22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 ABD imajınm (lüzrlliJıııt'niııi islenuş. 40 yılhk Ray Rıış olur mu ISııy Hoş! Elektronik pOSta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Te : 0.212.512 05 05 Faks; 0.212.512 44 97 - AKP, ABD ile devam kararındaymış. "Küçük Amerika mı, küçük Türkive mi!" Risk28 Ocak'ta Chicago'dan Istanbul'a uçması gereken THY uçağı, kar nedeniyle mahsur kalan 70 yolcuyu alacağı gerekçesiyle New York'a riskli bir iniş yapıyor. New York'ta yaklaşık yedi saat bekleyen uçağa sadece dört yolcu biniyor. Uçak karla kaplı pistten yine büyük riskle kalkıyor. Bazı yolcular, "Eskiden Taşlıtarla minibüsleri de böyle çalışırdı" diyor. ransa Meclis Başkanı, bizim başbakana laik- lik konusundaki görüşünü soruyor. Bizim Başbakan, "Biz laikliği sizden öğrendik ama şimdi sizden ilerdeyiz" diyor. Bir Alman gaze- tesine de ne kadar laik olduğunu anlatınca, gazeteci üniversitelerdeki türban inadını soruyor; bizim başba- kan, türbanın dinin bir emri olduğunu ve ayrıca kızının da moda olduğu için türban taktığını söylüyor. Bizim başbakan, laikliğe dört elle sarılıyor ama tür- bandan ayrı düşünemiyor. Kimileri ise sadece türbana sarılıyor ve laikliği dinsizlik olarak düşünüyor. Bütün karmaşa içinde 56 üyeli Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 27 üye ile yaptığı toplantıda 13'e karşı 14 üye- nin karanyla laikliği dinsizlik olarak tanımlamayı Avru- pa Birliği kriterleri doğrultusunda ifade özgürlüğünün bir parçası sayıyor ve Türkiye'de laikliğin ceza tehdi- diyle korunmasına gerek olmadığına hükmediyor. Kara yobaz, Yargıtay'ın kararını "devrim" olarak ni- teliyor; tef çalıp zikir yapıyor! Yargıtay Dinsiz, Islam inancına göre kâfir demektir. Dinin buyruğuna göre, kâfirlere ne yapılacağı tarihin derinliklerine inmeden daha dün Sıvas'taki Madımak Oteli'nde görüldüğü gibi bellidir. Işte bu nedenle; bizim başbakana laikliği öğretenler ve bizim yüksek yargıçlara da düşünceyi ifade özgür- lüğü kriterlerini öngörenler 1950 yılında Insan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ni kabul etmiştir. 1954 yılında dönemin başbakanı Adnan Mende- res'in milletvekillerine "siz isterseniz şeriatı bile getirir- siniz" dediği Meclis de Insan Hakları Avrupa Sözleş- mesi'ni kabul etmiştir. Sözleşmenin 9. maddesinin birinci paragrafı Şöyle- dir: "Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din ya da inancını değiştirme öz- gürlüğüyle, din ya da inancını tek başına ya da toplu- ca ve açık ya da özel olarak ibadet, öğretme, uygula- ma ve gözetme yoluyla açıklama özgürlüğünü de kap- sar." 9. maddenin bir de ikinci paragrafı vardır: "Din ve inancı açıklama özgürlüğü, ancak demokratik bir top- lumda kamu güvenliğinin gerekleri, kamu düzeninin genel sağlık ve ahlakın ya da başkalarının hak ve öz- gürlüklerinin korunması için gerekli olan veyasayla ko- nulan sınırlamalara bağlıdır." Sözleşmenin 10. maddesi ise inanç dışındaki düşün- celerin ifade özgürlüğünü kamu güvenliği ve kamu dü- zeni gibi birtakım ödev ve sorumluluklara bağlamak- tadır. Ne var ki Avrupa Birliği yolundaki Türkiye'de laikli- ğin dinsizlik olarak suçlanmasında yüksek yargı düze- yinde herhangi bir sakınca görülmediğine göre bizim başbakanın da artık iki de bir laikliği savunmasına ge- rek kalmamış demektir. Duvar Anıl Öcat: "Çürüdüğü kendi çürümüşlüğünden önce belli olan deprem konutlarımn >g& yeşilimsi yürütme •-' fi o r 9 a n ı 'okullarda reklama yeşil ışık' yakmış: Öneri; beynine reklam alanlar; çatlayıp yıkılacak duvarlarına hoca efendi kursları ile colaturca reklamı alsınlar!" Hırlı Akif Kökçe: "Çalıntı malları alıp satan hırlılar olmasa bu kadar çok hırsız olmazdı." SESStZ SEDASIZ (!) Amerika'nın kanserli zehir çubukları Tütün teknoloji mühendisi Metin Sarı- ça'nın Izmir'de Tütün Eksperleri Derneği Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan: "Bir televizyonda 'Tavukta hormon var, ben tavuk eti yemiyorum1 diyen futbol yorumcusu Erman Toroğlu'nun konu hakkında hiçbir uzmanlığı yokken sözle- ri niye bu kadar ciddiye alındı da halkı- mız tavuk eti yemekten kaçınır oldu? Çünkü Toroğlu Türk halkının çok du- yarlı olduğu bir konuya gönderme ya- pıyordu; 'Hormonlu besin özellikle er- kekler için tehlikelidir!' Biz tütün eksperleri, doğal koşullarda yetiştirilen, güneşte kurutulan Türk tütün- lerinden, hiçbir kimyasal madde katılma- dan üretilmişTürktipisigaralarınaşırı içil- mezse zararının vücuttan atılabileceğini biliyoruz. Ote yandan kimyasal gübreyle yetişti- rilmiş, fabrikasyon yöntemlerle kurutul- muş Virginia ve Burley tütünlerinin, ba- ğımlılık yapan türlü türlü kimyasal mad- deyle harmanlanmasıyla üretilmiş Ame- rikansigaralarınınkanseryapıcı zehir çu- bukları olduğunu ve o sigaraları içen er- keklerin uzun yıllar geçmeden iktidarsız- lık sorunuyla yüz yüze geleceklerini de biliyoruz. Amerikan zehir çubuklarının Türki- ye'de serbest satılışının üzerinden 20 yıl geçti ve artık Türk erkeklerinin ikti- darsızlıksorunu medyada işlenir oldu. Işte bir gazetedeki haber başlığı: Si- garayı çok içen Türk erkeklerini iktidarsız- lık bekliyor! Haberin özeti; bir ilaç firma- sı yaptığı sunumda, sigaradan kaynakla- nan iktidarsızlık sorununa karşı hazırla- dıkları ilaçları tanıtıyor. Ingiltere'de uzun zamandır piyasada olan bu ilaçların artık Türkiye'de de arandığı ve eczanelere da- ğıtıldığı duyuruluyor." Erman Toroğlu'nu yeni görevler bekli- yor! Pînochet Nihayet Yargılanıyor TURKKAYA ATAOV Şili faşist cuntası, 1973'ün 11 Eylülü'nde ABD'nin ona- yıyla, daha önceden demok- ratik yoldan seçilmiş olan or- tanın solu S. Allende iktidarı- nı devirmişti. Yedi yıl sonra 12 Eylül'de Ankara'da olduğu gi- bi, "Bizim çocuklar başardı!" haberi VVashington'a ulaşın- ca, kadehlerin kahkahalarla havaya kalktığını basında izle- dik. "Gülme komşuna, gelir başına" ömeği2001 'in 11 Ey- lülü'nde de Amerikan topra- ğına saldırı oldu. CIA destekli Pinochet reji- mi on binlerce kişiyi önce stadyumlara, sonra akıl almaz işkencelerin uygulandığı zin- danlara attı. Şili'de şimdi ya- yımlanan rapora göre 3.100 Şilili bu yoldan öldürüldü. Iç- lerinde o ülkenin bir çeşit Ru- hi Su'su diyebileceğimiz bü- yük müzik ve türkü ustası Vic- tor Hara da vardı. Gitarını ar- tık çalamasın diye önce iki eli bileklerinden kesilmişti, birkaç gün öyle yerlerde sürükleyip öldürdüler. 22 Ağustos 1973'te Yeni Halkçı'da başla- yan ve 7 Eylül'e değin süren on beş yazılık serimin ana dü- şüncesi şu sözcüklerle yayım- lanmıştı: "Uluslararası kapita- lizm bir önderin başını isti- yor... Amerika'nın askeri dar- be hazırlıkları... Faşizmin ted- hişi... Emperyalizmin devrim- ci Allende'ye karşı oyunları." Son on beşinci yazımın başlı- ğı da şöyle: "Allende'ler ikti- dara gelmeli ve faşist yöne- timlerbitmeli." Neredeyseki- tap boyutunda olduğuna gö- re, çok önceden hazırladığım bu yazılar uzun süre gazetede de bekletildi. Dört gün sonra, önceden haber verdiğim ABD - Pinoc- het kanlı darbesi geldi. Bu kez, Barış benden "Allende neden devrildi?" başlıklı 14 yazılık ikinci bir seri yayımladı (22 Ekim - 4 Kasım 1973). Yıl- lar geçiyor. Pinochet'nin zin- danları ulusun övünç kaynağı aydınlarla doluyor, peş peşe yitip giden olağanüstü kişile- rin mezarları bile bulunamı- yordu. Bu arada, Ankara'ya cuntacı albaylardan Rudi Ge- iger diye biri Şili Büyükelçisi olarak atandı. Şili'de birşeyin hâlâ değişmediğini, başken- tin ilk ve tek Ingilizce gazete- sine (Turkish Daily News) yaz- dım (9 Mart 1976). Geiger 17 Mart tarihli yanıtında söyle- diklerimin "birnebze gerçeği yansıtmadığını, bunların sol- cu düşünceler ve Marksist kampanya olduğunu, insan haklarının güya çiğnendiğini, (benim gibi yazarlann) ahlak- tan yoksun olduklarını, onla- rın (yani benim gibilerin) yal- nız nereden geldiği bilinen emirleri yerine getirdiklerini, yazarlıkta yükselmek isteyen (benim gibi) kişilerin gerçek- leri araştırmadan bu komedi- ye katıldıklarını, ödül olarak da Kremlin'den birdavetin mut- laka geleceğini" ileri sürdü. Ulus'ta G. Samlı "Faşist Şi- li'nin elçisi hepimize meydan okudu" ve "Şili elçisine Üçüncü Selim gibi ders ver- meli", Halkçı'da Hikmet Bila "HitlerV aşan Hitlercilik" baş- lıklı tepkilerini ve Vatan ile baş- ka gazeteler benim ve başka- larının (örneğin, R. Bican'ın) aynı doğrultuda yazılarını ya- yımladılar. Ingilizce gazetenin sahibi de aynı savları öne sü- ren ve yalnız Batılı yazarlann Le Monde, Nexsweek, The London Observer, Time, Stern, El Nacional ve daha birçok yerde çıkmış haber, yo- rum ve fotoğraflarını içeren bir sayfalık ikinci yazıma sonun- da razı oldu. (Birkaç gün son- ra da artık yazmamamı istedi.) Ancak, yazımı şöyle bitirdim: "Bu yazar, Türkiye 'de ve dün- yanın her yanında namuslu öteki kişiler gibi, Şili halkı za- fere ulaşıncaya değin gerçek- leri yansıtmaktan geri kalma- yacaktır." Pinochet rejimi altında Şi- li'de 27.000 tutuklama, işken- ce ve öldürme olayını belirle- yen 1.200 sayfalık rapor ta- mamlandı ve Cumhurbaşkanı R. Lagos tarafından halka açıklandı. Onun sözleriyle, "acı dev boyutlu, acımasızlık çılgınlık derecesindeydi." Pi- nochet'yi önceden destekle- miş olan Şili Demokrat Partisi bilebugün "utanç içinde" ol- duğunu söylüyor. Yargıç J . Guzman sanık Pinochet'nin sağlık dummunun muhake- meye elverişli olduğu kararını verdi. Faşist diktatörün evin- de yapılan aramada nereden elde ettiğini açıklayamayan a- ma VVashington'da Riggs Ulu- sal Bankası'nda 16 milyon do- larlık hesabı ile kendi adına dört sahte pasaport ve bilgi- sayarında mahkemeye götü- rülen kanıtlar ele geçti. Şu an- da, ev hapsinde muhakeme- sini bekliyor. Yukarıdatarihlerini verdiğim yazıların (ve Şili raporunun da) bugün bir daha okunmaların- dan yazarlık için olumlu ve olumsuz birçok dersler çıkarı- lır. Benim, Samlı'nın, Bila'nın, Bican'ın ve benzerlerimizin dedikleri doğrulandı. ölenlerin on binlerce yakınları da buruk bir kıvanç içinde. Olanların de- rece derece suçluları artık bel- li değil mi? IIARBÎ SEMtH POROY semihporoy(u yuhoo. com ^ BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇI bulutbeheki" hotmail.com IIAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA hayatepikınnynetcom SONUC OLA&AK DtYOR K İ : BİR ERKEĞİN ŞU KADARCIK FAZLALI&I VAR DİYE NEDEN BİZ KADINLAR DAHA AZ ACIMASIZ OLALIM TARÎHTE BUGÜN MÎMTAZARIKAN 8Şubat www.nuinUaz-arOtan.com UÇAN DAIRE Mi ?! 19f>O'rA BUGÛN, S/fi UÇAN OAl/ZeNiN PENENMEK- TB OLPUĞu AMEietKAN 8A£ttJINCA AÇt£L4HMlŞTt! PHINCBTON LJNtvEKsiresi'NPE, AME/e/*Mıv oe- PUSUNUN PA&4 £>ESTEGİYL£ yAPILAM BÎR UÇAKI PAİ££ BENZESİ A&4Ç, ALTfNA MOM- TE EPİLEN 43 BEYS/K GÜÇ.LÜ HELİ/aOPTE.fZ MOTORUYLA OllaNE HAI/AU\MABİLME/CTEY- Pİ. İNSAN Y/tPfSl UÇAA/ PAİ&e, NEW JSR- SEV DEKİ PENEME ALANINPAN KALfeARAK, SAATTE İS KİLOMETKE H/ZA ULAŞABİLMİS, ANCAK YÖ£ED£N FAZLA UZAKLAÇAMA- A4ffr/. BUNUN NEDEN/ P£, PİLOTUN 8AZI OEN&E SORUNLA/S.(NI SAPTAMtÇ OLMA- SlYPI. Kalbinizi Koruyun TÜRK: K A L P V A K F I 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks:(212)212 68 35 Cumhuriyet kitap kulübü Cumhuriyet YILLIK tKÎ CİLT BİRARADA 1. Citt: 1 Ocak 1997/31 Arahk 1999 2. Cilt: 1 Ocak 2000/ 31 Arahk 2003 Çağ P a z a r l a m a A . Ş . T U r k o c a ğ ı C a d . N o : 3 9 / 4 1 3 4 3 3 4 C a ğ a l u ğ l u - İ s t a n b u l T e I: ( 0 2 1 2 ) 5 1 4 0 1 9 6 F a k s : ( O 2 1 2 ) 5 1 4 0 1 9 5 KİRAZ SULIIIIUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 2004/83-155 Rs. K. Davacı Enis Yılmaz vekili tarafından davalılar Mehnıet Durmaz ve arkadaşları aleyhine açılan ortakhğın giderilmesi davası sonucunda, Mahkememızin 09.06.2004 tarihli kararında davacının, davasının kabulü ile tzmir ili, Kiraz ilçesi, Saçlı Köyü, Süllüler mevkıinde yer alan 114 ada, 12 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış snretiyle giderilmesine karar verilmiş ve davalı Ismail Durmaz'ın tebligata ya- rar açık adresi tespıt edılemedığındcn işbu ilanın gazetede yayını tari- hinden 7 gün sonra başlayacak 8 günlük yasal temyız süresı ıçensın- de (Tebligat Kanunu'nun 31. maddesi gereğince ilanın yayın tarihin- den 7 gün sonra tebligat yapılmış sayılacağından ve yasal tenıyiz sü- resi 8 gün oldugundan) temyiz edilmedığı takdırde kesınleşmisj sayı- lacağı hususu adı geçen davalı tsmail Durmaz'a tebliğ yerine kaım olmak üzere ilan olunur. 22.12.2004 Basın: 4729 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük sivil toplum gazetesi BİZİM CAZETE tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporiarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... Tel: 02125119494- Abone: 021251383 00 GÖRÜŞ BEDRI BAYKAM Yargıtay Görüşünü Tashih Etmelidir Haber gazete manşetlerine aniden düştü: Yargıtay laik- liği korumak için artık cezaya gerek olmadığına karar ver- miş, Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar'ın cezasını kal- dırmış. Artık "Laiklik dinsizliktir" demek suç olmaktan çıkı- yormuş... Bundan 16 yıl önce, şeriatçı propagandayı engelleyen 163. maddenin Türk Ceza Kanunu'ndan 141 ve 142 ile be- raberce kaldırılmasına karşı büyük bir mücadele verdiği- mizde, o dönem SHP'yi yöneten Sayın Erdal İnönü ve Sa- yın Deniz Baykal'a konunun vahametini aktaımayı başa- ramamıştık. Rahmetli Muammer Aksoy, Oktay ve Aysel Ekşi, Yekta Güngör Özden ve daha birçok Atatürkçü ay- dınımızla beraber imza kampanyaları, konferanslar ve ma- kalelerle büyük bir savaş yürüttük ve kaybettik. Sevgili dos- tumuz, yüreğimizin sesi Uğur Mumcu bile düşünce özgür- lüğü adına 163'ün de kaldırılmasını isteyenlerarasındaydı. Mumcu, Muammer Aksoy öldürüldükten sonraki süreçte yavaş yavaş fikirierini değiştirip yakın çevresine bunu bil- dirdi. Bunlar arasında Yekta Güngör Özden ve ben de var- dım. "Biz hata yaptık, bu yasa değişikliğini bu ortam kal- dıramıyor, bu artık görüldü" demişti bana. Daha sonra ne yazık ki Mumcu cinayeti, Sıvas olayları ve Kışlalı cinayeti, yobaz ivmenin olayı ne boyutlara tırmandırabileceğini de- falarca kanıtladı ve bizi her defasında kalbimizden vurdu. Şimdi şeriatçılığın müdafaada olduğu dönem sona erdi. Konu artık iki vites ileri takılıp laik düşünce taşıyan insan- lara açık saldırıya dönüştürülmeye çalışıiıyor. Laikliğin (ve tabii laiklerin!) dinsizlikle suçlanması, bunun medyada ale- nen yapılmasına seyirci kalınması, tabii ki Atatürk devrim- lerini ve laikliği savunan hukukçu ve aydınların tekrar açık- ça hedef tahtası haline getirilmesine olanak sağlayacak. Bilmem hangi Türkiye'de yaşadığımız konusunda hatır- latmalar yapmaya gerek var mı? LJberallerin "fütürist ve sür- realist" AB rüyalan karşısında bilinç kaybına uğradıkları, sol- cuların kendi siyasi partilerini işlevsiz hale getirerek devre dışı bıraktıkları birülkede, kendisine "llımlı Islam" süsü ver- miş bir iktidar, ülkeyi adım adım bir uçuruma sürüklüyor Parlamento, AB'ye gösterdiği sahte demokrat yüzün dışın- da, her fırsatta laikliğe zarar verecek yasaları devreye so- kuyor. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Özdemir Özok, AKP'nin adım adım bizi nasıl tehlikeli bir şekilde kuşattığı- nı ve çıkarılmakta olan yasaların geneline göz atıldığında laik hukukun değiştirilmekte olduğunu, ocak ayının ilk gün- lerinde yine ikaz etmişti. Yargının, yasamanın bu tehlikeli çıkışlarına karşı en ödünsüz tavrı göstermesi gereken şu kritik günlerde, Yargıtay'ın, hem de laikliğin anayasamıza geçirilişinin 68. yıldönümünde böylesine akıl almaz bir ka- rara imza atabilmesi, bizi bekleyen günler açısından son derece vahim bir tablo çizmektedir. işin daha da acısı, la- ik hukukun kalesi olması gereken Yargıtay, kararı alırken ayetlerden bile örnekleri gerekçesine dahil edebilme şans- sızlığını göstermiştir. 1 Nisan 2005'ten itibaren, ancak birkaç yobaz ülkede görüldüğü gibi 18 yaşından küçüklerin kendi aralarında ya- şayabilecekleri cinselliği yasaklamaya hazırlanan, baş- kentin göbeğinde minicik çocukların dinci kurslara yollan- masına seyirci kalan, özel yurtların kapanma gerekçeleri açısından "dini hissiyat veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek faaliyette bulunmak" maddesini çıka- ran ve buna eklenebilecek binbir uygulama ve kararı da çekinmeden bize sunan hükümet, tabii ki bu karardan son derece mutlu olmuştur! Kadın eli sıkmayan il başkanları bulunan, belediyelerinde kadınları işten çıkartan, CMUK'ta kadınların ancak kadın doktorlartarafından muayene edil- mesini gündeme getirebilen sözde "llımlı /s/amc/"ların ar- dında ise bırakın laik aydınları, birbirlerini bile cezalandı- np betonlara gömmekten çekinmeyen "katıksızları" bulun- maktadır. Laik aydınlara karşı cahil halk kitlelerini kışkırtacak her yayına, düşünce özgürlüğü adına yeşil ışık yakmak isteyen- ler, en ileri Batılı demokrasilerde örneğin Musevilere ya da ateistlere karşı benzerağırtahriklere izin verilip verilmeye- ceğini bir araştırsınlar! Yanıtı hemen vereyim. Bu mümkün değildir. Dini gerekçelerle yüklü buna benzer tahrikler an- cak adım adım kavga, kan ve kaos getirir. Dini dogmalar emrettiği şekilde düşünmeyenleri "kâfir" diye adlandırır ve bunun bir adım ötesi de "Katli vaciptir" fetvasıdır. Demok- rasilerin de her türlü demokrasi düşmanı totaliter saldırgan düşüncelere karşı kendisini savunması gerektiğini, şidde- te, üstelik Tanrı adını kullanarak çağrı yapanların nelere se- bep olabileceğini herkes hatırlamaya mecburdur. Başka bir tahrikkâr grup da çıkıp, buna karşı dini değerlere saldırma- ya başlarsa, "dini inanç şöyledir, böyledir" diye hakaretle- re geçerse, o zaman da bunlara karşı yine "düşünce öz- gürlüğü " yeşil kartı kullanılacak mıdır? Bu saçma oyun ne- reye kadar uzatılabilir? Şu anda acilen yapılması gereken, bu karar Istanbul'da yerel mahkemeye ulaştıktan sonra 2. Asliye Ceza Mahke- mesi ve/veya Istanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kara- rında direnmesi ve ikinci aşamada Yargıtay'ın bu büyük ha- tadan dönmesidir. Bu devletin ve demokrasinin yaşama- 91, kimi aymazların sorumsuzca "Cumhuriyetimizi" daya- nıklılık testlerinden geçirmelerinden çok daha değerlidir. e-mail: bedbayvtnn.net Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEUAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 SOLDANSAĞA: 1/ Ankara'nın Gölbaşı ilçe- sinde, sarkıt ve dikıtlerıyle ta- mnmış bir ma- ğara. 2/ Aruz ölçüsünde kısa okunması ge- reken bir hece- yi, kalıba uy- dıırmak için uzatma... Siirt ilinde bir kap- lıca. 3/ Uzun tüylü bir süs köpeği cinsi.. Fide yetiştirmek için aynl- mış toprak bölümü. 4/ Birkıta. 5/Dolmayap- mak için hazırlanan kanşım... Avrupa Bir- liği'nin ortak para biri- mi. 6/ Mikroskop ca- mı... Bir tür dayanıklı ipek kıımaş. 7/Birtop- lulukta çalışan insan- lann her biri... Sümerlerde sağlık tanrıçası. 8/Güney- doğu Asya'da yetiijen ye mobilya yapımmda kullanı- lan bir eins kamış... "ölür ise — öliir / Canlar ölcsi de- ğil" (Yunus Emre). 9/ Dış yüzey ya da kenar, çevre. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Antalya'nın Manavgat ilçesinde bir nıağara. 2/ ts- tek, arzu... Tann. 3/Çocuğun eğitim ve öğretimiyle il- gili erkek bakıcı... OğuzKağan ile özdeşleştirilen üıı- lü Hun hıikumdan. 4/Osmanlılarda kapıkulu askerle- rine ve kimi görevlilere üç ayda bir verilen ücret... Es- ki dilde yılan. 5/Bir soru sözü... Din ve mezhep işle- rini ele alan, bunlarla ilgili bulunan 6/Zorba hüküm- dar. 7/Azpişirilmişyumurta... Bircetvel türü. 8/Hın- dııizmin en büyük tannlanndan biri... Avrupa'da bü- yük bir yarımada. 9/ Bir nota... Düşünülenin tersini söyleyerek yapılan ince alay.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear