Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
ABD imajınm
(lüzrlliJıııt'niııi
islenuş.
40 yılhk Ray Rıış
olur mu ISııy Hoş!
Elektronik pOSta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Te : 0.212.512 05 05 Faks; 0.212.512 44 97
- AKP, ABD ile devam
kararındaymış.
"Küçük Amerika mı, küçük
Türkive mi!"
Risk28 Ocak'ta
Chicago'dan
Istanbul'a uçması
gereken THY uçağı,
kar nedeniyle mahsur
kalan 70 yolcuyu
alacağı gerekçesiyle
New York'a riskli bir
iniş yapıyor.
New York'ta yaklaşık
yedi saat bekleyen
uçağa sadece dört
yolcu biniyor. Uçak
karla kaplı pistten yine
büyük riskle kalkıyor.
Bazı yolcular, "Eskiden
Taşlıtarla minibüsleri de
böyle çalışırdı" diyor.
ransa Meclis Başkanı, bizim başbakana laik-
lik konusundaki görüşünü soruyor. Bizim
Başbakan, "Biz laikliği sizden öğrendik ama
şimdi sizden ilerdeyiz" diyor. Bir Alman gaze-
tesine de ne kadar laik olduğunu anlatınca, gazeteci
üniversitelerdeki türban inadını soruyor; bizim başba-
kan, türbanın dinin bir emri olduğunu ve ayrıca kızının
da moda olduğu için türban taktığını söylüyor.
Bizim başbakan, laikliğe dört elle sarılıyor ama tür-
bandan ayrı düşünemiyor. Kimileri ise sadece türbana
sarılıyor ve laikliği dinsizlik olarak düşünüyor.
Bütün karmaşa içinde 56 üyeli Yargıtay Ceza Genel
Kurulu, 27 üye ile yaptığı toplantıda 13'e karşı 14 üye-
nin karanyla laikliği dinsizlik olarak tanımlamayı Avru-
pa Birliği kriterleri doğrultusunda ifade özgürlüğünün
bir parçası sayıyor ve Türkiye'de laikliğin ceza tehdi-
diyle korunmasına gerek olmadığına hükmediyor.
Kara yobaz, Yargıtay'ın kararını "devrim" olarak ni-
teliyor; tef çalıp zikir yapıyor!
Yargıtay
Dinsiz, Islam inancına göre kâfir demektir.
Dinin buyruğuna göre, kâfirlere ne yapılacağı tarihin
derinliklerine inmeden daha dün Sıvas'taki Madımak
Oteli'nde görüldüğü gibi bellidir.
Işte bu nedenle; bizim başbakana laikliği öğretenler
ve bizim yüksek yargıçlara da düşünceyi ifade özgür-
lüğü kriterlerini öngörenler 1950 yılında Insan Hakları
Avrupa Sözleşmesi'ni kabul etmiştir.
1954 yılında dönemin başbakanı Adnan Mende-
res'in milletvekillerine "siz isterseniz şeriatı bile getirir-
siniz" dediği Meclis de Insan Hakları Avrupa Sözleş-
mesi'ni kabul etmiştir.
Sözleşmenin 9. maddesinin birinci paragrafı Şöyle-
dir: "Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne
hakkı vardır. Bu hak, din ya da inancını değiştirme öz-
gürlüğüyle, din ya da inancını tek başına ya da toplu-
ca ve açık ya da özel olarak ibadet, öğretme, uygula-
ma ve gözetme yoluyla açıklama özgürlüğünü de kap-
sar."
9. maddenin bir de ikinci paragrafı vardır: "Din ve
inancı açıklama özgürlüğü, ancak demokratik bir top-
lumda kamu güvenliğinin gerekleri, kamu düzeninin
genel sağlık ve ahlakın ya da başkalarının hak ve öz-
gürlüklerinin korunması için gerekli olan veyasayla ko-
nulan sınırlamalara bağlıdır."
Sözleşmenin 10. maddesi ise inanç dışındaki düşün-
celerin ifade özgürlüğünü kamu güvenliği ve kamu dü-
zeni gibi birtakım ödev ve sorumluluklara bağlamak-
tadır.
Ne var ki Avrupa Birliği yolundaki Türkiye'de laikli-
ğin dinsizlik olarak suçlanmasında yüksek yargı düze-
yinde herhangi bir sakınca görülmediğine göre bizim
başbakanın da artık iki de bir laikliği savunmasına ge-
rek kalmamış demektir.
Duvar
Anıl Öcat: "Çürüdüğü
kendi çürümüşlüğünden
önce belli olan deprem
konutlarımn
>g& yeşilimsi yürütme
•-' fi o r
9 a n ı
'okullarda
reklama yeşil ışık'
yakmış: Öneri;
beynine reklam alanlar;
çatlayıp yıkılacak
duvarlarına hoca efendi
kursları ile colaturca
reklamı alsınlar!"
Hırlı
Akif Kökçe:
"Çalıntı malları
alıp satan hırlılar
olmasa bu kadar çok
hırsız olmazdı."
SESStZ SEDASIZ (!) Amerika'nın kanserli zehir çubukları
Tütün teknoloji mühendisi Metin Sarı-
ça'nın Izmir'de Tütün Eksperleri Derneği
Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan:
"Bir televizyonda 'Tavukta hormon var,
ben tavuk eti yemiyorum1
diyen futbol
yorumcusu Erman Toroğlu'nun konu
hakkında hiçbir uzmanlığı yokken sözle-
ri niye bu kadar ciddiye alındı da halkı-
mız tavuk eti yemekten kaçınır oldu?
Çünkü Toroğlu Türk halkının çok du-
yarlı olduğu bir konuya gönderme ya-
pıyordu; 'Hormonlu besin özellikle er-
kekler için tehlikelidir!'
Biz tütün eksperleri, doğal koşullarda
yetiştirilen, güneşte kurutulan Türk tütün-
lerinden, hiçbir kimyasal madde katılma-
dan üretilmişTürktipisigaralarınaşırı içil-
mezse zararının vücuttan atılabileceğini
biliyoruz.
Ote yandan kimyasal gübreyle yetişti-
rilmiş, fabrikasyon yöntemlerle kurutul-
muş Virginia ve Burley tütünlerinin, ba-
ğımlılık yapan türlü türlü kimyasal mad-
deyle harmanlanmasıyla üretilmiş Ame-
rikansigaralarınınkanseryapıcı zehir çu-
bukları olduğunu ve o sigaraları içen er-
keklerin uzun yıllar geçmeden iktidarsız-
lık sorunuyla yüz yüze geleceklerini de
biliyoruz.
Amerikan zehir çubuklarının Türki-
ye'de serbest satılışının üzerinden 20
yıl geçti ve artık Türk erkeklerinin ikti-
darsızlıksorunu medyada işlenir oldu.
Işte bir gazetedeki haber başlığı: Si-
garayı çok içen Türk erkeklerini iktidarsız-
lık bekliyor! Haberin özeti; bir ilaç firma-
sı yaptığı sunumda, sigaradan kaynakla-
nan iktidarsızlık sorununa karşı hazırla-
dıkları ilaçları tanıtıyor. Ingiltere'de uzun
zamandır piyasada olan bu ilaçların artık
Türkiye'de de arandığı ve eczanelere da-
ğıtıldığı duyuruluyor."
Erman Toroğlu'nu yeni görevler bekli-
yor!
Pînochet Nihayet
Yargılanıyor
TURKKAYA ATAOV
Şili faşist cuntası, 1973'ün
11 Eylülü'nde ABD'nin ona-
yıyla, daha önceden demok-
ratik yoldan seçilmiş olan or-
tanın solu S. Allende iktidarı-
nı devirmişti. Yedi yıl sonra 12
Eylül'de Ankara'da olduğu gi-
bi, "Bizim çocuklar başardı!"
haberi VVashington'a ulaşın-
ca, kadehlerin kahkahalarla
havaya kalktığını basında izle-
dik. "Gülme komşuna, gelir
başına" ömeği2001 'in 11 Ey-
lülü'nde de Amerikan topra-
ğına saldırı oldu.
CIA destekli Pinochet reji-
mi on binlerce kişiyi önce
stadyumlara, sonra akıl almaz
işkencelerin uygulandığı zin-
danlara attı. Şili'de şimdi ya-
yımlanan rapora göre 3.100
Şilili bu yoldan öldürüldü. Iç-
lerinde o ülkenin bir çeşit Ru-
hi Su'su diyebileceğimiz bü-
yük müzik ve türkü ustası Vic-
tor Hara da vardı. Gitarını ar-
tık çalamasın diye önce iki eli
bileklerinden kesilmişti, birkaç
gün öyle yerlerde sürükleyip
öldürdüler. 22 Ağustos
1973'te Yeni Halkçı'da başla-
yan ve 7 Eylül'e değin süren
on beş yazılık serimin ana dü-
şüncesi şu sözcüklerle yayım-
lanmıştı: "Uluslararası kapita-
lizm bir önderin başını isti-
yor... Amerika'nın askeri dar-
be hazırlıkları... Faşizmin ted-
hişi... Emperyalizmin devrim-
ci Allende'ye karşı oyunları."
Son on beşinci yazımın başlı-
ğı da şöyle: "Allende'ler ikti-
dara gelmeli ve faşist yöne-
timlerbitmeli." Neredeyseki-
tap boyutunda olduğuna gö-
re, çok önceden hazırladığım
bu yazılar uzun süre gazetede
de bekletildi.
Dört gün sonra, önceden
haber verdiğim ABD - Pinoc-
het kanlı darbesi geldi. Bu
kez, Barış benden "Allende
neden devrildi?" başlıklı 14
yazılık ikinci bir seri yayımladı
(22 Ekim - 4 Kasım 1973). Yıl-
lar geçiyor. Pinochet'nin zin-
danları ulusun övünç kaynağı
aydınlarla doluyor, peş peşe
yitip giden olağanüstü kişile-
rin mezarları bile bulunamı-
yordu. Bu arada, Ankara'ya
cuntacı albaylardan Rudi Ge-
iger diye biri Şili Büyükelçisi
olarak atandı. Şili'de birşeyin
hâlâ değişmediğini, başken-
tin ilk ve tek Ingilizce gazete-
sine (Turkish Daily News) yaz-
dım (9 Mart 1976). Geiger 17
Mart tarihli yanıtında söyle-
diklerimin "birnebze gerçeği
yansıtmadığını, bunların sol-
cu düşünceler ve Marksist
kampanya olduğunu, insan
haklarının güya çiğnendiğini,
(benim gibi yazarlann) ahlak-
tan yoksun olduklarını, onla-
rın (yani benim gibilerin) yal-
nız nereden geldiği bilinen
emirleri yerine getirdiklerini,
yazarlıkta yükselmek isteyen
(benim gibi) kişilerin gerçek-
leri araştırmadan bu komedi-
ye katıldıklarını, ödül olarak da
Kremlin'den birdavetin mut-
laka geleceğini" ileri sürdü.
Ulus'ta G. Samlı "Faşist Şi-
li'nin elçisi hepimize meydan
okudu" ve "Şili elçisine
Üçüncü Selim gibi ders ver-
meli", Halkçı'da Hikmet Bila
"HitlerV aşan Hitlercilik" baş-
lıklı tepkilerini ve Vatan ile baş-
ka gazeteler benim ve başka-
larının (örneğin, R. Bican'ın)
aynı doğrultuda yazılarını ya-
yımladılar. Ingilizce gazetenin
sahibi de aynı savları öne sü-
ren ve yalnız Batılı yazarlann
Le Monde, Nexsweek, The
London Observer, Time,
Stern, El Nacional ve daha
birçok yerde çıkmış haber, yo-
rum ve fotoğraflarını içeren bir
sayfalık ikinci yazıma sonun-
da razı oldu. (Birkaç gün son-
ra da artık yazmamamı istedi.)
Ancak, yazımı şöyle bitirdim:
"Bu yazar, Türkiye 'de ve dün-
yanın her yanında namuslu
öteki kişiler gibi, Şili halkı za-
fere ulaşıncaya değin gerçek-
leri yansıtmaktan geri kalma-
yacaktır."
Pinochet rejimi altında Şi-
li'de 27.000 tutuklama, işken-
ce ve öldürme olayını belirle-
yen 1.200 sayfalık rapor ta-
mamlandı ve Cumhurbaşkanı
R. Lagos tarafından halka
açıklandı. Onun sözleriyle,
"acı dev boyutlu, acımasızlık
çılgınlık derecesindeydi." Pi-
nochet'yi önceden destekle-
miş olan Şili Demokrat Partisi
bilebugün "utanç içinde" ol-
duğunu söylüyor. Yargıç J .
Guzman sanık Pinochet'nin
sağlık dummunun muhake-
meye elverişli olduğu kararını
verdi. Faşist diktatörün evin-
de yapılan aramada nereden
elde ettiğini açıklayamayan a-
ma VVashington'da Riggs Ulu-
sal Bankası'nda 16 milyon do-
larlık hesabı ile kendi adına
dört sahte pasaport ve bilgi-
sayarında mahkemeye götü-
rülen kanıtlar ele geçti. Şu an-
da, ev hapsinde muhakeme-
sini bekliyor.
Yukarıdatarihlerini verdiğim
yazıların (ve Şili raporunun da)
bugün bir daha okunmaların-
dan yazarlık için olumlu ve
olumsuz birçok dersler çıkarı-
lır. Benim, Samlı'nın, Bila'nın,
Bican'ın ve benzerlerimizin
dedikleri doğrulandı. ölenlerin
on binlerce yakınları da buruk
bir kıvanç içinde. Olanların de-
rece derece suçluları artık bel-
li değil mi?
IIARBÎ SEMtH POROY semihporoy(u yuhoo. com
^
BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇI bulutbeheki" hotmail.com
IIAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA hayatepikınnynetcom
SONUC OLA&AK
DtYOR K İ : BİR ERKEĞİN
ŞU KADARCIK
FAZLALI&I
VAR DİYE
NEDEN BİZ KADINLAR
DAHA AZ
ACIMASIZ
OLALIM
TARÎHTE BUGÜN MÎMTAZARIKAN 8Şubat www.nuinUaz-arOtan.com
UÇAN DAIRE Mi ?!
19f>O'rA BUGÛN, S/fi UÇAN OAl/ZeNiN PENENMEK-
TB OLPUĞu AMEietKAN 8A£ttJINCA AÇt£L4HMlŞTt!
PHINCBTON LJNtvEKsiresi'NPE, AME/e/*Mıv oe-
PUSUNUN PA&4 £>ESTEGİYL£ yAPILAM BÎR
UÇAKI PAİ££ BENZESİ A&4Ç, ALTfNA MOM-
TE EPİLEN 43 BEYS/K GÜÇ.LÜ HELİ/aOPTE.fZ
MOTORUYLA OllaNE HAI/AU\MABİLME/CTEY-
Pİ. İNSAN Y/tPfSl UÇAA/ PAİ&e, NEW JSR-
SEV DEKİ PENEME ALANINPAN KALfeARAK,
SAATTE İS KİLOMETKE H/ZA ULAŞABİLMİS,
ANCAK YÖ£ED£N FAZLA UZAKLAÇAMA-
A4ffr/. BUNUN NEDEN/ P£, PİLOTUN 8AZI
OEN&E SORUNLA/S.(NI SAPTAMtÇ OLMA-
SlYPI.
Kalbinizi Koruyun
TÜRK: K A L P V A K F I
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat)
Faks:(212)212 68 35
Cumhuriyet
kitap kulübü
Cumhuriyet
YILLIK
tKÎ CİLT
BİRARADA
1. Citt: 1 Ocak 1997/31 Arahk 1999
2. Cilt: 1 Ocak 2000/ 31 Arahk 2003
Çağ P a z a r l a m a A . Ş . T U r k o c a ğ ı C a d . N o : 3 9 / 4 1
3 4 3 3 4 C a ğ a l u ğ l u - İ s t a n b u l
T e I: ( 0 2 1 2 ) 5 1 4 0 1 9 6 F a k s : ( O 2 1 2 ) 5 1 4 0 1 9 5
KİRAZ SULIIIIUKUK MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 2004/83-155 Rs. K.
Davacı Enis Yılmaz vekili tarafından davalılar Mehnıet Durmaz ve
arkadaşları aleyhine açılan ortakhğın giderilmesi davası sonucunda,
Mahkememızin 09.06.2004 tarihli kararında davacının, davasının
kabulü ile tzmir ili, Kiraz ilçesi, Saçlı Köyü, Süllüler mevkıinde yer
alan 114 ada, 12 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış snretiyle
giderilmesine karar verilmiş ve davalı Ismail Durmaz'ın tebligata ya-
rar açık adresi tespıt edılemedığındcn işbu ilanın gazetede yayını tari-
hinden 7 gün sonra başlayacak 8 günlük yasal temyız süresı ıçensın-
de (Tebligat Kanunu'nun 31. maddesi gereğince ilanın yayın tarihin-
den 7 gün sonra tebligat yapılmış sayılacağından ve yasal tenıyiz sü-
resi 8 gün oldugundan) temyiz edilmedığı takdırde kesınleşmisj sayı-
lacağı hususu adı geçen davalı tsmail Durmaz'a tebliğ yerine kaım
olmak üzere ilan olunur. 22.12.2004 Basın: 4729
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı
günlük sivil toplum gazetesi
BİZİM CAZETE
tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve
ülke sorunlarını yansıtan raporiarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele...
Tel: 02125119494- Abone: 021251383 00
GÖRÜŞ
BEDRI BAYKAM
Yargıtay Görüşünü
Tashih Etmelidir
Haber gazete manşetlerine aniden düştü: Yargıtay laik-
liği korumak için artık cezaya gerek olmadığına karar ver-
miş, Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar'ın cezasını kal-
dırmış. Artık "Laiklik dinsizliktir" demek suç olmaktan çıkı-
yormuş...
Bundan 16 yıl önce, şeriatçı propagandayı engelleyen
163. maddenin Türk Ceza Kanunu'ndan 141 ve 142 ile be-
raberce kaldırılmasına karşı büyük bir mücadele verdiği-
mizde, o dönem SHP'yi yöneten Sayın Erdal İnönü ve Sa-
yın Deniz Baykal'a konunun vahametini aktaımayı başa-
ramamıştık. Rahmetli Muammer Aksoy, Oktay ve Aysel
Ekşi, Yekta Güngör Özden ve daha birçok Atatürkçü ay-
dınımızla beraber imza kampanyaları, konferanslar ve ma-
kalelerle büyük bir savaş yürüttük ve kaybettik. Sevgili dos-
tumuz, yüreğimizin sesi Uğur Mumcu bile düşünce özgür-
lüğü adına 163'ün de kaldırılmasını isteyenlerarasındaydı.
Mumcu, Muammer Aksoy öldürüldükten sonraki süreçte
yavaş yavaş fikirierini değiştirip yakın çevresine bunu bil-
dirdi. Bunlar arasında Yekta Güngör Özden ve ben de var-
dım. "Biz hata yaptık, bu yasa değişikliğini bu ortam kal-
dıramıyor, bu artık görüldü" demişti bana. Daha sonra ne
yazık ki Mumcu cinayeti, Sıvas olayları ve Kışlalı cinayeti,
yobaz ivmenin olayı ne boyutlara tırmandırabileceğini de-
falarca kanıtladı ve bizi her defasında kalbimizden vurdu.
Şimdi şeriatçılığın müdafaada olduğu dönem sona erdi.
Konu artık iki vites ileri takılıp laik düşünce taşıyan insan-
lara açık saldırıya dönüştürülmeye çalışıiıyor. Laikliğin (ve
tabii laiklerin!) dinsizlikle suçlanması, bunun medyada ale-
nen yapılmasına seyirci kalınması, tabii ki Atatürk devrim-
lerini ve laikliği savunan hukukçu ve aydınların tekrar açık-
ça hedef tahtası haline getirilmesine olanak sağlayacak.
Bilmem hangi Türkiye'de yaşadığımız konusunda hatır-
latmalar yapmaya gerek var mı? LJberallerin "fütürist ve sür-
realist" AB rüyalan karşısında bilinç kaybına uğradıkları, sol-
cuların kendi siyasi partilerini işlevsiz hale getirerek devre
dışı bıraktıkları birülkede, kendisine "llımlı Islam" süsü ver-
miş bir iktidar, ülkeyi adım adım bir uçuruma sürüklüyor
Parlamento, AB'ye gösterdiği sahte demokrat yüzün dışın-
da, her fırsatta laikliğe zarar verecek yasaları devreye so-
kuyor.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Özdemir Özok,
AKP'nin adım adım bizi nasıl tehlikeli bir şekilde kuşattığı-
nı ve çıkarılmakta olan yasaların geneline göz atıldığında
laik hukukun değiştirilmekte olduğunu, ocak ayının ilk gün-
lerinde yine ikaz etmişti. Yargının, yasamanın bu tehlikeli
çıkışlarına karşı en ödünsüz tavrı göstermesi gereken şu
kritik günlerde, Yargıtay'ın, hem de laikliğin anayasamıza
geçirilişinin 68. yıldönümünde böylesine akıl almaz bir ka-
rara imza atabilmesi, bizi bekleyen günler açısından son
derece vahim bir tablo çizmektedir. işin daha da acısı, la-
ik hukukun kalesi olması gereken Yargıtay, kararı alırken
ayetlerden bile örnekleri gerekçesine dahil edebilme şans-
sızlığını göstermiştir.
1 Nisan 2005'ten itibaren, ancak birkaç yobaz ülkede
görüldüğü gibi 18 yaşından küçüklerin kendi aralarında ya-
şayabilecekleri cinselliği yasaklamaya hazırlanan, baş-
kentin göbeğinde minicik çocukların dinci kurslara yollan-
masına seyirci kalan, özel yurtların kapanma gerekçeleri
açısından "dini hissiyat veya dince mukaddes tanınan
şeyleri alet ederek faaliyette bulunmak" maddesini çıka-
ran ve buna eklenebilecek binbir uygulama ve kararı da
çekinmeden bize sunan hükümet, tabii ki bu karardan son
derece mutlu olmuştur! Kadın eli sıkmayan il başkanları
bulunan, belediyelerinde kadınları işten çıkartan, CMUK'ta
kadınların ancak kadın doktorlartarafından muayene edil-
mesini gündeme getirebilen sözde "llımlı /s/amc/"ların ar-
dında ise bırakın laik aydınları, birbirlerini bile cezalandı-
np betonlara gömmekten çekinmeyen "katıksızları" bulun-
maktadır.
Laik aydınlara karşı cahil halk kitlelerini kışkırtacak her
yayına, düşünce özgürlüğü adına yeşil ışık yakmak isteyen-
ler, en ileri Batılı demokrasilerde örneğin Musevilere ya da
ateistlere karşı benzerağırtahriklere izin verilip verilmeye-
ceğini bir araştırsınlar! Yanıtı hemen vereyim. Bu mümkün
değildir. Dini gerekçelerle yüklü buna benzer tahrikler an-
cak adım adım kavga, kan ve kaos getirir. Dini dogmalar
emrettiği şekilde düşünmeyenleri "kâfir" diye adlandırır ve
bunun bir adım ötesi de "Katli vaciptir" fetvasıdır. Demok-
rasilerin de her türlü demokrasi düşmanı totaliter saldırgan
düşüncelere karşı kendisini savunması gerektiğini, şidde-
te, üstelik Tanrı adını kullanarak çağrı yapanların nelere se-
bep olabileceğini herkes hatırlamaya mecburdur. Başka bir
tahrikkâr grup da çıkıp, buna karşı dini değerlere saldırma-
ya başlarsa, "dini inanç şöyledir, böyledir" diye hakaretle-
re geçerse, o zaman da bunlara karşı yine "düşünce öz-
gürlüğü " yeşil kartı kullanılacak mıdır? Bu saçma oyun ne-
reye kadar uzatılabilir?
Şu anda acilen yapılması gereken, bu karar Istanbul'da
yerel mahkemeye ulaştıktan sonra 2. Asliye Ceza Mahke-
mesi ve/veya Istanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kara-
rında direnmesi ve ikinci aşamada Yargıtay'ın bu büyük ha-
tadan dönmesidir. Bu devletin ve demokrasinin yaşama-
91, kimi aymazların sorumsuzca "Cumhuriyetimizi" daya-
nıklılık testlerinden geçirmelerinden çok daha değerlidir.
e-mail: bedbayvtnn.net Faks: 0212 227 34 65
B U L M A C A SEUAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5 6 7
SOLDANSAĞA:
1/ Ankara'nın
Gölbaşı ilçe-
sinde, sarkıt ve
dikıtlerıyle ta-
mnmış bir ma-
ğara. 2/ Aruz
ölçüsünde kısa
okunması ge-
reken bir hece-
yi, kalıba uy-
dıırmak için
uzatma... Siirt
ilinde bir kap-
lıca. 3/ Uzun tüylü bir
süs köpeği cinsi.. Fide
yetiştirmek için aynl-
mış toprak bölümü. 4/
Birkıta. 5/Dolmayap-
mak için hazırlanan
kanşım... Avrupa Bir-
liği'nin ortak para biri-
mi. 6/ Mikroskop ca-
mı... Bir tür dayanıklı
ipek kıımaş. 7/Birtop-
lulukta çalışan insan-
lann her biri... Sümerlerde sağlık tanrıçası. 8/Güney-
doğu Asya'da yetiijen ye mobilya yapımmda kullanı-
lan bir eins kamış... "ölür ise — öliir / Canlar ölcsi de-
ğil" (Yunus Emre). 9/ Dış yüzey ya da kenar, çevre.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Antalya'nın Manavgat ilçesinde bir nıağara. 2/ ts-
tek, arzu... Tann. 3/Çocuğun eğitim ve öğretimiyle il-
gili erkek bakıcı... OğuzKağan ile özdeşleştirilen üıı-
lü Hun hıikumdan. 4/Osmanlılarda kapıkulu askerle-
rine ve kimi görevlilere üç ayda bir verilen ücret... Es-
ki dilde yılan. 5/Bir soru sözü... Din ve mezhep işle-
rini ele alan, bunlarla ilgili bulunan 6/Zorba hüküm-
dar. 7/Azpişirilmişyumurta... Bircetvel türü. 8/Hın-
dııizmin en büyük tannlanndan biri... Avrupa'da bü-
yük bir yarımada. 9/ Bir nota... Düşünülenin tersini
söyleyerek yapılan ince alay.