-
luştururken musluğun altında yeşeren orman, doğa
hasretine dermandı.
Bir de içimizdeki mevsimler var.
Ayları, günleri dinlemeyen...
İnsan vücudu tüm fizik, kimya deneylerini altüst
edecek kadar kuralsız değişkenlik gösterebilen ya da
tüm karışımlara direnebilen varlıkların başında gel-
se gerek.
Bazen bir mevsim meyvesi insanın içinde kocaman
bir ağaç olabiliyor.
Özgür günlerde sık kullandığım sözlerden biri şuy-
du:
- Kendimi arıyorum, meşgul çalıyor!
Arayamadığım dostların sitemlerini şakayla karı-
şık bu sözlerle göğüslemeye çalışıyordum. Şimdi bol
bol kendimi arıyorum. Tabii kolayca ulaşıyorum
ama bu kez bambaşka bir yoğunluk. Üstelik bütün
mevsimler bir arada.
Sabahları genellikle kış, insan kendine bile soğuk
davranabiliyor.
Elinin ucundaki bir fotoğraf, duvardan usul usul in-
meye başlayan güneş, bıçak gibi kesiyor kışı; şu-
battan ağustosa...
Gazeteler dışarısının her şeyini önüne katıp koğuşa
getiren bir rüzgâr. Gelir gelmez kaplıyor ortalığı...
Akşamsa birkaç mevsim birden yarışır insanın be-
deninde... Kalbinde ılık bir rüzgâr, beyninde fırtına-
lar...
İnsan kendi içinde derin bir yolculuğa çıkınca, mag-
ma tabakası ne ki!..
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bu kadarı da haksızlık; zira son günlerde gelişme-
lere bakarak raporun gerçekleri saptırdığı gibi bir ka-
nıya varmak olanaklı.
Gerçekler ortada: RTE, kadın-erkek eşitliğine
önem verdiğini sık sık yineliyor.
Örneğin son AKP kurultayında erkeklerin sözlü ha-
reketli kimi eylemlerinden rahatsız olmaması için eşi
Emine Hanım’ın kimilerine göre haremlik bölümün-
de kadınlar arasında toplantıyı izlemesini sağladı.
Kadın-erkek eşitliğine önem veriyor RTE; iktidara
gelir gelmez yurt düzeyinde kadını gözlerden uzak tut-
mak için kapanmasını sağladı. Siyasal simge olan tür-
banı yasalaştırmak için gece gündüz demeden her tür-
lü çabayı hâlâ esirgemiyor.
RTE yurtdışı gezilerine eşini de götürerek kadına ver-
diği önemi vurgulamıyor mu?
Örneğin Batı ülkelerindeki zirvelere katılanların
eşleriyle yan yana gelen Emine Hanım’ın görünüşü her-
halde RTE’nin göğsünü kabartıyor olmalı.
Zira topuklarına kadar inen giysileri, türbanı ile Emi-
ne Hanım Batılı kadınlara fark atıyor.
Üstelik RTE, kapanan eşinin kılık kıyafetiyle çağdaş
dünyaya kafa tuttuğunu kanıtlamış olmuyor mu?
Üstüne üstlük kapanan Emine Hanım’la birlikte re-
sim çektiren, Batılı giysileri ve davranışlarıyla Arap dün-
yası liderlerinin eşleri, RTE’ye bir başka övünme fır-
satı veriyor:
Arap dünyası açık giysili eşleriyle İslama, hatta Ku-
ran’a, hatta peygamberin söylemlerine ters düştüğünü
kanıtlamış olmuyor mu?
Kapalı, türbanlı eşinin yanında açık giyinmiş Arap
liderlerinin hanımlarını toplu gösteren fotoğraflar
RTE’ye, İslamı, gerçek Müslümanlığı dünyada tem-
sil eden yegâne başbakan benim diyebilmesini sağ-
lıyor.
Dinle yoğrulmuş bir kafaya bundan daha büyük ar-
mağan, övünç kaynağı olabilir mi?
BM Kalkınma Programı içinde hazırlanan raporun
canı cehenneme!
Kimi sanatçıların RTE’nin kadınlara eşit gözle bak-
tığına inandığını, açık kapalı kadın arasında fark gö-
zetmediklerini kanıtlayan açıklamaları geçen hafta ya-
yımlandı.
Sözünü sakınmayan, yeri geldiğinde kendisini de
alaya alan Müjde Ar; ne idüğü belirsiz Kürt açılımı-
na sesiyle, Kürtçe şarkılarıyla, vücuduyla tam destek
veren Sezen Aksu ile arasında geçen bir konuşma-
yı aktardı:
“- İki duble attı mı Sezen tamam. Üçüncüsünde tut-
mayın. İlk kadehte altın saatini verir, ikinci kadehte is-
teyene telefonunu verir. Üçüncü kadehte de Başba-
kan’ı arar. Bayramda Sezen’in evine gittim. Bana de-
di ki; ‘Bana bak Bu Kürt meselesi çıkmaza girdi. Ha-
di gel Başbakan’ı bu sefer beraber arayalım.’”
“- Emine Hanım kızmasın?”
“- Yok! O bana alışkın, veriyor hemen telefona… Ha-
kikaten ikide birde arıyormuş Başbakan’ı. Neyse biz
aradık. Karşımıza çıka çıka Kevin Costner çıktı.
Ama yerleşmiş ayol Başbakanlığa…”
Müjde Ar’ın anlattıkları sözcüğü sözcüğüne böyle.
Ama konuşmadan RTE’nin kadınlara ne denli des-
tek verdiğini gösteren sonuçlar çıkmıyor mu?
Anlaşılan Sezen Aksu, telefon numarasını RTE’ye
vermiş ama RTE de kimseciklere vermediği telefon
numarasını Sezen Aksu’ya vermiş.
Bu bile RTE’nin kadın-erkek eşitliğine verdiği öne-
mi göstermiyor mu?
Dahası var. RTE, kuşku yok, birçok erkekten Kürt
açılımıyla ilgili görüşler dinliyor. Sezen Aksu ile de açı-
lımın gidişatı üzerinde konuşuyor.
Bu veriler kadın-erkek eşitliğinde RTE Türkiyesi’ni
109 ülke arasında 101. sıraya alan 2009 tarihli rapo-
ru yalanlamaya yetmez mi?
Kadın-erkek eşitliğinden söz ederken -haksızlık et-
meyelim- Kürt açılımına engin görüşlerini tam sayfa
açıklayarak destek veren Hülya Avşar’ı da unutma-
mak gerekiyor.
Hülya Hanım, TBMM’nin renkli, tek başına muha-
lefet partisi diye ünlenen Tunceli Milletvekili Kamer
Genç gibi kökeni Kürt olan bir siyasetçiye, bir yayında
sataşırken… beyaz çorap giydiğine -neyi kanıtlıyor-
sa- tanık olduğunu söyledi.
Anlaşılan ayağa bakmaktan başa bakmaya vakit bu-
lamamış olacak ama; Kamer Genç’in beyaz çoraplı
tartışma arasında (3 Ekim Cumartesi-Milliyet) Avşar’a
yönelik kimi sözlerini okuduk:
“…İstersen seninle bir otele de beraber gidebiliriz.
Hatırlıyor musun, bana geçmişte dedin, ‘Yav bir mil-
letvekili Aksaray’da bir otelde kalır mı?’ Ben dedim
ki ‘Niye kalmasın?...’”
Tartışmada otel muhabbetine neden girildiğini an-
lamadım.
Siz anladınız mı?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 7 EKİM 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 23
Edirne B 25
Kocaeli B 25
Çanakkale B 25
İzmir B 29
Manisa B 30
Aydın B 32
Denizli B 29
Zonguldak B 22
Sinop B 20
Samsun PB 21
Trabzon Y 21
Giresun PB 22
Ankara B 23
Eskişehir B 23
Konya B 20
Sıvas B 19
Antalya B 31
Adana B 31
Mersin B 30
Diyarbakır PB 27
Şanlıurfa PB 30
Mardin Y 24
Siirt Y 27
Hakkâri Y 17
Van Y 18
Kars Y 16
Oslo Y 12
Helsinki Y 11
Stockholm Y 14
Londra Y 16
Amsterdam Y 18
Brüksel Y 19
Paris Y 23
Bonn Y 22
Münih Y 23
Berlin Y 21
Budapeşte B 26
Madrid Y 23
Viyana B 26
Belgrad PB 28
Sofya B 25
Roma B 24
Atina B 27
Zürih Y 24
Moskova B 11
Aşkabat PB 28
Astana B 22
Taşkent B 28
Bakû B 25
Bişkek B 24
Tiflis Y 22
Kahire B 29
Şam PB 30
Yurdun doğu kesim-
leri parçalı ve çok bu-
lutlu, Doğu Karadeniz,
Doğu Anadolu’nun
doğusu ile Siirt, Bat-
man ve Mardin çev-
releri sağanak yağış-
lı, diğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçe-
cek. Sabah saatlerin-
de Batı Karadeniz’in
iç kesimlerinde sis
görülecek.
İstanbul Haber Servisi - Er-
genekon operasyonunu gerçek-
leştiren polis, iddianameyi hazõr-
layan savcõlar ve davayõ yürüten
mahkeme heyeti üyelerinin bir-
likte Boğaz gezisi yaptõğõ ve
İTO’nun Kandilli Cemile Sultan
Korusu’ndaki tesislerinde iftar
yemeğine katõldõğõ ortaya çõktõ.
Oda TV’nin haberine göre, Er-
genekon davasõna bakan özel yet-
kilendirilmiş savcõ ve Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin üyelerinden Hâ-
kim Heyeti Başkanõ Köksal Şen-
gün, Ergenekon davasõ kõdemli
hâkimi Hasan Hüseyin Özese,
savcõlar Zekeriya Öz, Mehmet
Ali Pekgüzel, davaya sonradan
dahil olan savcõlar Fikret Seçen,
Ercan Şafak, Murat Yönder,
savcõlarõ görevlendiren İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Tu-
ran Çolakkadı’nõn da aralarõnda
birçok hukukçu 2008 Eylül ayõn-
da İstanbul Emniyet Müdürlüğü
İstihbarat Dairesi’nin düzenledi-
ği iftar yemeğinde soruşturmayõ
yürüten polislerle buluştu.
İftar yemeği öncesi İstanbul
Emniyet İstihbarat Dairesi’nin
tuttuğu bir özel tekne Beşiktaş’a
yanaştõ. Buradan alõnan hâkimler,
savcõlar, kõsa bir Boğaz gezisinden
sonra İTO’nun Kandilli Cemile
Sultan Korusu’nda bulunan te-
sislerine geldiler.
Dikkat çeken zamanlama
Masalarda emniyetçi, savcõ ve
hâkim dengesi gözetildi. İftar ye-
meğinin gerçekleşme zamanõ da
dikkat çekici. 14 Temmuz 2008
tarihinde Ergenekon iddianamesi
açõklanmõş, iddianame ise iftar ye-
meğinin davetlileri arasõnda olan
savcõlar Zekeriya Öz, Mehmet
Ali Pekgüzel, Nihat Taşkõn tara-
fõndan hazõrlanmõştõ. Yine dikkat
çeken bir nokta ise aynõ gün da-
vaya 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Merke-
zi’ndeki makam odasõnda saldõrõya uğrayan Sü-
leyman Çelebi’nin sağlõk durumunun iyi olduğu,
sol ayağõnõ 3 ay kullanamayacağõ belirtildi. Flo-
rance Nightingale Hastanesi Başhekimi Operatör
Doktor Mücahit Atmanoğlu, Çelebi’nin daha
önce kalp ve iki by-pass ameliyatõ geçirdiğini ve
stent takõldõğõnõ anõmsatarak, “Kendisine 3 bu-
çuk saat süren bir ameliyat yapıldı. Her iki ba-
cağından da iki kurşun çıkarıldı. Sol ayağında
arıza kalmaz” dedi. DİSK, “Saldırıya ilişkin
spekülasyonların kaygıyla izlediğini” belirtti.
Geçirdiği ameliyat sonrasõ geceyi yoğun ba-
kõmda geçiren Çelebi’ye genel bir kontrol yapõl-
dõ. Kontrolün ardõndan yoğun bakõmdan çõkarõlan
Çelebi, servis katõndaki özel odasõna alõndõ. Çele-
bi ile eşi Melehat, kõzlarõ Şule ve Hale Çele-
bi’nin görüştüğü belirtildi. Yaklaşõk bir hafta da-
ha hastanede kalmasõ beklenen Çelebi’yi ziyarete
bir süre izin verilmeyeceği bildirildi.
DİSK’ten yapõlan açõklamada ise olayõn ger-
çekleşme nedenine ilişkin yapõlan spekülasyonla-
rõ kaygõyla izledikleri belirtildi. Çelebi’nin saldõr-
gan Rıza Tunçbilek’le bir alacak verecek mese-
lesi olmadõğõ belirtilen açõklamada, “Çelebi’nin
mütevazı yaşamı herkes tarafından bilinmek-
tedir. Hiçbir konuda gizlisi saklısı yoktur” de-
nildi. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise,
Çelebi’nin vurulmasõ olayõnõn bir tür karalama
kampanyasõna dönüşmemesi gerektiği uyarõsõnda
bulunarak, “Başkanımızın herhangi bir yere
borcu, alacak ya da verecek ilişkisi bulunma-
maktadır. Son derece mütevazı, şeffaf bir ya-
şantısı olan Çelebi, bu olay üzerinden yıpratıl-
masın” diye konuştu. Hastaneye gelerek Çele-
bi’nin durumu hakkõnda bilgi alan Kültür ve
Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, “Bireysel
silahlanmanın önemini yeniden gündeme
getirmek istiyorum” dedi.
Saldırgan Tunçbilek tutuklandı
Öte yandan olaya ilişkin gözaltõna alõnan, em-
niyetteki işlemlerinin ardõndan Şişli Nöbetçi 2.
Sulh Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşõsõna çõka-
rõlan Rıza Tunçbilek, “kasten yaralama” ve
“ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarõndan tu-
tuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi.
6 Ekim 1990 yılında katledi-
len gazetemiz yazarı ve An-
kara Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Bahriye Üçok ölümünün
19. yılında çeşitli etkinliklerle
anıldı. Karşıyaka Mezarlı-
ğı’ndaki gömütü başında dü-
zenlenen törene, Bahriye
Üçok’un kızı, avukat Kumru
Üçok, Cumhuriyet Kadınları
Derneği Genel Başkanı Şenal
Sarıhan, 27 Mayıs Milli Dev-
rim Derneği Genel Başkanı
Hüseyin Avni Güler, CHP
Ankara İl Eğitim Sekreteri
Mehmet Hadimi Yakupoğlu,
Ziraat Mühendisleri Odası
Denetleme Kurulu üyesi
Tevfik Kızgınkaya, Ankara
CUMOK Dönem Sözcüsü
Haluk Yalvaç, Uğur Mumcu
Araştırmacı Gazetecilik
Vakfı Yayın Yönetmeni Or-
han Tüleylioğlu ve çok sayı-
da seveni katıldı. Tören, tüm
devrim şehitleri adına bir
dakikalık saygı duruşuyla
başladı. Saygı duruşunun ar-
dından CHP Ankara İl Eği-
tim Sekreteri Mehmet Hadi-
mi Yakupoğlu, tüm sivil top-
lum örgütleri adına hazırla-
nan basın bildirisini okudu.
MAHMUT ORAL
DİYARBAKIR - Mardin’in Midyat ilçesinde
M.Ö. ve P.İ. adõndaki 16 yaşõndaki 2 çocuk, tu-
tuklu yargõlandõklarõ dava dönüşünde cezaevi
ring aracõnda dayak yediklerini öne sürerek suç
duyurusunda bulununca bu kez haklarõnda
“ring aracına zarar verdikleri” iddiasõyla ye-
ni bir dava daha açõldõ. Midyat’ta M.Ö. ve P.İ,
geçen yõl katõldõklarõ bir gösteride slogan at-
tõklarõ, çöp tenekeleriyle yolu trafiğe kapattõk-
larõ ve polisi taşladõklarõ iddiasõyla gözaltõna alõn-
dõktan sonra tutuklandõlar. Çocuklar, cezaevi-
ne dönüşte ring aracõnda işkence gördüklerini
öne sürdüler. Mahkeme gönderdiği yanõtta, da-
yak atanlarõ değil çocuklarõ suçladõ. Soruştur-
ma başlatan Mardin Cumhuriyet Başsavcõlõğõ,
çocuklar hakkõnda “hakaret ve kamu malına
zarar verme” suçlamasõyla 8’er yõla kadar ha-
pis istemiyle ikinci bir dava açtõ.
Suç duyurusu
yeni davaya yol açtõ
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz (solda) ve davaya bakan hâkim Hasan
Hüseyin Özese’nin gezi ve yemek boyunca yan yana oldukları görülüyor.
Ergenekon Savcısı Fikret Seçen (solda) ve dönemin İstihbarat Şube Mü-
dürü şu an İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer.
Yargıç, savcı
ve polis aynı masada
Ergenekon soruşturmasõ yürüten
savcõlar ve davaya bakan hâkimler
polisin verdiği iftar yemeğine katõlmõş
si’nin bakacağõ açõklandõ. Mah-
keme ise 25 Temmuz 2008 tari-
hinde iddianameyi kabul etti.
İftar yemeği Ergenekon polis-
leri, savcõlarõ ve hâkimlerinin iş-
birliği halinde Ergenekon dava-
sõ sürecini başlattõğõnõ ortaya
koydu. İftarõ veren İstanbul Em-
niyet İstihbarat Daire Başkanõ,
emniyet teşkilatõ ile hâkimler ve
savcõlarõ duruşmalar öncesinde
yan yana getirmiş oldu. Duruş-
malar başlamadan önce iftar ye-
meği verildi ve iftar yemeğinden
bir ay sonra ise duruşmalara baş-
landõ. İftar yemeğinde polisler ile
hâkim ve savcõlarõn samimi gö-
rüntüleri ise dikkat çekti.
Oda TV söz konusu fotoğraflara
kaynak olarak yemeğe katõlan is-
tihbaratçõ polisleri gösterdi. İftar
yemeğinin bir diğer özelliği ise,
söz konusu iftar yemeği, 2008 faa-
liyet raporunda yer aldõ. Fotoğ-
raflara dikkatlice bakõnca Erge-
nekon savcõsõ Zekeriya Öz ile
Ergenekon davasõ kõdemli hâkimi
Özese’nin teknede yan yana otur-
duklarõ görülüyor. Özese’nin ko-
lunun Öz’ün omzuna doğru uzat-
tõğõ görülen söz konusu fotoğraf
ikilinin bu süreçte yakõn bir ça-
lõşma yürüttüklerini gösteriyor.
Ayrılan yargıçlar yemekte
Teknede yan yana oturan Öze-
se ve Öz, yemekte de birbirle-
rinden ayrõlmayarak yan yana
oturuyor. Fotoğrafta görülen
isimlerden Nejat Ede ve Selda
Kutluata dava sürecinde Hurşit
Tolon’un tahliye edilmesi gibi
bazõ kesimleri rahatsõz eden ka-
rarlara imza attõlar. İki hâkim de
baskõ altõnda kaldõklarõna ilişkin
yaptõklarõ açõklamanõn ardõndan
görev değişikliğinde bulunarak
görevden ayrõlmõşlardõ.
İFTAR YEMEĞİNE KİMLER KATILDI?
Ergenekon davası Hâkim Heyeti
Başkanı Köksal Şengün, Ergenekon
davası kıdemli hâkimi Hasan Hü-
seyin Özese, Ergenekon davası sav-
cıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali
Pekgüzel, davaya sonradan dahil
olan savcılar Fikret Seçen, Ercan
Şafak, Murat Yönder, savcıları
görevlendiren İstanbul Cumhuri-
yet Başsavcı Vekili Turan Çolak-
kadı, 9. Ağır Ceza Mahkemesi Baş-
kanı Nurettin Ak, 11. Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay,
11. Ağır Ceza hâkimi Metin Özçe-
lik, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Baş-
kanı Vedat Yılmaz Abdurrahma-
noğlu, 12. Ağır Ceza Hâkimi Nejat
Ede ve Selda Kutluata, 14. Ağır Ce-
za Mahkemesi Başkanı Erkan Ca-
nak, 14. Ağır Ceza Nöbetçi Hâkimi
Resul Çakır, Hrant Dink davasını
yürüten Selim Berna Altay, döne-
min İstihbarat Şube Müdürü Ali
Fuat Yılmazer, Terörle Mücadele-
den Sorumlu Müdür Yardımcısı
Tufan Ergüder ve Emniyet İstih-
barat Dairesi’nde görevli çeşitli
komiser ve polisler.
3
1 2
1. Dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat
Yılmazer (solda), Terörle Mücadeleden Sorumlu
Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder (ortada) ve Er-
genekon savcılarını görevlendiren İstanbul Cum-
huriyet Başsavcıvekili Turhan Çolakkadı.
2. Ergenekon davasında çok sayıda tutuklama
kararı alan 11. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Mu-
rat Özçelik (ortada) emniyetçilerle birlikte.
3. (sol baştan) Ergenekon davasına bakan Yar-
gıç Şengün, emniyetçi Yılmazer, 12. Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı Abdurrahmanoğlu, 14. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı Canak.
Yargı etiği ilkelerine aykırı
Haber Merkezi - Ergenekon
soruşturmasõnõ yürüten savcõlar ve
davaya bakan hâkimlerin polisin
verdiği iftar yemeğine katõlmasõ
Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’nun da kabul ettiği “Ban-
galor Yargı Etiği İlkeleri”ne
aykõrõlõk oluşturdu. HSYK’nin
tüm yargõçlara rehberlik edecek
etik ilkeler olarak benimsediği
Bangalor Yargõ Etiği İlkeleri,
BM’nin girişimiyle 2001’de Hin-
distan’õn Bangalor kentinde dü-
zenlenen toplantõda benimsen-
di. İlkelerden bazõlarõ şöyle:
“Yargıç hem bireysel hem
de kurumsal yönleriyle yargı
bağımsızlığını temsil ve mu-
hafaza etmelidir. Yargıç yasa-
ma ve yürütme organlarının et-
kisi ve bu organlarla uygun
olmayan ilişkilerden fiilen uzak
olmakla kalmayıp, aynı za-
manda öyle görünmelidir. Hâ-
kim, mahkemede ve mahkeme
dışında, yargı ve yargıç taraf-
sızlığı açısından kamuoyu, hu-
kuk mesleği ve dava tarafları-
nın güvenini sağlayacak ve art-
tıracak davranışlar içerisinde
olmalıdır. Hâkim, tarafsız ola-
rak karar veremeyeceği du-
rumda veya makul olarak dü-
şünme yeteneği olan bir kişide
tarafsız olarak karar vereme-
yeceği izlenimi yaratması ha-
linde, yargılamanın herhangi
bir aşamasına katılmaktan çe-
kinmelidir. Hâkim, yargısal
görevlerini layıkıyla yerine ge-
tirmesine uygun düşmeyen dav-
ranışlar içerisinde bulunamaz.”
ÜÇOK’U ÖZLEMLE ANDIK
Spekülasyonlar
kaygõ yarattõ
DİSK BAŞKANI ÇELEBİ’YE SALDIRI
POLİSE TAŞ ATAN ÇOCUKLAR