22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2005 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Y K Y K Y Y Y Y Y 8 0 11 4 12 9 11 9 10 Sinop Y 10 Adana Y 13 Samsun Trabzon PB 13 B 13 Giresun B 10 Ankara K Eskişehir K 3 Konya K Sıvas K 1 Antalya Y 15 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sllrt Hakkâri Van Y K Y Y K K K 14 5 7 6 7 -2 3 K -10 0 Açık Parçall bulutlu Bütürı bölgelerimiz parçatı çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadenız dı- şındn tum yurt yağışlı ge çecek. Yagışlar Frakya, fç Ege ile Batı Karade- nız'ın ıç kesımleri ve Iç Anadolu ile Doğu Aııa- dolu'da kar, Güneydoğu Anadolu'nun doğıısu ile Avrupa yakasının yuk- seklerınde karla karışık yağmur yağış alan diğer yerlerde saganak şeklin- de olacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K PB PB PB PB PB PB K 3 -4 3 9 7 7 5 6 Münih K 5 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K PB PB HB K PB PB Y 3 1 11 u -1 -2 11 7 Moskova PB-10 PB 2 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB B PB PB K K PB 2 -18 5 0 0 -8 17 Sıs ^ Çok bulutlu . Yağmurlu Karlı \ Sulu kar > Gök gürultulu GUNCEL CUNEYT AKCAYIJKEK • Baştarafı 1. Sayfada mış ve: "ABD'nin Irak politikası da, kısmen, Irak'ın hem Türkiye hem de Türkiye ve ABD'nin ortak çıkarlan açısından ortaköneminikavrayan birbakışla şekillen- dirilmiş." Iki üikenin "ortakbakışınıkavrayanbu bakışı" özet- leyelim: Kerkük'le ve PKK ile ilgili uyarılarımızı dikka- te almamak... Kuzey Irak'ta Kürt aşiretlerinin ABD hi- mayesinde dilediği gibi at oynatmalarını sağlamak! Amerika hapşırınca nezle olan Ingiltere de -Anka- ra Büyükelçisi Peter VVestmacott aracılığıyla- Ku- zey Irak'ta Türkiye lehine ağırlıklarını koyduklarını öne sürüyor ve neredeyse daha ne istersiniz demeye ge- len açıklamalar yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri Kürt so- rununu başımızabelaeden Ingiltere, "KürtlereIrak'ın bütünlüğünü bozacak, geçici yasanın kurallannı ihlal edecek 'şeyler' yapamamalannı söyledik" diyor. Ingiltere ile Amerika'nın Kürt aşiretlerine söyledik- leri "şeyler" nelerse? Kürtlerin "şeyleri" bildiğiniz yolda ilerleyin diye al- gıladıklarından kuşku yok. * • • Kerkük üzerine tezgâhlanan oyunlar gerçekleştik- ten sonra ABD'nin gerekli duyarlılığı göstermediğini içeren Başbakanlık demeçlerine Amerika ve Ingilte- re'nin karşı çıkışları dikkat çekiyor. Müsteşar Feith Irak'ın toprak bütünlüğünün Türki- ye açısından ne kadar önemli olduğunu bildiklerini söylüyor. Tuhaf bir açıklama. Sanki Türkiye istiyor da Irak'ın toprak bütünlüğüne özen gösteriyorlarmış gibi bir iz- lenim veriyor. Oysa, içimizdeki Avrupa ve Amerika'ya yalaka kimi eski büyükelçiler Kürt devleti kurulma- sındaki olanaksızlığı anlatırken AB ile ABD'nin Irak'ın toprak bütünlüğünden asla vazgeçmeyeceğini savu- nuyorlar. Bağımsız devlet kurma hakkına sahip olduklarını söyleyen Barzani'yi Feith, Irak'ın üniter devlet ola- rak kalmasının Irak halkı için önemine işaret ederek karşılıyor ve fakat bu sonucun sağlanması için ülke- de tek otorite olan Amerika'nın gerekenleri yerine getireceğini söyleyemiyor. Oysa, Irak'ın üniter yapıyı nasıl muhafaza edece- ği üzerinde durulması gereken önemli bir olasılık de- ğil mi? • • • Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti. Bizim kodaman- ların biri Çin'den, diğeri burada Kuzey Irak'ta Türki- ye'yi kaygılandıran gelişmelerin önlenmesini isteyen demeçler veriyorlar. Dışişleri Bakanı Gül, ABD'nin PKK konusunda ar- tık harekete geçmesini istiyor. Feith ise zamanı geçmiş bu demeçleri, "Siz, hiç- birşeyyapılmadığını söylüyorsunuz. Ben ise size her- hangi bir şeyin yapıldığını bilecek durumda olmadı- ğınızı söylüyorum" diye yanıtlıyor. Örneğin Amerika'nın yaptığı "şey/er"in somut ör- neklerini görebiliyoruz: PKK Kuzey Irak'ta. Hâlâ öl- dürüyor. Biryandan da siyasal kimlik kazanmaya ça- lışıyor, kurduğu iki parti ile Irak seçimlerine katılıyor. Hürriyet muhabiri Kasım Cindemir, zaman zaman VVashington'dan adını vermediği bir yetkiliden çar- pıcı demeçler, açıklamalar bildirir; dün de böyle bir haberini okuduk. Kim ise o yetkili, Başbakan'ın izle- diği başarısız politikaların üzerini örtme gayretinde- ki son açıklamalarına tepki göstermiş, "Türkiye I- rak'ın sahibi olmadığını ve bir başka ülke olduğunu anlamalıdır. Türkiye, Irak'ın geleceğini belirleyemez" demiş. Bu iki cümle Amerika'nın Türkiye'ye gerçek bakı- şını özetliyor. Bu Başbakan, bu Dışişleri Bakanı sa- yesinde VVashington, "Otur oturduğun yerde, üstü- ne vazife olmayan işlere burnunu sokma" demek is- tiyor. Feith ve VVestmacott imzalı demeçler bu gerçeği gözlerden kaçırmaya çalışan cilalı söylemler. Bizimkiler ne kadar övünse azdır. Verdik elimizi VVashington'a, kolumuzu kurtaramıyoruz. 'TİCARİ KAYGIM1Z YOK' Microsoft Türkiye: dn FATMA KOŞAR Microsoft Türkiye Genel MiidürYardımcısı Se- lim Zafer Ellialtı, Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın (MEB) "bilgisayarlaşma projesine" veıdikleıi eğilim destcğinin ticari boyutu olan bir anlaşmaya dayalı olmadığını belır- tcrck, "Bunu satış sonrası hizmet gibi dü- şıımııı. Tek amaç: Eğitim vermek" dedi. Ellialtı, konıınun çarpıtıldığım savunarak "Bu zararlı bir şeyse biz yapnıayalını o halde. Buyursun eleştirenler eğitim des- teği versin" diye konuştu. Ellialtı, Micro- soft'un Türkiye'deki stratejisi, pazarpayı vc Bili Gates'ın zıyaretinin ardından bilişim sektöründen yükselen eleştirilerle ilgili so- ruları yanıtladı. Ellialtı, eğitim destekleri- nın pazar payını arttırma çabası olarak de- ğerlendirilmesinin yanlış olduğunu ifade ederek MEB'e verilen hi/melin karşılığm- da para almadıklarının altını çizdi. 'Pazar zaten bizim' Bugüne kadar veli eğitim porlalı, öğretmen- ler için eğitim programı gibi konularda des- tek sağladıklarını ifade edcn Ellialtı, şunla- rı söyledi: "Bizim,MEB'le 'eğitim desteğı- nin sadece Microsoft'tan alınmasım öngö- ren' bir anlaşmamız yok ki! Madem böy- le pazar payımız artıyor, (kaldı ki böyle bir sorun yok, pazar zaten bizim) o halde herkes eğitim vererek ürünlerinin nasıl kullanılacağını anlatarak pazar payını arttırsın." Ellialtı, Bill Gates'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti ve ısran üzerıne Türkiye'ye geldiğini de anımsattı. Tüccar zihniyeti okulda MilliEğitim ve Maliye bakanlıklan, okul aile birliklerinin binalann dış cephesine reklam almasına izin verdL Çocuklann kullanıldığım belirten EğitimSen mahkemeye başvuracak F1RAT KOZOK ANKARA - Bir yandan okııl- lann mimari yapılannı daha es- tetık hale getirmek için proje başlatan Milli Eğitim Bakanlıgı, diğer yandan okul binalarına reklam alınmasına izin veriyor. Bakanlığın oluru ile okul aile birlikleri, okulun bina ve tesısle- rinin dış cephelerıne, çatılarına ve çevre duvarlanna reklam ala- bilecek. EğitimSen Genel Baş- kanı Alaaddin Dinçcr, "Bu tam bir deli saçnıası. O zaman Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Başbakanlık'ın, Maliye Ba- kanlığı'nın duvarlanna da reklam versinler" dedı. Balıkesir Susurluk Endüstri Meslek Lisesi Müdürlüğü, oku- lun gereksinimlerini karşıiamak üzere sürekli gelir elde et- mek amacıyla firmalardan kalıcı reklam alınması için Milli Rğitim Bakanlı- gı Erkek Teknik Öğ- relim Genel Mü- dürlüğü'nebaş- vurdu. Oenel müdürlük, ko- nuyla ilgili olarak \T Maliye Bakanlıgı ^ Milli Emlak Uenel Müdürlü- ğü'nden görüş istedı. Maliye'den gelen yanıtta, okul müdürlükle- nnin mülkiyetı Hazine'ye ait olup bakanlığa verilen binalann dış cephelerıne, çatılanna ve çev- re duvarlarına reklam ahnması- na izin veremeyeceklerine işaret edildi. Yanılta gerekli iznin Mil- li Eğitim Bakanlıgı ile Maliye Bakanlıgı arasındaki protokole uygun olması karşılığında sadece okul aile birlikle- ıi tarafından verilebile- ceği belirtildi. Mali- ye'nin olumlu görüşü üzerine Erkck Teknik Öğ- retim Genel Müdür Ve- kili Hüseyin Acır ta- rafından Susurluk Endüstri Meslek Li- sesi Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda, okula reklam alınabileceği belirtildi. Ikı ba- kanlığın da reklam için olumlu yanıl vcrmcsiyle birlıkte "oku- la sürekli gelir sağlamak iste- yen" her okul aile birlığı okulun tüm dış cephelerını, bahçe du- varlannı hatta çatılannı bile rek- lam alanı olarak kullanabilecek. Konuyu Cumhuriyet'e de- ğerlendiren Eğitinı-Sen Başkanı Dinçer, "Böyle bir uygulama olur mu? O zaman bakanlığın da duvarlanna reklam versin- ler" dedi. Söz konusu uygula- maya izin vermenin "tüccar zihniyetinin ulaştığı boyutları gözler önüne serdiğini" belir- ten Dinçer, "Bu durum, piya- sa mantığının eğitime egemen kılınması anlayışının nerelere geldiğini gösteriyor" diye ko- nuştu. Okulların ticari amaçlı kullanılamayacağını vıırgulayan Dinçer, "Çocukları reklam aracı olarak kullanıyorsunuz. Bundan daha büyük sııç olur mu? Bakanlıklar arasındaki protokolün iptali için hukuk- sal süreci başlatacağız. Bir sü- re sonra da karneye, kitaba, dergiye, önlüğe reklam alalım diyecekler"dedi. 6 Hem güvensiz hem pahalı' • Baştarafı 1. Sayfada Kapalı kaynak kodunu, "son teknolojiyle yapılmış bir bina- da görev yapaıı güvenlik ele- manlarını tanımamaya" ben- zeten Karakoç, "Kapalı kod ne- deniylc sizin kullandığımz alt- yapı, işletim sistemi ve prog- raınlar, bilginiz ve yetkiniz dı- şında başka bilgisayar ve sis- teınlere bilgi paylaştırabilir ve başkaları sizin sisteminize eri- şebilir" dedi. Karakoç, bu duru- mun üikenin ulusal güvenliğiyle ilgili çok önemli bir stratejık un- PROF. KÖKSAL: Toptan, tüfekten daha stratejik Türkiye Bilişim Derneği (l'BD) Onursal Başkanı Prof. Aydm Köksal bilişimle ilgili çahşmala- nn, üikenin uzun dönemli strate- jik çıkarlarını korumasıgerektiği ni söyledi. Microsoft'la yapılan anlaşmanın Türkiye'nin önünü ke- sebilecek gelişmelere yol açma- sının muhtemel olduğunu belirten ICöksal, şöyle konuştu: "Hindis- tan, Almanya, Çin gibi ülkeler, tekelleşme eğilimlerine karşı ulusal yazılım endüstı ilcı inin bağımsızlığını korumak üzere, planlı çalışma içindeyken Türki- ye'nin de, Gatcs ile görüşürken, benimscdiği ilkeleri, uzun dö- nemli ulusal bir bilişim siyasası oluşturacak doğrultuda sapta- ması, açıklaması gerekirdi." Türkiye'nin stratejik yazılım sistemlerinin, kendi insangücüyle gerçekleştirmesi gerektiğini vıır- gulayan Köksal, "Bağımsızlık ve güvenlik için, günümüzde en stratejik konu, top tüfek değil, en güçlü yazılım sistemlerine sa- hip olabilmektir" dedi. Köksal, AKP'nin konuyu gündeme getir- mesinin çok önemli bir gelışme olduğunu, ancak atılan adımlarda dikkatlı olunması gerektiğini söy- ledi. Köksal, konuyla ilgili kamu- oyuna da bilgi verilmesini istedi. sur olduğuna vurgu yaptı. Karakoç, ka- palı kaynak kodu- nun uzun vadede çok ciddi mali- yetlere neden olacağını söyledi. 'Bağımlılık varatacak' Microsoft'un, Milli Eğitim Ba- kanlıgı'nın öğretmenlere satıla- cak dızüstü bılgisıyarlara ucuz iş- letim sistemi hazırlayacağı yö- nündekı haberlere değınen Kara- koç, "Deve gelecek yerden ta- vuk esirgenmez" dedi. Karakoç, yazıhmlar kullanılmaya başla- Microsoft yınca bağınılılık ya- ratacağını vurgula- yarak "Bu, sistem- de ileride yapılacak siirüııı güncelleme ya da versiyon dc- ğişikliği gibi yeniliklerde sizden para istenirse bunu ödemekzo- rundasınız demek" görüşünü dile getirdı. Microsoft'un izledi- ği yolu, "cep telefonu kullanıcı- larına kontörü bir kez doldu- rulmuş bedava kaıt verıneye" benzeten Karakoç, kapalı kaynak koduna ılışkin şu bilgileri verdi: "Bizim üç güvenlik numaramız Kaboğlu ve Oran ifade verdi "Azınlık Raporu" ncdcniylc haklarında soruşturma açılan Baş- bakanlık İnsan llaklaı ı Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Kültürcl vc Azınlık Hakları Komisyonu Kaşka- nıBaskın Oran, dün Ankara AdaletSarayı'nda,soruşturma- yı yürütcn Basın Savcısı INadi Türkaslan'a ifade verdiler. ifade sonrası açıklama yapaıı Kaboğlu soruşturmanın Tür- kiye'nin geldiği nokta ve hedefleri bakımından üzüntü veri- ci olduğunu ifade ederek cumhuriyct savcısına savunma yap- madığını söyledi. Kaboğlu," Bunun yaptırınıı varsa katlana- cağını. Soruşturnıa düşünce özgürlüğüne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır" diye konuştu. Baskın Oran da yaptığı açıklanıada, raporda tahrifat yapılıp yapılmadı- ğı ve raporun içcriğinin anayasaya aykırı olup olmadığı ko- nusunda savunma yaptığını söyledi. (Foloğıaf; AA) var. Vatandaşlık, vergi ve ehli- yct numarası. Antak bu numa- raların hiçbirisi birbirinden haberdar değil. Bu nedenle ölenlerin SSK borcu çıkıyor. A- ma açık kaynak kodlu yazıhm- lar kullanılırsa bizim en ufak bir rcsnıi işlemimizde vergi ııu- marasım ayrı, kimlik numara- sını ayrı vermememize gerek kalmaz. Böylece maliyetlerde de çok ciddi azalmalar olur." 'Bilijim politikası yok' Açık kaynak kodu kullanan Li- nux'un çok daha az maliyetli olduğunu vurgulayan Kara- koç, Türkiye'nin en önemli so- rununun "partiler ve hükü- metler üstü, akademik çev- relerce de onaylanmış bir bi- lişim politikası bulunmama- sı" olduğunu söyledi. 'İpler eünde olmalı' Linux uzmanı ve danışma- nı Görkem Çetin, Türki- ye'nin teknolojik açıdan geli- şebihnesi için "iplerin mut- laka kcndi elinde olması ge- rektiğini" vurgulayarak "Biz ne kadar teknolojiyi kendi- ıııiz üretebilirsek güveııliği- mizi o derece rahat sağla- rız" dedi. Açık kaynak kodlu yazıhmlar üzerinde kullanıcı- ların her türlü değişikliği ya- pabilme haklarının olduğuna dikkat çeken Çetin, "Kapalı kodda bu yok. Ülkeler açı- sından ciddi bir riskoluştu- ruyor" diye konuşutu. Ispanya'nın Extramadura bölgesinde 80 bin okul labora- tuvarının, daha güvenli ve u- cuz olması nedeniyle Linux sistemiyle donatıldığını belir- ten Çetin, bu nedenle yönetı- cilerin yazılım ycnne altyapı- ya ve personele yatırım yapa- bildiklerını söyledi. Çetin, Avusturya'nın Viyana kentin- deki uzmanlarmın da bir ara- yagelerekT(JBÎTAK1 in PAR- DUS projesine benzeyen sis- tem gcliştirdiklennı söyledi. Kurumlar istihbarat korkusu nedeniyle Microsoft'tan uzak duruyor Almanya <da Linux tercihi İRFAN ERGİ FRANKFURT - Bilişim pı- yasasındaki gücünü kullanarak hem yazılım hem de teknik alan- da tekel oluşturan Birleşik Ame- rikan şirketi Microsoft ile araya konulan mesafe Almanya'da da artıyor. Microsoft'un dünyadaki en yaygın yazılım sistemi Win- dovvs'un program şifrelerini açıklamaya yanaşmaması ve N- SA, ÇIA ve FBI gibi Amenkan istihbarat teşkilatlarmın Wın- dovvs programlannı kullanarak elektronik istihbarat yapması, özellikle hükümet kurumlanyla, sanayi ve teknolojı kuruluşlan- nın Microsoft'un yazılım ürünlerine uzak durmasına yol açıyor. Microsoft'un IBM gibi teknik bilişim cihazlan üreten şirketlerle ış- birliğı sonucu yazı- lımlannı adeta zo- nınlu biçımde son tüketıciye dayat- ması ve pahalı yazı- lım ürünleri satması, sıra- dan tüketicilerin de tahammül sı- nırlarını zorluyor. Sürekli güven- lik zaafları ortaya çıkan ve virüs saldınlanna açık sistemler olma- sı, grafik yüzeye dayalı Win- dows yazılımlarını antipatik kı- hyor. Microsoft Başkanı Bill Cates'uı Avrupa ülkelerinde- ki kulis faaliyetleri, hükümct- lere yaptığı muazzam indi- rim teklifleri dahi, Micro- soft'a karşı güvensizlik duvarını aşamıyor. Almanya 2003 yılı Haziranı'nda karar- laştırdığı "tümleşik elektronik yöne- tim" (eGovernment) prog- ramıyla 16 eyalet, 300 ıdari bi- rim ve 13 bin belediyedekı bütün bilişim hizmetlennı eşgüdümle- meye başladı. Kaynak israfını önlemeyı, venm ve sürati arttıra- rak stratejik güvenlığı geliştir- meyi amaçlayan bu faaliyetleri yönetecck ycni birımler kurul- du. Almanya, bu amaçla 4 mıl- yon internet kaydı ve kamu ku- rumlannın farklı amaçlarla ışlet- tigi yedi bin kadar internet sunu- munu daha güvenli olan "Li- nux" sistemlerine geçirmeye başladı. Bilişim dünyasında açık kay- nak sistemi "Open- Source-Sys- tem" olarak adlandınlan Linux işletim sistemi, güvenli olması, program şifreleri ve diğer uygu- İamalannın herkese açık olması, yazılımlann ücretsiz temin edile- bilmesi nedeniyle giderek daha yaygın uygulama alanı buluyor. GUNDEM MISTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Insanın yaşam disiplini vardır, sorumlu olduğu ku- ruma ya da insanlara karşı disiplini vardır, çevresi- ne karşı koruması gereken disiplin vardır... Siyasette de "parti disiplini" vardır. CHP'nin temel eksiklerinden biri de bu... Sözümüz herkese. En sıcak durum ise CHP Istanbul Milletvekili Zül- fü Livaneli'nin partiye ilişkin değerlendirmeleri. Li- vaneli'ye göre, CHP'yi vakfa dönüştürmek ve tarih- teki yerini almasını sağlamak gerekiyor. Sözleri tep- ki görünce de dün şu düzeltmeyi yaptı: "Eleştirilerim CHP'ye değil, partiyönetimine!" Bu durumda CHP yönetimini mi vakfa dönüştür- mek gerekiyor? Ne bileyirn, Baykal Vakfı kurulma- sını falan mı istiyor? önerisi buysa Baykal hayır da demeyebilir. Mülkiyeti de kendi üstüne geçirebilir... Işin kara mizahı bir yana, CHP'linin CHP'ye ve CHP'liye yaptığını başkası yapamaz... Yazıya Özdeyişle girdik, Livaneli'ye bir söz daha armağan edelim: İnsan dünyayı zapt eder, ağzını zapt edemez! Buna karşın CHP Genel Merkezi'nin disiplin an- layışı da şu: Kendi yaptıklarının herkes tarafından onaylanma- sı ve kurultayların tamamen tek kale oynanması... Hakkâri- Hak gari _ _ ^ _ CHP'de 29-30 Ocak kurultayının tartışmaları bi- tirmeyeceğini daha önce de vurgulamıştık. Aynen öyle devam ediyor. Bu haftanın havası şu: Baykal'a muhalefet cephesi birbirine muhalefet etmeye başladı. Arayışlar arasında yeni bir parti kurmak bile var. Hemen vurgulayalım; ana gövdeden kopan hareket- ler kolay kolay başarıya ulaşamazlar. Üstelik bunun sağlam bir gerekçesi yoksa, tamamen kişisel bir çı- kış olur. Bir başka arayış SHP'nin yeniden canlandırılması. Canlanırmı? Bu soruya Karayalçın, "SHP ölmemişti ki, can- landırılmaya çalışılsın" yanıtını verebilir. Onun adı- na biz bir şey demiş olmayalım. Eğer arayış, CHP'- den kopacak bir gaıp milletvekili SHP'ye katılsın ve Meclis'te grup oluştursun yönündeyse, Karayalçın açısından tarih tekerrür ediyor demektir! lyi parti lafının üstüne gelirmiş; dün yazıyı kaleme alırken SHP'nin bir zarfı geldi. Açtım, bugün SHP kadrosunda yer alan Mustafa Kul, Nihat Matkap, Fehmi Işıklar, Mehmet Kerimoğlu, Yücel Top ve Bülent Danışoğlu'ndan kurulu komisyon "Istihdam Kurultayı" hazırlıyormuş. Ne güzel, bakarsınız ilk istihdamı CHP'den olası kopmaları bünyelerine alarak gerçekleştirebilirler! Siyasette mizah kaldırmak zordur ama, CHP'Iİ muhaliflerin giderek omurgasızlaşmasını başka tür- lü anlatmak zordu. Aflarına sığınıyoruz. CHP Genel Merkezi'ne dönelim... Değişiklik ol- mazsa cumartesi günü PM toplantısı var. Livane- li'den Derviş'e 3 Kasım 2002 seçimlerinin gözde- leri parti yönetiminde yok. CHP'nin son kurultayı öncesinde ister istemez 3 Kasım seçimlerindeki tar- tışmalar da geldi geçti gözümüzün önünden. Bay- kal o dönemde CHP listelerine dışarıdan girmiş ad- lar için şu tanımı kullanmıştı: - Hepsi sıfır kilometre! Bugün bakıyoruz da gerçekten öyleymiş... Hepsi sıfır! Baykal dün Hakkâri dönüşü basın toplantısı dü- zenledi. Sadece Livaneli'ye ilişkin soruya yanıt ver- mekle yetindi. Ağırlıklı olarak Hakkâri depremine değindi. Erdoğan'ın Uzak Asya'daki felaket için ka- pı kapı para isteyip Hakkâri'yi görmezden gelmesi gerçekten kabul edilebilir gibi değil. Hakkâri'nin CHP içindeki muhalifler açısından bağlantısı ise şöy- le kurulabilir: - Deprem partimizde de hissedildi. Biraz da bize hak gari! ankcum(rt cumhuriyet.com.tr BAKANAKDAĞ'DAN İI'İRAF: Yedi danışmana üçyerden maaş AYŞE SAYIN ANKARA - Tasarruf gerekçesiyle emeklilcre ka- muda çalışma yasağı getiren AKP hükümetinin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bakanlık danış- manı sıfatını da taşıyan hekimlere "3 ayrı yer- den ücret ödeııdiği" itirafında bulundu. Ak- dağ, CHP'li Mehmet Uğur Neşşar'ın konuya ilişkin soru önergesinc verdiği yanıtta, kadro- ları Anadolu'nun çeşitli hastanelerınde olan an- cak Ankara'daki çeşitli hastanelere başhekim yardımcısı olarak atanan hekimlere maaş ve dö- ner sermaye payının yanı sıra bakanlık tarafın- dan maaş ödendiğini doğruladı. CHP'li Neşşar, Meclis'e taşıdı CHP'li Neşşar, Bakan Akdağ'ın bakanhkta gö- rev yapan 7 danışmanına "3 ayrı yerden ma- aş ödendiği" yönündeki savlarınıTBMM gün- demine taşıdı. Neşşar, bakanlık danışmanları vc başhekim yardımcıhklarına alanan doktorlar Yasin Erkoç, 11 ınç Yılmaz, Sinan Koruklu- oğlu, Sebahattin Aydın, Mehmet Demir,AtiI- la Oğuzboyalı, EkremAtabakan' ın hem dok- tor olarak çalıştığı hastanelerden, hem bakan- lıktan, hem de başhekim yardımcısı sıfatıyla döner sermayeden ücret alıp almadığı konu- sunda bilgi istedı. Akdağ, tabiplere Sağlık Mü- dürlüğü, Sağlık Müdür Yardımcılığı, Baştabip- lik ve Baştabip yardımcılığı görevlerini ikinci görev olarak verilebilmesının Devlet Memur- lan Yasası'nın 88. maddesınde düzenlendiğini, "bu suretle atanan ilgililere kanunun 175. nıaddesi uyarınca ikinci görev aylığı öden- diğini" bildirdi. Akdağ, söz konusu personel- Ie ilgili mevzuat uyarınca aynca döner serma- yeden ek ödemc yapıldığını belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear