24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2009 SALI 8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR AKP’nin Başındaki Ağır Taş! İstanbul, gelecek yıl Avrupa’nın “Kültür Başkenti” olacak. Zen- ginlik açısından Avrupa’nın 6, nüfus olarak Moskova ve Paris’ten sonra 3. büyük başkenti. Avrupa’daki on beş kadar ülkenin nüfusunu tek başına aşıyor. Dünyada hiçbir kent, değil üç kez, iki kez bile değişik imparator- luklara başkent olmadı. Dünyada iki kıta üzerine kurulmuş tek kent olan İstanbul, üç ayrı imparatorluğa baş- kentlik yaptı. 29 Mart’taki yerel se- çimlerde “İstanbul Belediye Başka- nı” seçilecek kişinin, gerçekte bir ken- tin değil, bir kültür başkentinin, bir ekonomi kentinin de “imparatoru” ni- teliğinde olması gerekir. Bu kişinin CHP milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu (60) olabileceğine iliş- kin basından çeşitli haberleri oku- yoruz. Devlet çarkında çeşitli görev- lerde başarılı olan, “hesap uzmanı” kökenli Kılıçdaroğlu’nun bu görevi ba- şarıyla yapacağına inanıyoruz. Ancak! Siyasal Bilgiler Fakültesi 1. sınıfta, bir Amerikan konuk profesör “yöne- tim kuralları” konusunda bir konuş- ma yapmıştı. Verdiği örneklerden birini, aradan yarım yüzyıl geçtiği hal- de unutmamışım. Örnek şöyle: “ABD’nin bir kentinde küçük bir oto- mobil tamirhanesi ve bir de ustası var. Usta, o kadar etkin ve yetkin ki ona- rıma gelen her arabanın herhangi bir yerindeki arızayı anında saptıyor. Biz- zat kendisi arabayı onarıp kısa süre- de sahibine teslim ediyor. Ustanın be- cerisi, çevrede ve zamanla tüm kent- te ün yapıyor. İnsanlar arabalarını bu tamirhaneye getirir oluyor. Patron çok para kazanıyor. Ustadan mem- nun. Tamirhanesini genişletiyor. Us- tayı da tamirhaneye genel müdür ya- pıp masa başına oturtuyor. Ama ta- mirhanedeki öteki ustalar, kalfalar, işi onun gibi kıvıramadıkları için bir sü- re sonra işler ters gidiyor. Onarıma gelen araba sayısı azalıyor. Çünkü yö- netimde her taş yerinde ağırdır!” “Hesap uzmanlığı” ile başladığı yolsuzlukları inceleme alışkanlığı Kı- lıçdaroğlu’na, CHP’nin bir bütün ola- rak yapamadığını tek başına yaptırı- yor. AKP Genel Başkanı Erdo- ğan’dan sonraki yardımcıları olan Dengir Mir Mehmet Fırat ile Şaban Dişli’nin yolsuzluklarını sergileyerek istifa ettirdi. Ankara’da hanedan ku- ran AKP Büyükkent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bazı yolsuzlukları- nı açıklayarak adaylığına partisinde bile gölge düşürdü. Sokaktaki ada- ma “AKP, yolsuzluklar partisidir” im- gesini düşündürmeye o başlattı. Kılıçdaroğlu’nun sergileyeceği on- larca yolsuzluk dosyası sırasını bek- liyor. Böylesine titiz çalışan bir yol- suzluk savaşçısını belediye başkan- lığına aday göstermek büyük bir ha- ta olur. Her taş yerinde ağırdır. He- le Kılıçdaroğlu gibi büyük bir taş AKP’nin başında daha da ağırdır. Bı- rakın da AKP’nin başına Kılıçdaroğ- lu gibi büyük bir taş düşsün! Doğrusu AKP karargâhındaki ta- kıyyeciler hedeflerine doğru çok planlı çalışıyor. Yalnız yerel se- çimlere değil, ılımlı İslam yönetimine adım adım ilerlerken sirklerde 5–10 to- pu havaya atıp düşürmeden tutan “junglör” rolünü çok iyi oynuyorlar. Anımsarsınız, 22 Temmuz seçi- minden sonra Anayasa Mahke- mesi AKP’nin kapatılmasını gö- rüşmeye başlayıncaya kadar 10 ay boyunca Dışişleri Bakanı ve Baş- müzakereci Ali Babacan, hiçbir AB başkentini ziyaret etmemişti. Ne zaman kapatma davası gün- dem oldu, Erdoğan ile Babacan soluğu Stock- holm ve Londra’da alıp “destek demeçleri” ara- yışlarına çıktılar. Ergenekon’un 10. dal- gasında Türkiye’de kopan fırtınayı yorumlamakta zor- lanan AB’ye de hemen göz kırpıldı. ABD Başkanı Bill Clinton’un çevirmeni Ege- men Bağış, “AB Başmü- zakereci Bakanı” unvanıyla kabineye alındı. Karar AKP karargâ- hında son dakikada alınmış olmalıydı. Çünkü iki şapkasından birini kaybet- tiğini Babacan Nev York’ta öğrendi. Bağış’a iki saat ulaşılamamış, uçağı in- dikten sonra uzun süredir beklediği bir bakanlık koltuğuna kavuştuğu kendi- sine bildirilebilmişti. Böylece, AB’nin uzun süredir “muhatap bulamıyoruz” eleştirisi ortadan kalktı. AKP karargâhı, Ergenekon olayını da iyi kullanıyor. Bir yandan 28 Şu- batçılardan intikam alırken onlarla birlikte zamanladığı Susurluk sanık- larının bombalarını ekranlara çok iyi ta- şıyor. Tabii bu arada aynı anda AB’ye göz kırpmasını da çok iyi beceriyor. İsrail’in Gazze’de Hamas’a saldırı- larında 800 kişiden fazla insanın öl- dürülmesinde “Araplardan fazla Arap” rolüyle “kraldan fazla kralcı” davranan ve Yahudilerin “Üstün Cesaret Ma- dalyası” sahibi Erdoğan, Müslüman seçmenini sandık başında etkileme- de takıyye taktiğini yine başarıyla yürütüyor. Muhalefetteyken 11 Nisan 2002’de TBMM kürsüsünde “Eğer mevcut hü- kümet Türkiye’nin gücünün farkında de- ğilse yazıklar olsun. 700 yıllık Türkiye, tanklarını modernize etmek için 50 yıllık İsrail’e muhtaç oluyorsa, bu kara kara düşünülmesi gereken bir unsur- dur. Askeri anlaşmalar askı- ya alınsın” sözlerini sanki o söylememişti. 27 Aralık’ta, İsrail füzele- ri Gazze’ye ölüm saçarken TSK’ye hava ve uzay gö- rüntülü istihbaratı sağlaya- cak 141 milyon dolarlık elektronik sistem ihale söz- leşmesini iki İsrail şirketiy- le sanki AKP hükümeti im- zalamadı! İsrail basını, “Al- dırmayın Erdoğan’a! O böy- ledir, patavatsız sözler eder” derken takıyyenin farkında olundu- ğunu da ortaya koydu. Bayan Emine Erdoğan’ın düzenlediği, Batı ülkele- rinden hiç kimsenin katılmadığı “ka- dınlar matinesinde” dökülen timsah gözyaşları da “junglör”ün havaya at- tığı bir başka takıyye topu oldu. Sünni seçmenin yanı sıra Alevi seçmen de unutulmadı. Muharrem ayının başladığı “Aşure toplantısı”nda Alevi toplumuyla bir araya gelindi. AKP, ayrımcılık güdülmediğini, yalnız o akşamki aşureli susuz yemekte göstermedi, ayrıca devlet televizyo- nunda tavla oynarcasına “şeşli beş- li” yayımla da sandığın en başarılı “jun- glör”ü olduğunu kanıtladı. AKP Karargâhındaki Takıyyeciler! 6Ocak yazımız şöyle bitiyordu: “Filistin” sözcüğünün kökeni- nin Anadolu çıkışlı olduğu, halkın bu yöreye Girit’ten İÖ 12. yüzyılda göç ettiği düşünülüyor. Geldikle- rinden bu yana Yahudi-Semetik kö- kenli halk ile o günden beri iyi ge- çindikleri söylenemez. İÖ 11. yüzyılda Filistin Ordusu, İs- rail’e karşı harekete geçmiş. İsrailliler, “sünnetsiz” dedikleri Filistinlilerin 2.70 metre boyunda, zırhlar giymiş, büyük bir kılıç tutan Goliath adlı bir dev as- keri karşılarına çıkarıp meydan oku- malarından ürkmüşler. “Sünnetli” İs- railliler devin karşısına kimseyi çıka- ramamışlar. 15–16 yaşlarındaki David, haber almak için cepheye gelmişmiş. “Bir sünnetsiz nasıl olur da koskoca or- duya meydan okur” diyerek devle dövüşmek istediğini söylemiş. Da- vid, Goliath’ın karşısına elindeki sa- panla çıkmış. Sapanıyla attığı taş de- vi yere düşürmüş. David, kılıcı kapıp devin kellesini, gövdesinden ikiye ayırmış. 2009’da Filistinliler de artık “sünnetli”. Ama “sünnetli” olup David rolü oynamak yetmiyor! ABD-AB- Arapların desteğindeki yeni dev İsra- il’i deviremiyorlar. Gelin de İsraillilere “helal olsun” demeyin bakalım! Değerli bir bilim insanı Prof. Dr. Pı- nar Aydın, bu olayı tıbbi olarak açık- layan bir ileti gönderdi. Dilimize “Alnın tam ortasından vurmak” deyiminin kökeni herhalde bu açıklamayla daha iyi anlaşılacak. “Sayın Acar, 6.1.2009 tarihli Kavşak yazınızı zevkle ve her zaman olduğu gi- bi öğrenerek okudum. Goliath’ın tıb- bi (sünnet) durumundan söz ettiğini- zi görünce o koskoca devin nasıl bir taşla yenildiğinin tıbbi açıklamasını si- zinle paylaşmak istedim. İnsan bey- ninin altında ortaya denk düşen böl- gesinde soya fasulyesi büyüklüğünde hipofiz adı verilen bir çıkıntı vardır. Hi- pofiz vücuttaki tüm hormonların CEO’sudur, sekreterleri (örneğin tiro- it bezi) aracılığıyla uzaktan tüm vücu- dun gelişimini, enerjisini, çoğalması- nı vs. idare eder. Bu işi yaparken ba- zen fazla hormon salgılayan (emir yağdıran) bir özellik geliştirir ve ileri de- recede büyür (hipofiz adenomu), o ka- dar ki tam altından geçen görme si- nirlerine baskı yapacak ve kişinin her iki gözünde dış kısımları görmesini yok edecek kadar. Bu bölgeye, ilginçtir ki tıpta ‘kiyazma’ yani ‘kavşak’ adı ve- rilmektedir! Hipofizinde adenom olan kişilerde en sık görülen sorunlardan bi- ri devliktir. Günümüzde basketbolcu olarak tanıdığımız çok aşırı uzun boy- lu ve büyük kişilere tarih öncesi çağ- lardaki en iyi örnek tahmin edeceği- niz gibi Goliath’tır. Bu da yandan ge- len taşı görememesini ve yaralan- masını açıklar. Dahası hipofizinde aşı- rı büyük kitle (adenom) olanlarda ka- fa travması (kaza) ile hipofizde ani bir kanama, tam görme kaybı, baygınlık ve hatta ölüme bile yol açabilir. Kısa- cası Kavşağınızda söz ettiğiniz Goli- ath’ta kavşak sorunu vardır, David eğer taşı tam ortadan atmış olsaydı, demek ki Goliath yaralanmayacak, yere düş- meyecek ve kim bilir belki de sünne- tin sosyal akıbeti değişecekti. Saygılarımla...” Alnın Tam Ortasından Vurmak! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Köktendinci örgüt, Pakistan’da hâkim olduğu Svat Vadisi’ndeki kadõn dansçõlara nefes aldõrmõyor Dansöz Şabana Taliban kurbanõ Dış Haberler Servisi - Pakistan’õn Mingora kentinde bir dansöz, Taliban militanlarõ tarafõndan öldürüldü. Pa- kistan’õn kuzeybatõsõndaki Svat Vadi- si’nde hâkimiyet kuran Taliban mili- tanlarõ, Şabana adlõ dansözü mermi yağmuruna tuttular. Taliban radyosundan yapõlan uyarõla- rõ dinlemeyerek, dans etmeye ve genç- leri eğitmeye devam eden Şabana’nõn de- lik deşik olmuş cesedi, bir meydanda, üzerine para saçõlmõş, etrafõnda fotoğ- raflar ve gösterilerinin kaydedildiği CD’lerle birlikte yer- de bulundu. İngiliz Daily Mail gazete- sinin haberine göre, cinayetin ardõndan radyodan konuşan bir Taliban lideri, ci- nayeti üstlenerek, militanlara İslami ku- rallara aykõrõ davranõşlarõn hoşgörül- memesi çağrõsõnda bulundu. Taliban li- deri, diğer dansözlerin de “tek tek” öl- dürülmesini istedi. Taliban tarafõndan fa- hişe olarak görülen, bir zamanlar Min- gora’daki Banr çarşõsõnda dans eden ve sayõlarõ bini bulan dansözlerin Karaçi ve Lahor kentlerine kaçtõklarõ bildiriliyor. Dans gösterilerinin yasaklandõğõ Banr çarşõsõ da erkenden kapanõyor. Şabana’nõn babasõ Kamar Gül, 2 Ocak’ta bir grup erkeğin kapõlarõnõ çalarak Şabana’nõn dans etmesini is- tediklerini, teklifi kabul eden Şaba- na’nõn daha sonra evden çõkarõlarak, Yeşil Meydan’da öldürüldüğünü söy- ledi. Taliban, Svat Vadisi’nde kõzlarõn okula gitmesini ve müzik marketleri ya- saklayarak, berberlere sakal tõraşõ yap- mamalarõ için baskõ uyguluyor. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - PKK’nin yan kolu PJAK’õn, ayrõlõkçõ faaliyetlerine son vermesi kararõnõn perde arkasõnda, ABD’nin Irak yönetimi ile imzaladõğõ güvenlik anlaşmasõnõn olduğu ortaya çõktõ. 2011’e kadar Irak’tan tamamen ayrõlacak olan ABD’nin, örgüte sağ- lamakta olduğu desteğinin kesilece- ği hesabõ yapan PJAK’õn böyle bir ka- rar aldõğõ belirtildi. Ankara ile Washinton arasõnda, 2007 yõlõnda PKK ile mücadele ko- nusunda uzlaşmaya varõlmasõnõn ar- dõndan ABD yönetimi, İran’õ istik- rarsõzlaştõrmak için PJAK’a destek vermeye başlamõştõ. ABD’nin hem askeri yetkilileri hem de gizli servis mensuplarõ, örgütün Kandil Da- ğõ’ndaki lider kadrosunun yanõ sõra Erbil ve Süleymaniye’deki temsilci- leri ile temas kurmuştu. Bu temas- larda, “Ya Türkiye’nin hedefi du- rumuna gelirsiniz ya da PJAK’a katılarak bizim yanımızda yer alır ve İran’a karşı savaşırsınız” önerisi getirmişlerdi. PKK’nin lider kadro- su bölgesel Kürt yönetimi ile temas kurup Washington’õn geri adõm atmak için ikna edilmesini istemiş ancak olumlu yanõt alamamõştõ. Bunun ar- dõndan ABD’nin Irak’taki askeri yet- kilileri, PJAK’a silah ve mühimmat gönderilmesinin de önünü açmõşlar- dõ. ABD’nin bu yaklaşõmõndan son- ra PKK’den PJAK’a ciddi sayõda ge- çişler başlamõştõ. Bağdat ile Washington arasõnda ya- põlan güvenlik anlaşmasõyla ABD’nin PJAK’a sağlamakta olduğu desteğin kesilmesi ya da en alt düzeye inme- si gündeme geldi. Desteğin azalma- sõ ile birlikte İran’a karşõ duramaya- caklarõ hesabõnõ yapan örgüt, faali- yetlerini durdurma kararõ aldõ. Obama faktörü Dõşişleri Bakanlõğõ’nda yapõlan değerlendirmelere göre ABD’nin se- çilmiş başkanõ Barack Obama’nõn İran’a ilişkin Bush yönetiminden farklõ yaklaşõm içine girmesi de ör- gütün böyle bir karar almasõnda etkili oldu. PJAK’a ait uydudan yayõn ya- pan Nevruz TV’de yayõmlanan bil- diriye göre örgüt, Türkiye, İran, Su- riye ve Irak’taki merkezi hükümet- lerden ayrõlmayõ düşünmediğini açõk- ladõ. Örgüt bildirisinde “Merkezi hükümetlere karşı koyacak ve on- larla çatışacak güçten yoksunuz” itirafõ da yer aldõ. Taliban’õn yasağõnõ dinlemeyen Şabana’nõn delik deşik olmuş cesedi bir meydanda bulundu. Cinayeti üstlenen Taliban lideri, diğer dansözlerin de “tek tek” öldürülmesini istedi. FAALİYETLERİ DURDURMA KARARI PJAK, ABD desteğinin kesileceğini hesapladı Bağdat’ta bombalı gün Irak’ın başkenti Bağdat’ın çeşitli bölgelerinde dün düzenlenen saldırılarda 7 kişi öldü, 30’u aşkın kişi yaralandı. Cedide’de el yapımı bomba ve bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılarda 3 kişi, Yarmuk’ta patlayıcı taşıyan bir ordu kamyonunu hedef alan saldırıda 3 Irak askeri, Kerrada’da yola yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu 1 kişi öldü. Bu arada güvenlik güçlerinin, Sünni Ensar el Sünnet Ordusu’nun lideri olduğu belirtilen Tair Tabit el Samarray’ı Bağdat’ta ele geçirdikleri bildirildi. (Fotoğraf: AFP) Emine Erdoğan Bush’tan Obama’ya saldırı uyarısı ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD Başkanõ George Bush 20 Ocak’ta görevini devredeceği Barack Obama’nõn karşõlaşacağõ en acil tehdidin ABD’ye yönelik sal- dõrõ olasõlõğõ olduğunu söyledi. Beyaz Saray’da son basõn toplantõsõnõ düzenleyen Bush, “Hâlâ Amerika’ya zarar vermek isteyen bir düşman var” dedi. Bush “şer ekseni” içinde tanõmladõğõ Kuzey Kore’nin “hâlâ sorun” oluşturduğunu, İran’õn ise “hâlâ tehlikeli” olduğunu belirtti. Irak’a 30 bin ek asker göndermekle doğru şeyi yaptõğõnõ savunan Bush, “sorun uzun vadede, bu demokrasinin ayakta kalıp kalmayacağı” dedi. Bush, Irak’ta “kitle imha silahlarının bulunma- masının büyük bir hayal kırıklığı” olduğunu be- lirtirken, 2003 yõlõndaki “Görev tamamlandı” yönündeki açõklamasõnõn hata olduğunu kabul etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear