Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2009 SALI
6 HABERLER
SALI
ORHAN BURSALI
O Fotoğraf!
YÖK, üniversite seçimleri ve yönetimleri ile
eğitim sistemi gibi konularda epey farklı dü-
şündüğümüz ve sık sık tartıştığımız, siyasi
geçmişlerimiz de birbiriyle ilgisiz olan eski YÖK
Başkanı Kemal Gürüz serbest bırakıldı.
Çok sevindim!
Celal (Şengör), gözaltı üzerine konuşurken
dedi ki, “Gürüz o kadar gevezedir ki, eğer bir
gizli örgüt olduğunu varsaysak bile onu içleri-
ne almazlar!” Aynen!
Peki Gürüz neden gözaltına alındı?
Bugünkü bilgiler çerçevesinde, ileri sürebi-
leceğim tek neden var: O fotoğraf!
Anımsayın: Hani, sakalları yarım uzanmış, o
haliyle dinci-tarikatçı görünüşü veren (umarım
değildir!) bir sivil polisin, araba önünde, elini Gü-
rüz’ün başına koyup aşağı bastırması anı-
nı görüntüleyen fotoğraf!
Gürüz, salt bu anın görüntülenmesi için tu-
tuklandı!
O fotoğraf neyi anlatıyor?
Dinci-şeriatçı basının yıllardır kin kustuğu bir
insandır Kemal Gürüz. Sık sık manşetlere çı-
kartırlar Gürüz’ü ve ishal olmuş beyinlerinde o
sırada geride ne kalmışsa başlıklarına taşırlardı!
Kinleri, daha iyi bilim veya üniversite veya eği-
tim-öğretim yapmıyor diye değil... Hayallerine
bile girmez böyle bir eleştiri!
Salt, dincilik, türban vb. konulardaki siyasi
anlayışı ve tutumu nedeniyle...
Ellerinden gelse “katli vacip” fetvasını ve-
recekler. Ama yaptıkları yayınlar, şimdilik, Gü-
rüz’ün Ergenekon cadı kazanına atılmasını ve
orada bir süre kaynatılmasını gerektirdi!
Bir de o fotoğrafın çekilmesini!
O fotoğraf, aşağılama fotoğrafıdır! Bir in-
tikam fotoğrafıdır! Kanlı canlı bir öç alma fo-
toğrafıdır!
O fotoğrafın arkasında, manevi olarak, tür-
bancılar, laik Cumhuriyet düşmanları, İçişleri
Bakanı ve AKP’nin etekleri altındaki liberal-
solcu eskileri duruyor!
Gürüz, YÖK Başkanı iken, şimdiki İçişleri Ba-
kanı’nı üniversite rektörlüğünden istifa ettirmişti.
Ayıp yapmış olabilir, ama o zat şimdi (ki geçen
yılki kanlı 1 Mayıs’ın da baş sorumlusudur!) da-
ha büyük ayıp yapmıştır!
Bakan’ın, Gürüz’ün başının öyle bastırılmış
olmasından üzüntü duyduğunu ileri süren bir
haber vardı gazetelerde! Ama şöyle: Polisin öy-
le hareket etmesi, mevzuata uygun değilse, po-
lisi veya böyle bir emir verdiyse şefini sorum-
lu tutacakmış!
Mevzuata uygunsa, yani polis talimatlar ge-
reğince bir sanığı arabaya sokarken başını eğ-
dirir, deniyorsa, yapacak bir şey yoktur!
Böyle aşağılamalar bir gerekçe ile mevzua-
ta hemen uydurulur: “Baş eğdirme, sanık ba-
şını arabanın kirişine vurmasın ve kaza olma-
sın diye alınan bir önlemdir!”
“Üzüntülü” Bakan’a sormak gerekir: Bu
davranış ilk kez Gürüz’e mi yapılıyor?
Hayır, bu tür fotoğrafları tarayın, onlarca bu-
lacaksınız! Bakan Bey, o fotoğrafları görmedi
mi ki “mevzuat soruşturması” şimdi aklına ge-
liyor?
Polis, sadece, alçaltıcı ve onur kırıcı baş eğ-
dirme yapmıyor, örneğin sanıkları bir de koş-
turuyor! Başka neler yapıyor bilmiyoruz...
Şüphesiz koşturmaya da bir gerekçeleri var-
dır: Güvenlik için!
Düşündüm: Gözaltına alınanlar, insanın
onurunu kırmaya yönelik davranışlara uyma-
malıdır!
Koşmasın! Başının bastırılması olasılığına kar-
şı dikkatli ve uyanık olsun! Kendisi başını
eğerek arabaya girebilir!.
Alt tarafı birkaç yumruk ve darbe yer!
Ama onurunu korur!
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
Anadolu Ajansı (AA) önceki gün PKK’nin
İran’daki uzantısı “Partiya Jiyana Azadi Kur-
distan - Kürdistan Özgür Yaşam Partisi’nin
(PJAK), bölücü ve ayrılıkçı faaliyetlerine son
verdiğine” ilişkin tuhaf bir haber yayımla-
dı! Ajans, bu haberi İran resmi haber
ajansına (İRNA) dayandırmıştı. İRNA ise id-
diaya göre PJAK’ın uydudan yayın yapan
Nevruz TV’sini kaynak göstermişti... Peki,
şiddet yanlısı Kürt hareketi içinde PKK’den
sonra en etkili grup haline gelen bir
örgüt, üstelik ABD’nin ekmeğine
yağ sürdüğü bir dönemde pes
eder mi?..
AA’nın dünkü bütün gazetelerde
yer alan haberine göre, “PJAK, Tür-
kiye, İran, Suriye ve Irak’taki merkezi
hükümetlerden ayrılmayı düşünme-
diğini” duyurmuş! Hatta, “Merkezi
hükümetlere karşı koyacak ve onlarla
çatışacak güçten yoksunuz” itira-
fında bulunmuş!.. Bu da yetmemiş
“örgüt, kaynakların yetersizliği ve im-
kânsızlıklar nedeniyle siyasi bir olu-
şumun hayatını devam ettiremeyeceğini” be-
lirtmiş!..
Türkiye’yi kan gölüne çeviren bir örgütün
İran’daki kolunun zayıfladığına ilişkin haber
salt heyecanlı stratejistlere değil, şiddete öf-
keli her yurttaşa tabii ki sevindirici gelebi-
lir. Ancak psikolojik harpte medyanın kul-
lanılması her zaman yararlı sonuçlar ver-
miyor! Çünkü ayağı yere basmayan iddia-
lar, bir süre sonra terörle mücadeleyi za-
yıflatan saçmalıklar haline geliyor! Nevruz TV
yöneticilerinin, PJAK’la ilgili haberi PKK’nin
yayın organlarından ANF üzerinden yalan-
laması bir yana, PJAK’ı böylesine pasif sü-
rece yöneltecek askeri ve siyasi gerekçeler
henüz oluşmadı! Geçmişte Komala ile İran
KDP’sini enterne etmeyi başaran İran da,
PJAK konusunda etkinliği bir türlü sağla-
yamadı.
Son 5 yılda en az 2 bin İran aske-
rini öldüren PJAK, şiddeti yöntem
olarak belirleyen Kürt örgütleri için-
de PKK’den sonra en etkili birim ha-
line geldi. İran, PKK’nin Kürtleri
ayaklandırmak için kullandığı,
ABD’nin ise kaos yaratma uğruna
desteklediği bu örgütle mücadelesini
büyütüyor. İran’daki Mahabad, Ke-
reç, Urmiye, Sine ve Kırmanşan ce-
zaevlerinde 300’den fazla PJAK’lı tu-
tuklu bulunuyor. Mollaların idam et-
tiği PJAK’lıların sayısı ise 20’yi aştı.
İran ordusu son aylarda PJAK’lıların yu-
valandığı Kandil Dağı eteklerini sürekli
bombalıyor. Örgütün hareket alanını da-
raltmak için kırsal kesimde yoğun önlemler
alınıyor. Operasyonların bu kadar artması-
nın nedeni salt PJAK’ın eylemsel devinimi
değil!.. PKK yanlısı bu grubun İran içinde-
ki muhalif Belluciler, Türkmenler ve Araplar
arasındaki örgütlenmeye katkı sunması da
Tahran yönetimini ciddi biçimde huzursuz
ediyor. İran, PJAK’ın ileride ABD’nin dürt-
mesiyle bu gruplarla işbirliğine gideceğin-
den, hatta onları da silahlı eyleme sürükle-
yeceğinden kaygı duyuyor.
İran- Ensar diyaloğu!..
Aslında İran, PJAK’ın giderek büyük teh-
like olmaya başlaması üzerine geçen yıldan
itibaren işbirliğine dayalı önlemler de almaya
başlamıştı. Örneğin 2007 yılının sonlarından
itibaren radikal dinci Ensar el İslam örgütü,
PJAK’lılara karşı yeniden yapılandırılmaya
çalışıldı. Bu amaçla Ensarcıların İran’ın Me-
riwan ve Serdeşt kentlerindeki uzantıları da
harekete geçirilmek istendi. Bu iddialara o
dönemde Kuzey Irak’ta yayın yapan Haw-
lati gazetesi de yer verdi. Gazeteye göre ise
İran, Ensarcılar ve onların uzantılarını bir par-
ti çatısı altında güçbirliğine zorlamıştı! İran
ordu yetkilileri geçmişte Kuzey Irak’taki
KDP ve KYB güçleriyle şiddetli çatışmala-
ra girişen Ensarcıların önde gelenlerinden
Halid Kalari ve Ahmed Harri ile de gö-
rüşmeler yapmıştı!
İran’ı, terörü bir başka terör organizasyo-
nuyla durdurma projesine hangi gerekçeler
zorlamıştı?.. Bu soruya Moskova’daki Doğu
Bilimleri Akademisi İran Kürsüsü Başkanı
Olga Jigalina’nın saptamaları da yanıt vere-
bilir. Jigalina, 2008’in Mart ayında ANF’ye ver-
diği bir röportajda, İran’da Kürt muhalefetinin
giderek yükseldiğine dikkat çekmiş ve “PJAK
tahmin edilenden daha hızlı gelişme sağlıyor.
Bu da İran’ı korkutuyor” demişti. Humeyni’nin
dinci darbesinden hemen önce yapılan sa-
yımlarda İran’da 6 milyon Kürt olduğunun be-
lirlendiğine dikkat çeken Jigalina, “Tabii Kürt
sorunu PJAK-İran çatışmasından daha büyük
bir sorun” diye konuşmuştu.
İran yönetimi de en az Olga Jigalina ka-
dar endişe ediyor olmalıydı ki, bu rö-
portajın yayımlanmasından kısa bir
süre sonra 10 Mart’tan itibaren
Kandil Dağı’nı bombalamaya baş-
ladı. PJAK’lıları püskürtmek için sı-
nır bölgesine ise 10 bin asker yığıl-
dı. İran ilk etapta bölgedeki 10 kö-
yü boşalttı ve operasyonların boyutu
Kuzey Irak içlerindeki yerleşim bi-
rimlerine kadar uzatıldı. Kürt yöne-
timi ise biraz da Türkiye’nin yön-
lendirmesiyle operasyonlara sessiz
kalmayı tercih etti.
Silah mı sigara mı?..
Peki PJAK, İran’ın başlattığı bu sürece
karşı ne yapacaktı? Örgüt yöneticilerinden
Serhat Şaho, İran’ın operasyonlarının sürmesi
durumunda saldırıları arttıracaklarını söyledi.
Tıpkı PKK gibi İran’da da “demokratik özerk-
lik” istediklerini söyleyen Şaho’nun tehditle-
rinin ardından çatışmalar büyüdü. İran’ın,
Türkiye sınırında 9 PJAK’lıyı öldürmesinin ar-
dından örgüt misilleme yaptı ve 30 Mayıs’ta
Şino kentinde 15 Devrim Muhafızını vurdu.
Serdeş kenti kırsalında 14-16 Mayıs arasın-
da yaşanan şiddetli çatışmalarda da 23 İran
askeri yaşamını yitirdi. Bu bölgedeki çatış-
malarda, 1984 Van-Gercüş doğumlu “Rona-
hi Penaber” kod adlı Songül Şahin de öldü.
İddiaya göre İran’ın kaybı 18 Mayıs’a geldi-
ğinde 50’ye ulaştı. İran ise mayıs ayı sonun-
da Kelareş bölgesinde 7 PJAK’lıyı daha öl-
dürdü. Bu operasyonun ardından PJAK, 2 Ha-
ziran 2008’de yaptığı açıklamada şiddeti
yükseltecekleri tehdidini yineledi. O günden
bu yana Türkiye-Irak-Iran üçgeninde
PJAK’la savaş giderek kızışıyor.
PJAK’ın artık pes ettiğine ilişkin tu-
haf haberler, İran’ın yaklaşık 10 aydır
sürdürdüğü hava ve kara operasyon-
larının çok yoğunlaştığı işte böylesi bir
döneme denk geldi! Oysa ne ABD’nin
yeni başkanı Obama’nın Ortadoğu’ya
yönelik yeni müdahale yaklaşımı ne de
PKK’nin Kandil’de sıkışması PJAK’ı bu
kadar keskin ve beklenmedik bir ma-
nevraya sürükleyecek kadar baskın de-
ğil! İran’ın özellikle son bir haftada ge-
nişlettiği operasyonlar da örgüte geri
adım attırabilecek kadar etkili olamıyor.
Belli ki, PJAK’lıların geçen aylarda “Tüm gü-
cümüzle PKK’ye katılabiliriz” şeklindeki açık-
lamaları, kimilerini ciddi yanılgılara sürüklüyor!
Şu aşamada hem güçlü hem de en çok risk
altında bulunan bir örgütle ilgili bu derin ya-
nılgıyı bir tarafa bırakıp ANF’nin 28 Haziran
2008’de yayımladığı şu haberi anımsatmak
çok ilginç gelebilir:
“PJAK’ın askeri kanadı Hezen Rojhelaten
Kürdistan (HRK) sigarayı bıraktı.”
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
PJAK Silah Değil, Sigarayı Bıraktı!..
Olga Jigalina. Serhat Şaho.
‘Bu bir parçalama projesi’İLHAN TAŞCI
ANKARA - Eski İçişleri Bakanõ Sa-
dettin Tantan, Ergenekon soruşturma-
sõnõn dõş kaynaklarõn Türkiye’yi parça-
lama projesinin bir ayağõ olduğunu vur-
guladõ.
Eski polis şefi ve İçişleri Bakanõ Sa-
dettin Tantan, Ergenekon soruşturmasõ-
na ilişkin Cumhuriyet’e değerlendir-
melerde bulundu.
Tantan, İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcõsõ Aykut Engin’in “Bu örgüt bi-
zim bildiğimiz bir örgüt değil” dedi-
ğini anõmsatarak, “Savcı örgütün ta-
nımını yapamazken, biz nasıl yapa-
cağız? Dosyanın içeriğine vakıfken
savcı bile tanımlayamıyor” dedi.
Tantan, Ergenokon’u “Güzel bir pro-
je” olarak nitelendirirken, “Aslında
uzun yıllardan beri uygulanan bir
proje. Şimdi olaylar adli boyutuyla il-
gili. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay,
AKP hakkındaki kapatma davasının
başsavcı tarafından Ergenekon’un
ortaya çıkarılmasını engellemek için
açıldığını söyledi. İçişleri Bakanı ol-
sa neyse, Kültür Bakanı dosyayı ner-
den biliyor? Demek ki bakan bey
dosyayı okumuş” dedi. Asõl sorgulan-
masõ gerekenin istihbarat hukukunun
yokluğu olduğunu kaydeden Tantan,
“Bu hukuk yokken ülkenin iç güven-
liği nasıl sağlanabilir? Yasal boşluk-
ları birilerine doldurtuyorlar. Ülke hu-
kuk devletiyse temel altyapısının hem
hukuksal hem de kurumsal olarak
güçlü olması gerekir. Derin devlet
tabiri, temel alt oluşumların kurum-
sal ve hukuksal yapılarında saklıdır.
Hangi iktidar gelirse gelsin kendi ini-
siyatifine göre siyaset belirleyemez” di-
ye konuştu.
AKP’yi kim iktidara getirdi?
Abdullah Öcalan’õn bile Ergenekon
üyesi yapõldõğõna işaret eden eski İçişleri
Bakanõ, “Öcalan Ergenekon üyesiyse
istihbarat teşkilatı uzayda mı geziyor”
diye sordu. AKP iktidarõnda sürekli gü-
vensizlik ortamõ yaratõlarak irili ufaklõ ya-
põlanmalarõn önünün açõldõğõnõ anlatan
Tantan, şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Devletin bildiği, arşivlediği ve top-
lumun güven duymadığı insanlar,
saygın ve sevilenlerle iç içe sokularak
bir gündem yaratılıyor. AKP’yi kim
iktidara getirdi? Beyazıt Camii’nde-
ki türban eylemlerini hangi istihbarat
örgütleri örgütledi? Başörtüsü ey-
lem ve kararları AKP’yi iktidara ta-
şıdı. Ama iktidara taşıyanlar dışarda,
başörtüsünü yasaklayanlar Ergene-
kon kapsamında içerde. İstese ba-
şörtüsünü iktidar çözerdi. Ergenekon,
projenin yalnızca bir ayağı. Ergene-
kon öyle güzel proje ki, insanlarımız
çarpıştırılarak bundaki işlevlerini bi-
le göremiyorlar.”
‘Kirli-kimliksiz sermaye’
Sermayenin el değiştirdiğini, kirli ve
kimliksiz sermayenin iktidarõ ele geçir-
diğini vurgulayan Tantan, “Etnik ve
mezhep ayrışmaları derinleşti. Ce-
maatlerde siyasi ve ekonomik bü-
yüklüğe ulaşmak için kavga var. Gay-
ri meşru yapıdan zenginleşen bir alan
yaygınlaşıyor. Devletin temel altya-
pısındaki eksiklikler içten içe Türki-
ye’yi yıkıyor. Acil ihtiyaçlar tartışıl-
mıyor bile. Bu proje ile ülke meşgul
edilirken, Kürdistan’ın kurulması,
Apo’nun serbest bırakılması,
AKP’nin devlet gücünü hükümetsel
güç olarak kullanılması arzusu var.
Bunu okumamak için aptal olmak la-
zım” diye konuştu.
Tantan, Osmanlõ’nõn parçalanma sü-
recinde dini kullanarak kurulmuş ör-
gütlerin İngiliz istihbarat destekli oldu-
ğunu anõmsattõ. Ülke istikrarlaştõrõlõrken,
yeni ayrõşmalarla, yeni haritalarõn çizil-
mek istendiğini belirten Sadettin Tantan,
şunlarõ söyledi: “Türkiye’de ne yapıl-
mak istendiği ortada. Adı Ergene-
kon olarak konulan proje, hukuk-
suzluktan kaynaklanan ve bugüne
kadar yansıyan gelişmelerin adıdır. Si-
yasi ve ekonomik tutsaklık da bunun
tuzu biberi oluyor. Kirletilmiş resmi
ve sivil bürokrasi arşivlenmiş olduğu
için yabancı istihbarat güçleri rahat
hareket ediyor. Türk halkı da gelece-
ği ile ilgili bir örgütlenmeyi yapamıyor.
Bir ülke üretimini kendi yönetmezse
başkaları yönetir. İbrahim Şahin hafı-
zasını kaybetmiş, onun üzerinde dö-
nülüp duruluyor.”
İstanbul Haber Servisi - Susurluk
davasõ’nda “çete lideri” olduğu gerek-
çesiyle 6 yõl hapis cezasõna çarptõrõlan
emekli Yarbay, MİT mensubu, Emni-
yet Özel Harekât timlerinin eğitmeni
Yarbay Korkut Eken, Ergenekon da-
vasõ kapsamõnda aranan Susurluk da-
vasõnõn kayõp silahlarõna ilişkin “Ka-
yıp silahları TIR’la yurtdışına çıkar-
dık. Emin ellerdeler ve Türkiye’ye
dönmediler” dedi.
Korkut Eken Hürriyet gazetesine
yaptõğõ değerlendirmede, birlikte yargõ-
landõğõ davada 6 yõl hapis cezasõna
çarptõrõlan eski Emniyet Özel Harekât
Dairesi İbrahim Şahin’in evinde bu-
lunduğu belirtilen krokilere bakõlarak
yapõlan kazõlarda bulunan silah ve
bombalara anlam veremediğini anlata-
rak, yaklaşõk 13 yõldõr Şahin’le görüş-
mediğini söyledi. Eken, Şahin gibi pro-
fesyonel birinin evinde krokiler bulun-
masõnõ “şaşırtıcı” olarak niteleyerek
“Olup bitenleri anlamış değilim. Su-
surluk olayında ‘kayõp’ denilen silah-
lar, bir operasyon için yurtdışına çı-
karılan silahlardı. Bunların toplamı
10 adetti. Aslında bunlar da kayıp
değil. Bir operasyon için, yurtdışına
bir TIR’ın gizli bölmesinde gönderil-
di. TIR şoförünün sınırı geçerken
heyecanlanmaması için silahlar, şo-
förün haberi olmadan TIR’a yerleş-
tirildi. Gittiği ülkede de ‘emin kişiler’
operasyon için gönderilen bu silahla-
rı aldı. O sırada Susurluk konusu-
nun gündeme gelmesi, görevden ay-
rılmam nedeniyle bunları getirtmek
mümkün olamadı” diye konuştu.
Operasyon nedeniyle kendi üzerine
zimmetlenen 5 Jericho, 3 mikro Uzi, 2
mini Uzi ve bu silahlarõn susturucularõ-
nõn Türkiye’de aranmasõnõn anlamsõz
olduğunu anlatan Eken, “Silahların
yurtiçinde kullanıldığını tespit edin
veya bir yerde bulunsun, ben tüm
suçlamaları kabul ederim” dedi.
K O R K U T E K E N :
Kayõp
silahlar
yurtdõşõnda
Sadettin Tantan.
Tantan, Ergenekon operasyonunu, AKP’yi iktidara getiren yabancõ istihbarat örgütlerinin planladõğõnõ savundu
obursali@cumhuriyet.com.tr
‘HÜKÜMETİN ETKİSİ YOK’
İstanbul Haber Servisi - Za-man gazetesi yazarõ Prof. Dr.İhsan Dağı, NTV’nin 9 Ocakgünü yayõmlanan Yazõ İşleriprogramõnda, Ergenekon operas-yonu’da AKP Hükümeti’nin be-lirleyici olmadõğõnõ, kürüsel güç-lerin etkili olduğunu söyledi.Dağõ, programda “Soruşturmasadece adli bir vaka değil ulu-sal ve uluslararası düzeydestratejik bazı noktalara da da-yanıyor. TSK içinde batı karşı-tı Rusya yanlısı Avrasyacılarıntasfiyesi için Obama’nın dabaşkan seçilmesi ile küreselgüçlerin harekete geçtiğini dü-şünüyorum. Hükümetin iradesiçok belirleyici değil. Hatta sözkonusu bile değil bence” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda hakkõnda yakalama em-
ri bulunan Yarbay Mustafa Dönmez, dün askeri
makamlara teslim olurken, Dönmez’in evinde bu-
lunan krokiler doğrultusunda Yenikent’teki Ermeni
Mezarlõğõ yanõnda, metruk bir evin bahçesinde ara-
ma ve kazõ çalõşmalarõ gerçekleştirildi. Çalõşmalarda
30 el bombasõ, 9 sis bombasõ, 10 aydõnlatma fişe-
ği, 800’den fazla G-3 piyade tüfeği mermisi bulundu.
Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlõğõ’nda görevli
olan Yarbay Dönmez, Ergenekon soruşturmasõnõn
10. dalgasõnda gözaltõna alõnacağõnõ öğrenince 7
Ocak’ta firar etmişti. Dönmez’in dün Ankara Mer-
kez Komutanlõğõ’na gelerek teslim olduğu öğrenildi.
Mamak Cezaevi’ne konulan Dönmez’in İstan-
bul’a gönderileceği bildirildi. Dönmez’in Sapan-
ca’daki evinde 22 el bombasõ, 1 adet Mõsõr yapõmõ
makineli tüfek, 2 adet Kalaşnikof marka uzun nam-
lulu silah, 8 adet Kalaşnikof şarjörü ele geçirilmişti.
Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Dönmez’in An-
kara’daki evinde bulunan bilgi ve belgeler doğrul-
tusunda dün akşam Sincan Yenikent’te Zir Vadi-
si olarak bilinen mevkide arama başlattõ. Aramalar
vadideki tarihi Ermeni mezarlõğõ yanõndaki boş bir
evin bahçesinde yoğunlaştõ. Polis ekiplerinin kaz-
ma ve küreklerle yaptõklarõ çalõşmada 30 el bom-
basõ, 9 sis bombasõ, 10 aydõnlatma fişeği, 800’den
fazla G-3 piyade tüfeği mermisi bulundu. El bom-
balarõnõn bir kutu içerisindeki yumurta kartonuna
dizili olduğu görüldü. Diğer mühimmatlar da am-
balajlar içerisinden çõkartõldõ. İlerleyen saatlerde bu
alanõn 10-15 metre ilerisinde iş makinesi aracõlõğõyla
başka bir kazõ başlatõldõ. Bir süre devam eden ka-
zõya gece koşullarõ ve güvenlik sebebiyle sabaha ka-
dar ara verildi. Aramalarda 6 bomba uzmanõ çalõştõ.
Eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim
Şahin’in evinde bulunan bir kroki üzerine Anka-
ra Gölbaşõ’nda 20 ayrõ nokta kazõlmõş, 2 lav sila-
hõ, 10 el bombasõ, 10 sis bombasõ, TNT kalõplarõ,
plastik patlayõcõ, uzi mermileri ile işaret fişekleri bu-
lunmuştu. Şahin’in evlerinde yapõlan aramalarda da
9 adet Glock tabanca ele geçirilmişti. Ankara
AOÇ ve Saklõbahçe ile Hatay’da yapõlan kazõlar-
da ise herhangi bir bulguya rastlanmamõştõ.
Ankara’dayeni‘cephanelik’
Yarbay Dönmez dün teslim oldu. Evinde bulunan krokiler doğrultusunda
Yenikent’te yapõlan kazõda çok sayõda bomba ve G-3 mermisi bulundu
TRT’DEN CANLI YAYIN - Sincan Yenikent’te Zir Vadisi olarak bilinen mevki-
de yapılan kazı çalışmaları tarihi Ermeni mezarlığı yanındaki boş bir evin bahçesinde yoğunlaştı.
Yolda önlem alan Jandarma trafik ekipleri basın mensuplarının bölgeye girişlerine izin ver-
mezken, kazı alanında sadece savcılığın özel izniyle TRT’nin görüntü almasına izin verildi.
Diğer TV kanalları da TRT’nin canlı olarak verdiği görüntüleri kullandı. (Fotoğraf: AA)