Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2005 SALI
HABERLER
İSTANBUL BAROSU AÇ1KLAD1
Kanadoğlu
y
na
hukuk öldiilü
• Istanbul Barosu,
hukukun üstünlüğünü ve
Cumhuriyet'in
kazanımlarını savunan bir
hukukçuya "Mahmut
Esat Bozkurt Hukuk
ödülü"nün verilmesini
kararlaştırdı. Baro, bu
yılki ödülün Sabih
Kanadoğlu'na
verileceğini duyurdu.
İstanbul Haber Servisi- İstanbul Barosu Yönetitn
Kurulu, bu yıl verilmesi kararlaştınlan "Mahmut
Esat Bozkurt Hukuk Ödülü"ne, emekli Yargıtay
Cunıhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun
değer görüldüğünü açıkladı. tstanbul Barosu
Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada,
baronun her yıl hukukun üstünlüğünü,
Cumhuriyet'in kazanımlarını ve çağdaşlaşmayı
savunan, bu alanda önemli çalışmalar yapan bir
hukukçuya "Mahmut Esat Bozkurt Hukuk
ÖdüliTnün verilmesi kararı aldığı belirtildi. Bu
kapsamda ilk ödülün, görev döneminde ve
sonrasında laik, demokratik hukuk anlayışı ve
temelde çağdaş hukukun oluşması konusunda
önemli çabalar gösteren Kanadoğlu'na
verilmesinin uygun bulunduğu belirtilen
açıklamada, ödülün 8 Mart Dünya Rmekçi
Kadınlar Günü'nde Kanadoğlu'na sunulacağı
bildirildi. Açıklamada aynca ödülc adı verilen
Bozkurt'un, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra büyük
Önder Atatürk'ün yanında, "Cumhuriyet
devrimlerinin ve çağdaşlaşmanın hukuk alanındaki
savaşımını ön saflarda venliği" vurgulandı
Açıklamada, Yargıtay Başkan Yardımcısı Osman
Şirin'in "Bozkurt döneminin kapandığı veyeni bir
dönemin başladığına" ilişkin görüşleri de
eleştirildi. Açıklamada, "Baaa iç ve dış
dinamiklerin, son günlerde Türkiye içüı
öngördükleri 'ılımlı islam' teziyle ve Yargıtay
Ceza Genel Kurulu'nun 14/13 oyla oluşturulan
karar gerekçeshıde, din kıırallanna ahfta
bulunulnıası açıklamalannuı aynı tarihlere
rastlaması da düşündürücüdür" deııildi.
İZMÎR BAROSU'NA ÇAĞRI
Olağanüstü kongre
için imza toplandı
tZMİR (Cunıhuriyet Ege Bürosu) - tzmir
Barosu'nu olağanüstü kongreye çağıran avukatlar,
gerekli imzalan topladılar. Avukatlık Kanunu'nun
ilgili maddesince, baronun olağanüstü kongreye
gidebilmesi için kayıtlı avukatlann beştc birlik
kısmının imza vermesi gerekiyor. Baro yönetımine
mualif avukatlar, gerekli ımzalan toplayarak
yönetıme sundular. izmir Barosu Yönetim
Kurulu'nun, "İşkencenin Önlenmesinde
Hukukçunun Rolü" konulu projeyi askıya aldığını
açıklaması ve baro bünyesindeki lşkenceyi
Önleme Grubu'nu (löü) kapattığını duyurmasının
ardından olağanüstü kongre için harekete geçen
avukatlar, yeter sayıya ulaştılar. Seçimsiz,
olağanüstü kongrenin toplanması için Izmir
Barosu Başkanı'nın tarih vermesini isteyen
hukukçular, kongrede lÖG'nin kapatılmasmı ve
işkence konulu projenin askıya alınmasım
tartışacaklarını açıkladılar. Yönetime muhalif
avukatlar, kongrede yapılacak değerlendirmenin
ardından her iki konunun devamına yönelik karar
alınmasını isteyeceklerini duyurdular.
Türkan Saylan'a Insan Hakları Ödülti'nü ödülü-
nü Karşryaka Bclcdiye Başkanı Cevat Durak verdi.
'İnsan hakları
gündeme oturmalı
9
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Karşıyaka
Belediyesi Insan Hakları Ödülü, Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr.
I ttrkan Saylan'a verildi. Karşıyaka Nikâh
Salonu'nda yapılan törende Saylan, insanlann
eşitliğinin, demokrasinin temelleri arasında yer
aldığını belirterek "Cumhuriyetiıı bireyi olmayı
hak etmek için insan haklanın içşelleştirmemiz
gerekir. İnsanlaı ımı/a hâlâ şiddet uygulanıyorsa,
insan haklaruıdan nasıl söz edilebüir" dedi. tnsan
hakları ödüllerinin yaygınlaştınlması gerektiğini
kaydeden Saylan, siyasi partilerden bağutısız
çalışan sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'nin
geleceği olduğunu söyledi. însanlann Türkiye
mozaiğinde bir arada yaşamayı öğrenmesi
gerektiğini yurgulayan Saylan, "İıısaıı haklannı
Türkiye'nin gündemine oturtmahyız. Bu beninı,
ailcmin hakkı diye bakılınaıııulı. Hepimizin eşit
olduğu düşüncesinden yola çıkmalıyız. Bizim arlık
dünya yurttaşı olmamız gerekiyor. kendimizi
gclişmclerc kapatanıayız. Bizinı daha donaıumh
olgıamız gerekiyor" diye konuştu.
•
LE FIGARO: İslamcılann taleplerine boyun eğen AKP iktidarı köktendinciliğe yaklaşıyor
Türkiyelaiküktenuzaklaşıyor'ELÇİN POYRAZLAR
BRÜKSEL-LeFigarogazetesi, Er-
doğan hükümetinin köktendinciliğe
yaklaştığını öne sürdü. Türkiye'deki
iktidann lslaıncıların taleplerine bo-
yun eğerek Atatürkilkclerinden uzak-
laştığını savunan Le Figaro, Türki-
ye'nin yeniden îslamlaşüğını yazdı.
Köşe yazan Alain-Gerard Slama ta-
rafından kaleme alınan AB Anayasa-
sı'nın Ispanya'da referanduma sunul-
masına ilişkin analızde Avrupa düşün-
cesı çerçevesmde Türkiye konusuna
da değinildi. Makalede AB'nin "yeni-
• Avrupa düşüncesi çerçevesinde Türkiye konusuna değinen Le Figaro gazetesi, Recep Tayyip
Erdoğan'ın başkanlığındaki hükümetle Türkiye'nin yeniden Islamlaştığını, hükümetin Atatürk'ün
laik eserinin lağvedilmesini isteyen Islamcılann taleplerine boyun eğdiğini öne sürdü.
den İslamlaşan" Türkiye'ye sadece de- tacak yasal kurallann yerleştirilmesi ko- affedihnez bir saflık. Birinci koşul Tan-
mokrasi kurallan, sosyal ilerleme ve in-
san haklanna saygıya ilişkin yüküm-
lülükleri empoze etmesinin, faşizm ve
Nazızmi tanımış olan kıta için "affe-
dihnez bir saflık" olduğu görüşü savu-
nuldu. Keskin olarak tanımlanan biria-
iklik felsefesinin kamu alanının nötr ha-
le getınlmesıyle tamamen benimsen-
mesi ve bireysel sorumluluğu kurum-
sal ve toplumsal çıkarlardan üstün tu-
şullarının Türkiye'den istenmesi ge-
rektiğine dikkat çeken gazete, Erdoğan
hükümetinin bu yönde hareket etme-
diğinin bilindiğini öne sürdü.
Gazetede şu görüşleı yer aldı: "Ye-
niden îslanılaşan bir Türkiye'ye de-
mokrasi kurallan, sosyal ilerleme ve
insan haklanna ilişkin yükümlülükle-
rin empoze edilnıesini yeteıii bubnak
faşizm ve Nazizmi lanımış bir kıta için
n ve Sezar arasındaki keskin farkuı Ia-
nımlandığı bir laiklikfelsefesinin kamu
alanının nötr hale getirilmesiyle tama-
men benimsenmesi ve ikinci koşul isc
bireysel sorumluluğu kurumsal ve top-
lumsal çıkarlardan üstün tutacak ya-
sal kurallann yerleştirilmesi olmauydı.
Erdoğan hükümetinin bu yönde git-
mediğJ biliniyor. Erdoğan hükümeti
Avrupa'da bu tür yasaklar olmadığı
gerekçesiyle yargı önünde ve üniversi-
telerde başörtüsü yasaguun kaldırıl-
masıyönündeki çabalanyla Atatürk'ün
laik eserini ortadan kaldu*mayı anıaç-
layan tslamcılaruı taleplerine boyun
eğerek bu yönden daha da uzaklaşıyor.
Köktendinciliğe sırt çevrileceğine ikti-
dardakiçoğunlukbuna yaklaşıyor. llir-
kiyc ilc müzakerc kapısını kapatanıa-
yız. Türk hükümetine beş yıllık katı ko-
sııllıı bir progı anıııı belirlenmesi doğ-
nı olacak. Bu konuda başansız olun-
ması durumunda Türkiye daha ıııaıı-
tıklı olan iıııl iyazlı ortaklık çözümünü
kendi kamnyla seçecektir."
Yurtdışına kaçmasına rağmen mühendis olduğu TCDD'den ücretsiz izin aldığı ortaya çıktı
Hîzbullahçıya 'ilginç' koruma
• Hizbullah üyesi olmak suçlamasıyla
12 yıl 6 ay hüküm giyen TCDD'de elektrik
mühendisi M. Zeki Eminoğlu'na
Türkiye'deymiş gibi doktor raporu ve
mazeret izni verildi. Eski TCDD Genel
Müdürü Karaman'ın görevlendirdiği
müfettiş ise olayda "suç unsuru" bulamadı.
İLHAN TAŞC1
ANKARA-Hizbullah-
llim Örgütü üyesi olmak
suçundan 12 yıl 6 ay hü-
küm giyen TCDD'de
elektrik mühendisi olarak
çalışan M. Zeki Eminoğ-
lu'nun yurtdışına çıktık-
tan sonra Türkiye'de yaşı-
yornıuş gibi kurıundan ma-
zeret izni, doktor raporu
ve ücretsiz izin aldığı or-
taya çıktı. Eski TCDD Ge-
nel Müdürü Süleyman Ka-
raman'ın görevlendirdiği
müfettiş ise örgüt üyesine
izin ve rapor verilmesi iş-
leminde "suç unsuru" bu-
lunmadığı yöniinde rapor
düzenledi. Savcı SafimDe-
mirci'nin suç duyurusu
üzerine Eminoğlu'nun
bünyesinde çalıştığı TCDD
Malatya Tesis Müdürü
hakkında "görevi ihmal"
suçlamasıyla dava açıldı.
Hizbullah üyesi olmak
suçlamasıyla 12 yıl 6 ay
hüküm giyen elektrik mü-
hendisi Eminoğlu'na yöne-
lik "ilginç koruma" olayı
şöyle gelişti: İstanbul Bey-
koz'da Hizbullah örgütüne
yönelik operasyonda ele
geçirilen bilgi ve belgeler-
de M. Zeki Eminoğlu'nun
da örgütsel faaliyetlerde
bulunduğu belirlendi. Emi-
noğlu'nun il sorumlusu ol-
duğu, örgütsel dersler ver-
diği, aidat toplayıp bunla-
rı örgütün belirlediği kişi-
ye ilettiği saptandı.
Bunun üzerine kapatı-
lan Malatya 2 No'lu DGM,
M. Zeki Eminoğlu ile Ah-
mettçlihakkında "Yasadı-
şıHizbullahörgütüüyesiol-
mak" suçundan dava açtı.
Mahkeme, TCDD'de elekt-
rik mühendisi olarak görev
yapan Zeki Eminoglu'nu
"Hizbullah îlim Örgü-
tü'nün sair efradı olmak"
suçundan 12 yıl 6 ay ağır
hapis cezasına mahkûm et-
ti Mahkeme, cezaevınde
kaldığı süreyı gözeterek
Eminoğlu'nun tahliyesine
karar verdi.
Hizbullah üyesi Emi-
noğlu tahliyesinin hemen
ardından 29 Kasım 2002
tarihinde Esenboğa I lava-
alanı'ndan yurtdışına kaç-
tı. M. Zeki Eminoğlu ile ıl-
gılı "koruma" da bu dö-
nemden sonra yaşanmaya
başladı.
M. Zeki Eminoğlu, yurt-
dışına çıkışından hemen
sonra sanki halen Türki-
ye'de yaşıyormuş gibi
TCDD Malatya Tesisler
Müdürlüğü'nden2002 yı-
lının aralık ayında mazeret
izni aldı. 2003 yılının ocak
ayında ise Malatya'da ika-
met ediyormuş gibi doktor
raporu alarak ızninı uzat-
tı. Bunun üzenne Eminoğ-
lu'nu görmeden sağlık ra-
poru verdiği belirtilen dok-
torlar Fahrettin Pûlat,Izzet-
tin Salık ve Mehmet Şa-
hin hakkında "görevikötü-
yekullanma" suçlamasıy-
la soruşturma başlatıldı.
Ancak Malatya Cumhuri-
yet Başsavcılığı, doktorla-
rın cezalandırılması için
yeterli delil bulunmadığı
gerekçesiyle 2004 yılında
takipsizlik karan verdi.
'Suç unsuru yok'
Eminoğlu'nun izinleri-
ne bu kez de 6 aylık ücret-
siz ızın eklendı. Tüm bu ge-
lişmeler üzerine dönemin
Malatya DGM Savcısı Sa-
liıtı Demirci, yurtdışında
olmasına karşın Eminoğ-
lu'nun Malatya'daki kuru-
mıından izin ve istediği
yönde doktorraporu alma-
sı nedeniyle suç duyuru-
sunda bulundu.
Süleyman Karaman'ın
görevlendirdiği müfettiş
AkifBal ise Eminoğlu ola-
yının incelendiği ve "suç
unsuru olmadığına" iliş-
kin rapor düzenledi. Ma-
latya Cumhuriyet Başsav-
cılığı da gelişmeler üzeri-
ne Zeki Eminoğlu 'nun gö-
rev yaptığı Malatya Tesis-
ler Müdür-lüğü hakkında
"görevi ihmal" suçlama-
sıyla dava açtı. Dava halen
Malatya 3. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde sürüyor.
Kaymazlar'ı öldürmekle suçlanan poUslerin duruşması sürerken adliye önünde gösteri yapıldı. (AA)
Kı<epedavasıgergin başladı
12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babasını öldürmekle suçlanan
sanık polisler yoğun güvenlik önlemi alınan duruşmaya katılmadı
İBRAHİM KARAASLAN / ADNAN AVUKA
MARDtN-Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 12 ya-
şındaki Uğur Kaymaz ile babası Ahmet Kaymaz'ı
öldürmekle suçlanan 4 polisin yargılandığı davaya
dün Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlan-
dı.tlk duruşma sonunda sanıklann tutuklanması is-
temini reddedden mahkeme heyeti, TBMM İnsan
1 laklan Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapo-
run da dava dosyasına konulmasına karar verdi.
Duruşmaya Ahmet Kaymaz'ın eşi Makbule, an-
nesı Emine ve kardeşı Reşat Kaymaz, Avrupa Par-
lamentosu Milletvekili Feleknas Uca, 1BMM İnsan
Haklan Komisyonu üyelen CavitTorun,HüseyinGü-
ler,MesutDeğerve Faruk Ünsal, DEHAP Genel Baş-
kanı Tuncer Bakırhan. İHD Genel Başkan Yardım-
cısı Reyhan Yalçındağ, EMEP Genel Başkan Yar-
dımcısı Ender lnırek, Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı ÖzdemirÖzok, eski DEP Milletvekili Sclim Sa-
dak katıldı. "Meşru müdafaa sııııı ıııuı aşdması su-
rctiylc, nıüstakil faili belli olmayacak şckildc adaın
öldürme" suçlamasıyla yargılanan ve haklarında
ikişer kez 12 yıldan az olmamak koşuluyla hapis is-
tenen sanıklar Seyit Ahmet Töngel, Yaşafettin Açık-
söz ve Mehmet Karaca ile 6 yıl hapisle yargılanan
polis Salih Ayaz ise başka bir kentte yeniden göre-
vc başladıkları için duruşmada hazır bulunmadı.
Sanık polislerin avukatlan Sedat Altın ve Veysel
Güler, müvekkillerinin kamu güvenliği açısından,
davanın Adalet Bakanlığı'nın uygun görcceği baş-
ka bir ilde yapılması talebinde bulundular. Müşteki
avukatlanndanTahirElçi yargı lamanın durdurulup,
sanıklar getırildikten sonra mahkemenin devam et-
mesini istedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölü-
münde, sanık ve müdahil avukatlar dinlendi. Ah-
met ve Uğur Kaymaz'ın sılahlı olmadığını ve samk-
lara ateş açmadığını seyleyen Tahir Elçi, "lddiana-
mede sanıklar korunnıaktadır. Suç vaslının değişc-
bileceği için sanıklann tutuklanmasımtalep ediyonız.
TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun hazırladığı
raporun da dosyaya konulmasını istiyoruz" dedi.
lutuklama istemi reddedildi
Sanık avukatlan ise Uğur Kaymaz'ın yaşının
12'den büyük olduğunu savunarak "MüvekkUleri-
mizeateş açnuşlardır. Çaüşmada, UğurveAhmetKay-
mazyaşanunı yitirmiştir. Bu nedenle tutuklanma ta-
lebinin rcddcdilmesini istiyoruz" dediler. Cumhuri-
yet savcısı da sanıklann bulunduklan yerden talımat-
la ifadelerinin alınmasına ve müdahil avukatlann tu-
tuklama talebınin reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti ise tutuklama talebinin reddine ve
TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu'nun ha-
zırladığı raporun da dosyaya konulmasına karar ver-
di. Mahkeme heyeti dosyanın Mardin Cumhunyet
Başsavcılığı'na göndenlmesıni kararlaştırdı.
Duruşma sırasında Mardin Adlıyesı çevresinde ge-
nış güvenlik önlemlerı alındı. Adliye önünde bek-
leyen yaklaşık bin kişilik grup "Şavaşa geçit verme-
yeceğiz", "Daha kaç Uğur, kaç Ümit katicdUecek",
"İnadına hepimiz birer Uğur'uz" "Vali istila" ve
"İnkâr, imha, şiddet ıleğil, demokratik halkçı çö-
züm" dövizlerini açtı. Hükümet Konağı'nın yanın-
daki binaya ise DEHAP'lı gençler, üzerinde "Geç-
nıişimize ışık tutmadan, aydınhk bir geleceğe sahip
olamayız" yazan ve faili meçhul cinayetlerde öldü-
rülenler ve kayıplarının fotoğraflannın bulunduğu
50 metrelik bir afiş astı.
Metai Fırtına
tartışması
Kitaba
kitapla
yanıt
\VASH1NGTON (AJN-
KA)-Türkiye'ninABDta-
rafından işgal edilmesi se-
naryosuna dayanan "Metal
Fıruna" kıtabına, ABD'den
yanıt gecikmedi. Yazar Al-
laıı Topol, "Düşmanımm
Düşmanı" adli kitabında,
Türkiye'de uçağı düşen
ABD'li bir pilot nedeniyle
başlayan kriz sırasında ya-
şananları kurguladı.
Orkun Uçar ve Burak
TAırna'nın yazdığı Metal
Fırtına'nın etkisi sürerken
bu kitaba yanıt, ABD'li ya-
zar Allan TopoPdan geldi.
ABD'de yayımlanan Was-
hington Post gazetesinde de
okuyucuya tanıtılan ve tav-
siye edilen "Düşmanımın
Düşmanı" adlı kitap "Gece-
yansıEkspresi"nden bu ya-
na Türkiye karşıtı tüm çev-
relerin kullandığı bir tema
olan "Türk hapishanesi"
temasını banndırıyor.
Kitap, düşen bir ABD sa-
vaş uçağının pilotunun, hiç
de "dostane olmayan" bir
Türk hapishanesine girme-
sıyle başlıyor. Pılotun,
ABD'nin Cumhuriyetçi
Başkanı'nı mali olarak des-
tekleyen işadamı Terry
McCallister'in oğlu olma-
sının yanı sıra işin içine Is-
rail istihbarat birinü MOS-
SAD girince durum iyice
karışıyor. McCallister Be-
yaz Saray'a baskı yapmak-
ta ve "Türkler'i Taş Dev-
ri'ne geri döndürecek" bir
bombalama yapılması için
ABD Başkanı'nı ikna et-
meyc çalışmaktadır. Savun-
ma Bakanı'nın buna bir iti
razı yoktur, Dışişleri Baka-
nı ise "pısırık"lır. Sadece
iki kadın olan Başkan Yar-
dımcısı vc Merkezi İstih-
barat Dırektörü "manüguı
sesi" olurlar. Mücadelele-
rin ardından Türkiye'yi
bombalama planı, Türki-
ye'nin pılotu gen vermesi
İçin lOgünertelenır.
Topol'un, eski bir avukat
olmasına karşın kaleme al-
dığı romanlann "mahkeme
ıııelodıaınlaıı" olmadığına
dikkat çeken Washıngton
Post, Topol'un "eskimoda
'uluslararası entrika' kul-
van"nda olduğunu yazdı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kıbrıs'ta Rumlarla çözüme ulaş-
mak konusunda önemli sorunlardan
birisi de 1974 müdahalesinden son-
ra Kuzey Kıbrıs'a Anadolu'dan geti-
rilen insanlar. Anlaşıldığı kadarıyla
Papadopulos yönetiminin ve de
AKEL liderlerinin Annan Planı'na iti-
razlarından birisi, çözüm sonrası ada-
da kalması kayıt altına alınan 45.000
Türkiyeli yerleşimci.
Rum tarafıyla daha sık görüşen,
konuştuğumuz çözüm yanlısı muha-
lifler işte bu noktaya dikkat çektiler.
Onlara göre Kıbrıs'ta iddia edildiği
gibi Anadolu'dan getirilenler 45-50 bin
değil, çok daha fazla. örneğin Şener
Leventşunları söyledi: "147binseç-
meni olan biryörede kaç bin nüfus
olması gerekir? Bu nüfusun 200 bi-
nin çok üstünde olması gerekmez
mi? Türkiye ve KKTC tarafı bu raka-
mı acaba neden sürekli gizliyor?"
Şener Levent'e ve bence Rum ke-
siminde Annan Planı'na hayırdenme-
Kıbrıs'a Anadolu'dan Getirilenler...
sini sağlayan çevrelere göre bu nü-
fusun yarısından çok daha fazlası
Türkiye'den gelme. Yani Türkiye'den
gelenler Kıbrıs Türklerinin yerli nüfu-
sunu kat kat aşmış durumda. Tabii bü-
tün bu iddiaların sonunda Kıbrıs'a
Anadolu'dan getirilen insanlara yöne-
lik bir dışlayıcılık, çözümün önünde
engel gibi görme davranışı ortaya çı-
kıyor.
• • •
Seçimleröncesi üçtamgün boyun-
ca epeyce geniş bir şekilde Kıbrıs
Türk tarafının köylerini, kasabalarını
gezme imkânı bulduk. Anadolu'dan
getirilen yurttaşlann yoğun olarak ya-
şadığı Iskele ilçesine bağlı köylerde
de onlarla sohbet ettik, tepkilerini öğ-
renmeye çalıştık.
Önce şunu söylemeliyim: Onların
bu topraklara getirilmelerinin üzerin-
den 30 yıl geçmişti. Artık ikinci ve
üçüncü kuşakyetişmişti. örneğin se-
çimlerde aday olanlar arasında Ana-
dolu'dan getirilen ailelerin çocukları
da vardı. Yeni nesil, Kıbrıs'ın ılıman
coğrafyasında, sakin siyasi ortamın-
da ve geldikleri yerle kıyaslandığın-
da uygar havasında yetişmişti. Dille-
ri, davranışları, tepkileri anne baba-
larından çok Kıbrıslılara benziyordu.
İlginç ve çok önemli gördüğüm
nokta ise Anadolu'dan gelenlerin si-
yasi eğilimleriydi. Kıbrıs Türk kesi-
minde ırkçı ve dinci partilerin hiçbir
şansı olmadığını söyleyebilirim. Din-
ci parti yok. Türkiye'den gelenlerin
haklannı savunmak ve Türkiyelilik
üzerinden politika yapmak isteyen
Milliyetçi Adalet Partisi (MAP) ve Ye-
ni Parti (YP) seçimlerde hiçbir varlık
gösteremediler. Anadolu'dan gelen-
ler onlara itibar etmediler.
Tabii ki Anadolu'nun kırsal bölge-
lerinden gelen Kıbrıs'taki insanlar,
Kıbrıslı Türklerle karşılaştırıldığında
daha muhafazakârlar. Milliyetçi söy-
lemlerden daha çok etkileniyorlar. Bir
de Türkiye'nin varlığı onlar için bir
güvence olarak daha öne çıkıyor. Bu
nedenle yıllarca Türkiye'den gelen
insanlar statükocu partilere oy ver-
diler. Sağcı partilerin oy deposu ola-
rak görüldüler.
Ancak yeni seçim sonuçları da gös-
teriyor ki bu konuda da ciddi deği-
şimler yaşanıyor. Anadolu'dan ge-
lenlerin çok yoğun olarak yaşadığı
Iskele bölgesinde CTP ilk kez sağcı
partilerin önüne geçti. Dipkarpaz'da
CTP kazandı.
• • •
Daha da önemli olanı; 30 yıl önce
kendi iradelerinin ötesinde getirilip
bu topraklara yerleştirilmiş insanları,
şimdi yeni bir mübadeleye tabi tut-
maya kalkışmak. Onları yeniden sür-
günlere göndermek en temel insan
haklanna aykırı. Onlar artık yaşadık-
ları toprakların insanı haline gelmiş-
ler. Tabii ki Anadolu'dan gelenlerle
Kıbns'ın yerlileri arasında bir kültürfar-
kı bulunuyor. Tıpkı Almanya'ya çalış-
maya giden yurrtaşlarımızla Alman-
lar arasında olduğu gibi. Bu kimse-
nin yeniden sürgün edilmesine gerek-
çe olamaz.
Kıbrıs'ın aydınları bu insanlar üze-
rinden siyaset yapmayı bırakmalı ve
Rum kesimindeki solculara da bu ırk-
çı ve dışlayıcı yaklaşımı terk etmele-
ri telkininde bulunmalı. Anadolu'dan
gelen insanlar artık o toprağın insan-
ları.
Yeni ve birleşik Kıbrıs'a onlar da
farklıhklarıyla başka bir renk katacak-
lardır. Katmaya başlamışlar bile...