24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 13 OCAK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Aydınlık Türkiye... Günler, haftalar aylar... Mevsimler... Geride bı- raktığımız yıllar... Onat Kutlar’ı yitireli 14 yıl, Uğur Mumcu’yu ise 17 yıl... Yıllar çabuk geçiyor. Acılar, hüzünler, sevinçler... Siyahın maviyle parçalandığı geceler ve o kı- yım günleri. Gözaltında işkenceler, hapishaneler, sürgünler. Yaşamın tekdüzeliği içinde ırmağa dönüşen isyancıl bir tutku... Başımı göğe kaldırıp öylece kalıyorum... San- ki bulutlar bölünüyor fırtınayla... Gökyüzü yeryü- züyle buluşuyor Gazze’li bir çocuğun soğuktan titreyen kirpiklerinde. Onat’ın dizelerinde 12 Eylül askeri faşizmini, gözaltılardaki işkenceleri anımsıyorum. Eski bir sevdanın dalgaları kıyıya vuruyor... Yaşamı boyunca devlet içindeki çetelerle, glad- yoyla mücadele eden Uğur Mumcu. Neden, niçin öldürüldü Uğur? Cumhuriyet yazarları, muhabirleri yani bizler dev- let içinde örgütlü çetelere, çıkar gruplarına karşı savaşım verdik kalemlerimizle... Bir yıl önce yazdığımı bir kez daha yineleye- yim:“Türkiye’de tüm faili meçhul cinayetler, Cumhuriyet’e atılan bombalar, Danıştay’a yapı- lan kanlı baskın... Örgütlenmenin adı ne olursa ol- sun, bu karanlık ilişkiler zinciri aydınlatılmalı!” Bugün yine aynı şeyleri söylüyorum. Cumhuriyet’e atılan bombalar, bu eylem şu ana dek aydınlatılmadı. Gazetemiz avukatları Akın Ata- lay ve Bülent Utku bazı sanıkların “çapraz sor- gusu” sırasında sorular yönelttiler. Cumhuriyet bu olayın peşini bırakmayacak. Ergenekon’dan tutuklu sanıkların bir bölümü- nün Susurluk’la bağlantılı olduğu biliniyor... Bun- lardan birisi de “son dalga”da gözaltına alınan İb- rahim Şahin’dir. İbrahim Şahin’i mahkûm ettiren kişi ise Sabih Kanadoğlu’dur. Devlet içinde örgütlü çete... Ümraniye’de bu- lunan bombalar. Cumhuriyet’e atılan üç el bom- bası. Ergenekon’dan tutuklanan kimilerinin Su- surluk’la olan bağları. 15 yıl önceye dönelim mi? Örneğin 15 Kasım 1994 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında İsrail’den gelen kolilerde neler vardı, bakalım: 110 tane hedef aydınlatıcı... İki tane 12.7 çapında Baretta dürbünlü tüfek... 150 tane görülebilir la- zer ışığı... 20 tane gece görüş gözlüğü... 145 ta- ne silah üstü dürbün... Bir süre sonra yine koliler geldi İsrail’den. 280 tane Uzi otomatik tabanca... 100 tane sus- turucu... 20 tane 7.62. mm Galli tüfek... 1994’ün sonuna gelindiğinde faili meçhul ci- nayetler patladı... Özgür Ülke gazetesi bomba- landı... 1995 Mart’ında Hasan Ocak boğularak katledildi. Aynı ay Gazi Mahallesi’nde bir kahve tarandı ve çıkan olaylarda 17 kişi öldürüldü. Son operasyon sonunda bulunan silahlara, patlayıcılara gelince... Bunların İsrail’den geldiğine ilişkin kayıtlar var. Silahtan, sis bombasından çene açma aygıtına, alev makinesine dek ne ararsanız bulursunuz. Susurluk davasına bakan eski Yargıtay Sekizinci Dairesi Başkanı Naci Ünver, Hürriyet’e ne diyor: “Bir sanık, oturum gizli yapılırsa silahların yeri- ni göstereceğini söylemişti, dosyada okuduk. Mahkeme izin vermemiş. Eğer verseydi çoğu sui- kast silahının yerleri o yıllarda belirlenmiş olacaktı.” Yargıtay Sekizinci Dairesi, İbrahim Şahin’in altı yıllık hapis cezasını onamıştı. Ergenekon soruşturmasına hukuksal açıdan ne- den kuşkuyla yaklaşıyoruz? Türkiye’nin yakın tarihinin derinliklerine inilmeyip, bazı AKP muhalifi sivil, emekli asker, bürokrat, ga- zeteci gibi adlara uzanıldığı için. Türkiye’nin yakın tarihinin karanlık “dehlizlerine” elbet inilmeli, aydınlık Türkiye’nin yolu açılmalı. Kanlı 1 Mayıs’lar, Bahçelievler katliamı, Kah- ramanmaraş, Çorum, Sıvas kıyımı. Özel Harp Dai- resi, Susurluk çetesi, mafya, tarikat ve siyaset üç- lüsü. Evet sevgili Onat, Uğur, Musa Anter, Ahmet Taner, Hrant Dink ve yitirdiğimiz tüm aydınlar... Rahat uyumuyorsunuz gökyüzünde biliyorum. Varlığımızın buz kesmiş dalları arasında bize el sallayan yıllara inat duruşumuz belli ve hep öy- le kalacak: “Tarikatlardan, din bezirgânlarından, çete- lerden arındırılmış çağdaş, laik demokratik Cumhuriyet!” Susurluk’ta İbrahim Şahin ve ekibini alkışlarla uğurlayan Nazlı mı Nazlı Hanım, “Vatan için kur- şun atan da kurşun yiyen de şereflidir” tümcesi- nin mucidi olan kişi; Ahmet Hakan’ın deyişiyle “Susurluk prensi” Mümtaz’er Türköne... Sizler 15 yıl önce hangi saflardaydınız? hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ergenekon soruşturmasõ sürerken İs- tanbul Cumhuriyet Baş- savcõsõ Aykut Cengiz En- gin, Ankara’da Adalet Ba- kanõ Mehmet Ali Şahin ve Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleriyle görüştü. Engin, HSYK üyelerine, Ergene- kon soruşturmasõnõn gel- diği aşama ile ilgili bilgi verdiğini bildirdi. Engin’e geniş yetkili ağõr ceza mah- kemelerinden sorumlu baş- savcõ vekili Turan Ço- lakkadı da eşlik etti. Er- genekon soruşturmasõnõ yürüten savcõ Zekeriya Öz, Çolakkadõ’ya bağlõ olarak görev yapõyor. Başsavcõ Engin, Bakan Şahin ile görüşmesinin ar- dõndan “Ergenekon so- ruşturmasını yürüten savcılarla ilgili inceleme başlatıldığı ve Engin’in bu kapsamda Ankara’ya çağrıldığı” yönündeki ha- berlerle ilgili gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Mutat görüşmeler yapmak üzere 10-15 günde bir Anka- ra’ya geldiğini belirten En- gin, “Özel bir sebepten dolayı gelmiş değiliz” de- di. “Savcı Zekeriya Öz hakkında inceleme söz konusu mu?” sorusuna da Engin, “Hayır. Bu ko- nuda bir bilgim yok” ya- nõtõnõ verdi. ‘Kısa bilgiler verdik’ Engin, öğleden sonra da HSYK üyeleri ile görüştü. Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Engin, “HSYK üyelerimize nezaket zi- yaretinde bulunuruz. Ta- bii ki gündem hakkında kendilerine kısa bilgiler arz ettik” diye konuştu. “Ergenekon soruştur- ması ile ilgili bilgi mi verdiniz?” sorusuna En- gin, “Güncel olaylarla il- gili olarak tabii ki...” ya- nõtõnõ verdi. Şahin ile görüşmesinde Ergenekon soruşturmasõ- nõn gündeme gelmediğini savunan Engin, “Bu yar- gısal bir faaliyettir. On- lar sormaz, biz de anlat- mayız” dedi. YARSAV, Ergenekon soruşturmasõnõn savcõlar yerine polislerce yürütülmesine sert tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YAR- SAV) Yönetim Kurulu, 1200 yargõç ve savcõ adõna yaptõğõ açõklamada, Er- genekon soruşturmasõ kapsamõndaki usulsüzlüklere sert tepki gösterdi. Yargõtay Ek Binasõ’nda düzenlenen basõn toplantõsõnda, YARSAV Yöne- tim Kurulu’nun açõklamasõnõ Başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu okudu. Eminağaoğlu yargõnõn eli kolu bağ- lanmadõğõ sürece hesap sorabileceği- ne işaret ederek “Ama yargı bazı adımlar attıkça, ülkemizde yargı için yargı darbesi nitelemeleri ya- pılır olmuştur. Bu nitelemeler, siyasi beklentileri karşılamayan karar- lar ortaya çıktıkça yapılmış, ancak bu beklentilere uygun adımlar atıl- dıkça yargı sürecine saygı hatırla- nabilir duruma gelinmiştir” dedi. Yargõnõn kimsenin beklentisine gö- re bir tarafa çekilmemesi uyarõsõnda bulunan YARSAV Başkanõ, şunlarõ söyledi: “Cumhurbaşkanı olsa bile, itham edildiği olaylar var ise yargı süreci tıkanmamalı, yargıdan ka- çılmamalıdır. Hakkındaki yargı sü- reci kesin hükümle sonuçlanana kadar herkesin suçsuz olduğu ev- rensel kuralı, bugün sonuçlanmamış soruşturma ve yargılamalarda med- ya kullanılarak yaratılan bilgi kir- liliği ile herkes suçsuzluğunu ispat- lama zorunluluğuna dönüşmüş, or- taya atılan isimlerin suçluluğu ko- nusunda önyargı yaratılmıştır. Bu, hukuk devletinde olmaması gereken bir durumdur... Türkiye’nin en saygın, yaratıcı ve örnek hukukçu- larından, ömrünü adalete hizmet et- mekle geçiren hukuk abidesi, YAR- SAV kurucu üyesi, Yargıtay Onur- sal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, diğer pek çok şüp- helinin de başına geldiği gibi yakın zamanda hukuksuzluğa uğradığı kamouyonun bilgisindedir.” Kanadoğlu’nun evindeki aramaya dikkat çeken Eminağaoğlu, “Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; Yargıtay’a suikast planları yaptık- ları, Danıştay’a saldırdıkları iddia edilenlerle irtibat içinde gösterilmiş, katiller yargıç ve savcıların evle- rinde aranır hale gelmiş, bu irtiba- tı ortaya koyan somut gerekçeler ise arama kararında her nedense gö- rülememiştir” diye konuştu. Silahlar neden gösterildi? Gizli soruşturma bilgilerinin med- ya infazlarõ için kullanõlmasõnõn kural haline geldiğini kaydeden Eminağa- oğlu, “Bu soruşturmaların adalet için mi yoksa bazı gösteriler ve bil- gi kirliliğine zemin yaratmak için mi yapılmakta olduğu soruları ciddi bi- çimde gündeme oturmuştur” dedi. Ergenekon soruşturmasõnda ka- muoyunun ikna edilebilmesi için ya- kalanan silahlarõn gizlilik kararõna karşõn gösterilmesine tepki gösteren Eminağaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Devlet güvenlik mahkeme- lerinden hukuk adına askeri yargı- cı çıkartan Türkiye Cumhuriyeti, bu mahkemelerin yerine kurduğu ge- niş yetkili ağır ceza mahkemeleri ile hukukun üstünlüğü için adım at- mayı amaçlamış iken, askeri yargı- cın yerini bu sefer soruşturmalarda daha etkin biçimde polis almış, so- ruşturmalar polis veya jandarma bölgesi ayrımı yapılmayarak, polis her noktada kendisini etkili ve yet- kili görmüş ve işin içine sokulmuş, cumhuriyet savcılarının bizzat so- ruşturma yapmakla görevli olduğu yolundaki Ceza Muhakemeleri Ya- sası’nın (CMY) 251. maddesindeki kural atlanmış, yargıç ve savcı dı- şındaki kişilerin, bu bağlamda pol- islerin elde edilen evrakı inceleme yetkisi olmadığına ilişkin CMY’nin 122. maddesi unutulmuş, soruştur- malar polisin inisiyatifinde ve etki- sinde gerçekleştirilmeye başlanmış, savcının talep ettiği kişiler önce po- lis tarafından dinlenmeye başlanmış, savcılar polis olmadan bizzat yü- rütecekleri ve yürütmek zorunda ol- dukları soruşturmaları, kendi ola- nakları ile yapabilir duruma geti- rilmemiş, soruşturmalardaki ta- rafsızlık sarsılmıştır. Hatta mevcut olayda, Terörle Mücadele Yasa- sı’nın 1. maddesini yorumlama yet- kisi sadece yargı organlarına ait iken, bu maddeyi emniyet birimle- ri yorumlayarak, soruşturma bunun üzerine inşa edilmiş, iddianame- nin bile 91, 230 ve 248. sayfaların- daki ‘şube müdürlüğümüz’ ibarele- rinden de anlaşılacağı üzere, polis iddianamenin yazımına doğrudan katkı yapmaktan geri durmamıştır. Şüpheliyi yormama ilkesi unutul- muş, sabaha karşı uykusuz ifadeler alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti polis devleti değildir, olamaz da ol- mayacak da.” Ergenekon soruşturmasõ kapsamõndaki uygulamalara ilişkin basõn açõklamasõ yapan YARSAV, yargõnõn kimsenin beklentisine göre bir tarafa çekilmemesi uyarõsõnda bulundu. Başkan Eminağaoğlu, soruşturmadaki hukuksuz uygulamalara ve hükümetin davaya müdahil oluş biçimine tepki göstererek, ‘‘70 milyonun izlenmesi, 70 milyonun terör şüphelisi görülmesi demektir. Bu durum, bir hukuk devletinde değil, ancak bir polis devleti ve dikta yönetiminde söz konusu olabilir’’ dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Er- genekon soruşturmasõnõn savcõlõğõna soyunmasõnõ da eleştiren Eminağa- oğlu, şunlarõ söyledi: “70 milyonun izlenmesi, 70 milyonun terör şüp- helisi görülmesi demektir. Bu du- rum, bir hukuk devletinde değil, an- cak bir polis devleti ve dikta yöne- timinde söz konusu olabilir.” Şahin’e sert eleştiri YARSAV’õn açõklamasõnda Ada- let Bakanõ Mehmet Ali Şahin’e de sert eleştiriler yöneltildi. Eminağa- oğlu, şunlarõ kaydetti: “Adalet Ba- kanı, terör soruşturmalarının biz- zat cumhuriyet savcısı tarafından yürütülmesi konusundaki kendi genelgesini bile hatırlamak iste- memiş, polisin hukukla bağdaş- mayan istihbari faaliyetine destek vermiş, yargıç ve savcıları memu- ru olarak görme anlayışını pekiş- tirmiş, polis istihbaratıyla çalışan savcılara ve de bu istihbari faali- yetlere destek verirken, diğer yar- gıç ve savcılar için hukukun öte- sindeki bu denli koruyuculuktan uzak durmuş, yasa yararına bozma yoluna gitmeyerek yargının değil, açıkça istihbari faaliyetlerin ya- nında yer almıştır. Oysa kendisi HSYK başkanıdır ve bu tutumu HSYK Başkanlığı ile bağdaşma- maktadır. Adalet Bakanlığı, istih- bari faaliyetler için değil, yargı için seferber edilecek bir birimdir. Adalet Bakanı’nın bu gerçeği kav- rayarak hareket etmesi gerek- mektedir. Yapılması gereken, ikti- dara karşı darbe iddiasını içeren so- ruşturmanın yürütmenin açıkça etkisinden korunaksız olan polisler eliyle yürütülmesinin örneğinin ya- şanmadığı, bunun dünya tarihinde, hukuk tarihinde, Hitler ve Musso- lini’nin hukuk yoluyla iktidar dar- belerini yarattığı gerçeği karşısın- da, etki altında kalmadan, tarafsız soruşturmanın yürütülmesidir.” Yargıyı korkutma çabası “Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, Adalet Bakanı’nın ayrımcı bakış açısıyla görev yapar duruma so- kulmuş, yargıç ve savcılar arasında beklentilere uygun soruşturma ve kararları olup olmamasına göre ayrım yapılmıştır” diyen Eminağa- oğlu, “Siyasi iradeye dokunan yar- gıç ve savcılara dokunulmuş, yar- gıda sessizlik, edilgenlik ve korku ortamı yaratılmaya çalışılmıştır” di- ye konuştu. ‘YARSAP OLDU’ YARSAV Şahin’i kızdırdı Başsavcõ Engin’den dikkat çeken ziyaret ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Meh- met Ali Şahin, Erge- nekon soruşturmasõn- daki usulsüzlüklere tepki gösteren Yargõç- lar ve Savcõlar Birli- ği’ni (YARSAV), par- tileşmekle suçladõ. Şahin, YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun açõklamalarõnõn ardõn- dan gazetecilerin so- rularõnõ yanõtladõ. İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin’in zi- yaretinin nedeninin so- rulmasõ üzerine Şahin, Engin’in aşağõ yukarõ her hafta Ankara’ya geldiğini belirtti. ‘Yargı camiasını temsil etmiyor’ Eminağaoğlu’nun açõklamalarõnõn anõm- satõlmasõ üzerine Şa- hin, şöyle konuştu: “YARSAV bilindiği gibi bir dernektir. Yargı camiamızı temsil etmemektedir. Sayın Başkan’ı ben de izledim. Bu açık- lamadan sonra be- nim hafızam da ye- nilendi, o vesileyle sizlerle paylaşmak is- terim. YARSAV, YARSAP haline dö- nüşmüştür. Yani sav- cılar ve yargıçlar par- tisi haline dönüşm- üştür. Bu tür konuş- maları Sayın Deniz Baykal’dan dinliyor- duk, bugün de Sayın Eminağaoğlu’ndan dinlemiş olduk.” Haber Merkezi - Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda Susurluk hüküm- lüsü İbrahim Şahin’in “amiri” ko- numundaki dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, “Biz artık o defterleri kapattık. O dönem geride kaldı” dedi. İnternetHaber’e konuşan Ağar, şu açõklamayõ yaptõ: “Ben bu konularla ilgili konuşmuyorum. çünkü, ben o defterleri kapattım. 10 yıldır bu defterleri açmıyorum. Bi- zim hakkımızda söylenen, yazılan iddialara yanıt vermem. Zaten bun- ların yalan ve hayal ürünü olduğu ortaya çıktı. İbrahim Şahin ile ilgili, benim onun üstü olduğum ile ilgili söylenenlere ne denir ki? Yıllar ön- ce olmuş bitmiş bir dönem. Bizim bir ilişkimiz varmış gibi davranıl- ması yanlış. Biz artık sade vatandaş olarak köşemize çekildik. Dediğim gibi; geçmiş dönemde biz devleti- miz ve milletimiz için elimizden ge- leni yaptık. Bunun dışında bir şey söylememi de beklemesin kimse. Kim ne konuşursa konuşsun...” Hukukçular, İbrahim Şahin’in Kanadoğlu ile aynõ fotoğrafta gösterilmesine tepki gösterdi ‘Bu karede hukuksuzluk var’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergenekon operas- yonunun son dalgasõnda evi aranan Yargõtay Onursal Cum- huriyet Başsavcõsõ Sabih Ka- nadoğlu ile gözaltõna alõnan emekli generaller ve eski YÖK Başkanõ Kemal Gürüz’ün Su- surluk hükümlüsü İbrahim Şa- hin’le aynõ karede gösterilme- sine tepkiler sürüyor. İdare Hukuku Profesörü Ül- kü Azrak, “Bu kişiler gözal- tına alınırken resmen, huku- ken böyle bir ilgiden bahse- dilmedi. Kanadoğlu’nun evi aranırken de böyle bir ge- rekçe ortaya konulmadı. Bu da Şahin ile sanki aralarında bir irtibat varmış izlenimi yarattı. Bu kişilerin Şahin ile bir ilgisinin olmadığının ka- muoyuna açıklanması lazım, yoksa bu yanlış algılama sü- recektir” dedi. Azrak, “Sayın Kanadoğlu gibi çok önemli bir hukuk adamı, manevi za- rarlarının giderilmesi için mahkemeye başvuracaktır. Susmak, bunları kabullen- mek olur” diye konuştu. Tüm Öğretim Üyeleri Der- neği Genel Başkanõ Prof. Al- paslan Işıklı, Kanadoğlu ile Şa- hin’in aynõ kefeye konulmasõ- nõn Ergenekon davasõnõn akõl almaz çelişkilerinden yalnõzca biri olduğunu söyledi. Işõklõ, şöyle konuştu: “Daha önce de Sayın İlhan Selçuk’un adı, Cumhuriyet gazetesinin bom- balanmasıyla birlikte anılır olmuştu. Ülkenin huzurunu ve güvenliğini sağlama so- rumluluğunu taşımış üst dü- zey komutanlar, ne olduğu bir türlü açıklanmayan ne- denlerle gözaltında tutul- maktadırlar.” Şenal Sarıhan da, Ergene- kon operasyonunun son dalga- sõnda ortaya vahim bir tablonun çõktõğõnõ belirterek “Eğer Su- surluk ve benzeri çete faali- yetleri gerçekten açığa çıka- rılmak isteniyorsa, bu konu- daki çalışmalara bir gölge düşürülmemesi gerekir. Bu- gün Sayın Kanadoğlu’nun İbrahim Şahin ile aynı kare- de görülmüş olması, bu olayın esas olarak karartılmak is- tendiğinin göstergesidir” ifa- desini kullandõ. Kanadoğlu’na karşõ sergilenen tavrõn “adale- ti adil olmaktan, hukuğu da meşru olmaktan çıkardığı- nı” söyleyen Sarõhan, “Toplum akla karayı ayırır ama böyle gri bir ortam yaratılır ve bu derece farklı noktalardaki insanlar aynı karede gösteri- lirse, toplum fevkalade yara alır” diye konuştu. Ağar: Biz o defteri kapattõk Susurluk’un kilit ismi, ‘O dönem geride kaldõ. Geçmiş dönemde biz devletimiz için elimizden geleni yaptõk, köşemize çekildik’ dedi Gerçeker: Hukuk kendi içinde halleder ANKRA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Baş- kanõ Hasan Gerçeker, Ergenekon soruşturmasõyla ilgili olarak, “Yargılama devam ediyor. Bizim bu aşamada bir şey söylememiz çok yanlış olur. Hukuk her şeyi kendi içinde halleder” dedi. Ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Gerçeker “Size göre Ergenekon soruşturmasındaki usul hatala- rı nelerdir” sorusuna, “Konuşmuyoruz. Yargıla- ma süreci devam ediyor” yanõtõnõ verdi. “Yani sessiz kalmayı tercih ediyorsunuz...” sözleri üze- rine Gerçeker, “Hayır. Sessiz kalma meselesi de- ğil. Yanlış bir şey söylememek için. Bu dosya için de söylemiyorum, herhangi bir soruşturma için sonuçta Yargıtay’a gelecek. Yargıtay’ın bu konuda görüş belirtmesi yanlış anlamalara se- bep olur” dedi. YARSAV’õn konuyla ilgili açõkla- ma yapacağõnõn anõmsatõlmasõ üzerine Gerçeker, “YARSAV dernek. Ama Yargıtay adli yargının en tepesindeki kurum” diye konuştu. ERGENEKON SORUŞTURMASI ‘Bunlar dikta yönetiminde olur’ Başsavcı,AdaletBakanıile görüştü, HSYK’ye Erge- nekon’la ilgili bilgi verdi. Soysal: Laik devleti savunmak soruşturma konusu yapılamaz Bağõmsõz Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanõ Mümtaz Soysal, yaptõğõ açõklamada, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda BCP Genel Başkan Yardõmcõsõ Engin Aydın’õn tutuklandõğõnõ anõmsatarak itiraz için hukukçularõn çalõştõğõnõ bildirdi. Soysal, şunlarõ kaydetti: “Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyeti de- mokrasi görüntüsü altında değiştirme tehlikesine karşı, bu nite- likleri korumak için kamuoyunu uyarmaya, cumhuriyetçi çabala- rı güçlendirmeye yönelik etkinlikleri soruşturma konusu yapmak ve hele suç sayılacak etkinliklerin soruşturulmasında başvurulan yöntemleri kullanmak kabul edilebilecek bir davranış değildir.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear