22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2005 SALI 14 -l LJJK kultur(5)cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YUKSEL Ogjum diyesöylemiyorum...Orfeon Oda Korosu'nun 10. Yıl Konseri 30 Ocak'ta Bilkent Konser Salonu'nda yapıldı. Bu yazının nede- ni Orfeon'un çucuklanm dolayısıyla ya$amımda cn çok izlcdiğim müzik topluluğu olması, daha da önemlısı, konserin, pek çok tiyatro yapımına taş çıkartacak düzeyde görsel-işitsel çar- pıcılık içermesi. Kızım da oğlum da anlaşilan iyi mü- zık kulağına sahip. Sevgili dayılan- nın aşıladığı klasik müzik tutkusu da yan ceplerinde. En büyük kazanımla- n -müzikle ilgili- çeşitli kurslar sonu- cunda, daha ilkokuldayken nota oku- mayı sökmüş olmalan. Lise korosu, ODTÜ'deki korolar ve/ya da Muzaf- fer Arkan yönetimindeki AnkaraÇok- sesli Korosu derkcn, on yıl önce ken- dilerini Orfeon Oda Korosu'nun ku- ruculan arasında buldular. O güne ge- lene dek yurtiçinde özel konscrlcr vcr- misjer, dahası Özgiir, Ankara Çokses- li Korosu ıle yurtdışındaki koro ya- rışmalarında şarkı söyleme olanağı bulmuştu. Orfeon; kulağı, sesi ve toplu çalış- ma disiplini açısından koro müziği yapmaya yatkin üniversıte öğrencile- ri ile konservatuvarlarda müzik eğiti- mi görmekte olan ya dabelli başlı ko- rolarda görev yapan sanatçılann bu- luşmasıyla I994yihndaoluştu. Kuru- luş dönemındekı şetlen İhıulıiın Ya- 2icı ve Yiğit Aydın'dı. Kurucular ara- sında yer alan, tupluluğun 'dinamo'su ve Vokaliz Organizasyon'un sahibi İl- ker Ersil'in dediğine göre Koro'nun isim annesi -artık 'emekliler 1 arasın- da olan- kızım Ömür'müş. 'Öksüzler' Korosu Koro'nun adı konusunda günlerce düşünülüp tartışıldığini animsıyorum. 'Orfeon' sözcüğünü müzik sözlüğün- den bulmuş benitn kız. Ortaçağda eği- timleri ve yaşamlarını sürdürmelcri için kiliseye teslim edılmış çocuklar- dan oluşturulan korolara 'Öksüzler (orphan) Korosu' denirmiş. Bir başka deyişle, kilise korolanna verilen -bcl- ki de 'ilk'- ad. 'Orfeon' sözcüğünün 'sessel düzeyde' mitolojinin ünlü Orp- rfcon Oda Korosu'nun şef Elnara Kerimova yönetiminde 20 parça seslendirdiği '10. Yıl Konseri', 'söz' ve 'şarkı'yı, anlatı ve müziği, kusursuz bir 'akış' içinde, çok boyutlu bir 'işitsclV 'görscl' düzleme taşıyan, çarpıcı bir sahne olayı niteliği taşıyordu. heus'uıııı da çağrıştırıyor olması bir başka 'hoşluk' yaratıyor. Bilindiği gi- bi, Orpheus, çalışiyla vc şarkılanyla büyüleyici bir etkı oluşturan, bir çeşit müzik dinitıin kurucusu sayılan, mi- tolojideki ünlü 'Orpheus veEıırydike' öyküsünün kahramanı. Bizimkiler, kendilerıne sahıp çıkacak bir şefteıı yoksun oldukları 'kuruluşaşanıası'nda, 'öksüzlük', 'koro' ve 'büyüleyici şar- kı' kavramlannı 'Orfeon' adında bu- luşturmıışlar sanki. Oysa 10 yıl içinde verdikleri 100 konser onları tüm koro dünyasına ta- nıttı. Aldıklan 4 Olimpiyatgümüş ma- dalyası ve iki dünya binncilığı ortaya koyduklan yoğun çabaya destek ver- di. Ostelik artık 'öksüz' de değilleı. TRT Çoksesli Korosu'nun ünlü Aze- ri şefi Elnara Kerimova onlara 1999'dan bu yana sahip çıkıyor. Ka- zandıkları ödüllerin çoğu Kerimova ile ulaştıklan 'gelişmedöııemi'nerast- lıyor. 'OdaKorosu'terıminegelince... En temel öğe olarak elemanlannın sesle- rine dayanan, kural olarak şarkıları 'eşliksiz' (acappella)(orkestra eşlığı olmayan ve/ya da dinleti boyunca baş- tan sona bir çalgının süıekli eşliğine başvurmayan) söyleyen, 12-30 kişi- den oluşan çoksesli koro anlamına ge- lıyor Orfeon'un çoğu parçalannın dii- zenlemesi 8 sesli olarak yapılıyor. Şef Kerimova'nın, şarkıları yer yer enst- rüman kullanımıyla da renklendirme yoluna gıttiğı görülüyor. Orfeon, kilise müziğinden Türk ve dünya halk şarkılarına, ınadrigal- den popüler caza uzanan geniş. bir şar- kılar dağanna sahıp. Bu türlerdeki şarkıları 2002 yılında çıkan ilk CD'le- rinde yer aldı. '10' başlığmı taşıyan ikinci CD ise önümüzdcki aylarda dınleyıcılerıyle buluşacak. Gösteri tadında konser Koronun temel amaçları arasın- da, çoksesli koro nıüziğinin yurtiçin- de daha geniş kitlelere sunulmasını sağlamak, Türk koral müziğini yurt- dışında tanıtmak ve koro için yeni dii- zenlemeler ve besteler yapılmasına önayak olmak yer alıyoı. 10. Yıl Konseri 20 parçadan oluşu- yordu. TRT'nin klasik müzik spikeri EkrenıTamer'in 'tiyatrocu' yaklaşımıy- la sundugu program boyunca çok-kat- manlı görsel/işitsel öğclerin kullanı- mı, konseri bir 'gösteri' boyutuna taşı- mıştı. Yapıtların, sinevizyon yoluyla sunulan '10 yılın tarihçesi' ile görsel- işitsel bir bütün içinde buluşturulma- sında usta işi ışık kullanımının katkı- sı büyüktii. Şarkıları kısa eşlikleriyle renklendiren sanatçılann (tenor Zafer Albayrak ve bariton Burkay Adalığ, Selim Öncel /kaşık ve vokal perküsyon/, Bora Ateşyakan /piyano/, Sergey IVlar- gulis (kontrbas/, OğuzMertdoğan /trom- pet/, Murat Yücel/gitar/, DinçerÖzer /bendir, kastanyet, bongo) sahneye gi- riş çıkışlannın bıle farkedilmcdiği 'ku- sursuz akış', koronun yer yer dans ta- dı veren koreografik devınımlenyle ve şef Kerimova'nın 'karizma'sıyla bütün- lenınce ortaya tiyatro yönetmenlennı özendirecek bir sahne olayı çıkıyordu. Aralıkvenlmeden sunulan konser böy- lece, görüntü, anlatı ve müzığın ıçiçe girdiği büyülü bir atmosfer içinde baş- ladı, noktalandı. Yapılaıı müziğin niteliğini tartışmak haddinı değil. Orfeon artık 'olgunluk dönemi'nde. Sunulan yapıtlar arasın- da ilk kez Orfeon'un seslendirdiği, Swingle Singers 'düzenlemeci'lerin- den Jonathan Rathbonc'un 'Üskü- dar'a Giderken' ve 'NihavendLonga' çalışmalannın da yer alması izleyici- ye sunulan 10. yıl armağam. Orfeon Oda Korosu bugüne dek top- lam 60 korıstı barındırmış. İlk yıllar- dan yalnızca dört kışi kalmış genye. Ama toplu çalışma anlayışı ve özveri daha sonra katılanlarla da sürmiiş. Ko- roya 'en öksüz' kaldığı bir döncmde 'şeflik' bile yapmış olan Tarkan Tan'ın konser için Hollanda'dan gelişi vc mi- nıcik 'solo'sunu yaptiktan sonra bütün salon tarafından alkışlarla uğurlanışı, 'birtiktelik' duygusunun, bir sanat top- luluğunu üst aşamalara taşımada ne denlı etkıli olduğunu kanıtlıyor. Nice on yıllara... 'SAĞLIKOLSUN' 15 ŞUBAT'TA Eric Chappell'in yazdığı oyunu Ali Poyrazoğlu yönetiyor. Poyrazoghı engelüler için oymıyor Kültür Servisi - Ali Poyra- zoğlu Tiyatrosu, tş Sanat'ta sahnelediği yeni oyunlan "SağlıkOlsuıru 15 Şubat ta Uğur Antik sponsorluğunda Türkiye Engelliler Spor Yar- dım ve Eğitim Vakfı (TES- YEV) yararına oynayacak. 15 Şubat günü saat 20.00'de- ki oyunun bilet fiyatlan 20 YTL olarak belirlendi. Eric Chappell'in yazdığı oyunu Ali Poyrazoğlu yönetiyor. Oyunda Poyrazoğlu'nun ya- nı sıra Bülent Kayabaş, Oz- demir Çiftçioğlu, Eser Ali, Berrak Kuş, Onur Şenay, UğurŞenay oynııyor. Bir ede- bıyat öğretmeni, bir bilgisa- yarcı, bir hastalık hastası, bir doktor, bir hemşire, bir has- labakıcı... Aynı kadınaâsik iki erkek.. dışandan hiçbirfarkı olmayan bir hastane odasın- da, yaşamlarının en eğlence- li ve duygulu günlerini yaşı- yorlar. Dostluk, arkadaşlık ve sevgı üzerine muhteşem bir güldürü... Kahkaha atarken ölüme meydan okuyan üç soytarı... TESYEV kurucu başkam Yavuz Kocaömer, sponsor firmanın yönetim kurulu başkanı Uğur Batur vc Ali Poyrazoğlu'nun göster- dıklen yakın ılgıye teşekkür ederken bu tür davranışların başka sponsor vc sanatçılara da örnek olacağına mandığı- m söyledı. Poyrazoğlu Tiyat- rosu, geçen yıl da "Havada Buhıt" adlı oyunun TESY EV yararınasahnelemişti. Bilet- ler Türkiye Engelliler Spor Yardım vc Eğitim Vakti'nın (021227411 71-274 lü 52) numaraları telefonlarından sağlanabilir. Tanrıçalar di gelince... Kültür Servisi-Rcssam Tomur Atagök ile heykeltıraş Suzy Hug I>evy'nin 'Kadın Olmak' başlıklı sergisi 15 Şubat- 15 Mart tanhlerı arasında Galeri G - Art'ta göralebilir. Sergide, Atagök'ün sanat yaşamı boyunca yaptığı, Medusa'dan Madonna'ya kadar tanrıça resimleriyle Levy'nin insan vücudunu çevre, boşluk, görüntü, gizlilik ve bir oyıın gibi sunarak insanı küresel süreç ve dönüşüm içinde düşündüren giysi hcykcllcri yer alıyor. Her iki sanatçının yapıtlarına konu olan kadınlar değiijik kültür, inanç ve mitolojilerdeki tannçalann özelliklerıni taşıyor; esin perılerı kadar yaıatıcı, Heıa kadar vakuı, E/.uli vc Laşmi kadar güzcl... Suzy Hug Levy metal, lastik, tel ve çivı gibi endüstri ve nıakine dünyasının hammadelerine saydamlıklar, gölgeler, yansımalar ve vücudun ycrçckiminden kopmasıyla diişsel bir devinım kazandınyor. Sanatçı giysi heykellerinde, yarattığı doku, ışık ve gölgelerde çevre, kadın gibi çağdaş sorunsallann odağı olan konuları ele alıyor. Tomur Atagök'ün tanrıçaları berckct simgesi olmaktan çok, kadınlann gücünü temsil ediyor, aynı zamanda kadınlann enerji ve yetkesini kanıtlıyor. Sanatçının yapıtlarında tannça bazen başında nıekanik bir taç taşıyor, bazen de ışıklı bir sağnağın içinde yer alıyor. Atagök yapıtlarında, taş çağına ait hem gerçek, henı de mecazi anlamdaki bu gücü, geniş ve yansıtıcı mctal yüzeyler üzerinde, pembe ve kırmızı renklerle veriyor. Tomur Atagök'ün sergidcki yapıtlarından biri. tlyatıooyunevi [ Sanat Ku I.n Iyı Yoııcln Iflfl IOUANNEAU - ENZO C0RMANN - EUGENE DURIF - ERICEMMANUEL SCHMI YİİNFTFN MAHİR GONŞİRAY OVUNCULAR MAHİR KÜNŞİRAV, AYÇA DAMGACI, HAKAN MİLLİ, GÜUEN İNCE, BANU F0T0CAN 10 Şubat Perşembe 20.30 HSubatCuma 20.30 12$ubatCumartesi 18.30 İSM 2. KAT Tar labası Bulvarı No:120-122, Beyoğlu R«zervasyon: 0212 254 96 96 www.liyatrooyunevi.com www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 mem TffBO'nun ywr raaıtufa S İSUENI'nin yttrek yaktın Yeni yiiz yıltn bnsyapıtı.. Yaım: Cuma Boymıkaıa nınlın: Biiltnl Cmin Ytm. Ifil Knsapoğltı 15fabalSclı20:30 l9 5uta(Cı/martesi 15:00 lommııci GECE KOCAMUSTABI'MjAl ÇRVRE TİVATIIOSi: 1 0212 585 59 35 Yaıan: W. Shakaspaars Yötteten: ışıi Kisıpoğlu S frbat Sah 20:30 W $ubal Cumarltsi 15:0i Çayır E F E S PUsetı'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. l'azartesi, Salı, Cııınarti'sit Pazar günh'ri bilyiik ovıııılıııılıın bir saat ii AKM'ılcn hııreknt eılcn senisbııiz için lütfen rezervasyon yaplınııı:. Ü A Y f K A L A V l I S Ü R E - LI ( . K A H İ K K h S İ M SI-KCİİSİ 1 7-2 (> J U B A r 21)05 S,AKAYIK=.OK 4S 7 TUNA I'AI AS O 1 NİŞANTAŞI İSTANBUI TFI DJIJ 14 \ !. I S4 Proffesyonellerden Atölyede GÜZEL SANATLARA HAZIRLIK ve HOBİ RESİM DERSLERİ Mak ART - Gayrettepe 10532) 686 79 69 / (02U) 325 97 78 bir THEO ANGELOPULOS filmi Müzik: Eleni KARA1NDROU YAZIODASI SELİM tLERİ Yitik Bip Istanbul Romanı (3) Çağdaş BirCinayet'i yazdığım dönemlerde de- niz kirlenmeye başlamıştı. Ne var ki, günün birin- de plajlardan büsbütün vazgeçileceği kimsenin ak- lından geçmiyordu. O kadar ki, uyaranlara gülüp geçiliyordu. Değişik ortamları bir arada yansıtmak istiyor- dum. Bu yüzden de bir iki plaj sahnesi koymuş- tum. Başta Florya'nın plajları. Florya'daki plajlar, 1970'lerde görkemli günle- rini az buçuk yitirmişlerdi. Mesela Florya Plajı, 1940-1950 enikonu lüks bir plajmış, gazinosuna ekâbir takımı gidebilirmiş. Ben galiba Güneş'i anlatıyordum. Çünkü Gü- neş Plajı'na epey gidip gelmişliğim vardır. Hemen derinleşmeyen denizini hatırlıyorum; yüzmeyi hay- li geç öğrendiğim için olacak, sığ denizler korkut- mazdı. Florya, Refik Halid'in üzerinde ısrarla durdu- ğu semtlerden biridir. Istanbul'un kronikçisi, Üç Nesil Üç Hayat'ta Florya'yı en yeni gezinti semt- leri arasında sayar. Çamlıca'nın, Göksu'nun modası geçmiş, Cum- huriyet dönemiyle birlikte Florya gözde olmuştur. Akın akın oraya gidilir. Tabii trenle. Atlı araba za- manı çoktan geçmiştir. Refik Halid'in çok sevdiğim romanı Bugünün Sa- raylısı'nda Florya yeniden karşımıza çıkar. O ka- dar güzel işlenmiş plaj sahnesi bu romandadır. Iş- te, Florya Plajı'nın lüksünü de en çok sayfalardan yakalarız. Birpazargünügidilmiştir.Yaz, günleruzun...Plaj- daki saatler akşama kadar sürer. Gençler denize girerken, oturaklı kişiler gazinoda oturmayı tercih ederler... Romanda Tarabya plajlarından söz açmış olma- lıyım. Çünkü Tarabya'daki iki plaja Istanbul sos- yetesi gider, kurum kurum kurumlanırdı. Hemen hemen bütün plajlarda düşkün mayolara rastla- yabilirdiniz, Tarabya'da asla. Başka neler anlatmış olabilirim? Orhan, romanın kahramanı, bir sonbahar günü, Tiryaki Çarşısı'ndan geçiyordu. Tiryaki Çarşısı, Istanbul'un en ilginç çarşılarından biridir. Süley- maniye Külliyesi'nde bir sıra dükkân. Tiryaki kelimesinin afyon anlamına geldiğini de o zaman öğrenmiştim. Zaten çarşıda kahve, çay, tütün, afyon satılırmış. Bir de 'tiryaki macunu'. Macun, bir tür panze- hir. Otlardan yapılırmış. Sonra başka maddelerde eklenmiş. Kediotu kökü var, zencefil, maydanoz tohumu, şarap. Ama ağırlıklı madde afyon. Şimdi düşünüyorum da, Çağdaş BirCinayet'te, Huzur'la yarışmaya, boy ölçüşmeye kalkışmış olabilir miyim? Uzun Istanbul gezintileri söz ko- nusu değildi. Nuran'la Mümtaz'ın gezintileri yok- tu ama; ikide birde, geçmişten bugüne varlığını korumuş bir köşe, bir yapı, bir şeyler karşımıza çıkıyordu. Sonra Istanbul'un 1970'lerdeki görünümü. Orhan, Mai ve Siyah'ı tiyatro oyunu yapmak is- tiyor; romanın andığı semtlerde dolaşıp duruyor- du. Suriçi artık yıkık yıpraktı. Gerçi Ahmet Cemil'in gördüğü, tasvir ettiği suriçi de ahım şahım değil- dir. Mai ve Siyah'ın dokunaklı mekânı, şüphesiz, Eyüp Mezarlığı'dır. Tanpınar, yetmiş bir yıl önce ya- yımlanmış, fakat hiç eskimeyecek, harikulade bu- /uş'lu bir denemesinde, Ahmet Cemil'e Eyüp Is- kelesi'nderastlar. Roman kahramanı, kızkardeşi- nin mezarını ziyaretten dönmektedir... Çağdaş Bir Cinayet'te Orhan bu denemeyi, Eyüp'e gidip geldikten sonra keşfedecek, Tanpı- nar'ın yazısına hayran kalacak ve Halid Ziya'nın eserini oyunlaştırmaktan vazgeçecekti. Derken ben de Çağdaş Bir Cinayet'ten vazge- çecektim. Onca sayfayı gözden çıkararak yırtıp attığıma bugün pişmanım. Belki bir iki paragrafta, bir iki sayfada Istanbul'a dair gözlemler, saptayımlar, tasvirler yakalayabilirdim. Geçmiş ola. Öneriler: Kitap / Mai ve Siyah, Halid Ziya Uşaklıgil, Öz- gürYayınları. (Büyük romancımızın, 'hayal kırıklı- ğı'ru anlatan eseri...) İlanlarınız İçin: 0212.293 89 78 BEYOĞLU ALKAZAR 293 24 66 12:00-15:00-18:00-21:00 Borusan Konseri yarın • Kültür Servisi - Borusan Istanbul Filarmoni Orkestrası'nın şubat konserleri yarın saat 20.00'de Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde, 10 Şubat Perşembe günü saat 20.00'de ise Lütfi Kırdar Konser Salonu'nda yapılacak. Genel müzik direktörlüğünü ve sürekli şcfliğini Gürer Aykal'ın üstlendiğı Borusan Istanbul Filarmoni Orkesrrası'nın bu ayki solisti Hüseyin Sermet. Sermet, orkestra eşlığınde M. de Falla'nın 'ispanya Bahçelerinde Geceler' adlı konçertosunu seslendirecek. Orkestra ayrıca R. Wagner'in 'Die Meistersinger' ve A. Dvorak'ın 'Senfoni No. 8 Sol Majör Op. 88' adlı yapıllannı sunacak. (0 216 556 98 00) BUGÜN • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 19.00'da BcstcTıknaz(viyola), Mclin Molla (piyano) konseri. (0 216 556 98 00) • CEMAL REŞİT REY 'de 'V. (Iluslararası tstanbulBarokGünleri' kapsamında 19 30da Erden Bilgen yönetimindeki DESO Barok SolisÜeri'nin konseri. (0 212 232 98 30) • GOETHE ENSTİTÜSÜ'nde 19.30'da 'Uçan Sınıf filminm göstenmi. (0 212 249 20 09) • YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ SERMET ÇİFTER SALONU'nda 18.30'da Fuat Keyman'ın yöneteceği, Nuray Mert'in konuşmacı olarak katılacağı 'Aktörler, Süreçler, Olasılıklar Iürkiye-ABİlişkileri: EleştirelBir Çözümleme' konulu salı toplantısı. (0 212 252 47 00) • BİLGİ İJNtVERStTESt DOLAPDERE KAMPUSU'nda 15.00'te 'Seks ve Luda', 19.00'da 'Kutup Çizgisi Âşıklan' filmlerının gösterimi. (444 0 428) • ATATÜRK KtTAPLIĞI'nda 18.00'de Diicane Cündioğlunun 'Mantık Atölyesi'. (0 212 249 38 19)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear