Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
13 OCAK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Aydınlık Türkiye...
Günler, haftalar aylar... Mevsimler... Geride bı-
raktığımız yıllar...
Onat Kutlar’ı yitireli 14 yıl, Uğur Mumcu’yu ise
17 yıl...
Yıllar çabuk geçiyor.
Acılar, hüzünler, sevinçler...
Siyahın maviyle parçalandığı geceler ve o kı-
yım günleri. Gözaltında işkenceler, hapishaneler,
sürgünler.
Yaşamın tekdüzeliği içinde ırmağa dönüşen
isyancıl bir tutku...
Başımı göğe kaldırıp öylece kalıyorum... San-
ki bulutlar bölünüyor fırtınayla... Gökyüzü yeryü-
züyle buluşuyor Gazze’li bir çocuğun soğuktan
titreyen kirpiklerinde.
Onat’ın dizelerinde 12 Eylül askeri faşizmini,
gözaltılardaki işkenceleri anımsıyorum.
Eski bir sevdanın dalgaları kıyıya vuruyor...
Yaşamı boyunca devlet içindeki çetelerle, glad-
yoyla mücadele eden Uğur Mumcu.
Neden, niçin öldürüldü Uğur?
Cumhuriyet yazarları, muhabirleri yani bizler dev-
let içinde örgütlü çetelere, çıkar gruplarına karşı
savaşım verdik kalemlerimizle...
Bir yıl önce yazdığımı bir kez daha yineleye-
yim:“Türkiye’de tüm faili meçhul cinayetler,
Cumhuriyet’e atılan bombalar, Danıştay’a yapı-
lan kanlı baskın... Örgütlenmenin adı ne olursa ol-
sun, bu karanlık ilişkiler zinciri aydınlatılmalı!”
Bugün yine aynı şeyleri söylüyorum.
Cumhuriyet’e atılan bombalar, bu eylem şu ana
dek aydınlatılmadı. Gazetemiz avukatları Akın Ata-
lay ve Bülent Utku bazı sanıkların “çapraz sor-
gusu” sırasında sorular yönelttiler.
Cumhuriyet bu olayın peşini bırakmayacak.
Ergenekon’dan tutuklu sanıkların bir bölümü-
nün Susurluk’la bağlantılı olduğu biliniyor... Bun-
lardan birisi de “son dalga”da gözaltına alınan İb-
rahim Şahin’dir.
İbrahim Şahin’i mahkûm ettiren kişi ise Sabih
Kanadoğlu’dur.
Devlet içinde örgütlü çete... Ümraniye’de bu-
lunan bombalar. Cumhuriyet’e atılan üç el bom-
bası. Ergenekon’dan tutuklanan kimilerinin Su-
surluk’la olan bağları.
15 yıl önceye dönelim mi?
Örneğin 15 Kasım 1994 tarihli Emniyet Genel
Müdürlüğü kayıtlarında İsrail’den gelen kolilerde
neler vardı, bakalım:
110 tane hedef aydınlatıcı... İki tane 12.7 çapında
Baretta dürbünlü tüfek... 150 tane görülebilir la-
zer ışığı... 20 tane gece görüş gözlüğü... 145 ta-
ne silah üstü dürbün...
Bir süre sonra yine koliler geldi İsrail’den.
280 tane Uzi otomatik tabanca... 100 tane sus-
turucu... 20 tane 7.62. mm Galli tüfek...
1994’ün sonuna gelindiğinde faili meçhul ci-
nayetler patladı... Özgür Ülke gazetesi bomba-
landı... 1995 Mart’ında Hasan Ocak boğularak
katledildi. Aynı ay Gazi Mahallesi’nde bir kahve
tarandı ve çıkan olaylarda 17 kişi öldürüldü.
Son operasyon sonunda bulunan silahlara,
patlayıcılara gelince...
Bunların İsrail’den geldiğine ilişkin kayıtlar var.
Silahtan, sis bombasından çene açma aygıtına,
alev makinesine dek ne ararsanız bulursunuz.
Susurluk davasına bakan eski Yargıtay Sekizinci
Dairesi Başkanı Naci Ünver, Hürriyet’e ne diyor:
“Bir sanık, oturum gizli yapılırsa silahların yeri-
ni göstereceğini söylemişti, dosyada okuduk.
Mahkeme izin vermemiş. Eğer verseydi çoğu sui-
kast silahının yerleri o yıllarda belirlenmiş olacaktı.”
Yargıtay Sekizinci Dairesi, İbrahim Şahin’in
altı yıllık hapis cezasını onamıştı.
Ergenekon soruşturmasına hukuksal açıdan ne-
den kuşkuyla yaklaşıyoruz?
Türkiye’nin yakın tarihinin derinliklerine inilmeyip,
bazı AKP muhalifi sivil, emekli asker, bürokrat, ga-
zeteci gibi adlara uzanıldığı için.
Türkiye’nin yakın tarihinin karanlık “dehlizlerine”
elbet inilmeli, aydınlık Türkiye’nin yolu açılmalı.
Kanlı 1 Mayıs’lar, Bahçelievler katliamı, Kah-
ramanmaraş, Çorum, Sıvas kıyımı. Özel Harp Dai-
resi, Susurluk çetesi, mafya, tarikat ve siyaset üç-
lüsü.
Evet sevgili Onat, Uğur, Musa Anter, Ahmet
Taner, Hrant Dink ve yitirdiğimiz tüm aydınlar...
Rahat uyumuyorsunuz gökyüzünde biliyorum.
Varlığımızın buz kesmiş dalları arasında bize
el sallayan yıllara inat duruşumuz belli ve hep öy-
le kalacak:
“Tarikatlardan, din bezirgânlarından, çete-
lerden arındırılmış çağdaş, laik demokratik
Cumhuriyet!”
Susurluk’ta İbrahim Şahin ve ekibini alkışlarla
uğurlayan Nazlı mı Nazlı Hanım, “Vatan için kur-
şun atan da kurşun yiyen de şereflidir” tümcesi-
nin mucidi olan kişi; Ahmet Hakan’ın deyişiyle
“Susurluk prensi” Mümtaz’er Türköne... Sizler 15
yıl önce hangi saflardaydınız?
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ergenekon
soruşturmasõ sürerken İs-
tanbul Cumhuriyet Baş-
savcõsõ Aykut Cengiz En-
gin, Ankara’da Adalet Ba-
kanõ Mehmet Ali Şahin
ve Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu (HSYK)
üyeleriyle görüştü. Engin,
HSYK üyelerine, Ergene-
kon soruşturmasõnõn gel-
diği aşama ile ilgili bilgi
verdiğini bildirdi. Engin’e
geniş yetkili ağõr ceza mah-
kemelerinden sorumlu baş-
savcõ vekili Turan Ço-
lakkadı da eşlik etti. Er-
genekon soruşturmasõnõ
yürüten savcõ Zekeriya
Öz, Çolakkadõ’ya bağlõ
olarak görev yapõyor.
Başsavcõ Engin, Bakan
Şahin ile görüşmesinin ar-
dõndan “Ergenekon so-
ruşturmasını yürüten
savcılarla ilgili inceleme
başlatıldığı ve Engin’in
bu kapsamda Ankara’ya
çağrıldığı” yönündeki ha-
berlerle ilgili gazetecilerin
sorularõnõ yanõtladõ. Mutat
görüşmeler yapmak üzere
10-15 günde bir Anka-
ra’ya geldiğini belirten En-
gin, “Özel bir sebepten
dolayı gelmiş değiliz” de-
di. “Savcı Zekeriya Öz
hakkında inceleme söz
konusu mu?” sorusuna
da Engin, “Hayır. Bu ko-
nuda bir bilgim yok” ya-
nõtõnõ verdi.
‘Kısa bilgiler verdik’
Engin, öğleden sonra da
HSYK üyeleri ile görüştü.
Gazetecilerin sorularõnõ
yanõtlayan Engin, “HSYK
üyelerimize nezaket zi-
yaretinde bulunuruz. Ta-
bii ki gündem hakkında
kendilerine kısa bilgiler
arz ettik” diye konuştu.
“Ergenekon soruştur-
ması ile ilgili bilgi mi
verdiniz?” sorusuna En-
gin, “Güncel olaylarla il-
gili olarak tabii ki...” ya-
nõtõnõ verdi.
Şahin ile görüşmesinde
Ergenekon soruşturmasõ-
nõn gündeme gelmediğini
savunan Engin, “Bu yar-
gısal bir faaliyettir. On-
lar sormaz, biz de anlat-
mayız” dedi.
YARSAV, Ergenekon soruşturmasõnõn savcõlar yerine polislerce yürütülmesine sert tepki gösterdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YAR-
SAV) Yönetim Kurulu, 1200 yargõç ve
savcõ adõna yaptõğõ açõklamada, Er-
genekon soruşturmasõ kapsamõndaki
usulsüzlüklere sert tepki gösterdi.
Yargõtay Ek Binasõ’nda düzenlenen
basõn toplantõsõnda, YARSAV Yöne-
tim Kurulu’nun açõklamasõnõ Başkan
Ömer Faruk Eminağaoğlu okudu.
Eminağaoğlu yargõnõn eli kolu bağ-
lanmadõğõ sürece hesap sorabileceği-
ne işaret ederek “Ama yargı bazı
adımlar attıkça, ülkemizde yargı
için yargı darbesi nitelemeleri ya-
pılır olmuştur. Bu nitelemeler, siyasi
beklentileri karşılamayan karar-
lar ortaya çıktıkça yapılmış, ancak
bu beklentilere uygun adımlar atıl-
dıkça yargı sürecine saygı hatırla-
nabilir duruma gelinmiştir” dedi.
Yargõnõn kimsenin beklentisine gö-
re bir tarafa çekilmemesi uyarõsõnda
bulunan YARSAV Başkanõ, şunlarõ
söyledi: “Cumhurbaşkanı olsa bile,
itham edildiği olaylar var ise yargı
süreci tıkanmamalı, yargıdan ka-
çılmamalıdır. Hakkındaki yargı sü-
reci kesin hükümle sonuçlanana
kadar herkesin suçsuz olduğu ev-
rensel kuralı, bugün sonuçlanmamış
soruşturma ve yargılamalarda med-
ya kullanılarak yaratılan bilgi kir-
liliği ile herkes suçsuzluğunu ispat-
lama zorunluluğuna dönüşmüş, or-
taya atılan isimlerin suçluluğu ko-
nusunda önyargı yaratılmıştır. Bu,
hukuk devletinde olmaması gereken
bir durumdur... Türkiye’nin en
saygın, yaratıcı ve örnek hukukçu-
larından, ömrünü adalete hizmet et-
mekle geçiren hukuk abidesi, YAR-
SAV kurucu üyesi, Yargıtay Onur-
sal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu’nun, diğer pek çok şüp-
helinin de başına geldiği gibi yakın
zamanda hukuksuzluğa uğradığı
kamouyonun bilgisindedir.”
Kanadoğlu’nun evindeki aramaya
dikkat çeken Eminağaoğlu, “Onursal
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı;
Yargıtay’a suikast planları yaptık-
ları, Danıştay’a saldırdıkları iddia
edilenlerle irtibat içinde gösterilmiş,
katiller yargıç ve savcıların evle-
rinde aranır hale gelmiş, bu irtiba-
tı ortaya koyan somut gerekçeler ise
arama kararında her nedense gö-
rülememiştir” diye konuştu.
Silahlar neden gösterildi?
Gizli soruşturma bilgilerinin med-
ya infazlarõ için kullanõlmasõnõn kural
haline geldiğini kaydeden Eminağa-
oğlu, “Bu soruşturmaların adalet
için mi yoksa bazı gösteriler ve bil-
gi kirliliğine zemin yaratmak için mi
yapılmakta olduğu soruları ciddi bi-
çimde gündeme oturmuştur” dedi.
Ergenekon soruşturmasõnda ka-
muoyunun ikna edilebilmesi için ya-
kalanan silahlarõn gizlilik kararõna
karşõn gösterilmesine tepki gösteren
Eminağaoğlu, şu değerlendirmeyi
yaptõ: “Devlet güvenlik mahkeme-
lerinden hukuk adına askeri yargı-
cı çıkartan Türkiye Cumhuriyeti, bu
mahkemelerin yerine kurduğu ge-
niş yetkili ağır ceza mahkemeleri ile
hukukun üstünlüğü için adım at-
mayı amaçlamış iken, askeri yargı-
cın yerini bu sefer soruşturmalarda
daha etkin biçimde polis almış, so-
ruşturmalar polis veya jandarma
bölgesi ayrımı yapılmayarak, polis
her noktada kendisini etkili ve yet-
kili görmüş ve işin içine sokulmuş,
cumhuriyet savcılarının bizzat so-
ruşturma yapmakla görevli olduğu
yolundaki Ceza Muhakemeleri Ya-
sası’nın (CMY) 251. maddesindeki
kural atlanmış, yargıç ve savcı dı-
şındaki kişilerin, bu bağlamda pol-
islerin elde edilen evrakı inceleme
yetkisi olmadığına ilişkin CMY’nin
122. maddesi unutulmuş, soruştur-
malar polisin inisiyatifinde ve etki-
sinde gerçekleştirilmeye başlanmış,
savcının talep ettiği kişiler önce po-
lis tarafından dinlenmeye başlanmış,
savcılar polis olmadan bizzat yü-
rütecekleri ve yürütmek zorunda ol-
dukları soruşturmaları, kendi ola-
nakları ile yapabilir duruma geti-
rilmemiş, soruşturmalardaki ta-
rafsızlık sarsılmıştır. Hatta mevcut
olayda, Terörle Mücadele Yasa-
sı’nın 1. maddesini yorumlama yet-
kisi sadece yargı organlarına ait
iken, bu maddeyi emniyet birimle-
ri yorumlayarak, soruşturma bunun
üzerine inşa edilmiş, iddianame-
nin bile 91, 230 ve 248. sayfaların-
daki ‘şube müdürlüğümüz’ ibarele-
rinden de anlaşılacağı üzere, polis
iddianamenin yazımına doğrudan
katkı yapmaktan geri durmamıştır.
Şüpheliyi yormama ilkesi unutul-
muş, sabaha karşı uykusuz ifadeler
alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti
polis devleti değildir, olamaz da ol-
mayacak da.”
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõndaki uygulamalara ilişkin basõn açõklamasõ yapan YARSAV,
yargõnõn kimsenin beklentisine göre bir tarafa çekilmemesi uyarõsõnda bulundu. Başkan Eminağaoğlu,
soruşturmadaki hukuksuz uygulamalara ve hükümetin davaya müdahil oluş biçimine tepki
göstererek, ‘‘70 milyonun izlenmesi, 70 milyonun terör şüphelisi görülmesi demektir. Bu durum, bir
hukuk devletinde değil, ancak bir polis devleti ve dikta yönetiminde söz konusu olabilir’’ dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Er-
genekon soruşturmasõnõn savcõlõğõna
soyunmasõnõ da eleştiren Eminağa-
oğlu, şunlarõ söyledi: “70 milyonun
izlenmesi, 70 milyonun terör şüp-
helisi görülmesi demektir. Bu du-
rum, bir hukuk devletinde değil, an-
cak bir polis devleti ve dikta yöne-
timinde söz konusu olabilir.”
Şahin’e sert eleştiri
YARSAV’õn açõklamasõnda Ada-
let Bakanõ Mehmet Ali Şahin’e de
sert eleştiriler yöneltildi. Eminağa-
oğlu, şunlarõ kaydetti: “Adalet Ba-
kanı, terör soruşturmalarının biz-
zat cumhuriyet savcısı tarafından
yürütülmesi konusundaki kendi
genelgesini bile hatırlamak iste-
memiş, polisin hukukla bağdaş-
mayan istihbari faaliyetine destek
vermiş, yargıç ve savcıları memu-
ru olarak görme anlayışını pekiş-
tirmiş, polis istihbaratıyla çalışan
savcılara ve de bu istihbari faali-
yetlere destek verirken, diğer yar-
gıç ve savcılar için hukukun öte-
sindeki bu denli koruyuculuktan
uzak durmuş, yasa yararına bozma
yoluna gitmeyerek yargının değil,
açıkça istihbari faaliyetlerin ya-
nında yer almıştır. Oysa kendisi
HSYK başkanıdır ve bu tutumu
HSYK Başkanlığı ile bağdaşma-
maktadır. Adalet Bakanlığı, istih-
bari faaliyetler için değil, yargı
için seferber edilecek bir birimdir.
Adalet Bakanı’nın bu gerçeği kav-
rayarak hareket etmesi gerek-
mektedir. Yapılması gereken, ikti-
dara karşı darbe iddiasını içeren so-
ruşturmanın yürütmenin açıkça
etkisinden korunaksız olan polisler
eliyle yürütülmesinin örneğinin ya-
şanmadığı, bunun dünya tarihinde,
hukuk tarihinde, Hitler ve Musso-
lini’nin hukuk yoluyla iktidar dar-
belerini yarattığı gerçeği karşısın-
da, etki altında kalmadan, tarafsız
soruşturmanın yürütülmesidir.”
Yargıyı korkutma çabası
“Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu,
Adalet Bakanı’nın ayrımcı bakış
açısıyla görev yapar duruma so-
kulmuş, yargıç ve savcılar arasında
beklentilere uygun soruşturma ve
kararları olup olmamasına göre
ayrım yapılmıştır” diyen Eminağa-
oğlu, “Siyasi iradeye dokunan yar-
gıç ve savcılara dokunulmuş, yar-
gıda sessizlik, edilgenlik ve korku
ortamı yaratılmaya çalışılmıştır” di-
ye konuştu.
‘YARSAP OLDU’
YARSAV
Şahin’i
kızdırdı
Başsavcõ
Engin’den
dikkat çeken
ziyaret
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Adalet Bakanõ Meh-
met Ali Şahin, Erge-
nekon soruşturmasõn-
daki usulsüzlüklere
tepki gösteren Yargõç-
lar ve Savcõlar Birli-
ği’ni (YARSAV), par-
tileşmekle suçladõ.
Şahin, YARSAV
Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu’nun
açõklamalarõnõn ardõn-
dan gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtladõ. İs-
tanbul Cumhuriyet
Başsavcõsõ Aykut
Cengiz Engin’in zi-
yaretinin nedeninin so-
rulmasõ üzerine Şahin,
Engin’in aşağõ yukarõ
her hafta Ankara’ya
geldiğini belirtti.
‘Yargı camiasını
temsil etmiyor’
Eminağaoğlu’nun
açõklamalarõnõn anõm-
satõlmasõ üzerine Şa-
hin, şöyle konuştu:
“YARSAV bilindiği
gibi bir dernektir.
Yargı camiamızı
temsil etmemektedir.
Sayın Başkan’ı ben
de izledim. Bu açık-
lamadan sonra be-
nim hafızam da ye-
nilendi, o vesileyle
sizlerle paylaşmak is-
terim. YARSAV,
YARSAP haline dö-
nüşmüştür. Yani sav-
cılar ve yargıçlar par-
tisi haline dönüşm-
üştür. Bu tür konuş-
maları Sayın Deniz
Baykal’dan dinliyor-
duk, bugün de Sayın
Eminağaoğlu’ndan
dinlemiş olduk.”
Haber Merkezi - Ergenekon soruş-
turmasõ kapsamõnda Susurluk hüküm-
lüsü İbrahim Şahin’in “amiri” ko-
numundaki dönemin Emniyet Genel
Müdürü Mehmet Ağar, “Biz artık o
defterleri kapattık. O dönem geride
kaldı” dedi. İnternetHaber’e konuşan
Ağar, şu açõklamayõ yaptõ: “Ben bu
konularla ilgili konuşmuyorum.
çünkü, ben o defterleri kapattım. 10
yıldır bu defterleri açmıyorum. Bi-
zim hakkımızda söylenen, yazılan
iddialara yanıt vermem. Zaten bun-
ların yalan ve hayal ürünü olduğu
ortaya çıktı. İbrahim Şahin ile ilgili,
benim onun üstü olduğum ile ilgili
söylenenlere ne denir ki? Yıllar ön-
ce olmuş bitmiş bir dönem. Bizim
bir ilişkimiz varmış gibi davranıl-
ması yanlış. Biz artık sade vatandaş
olarak köşemize çekildik. Dediğim
gibi; geçmiş dönemde biz devleti-
miz ve milletimiz için elimizden ge-
leni yaptık. Bunun dışında bir şey
söylememi de beklemesin kimse.
Kim ne konuşursa konuşsun...”
Hukukçular, İbrahim Şahin’in Kanadoğlu ile aynõ fotoğrafta gösterilmesine tepki gösterdi
‘Bu karede hukuksuzluk var’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ergenekon operas-
yonunun son dalgasõnda evi
aranan Yargõtay Onursal Cum-
huriyet Başsavcõsõ Sabih Ka-
nadoğlu ile gözaltõna alõnan
emekli generaller ve eski YÖK
Başkanõ Kemal Gürüz’ün Su-
surluk hükümlüsü İbrahim Şa-
hin’le aynõ karede gösterilme-
sine tepkiler sürüyor.
İdare Hukuku Profesörü Ül-
kü Azrak, “Bu kişiler gözal-
tına alınırken resmen, huku-
ken böyle bir ilgiden bahse-
dilmedi. Kanadoğlu’nun evi
aranırken de böyle bir ge-
rekçe ortaya konulmadı. Bu
da Şahin ile sanki aralarında
bir irtibat varmış izlenimi
yarattı. Bu kişilerin Şahin ile
bir ilgisinin olmadığının ka-
muoyuna açıklanması lazım,
yoksa bu yanlış algılama sü-
recektir” dedi. Azrak, “Sayın
Kanadoğlu gibi çok önemli
bir hukuk adamı, manevi za-
rarlarının giderilmesi için
mahkemeye başvuracaktır.
Susmak, bunları kabullen-
mek olur” diye konuştu.
Tüm Öğretim Üyeleri Der-
neği Genel Başkanõ Prof. Al-
paslan Işıklı, Kanadoğlu ile Şa-
hin’in aynõ kefeye konulmasõ-
nõn Ergenekon davasõnõn akõl
almaz çelişkilerinden yalnõzca
biri olduğunu söyledi. Işõklõ,
şöyle konuştu: “Daha önce de
Sayın İlhan Selçuk’un adı,
Cumhuriyet gazetesinin bom-
balanmasıyla birlikte anılır
olmuştu. Ülkenin huzurunu
ve güvenliğini sağlama so-
rumluluğunu taşımış üst dü-
zey komutanlar, ne olduğu
bir türlü açıklanmayan ne-
denlerle gözaltında tutul-
maktadırlar.”
Şenal Sarıhan da, Ergene-
kon operasyonunun son dalga-
sõnda ortaya vahim bir tablonun
çõktõğõnõ belirterek “Eğer Su-
surluk ve benzeri çete faali-
yetleri gerçekten açığa çıka-
rılmak isteniyorsa, bu konu-
daki çalışmalara bir gölge
düşürülmemesi gerekir. Bu-
gün Sayın Kanadoğlu’nun
İbrahim Şahin ile aynı kare-
de görülmüş olması, bu olayın
esas olarak karartılmak is-
tendiğinin göstergesidir” ifa-
desini kullandõ. Kanadoğlu’na
karşõ sergilenen tavrõn “adale-
ti adil olmaktan, hukuğu da
meşru olmaktan çıkardığı-
nı” söyleyen Sarõhan, “Toplum
akla karayı ayırır ama böyle
gri bir ortam yaratılır ve bu
derece farklı noktalardaki
insanlar aynı karede gösteri-
lirse, toplum fevkalade yara
alır” diye konuştu.
Ağar: Biz o defteri kapattõk
Susurluk’un kilit ismi, ‘O dönem geride kaldõ. Geçmiş dönemde biz
devletimiz için elimizden geleni yaptõk, köşemize çekildik’ dedi
Gerçeker: Hukuk
kendi içinde halleder
ANKRA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Baş-
kanõ Hasan Gerçeker, Ergenekon soruşturmasõyla
ilgili olarak, “Yargılama devam ediyor. Bizim
bu aşamada bir şey söylememiz çok yanlış olur.
Hukuk her şeyi kendi içinde halleder” dedi. Ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Gerçeker “Size
göre Ergenekon soruşturmasındaki usul hatala-
rı nelerdir” sorusuna, “Konuşmuyoruz. Yargıla-
ma süreci devam ediyor” yanõtõnõ verdi. “Yani
sessiz kalmayı tercih ediyorsunuz...” sözleri üze-
rine Gerçeker, “Hayır. Sessiz kalma meselesi de-
ğil. Yanlış bir şey söylememek için. Bu dosya
için de söylemiyorum, herhangi bir soruşturma
için sonuçta Yargıtay’a gelecek. Yargıtay’ın bu
konuda görüş belirtmesi yanlış anlamalara se-
bep olur” dedi. YARSAV’õn konuyla ilgili açõkla-
ma yapacağõnõn anõmsatõlmasõ üzerine Gerçeker,
“YARSAV dernek. Ama Yargıtay adli yargının
en tepesindeki kurum” diye konuştu.
ERGENEKON SORUŞTURMASI
‘Bunlar dikta yönetiminde olur’
Başsavcı,AdaletBakanıile
görüştü, HSYK’ye Erge-
nekon’la ilgili bilgi verdi.
Soysal:
Laik devleti
savunmak
soruşturma
konusu
yapılamaz
Bağõmsõz Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanõ Mümtaz
Soysal, yaptõğõ açõklamada, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda BCP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Engin Aydın’õn tutuklandõğõnõ anõmsatarak
itiraz için hukukçularõn çalõştõğõnõ bildirdi. Soysal, şunlarõ kaydetti:
“Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyeti de-
mokrasi görüntüsü altında değiştirme tehlikesine karşı, bu nite-
likleri korumak için kamuoyunu uyarmaya, cumhuriyetçi çabala-
rı güçlendirmeye yönelik etkinlikleri soruşturma konusu yapmak
ve hele suç sayılacak etkinliklerin soruşturulmasında başvurulan
yöntemleri kullanmak kabul edilebilecek bir davranış değildir.”