26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2007 CUMA 4 HABERLER AKP, anayasa taslağı üzerindeki çalışmalarla ilgili kamuoyuna bilgi vermekten kaçınıyor Adı sivil kendisi gizli taslak K EMAL KILIÇDAROĞLU ‘Sendikal örgütlülük teşvik edilmeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi ile yönetim kurulu üyeleri dün CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek 60. hükümet programı üzerindeki görüşmeler sırasında “medya özgürlüğü ve ulusal basında çalışan tüm gazetecilerin TGS’ye üye olması zorunluluğunun getirilmesine” ilişkin değerlendirmelerinden dolayı kendisine teşekkür etti. İpekçi, basın özgürlüğünün, sadece medyanın siyasi iktidarlar ve devlet karşısında bağımsızlığından ibaret olmadığını vurgularken “Basın emekçilerinin kendi patronlarına karşı da bağımsızlığının koruma altına alınması gerekiyor. Bunun da yollarından birisi, sosyal ve ekonomik özgürlüklerinin sağlanması, sendikal örgütlülüklerinin yasalarla teşvik edilmesi” dedi. İpekçi, hükümet programından tatmin olmadıklarını vurgularken, “Hükümet programı bir şey ? TGS yönetimi, vaat etmiyor. İş medyaya yönelik yasalarında, baskıları gündeme sendikalar getiren CHP’ye yasasında, teşekkür amacıyla toplusözleşme, grev ve lokavt yasasında Kemal ne tür düzenlemeler Kılıçdaroğlu’nu yapılacağına dair ziyaret etti. çok net ifadeler yok. Kılıçdaroğlu, medya Zoru görmeden bir emekçilerinin düzenlemeye bağımsızlığı ve gitmeyecekler gibi sendikal anlaşılıyor” dedi. örgütlülüğün CHP Grup yasalarla teşvik Başkanvekili Kemal edilmesi önerilerinin Kılıçdaroğlu da yaşama geçmesi görüşmeler sırasında halinde bunun medya konusunda iki öneri getirdiklerini gazetecilikte bir anımsattı. devrim yaratacağını Kılıçdaroğlu, şunları söyledi. söyledi: “Hiçbir medya patronunun, doğrudan ya da dolaylı kamu ihalelerine girmemesini önerdik. Bu, medya patronunun iktidara objektif bakmasının temel koşullarından birisidir. Gazetecinin, medya patronuna karşı bağımsızlığı önemli, bunun için ulusal haber yapan her gazetecinin TGS’ye üye olması zorunluluğunun getirilmesini ikinci bir öneri olarak sunduk. Ben isterdim ki Sayın Başbakan, bizim getirdiğimiz bu teklif konusunda bize teşekkür etsin. Umuyorum, AKP söylemleri, sadece söylem olmaktan çıkar, ete kemiğe bürünür ve bu söylediğimiz öneriler Türkiye’de yaşama geçirilmiş olur. Bunu yaparsak, Türkiye’de gazetecilikte bir devrim yaratmış oluruz, çığır açmış oluruz. Bu, iktidar, muhalefet, gazeteciler, yurttaş, bürokrat için önemli.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa taslağı için “sivil” nitelemesinde bulunan AKP, çalışmalarını ise gizli yürütüyor. Akademisyenlerin hazırladığı taslağın kamuoyuna açıklanmasına izin verilmezken, partinin maddeler üzerindeki önerileriyle ilgili ise hiç bilgi verilmiyor. 1982 Anayasası’nı değiştirmek için çalışmalarını sürdüren AKP, yeni anayasa taslağına “sivil anayasa” nitelendirmesinde bulunmasına karşın çalışmaları gizli yürütmesi tartışmalara neden oldu. AKP, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlığındaki 6 kişilik ko ? 1982 Anayasası’nı değiştirmek için çalışmalarını sürdüren AKP, yeni taslağa “sivil anayasa” nitelendirmesinde bulunmasına karşın çalışmaları gizli yürütmesi tartışmalara neden oldu. Akademisyenlerin hazırladığı taslağın kamuoyuna açıklanmasına izin verilmezken, partinin maddeler üzerindeki önerileriyle ilgili ise hiç bilgi verilmiyor. misyon tarafından hazırlanan taslağı açıklamadığı gibi partide oluşturulan komisyonun çalışmaları konusunda da “ser verilip sır verilmiyor”. AKP yöneticileri, çalışmalarla ilgili içerik vermek yerine “demokratik ve temel hak ve özgürlüklerin ön planda tutulduğu bir anayasa” olacağı yönünde genel söylemler kullanıyor. Anayasa taslağını, kendi oluşturduğu akademisyenler komisyonuna hazırlatan AKP, parti içinde 11 hukukçu milletvekilinden oluşan bir komisyon oluşturmuştu. Söz konusu komisyon, taslak üzerinde yaptığı ilk incelemenin ardından öneriler hazırlayarak akademisyenlere sundu. Akademisyenlerden gelecek yeni öneriler, yine bu komisyon tarafından değerlendirilecek. AKP, gelecek hafta taslağı kamuoyuna açıklamayı planlıyor. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşlara sunulacak olan taslak, gelecek eleştiri, uyarı ve öneriler doğrultusunda yine aynı komisyon tarafından ele alınarak son biçimi verilecek. AKP’nin komisyonunun, ilgili kurum ve kuruluşlardan gelecek önerileri nasıl değerlendireceği, taslağa yansıtıp yansıtmayacağı ise bilinmiyor. Şahin: Noksanlık mı var? Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, NTV’de konuyla ilgili soruları yanıtladı. CHP lideri Deniz Baykal’ın sivil anayasanın Cumhuriyet ve Lozan’ın kazanımlarını tehlikeye atabileceği yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine Şahin, Türkiye’de korku üzerine siyaset yapmanın alışkanlık haline geldiğini belirtti. Şahin, “Cumhuriyet 85. yaşına basacak, hâlâ ‘Cumhuriyet, rejim tehlikede’ derseniz, birileri çıkar, ‘hâlâ nasıl tehlikede, acaba bu rejimde noksanlık mı var?’ diye düşünür” dedi. Taslağın, rejimin, Cumhuriyet’in temel niteliklerini, Lozan Antlaşması’nı tehlikeye düşürdüğüne dair yorumların, “hayal ürünü” olduğunu ifade eden Şahin, bu konulara yönelik hiçbir şeyin taslakta yer almadığını belirtti. Gül, Erdoğan’ı Köşk’te kabul etti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan arasındaki ilk haftalık olağan görüşme Çankaya Köşkü’nde gerçekleşti. Saat 15.40’ta başlayan görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. Gül, kutlamaları kabul etmek için ikinci resepsiyonu ise bugün veriyor. Resepsiyona sivil toplum kuruluşları temsilcileri, dernek, vakıf ve sendikalardan yöneticiler ile basınyayın kuruluşlarının temsilcileri katılacak. C Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda basın toplantısı düzenleyen Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, “Sayın Baykal’ın Alzheimer olmasından korkuyorum” diyerek ağır eleştirilerde bulundu. (Fotoğraf:AA) HP KAYGILI Üniter devlet tehdit altında rimi yapmış. Bir sosyal demokrat lider bırakın Sarıgül ile ilgili bir habere tahammül etmeyi, gazeteyi bile atmaya çalışıyor. Bu sosyal demokrat bir lidere yakışacak bir davranış değil. Bundan sonra Baykal daha da tedirgin olur çünkü gitme vakti geldi. Pazar günü Türkiye’de ilk defa bu kadar büyük boyutlarda, demokratik tepkimizi göstereceğiz. Sayın Baykal’a ‘gitme vaktin geldi’ diyeceğiz.” Baykal ile kişisel bir problemi olmadığının altına çizen Sarıgül, “Ben CHP gençlik kollarından geliyorum, haksızlıklara baş kaldırıyorum. Bir hak arama mücadelesi veriyorum. İstiyorum ki sosyal demokrat hareket artık iktidar olsun” dedi. Genel başkanlıkta gözü olmadığını da ifade eden Sarıgül, “Asla ve asla genel başkan olmayacağım. Benim genel başkanlıkta kaybedecek vaktim yok. Ben partimi iktidara taşıyamadığım gün o görevi bırakırım. Sosyal demokratlar ve Türkiye yeni bir genel başkan adayı aramıyor. Sosyal demokrat hareket yeni bir başbakan adayı arıyor. Ben sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı’na aday değilim. Türkiye, bizim iktidarımızda Kafkaslar’da, Ortadoğu’da, Balkanlar’da ve Avrupa’da lider bir ülke olacak” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM tatile girmeden önce milletvekilleriyle yaptığı toplantıda önümüzdeki süreçle ilgili değerlendirmeler yaptı. Edinilen bilgiye göre Baykal, bu toplantıda AKP’nin sivil anayasa taslağıyla ilgili olarak şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu çalışmaları kim yapıyor, sahibi kim, nereden istimleniyor belli değil. AKP sahip de çıkamıyor. Önce ortaya çıkıp sahiplensinler. Biz de ondan sonra çıkıp değerlendirmemizi yapar, kaygılarımızı, görüşlerimizi söyleriz. AKP’nin gizli gündeminin, örtülü planlarının bir parçası sivil anayasa. Lozan Antlaşması’yla aldığımız hakları geriye götürecek düzenlemeler var. Sivil anayasa görüntüsü altında hukuk devleti yapılanmasının içini boşaltacak, cumhuriyet rejimini hedef alan düzenlemeler var. Çok dikkatli olmalıyız. Bunların düşündüğü anayasa Türkiye’yi geriye götürür. Anadilde eğitim öngören madde üniter devlet için ciddi bir tehlikedir. Türkiye’yi Lozan öncesine götürür. Eğitim dilinin etnik kökene göre şekillenmesi kabul edilemez, çok tehlikelidir. Sızan haberlerde yer alan düzenlemeler cumhuriyete ve ulusal bütünlüğe karşı. Türbanı kamusal alana taşıyacak, üniter devlet yapısını sıkıntıya sokacak yaklaşımlar söz konusu.” Baykal, “anayasa değişikliğine karşı olmadıklarını, ancak bunun uzlaşma ve diyalogla hazırlanması gerektiğini” söyledi. CHP lideri, milletvekillerine “Sivil anayasa görüntüsü altında rejimi hedef alan düzenlemeleri görmezden gelemeyiz. Taslak önümüze resmen konsun, görüşlerimizi, kaygılarımızı dile getireceğiz. Bu süreçte tek diri güç olarak CHP’ye büyük görev düşüyor” diye seslendi. Osmangazi’ye Tekin atandı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Yüksek Öğretim Kurulu’nun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Fazıl Tekin’i atadığı belirtildi. Gül ayrıca boş bulunan YÖK üyeliğine Prof. Dr. Yunus Söylet’in Bakanlar Kurulu’nca yapılan seçimini de onayladı. Milletvekilleri zorlandı ? ANKARA (ANKA) – Milletvekilleri yeni yasama döneminde henüz elektronik oylamaya alışamadılar. 60. hükümet için yapılan güvenoylamasında, aralarında dört bakanın da bulunduğu 46 vekil, sıralarında bulunan ekranda oy kullanamayarak başkanlığa yazılı pusula gönderdi. Oy pusulası gönderenlerin genel kurulda bulunup bulunmadıklarının tespiti nedeniyle 5 dakikalık oylama yarım saatte tamamlanabildi. Oy pusulası gönderen bakanlar, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Devlet Bakanı Mehmet Aydın oldu. Sarıgül, Baykal’a meydan okudu İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, parolalarının “999” ve hedeflerinin de “iktidar’’ olduğunu belirterek 9. ayın 9’unda saat 9’da Ankara’da CHP Genel Merkezi’nin önünde eylem yapacaklarını söyledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a meydan okuyan Sarıgül, istifa çağrısı yaptı. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda basın toplantısı düzenleyen Sarıgül, “Sayın Baykal’ın Alzheimer olmasından korkuyorum” diyerek ağır eleştirilerde bulundu. Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Baykal, heyecanlı, tedirgin. Baykal artık gitme vaktinin geldiğini biliyor. Düşününüz, bir gazete habe Uçak kaçıranlar hakkında fezleke ? ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya Cumhuriyet Savcılığı, 18 Ağustos’ta Lefkoşaİstanbul seferini yapan Atlasjet uçağını kaçıran Filistin uyruklu hava korsanı Momnen Abdül Aziz Talikh ile Mehmet Reşat Özlü hakkında fezleke hazırladı. Fezlekede, El Kaide’nin Afganistan’daki kampında bomba ve silah eğitimi aldığını söyleyen Talikh’in, kardeşinin öğrenim gördüğü KKTC’de bir yıldır yaşadığı ve kardeşinin arkadaşı Özlü ile uçak kaçırma eylemi öncesindeki bir ay aynı evde kaldığının anlaşıldığı kaydedildi. Komisyonlarda ilginç isimler Abdullah Öcalan’ın avukatlarından DTP’li Bengi Yıldız Milli Savunma Komisyonu, yabancı dil bilmeyen Tuncel Dışişleri Komisyonu üyesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM ihtisas komisyonları bu dönem ilginç üyeleriyle dikkat çekecek. Terör örgütü PKK’nin elebaşı Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yapmış olan dört DTP milletvekili zaman zaman Genelkurmay karargâhına gidip brifing alan Milli Savunma Komisyonu’nun da aralarında bulunduğu komisyonlarda görev aldılar. TBMM ihtisas komisyonlarında görev dağılımları da tamamlandı. Geçmişte Öcalan’ın avukatlığını üstlenen Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk Anayasa, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Plan ve Bütçe, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata Adalet ve Batman Milletvekili Bengi Yıldız Milli Savunma komisyonlarında görev aldılar. Cezaevindeyken milletvekili seçilen İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel ise yabancı dil bilmemesine karşın TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi oldu. DTP’nin 20 milletvekilinin bulunması nedeniyle Siirt Milletvekili Osman Özçelik dışında tüm DTP milletvekilleri Meclis’te görev aldı. Özçelik’in kendi isteği doğrultusunda komisyonlara girmediği belirtildi. Böylece DTP’li 15 milletvekili komisyon üyesi olurken, Bengi Yıldız ve Nuri Yaman ikişer komisyona üye oldular. Tuncel’den genel af çağrısı ? ANKARA (ANKA) DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, bir gazeteye yaptığı açıklamada genel af istedi. Tuncel “Kürt sorununun çözüm koşullarının yaratılması gerekiyor. Bunun için de önemli bir adım olarak tüm siyasi tutsakların toplumsal yaşama katılmalarını sağlayacak siyasi bir genel af çıkartılması gerekiyor” dedi. Basketbol Milli Takımımız zorlanarak da olsa finale kalacak sonucu elde etti. Çek basket takımını 8072 yendi ve ilk üçe girdi. Aslında ben bu yazıyı Almanya’ya 7949 yenilmemizin hemen ardından yazmak niyetindeydim. Ancak o gün yazı günüm değildi. Litvanya ve Almanya yenilgileri, haklı olarak herkesi üzdü. Basket takımının başarısız olduğu ve iyi oynamadığı da doğruydu. Özellikle Amerikan NBA liginde başarılı oyunlar çıkaran iki yıldızımız, Mehmet Okur ve Hidayet Türkoğlu bu maçlarda bekleneni veremediler. Buraya kadar her şey tamam. Basket Milli Takımı’nı, Basket Federasyonu’nu, Hidayet ve Mehmet’i eleştirebiliriz. Çünkü iyi oynamıyorlar. Fakat, bir noktadan sonra yine her zaman olduğu gibi iş çığırından çıktı. Medyamızın yüce, yiğit ve keskin spor yazarları aldılar baltaları ellerine ve akla gelmedik hakaretler, aşağılamalara giriştiler. Kendimi o basketçilerin yerine koydum. Olacak gibi değildi. ‘Ruhsuzlar’ ve ‘12 Dev Adam’ ??? Kendim de futbol oynadığım için bilirim, hiçbir oyuncu kötü oynamak istemez, takımının yenilmesini hele hiç istemez. Ayrıca milli maç daha önemlidir. Çünkü arkanızda bir millet vardır. Milli maçta kasten kötü oynayacak bir oyuncu bulamazsınız. Bakın size ciddi gazetelerimizden birindeki köşe yazısından birkaç satır: “Milli formaya ‘üç kuruşluk’ saygısı olan biraz olsun direnir, mücadele eder, en azından onur ve gururunu ayaklar altına almamak için çaba gösterirdi.” Bir başka gazetenin spor sayfasındaki manşeti ise “Ruhsuzlar”dı. Milli takım oyuncuları eğer bu yorumları İspanya’da internete girip okuduysalar, Çek maçına acaba nasıl çıktılar? ??? Spor basınının Almanya’ya farklı yenilginin ardından Basket Milli Takımımıza karşı yazdıkları, aslında genel bir hastalığımızın da yansıması sayılmaz mı? Ülkemizin siyasi konuda yazanları da, ekonomi konusunda yazanları da, spor konusunda yazanları da aynı ruh hali içinde davranıyorlar. Beğendikleri kimseleri, kendi tercihlerine yakın duranları yere göğe koyamıyorlar. Onun kusurlarını, eksiklerini görmüyorlar, göstermek isteyenlerden de hoşlanmıyorlar. Beğenmediklerini de yerin dibine batırıyorlar. Yerden yere vuruyorlar. Herkesin de öyle söylemesini istiyorlar. ??? Sporda tabii ki duygular olacak. Heyecan olacak, alkış olacak, protesto olacak. Dünyanın her yerinde bu var. Dünyanın her yerinde heyecanlı taraftarların taşkınlıklarına da tanık oluyoruz. Ortalığı kırıp geçirenlerine de. Bizimki sanki biraz daha değişik. Bir yüzeysellik, bir günlük düşünme hastalığı söz konusu gibi. Çünkü bir gün önce yere göğe koyamadığımız sporcuları bir maç sonra hemen defterden silip yerle bir edebiliyoruz. Spor basını bu konuda daha bir çığırtkan ve kışkırtıcı bir tutum sergiliyor. Yanlış anlaşılmasın, spor basınında işini iyi bilen, okumaktan zevk aldığım, öğrendiğim çok sayıda yazar bulunuyor. Ancak yine de spor haberlerinin başlıklarında bir ilkellik, bir yalınkatlık, bir yüzeysellik diğer haberlere göre daha fazla. ??? Överken de, döverken de aşırı ve kontrolsüz bir tutum izliyoruz. Bir zamanlar İtalyan kravatlarını sokaklarda yaktığımız günleri unutmayalım. Aynı şekilde bir başka olay nedeniyle İtalya’yı övdüğümüzü de hatırlıyorum. Düşünce dünyamızın en önemli sorunlarından birisi de duygularımızla, gerçekleri bir birine karıştırmamız. Bir şeyin nasıl olmasını istiyorsak, onu öyle görüyoruz. Öyle olacağını sanıyoruz. Sonra gerçeklerle yüz yüze gelip, düşündüğümüzün ve beklediğimizin tam tersi sonuçla karşılaşınca, kendi yüzeyselliğimizi sorgulamak yerine suçu başkasına atarak rahatlıyoruz. Bu bizim doğru düşünmemizi sağlamıyor. Yanlışa yeni yanlışların eklenmesini beraberinde getiriyor. Gerçeklerden kopup hayal âleminde yaşamaya başlıyoruz. ??? Basketbol Milli Takımımız sonuç olarak bir yarışa girdi. Bu yarışı bazı ülkelerin takımları kazanacak, bazıları da kaybedecek. Her millet kendi takımımın kazanmasını ister. Sonunda bazıları kazanır bazıları kaybeder. “Ruhsuzlar” diye bağırdığımız o gençleri daha kısa bir süre önce kahraman sayıyorduk. Onlar aslında ne kahraman ne de ruhsuz, sonuç olarak onlar sporcu. Kazandıkları gibi kaybedecekleri de bir gerçek… Çarşı cinayetinde 1 kişi gözaltında ? İstanbul Haber Servisi Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın tribün liderlerinden Ferdi Aslan’ın, geçen cumartesi günü silahla vurularak öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında bir kişi gözaltına alındı. Polis, soruşturma kapsamında Ayhan G’yi, Şişli’deki evinde gözaltına aldı. CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear