28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Girgin’in ‘kanser’le savaşı Kültür Servisi - Gazeteci Ayşe Şenel Girgin’in “Bir Işõk Olsun Yeter, Yaşam Maratonum-Kanserle Savaşõm” adlõ kitabõ Cumhuriyet Kitaplarõ’ndan çõktõ. Gece Postasõ, Haber, Cumhuriyet ve Hürriyet gazelerinde uzun yõllar çalõşan Girgin, kitabõnda 8 yõl boyunca kanser hastalõğõyla mücadelesini anlatõyor. “Beni Ben Yapanlar”, “Maraton Başlõyor- Ha Gayret!”, “Hanõmağa Olmak Kolay Değil”, “Kanserden Kurtuluş Kolay Değil”, “Hezeyanlarõm- Kendimle Savaşõm”, “Torunlarõma Mektuplar”, “Evlatlarõm Beni İyi Tahlil Etmişler” bölümlerini içeren kitap 200 sayfadan oluşuyor. Polanski’nin talebine ret Kültür Servisi- İsviçre Adalet Bakanlõğõ, Polanski’nin kefaletle serbest bõrakõlmasõna karşõ çõktõğõnõ açõkladõ. Açõklamaya göre, önceki gün ağõr ceza mahkemesinin Polanski’nin talebini reddettiği belirtildi. Sebep olarak da ABD’nin iade isteğine karşõlõk Polanski’nin kefaletle serbest bõrakõldõğõ takdirde kaçma ihtimalinin olduğu söylendi. 76 yaşõndaki yönetmen geçtiğimiz günlerde İsviçre mahkemesine 500 bin Amerikan Dolarõ ödeyerek serbest bõrakõlmayõ teklif etmişti. “İstanbul Bach Günleri” kapsamõnda Andreas Staier’in St. Antuan Kilisesi’ndeki dinletisinde Belçikalõ çalgõ ustasõ Chris Maene ile yan yana oturduk. Staier’in çaldõğõ klavsenin ve fortepi- yanonun yapõmcõsõ. Karşõmõzdaki fortepiyanonun Mozart’õn çalgõsõnõ yapan ünlü Viyanalõ yapõm- cõ Anton Walter’in 1785 model bir replikasõ ol- duğunu söyledi. Maene, ailesinden öğrenmiş çal- gõ yapõmõnõ. İlk klavsenini 16, ilk fortepiyanosu- nu da 21 yaşõnda yapmõş. Aynõ zamanda yüz el- liye yakõn antik çalgõdan oluşan bir müzeye sahip. Onun yaşama kavuşturduğu çalgõlara Staier gibi müthiş bir klavyecinin parmaklarõ değdiğinde na- sõl bir coşku duyduğuna tanõk oldum. Ülkemizde çok az bulunan klavseni ve hiç bu- lunmayan piyanoforteyi Belçika’dan getirtip Bach günlerinin kullanõmõna sunan Hakan Er- doğan organizasyonunu kutlamak gerek. Keşke bütün konservatuvarlarõn piyano öğrencileri ora- da olsaydõ da bugün tanõdõğõmõz piyanonun ata- larõnõ peşi peşine duyma fõrsatõnõ bulsalardõ. İlkyarõda Alman sanatçõ Staier klavsenle Bach’õn yapõtlarõnõ çaldõ. Kilisenin akustiği içinde doğal ki klavsenin sesi pek cõlõz kaldõ. On altõncõ yüz- yõldan itibaren gelişen klavsenin mekanizmasõ tu- şun teli çekerek ses vermesine dayalõdõr. Yumuşak ve güçlü gürlükleri gereği gibi duyurmaz. 1700’de Floransa’da Bartolomeo’nun icat etti- ği fortepiyano ise tuşun ince tellerle deri kaplõ çe- kiçlere bağlandõğõ ve arkada bir tahtaya vurarak ses verdiği çalgõdõr. Böylece hem forte (güçlü) hem de piyano (yumuşak) gürlükleri duyurabil- diği için bu adõ almõştõr. 18. yüzyõl boyunca en gözde klavyeli çalgõ olmuş, Haydn ve Mozart bunda beste yapmõştõr. Beş oktava ve el pedalõ- na sahip, modern piyanoya göre daha yumuşak tõnõlõ bir çalgõ. 19. yüzyõldan sonra yapõlan ve bu- gün kullandõğõmõz piyanolar artõk piyanoforte adõ- nõ almõş, yedi buçuk oktavlõ, ayak pedalõna sa- hip, piyano ve forte gürlüklerini çok iyi yansõtan çalgõlardõr. Andreas Staier’in müthiş tekniği, Bach ve Haydn yapõtlarõndaki zamana uygun süsle- meleri bizi Beyoğlu’nun o gürültülü ortamõndan alõp yüzyõllar öncesine götürmeyi başardõ. ALICIA DE LARROCHA YAŞAMINI YİTİRDİ Önceki hafta 25 Eylül günü Barselona’da 86 ya- şõnda vefat eden İspanyol piyanist Alicia de Lar- rocha bugüne dek dinlediğim en etkileyici piya- nistlerden birisiydi. Onun piyanoda yarattõğõ renk- leri duyduğunuzda kendinizi çok saygõn bir resim galerisinde sanõrdõnõz. Sahnedeki alçakgönüllü duruşu, piyanoyu bedeninden bir parça gibi doğal çalõşõ, kendine özgü şiirsel anlatõmõ onu ayrõcalõklõ kõlõyordu. Etkileyici yorumuyla İspanyol piyano müziğini dünyaya tanõtmasõ, o müziğin içindeki de- ğişik armonileri ve harika renkleri sunmasõ ayrõ bir özelliğiydi. Couperin ve Bach’tan başlayõp, Mo- zart, Beethoven, Schubert, Chopin, Schumann, Liszt, Rachmaninof ve Ravel’e uzanan dağarcõ- ğõnõ hep zerafet ve coşkuyla yorumlamõştõ. 1923’te Barselona’da dünyaya gelmiş, Granados’un öğ- rencisi olan Marshal ile çalõşmõş, ilk kez beş ya- şõnda sahneye çõkmõş, ilk kaydõnõ dokuz yaşõnda yapmõş. Larrocha, 84 yaşõna kadar sahnelerde ka- labilmiş ender piyanistlerdendi. Bu akşam da Larrocha gibi çağõmõzõn piyano ta- rihine damgasõnõ vurmuş bir piyanisti, Alfred Bren- del’i İstanbul’da, Boğaziçi Üniversitesi’nde ağõr- lamaya hazõrlanõyoruz. ELVİN HOCA’NIN BÜYÜK BAŞARISI Geçen hafta on bir yaşõndaki Bilkent öğrencisi Elvin Hoca Polonya’daki “Lipinski ve Wieni- awski Uluslararası Genç Kemancılar Yarış- ması”nõn küçükler kategorisinde 68 kemancõ ara- sõndan ikinci oldu. Neredeyse herkesin müzisyen olduğu bir ailenin çocuğu olan Elvin, dedesi Ser- ver Ganiyev ve ünlü pedagog Zakhar Bron’la da çalõşõyor. evini@boun.edu.tr Andreas Staier’in “İstanbul Bach Günleri” kapsamõndaki konseri St. Antuan Kilisesi’ndeydi Beyoğlu’ndanyüzyõllarönceye 1700’lerde icat edilen fortepiyano, hem forte (güçlü) hem de piyano (yumuşak) gürlükleri duyurabildiği için bu adı almıştır. Bugün kullandığımız piyanolara ise piyanoforte diyoruz. Andreas Staier’in de fortepiyanosunda uyguladığı müthiş tekniği ile bizi yüzyıllar öncesine götürmeyi başardı. KONSER BU AKŞAM Brendel Boğaziçi’nde Kültür Servisi - Gazetemizin yazarõ Evin İlyasoğlu’nun düzenlediği Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall konserleri, 13. yõlõnõ kutladõ- ğõ bu seneye, usta piyanist Alfred Brendel’in bu akşam 19.30’da ve- receği konferans-konseriyle başlõ- yor. Konser kariyerini geçen ocak- ta sonlandõran Brendel, bu akşam, içinde sözsel yönlendirme olmayan çalgõsal müziğin de pekâlâ nükte- li olabileceğini, Haydn’dan ör- nekler vererek anlatacak. Biletleri tükenen etkinlik, binanõn dõşõna kurulacak bir perde üzerinden de ta- kip edilebilecek, ancak etkinlik Brendel’in talebi üzerine eşza- manlõ olarak çevrilmeyecek. Dün düzenlenen basõn toplantõsõnda dinleyicilerin konferans-konserle- rinde, konserlerine kõyasla çok da- ha dikkatli olduklarõnõ söyleyen Brendel “insanlar öksürdüğünde dikkatim dağılır, ancak güldük- lerinde değil. İlginçtir, müzik nükteli olsa bile gülmez dinleyi- ciler, ancak sözler komik olunca gülüyorlar” dedi. 78 yaşõndaki sanatçõ, müzikte ‘neo’lara karşõ olduğunu söyledi: “Birtakım es- kileri sayıyorlar bize. İcracı için önemli olan, ayrıntılara girmeden önce bütünü görmek, notaları de- ğil, karakterlerini verebilmek. Fonksiyonel armoniyi bozacak deneysel icralara karşıyım”. Artõk eskisi gibi en iyi icracõlarõn besteciler arasõndan çõkmadõğõnõ söyleyen sanatçõ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak şu an hanım kemancılardan çok iyi icracılar çıkıyor. Bence bir piyanist hem bir müze bekçisi, hem küratör hem de ebe olabilmelidir” dedi. Amalia Rodrigues anısına sergi Kültür Servisi - Dünyaca ünlü Fado şarkõcõsõ Amalia Rodrigues, ölümünün 10. yõldönümünde Lizbon Centro Cultural de Belem’de açõlan kapsamlõ sergiyle anõlõyor. ‘Fado’nun Kraliçesi’ olarak adlandõrõlan Rodrigues’in yaşamõ ve sanatõyla tanõtõlmasõnõn amaçlandõğõ sergide, sanatçõnõn sahne giysilerinden yazõlõ belgelere, fotoğraflardan çizimlere 500 parçalõk geniş bir seçkiye yer veriliyor. Rodrigues, duygulu yorumuyla ünlendi ve Portekiz’in fado müziğini dünyaya tanõttõ. Kültür Servisi - Patika Film tarafõndan düzenlenen ‘Corporate Film Festivali’nin dördüncüsü bugün başlõyor. Gösterim alanlarõ Akbank Sanat Merkezi ve Caddebostan Kültür Merkezi olan etkinlik, 10 Ekim’e dek sürecek. “Dünyadan ve Türkiye’den Ödüllü Kısalar” bölümünde 2006-2008 yõllarõ arasõnda çeşitli uluslararasõ festivallerde ödül almõş kõsa filmler, Corporate Film Fest’in geçmiş yõllarõnda en iyi film kategorisinde ödül almõş dokuz film ve Corporate Film Fest’in 2009 yõlõ katõlõmcõlarõnõn çektiği filmler izlenebilecek. Ayrõca, British Council, Goethe -Institut İstanbul ve İtalyan Kültür Merkezi işbirliğiyle seçilen İngiltere, Almanya, İtalya, Singapur, Kanada, Hollanda ve Türkiye’den 16 kõsa filmin gösterileceği “Dünyadan ve Türkiye’den Ödüllü Kısalar” bölümü, geçmiş festival filmleri ve bu yõl çekilen filmlerin yanõ sõra bir de özel gösterim yapõlacak. Engelli ve sosyal açõdan dezavantajlõ gençlere kültürel ve sanatsal eğitim vermek amacõ ile yola çõkan Düşler Akademisi’nde engelli gençlerin gönüllüler desteği ile çektikleri “Duyu- yorum” adlõ kõsa film de festivalde özel gösterimle seyirciyle buluşacak. Kültür Servisi - 1965 yõlõn- dan bu yana Paris’te yaşayan ressam Ömer Kaleşi’nin sergisi bugün İstanbul Fransõz Kültür Merkezi’nde açõlõyor. Sanatçõ- yõ yirmi yõldan fazla bir za- mandõr temsil eden TEM Sanat Galerisi’nin işbirliğiyle düzen- lenen resim sergisi, Fransõz Kültür Merkezi’nin galerisi ve dõş duvarlarõnda gerçekleşecek ve 27 Ekim gününe kadar açõk kalacak. Fransõz yazar, şair ve Türkiye dostu Jacques Lacar- riere’in de anõlacağõ serginin açõlõşõnda, ya- zarõn eşi aktris Sylvia Lacarriere’le birlik- te edebiyatçõ dostlarõ Özdemir İnce ve Ne- dim Gürsel de bulunacak. TEM Sanat Galerisi bugüne kadar Ömer Kaleşi üzerine dört kapsamlõ kitap yayõmla- dõ. Jacques Lacarriere de hayranlõk duyduğu ressam Kaleşi’nin yapõtlarõ üstüne birçok metin kaleme aldõ. Bunlar arasõnda TEM Sanat Galerisi Yayõnlarõ’ndan çõ- kan ‘Ömer Kaleşi - Yö- rüngeler’ kitabõ da yer alõ- yor. Lacarriere, 1992’de yaz- dõğõ bir yazõda, Kaleşi’nin yapõtlarõndan şöyle söz et- mişti: “Bu resimler, zamanın dışına çıkmış, artık kendi içlerinden baş- ka bir yeri görmeyen bu portreler de be- nim için öyle... İster derviş deyin, isten ço- ban, onlar toz ve duada yapılmış, imkân- sız bir aşkın rüzgârının üzerinde estiği, so- nu yok bir ufku anlatıyor. ” Ömer Kaleşi Fransız Kültür’de Albert Long Hall konserlerinin sponsorlarõndan iki aylõk klasik müzik dergisi Andante, Ağustos-Eylül sayõsõnõn kapağõna Alfred Brendel’i taşõmõştõ. 4. CORPORATE FİLM FESTİVALİ Dünyadanve Türkiye’den‘kõsa’lar Louvre Piramidi’nin mimarına madalya Kültür Servisi- Çin kökenli Amerikalõ mimar Ieoh Mink Pei, çalõşmalarõ nedeniyle İngiliz Kraliyet Mimarlõk Enstitüsü’nün ver- diği Kraliyet Altõn Madalyasõ’na değer görüldü. 92 yaşõndaki Pei, Louvre Müzesi’nin cam ve metalden oluşan piramid bölümünün de mimarõ. Louvre Piramidi olarak adlandõrõlan avludaki bu ek, 1989’da yapõlmõş ve o dönem tartõşmalara sebep olmuştu. Pei’ye ödülü 11 Şubat’ta enstitüde yapõlacak bir törenle verilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear