23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Zonguldak işçisi hazır Zonguldak'taki maden işçileri yine huzursuz. Yürüyor, slogan atıyor, dava açıyorlar. Çünkü... Enerji Bakanı Hilmi Giiler geçen yıl gelmiş, Türkiye'nin 10 milyon tonluk taşkömürü gereksiniminin Zonguldak havzasından sağlanacağını söylemiş, bunun 5 milyon tonunu Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK), diğer 5 milyon tonunu da özel sektörün üreteceğini açıklamıştı. Sonra ne oldu? Armutçuk, Alacaağzı ve Gelik Dikkanat ihaleleri açılarak buradaki üretim özel sektöre bırakıldı. Öbür yanda herkes TTK'de de üretimin arttırılmasını beklerken, TTK'ye ait Karadon ve Üzülmez ocaklarında, yeraltında kömüre ulaşmak üzere hazırlık işleri ihaleye açılıverdi. Dahası, şehir limanında bulunan merkez kömür lavuarı kaldırılıp kömür yıkama işi de özel sektöre verilmek istendi... TTK'de örgütlü Genel Maden-lş Sendikası Başkanı Çetin Altun, şimdi haklı olarak doğrudan karşı çıkıyor yapılanlara: "Hazırlık, hazırlık dediniz, havza tarihinde ilk defa yeraltında başkalarmın iş yapmasına izin verdik. Ancak herkes gördü ki, bu işi bizden daha iyi yapabilecek kimse yok. Kimseyi kandırmanın ve insanları oyalamanın anlamı yok. TTK'ye ve ülkemize zaman kaybettiriyor, halkımıza zarar veriyorsunuz. Bu yanlıştan derhal vazgeçin ve hazırlık ihalelerini aklınızdan çıkarın. Çünkü biz buna izin vermeyeceğiz." Çetin Altun, lavuarları özel sektöre kurdurmanın ve TTK'nin kömürünü yine özel sektöre yıkatmanın da "üretim zinciri"ri\ bozacağını dile getiriyor ve bir kez daha üstüne basa basa "İzin vermeyeceğiz" diyor. Zonguldak TTK işçisi, 5 milyon ton kömürü ocaklardan çıkarmaya da, o ocakları elden çıkarmamaya da hazır. Gerisini, sözlerinden cayanlar düşünsün. IŞIKKANSU Cumhuriyetçi istifa Cumhuriyet Kadınlan Derneği Başkanı Şenal Sarı- han, Başbakanlık Insan Haklan Danışma Kurulu'ndan ay- rıldı. Istifanın birkaç nedeni var aslında. Birincisi: Şenal Sanhan, daha ilktoplantı sonrası AKP'nin bu kurulu, insan haklan alanında bir samimi danışma ala nı olarak değil, AB için göstermelik bir vitrin olarak kul- landığı inancına varmıştı. Çünkü, o toplantıda kurulun, Tür- kiye'nin Irak'a asker göndermemesi gerektiğine ilişkin bir metin çıkarması üzerine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, kurul başkanı Ibrahim Kaboğlu'na "Böyle birgö- rüşü nasıl açıklarsınız?" demeye gelen uyarılarda bulun- muştu. Ikinci neden, kurulun bir anlamdagürültüye getirilen 2004 yılı raporuna müdahale edilmesiydi. Raporda, başkanlık sistemi özentisinden tutun da, insan hakları alanında re- formlann göstermelik kaldığına değin iktidann uygulama- larına yönelen bir dizi eleştirinin yer aimasına, bu kez Dı- şişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, "AB ile müzakere sürecinde böyle birrapor da neyin nesi olu- yor?" diyerek karşı çıkmıştı. Üçüncü neden, Cumhuri- yet Kadınlan Derneği Başkanı olarak Şenal Sanhan'ın kar- şı çıktığı ve onaylamadığı azınlık raporu tartışmaları sıra- sında iktidarın takındığı tutum, yaşanılan fiziksel, sözlü şid- det görüntüleri ve bunların ardından açılan davalaria ar- tık bir "insan haklan ortamı" kurulamayacağının ortaya çıkmasıydı. Ve son neden: Kurulda, kadın haklan raporu gündeme gelecekti ve raporun taslağı bitmişti. Raporda türbanı başat konu yapma girişimleri ile birlikte kurul üye- lerini değiştirme, iktidara yakın isimleri atama başladı. Biranlamda, son günlerde en yetkili ağızlarda dolanan "Türbanın serbest olması için araştırmayapıyoruz" söz- lerinin birrastlantı olmadığı kanıtlanıyordu... Cumhuriyetçi Şenal Sanhan için bardağı taşıran da iş- te bu gelişme olmuştu... Hukukçu Halit Çelenk, Yargıtay Ce- za Genel Kurulu'nun, "laikliğln korun- masına gerek kalmadığı"r\[ ileri süren kararını titizlikle okumuş, küçük not- lar almıştı. Karara ilişkin değerlendir- mesiniyapmadanönce, "Yargıcıngö- revi" dedi, "önünegetirilen anlaşmaz- lıkkonusuyazı hakkında toplanan tüm kanıtlan objektifbir tutumla inceleye- reksuç öğesiiçerip içeımediğinisap- tamak ve bir karara vararak gerçeğe ulaşmaktır." Halit Çelenk'e göre; zorunluluk ol- madıkça bu yöntemin dışına çıkarak farklı düşünceleri birleştirme, yani iç- tihatı birleştirme, düşünce aynlıklarını ortadan kaldırma gibi bir yola gidil- memesi gerekiyordu. Kaldı ki, söz ko- nusu davada daireler kurulunun böy- Yersiz, yetkisiz, isabetsiz le bir görev ve yetkisi de yoktu ve bu yetki içtihadı birleştirme genel kurulu- na aitti. Halit Çelenk'in karara ilişkin deger- lendirmesine gelince... Kısaca şöyle: "Olayda, 58 üyesi bulunan Ceza Daireleri Genel Kurulu 2 7üye ile top- lanarak 13-14 oyçokluğu, yani bıçak sırtı bir farkla karara varrnış ve dava konusu yazıda suç öğelerinin oluş- madığı sonucuna vararakyerel mah- kemenin mahkûmiyetkarannı ve Yar- gıtay 8. Ceza Dairesi'nin onama ka- rarını ortadan kaldırmıştır. Kurulun, çalışmasını genişleterek ele aldığı la- iklikkonusu, anayasanın 2. maddesin- de yazılı olduğu üzere 'demokratik, laik ve sosya! cumhuriyet'/'n onsuz oi- mazniteliğinioluşturmaktadır. Anaya- sa, 4. maddesi ile bu niteliğin değiş- tirilemeyeceğini ve değiştirilmesinin teklifbileedilemeyeceğinikabuletmiş- tir. Bu anayasa maddesinin, gerek- çeli karara tartışmalaryaratıcı bir bi- çimde alınması, laiklik ilkesinin ceza yaptınmı ile korunma altına alınması- na gerek olmadığı değarlendirilme- sinin yapılması yersiz, yetkisiz ve isa- betsizdir. Eğerböylesine önemli birkonunun tartışılması gerekiyorsa -kibunun özel prosedürleri vardır- 58 üyeli birkurul- da geniş katılımlı bir toplantıda ele alınması gerekirdi. Bunun düşünül- memiş olması da isabetsiz olmuştur. Ûte yandan, karşı oy yazılarıyla 47 sayfalık bir kararda yer alan anayasa, yasa hükümleri, buyasalardaki deği- şiklikler, hukuköğretisikaynaklan, yûk- sekmahkeme karahan, Avrupa insan Haklan Mahkemesi kararları karşısın- da vanlan sonucun yerinde olmadı- ğını da anımsatmakta yarar vardır." Kararın gerekçesinin yazılmasında etkin rol oynadığı söylenen ve birkaç gün önce de birtoplantıda, 1923 Dev- rimi'nin önderlerinden Mahmut Esat Bozkurt'un kurguladığı Cumhuriyet'in hukuksal temellerini sorgulamaya kal- kan Yargıtay Ceza Genel Kurulu Baş- kanı Osman Şirin'in dikkatine sunulur... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL 2005 Yılı TC Emekli Sandığı, Emekli Aybğı Alt Sınırı 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 19'da TC Emekli Sandığı'nca ödenecek, "alt sı- nır aylıkları" bclirlenmiştir. "Ek Madde 19 - Bu kanuna göre baglanacak emekli, adi malnllük ve vazife malullüğü aylıklannın alt sınırı, bu kanu- na bağh gösterge tablosunun 14'üncü derecesinin 2'ııci ka- dcmcsi iizerinden 30 fiili hizmet yılı için hesaplanacak emek- li aylığıdır. Dul ve yetimlere ödenecek aylıklar, bu maddenin birin- ci fıkrasına göre hesaplanan alt sınır aylığının; a) Dul ve yetim sayısı 3 ve daha fazla ise tamamından, b) Dul ve yetim sayısı 2 kişi ise %90'ından, c) Dul ve yetim sayısı 1 kişi ise %80'inden, Az olamaz. Vazife malulti erlerle, bunların dul ve yetimleri hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır." Bu maddeye göre 2005 yılı için belirlenen emekli aylık- lannın alt sınırı: TC Emekli Sandığı: Emekli Avlı&ı Alt Sınırı 2005 Dönemler Katsayı-Aylıklar Tabaıı Gösterge Gcnel Kalsayı Taban Kalsayı 1) Genel Aylık 2)KıdemAylık 3) Taban Aylık 4) Ozel Ta/minat Toplam Aylık (TL) Toplam Aylık (YTL) 1 Ocak 2005 30Haziran2005 520 1.000 40.100 486.000 16.681.600 16.040.000 388.800.000 121.904.000 543.425.600 543.43 1 Temmuz 2005 31Arahk2005 520 1.000 41.600 520.750 17.305.600 16.640.000 416.600.000 126.464.000 577.009.600 577.01 4447 sayılı yasanın 24. maddesi ile, TC Emekli Sandığı'ndan, "emekli, adi nıalullük, vazife malullüğü, dul ve yetim aylığı alanların", aylık artışları gösterge ve katsayı sisteminden çı- karılıp, TÜFE'ye bağlanması öngörülmüştü. Ancak Anaya- sa Mahkemesi aylık artışlarını TÜFE'ye bağlayan 4447 sa- yılı yasanın 24. maddesini anayasaya aykırı bularak iptal et- ti. Böylece TC Emekli Sandığı'ndan aylık alanların maaş ar- tışları, 4447 sayılı yasasının yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2000 tarihinden bu yana, yine katsayı ve gösterge sistemine göre yapılmaktadır. 1 Ocak 2000 ile 31 Aralık 2005 arasmda geçen 6 yıllık dö- nem için TC Emekli Sandığı "alt sınır aylıkları", yüzde dört yüz otuz beş (%435) artarak, 107 milyon 872 bin liradan, 577 milyon 10 bın lıraya (577 YTL, 10 YKr) yükselmiştir. TC Emekli Sandığı 1 Ocak 2000 ile 31 Aralık 2005 ara- sındaki dönemde aylıklar ve artış oranları: TC Emekli Sandığı Alt Sınır Ayhğı 1 Ocak 2000 - 31 Aralık 2005 Dönemi Artış Yılı ve Ay 31 Aralık 1999 1 Ocak2000 1 Ocak2001 1 Ocak2002 1 Ocak 2003 1 Ocak 2004 1 Ocak 2005 31 Aralık 2005 Kalvayılar Genel 12.000 13.810 18.240 30.300 34.300 36.420 40.100 41.600 Taban 77.000 88.500 117.600 197.700 329.250 429.250 486.000 520 750 TupİHm Aylık (TL) 107.872.000 124.051.360 164.413.440 274.996.800 395.660.800 483.835.520 543 425 600 577 009 600 1 Ocak 2000 ile 31 Aralık 2005 Dönemi ioplamı Artıs TL 0 16.179.360 40,362.080 110.583.360 120.664.000 88.174.720 59.590.080 33.584.000 469 137.600 % %0,00 %I5,00 %32,54 %67,26 %43,88 %22,29 % 12,32 %6,I8 %434,90 KİM KİME DUM DUMA BEIUÇAK behicak(o)turk.net HARBt SEMİU POROY seinihporoyUryahoo.com HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BILGÎN hayHtepîkuı mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Şubnt ıvıvuı.mumtaz-arikan.com KAS/F COOK'UN ÖLÜMÜL ff-79 'PA SU6ÛH, ÜNUJ MffF V£ PENİZCİ JAMES COOK (JOIIİ) HAW»İİ(HWAİ) 'PE S1 YStflNOA ÖLOÜKÜLPÛ. BİR YIL ÖNCE U-ŞFETri&i BU ADALARGZU8UUA IKİNCİ KEZ £İDİYORt>U VE GEMİSİNİ OMAKMASt GER£KMİÇTİ. COOK, "TİNE ÖN- LAIZl KOMUK Et>£N XZ>yÜAJ AÇIĞINM PEMİR 4TT/&PI. İLK GELİÇLEIZİNDE, Y£RLİLER EStCİ SİR EFSAHEYl ANIM SIYA&İK OHU, YÜZEN SİR ADAYLA DĞNeCBSİME SÖZ VEREN TANRILARl n LOMOv SANIP 8ÜYÜİC İLSİ GÖSTEZ- MİŞLEGDİ.ANCAK,l>eNİ2CİLeeİN TÜM YİYECEKLeRİNİ T»LAN EIMESİ ONlAei ÇOK ÛZMÛfTÜ. BU NEDENLE, İÜN Cİ &EUÇLE0NOE PÜÇMAUCA OAV&INPILAR, 6£MİY£ ' AİT &Z DE KAYIK ÇAL/fJCA, COOK ICAI&yA ÇlZlP ŞEFİ TVT&IZ ALMAK İSTBP/.KIVIPA YE£ÜLER.İ GÖISeN D£- NİZCİL££ ZAMANSİZ 4TEÇ flÇTl. ONlARt EN6ELLEMEYE ÇAUÇ/M CoofC, BİR UAWAİl'U mRAF/NPAN BIÇAIOMIPI. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük sivil toplum gazetesi BİZİM CAZETE tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... 7e/: 021251194 94- Abone: 0212 513 83 00 KÜÇÜKÇEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLİIĞÜ'NDEN MENKLILÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI 2004/142 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağrda cins, nıiktar ve krymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırnıa 10.03.2005 günü saat 12 40-12.50'de Sultanmurat Mah. Sultanmurat Cad. Edip Sokak Oto Aygaz arkası Sefaköy ad- resinde yapılacak ve o günü muhammen kıymetlerin yüzde 60'ma istekli bulunnıadiğı takdirde 15.03.2005 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şıı kadar ki, arttırtna bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkinı bulmasinın ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklinın toplammdan fazla olmasının ve bundan başka paraya çevırme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedclı üzcrinde yüzde 18 oranında KDV'nın alıcıya aıt olacağı ve satış şartnamesinın icra dos- yasinda görülebileceği, masrafı verildığı takdirde şartnamenın bir örneğının istcycne göndenlebıleceği, fazla bilgı almak ısteyenlenn yukarıda yazılı dosya numarasıyla daıremıze başvurmalan ılan olunur. Muliainiin.li kıyıııcli lira: 15.000.000.000.-TL. Adcdi: 1 adet. Ciıısi(Mahiycü vc önemli nitelikleri): 34-PIU 75 plaka sayılı Isısu 1995 modcl Fıber Fngorifik kapalı kasa NPR-595-04 tipı kırmızı rcnklı AOSO28694 motor NP-21467 şase nolu vasıta. Basın: 5651 SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Endogan'ın Referansları... Fransa Meclis Başkanı Jean-Louis Debre, Anka- ra'ya ayak basar basmaz Erdoğan'a "laiklik" üzerine düşüncelerini sormuştu. Bunun nedeni Fransa'nın "türban" meselesine atfettiği önem. Erdoğan malum, türban yasağına karşı. Türkiye'nin AB üyeliğine di- renç gösteren Fransa'da bunun ne kadar itici karşı- landığını tahmin edebilirsiniz. Yalnız Fransa'da da de- ğil, tüm AB ülkeleri için Erdoğan'ın "laikliğe" ilişkin gö- rüşleri bir büyük soru işareti. Debre ileyaptığı görüşmede hatırlarsanız Erdoğan: "Laikliği biz sizden aldık, ama şimdi sizden önde- yiz"(}) diyerek övünmüştü. "Weltam Sonntag"\r\ olay röportajında ise: "Biz Türkler (Fransız modelinden zi- yade) laikliğin Anglosakson yorumuna daha yakın du- ruyoruz!" diyor. Erdoğan'ın laik sisteme bağlılığını sor- gulayan AB çevreleri için; Alman gazetesine verdiği söyleşi ilginç ipuçları sunuyor. Türban için referans Diyanet ve Kuran Erdoğan'ın atıf yaptığı "Anglosakson yorum" bir defa nedir? önce oradan başlayalım. Anglosakson mo- delde her şeyden önce din-devlet bağı tümden kesil- memiştir. Ingiltere Kraliçesi aynı zamanda Anglikan ki- lisesinin başıdır; ancak endüstri devrimini tamamla- yan "toplum sekülerdir". Patriyarkal bağlardan yüz- yıllar öncesinde kurtulmuş Ingiliz toplumu tümüyle"se- külerleşmiştir". Bu modelin Türk siyasi tarihi, toplum yapısı, sosyolojisi, devlet biçimi ile bir ilgisi olabilir mi? Söyleşiyi yapan gazeteci Christoph Keese ne ya- zık ki bu soruyu sormamış. Ama neticede Erdoğan böy- le buyuruyor. Üstelik bunu; "Benim gönlümde yatan aslan, kişisel tercihim budur!" diye takdim etmiyor: "Biz Türkler" diyor: "Anglosakson yoruma daha ya- kınız!" kişisel takdirini Türkiye adına yapıyor ve şak diye oracıkta kestirip atıyor. "Weltam Sonntag"\n "türban dinibirsimge mi, mo- da aksesuvan mı?" şeklindeki sorusunu da: "Diyanet'in türbanın dini simge değil, inancın ifadesi olduğu gö- rüşüne vardığını, bu yüzden haçtan farklı birkonum- da olduğunu" belirterek yanıtlıyor. Özetle: "Müslü- man inancının ifadesi olan türban, dini simge haçtan çok ötede, çok daha fazla bir şeydir. Haçla karşılaş- tırılamaz.." demeye getiriyor. Bu saptamayı yaparken anayasa ve yasaları, Ana- yasa Mahkemesi'nin kararlarını değil, "Diyanet'i" re- ferans gösteriyor. Işık Kansu da bu sayfada sorgu- ladı bunu: "Başbakanı Diyanet'in fetva kurulu mu bağlar, laik devletinyasaları mı?" Cevap veren olma- dığı için bir kez daha ben de yineliyorum: Diyanet'in görüşleri, türbanı 'dinselsimge ve dayatma' olarakta- nımlayan Anayasa Mahkemesi kararlannın üstünde mi- dir? Erdoğan'ın Fransa'yı da sollayan(!) 'Anglosak- son laiklikyorumu' böyle bir şey mi? 'Referansımız Islam!' "VVeltam Sonntag" röportajı belge niteliğinde. Do- kuz yıl öncesinde gerçekleştirdiğimiz "Demokrasi Amaç Değil Araçtır" söyleşisinde "Referansımız Is- lam. Referansımıza ters hiçbir şey yapmak ve yaşa- makistemiyoruz" diyen Tayyip Erdoğan'ın görüşlerin- de çünkü hiçbir değişiklik olmadığını gösteriyor. "Dev- let işleriyle din işlerinin aynlığına inanıyorsanız, kızh nızın devlet üniversitelerinde dini simge takmayı bı- rakmasını istemeniz gerekmez mi" sorusuna Erdoğan bugün de gene "Kuran'da kadının kamuya açık yer- lerde başörtüsü takması emrediliyor. Kızım da Kuran 7 uyguluyor" diyerek yanıt veriyor. Erdoğan'ın referan- sı dün olduğu gibi bugün de "Kuran". Başbakan sonra araya sokuşturduğu şu iki cümley- le durumu kurtardığını sanıyor: "Ama buradan din-dev- let aynlığına karşı olduğum sonucu çıkmaz. Din ve dev- let işleri birbirinden bağımsız, yan yana yürür. Ikisini yan yana uygulayıp birbirinden ayırabilirsiniz..." Bunlar tümüyle havada kalan, afaki laflar. Başba- kan bu işin çünkü "nasıl yapılacağını, nasıl becerile- ceğini, nasılaltından kalkılacağını" açıklamıyor- ki me- sele de bu zaten. Avrupa'nın merak ettiği ve Keese'in Erdoğan'dan almak istediği başlıca yanıt bunun "na- s//"ında düğümleniyor. "Modern demokrasilerin kurallan ile Kuran 'ın emir- leri bir arada nasıl bağdaşacak?" "Cumhuriyetçi laik değerler, Islamla nasıl yaşayacak?"" Laikyasalar için birey, Kuran 'da da ümmet ve cemaat kutsaldır. Top- lum düzeninde cemaat mi, birey mi.. öne çıkacak?" Avrupa'nın Türkiye'ye ve Erdoğan'a ilişkin ce- vap aradığı sorular bunlar. "Welt am Sonntag" okurlan ne demiş, ne düşünmüş, nasıl bir sonuç çı- karmışlardır dersiniz? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAĞA: l/"KaşıkgagaB da denilen ve yurdumuzun hemen hemen bütün göllerin- de yaşayan ör- dek cinsi. 2/ Görünüşe göre olacağı sanı- lan... "Ölürise — ölür/Canlar ölesi değil" (Yunus Emre). 3/ Cilacılıkta kullanı- laıı bir tür zamk-reçi- ^ ne... Kapı ve pencere- „ lerin iist eşiği. 4/ Az sözle çok şey anlatma... Tanrı. 5/Afyon'un bir ^ ilçesi... Irmaklan geç- 5 mekiçınkullanılansal. 6 6/ Asya'da bir ülke... 7 Birnota. 7/Başlangıç- 8 ta yer alan... Leton- 9 ya'nın para birimi. 8/ "tstanbul'un orıa yeri — / Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama" (Orhan Veli). 9/Kuzey Kutbu'na yaİcm bölgelerde yaşayan bir halk. YUKARmAN AŞAĞIYA: 1/Geri geri uçma özelliği de olan küçük bir kuş. 2/Ağaç- ta ilk olgunlaşaıı meyve... Kil ve kum karışuıu, sarı renk- li, verimli balçık. 3/ Türlü renkte çiçekleri olan güzel bir süs bitkisi. 4/ Salıip... Bir iç organı kaplayan ya da ayıran ince deri... Silisyum elementinin simgesi. 5/Kı- lığından ya da davranışlanndan hoşlanılmayan itici kimseler için kullanılan sözcük... Alıştırma. 6/Rütbe- siz asker... Kürekle yürütülen dar, ıızun ve hafif bir tek- ne. II Sözü boş yere uzatma... "Şahinim var bazlanm var / — alışkııı sazlanm var" (Karacabğlan). 8/ tngil- tere'de ve öteki bazı ülkelerde kız okullarında oynanan top oyunu... Eski dilde su. 9/Japon lirik dramı... Pos- ta sürücüsü. > G Ö C E K •S O S E R I K A •A P A L E M •ç E P E R E N | K I R A C I B | S A K I N •K I K A R O S •L A C O B E R •D O N I T I •o M A C A Nİ A R •Z E K A T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear