22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ŞUBAT 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA lİıJvf_/l 1U1VJJ. ekonomiC"cumhuriyet.com.tr 13 Ocak ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlannı açıklayan Unakıtan, 'Teşviklerin yükü karşılanabilir' dedi 'UMF ileoturur, anlaşınz'• Bütçe sonuçlannın hükümetin clini güçlendirdiğini ileri süren Unakıtan, "Boşa dememiş Napolyon para, para, para diye. Paran yokken harcarsan şapa oturursun, mesele bu. Teşvik yasasındaki tercddütler yersiz" dedi. ANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, beklentilcrden ıyi çı- kan bütçe sonuçlannın, teşvik tartışmasında ellerini güçlendi- receğini de belirtti. Bütçe soııuçlarını değerleıv diren Maliye Bakanı Unakıtan, "Paraıı okluktan sonra eliıı çok güçlenir. Boşa dememiş Napol- yon para, para, para diye. Gö- zün kapalı parayı harcarsan, para önemli değil dersen,2000- Deutsche Bank: IMF ek mali önlem isteyebilir LONDRA/ANKARA(AA) Uluslararası yatı- nm bankası Dcutsche Bank analizinde teşvik kapsamındaki il sayısının arttınlması konusun- da, maii yükü azaltacak bir yasal düzenlemeye gidildıği ve bu konuda IMF ile paralel birgörü- şün ortaya çıkmakta ulduğu kaydedildi. Analiz- de, mali yükün azaltılması için IMF'nin, Aralık 2004 'te üzennde anlaşmaya vanlan "NiyetMck- tubu"na ek olarak mali önlemlere ihtıyaç dııya- bileceği vurgulandı. Morgan Stanley: En iyi teşvik istikrar ortamıdır LONDRA/ANKARA (AA) - Uluslararası yatınm bankası Morgan Stanley, Türkiye eko- nomisinde, en iyi teşvikin, doğrudan teşvik de- ğil, makro ekonomik istikrar ve dolayısıyla fa- iz oranlannın düşmesiyle yatınmlann artması olduğıınu belirtti. Morgan Stanley tarafından hazırlanan raporda, faiz oranlannın sağlayaca- ğı teşvikin daha sağlıklı ve kalıcı yatırıınlann, mali dısiplinin bozulmadan yapılmasnıa imkân verdığı de belirtildi. Hisarcıklıoğlu: Teşvikler bölgesel ve sektörel olmalı ANKARA (AA) - TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğ- lu, teşviklerin öz itibanyla bölgesel ve sektörel olrnası ge- rektiğini belirterek "Bunıııı olabilmesi için de öncelikle bir sanayi envanterine ihriyaç bıdunuyor, ardından da Tür- kiye yatımn haritasınıçıkarmakgcrekiyor" dedi lşsizli- ği azaltmanın lek yolunun da yatınm ve üretimden geç- tiğıni vurgulayan Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: "Hangi bölgede, hangi sektörü teşviketmenıiz \sxnm. Global dün- yada artık sanayilcrin önünde ülkc duvarlan yok. Avan- tajlı sektörlere görc teşvik vermeniz Isı/ım." 2001 kri/iıııkki gibi şapa otu- rursun, mesele bu" dedi. Teşvik yasa tasansıyla ilgili tartışmalara da değinen Unakı- tan, tereddütleri yersiz bulduk- larını belirtti. "Ben Maliye Ba- kanı olarak çok büyük bir an- laşmazhk çıkacağına ihtimal vermiyorum" diyen Unakıtan, IMF için de "Biz her zaıııaıı oturur, konuşup anlaşınz. îVlii- hinı olan mali disiplindeld ka- raı IIIIL'Mııı/ın devam etmesidir" dedi. Unakıtan, "Biz kendi hesabı- ıııızı yapıyoruz, teşvikleıie ilgili kiMiııı tasansı Meclis altkomis- yonunda görüşüldükten sonra, herkes görecektir ki bize getire- cegi yükler karşılanabilecek yüklerdir" diye konuştu. Unakıtan'ın açıkladığı bütçe sonuçlan da özetle şöyle: • Bu yılın ilk ayında bütçe gi- derleri 2004'ün aynı ayına gö- re nominal bazda yüzde 7.4 dü- şerken bütçe gelirlerinde ıse yüzde 49.8 artış kaydedildi. Buna göre ocak ayı bütçe gi- derleri 11 mılyar 187 milyon, bütçe gelirleri de 10 mılyar 181 milyon lira oldu. • 2002 yılmda 5.3, 2003 yı- hnda 4.2, 2004 yılında ise 5.2 mılyar YTL olan ocak ayı büt- çe açığı, bu yıl ocak ayında 1.6 milyar YTL düzeyinde gerçek- leşti. • IMF programının en önemli kriterlerinden olan faiz dışı fazla, geçen yılın aynı dö- nemıne göre yüzde 290.8 arta- rak 2 milyar 878 milyon lira ol- du. • Dahılde alınan KDV'de yüzde 40.5 seviyesinde gerçek- leşen gelir artışı, iadeler dikka- te alındığında yüzde 28 seviye- sinde gerçekleşti. IMF'DE KAN DEĞIŞİMÎ Kıizinen ağır dönentinde görev yapan îtalyan asıllı Cottarelli tuttuğu takımdan yediği kcbaba kadar ınedyanın ilgisini çekmişti. •Pfs wIfL H i lik s ı ' İ Yeni temsilci Cottarelli 'nin ı ANKARA (AA) -1Jlııslararası Para Fomı'nun(IMF) Türkiyemasası şetliğine, îtalyan asıllı bir uzmanın getırilmesi bekleniyor. Tiirkiye masası şefliğini 2003 yılından bu yana yürüten Rıza Moghadam'ın yenne getirilecek olan Îtalyan asıllı yeni Türkiye masası şefi, yeni stand-by anlaşmasının yürürlüğe ginnesinin ardından görevine başlayacak. Moghadanı, Türkiye ile IMF arasındaki üç yılhk yeni stand-by'ın ana çatısını kurma çalışmalarını gerçekleştirmişti. Moghadam'dan önce, Finlandiyalı uzman .luha Kahkonen ve Îtalyan Carlo Cottarelli, Türkiye masası şefliğini yürütmüştii. 10 milyar dolarlık finansman içeren yeni stand-by düzenlemesi kapsamında, IMF'nin 11 gözden geçirmede bulunması bekleniyor. 140 MİLYON ADETİHRAÇ Çin 'cep'te tekelleşiyor PEKİN (AA) - Geçcn yıl 240 milyon adet cep telefonu üreten Çin'in, 2005'te bu rakamı dünya tüketiıninin yüzde 80'ine deıık gelen 500 milyon adete yükseltebileceği belirtildi. Yeni Çin haber ajansının bildırdığıne göre eep telefonu üretüııinde dünya lideri olan Çin, 2004 yılında ürettiği 240 milyon adet cep telefonundan yaklaşık 140 milyonunu ihraç etti.Bu yıl 40 yeni şirkelin üretime başlayacağı kaydedilirken, toplam kapasitenin 500 mılyonu bile aşabileceğı ifade ediliyor. Çin'deki cep telefonu üretımı daha çok Nokıa, Motorola, Siemens ve LG gibi yabancı sermayeli şirketlerce gerçekleştınlse de Ningbo LJird, TCL ve Amoi gibi yerli markalar, iç pazarda hâkımıyeti ele geçirdikten sonra dış pazara yöneldiler. Siemens'in zarar eden cep telefonu biriminin Ningbu Bird'e satılacağı söylentileri, Çinli üreticılerin ulaştığı noktayı oıtayukoyuyor. /V Çaylar Sabancı 'nın 'Çay isteyen' sloganıyla satışa çıkardığı Deren, 26 çeşidiyle pazara sunuldu Giiler Hanım'danEkonomi Senisi - Saka markasıyla sıı işi yapan Sabancı Grubu, aynı tesıslerde yatınmı 30 milyon dolara çıkararak "De- ren" markasıyla çay sektörüne girdi. Topluluk şırketlerinden GıdaSa'nın çay markası Deren, dün Sabancı Holding Yönetım Kıırulu Başkanı Güler Sabaıı- cı'nııı katıklığı bir basm toplantısıyla ta- nıtıldı. Sabancı, çayın çok sevilen bir içe- cek olduğunu belirterek, Deren çaylan- nın da sağlığa önenı verilerek çok büyük titizlikle hazırlandığını vurguladı. Sabancı Holding Gıda ve Perakendeci- lık Grup Başkanı Haluk Dinçer de Saka nıarkalı suyıın piyasaya çıkmasmdan bu yana çok kısa süre geçmesine karşın paza- nn büyük oyuncuları arasında yerini alma- yı başardığını ifade ederek, içecek grubu- nıın ikinci markası Deren ile yeni bir başa- n öyküsünün başlangıcını kutladıklarını söyledı Dinçer, şunları kaydettı: "GıdaSa'nın içecek sektöründeki hedef- leri sadecc su ve çay ile sınırlı değil. GıdaSa, Sabancı'nın gıda alanındaki biiyüme plat- lormıı olacak.Hedeflcrimiz büyük. 2004 yı- 0 0 • Sabancı g Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 'harman yapan ' anlamına gelen 'Deren' markasının îanıtım toplantmnda, ürünün paketinin bayaüamayı geciktirici âzelliğinin bulunduğunu bildirdi. lını 290 ıııilyoıı dolarlık droyla kapattık. 2005yılındaise400milyon dolarıaşmayı he- defliyoruz. Önümüzdcki 5 yıllık büyüme hedefimiz yıllık bazda yüzde 18'dir." (îıdaSa İçecek Genel Müdiirii Adnan Erenı de soruları yanıtlarken "Önümüzde- ki 5 yılda hcr üç tüketicidcn birinin Deren'i tcrcih edeceğıne üıanıyoruz. 2010 hedefi yüzde 30 pazar payıdır" dedi Frem, Tür- kiye'nin 575 milyon dolarlık «* çay pazan ile çay tüketiminde dünyada ilk sıralaıda yer aldığını kaydederek Karadeniz Bölge- si'ndeki en iyi çayları topladıkları- IU, çaya yatınm maliyetinin 5-6 mil- yon dolar olduğunu bildirdi. Toplantının ardından Adnan Erem tarafından Güler Sabancı'ya 1 numa- ralı sertifikah, C'elal Metin'e 2 numa- ralı sertifikah ve bazı özel çaylann bir- likte hazırlandığı Beslenme Uz- manı Prof. Dr. Osman Müfhjoğlu'na da 3 numaralı sertıfi- kayı taşıyan De- ren çayı hediye edildi.'Çay iste- yen' sloganıyla satışa çıkan Deren, 26 çeşidiyle pazara sunul- du (AA) Avrupa'yı fethederiz' BOLU-Beypılıç Genel Müdürü Sa- ıt Koca, Türkiye'de dört şirketin Avru- pa Birliği'ne ihracat ön izni aldığını anımsatarak karann uygulanabilmesi için "bugtine kadar bir adamını Brük- sel'e gönderip işini takip etmeyen" la- nm Bakanlığı'nın girişimde bulunma- sını istedi. Koca, sektörün iç piyasada maliyetinin altında satış yaptığmı belir- terek "Bu şckilde devam ederse ülaslar yaşanabilccegi'' uyansındadabulundu. Genel Müdür Sait Koca, basın men- sııplan için düzenlenen Beypiliç fab- rika ve kesimhane gezisinde açıklama- larda bulundu. Tavuklara hormon ve antibıyotık verildiği yönündekı iddi- alann satışlan ve fiyatlan düşürdügü- nü belirten Koca, bu iddialann gerçe- ği yansıtmadığını ifade ederken hor- mon kullanımının zaten ekonomik ve pratik olmadığını vurguladı. Koca, ıızun süren denetimlerin ar- ~neypiliç Genel Müdürü Sait Koca, Avnıpa MJ Birliği 'ne ıhracatm yüksek maliyet baskısı altındaki tavukçuluk sektörüne hayat vereceğini belirterek bunun için bugüne kadar "işini takip etmeyen " Tarını Bakanlığı 'nın girişimde bulunmasını istedi. ^MT^oca, sektörün doğrudan ve dulaylı olmak Jt\. üzere toplam 2 milyon kişiye geçim kaynağı olduğunu ifade ederek AB ye ihracatın sektör için yaşamsal önem taşıdığını ifade etti. Koca 'ya göre Türkiye deki tesisler Avnıpa 'dakilerden üstün. dından AB'ye ihracat ön izni alan şir- ketler arasında yer aldıklarını ifade ederek Beypıliç'in üretiminin her aşa- masında hijyen ve sağlığa verdiği öne- mi anlattı. Koca, 1700 kişiye istihdam sağlayan Beypiliç'in 100 milyon dolar- lık yatırımla büyüme hedefini gerçek- leşrireceğini anlattı. Ancak sektörün ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu- nu belirten Koca, larım Bakanlığf nın havvancılık teşviklerinin bu alan için uygulanmadığına dikkat çekerek "Ta- vuğıın neden hayvan yerine konmadı- ğını anlayamıyonun. Kanatlı sektörii- nün devletin desteğinc ihtiyacı var. l'i- liç eti üretimindc elektrik vc likit gaz fi- yatlangcriyeçekilmelidir. KDVnin dü- şüıülmesi tüketimi armi'acaknr" dedi. Koca, sektörün AB'ye ihracat yapına- sının "yaşamsal önem taşıdığını11 belir- terek Rusya'ya birimi 100'esatılangö- ğüs etinın AB'de 300'e alıcı bulduğu- nu vurguladı. Koca şunları söyledı: "AB'ye ihracat başladığında ihracat rakamlarımız çok yukarılara çıkacak- t ıı. 2004 yılı ihracatımız 2 milyon 94 ki- logramdi]-. Hedefimiz yıllık üretim ra- kamlanmızı 2010 yılında yılda 200 bin tona çıkarmak. Bu doğrultuda Tarım Bakanlığı ile sektör tarafından AB tarafından yayımlanan düzenlemeler gözden geçirildi. Türkiye'ile yapılan dcnetimler sonrasında Tarım ve Köyiş- leri Bakanlığı, AB'ye ihracat yap- masına uygun gördüğü 4 pîh'ç kesim- hanesine "ihracat Ön tzni' verdi. Bu kesimhanelerden birisi deBeypiliç'e ait kesimhancdir. AB'ye ihracat çalış- malanna öncülük ederek, destek ver- meye devam edeceğiz." Beypiliç Genel Müdürü Koca, AB 'ye ihracat için Ankara 'nın bastırması gerektiğini belirtti 'Kapıkule'yi geçersek İŞÇİNİN EVRENİNDEV ŞÜKKAN SONEK Pandora'nın Kutusu Fesatlık değil mi? "Dün benim dolaştığım yerlor- de, kalabalıklann içinde Başbakan Erdoğan ya da AKP iktidarından herhangi bir tanınmış isim olsay- dı ne olurdu?" gibisinden bir şeyler aklıma takıldı. En çok da Sağlık Bakam'nın, yanlışlıkla odasından çıkan hastane başhekim yardımcısının yerinde ol- masını, en azından sararmış, panik içindeki yüzü- nü görebilmesini isterdim. Aslında kolayca çözümlenebilecek, çok sıradan bir kargaşa söz konusu gibi. SSK hastaneleri cu- martesi gününün tarihi ile Sağlık Bakanlığı'nın ma- li olrnuştu. Çiçeği burnunda, sorunları çözülmemiş, eczanelerden ilaç alımı kargaşasının ortasında, SSK hastanelerinin devrinden gelen uygulama karmaşa- sı girmişti.. Onaylı reçetenin birde başhekimlikten onaylanması işleminin kalkması gerekiyordu. Orta- da zaten yeni aidiyete göre imza üzerine basılacak hastane mühürleri de yoktu. Hastaneler personeli başhekimlikler önünde toplanan kalabalıkları dağıt- maya çalışıyor, eczanelerden ilaç almaya gidip ge- ri gönderilenler, gidecek başkayerolmadığı için gi- derek artan öfke içinde bu kapılar önünde birikiyor- lardı. Itiş-kakış, bağrış çağrış, küfürleşmeler almış başını gidiyordu.. Eczane sahiplerinin işi biraz daha kolaydı. Ne de olsa bir eczanenin içine sığabilecek, kavga edebi- leceklerin sayısı dönüşümle sınırlı kalıyordu. Hem hesap vermekten yorulunca, onaysız almaktan korktukları reçeteleri geri çevirmek kavgasınatutuş- mak yerine, bilgisayarların kilitlendiğinisöyleyip, re- çete sahiplerini kapının dışından kovabiliyorlardı. Bir başka kavga, gürültü, itiş kakış merkezi, gü- nübirlik, eski ilaç verme merkezlerinin, muayene numarası verme merkezine dönüştürülmeleri ile oluşmuş. Randevu telefonu, saati ortadan kalkın- ca, ortaya bir kaos çıkmıştı. öfkeli hastalardan da- yak yemekten korktukları için mi? Yoksa verilecek bilgiye ilişkin yönetim bilgi sahibi olamadığından mı?.. Bilemeyeceğim, dolaşabildiğim hastanelerin danışma masaları neden boş duruyordu? Kargaşa bu kadar büyük kitleleri bu boyutlarda kapsadığında, elbette medyanın da haber günde- mine girdi. Ancak bakıyorum da hâlâ yeni uygula- malann yarattığı, ilk günlerin kargaşası olarak algı- lanmak isteniyor ve eleştiri boyutu hazırlıkların ek- sikliği ile sınırlı kalıyor. Kişisel kanım, Erdoğan Hü- kümeti'nin, IMF'nin yönlendirmesi ile gözükara uy- gulamaya soktuğu projede, yeni bir "hızlı tren ka- zası" ile karşı karşıya kaldığı. Önemli birfarkla, hız- lı tren kazasında oluşabilecek zarar bir tren ve yol- cuları ile sınırlı idi. Bu olayda nüfusun yarısından faz- lasının yararlandığı bir sağlık sisteminden, tedavi ol- ma ve ilaç alma haklarının kullanılamamasından söz ediyoruz. Gerçek şu ki, Erdoğan Hükümeti, cehaletin ce- sareti bir yaklaşımla, tüm sağlık uzmanlık örgütle- ri, odalar, sendikalar, dahası işveren örgütlerinin bi- le uyarılarına kulak tıkayarak bildiğini okudu. Daha doğrusu Pandora'nın kutusunu açtığını bilemeden, "Ben bilirim, ben istediğimiyaparım" yaklaşımıy- la, kafasının doğrultusunda gidip, 19 Şubat tarihin- den geçerli olmak üzere SSK hastanelerini Sağlık Bakanlığı'nın mali yaptı. Tabii yangından mal kaçır- dığı, işçi sendikalarının etkileşim içinde tepki eylem- lerinin güçlenmesinden, gelebilecek yargı kararla- rından kortuğu için, 'o/duö/ft/'diyebilmek üzere çok acele ettiğinden, hızlı tren projesindeki hesapsızlı- ğının bedelinden çok daha ağır olacak yanlışları üst üste bindirdi... SSK sağlık kurumları, hastaneler ortadan kalkar- ken, SSK adına ilaç alımı olamayacağı için, bu ka- naldan ilaç alımını ve hastaya verilişini önceden bi- tirmek zorunda olduğundan, çalakalem özel ecza- neler uygulamasına geçildi. Bağ-Kur, Emekli San- dığı alacaklarından deneyimli, sütten ağzı yanmış eczacılar, nüfusun yarısından fazlasının ilacını kar- şılamak gibi bir akıl almaz büyüklükteki uygulama ile yüz yüze kalınca paniklediler. ödenemeyecek ya da ertelenecek alacaklar bir kalemde onla, yüzle katlanıyor, eczanelerin iflasına gidebilecek yolu da açmış oluyordu. Uygulama, tek kelime ile eczane- lerin pasif, kasıtlı olmasa da korkudan gündeme ge- len boykotu, direnişi ile karşı karşıya. Işlerin zamanla düzeleceği tezine gelince... El- bette hızlı tren için gerekli altyapı yapıldığında an- cak geçerli olacak benzeri çözümlerden söz edile- bilir. Bir Ankara-lstanbul hızlı treni için gerekli altya- pı yatırımına para bulamayan, teşvik yasası için kaynak aktarım garantisi veremeyen Erdoğan Hü- kümeti, özelleştirilmiş modelde, hasta bakımı, ilacı ile bir kalemde 3-5-10'la katlanacak, onların deyi- mi ile SSK kara deliği için nereden kaynak bulacak? Allah akıl fikir versin, başka ne denir? sonena cumhuriyet.com.tr George Soros: Doların kaderipetrole bağlı CİDDE (AA) - Dola- nn güçsüzlüğüne gerek- çe olarak "Petrol zengi- ni Rusya ve Ortadoğu ülkelerinin dolar rezerv- lerini Euro'yadönüştür- melerini" gösteren ABD'li ünlü spekülatör ve yatırımcı George So- ros, "Petrol fiyatlanmn daha da yükselmesi lıa linde dolardaki gerile- meninsürecegini" ifade etti. Bu yıl altıncısı düzen- lenen Çidde Ekonomik Forumu'nda konuşan Soros, ABD'nin dış ti- caret ve cari açıklannın küçültülmesinde dolar- daki gerilemenin önem- li rol oynadığına dıkka- ti çekerek "Ama bu ge- rileme krîtik bir seviye- yigeride bıraküğmda pi- yasalan ciddi şckilde hu- zursuz edebilir" uyarı- sında bulundu. TURKCELL AÇIK DENİZLERDE NOVARTİS, JEflBUK İLAÇ DEVİ OLÜYOR HAMSİYE AV KOTASIGELECEK Turkcell, büyük yolcu geınilerinde kablosıız ileti- şim hizmeti sunan MCP Norway'le yaptığı anlaş- ,„...._—t mayla ahoneleri- x Ls\ nin uluslararası ^dolaşım hizmetle- rinden yararlandığı alana açtk denizleri de da- hil etti. Böylelikle 11 Şu- bat 2005 tarihinde yürür- lüğe giren anlaşmayla Turkcell 'in dolaşım ortak- larının sayısının 175 ülke- de 439 şebekeye ulaştığı kaydedildi. MCP Norvvay ile imza- lanan anlaşma sayesinde tüm Turkcell faturalı hat ahoneleri, MCP'nin hiz- mct verdiği Avrupa sula- rında, Uzakdoğu suların- da ve Pasifik Okyanu- su 'nda GSM ses ve SMS hizmetlerınden yararlana- bilecekler Avrupa 'nın dördiincü büyük ilaç üre- ticisi tsviçreli Novcırtıs, dünyamn en büyükjenerik ilaç üretıcisi haline geli- yor. Novarüs şirketi, Alman Hexal ve ABD li Eon Labs 'ın yüzde 67.7"sini lup- lam 7.4 milyar dolara satm almak için anlaşmaya vardı. Novartis, Eon Labs 'ın geri kalan hissesini satın al- mak için de teklif verecegıni açıkladı. Birleşmenin bu yılın ikinci yarı- sında tamamlanması bek- leniyor. Hexal"ın sa- tın alınmasıyla No- vartis 'in jenerik ilaç birimi Sandoz, îsraıl- li Teva 'yı geride bıra- karak bu alanda dün- t yanın en büyiiğü hali- ~ ne gelecek. I Tarım ve Knyişleri Bakanlı- ğı, AB'ye uyum amaayla çıka- racağı yeni Su Ünınleri ÇerçeveKanunu Tasla- . ğı ile neslinin ko- nınması için Türkiye de av- \ lanan halık- \ ların varı- ' S smclan % fazlasını oluştu- ran, hamsi de dahil olmak üzere 10 baltk için avlanma kotası koyabile- cek. Ocak ayında başlatılan su ürünleri sektörünün AB 'ye uyumuprojesi kapsamında, su ürünleri mevzuatı dayenilene- eek. Bu amaçla hazırlanun ye- ni Su Ürünleri Çerçeve Kanu- nu Taslağı, sektörün görüşüne açılma aşamasma geldi. Su ürünleri kunıın taslağı ile ya- bancı teknelerin Türk suların- da avedıklarına da düzenleme getirilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear