28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EYLÜL 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay Başkanı Arslan, her yurttaşın rejimi korumak için kendini görevli sayması gerektiğini söyledi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Cumhuriyet korunmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Osman Arslan, herkesin Cumhuriyetin temel niteliklerine sahip çıkması gerektiğini belirterek, “Çağdaşlığın ve uygar dünyada saygın bir yer almanın gereği budur” dedi. Terörle mücadelede bütün devletlere görev düştüğüne işaret eden Arslan, isim vermeden ABD’yi hedef aldı. Arslan, “Devletler silah ve mühimmatın terör örgütlerinin eline geçmesini önleyici tedbirleri almak zorundadırlar. Bu önlemleri almamak, teröre açık destek vermekle eşdeğerdir” diye konuştu. Adli yılın başlaması nedeniyle Yargıtay’da düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı bakanlar, Danıştay Başkanı Sumru Çör Mahallemizi Korumaya Soyunan Ahlak Polisleri Devletin kurulu düzeninde rötuş belirtileri görüldükçe, Cumhuriyetin kazanımlarına yönelen tahrip istekleri artıyor. Kendilerini, bulundukları çevrenin, din ya da ahlak polisi gibi görenler birer ikişer ortaya çıkmaya, “O öyle olmaz; bu böyle olmalı” demeye başlıyorlar. Antalya’nın Kemer ilçesinde açılışı geçen hafta gerçekleştirilen kadınerkek figürlü metal heykel, altmış yılı aşan siyaset ve gazetecilik yaşamımda tanığı olduğum “öyle olmaz” senaryolarının en yenisi olarak dünkü “Cumhuriyet”in kent baskılarında, tehlikenin hâlâ farkında olmayanları uyarıyordu. Çağdaş heykel sanatçılarından Zafer Sarı’nın yapıtı olan metal heykelin, bir buz dansı objesini anımsattığı söylenebilir. Ne ki, Kemer AKP İlçe Başkanı, kafasını, erkek objenin elleri üstünde yukarıya doğru kaldırılmış kadın objenin geleceğine takmış bir kere. Bundan sonra da Kemer’e bu tür heykeller yapacaklarını söyleyen CHPli Belediye Başkanı’nın zihninin altındakileri okumaya merak sararak, “Bundan sonraki heykelleri pozisyon değiştirerek mi yapacaklar?” diyor ve soluğu Kaymakamlık’ta alıyor. ABD’ye eleştiri: Adli yılın başlaması nedeniyle Yargıtay’da düzenlenen törende konuşan Yargıtay Başkanı Osman Arslan, terörle mücadelede tüm devletlere görev düştüğünü vurgulayarak devletlerin silah ve mühimmatın terör örgütlerinin eline geçmesini önleyici tedbirler almaları gerektiğini söyledi. Arslan ABD’yi hedef alarak “Bu önlemleri almamak, teröre açık destek vermekle eşdeğerdir. Ancak teröre destek veren ülkeler bu silahların bir gün kendilerine çevrilebileceğini bilmelidirler” dedi. toğlu, Ankara Valisi Kemal Önal, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, askeri yargı temsilcileri, bazı milletvekilleri, hâkim ve savcılar katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, tören salonuna girdikten sonra ana muhalefet lideri Baykal ve diğer davetlilerle tokalaşarak yerine oturdu. başladı. Yurt genelinde adaleti tesis etmenin yanı sıra demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumanın da Yargıtay’ın en önemli ve vazgeçilmez sorumluluğu olduğunu vurgulayan Arslan, “Yüce Atatürk’ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak, Yargıtay da sonsuza kadar görevini sürdürecektir’’ dedi. Anayasada Cumhuriyetin niteliklerinin açıkça belirtildiğini, devletin bu niteliklerinin değiştirilemez olduğu Arslan son kez konuştu Arslan, aralık ayında yaş haddinden emekliye ayrılması nedeniyle son kez yaptığı adli yıl konuşmasına, “Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Konuklar, Değerli Meslektaşlarım’’ diye YARSAV’DAN AKP’YE ELEŞTİRİ ‘Yargıya biçim vermeyin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yargının sorunlarının arka planda, yargıya biçim vermek amacıyla değil, evrensel ilkeler çerçevesinde yaklaşılarak giderilmesini istedi. Eminağaoğlu, “YARSAV’a yönelik artarak süren baskılar, geçen adli yılda siyasi irade tarafından, aslında nasıl bir yargı istenildiğini göstermiştir” dedi. YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, yayımladığı mesajda, kendilerine yapılan baskılara dikkat çekerek, bu nedenle birliğin “yargı bağımsızlığı için faaliyette bulunan değil, mücadele eden bir kuruluş’’ haline geldiğini belirtti. Genel seçimlere katılan tüm siyasi partilerin seçim beyannamelerinde yargı bağımsızlığına yer verdiğine işaret eden Eminağaoğlu, bu tablonun Türkiye’de yargı bağımsızlığının özlenen düzeyde sağlanamadığı gerçeğini yansıttığını vurguladı. Eminağaoğlu, yeni adli yılın sorunlu bir ortamda başladığına dikkat çekerek şu görüşlere yer verdi: “Ülkemizde yargı bağımsızlığının evrensel düzeyde gerçekleştirilmesi amacıyla faaliyette bulunmak üzere kurulan YARSAV’a yönelik artarak süren baskılar da geçen adli yılda siyasi irade tarafından, aslında nasıl bir yargı istenildiğini göstermiştir. Yeni adli yılın, yargıdaki sorunlara duyarsız kalınmayacağı, ancak yargının sorunlarını arka planda yargıya biçim vermek amacıyla değil, evrensel kabul gören ilkeler çerçevesinde yaklaşılarak mevzuat ve uygulama değişikliğine gidileceği, YARSAV’ın yargı bağımsızlığı için mücadele eden değil, faaliyette bulunan kuruluşu kimliğine kavuşacağı bir yıl olmasını diliyorum.’’ si gerektiği üzerinde duran Arslan, “Bugün bazı devletlerin doğrudan ve dolaylı olarak teröre destek verdikleri bilinen bir olgudur. Terör örgütlerinin kullandıkları araç, gereç, silah ve mühimmatın devletlerin tekel ve denetiminde olduğu nu ve değiştirilmesinin teklif bile edi yadsınamaz bir gerçektir’’ dedi. Devletlerin silah ve mühimmatın telemeyeceğini vurgulayan Arslan, rör örgütlerinin eline geçmesini önle“Cumhuriyetin temel niteliklerine yici tedbirler almaları gerektiğinin alherkes sahip çıkmalı; Cumhuriye tını çizen Arslan, isim vermeden ti, Atatürk ilke ve inkılapları ile ABD’yi hedef aldı. Arslan, “Bu önCumhuriyetin kazanımlarını koru lemleri almamak, teröre açık desmak konusunda her kurum ve her tek vermekle eşdeğerdir. Ancak teyurttaş kendisini görevli saymalıdır. röre destek veren ülkeler bu silahÇağdaşlığın ve uygar dünyada say ların bir gün kendilerine çevrilebigın bir yer almanın gereği budur’’ leceğini bilmelidirler’’ dedi. Türkidiye konuştu. ye’nin, terörün üstesinden gelecek gü‘Devletlerin önlem alması gerek’ ce sahip olduğunu vurgulayan Arslan, “Sabırlı ve hoşgörülü Türk milTeröre karşı bireylerin, kurum ve kuletinin sabrının bir sınırı olduğu ruluşların hep birlikte mücadele etmeunutulmamalıdır’’ dedi. Arslan, şöyle devam etti: “Yerindeliği kanıtlanmış bir atasözümüzde vurgulandığı üzere, ‘silahın sahibine sadakati yoktur’. Teröre doğrudan ve dolaylı destek veren ülkelerin uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka uygun davranmalarını Yargıtay Başbekliyoruz. Ülkemizde gerici ve kanı Osman bölücü terör dış destekli olarak Arslan ve beravarlığını sürdürmektedir. Teröberindeki here karşı mücadele ülkemizin en yet, adli yılın doğal ve meşru hakkıdır. Hubaşlaması nekuk devleti olarak terörle müdeniyle Anıtkacadelenin zorluğu bilinmektebir’e gitti. Arsdir. Devletimiz hukuk kurallalan, daha sonra rından vazgeçmeden terörle müYargıtay’da dücadeleyi sürdürmektedir ve sürzenlenen törendürecektir. Silahlı kuvvetleride bir konuşma miz ile güvenlik güçlerimiz teyaptı. (Fotoğrörle mücadelede üstün çaba ve raflar: AA) gayret göstermektedirler. Ancak bu konuda diğer kuruluşlarımıza ve yurttaşlarımıza da görevler düşmektedir. Daha güzel bir dünyada ve ülkede yaşamak istiyorsak; terörü bitirmek için, herkes görevini eksiksiz yerine getirmelidir.’’ Uykuları kaçan zavallı kafalar Kentlerimizin caddelerinde gerçek aşk ve sevgiyi simgeleyen yapıtlar oluşturmaya çalışan çağdaş kafalar ile, oldum olası bilinçaltlarında cinsellik dürtüleri yüzünden uykuları kaçan zavallı kafaların, geleceğe yönelik suçüstü baskınlar oluşturma çabaları bitip tükenmek bilmiyor. Kemer Kaymakamı, Antalya Valisi, İçişleri ile Kültür ve Turizm Bakanlarının ortaya koyacakları yanıtları, Kemer’deki gönüllü “ahlak ve din polisleri’’nin sokak baskını tehditleri altında kalacak mı? İkinciler, müstehcen gördükleri heykel kaldırılmazsa, “taşlama tehditleri”nden söz ederek “kaba kuvvet”in duruma el koyabileceğinden söz ediyorlarmış. Görünen köy bir tane değil ki.. Tıpkı, Samsun’un Terme ilçesinden İstanbul’a giden Metro Turizm’in bir otobüsünde, akşam namazını kılacaklarını söyleyerek, belirlenmiş mola yerinden önce, arabayı durduran bazı yolcularla ilgili haberde yazıldığı gibi. 2 Eylül’de gerçekleşen olayın haberini “Milliyet”te okudum. Dün de Oktay Ekşi, “Görünen Köy” başlıklı yazısında, şayet benzerleri de gelişerek devam ederse karayolları trafiğine sekte vuracak bir tehlikeyi büyüteç altına alıyordu. Kemer ya da Terme’deki, bu “masum” ve “küçük” isteklerin yeni Cumhurbaşkanı’nın “..bir hak ve özgürlükler sistemi içerisinde farklı hayat tarzları için özgürleştirici bir model olduğu kadar” diye tanımladığı laiklik ilkesinin AKP’nin hazırlattığı anayasa paketinde, orasından burasından ne hale getirileceğine yönelik kuşkuların arttığı bir döneme rastlamış olması ilginçtir. Tepki görmez de yaygınlaşırsa, karayollarındaki toplu taşımacılık sistemi, her otobüsteki yolcu çoğunluğunun eğilimine göre, ya düzenli olarak işleyeceği; ya da karmaşa içine gireceği için, sadece yolcuları ve taşımacı kuruluşları değil; devleti de ilgilendirmesi gereken bir olaydır. ‘Türk milleti kavramı etnik kökene dayanmaz’ Başbakan Erdoğan tarafından gündeme getirilen “alt kimliküst kimlik” tartışmalarına da değinen Arslan, anayasanın 3. maddesinde geçen “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’’ ifadesini anımsattı. Bu hükmün değiştirilemeyeceğine işaret eden Arslan, şunları kaydetti: “Kuruluş yıllarında Atatürk, milleti ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir’ biçiminde tanımlanmıştır. Anayasanın 66/1. maddesi ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı bulunan herkes Türk’tür’ hükmüne yer vermiştir. Her iki tanımda da Türk sözcüğünün etnik anlamda kullanılmadığı, ülke üzerinde yaşayan bütün bireyleri kapsadığı görülmektedir. Bir başka anlatımla, Türk Milleti kavramı ırka, dine ve etnik kökene dayanmamakta, bireyler arasında hiçbir ayrım kabul edilmemektedir.” Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Yargı çalışanları adli tatilden şikâyetçi Birleşik Büroİş Genel Başkanı Tekin Yıldız ise Güvenpark’ta yaptığı basın açıklamasında, adli tatilin, iş yükünün 1 ay ötelenmesinden başka bir şey olmadığını söyledi. Bu tatilden sadece hâkim ve savcıların yararlanabildiğini belirten Yıldız, çalışanların yıllık izinlerini hâkim ve savcıların onayıyla kullanabildiklerini kaydetti. GÜL RESEPSİYONA KATILMADI Yargı yılının açılışı nedeniyle Devlek Konukevi’nde bir resepsiyon verildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılmadığ resepsiyona TBMM Başkanı Köksal Toptan eşiyle birlikte geldi. Gül’ün, resepsiyona “Cumhurbaşkanı ve Eşi’’ yazan çelenk gönderdiği görüldü. Başbakan Tayyip Erdoğan, resepsiyonda, kendisine yargının sorunlarından bahseden Yargıtay Birinci Başkan Vekili Osman Şirin’e “Bu dönem yargının kalkışa geçme zamanıdır” yanıtını verdi. Şirin’in yargının elindeki olanaklarla bunun mümkün olmayacağını söylemesi üzerine Erdoğan, “Size araç gereçleri veriyoruz” dedi. Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Kudret Güven’in üniversitelerin ekonomik sorunlarını anımsatması üzerine Erdoğan, “Sizde para bol zaten, devletten iyi para alıyorsunuz” dedi. Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, resepsiyona türbanlı eşiyle katıldı. Fotoğraf: IRMAK ERDOĞAN Adliye önünde açıklama yapan ÇHD üyesi bir grup avukat, polis tarafından engellenmek istendi. AKP’ye ‘anayasa’ uyarısı TBB Başkanı Özok, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ve temel değerlerini inkâr etmeyen, laiklik ilkesini sulandırmayan bir anayasa hazırlanması temel dileğimizdir” dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, yeni anayasa çalışmalarında yaşanan sürecin, katılımcı, saydam ve gün ışığında yönetim anlayışıyla örtüşmediğini söyledi. Özok, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ve temel değerlerini inkâr etmeyen, laiklik ilkesini sulandırmayan, ülkemizin tam bağımsızlığından ve bölünmez bütünlüğünden, tüm yaşam alanlarının demokratikleşmesinden yana bir anayasanın toplumsal uzlaşma ve anlayış içinde hazırlanması temel dileğimizdir’’ dedi. Özok, adli yılın başlaması nedeniyle Yargıtay’da düzenlenen törende yaptığı konuşmada, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinden sonra yeni bir anayasa yapılması için düğmeye basıldığını belirterek “Bu sürecin katılımcı, saydam ve gün ışığında yönetim anlayışıyla asla örtüşmeyen bir biçimde son derece gizli ve saklı bir şekilde sürdürüldüğünü’’ vurgulayan Özok, yakında kamuoyuna açıklanacağını umdukları taslağa önemli katkıları olacağına inandıklarını söyledi. İktidar partisinin hazırlamış olduğu anayasa önerisine karşı görüş ve düşüncelerini belirlemek için bilim insanlarından yeni bir kurul oluşturduklarını anlatan Özok, çalışmalar tamamlandıktan sonra yeni anayasayla ilgili görüş ve düşüncelerini kamuoyuna açıklayacaklarını belirtti. Yargının sorunları Konuşmasının son bölümünde yargının sorunlarına değinen Arslan, yargıya yönelik eleştirilerin, bilimsel ve hukuki olması, kararı verenlerin değil, kararın eleştirilmesi gerektiğini belirterek “Münferit kararlar gündeme getirilerek, toplumda yargı sürekli yanlış karar veriyor endişesi yaratılmamalıdır’’ dedi. Arslan, “Unutulmamalıdır ki, yargı herkese lazımdır. Yıpratılmış bir yargı görevini ve işlevini tam olarak yerine getiremez. Kuşkusuz bundan en büyük zararı ülke görür’’ diye konuştu. Temel yasalardan olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yenilenmesi amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı hazırlandığını anımsatan Arslan, tasarının bu yasama yılında yasalaşmasının beklendiğini anlattı. “Tasarıda öngörülen hükümlerle hâkimler aleyhine dava açılması, kolaylaştırılmanın ötesinde adeta özendirilmiştir’’ diyen Arslan, bu konunun hâkim teminatını ilgilendirdiğini vurguladı. Arslan bu konuda ölçülü ve dengeli bir çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi. Konuşmasının bir bölümünde Cumhurbaşkanı Gül’e hitaben “Sayın Cumhurbaşkanı” diyen Yargıtay Başkanı Arslan, hemen ardından “Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek düzeltme yaptı. Avukatlara polis engeli İstanbul Haber Servisi Adli yıl başlangıcı nedeniyle, Beşiktaş’ta özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin önünde açıklama yapmak isteyen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, güvenlik güçlerinin engeliyle karşılaştı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen ÇHD üyeleri, savcılığın talimatı olduğu gerekçesiyle, polislerce bahçeden çıkarılmak istendi. Avukatlar, uzun süren tartışmaların ardından, savcı ile görüştükten sonra açıklama yapabildiler. Polislerin tutumuna tepki gösteren ÇHD yönetim kurulu üyesi avukat Ebru Timtik, “Savcının ne dediğini anlayabilen adli kolluğun kurulmasını istiyoruz. Demokratik olmayan özel yetkili ağır ceza mahkemeleri kaldırılmalıdır” dedi. Grup adına açıklama yapan avukat Zeycan Balcı Şimşek, çetelerle bağlantıları olduğu ileri sürülen emniyet yetkililerinin ve yargı mensuplarının görevlerinden uzaklaştırılması gerektiğini vurguladı. ‘Birliktelik yaratacağız’ Bu taslak çerçevesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üniversitelerle paylaşacakları bir birliktelik yaratacaklarını dile getiren Özok, şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, temel değerlerini inkâr etmeyen, zayıflatmayan, ancak çağdaş değerlere uluslararası medeniyetlerin oluşturduğu hukuka, uluslararası gelişme ve değişimlere uygun aydınlanma çağının ürünü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini teşkil eden laiklik ilkesini sulandırmayan, ülkemizin tam bağımsızlığından ve bölünmez bütünlüğünden, tüm yaşam alanlarının demokratikleşmesinden, emekçilerin çıkarlarından, tüm yurttaşlarımızın temel insan haklarına eksiksiz olarak sahip olmasından, laik, sosyal hukuk devleti ilkesinin ödünsüz olarak yaşama geçirilmesinden yana bir anayasanın toplumsal uzlaşma ve anlayış içinde hazırlanması temel dileğimizdir. Anayasada Atatürk ilke ve devrimlerinden söz etmenin toplumun ilerlemesini, çağdaş de ğerlerle buluşmasını, ulus üstü metinleri özümsemesini kısaca çağcıl bir anayasal toplumun yaratılmasını engelleyeceğini ileri sürmek ve bu görüşlere katılmak mümkün değildir.’’ Anayasa Mahkemesi’nin hukuk devletinin temel yapısını oluşturduğunu ve yargı bağımsızlığının en önemli işlevini yerine getirdiğini anlatan Özok, “Demokrasinin çoğunluk yönetimi ve çoğunluğun dilediği gibi yönetmesi olarak sunulması gerektiği anlayışının giderek daha yüksek sesle telaffuz edildiği Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmeye ve işlevlerini sınırlandırmaya yönelik girişimleri dikkatle izlemek ve olumsuz yapılanmalara karşı durmak gerekmektedir’’ diye konuştu. Adliye önünde açıklama İstanbul Barosu Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Avukatları Koordinasyon Kurulu’nca Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yapıldı. Avukat Nejat Kazan, “Ülkemizde bulunan tüm insanların adalete erişmelerini, can güvenliklerini sağlamak, işkence ve kötü muameleye karşı çıkmak avukatla temsil hakkının güvence altına alınmasıyla mümkün olabilir’’ dedi. Kazan,5560 sayılı yasa ile sanıkların müdafi yardımından yararlanma haklarının kısıtlandığına, bu nedenle avukat yardımından yararlanamayan binlerce kişinin adalete ulaşamadığına dikkat çekti. Yargı bağımsızlığı vurgusu Yargıtay Başkanı Osman Arslan gibi yargı bağımsızlığına da değinen Özok, yargıç bağımsızlığı, güvencesi ve tarafsızlığının adil yargılanma, temel hak ve özgürlükler açısından önem taşıdığını söyledi. Özok, avukatlık mesleğinin sorunlarına değinirken de avukatların yargılamanın temel ayaklarından biri olduğunu belirtti ve “silahların eşitliği’’ ilkesinin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok, AKP’ye hazırlıklarını sürdürdüğü anayasa taslağıyla ilgili uyarılarda bulundu. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear