23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNE-I TERAKKİ ; : • • • • • • • ! •• r 1 '. . ; TURHAN SELÇUK NE OLpl) DÜHÜST TABİATLI İSTANBUL'. EFENDİSİ ABDÜLCJUSBAZ1 IN HARİKULÂDE MACSRALARI OT KAFALILAİK? Eğitim yuvasma dönüşen çocuk tutukevlerinde, hayat kurtarmanm güzelliği anlatılıyor içinbirşans daha 90 YATAKLI MERKEZ Sokaktaki \~* • çocuga ış eğitiıııi Haber IVIcrkc/i - tstanbul Büyük- şehir Belediyesi Sağlık tşleri Mü- dürlüğü bünyesinde kurulan tstan- bul Sokak Çocuklan Meslek Edin- dirme Merkezi'nde (ÎSMEM) so- kakta yaşayan gençler iş yaşamına kazandırılıyor. "16yaş veüstü gençlerin giinlük baknnlarınm, te- mel cğitimlcriııin, mesleki egitimle- rinin ve sosyal rehabilitasyonları- nın uzman ekiplerce sağlanmasını" hedefleyen bir proje kapsamında hayata geçirilen tSMEM'de sokak- ta yaşayan 16 yaş ve üzeri 63 gen- ce mesleki eğitim veriliyor. Tuzla Aydınlı köyünde hizmet veren 90 yatak kapasiteli merkezde, maran- gozlıık, berberlik, bahçıvanlık, sıh- hi tesisatçılık, elektrik tesısatçıhğı, terzi ve inşaat ustalığı ile aşçılık, bılgısayar ve muhasebe gıbı alan- larda eğitimli gençler yetiştiriliyor. BARBAROS ÇOCUK KÖYÜ Izmir Valiliği psikolog görevlendirdi tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Barbaros Çocuk Köyü'ndeki cin- sel taciz savlanyla ilgili, savcılık hazırhk soruşturması sürerken tz- mir Valiliği'nin psikologlara hazır- lattığı raporda, çocuklann geliş- meler nedeniyle psikolojik zarar gördüğü belirtildı. Ege ve Dokuz Eylül üniversıtelerı psıkoloji bölü- mü akademisyenlerinin Vali Yusuf Ziya Göksu'ya sıınduğu raporda, çocuklann, olayın kamuoyuna su- ııuluş biçiminden rahatsız oldukla- rı ve bu nedenle toplum içine çık- maktan çekindiklerini söyledikleri yer aldı. Vali Göksu, yaptığı açık- îamada, Barbaros Çocuk Köyü'ndeki işleyişin normale döndüğünü belirterek çocukların normaî yaşamlarına dönebilmcsi için piskolog vc rchber öğrctmen görevlendirdiklerini söyledi. • Çocuklara ilkyardım eğitimi veren eğitimciler, "Çocuk aynı çocuk. Biri cici çocuk, biri kötü çocuk değil. Buradaki çocuklar eğitime daha açlar, çok istekliler, ne öğretseniz hemen alıyorlar" diyor. İlkyardım derslerine büyük ilgi gösteren tutukevindeki çocuklar da birine yardım etmenin mutluluğunu yaşıyor. ŞULE KÖKTÜRK Çocuk tutukevi ve ıslahevlerini eğitim yuvasına dönüştürme proje- si kapsamında tstanbul H Tipi Ceza- evi'nde tutuklu bulunan çocuklar ya- şam kurtarmayı öğreniyor. Birine ya da bir şeye zarar verdikleri iddiasıy- la cezaevıne konulan bu çocuklann şans verildiği zaman yaşam kurtar- manın güzelliğini öğrenmeleri çar- pıcı bir şekılde çıkıyor karşımıza. İlkyardım derslerini büyük ilgiyle izleyen çocuklar, "Birine yardım et- menin güzel bir duygu olduğunu" söylüyorlar. Çocuklara ilkyardım eği- timi veren eğitimci Gülümser Polat, eğitim sırasında çocuklardan olum- suz herhangi bir tepki almadığını be- lirterek "Çocuk aynı çocuk. Biri sa- dece suça itilmiş; biri cici çocuk, biri kötü çocuk değil. Buradaki çocuklar eğitime daha açlar, çok istekliler, ne öğretseniz hemen alıyorlar" dıyor. HEDEF 1100 ÇOCUK Semiha Şakir Vakfı ile Adalet Ba- kanlığı arasında imzalanan protokol gereği, 5 yıl içinde 7 çocuk tutukevi ve ıslahevim eğitim yuvasına dönüş- türecek proje kapsamında, suça itil- miş çocuklara geçen kasım ayından bu yana ilkyardım eğitimi veriliyor. Bugüne dek Dıyarbakır E Tipı Ce- zaevi Çocuk Bölümü, Elazığ Çocuk Islahevi ve Elazığ E Tipi Cezaevi Çocuk Bölümü'nde verilen eğitim- ler, tstanbul H Tipi Cezaevi Çocuk Bölümü'nde sürüyor. Bu yıl soııuna kadar Ankara Çocuk Islahevi, Elma- dağ Çocuk Tutukevi, Izmir Çocuk tutukevi, Izmir Çocuk Islahevi ve Bergama M Tipi Cezaevi'nde gerçek- leştirilmesi düşünülen eğitimler kap- samında 1100 çocuğa ulaşılması he- deflenıyor. Derslerine katıldığımız çocuklar önce biraz çekingen davranıyorlar, an- Sırada cinsellik eğitimi var Proje Koordinatörü Erhan Yavuz, vak- fın önümüzdeki aylarda yapılacak çalış- tnaları konusunda da bilgi veriyor: "Yeni başlayacak olan 'Ergenlerin Cin- sel Sağlık Hakları' konulu, AB 'nin onay- ladığı birprojemiz var. Mart başından iti- baren 7tutukevi ve ıslahevinde uygulana- cak. Profesyonelbir ekip uygulayacağıpro- jenin koordinatörlüğünü, Semiha Şakir Vakfı üstleniyor." tstanbul H Tipi Cezaevi Müdürü Sedat Tekin ise eğitimlerin çocuklar üzerinde çok büyük etkisi olduğunu vurguluyor. Sedat Tekin, "Saldırganlıkları azaldı. Önceden çocuğa değer verilmemiş. Çocu- ğa dinlemeyi, konuşmayı öğretiyorsun, söz hakkı veriyorsun. Daha önce söz hakkı vermemiş kimse bu çocuğa sokakta, söz hakkı verdiğin zaman çocuğun kendine güveni geliyor" diye konuşuyor. DERSLERE İLGİ BÜYÜK Beş yılda yedi çocuk tutukevini eğitim yuvasına dönüştürecek proje kapsamında, suça itilmiş çocuklara kasım ayından bu yana ilkyardım eğitimi veriliyor. cak sohbet ortamı oluş- maya başladığında, ak- tif bir şekilde derse ka- tılan birçocuğun gözle- rinde merak pınltısı yan- maya başlıyor. Hocam diye hitap edi- yorlar önce ve ardından sorulanmızı yanıtlıyor- lar birbirlerinin sözle- rini kesmeden. Biri "Ya- ralıyı nasıl kurtaracağı- ı ııızı, nasıl yardım ede- ccğiıni/i öğrendik" di- yor, diğeri "Birine yar- dım etmek güzel bir şey" derken bir başkası onun sözünü tamamlıyor: "Yaşanı kurtarmak güzel bir duy- gu..." Sonra derste neler öğrendikle- rini anlatıyorlar: "Öncelikleambulans için habervermemizgerekiyor. Nere- de olduğumuzu söylüyoruz; adresi tam olarakverenıiyorsaktarif ediyo- ruz. Kendi telefon numaramızı veri- yoruz,yarah sayısını bikliriyı>ıw, son- ra bizim yapabileceğimiz bir şey var- sa onu yapıyoruz". Yargılanma esnasında tutukluluk Proje Koordinatörü Erhan Yavuz (solda) ve Istanbul H Tipi Cezaevi Müdürü Sedat Tekin. sürelerini dolduran çocuklar, zaman- lannın iyi geçtiğini söyleyerek düzen- lı olarak ödevlennı yaptıklanm da dile getiriyorlar. Kimı ortaokul eğı- timine yine cezaevinde açılan eğitim- öğretim bölümünde devam ettiğini an- latıyor. Bir başkası ıse katıldığı re- sim derslerinde hissettiklenni şu söz- lerle ifade ediyor: "Resim yaparken kendimi dışarı- da gibi hissediyorum. Resimlerim asıldı,onlan orada görünce çok mut- lu oldum." Çocuklara eğitim öncesi ve sonrası birer test uygulayıp gelışimlenni de ölçtüklerinı ifade eden Gülümser Polat, başarının yüzde 70'in altına düşmediğini belirterek bir anı- sını şöyle aktanyor: "Biröğ- rencim son testte on sonıdan onunu da doğruyaıutlamış ve 'Hayatımda ilk defa 100 aldım, bu benim için çok önemli liit- fen imzalar mısınız, koğuşu- ma asmak istıyorum' dedi ve bcn inızaladıktan sonra tcst kâğıdını koğuşuna astı. Bu onun için ne kadar büyük bir muthı- luksa benim için de öyle oldıı." Semiha Şakir Vakfı Genel Koor- dinatörü Osman Şibik de 2 aydır Is- tanbul H Tipi Cezaevi'nde Adalet Bakanlığı'nın izniyle kendilerine sağlanan mekânda sürekli olarak eği- tim verdiklerini belirterek bu süre içinde yaklaşık 380 çocuğa çcşitli eğitimler verdıklennı söylüyor. Şibik, "Buraya çeşitli dönemler- de, 100'eyakıngönüllümüzgeliyorvc eğitim veriyor" diyor. ENTERNET / MEHMETSUCU mehmet(a)cumhuriyet.com.tr Türkiye büyük uluslararası sermayenin işta- hını kabartan bir pazar. Bunun en güzel örne- ği bayram değil seyran değilken Türkiye'ye ge- lip bizi öpmeye çalışan "Büyük Birader Bill Gates." Microsoft'un sahibine Büyük Birader tanımlamasını biz yakıştırmıyoruz. George Orvvell, "Bindokuzyüzseksendört" isimli romanında, Büyük Birader'in herkesi gö- zetlediği ve davranış kahplarını belirlediği birdün- yayı anlatır. Bugün geldiğimiz nokta aslında Orvvell'in karşı ütopyasından da kötü. Yeryüzündeki bilgisayarların yüzde 90'ından fazlasında Bill Gates'in programları kullanılı- yor. Hatta Gates'in programına alternatif ola- rak geliştirilen Linux'u internetten edinebilmek isteyen sıradan bir bilgasayar kullanıcısının in- ternete girebilmek için Windows kullanması gerekiyor. Bilgisayarınızdaki Gates'in program- larının tüm hareketlerinizi izlediği ve Microsoft'a gereken bilgileri gönderdiği artık hemen herke- sin bildiği bir gerçek. Yani hangi intemet sitelerini ziyaret Büyük Birader Bizi Niye Öptü?.. sunuz, kimlerden e-posta alıp veriyorsunuz, hangi programları kullanıyorsunuz? Bu sorula- rın yanıtlarını Microsoft sizden daha iyi biliyor. Aslında okurlarımız bu konuya yabancı değil. Çünkü bu köşede defalarca bilgi tekelinin teh- likelerine dikkat çektik. 2003 yılının temmuz ayında bu köşede şu ifadelere yer vermişiz: "1984 'te sözü edilen tele ekranlarbilgisayar ola- rak karşımıza çıkarken 'düşünce polisi' de de- ğişik giysiler içinde ortada dolaşıyor. Enfor- masyon çılgınlığı artık sınırları zorluyor. Global- leşme adı altında 'tek tip kültür' dayatılıyor." 21 Ocak 2003 tarihinde ise şunları yazmışız: "Unux International Başkanı Jon 'Maddog' Hall, 'Microsoft eşliğinde VVindovvs kaynak kodunu görmek, Saddam rehberliğinde kitle imha si- lahı aramaya benzer' yorumunu yapıyor. 6a- zılannca Büyük Birader olmaya çalışmakla, bazılarınca da Büyük Birader olmakla suçla- nan Microsoft'un son kararı herhalde daha uzun bir süre tartışılacak. Ancakyine de bu şir- ketin kaynak kodlarını sadece devletlere aç- ması anlamlı." Aslında sadece Microsoft değil, dünyanın devleri ABD ve AB de Büyük Birader olmaya soyunuyor. ABD'nin geliştirdiği ECHELON ve AB'ningeliştirdiğiENFEPOLsistemleri dünya- nın her yerindeki elektronik bilgi akışını denet- liyor. Genellikle terörist faaliyetleri izlemekte kullanıldığı öne sürülen bu dev kulaklartelefon, faks, teleks, internet gibi tüm sistemlere sızı- yor ve izliyor. Böylesi bir sistemde ABD ve AB gibi ülkelerin yanı sıra Microsoft gibi dünyanın hemen her yerinde programları kullanılan ku- rumların birlikte hareket etmeleri çok da yadır- ganmamalı. Peki Microsoft'un kaynak kodunun bazı kı- sımlarını, yine bazı devletlere açıklama kararı alan patronunun, bu Türkiye veAvrupailgisi ne- reden geliyor. Sorunun yanıtı aslında çok ba- sit. Microsoft için Hindistan, Çin ve Almanya ile başlayan ve giderek artan bir ulusal yazılım tehlikesi var. Bu ülkeler bilişim çağını yaşadı- ğımız şu günlerde stratejik bilgilerinin Büyük Bi- rader'in eline geçmesini istemiyor. Bill Gates'in Avrupa ziyaretinin özellikle AB mahkemelerinin bilineni açıklamasının ardından yapılması anlamlı. AB mahkemeleri geçen ay- larda Microsofl'u tekelcilikten mahkûm etmiş- ti. Türkiye'de ise AKP hükümeti işin kolayına kaçıyor. Aylarcayıllarca uğraşıp yeni bir yazılım üret- mek veya tüm dünyada artık daha güvenli ve kaynak kodları açık olarak dolaşan Linux'u ter- cih etmek yerine süpermarketlerde satılan Mic- rosoft ürünlerine ragbet ediyor. Bireysel özgür- lükmüş, ulusal güvenlikmiş, Büyük Biradermiş kimin umurunda. DUZYAZI ORHAN BİRGİT İyi Polis: Condoleezza ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı, adeta "ceeee" der- cesine Ankara'ya bir günlük, ama yoğun ilişkilerle geçen bir ziyaret yaptı. O bir gün içerisine, Mosko- va'dan kendisi ile görüşmek için gelen Rus Dışişleri Bakanı ile Esenboğa Havaalanı'ndaki görüş alışve- rişini de sığdırdı. Beyaz Saray'ın "dişi şahin"\ olarak bilinse de Con- doleezza Rice'ın Ankara'daki basın toplantısında söyledikleri, Türk kamuoyunun duymak istedikleri ile örtüşen şeylerdir. ABD'nin yeni bakanları, görevlerine başlayabilmek için Senato'nun özel komisyonunda kendilerini anla- tırlar, yapacaklarını sıralar ve soruları yanıtlarlar. Bu bir tür "mülakat" sınavıdır. Bayan Rice, Ankara'da AKP Hükümeti'nden "stra- tejik işbirliği" için Türk kamuoyunu ikna etme isteğin- de bulunurken, öylesine popülist bir rüzgâr estiriyor ki, terorizmin patron örgütü El Kaide ile çok önemli bir taşeron örgüt olan PKK'yi bir tutuyor. O değerlendirmede içten olduğunu bilsem, Ab- dullah Gül'den hepimizin adına Bayan Condoleez- za'nın boynuna sarılıp yanaklarından öpmesini iste- yeceğim. Ancak herkes biliyor ki El Kaide'yi yok et- mek için Afganistan'ı birbirine katan, Irak'ı hallaç pa- muğu gibi darmadağın eden politikanın kuramcıları arasında bu genç kadın da vardır. Ve o konuda izle- diği strateji nedeniyle bugün ABD'nin Dışişleri Bakan- lığı koltuğunda oturmaktadır. O koltuk ise PKK'ye her ne kadar terör örgütleri lis- tesinde yer verse de, daha başka bir adım atılması- na sıra geldiği zaman, konunun değiştirilmesini iste- mektedir. El Kaide, büyük bir olasılık ile Afganistan ile Pakistan arasındaki kuş uçmaz dağlarda gizlenir- ken PKK, gizlisi saklısı olmadan, Irak'ta Kandil böl- gesinde, istediği zaman kadın militanlarına insancıl defileler yaptırabilecek koşullardadır. Ve zaman za- man ABD Ordusu'ndan kendilerini ziyarete gelen ko- nuklarla ikili görüşmeler yapmaktadır. Rice'ın sözünü ettiği "stratejik işbirliği"Türk kamu- oyunun iç politikasında bir zamanlar çok sık duydu- ğu "nurlu ufuklar" politikasını anımsattığı için adeta kanıksanmaktadır. Bu nedenle de Türk insanı, ABD'li- lerin "ortak tarihimizi, birlikte başardıklarımızı, ortak zengin geleceğimizi ve gelecekteki önemli fırsatla- n" hatırlatma seanslarında Kore'de verdiğimiz şehit- lerden başlayan bir listeyi gözlerinde canlandırıyor. Yıl- lar boyunca NATO'nun verdiği her görevi itirazsız üst- lenmiş olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gözleri önün- de bugün ne yazık ki ülkenin bölünmezliği üstüne pazarlıklar yürütülmektedir. Adı ABD Dışişleri Baka- nı tarafından Irak'taki azınlık ya da etnik gruplar ara- sında geçirildiği fısıldanılarak tatmin edilmemiz sağ- lanan Türkmenlerin güvenliği, güçlü silahlarla dona- tılmış Peşmergelere bırakılmak istenilmektedir. Rice'ın Ankara ziyaretinden hemen önce bir baş- ka ABD'Iİ Bakan, Rumsfeld, VVashington'da, politik sorumluluğu Pentagon'da olan ABD Ordusu'nun Irak'taki yenilgisinin ve kayıplarının hesabını Türki- ye'ye yüklemek isteyen konuşmalar yapmaktadır. Sa- vunma Bakanı'na göre Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Mart tezkeresini kabul ederek bizim güney sınırla- rımıza hızla konuşlandırılmakta olan Amerikan 4. Tü- meni'ne geçiş hakkı tanısaydı, Sünniler de savaşta direnişçilerin çekirdek kadrosu olamayacaklardı. Ya kötü polis? Pazar günü Istanbul'un kış kıyametle tanıştığı sa- atlerde Rumsfeld'in o konuşmasının üstündeki şalı kal- dırmak amacıyla Bayrampaşa'da kalabalık bir dinle- yici kitlesi önünde bugünkü Türk dış politikasını irde- leyen eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, ABD'nin iki polisli politikasını anlatmış. Bayan Rice "iyipolis", Bay Rumsfeld'i de "kötü polis" örneği olarak öne çı- kartmış. Birinci polis Ankara'da "Türkiye'nin Kuzey Irak'taki hassasiyetleri gözardı edilemez" derken, ikincisinin VVashington'da Irak'taki direnişin sorum- luluğunu Türkiye'nin omuzlarına yüklediğinin altını çizmiş. Gürel, AKP Hükümeti'nin işbaşına gelmesinden sonra Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasının hızlandırıldığını da söyleyerek önümüzdeki süreçte Tür- kiye aleyhine gelişecek olaylan birlikte izleyeceğimi- zi hatırlatmış Bayrampaşa konuşmasında. Gürel'i dinleyemedim. Söylediklerinin özetinin öze- tini Anadolu Ajansı'nın haber bülteninden okudum. Acaba o konuşmasında, ABD'nin iyi ve kötü polisle- rinin bütün görevlerini yaparlarken kol kola olduğu- nu söyledi mi, yoksa söylemeye gerek bile olmadığı- nı mı düşündü? Faks: 0 212 677 08 21 obirgitare-kolay.net Düzeltme ve cevap yazısı I Baştarafı 1. Sayfada devamı niteliğinde "Fi- nansörlüğünü mafya lide- ri Sedat l'eker'ın yaptığı grubun liden Korkut Eken olacak, Milli yol Susur- lıık'tan geçiyor" başlıkh haber tamamen gerçek- lerden uzak ve hayal ürii- nüdür ve müvekkil Korkut Eken'in şeref ve haysiye- tini ağır bir şekilde ihlal edici niteliktedir. Korkut Ekcn, hiçbir şe- kilde gayri yasal bir ör- giitlenme içinde olmamış, böyle bir örgütle lenıasa geçmemiş, böyle bir ör- giitün varlığından da ha- berdar olmamışlır. Korkut Eken bilindiği üzere 6 Nolu Devlet Gü- venlik Mahkcmesi'nin ka- rarı ile nıalıkûnı olmuştur ve halen bu cezası infaz edilmektedir. Korkut Eken'e kalıra- manlık sıfatı T.C. devleri tarafındaıı verilmiştir. Kor- kut Eken gerek Kıbrıs Ba- nş 1 larekatındakı, gerek- se terörle mücadele çalış- malanndaki kahramanlık- lan, başanli ve özverili ça- lışnıalan nedeniyle "Ce- saret ve feragat madalya- sı" ve "üstün başarı ma- dalyası" ile ödüllendiril- miş ayrıca birçok ödül ve takdırname almıştır. Korkut Eken'e en bü- yük ödülü ise, onu bir kalı- raman olarak gönlüne yer- leştirmek ve bölücü terör örgütü PKK ile mücade- lede sımge kabul etmek suretiyle "efsane yarbay " şeklinde tanunlayan, ka- dırşinas Türk Milletı ver- nıiştir. Aziz Milletimiz, 28 Temmuz 2004 tarihinde, hürriyetine kavuşacak olan Korkut Eken'i bağnna bas- mak için bir hazırhk yap- mi!j ise, bu milletimizde- ki kendisine hizmet eden- leri unııtmamak gibi üstün hasletin göstergesi olabi- lir. Yukanda ifade ettiği- miz gibi Korkut Eken hiç- bir gayri yasal oluşumun içinde değıldır. Hıçbırolu- şuma liderlik hazırhğın- da ve beklentisinde değil- dir. Esasen yazıda geçen haksız, dayanaksız, tama- men gerçek dışı ve hayal ürünü iddialar, Korkut Eken'in geçmişi ve mük- tesebatı ile de bağdaşma- maktadır. Korkut Eken Vekili Av. Armağan Güner Ankara 14. Sulh Ceza Mahkemesi 'nin 2004/405 tekzıpsayılı veAnkara 11. Asliye Ceza Mahkeme- si 'nin 2005/12 sayüı ka- rarları uyurıncu yayım- lanmıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear