Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Kardeşim Benim
Sıkıntılı bir sabahın sıradan işlerini yapar,
senden her zaman olduğu gibi ümitli bir haber
beklerken öğrendim gittiğini. Şimdi yine bir salı
sabahı bu yazıyı yazıyorum, ama
yayımlanmadan önce sana okutamayacağımı
biliyorum artık. Ama masanda oturuyor
olsaydın da, okuyacağın yazı bu olmayacaktı.
Hayata ve memleketin haline dair başka bir
yazı yazmış olacaktım ben. Sen hiç acele
etmeden okuduktan sonra gözlerinde
eksilmeyen bir ışıltıyla gülümseyerek fikrini
söyleyecek, beni kanatlandıracaktın.
Yazdıklarımı okumayacaksın artık.
Çünkü gitmişsin.
Büyük bir yaşama sevinciyle, seni esir alıp
mavi siyah bir sonsuzluğa çekmek isteyene ne
de güzel direniyordun oysa.
Aslında seni kavgaya davet eden o hastalığa
daha ilk gün “peki davetini kabul ediyorum,
seninle kavgaya varım” demiştin. Gazeteye
gelip “arkadaşlar artık bir kanserim var”
dediğin günü hiç unutmadım. Mademki o seni
kavgaya davet etmişti, sen de bu daveti elbette
kabul edecektin. O gün senin mücadeleye
kararlı haline tarifsiz hayran olmuştum.
Herkesin başarabileceği bir iş değildi çünkü.
Sonra da hep öyle inatla, işini aksatmamak
için çevrene ışıltılar saçarak sürdürdün kavgayı.
Gazetedeki en yakın tanığıyım bu kavganın.
Bu kavgada yenilmek de vardı kuşkusuz. Ama
teslim olmak yoktu. Öyle oldu. Kavgayı yitirdin.
O kitabı, bizim o eski zamanlarımızın kitabını iyi
bilirdin sen?
Hani adı “Teslim Olmayanlar Ölmez” olanı.
İşte bu nedenle o kelimeyi kabul edemiyorum
ben.
“Gitti” diyorum... Hepsi bu.
Şimdi buradaki öteki kavgaların ve belki
senin bu son kavgan kadar temiz olmayan
kavgaları izlerken, sana iyi ve taze haberler
veremiyorum. Memleket bildiğin gibi. Haberler
bayat ve manşetlerde tekrara düşmemek için
eksik olan yeni kavga adamlarının ortaya
çıkmasını ve insanlarımızı silkelemeye
başlamasını bekliyoruz.
Biliyorum seninle hep konuştuğumuz gibi
onların üstlerindeki tozu silkeleyip meydana
çıkmaları için daha çok erken. Ama belki de
filizleniyordur bir şeyler. Belki de insanlar
yenilmenin, ama teslim olmamanın erdemini
anlamışlardır. Belki onlar her geçen gün biraz
daha çoğalıyorlardır. Yazılarda, spotlarda,
manşetlerde, haberlerde şimdilik yeni bir şey
yok. Harfler ve kelimelerle, cümleler ve
paragraflarla henüz yeni bir şey yazılamıyor.
Ama tekrarlarımızdaki inadın işe yarayacağına
biz hep inanmadık mı?
Üstümüze düşen gölgeyi peki, kabul
ediyoruz, peki, hasımlarımız zamanın bu
diliminde zafer kazanmış gibidirler, peki, bizim
şimdi hısımlarımızla da aramız iyi değildir,
dönenler ve dönmek için köşe arayanlar da
epeyce çoğaldı.
Olsun be kardeşim.
Teslim olmak var mı?
Kardeşim benim.
Gittin üç beş kelimelik son konuşmadan
sonra. İnadın ve savaşma kararlılığın sürüyordu
ve ben kaygıyla, ama umutla dinledim seni.
“Bu pazar gelemem, ama hafta içinde
geleceğim” dedin bana. Gelemedin.
Seninle ilgili o kelimeyi kullanmamaya karar
verdim ben de. Sadece “gittin” diyorum bu
yüzden. “Neden..?” diye soranlara da acıyı
yüreğime gömerek konuşmayı becerebildiğim
zamanlarda şöyle yanıt veriyorum artık: “Siz
öyle diyorsunuz ya, bildiğim bir şey var
benim, teslim olmadı da onun için gitti o. Siz
onun nasıl kavga ettiğini bilmezsiniz. Siz
işini aksatmamak için nasıl çabaladığını,
yalnızca kendisi için değil, çevresindekiler
için de savaştığını belki fark
etmemişsinizdir.”
Kitabı da işte biz kendi aramızda o zaman
konuşmuştuk.
Kitap öyle diyordu. “Teslim olmayanlar
ölmez” diyordu. O nedenle teslim olmadı o
da. Mavi siyah bir sonsuzluğa gitti...
Kardeşim benim.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
YENİ TASLAĞININ İLK AYRINTILARI
Örtülü tehdide suç duyurusuİLHAN TAŞCI
ANKARA - Ergenekon davasõnõn mah-
keme salonunda sanõk avukatlarõnõn kul-
lanõmõna verilen bilgisayar ekranlarõnda
oluşturulan Samanyolu televizyonu kay-
naklõ haberle üstü örtülü “tehdit”, Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na
(HSYK) taşõndõ. CHP milletvekili Şahin
Mengü, sanõklarõn tartõşmalõ fotoğraflar ne-
deniyle yargõçlarõ sorguladõğõnõ belirtirken
“Savcı 4 saat süren savunma için tek sa-
tır not almıyor. Ama nasıl oluyorsa
cümle düşüklüğü bile olmadan anında
mütalaasını verebiliyor. Mütalaa salon
dışından geliyor” iddiasõnda bulundu.
Ergenekon davasõnõn önceki günkü du-
ruşmasõna savcõ-polis ve yargõçlarõn bir-
likte katõldõğõ yemek fotoğraflarõ damga-
sõnõ vurdu. Duruşmayõ gözlemci olarak iz-
leyen 11 CHP milletvekili, mahkeme sa-
lonundaki ilginç bir olayõ tutanağa bağla-
dõ. Tutanağa göre, savunma avukatlarõnõn
kullanõmõna verilen LCD bilgisayar ek-
ranõnda “duvar kâğıdı” olarak, Saman-
yolu televizyonun bir haberine yer veril-
di. Ekranda, “Ergenekon avukatına so-
ruşturma-savcılara hakaret etmişti”
altyazõlarõnõn bulunduğu görüntünün sap-
tandõğõna işaret edilen tutanakta, “ Duvar
kâğıdının oluşturulma tarihinin 5 Ekim
2009 olduğu saptanmıştır” denildi.
CHP milletvekilleri dün HSYK’ye, suç
duyurusunda bulundu. Duruşmayõ izleyen
Şahin Mengü, ekranlara yansõtõlan haberle
sanõk avukatlarõna, “Konuşursan sen de
yargılanırsın, sanık olursunuz” mesajõ-
nõn verilmek istendiğini söyledi. Mengü,
33 yõllõk avukat olarak yargõ adõna içinin
sõzladõğõnõ belirterek “Sanıklar hâkim-
lerin tutumu nedeniyle yargıçları sor-
guladılar. Bu büyük bir çöküntü” dedi.
Sanõklarõn 4-5 saat savunma yaptõğõnõ, an-
cak savcõnõn not almadõğõnõ anlatan Men-
gü, “Savcı mütalaasını hiç cümle dü-
şüklüğü olmadan 20 dakika anlatıyor.
Bu durum salonun uzak bir yerden ta-
kip edildiği izlenimini doğuruyor. Her
söylenen bir yerden izleniyor ve müta-
laa dışardan hazırlanıyor gibi” dedi.
‘Konuşanı susturdular’
Mengü, savcõ-polis-yargõç fotoğrafla-
rõnda yalnõzca 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si yargõçlarõnõn bulunmadõğõnõ, bu mah-
kemenin verdiği kararlarõn itiraz edildiği
14. Ağõr Ceza’nõn hâkimlerinin de bu-
lunduğunu anõmsatarak “HSYK’nin ola-
ya derhal el koyması lazım. Kimi kime
şikâyet edeceğim? Açılımları yapabil-
mek için konuşanları susturdular, kor-
kuttular ve bunu da başardılar. Açı-
lımlar ile Ergenekon soruşturması çok
planlı” değerlendirmesini yaptõ.
‘Bu bir komedi’
CHP’li Ahmet Ersin de savunmalarõn
iddianame okunmadõğõ gerekçesiyle alõn-
madõğõnõ, savunma alõnmadõğõ için de
tahliye taleplerinin reddedildiğini vurgu-
ladõ. Ersin, “Bu komedi, hem savunma-
nın alınması gayreti yok hem de sa-
vunma alınmadı diye tahliye istemi
reddediliyor. Soruşturma savcıları du-
ruşmalara katılıyor. Bu pek görülen bir
uygulama değil” dedi. Mahkemenin red-
di hâkim istemini görüşmek üzere 2 saat
ara verdiğini anõmsatan Ersin, “Sonra da
bir sonraki duruşmaya ‘erteledik’ de-
niyor. Bu keyfiliktir” diye konuştu.
RTÜK’ün
Türkçe alerjisi
Radyo ve televizyonlarõn uymalarõ gereken yayõn il-
kelerinden “Türk milli eğitiminin genel amaçlarõnõn, te-
mel ilkelerinin ve milli kültürün geliştirilmesi” ve
“Türkçenin; milli birlik ve bütünlüğün temel unsurlarõn-
dan biri olarak çağdaş kültür, eğitim ve bilim dili halin-
de gelişmesinin sağlanmasõ” hükümleri yer almadõ.
FIRAT KOZOK
ANKARA - Hükümet, AB
üyelik sürecinde farklõ dil ve
lehçelerde yayõn yapõlmasõna
yönelik düzenlemeleri ardõ ar-
dõna yaşama geçirirken Türk-
çenin ve Türk milli eğitiminin
korunmasõna yönelik düzenle-
meler RTÜK’ün yeni yasa tas-
lağõndan çõkarõldõ. Mevcut ya-
sada yayõn ilkeleri arasõnda yer
alan “Türk milli eğitiminin ge-
nel amaçlarının, temel ilkele-
rinin ve milli kültürün geliş-
tirilmesi” ve “Türkçenin, mil-
li birlik ve bütünlüğün temel
unsurlarından biri olarak
çağdaş kültür, eğitim ve bilim
dili halinde gelişmesinin sağ-
lanması” hükümleri kurul ta-
rafõndan hazõrlanan ve önü-
müzdeki günlerde Başbakan-
lõk’a iletilmesi beklenen yeni
taslakta yer almadõ.
2 önemli değişiklik
RTÜK’ün bir süredir üze-
rinde çalõştõğõ yeni yasa tasla-
ğõndan “skandal” düzenleme-
ler çõktõ. 25 Ekim’e kadar Baş-
bakanlõk’a gönderilmesi bek-
lenen taslağõn ilk ayrõntõlarõnõ
Cumhuriyet ele geçirdi. Tas-
lakta yer alan düzenlemeler
AB’ye uyum çerçevesinde fark-
lõ dil ve lehçelerde yayõnõn
önündeki engelleri bir bir kal-
dõran hükümetin Türkçeyi
“unuttuğunu” ortaya koyu-
yor. Buna göre, halen yürür-
lükte olan 3984 sayõlõ RTÜK
Yasasõ’nõn İkinci Bölümü’nde
yer alan “Yayın İlkeleri” baş-
lõklõ 4. Maddesi’nde iki önem-
li değişiklik yapõldõ. Söz konu-
su maddenin (g) bendinde yer
alan “Türk milli eğitiminin
genel amaçlarının, temel il-
kelerinin ve milli kültürün
geliştirilmesi” hükmü yeni tas-
lakta yer almadõ.
25 Ekim’e kadar
Başbakanlık’ta
Yeni taslakta ayrõca, Türkçe-
nin korunmasõna ve geliştiril-
mesine yönelik düzenlemeler de
“ayıklandı.” Yine mevcut ya-
sanõn 4. Maddesi’nde yer alan
“h” bendinde geçen “Türkçe-
nin; özellikleri ve kuralları bo-
zulmadan konuşma dili ola-
rak kullanılması; milli birlik
ve bütünlüğün temel unsur-
larından biri olarak çağdaş
kültür, eğitim ve bilim dili ha-
linde gelişmesinin sağlanma-
sı” hükmü “Türkçenin; özel-
likleri ve kuralları bozulma-
dan konuşma dili olarak kul-
lanılması” olarak değiştirildi.
Kurul üyeleri arasõnda uzun
süren tartõşmalarõn ardõndan ha-
zõrlanan taslağõn, önümüzdeki
günlerde Başbakanlõk’a iletil-
mesi bekleniyor. Taslağõn bir an
önce yasalaşmasõ için en geç 25
Ekim’e kadar Başbakanlõk’a
gönderileceği öğrenildi.
TRT’nin Kürtçe yayõn yapan
kanalõ Şeş’in yayõna başlama-
sõnõn ardõndan RTÜK de özel
radyo ve televizyonlarõn 24 sa-
at Kürtçe yayõn yapabilmeleri
için çalõşma başlatmõştõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Özel Harekât Daire Başkanõ Behçet
Oktay’õn ölümü “intihar” olarak ka-
yõtlara geçerken, otopsi raporunda 7 ka-
burga kemiğinin kõrõk olduğunun belir-
lenmesi ve kanõnda kokain tespit edil-
mesi, dosyanõn yeniden açõlmasõnõ gün-
deme getirdi. Ailenin avukatõ Ülkü Ge-
dikli, ailenin intihara inanmadõğõnõ ve
“içlerinin de rahat olmadığını” söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ; Ok-
tay’õn 25 Şubat 2009’da Ankara Dik-
men’de arabasõnda ölü olarak bulun-
masõnõn ardõndan yürüttüğü soruşturma
sonucunda “Behçet Oktay’ın kendi ku-
surlu eylemi sonucunda yaşamına
son verdiği, ölümünde başka bir şah-
sın kastının ya da kusurununu olma-
dığı gözetilerek, intihar olayı ile ilgi-
li kamu adına kovuşturmaya yer ol-
madığına” dikkat çekerek, takipsizlik
kararõ vermişti. Ancak Adli Tõp Kuru-
mu’nun Oktay ile ilgili hazõrladõğõ
otopsi raporunda, 7 kamurga kemiğin-
de kõrõk belirlendiği, ayrõca kanõndada
kokain tespit edildiği belirtildi.
Oktay ailesinin avukatõ Gedikli,
otopsi raporuna ilişkin hekimlerden
sözlü görüş aldõklarõnõ belirtirken, “Bu
tip kırıkların hayattayken olabilece-
ği söylendi. Kalp masajı sırasında kı-
rık oluşmuş olabilir deniyor. Bu na-
sıl masajdır ki, 7 kaburgasını kırı-
yorlar?” dedi. Yapõlan işlemlerle ilgi-
li belgelerde Oktay’a kalp masajõ ya-
põldõğõna ilişkin bilginin yer almadõğõ-
nõ anlatan Gedikli, Oktay ailesinin kim-
seyi suçlamadõğõnõ ancak olayõn intihar
olmadõğõnõ düşündüklerini aktardõ.
Takipsizlik kararına itiraz
Gedikli, dosyanõn yeniden açõlmasõ
için çalõştõklarõnõ, otopsi raporundaki,
“7 kaburga kemiğinin kırık olduğu,
kanında kokain kalıntısı bulunduğu”
iddialarõyla ilgili İstanbul’dan bir ad-
li tõp uzmanõna tekrar inceleme yaptõ-
racaklarõnõ anlattõ. Gedikli, gayri res-
mi hazõrlanacak raporun tamamlan-
masõnõn ardõndan Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn takipsizlik kararõna iti-
raz edeceklerini bildirdi.
CHP’li milletvekilleri, Ergenekon davasõnõn görüldüğü salonda
savunma avukatlarõna verilen bilgisayar ekranõnda “duvar kâğõdõ”
olarak, dinci Samanyolu televizyonun bir haberine yer verilmesiyle
ilgili HSYK’ye başvurdu. Mengü, sanõk avukatlarõna, “Sen konuşursan
sen de sanõk olursun” mesajõnõn verilmek istendiğini söyledi.
CHP’li vekiller Ergenekon davasõnda savunma avukatlarõna gözdağõ verildiğini belirterek HSYK’ye başvurdu
İstanbul Haber Servisi- Prof. Süheyl Batum,
kendisine bir yazõsõnda “Ergenekoncu, Darbese-
ver ve Mezeci” diyen Zaman gazetesi yazarõ İh-
san Dağı’ndan 10 bin TL tazminat kazandõ. Ba-
tum kazandõğõ tazminatõ ÇYDD’ye bağõşlayacak.
Bahçeşehir Üniversitesi öğretim görevlisi Prof.
Batum, Dağõ’nõn bir köşe yazõsõnda kişilik hakla-
rõna hakaret edildiği gerekçesi ile 22 Mayõs’ta 30
bin TL talebiyle tazminat davasõ açtõ. Bakõrköy
10. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dilekçe-
de, “Ergenekoncu, demokrasiyi boğan, serbest
düşünceyi tahrip eden, kendilerine biat etme-
yen kişilere karşı öldürücü bir silah olarak
kullanılan bir sıfattır. Bu kelime Türkiye’de
korku salmak için ele alınan bir silah
olmuştur” denildi. Başvuruyu değerlendiren
mahkeme Dağõ’yõ 10 bin TL ödemeye mahkûm
etti. Dağõ’nõn avukatõ kararõ temyize götürdü.
Yargõtay kararõ onarsa, “Ergenekoncu” sözü ha-
karet olarak kaydedilecek ve emsal teşkil edecek.
Konuyla ilgili gazetemize değerlendirme yapan
Prof. Batum, “Bunlar kendisi gibi düşünmeyen
herkese darbeci diyorlar insanlar da siniyor.
Kazandığım tazminatı, karartmak istedikleri
bu toplumun genç kızlarına bağışlamam onla-
ra verilecek en büyük ceza olacaktır” dedi.
Devrimci Gençlik’in (Dev-Genç) kuruluşunun 40’ıncı yıldö-
nümü Okmeydanı Fatma Girik Parkı’nda geçtiğimiz cu-
martesi düzenlenen etkinlikle kutlandı. Yüzlerce Dev-Genç’li-
nin katıldığı etkinlikte konuşmaların ardından yüzlerce kişi hep bir ağızdan “Dev-Genç Marşı”nı söyledi. Grup
Yorum’un konser verdiği gecede tiyatro, fotoğraf sergisi gibi etkinlikler de gerçekleştirildi.
D E N İ Z F E N E R İ S O R U Ş T U R M A S I
Teslimat Kanal 7’ye
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye’de yürütülen Deniz Feneri e.V.
bağlantõlõ soruşturma kapsamõnda dün
savcõya ifade veren bir giyim
şirketi sahibi de aynõ adresi
gösterdi. Soruşturma kapsamõn-
da tanõk olarak dinlenen işada-
mõ Yasin Taşkınırmak, dün
savcõya verdiği ifadesinde Al-
manya’daki derneğin aldõğõ eş-
yalarõ kendilerine teslimat adre-
si olarak bildirdiği Kanal 7’ye
teslim ettiklerini açõkladõ.
Ankara Adalet Sarayõ’na ge-
len Yasin Taşkõnõrmak’õn ifade-
sini, soruşturmayõ yürüten
Cumhuriyet Savcõsõ Nadi Türkaslan al-
dõ. Taşkõnõrmak, Savcõ Türkaslan’a yak-
laşõk 2 saat ifade verdi. Taşkõnõrmak’õn
ifadesinde savcõlõğõn yönelttiği, “Alman-
ya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği’nce
alınan giyim eşyalarının, Almanya ye-
rine, soruşturmada adı geçen bir tel-
evizyon kanalının (Kanal 7)
İstanbul’daki binasına neden
teslim edildiği” sorusuna, “Gi-
yim eşyalarını alan kişilerin,
televizyon kanalının adresini
verdikleri için teslimatı bura-
ya yaptıkları” yanõtõnõ verdiği
öğrenildi.
Savcõlõk bir süredir soruşturma
kapsamõnda, Almanya’daki De-
niz Feneri e. V’nin topladõğõ ve
aldõğõ yardõmlarõ neden Kanal
7’nin İstanbul binasõna teslim et-
tirdiğini araştõrõyordu. Savcõlõk aralarõnda
Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeri-
ya Karaman’õn da bulunduğu 18 kişinin
malvarlõğõna ihtiyati tedbir koymuştu.
K U D D U S İ O K K I R ’ I N E Ş İ S A B R İ Y E O K K I R :
Erdoğandasorumlu
SİBEL BAHÇETEPE
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda
sağlõk sorunlarõ nedeniyle tahliye
edildikten 5 gün sonra yaşamõnõ
yitiren işadamõ Kuddusi Ok-
kır’õn eşi Sabriye Okkır, “Eşi-
min ölümünden sorumlu yal-
nız doktorlar değil, göz göre
göre tanıklık eden Cumhur-
başkanı Abdullah Gül, Başba-
kan Tayyip Erdoğan ile İstan-
bul 13. Ağır Ceza Mahkemesi
hâkim ve savcıları ile cezaevi
yönetimi de suçlu” dedi. Ok-
kõr’õn avukatõ Devrim Taş da
Okkõr’õn ölümünde Adalet Ba-
kanlõğõ’nõn yalnõz doktorlarõ suçlu göster-
meye çalõştõğõnõ, hâkim ve savcõlar hak-
kõnda işlem yapmamasõnõ eleştirdi.
Eşinin ölümünün üzerinden 1.5 yõl geç-
mesine karşõn halen adõm atõlamadõğõnõ
belirten Sabriye Okkõr, “Prosedür o ka-
dar yavaş ki halen hiçbir dava
sonuçlanmış ve en ufak sonuç
almış değilim. Bu insan devle-
tin sorumluluğu altındayken
ölümüne göz yumuldu, devlet
tarafından öldürüldü” dedi.
Okkõr, özetle şunlarõ söyledi:
“Bütün mücadelem doğru-
ların ve sorumluların ortaya
çıkması içindir. Cumhurbaş-
kanı Gül, evinde tutuklu bu-
lunan ve denize giremediği
için çok üzüldüğünü belirttiği
Necmettin Erbakan’ı tahliye
etti, koma halindeki hastanın tahliyesi-
ni yapmak dahi istemedi. Bu yüzden
eşimin ölümünden hepsi sorumludur.”
Dev-Genç 40 yaşında
Sabriye Okkır.
Özel harekâtçının sır ölümü
Oktay’õn kayõtlara intihar olarak geçen ölümünün ardõndan yapõlan otopside
7 kaburgasõnõn kõrõk olduğu tespit edildi. Cinayet olasõlõğõ düşünülüyor
Şahin Mengü.
Behçet
Oktay.
PROF. BATUM’A TAZMİNAT
Zaman’dan kazandı
ÇYDD’ye bağışlıyor