23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN ABD 'nin güdümündeki geçici hükümetin ülkeyi yönettiği 14 ayda, çoğunluğu Iraklılara ait olan 8.8 milyar dolar sırra kadem bastıPetrol yenidenyapüandırmaprogramı• Saddam Hüseyin'i devirip, 30 Ocak'ta yapılan seçime kadar ülkeyi yöneten geçici hükümetin görev süresince ve sonrasında Irak'taki varlığını sürdüren ABD, büyük bölümü yerel halka ait milyarlarca dolann yağmalanmasına göz yumdu. Petrol ihalelerinde yapılan yolsuzluklardan elde edilen kazanç ve Iraklı komutanlara kayda bile geçirilmeden dağıtılan 8.8 milyar dolar 14 ayda yok oldu. CEORGE MONBIOT K ariyerlerini Birleşmiş Milletler'e darbe vurnıaya adayan Cumhuriyetçi Senatörler çoknadiren çekingenlikle suçlanırlar. An- cak, geçen perşembe günü tııhaf bir şekilde ses- sız kaldılar. BM'nin, ABD'nin ulusal bağımsız- lığının aleyhine çalişmalar yaptığına ilişkin komp- 10 teorısmden emin bir kafa yapısı ve ruh haliy- le, Genel SekreterKofiAnnan'ı görevinden ede- cek ve uluslararası organizasyonu mahvcdecek saldmyı düzenlemeye hazırlardı. ABD Merkez Bankası'nın eski başkanı Paul Volcker'in hazır- ladığı rapomn, BM'nin gıda karşıliğı petrol prog- ramı kapsamında yapılan yolsuzluklar sayesinde Irak'ın devriklideri SaddamHüseyin'inpetrolden edinılen kazancı elinde tutup yönetimini ayakta tutabildiğini kanıtlaması bekleniyordu. Ancak, Volcker, daha çarpıcı olan başka bir şeyi daha or- taya cıkardı. Rapor, Irak'ın dışandan edindiği ma- 11 kaynaklann büyük bölümünü uygulanan ambar- gonun ihlal edilmesinden sağladığını ortaya koy- du. Bu ihlaller Irakyönetiminin yasaya aykın ola- rak Türkiye ve Ürdün'e petrol satmış olmasıydı. BM Güvenlik Konseyi üyeleri -tabiı bunlara ABD de dahil- durumdan haberdardı. Ancak müdaha- le etmediler. ABD yasaları, Birleşmiş Milletler'in ambargolarını ihlal eden ülkelere yönelik destek programlannın "ulusal çıkarlara aykın olduğu takdirde" durdurulmasını öngörüyor. Başka de- yişle ABD yönetiminin Saddam Hüseyin rejimi- ne 4.6 milyar dolarlık kazanç sağlayan bir kaçak- Seçimde Şii partilerin oluşturduğu Birleşik Irak ittifakı' nın zafer kazandığı ülkede çocuklar, ABD askerlerinin silahlannın gölgesi altuıda oynuyor. (AP) çıhk operasyonu hakkında bilgisı vardı ve sürdü- rülmesinin doğru olacağına karar verdi. Çünkü bu- nun, ABD'nin dosru Türkiye ve Ürdün'e yarar sağ- ladığı için ulusal çıkan dahılmde olduğunu düşün- dü. Başka deyişle Saddam Hüseyin'e kanunsuz yol- lardan giden fon, BM yetkilileri tarafından değil, ABD Senatosu tarafindan onaylanmıştı. Rüşvetie Ihale garantlsl BM'nin denetimlerinin daha sıkı olması gerek- tiği doğru. Gıda karşüığı petrol programından el- de edilen paranın büyük bölümü Saddam Hüse- yin'in eline geçti. Bir BM yetkilisi, lngiliz bir dip- lomatın yardimıyla bir ihalenin Fransız petrol şir- ketı yerine tngiliz bir şirketle yapılmasını sağla- dı. En ciddi yolsuzluk da başka bir BM yetkilisi Benon Sevan'ın Irak petrolünü yakın olduğu bir şirkete yönlendirip karşıhğında 160 bin dolar al- masıydı. BM Genel Sckreteri Annan, Sevan ve di- ğer yetkili aleyhinde soruşturma başlattı. Ancak görünen o kı Saddam Hüseyin sonrasın- da, işgal güçleri yönetimindeki Irak'ta da işler pek kurallara uygun şekilde yürütülmedi. Volcker raponınu açıklamadan dört gün önce Irak'ın ye- niden yapılandınlmasından sorumlu genel mü~ fettiş, ülkedeki geçici koalisyon yönetimi hakkın- da bir rapor açıkladı Irak'ı 2003 Nisanı'yla 2004 Haziranı arasında yöneten geçici hükümet hakkın- da. Görevi, yönetimin harcadığı paranın doğru iş- lere kullanıldığini belirlemek, harcamalann hesa- bını çek etmekti. Ancak para ıyıye kullanılmamış- tı. 14 ay içinde 8.8 milyar dolar ortadan yok ol- muştu. Bu Mobutu Sese Seko'nun 32 yıl süreyle yağmaladığı Zaire'den çaldığı paradan çok daha yüksek bir miktar. Rapora göre otonte, yönetim- deki etkisizliği nedeniyle başanlı değildı. Yapılan başka araşrırmalarda hatalı muhasebe kayıtlan, yol- suzluk ve sahtekârlık yapıldığı da ortaya çıktı. Geçen hafta Irak Yönetım Konseyi'nin danış- manlanndan olan bir tngiliz, BBC'de yayımlanan "File on Four" programında, yönetimin petrol ihalelerı için 300 bin dolara yakın rüşvet istedi- ğini açıkladı. ABD güçlerinin gasp ettiği, Iraklı- lara ait olan para yok oldu. 800 milyon dolar ABD'li komutanlara neredeyse sayılmadan, kay- dı yapılmadan teslim edildi. Buna artı olarak Bağ- dat'tan yerel Kürt yönetimine, Erbil'e gönderilen 1.4 milyar dolara da göndenldiği günden beri rast- lanmadı. Yönetim, ABD şirketlenne, rekabet or- tamının gerektirdiği şartlar yerine getirilmeden verildi. Pentagon'daki denetçiler, bir ihalede pet rol şirketi Halliburton'ın Irak'taki bir ortağının, ABD'ye ithal edilen 61 milyon dolarlık petrol için vanl başına aşın yüksek fiyat belirleyerek kazık- ladığını ortaya çıkardılar. Başka şirketler yönetim- den hiç yapmadıkları hizmetler için para aldılar. Tabii bu ve benzeri haberlere sansür konuldu. Ge- nel müfettiş; ABD Ordusu'na, fazla fiyat isteyen şirketlere ödemeyı durdurmasını önerdiği zaman askeri yetkililer bu önenyi dikkate almadı. Kim- se cezalandırılmadı, yargılanmadı. ABD Adalet Bakanlığı, bu şirketleri mahkemeye vermek iste- yenlere danışmanlık hizmeti vermeyi reddediyor. çalınan para Iraklılara ait Bütün bu olup biteni daha da ciddi bir hale ge- tiren, geçici yönetimin harcadığı, dağıttığı para- nın yansından fazlasının ABD yönetimine değil Irak halkına ait olması. Büyük bölümü işgal güç- lennin petrol satışından sağlandı. BM'nin petrol karşılığı gıda programının hileli olduğunu düşü- nüyorsanız Irak'taki geçici yönetimin petrol kar- şılığı yeniden yapılaııdımıa programına birgöz atın. Bu yönetimin başta olduğu süre zarfında Irak'ta petrol borulanndan akan petrol ölçülmedi. Bu, ülkenin petrol zenginliğınin ne kadanmn yok ol- duğununbelirlenmediği anlamınagelıyor. Kaçmlan petrolün miktan da bilinmiyor ya da satılan pet- role hakça bir fiyat biçilip biçilmediği... Geçici yönetim BM kararlanna aykın davran- dı. Yardım kuruluşlarınm söylediği gibi yönetimin dağıttığı, Iraklılara ait olan para ve kaynaklar başından itibaren uluslararası kuruluşlar tarafin- dan denetlennıelıydı. Ancak, 2004 yılınm nisan ayına kadar -ki bu yönetimin son aylanna denk geliyor- dcnetçi atanmadı. Ancak her şeye rağmen Irak petrolünden elde edilen 500 milyon dolann işgal güçlerinin asken masraflarına katkı olarak dağıtıldığına dair yeterli derecede bilgi sızdı. Senatörlerin Irak'ta paranın doğru ışlere harcanıp harcanmadığının peşine düşeceğini umuyorum. Ama hepsi hemfikir olmuşçasına sessiz kalmayı tercih edebilirler. (The Guardian, tngiltere, HŞuhut) Ortadoğuy da dün ve bugün A BD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Ortado- ğu turunda israil'den bölgede banş ortamının sağ- lanması için önemlı kararlar almasını istedi. Fi- lıstın Devlet Başkanı Mahnıut Abbas ve Israıl Başbaka- nı Ariel Şaron'un Kahire'de yapacağı kritik toplantıdan bir gün önceye denk geldı ABD'li bakanın îsrail ziyare- ti. Bunun bir fırsat olduğunu vurgulayan Rice, îsrail'in banş için adım atmasını ve demokratik bir Fılistın dev- letinin kurulmasını garanti altına almasını istedi. Rice, 2003'te ABD Başkanı George W. Bush'un açık- ladığı yol haritasını hazırlayan dörtlünün -ABD, AB, Rusya ve BM- yeniden yardım etmeye hazır olduğunu söyledi. Yol haritası îsrail'in yerleşim birimlerindeki ya- yılmacı politikasını sona erdirmesini, işgal altındaki böl- geden lsrail'in çekilmesını ve 2005'te bağımsız Filistin devlctinin kurulmasını öngörüyordu. Kahire'de yol haritasınınhaya- ta geçirilmesi yönünde olumlu bir adım atılarak ateşkes ilan edildi. Ancak, işe gerçekçi ola- rak bakıldığında İsrail'den adım atmasını isteyen Rice'ın, ülkesi ABD'nin yol haritasındayolkat edilmesi konusunda yakın geç- mişte pek de çaba harcamadığı görülüyor. lkinci bir dört yıl Be- yaz Saray'da kalmak isteyen Bush yönetimi Siyonist lobiye şirin gözükmek istedi. Ve Şaron'u Be- yaz Saray'a davet eden Bush, ls- rail'in Gazze'den çekildikten son- ra Batı Şeria'daki toprakların bir bölümünü elinde tutacağını açık- ladı. Şaron'un Gazze'de öldürttü- ğü masum Filistinliler için de bir şey yapmadı. Sonuçtayol harita- sı, Bush'un Filistin devletinin ku- rulmasının gerçekçi olmadığını söylemesiyle kenara bırakıldı. Rice, banş süreci yeniden baş- layacaksa, 2003'te başlanan sü- recin başarısızlığının nedenlerini araştırmalı. ABD, Is- raıl'ı kontrol altında tutabilseydi Filistin'de bu yıl bir devlet kurulabilirdi. Yeniden doğması için çaba sarf edi- len banş sürecinin takvimini kimse kestiremez. Asıl önemli olan Şaron'un kalbinde değışıklik olup ol- mayacağı. O katı bir adam. Birçok katliamdan o sorum- lu ve bağımsız bir Filistin devletinin varlığına kesinlik- le inanmıyor. "Daha büyük bir İsraiP söylemine inanıyor ve bu anın o hedefi yakalamak için çok doğru bir zaman- lama olduğunu düşünüyor. Çünkü dünyanın tek süper- gücü ne yaparsa yapsın onun yanında yer alıyor. ABD gerçekleri görmeden bağımsız bir Filistin devletinin kurulması çok küçük bir olasılık gibi görünüyor. (Dawn, Pakistan, 11 Şubat) n TÜM KALBÎMLE İııgiltcrc Başbakanı Blair Irak halkına hitap cdiyor! THE GUARDİAN KuzeyKore, ABDy yle 'atompokeri9 oynuyor DIETRICH ALEXANDER K uzey Kore'nin elinde nükleer silah var. Gerçekten var mı? Yoksa silah oldu- ğuiıa dair söylentı ABD'nin olası sal- dırılarına karşı bir koruyucu yalan olarak kullanılan bir blöften mi ibaret? K. Kore'de gerçekten nükleer silah varsa bu kimseyi, özellıkle de ABD'yi şaşırtmamalı. ABD uzunzaman- dır başkcnt Pyongyang'ın nük- leer teknoloji sahıbi olduğunu düşünüyor. Dünyadan tamamen soyutlanmış durumda olan, 2'nci Kim Yong'un yönetimindeki bu aç ülke de bunu itiraf ediyor. Çün- kü Kuzey Kore kendını keskınleşen ABD yönetiminin tehdidi altında hıssediyor ve sü- per güç karşısındaki konumunu güçlendirmek istiyor. Çünkü nükleer silahı olduğu takdir- de koruma altında olacağını, saldınya uğra- mayacağını sanıyor. ABD Başkanı Bush ta- ABD'ylC oynadığı atom pokcrindc kazanırsa aynı lcumarı îran da oynayacaktır. rafindan Îran ve Irak'la birlikte şer eksenin- de gösterilen Kuzey Kore'yi, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı GondoleezzaRice "zulüm cep- hesi" olarak nitelendirdi. Ancak ABD'nin, 1.1 milyon askeri ve 7.4 milyon asker olmaya ha- zır olan ınsanı bulunan bir ülkeye saldıraca- ğını düşünmek akla yatkın değil. Bu atom pokeri aslında daha ıyı pazarlık etmek için oynanıyor. Stalinist K. Kore en önemli kozunu ma- saya koydu ve Washington'dan bir sonraki görüşme turunda ve- rebileceğinden fazlasını verme- sini bekliyor. Çünkü, savaş iki ülkenin de isteyeceğı bir şey olamaz. Başka bir şey daha var, Îran'daki molla rejimi dc aynı yola başvuracak- tır. K. Kore, Washington'ın atlaması gcreken çıtayı yükselttı ve bu çıtamn üzerinden atlar- sa Tahran da atom kumarı oynayacaktır. (Die Weltt Almanya, 11 Şubat) Kuzey, Güney'e kapılannı açmak zoranda • Görünen o ki ülkesi her zaman Şaron'un yanında saftutanRice, Abbas'ı oyuncak haline getirmeyi planlıyor. ERICLEBOUCHER D avos'ta yoksulluğu yeıımek için sefer- ber olunması gereğini açıklayan Fran- sız Çumhurbaşkanı, tngiltere Başbaka- nı ve diğer üst düzey yönetıcıleri yerden göğe haklı. Sürekli söylcmek gerekir; İnsanlıkuzun tarihı boyunca ilk kez açlığın önünü kesecek insani ve finansal tekniklere sahiptir. Sadece karar vermek yeterli. Eski ABD Başkanı Bill Clinton, forumda, bunun pahalı oltnadığının ısrarla altını çizdi. Bu rakam, ABD Başkanı Ge- orge Bush'un Kongre'den Irak savaşı için iste- diği yıllık 80 milyar ek ödenekten daha az. 2005, konuyla ilgili çok sayıda toplantı ne- deniyle açlıkla ilgili savaşta belirleyici olacak. ABD dahil bir bilinçlenme söz konusu. Önce- likler arasında Güney'ın kalkmması da yer alı- yor. Çünkü sefalet, fanatizmin ve teröristlerin yetişmesi için verimli toprak. Ne var ki, amaç üzerindc bir uzlaşma olsa da, "Pekiama nasü?" tartışması sona ermiş değil... ABD'liler yoksul ülkelere borç sağlanması po- litikasına, bağışı yeğliyorlar. Üstelikyardımın yolsuzluktan annmış hükümetlere yapılması- nı şart koşuyorlar. Fransa Devlet Başkanı Jac- ques Chirac bu konuda, aralannda küresellik karşıtlan tarafindan benimsenen ünlü sernıa- yehareketlennınvergilendirilmeside dahil bir dizi öneri sunmuştur. Bu tür vergi, gerçekçi • Güney'e en iyi ve en çabuk yardım, bu ülkelerin üretebildikleri ve ihraç edcbildikleri ürünlerine Kuzey'in kapılarının açılmasıdır. Yoksul ülkelerin uluslararası iş bölümüne dahil edilmeleri ve kalkınmalan bu ürünlerinin ihracatından geçmektedir. bulunmamaktadır. Bu yüzden çok sayıda hü- kümet tarafindan da benimsenmemıştır. Üste- lik uygulamaya konması yıllar alacaktır. Fransız Çumhurbaşkam ve vergi yanlıları, Dünya Bankası'nın tanm ticaretiyle ilgili Ata- man Aksoy ve John Beghin tarafindan hazırla- nan son raporunu iyice okumalılar. Rapora gö- re Güney'e en iyı ve en çabuk yardım, bu ül- kelerin üretebildikleri ve ihraç edebildikleri tek ürünlerine kapılarımızın açılmasıdır; şe- ker, süt, araşit, meyve, pamuk, kahve, balık. Uzakdoğu kaplanlan ve Çin, endüstriyel mal ürelimiyle nasıl küresel trene binmeyi başar- mışlarsa, Afrika ve Latin Amerika'da çok sa- yıda ülkenin "karşılaşhrılabiüravantaj" olarak elinde sadece tanm bulunmaktadır. Uluslara- rası iş bölümüne dahil edilmeleri ve kalkınma- lan, bu ürünlerinin ihracatından, yani Kuzey'in kapılannın açılmasından geçmektedir. Oysa, endüstri ürünlerine gümrük duvarla- nnın indirilnıiş olmasına karşın tanm ürünle- n bunun dışında bırakılmıştır. Raporun yazar- lanna göre AB'de endüstri için vergi ortala- ması yüzde 4, tarım ürünlerınde ise yüzde 19'dur. Buna, zengın ülkelerde, son yıllarda azaltılmış olsa da yine de 228 milyar dolara ula- şan doğrudan sübvansiyonları ve fiyat destek- lerini de (Avrupa'da PAC) eklemek gerekmek- tedir. Pamuk örneğine babldığında görülen şu- dur: Amerikan hükümetinın üretıcilerıne yar- dımı yılda 3.7 milyar dolardır. AB'nin ise üre- ticilerine (Yunanıstan ve tspanya) yılda 1 mil- yar dolar yardım yapmaktadır. Bu rakam, pa- muk ürününün dünya pazarındaki toplam de- ğennın dörtte birine eşittir! Chlrac yanılıyor Bu kötü örneği Brezilya, Mısır, Meksika ve Türkiye de izlemekte ve üreticilerine (0.6) mil- yar dolarlık yardım yapmaktadır. Böylece, dün- ya fiyatlannı olumsuz yönde etkileyerek, Dün- ya Bankası hesaplanna göre fıyatlarda yüzde 10-15 oranında düşüşe neden olmakta, Batı Afrika ve Orta Asya'da yoksul köylülerin ge- lırlennindüşmesine yol açmaktadırlar. Kaybın 250 milyon dolar olduğu tahmin edilmektedir. Buna karşılık, üretim bölgelenne sağlanan top- lam yardım ise yaklaşık 400 milyon dolardır. Jacques Çhirac geçen cuma Dakar'da AB ta- nm politikasının "yoksul ülkelerin tanmının düş- ııtanı ohnadığuu" açıklamıştır. Ama yanılmak- tadır. PAÇ'ın büyük savunucusu olarak pekâ- lâ bilmektedir ki, ne denli yumuşatılmış olsa da tanm korumacıhğı yoksullukla savaş savıy- la büyük çelişki içindedir. Dünya Bankası'nın sözü edilen raporu bunun nedenini yadsınmaz bir biçimde ortaya koymaktadır. • Tanm yoksulluktur. Azgelişmiş ülkeler- de yoksullann yüzde 82'si, (yaşamak için gün- de 1 dolann altında bir parayla yetinen) kırsal bölgelerin insanlarıdır. Gelişmiş ülkelerde ise bu tam tersidir: Bu ülkelerin köylüleri or- talamanın üstünde gelir sahibidir: • Yerel pazar, kırsalda yaşayanlann kalkın- malannı güvence altına almak için yeterli değil. «/ Kuzey'in muazzam pazaılanmn. a.«;vl- masının Güney için yararları vardır. Fiyatların yükselmesine yol açar, üreticilenn gelirlerıni arttırır, bugün ürün fazlası pazar tarafindan belırlenen dünya fiyatlannda istikrar sağlar. Rapor, bu açılımın, olayın karmaşık niteliği yüzünden mucize bir reçetesi olmadığı konusun- da uyarmaktadır. Gıda ithal eden bazı yoksul ülkelerin durumlarının daha da kötüleşmesi kaçınılmazdır. (LeMonde, Fransa, 5 Şubat)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear