Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3AYFA
+
CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ
4 HABERLER
Hüdai Oral
yaşamını yitirdi
• DENİZLt(AA)-Eski
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Hüdai Oral (80),
kalp yetmezliği nedeniylc
kaldınldığı Pamukkale
Ümversıtesı (PAÜ) Eğitim
Uygulama ve Araştırma
Hastanesi'nde vefat etti.
Oral, yarın düzenlenecek
cenaze namazının
ardından Asri Mezarlık'ta
toprağa verilecek.
Denizli'nin Buldan
ilçesinde, 1925 yılında
dünyaya gelen Oral, 20 yıl
Denizlı millervekıli olarak
TBMM'de görev yapmıştı.
1963'te Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı'nın
kurıılmasıııda katkılan
olan Oral, bakan olarak 2
yıl görev yapmıştı. Oral,
cvli ve 2 çocuk babasıydı.
AB'den parasal
destek
• ANKARA
(Cumhuriyet) - Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül,
DYP Deni/.li Milletvekili
Ümmet Kandoğan'ın '6.
Çerçevc Programı'na
ilişkin soru öncrgesini
yanıtladı. Tiirkiye'nin
2003 yılının başından
itıbaren katıldığı program
ıçin AB hibelerinden ve
ıılusal kaynaklardan
toplam 106 mılyon 700 bin
Buro ödeme yapıldığını
belirten Gül, Türkiye'nin
de 2005-2006 döneminde
90 milyon Euro
ödeyeceğini ifade etti. Gül,
"Program kapsamında
2003 Ocak ayından beri
sunduğumuz 543 proje
teklifinden 72'si
desteklenmek üzere kabul
edilmiştir. Ödediğinıiz
nıali katkı ile programdan
aldığımız pay arasındaki
oran halen yüzde 10
civanndadır. Diğer adaylar
Romanya ve
Bulgaristan'ın performansı
da hemen hemen aynı
düzeydedir" dedi.
Meclis'te 150 kişi
emekli oldu
• ANKARA
(Cumhuriyet)-TBMM
Başkanı Biilent Annç,
CHP tzmir Milletvekili
Yılmaz Kaya'nın soru
önergesini yanıtladı.
Annç, "22. yasama
döneminde, 29 Aralık
2004 tarihine kadar Meclis
kadrolanndan 150
personelin emekliye
aynldığmı, bir üst kadroya
atandıktan sonra emekliye
aynlan personel sayısının
ise 8 olduğunu, aynı
dönemde başka
kurumlardan 32 personelin
de TBMM'ye naklen
alandığım" bildirdi. Arınç,
TBMM Koruma
Müdürlüğü Merkez ve
Saraylar Koruma Şube
Müdürlüğü'ne gelen
personel sayısının 222,
giden personel sayısının
ise 271 olduğunu açıkladı.
Hükümetin uyguladığı IMF politikalarına karşı düzenlenecek eylemlerin ilki 16 Şubat'ta
Emekçi,iktidanuyanyorİstanbul Haber Servisi - Is-
tanbul Tabip Odası (İTO) ve
Sağlık Eınekçileri Sendikası
(SES) îstanbul şubeleri hükü-
metin sağlık alanında yaptıgı
düzenlemelere karşı 16 Şubat
Çarşamba günü uyarı eylem-
leri gerçekleştirecek.
tstanbul Tabip Odası Yöne-
tim Kurulu üyesi diiray Kılıç
ve SES Anadolu Şube Başka-
nı MehmetAlilşık İTO toplan-
tı salonunda yaptıklan basın
açıklamasında, "16ŞubatÇar-
şaınba günü ülkcmizin tüm
emekçileriyle beraber biz de
meydanlarda olacağız. İstan-
buTdaişyerlerimizden çıkarak
saat 1230'da Unkapam Tekel
Binasıönundctoplanacakveta-
• Emek Platformu'nun hükümetin politikalanna karşı eylem günü ilan
ettiği 16 Şubat günü iş bırakarak eylemi daha ctkin hale getirmeyi
amaçladıklannı belirten sağlık çalışanlan, yaptıklan açıklamada, "Bu ülkenin
eğitim, sağlık ve altyapı imkânlanndan yararlanmak için sadece bu ülkenin
vatandaşı olmanın yctcccği bir sosyal devlet düzeni istiyoruz" dediler.
leplerimizi dile getiren bir v ü-
rüyüş sonunda bir basın açık-
lanıası yapacağız" dedi.
İ.llke kaynakları halka
hjzmet için var
" I llkeııiıı kaynakları halka
hiznıetiçinvardır. IMF'yepeş-
keş çekilmek için de£ir deni-
len açıklamaya şöyle devam
edildi: "Önünıüzdeki dönem
4 önemli yasal düzenlcme ha-
yatunızı ciddi olarak etkileye-
cek. Bunlardan birincisi Ka-
nıu Yönetimi Tcnıel Yasası,
ikincisi Genel Sağhk Sigorta-
sı, üçüncüsü Emeklilik Yasası
ve dördüncüsü Kamu Fersone-
li Rejimi Yasası. Bıuüann hep-
siııe bakddığında esasolarakya-
pılmaya çalışılamn dcvlcti, lıal-
kma hizmet veren bir kurum
ohnaktan çıkanp uluslararası
sermaye kuruluşları ve onla-
nn oı-taldîiı ıııın sermaye ak
taran bir aracı kurumuna dö-
nüştürmekolduğu görülüyor."
Açıklamayla 16 Şubat'ta ik-
tidan bir kez daha uyaracak-
lannı duyuran emekçiler, "Biz-
lcr, bütün vatandaşlarunızuı
en temel insani ihüyaçlanmn
eşit ve bedelsiz olarak karşı-
landığı bir toplumsal düzen-
den yanayız. Bu ülkenin eği-
ıim, sağtak ve altyapı imkânla-
nndan yararlanmak için sa-
dece bu Ülkenin vatandaşı ol-
ıııaııın yeteceği bir sosyal dev-
let düzeni istiyoruz" çağrısı
yantı.
İstanbul Tabıp Odası Yöne-
tim Kurıılu üyesi Dr. Cüray
Kılıç konuşmasında, anıaçları-
nm sağlık sektöründe yaşanan
ve yaşanacak olan dönüşüm-
lerin toplumda yaratacağı tah-
ribatı göstermek olduğunu kay-
dederek "Türk halkı sosyal gü-
venlik vesağlıkta büyük bir sal-
ıhnyln karşı karşıyadır" dedi.
SES Aksaray Şube Başkanı
SongülBeydillide Emek Plat-
formu'nun aldığı karar doğ-
rultusunda 16 Şubat günü iş bı-
rakarak eylemi daha etkin ha-
lc getirmeyi amaçladıklannı
belirterek "Söz bitti, sıra ey-
lemde" dedi.
BU KEZ DE ÇELlŞKÎLl RAPOR
Birgen'e
üçay
men
• tşkence görenlere sağlam
raporu verdiği için "6 ay
meslekten men" cezası aldığı
halde Adli Tıp Kurumu 3.
İhtisas Kurulu Başkanlığı'na
getirilen Dr. Nur Birgen,
bu kez de çelişkili rapor
verdiği için 3 ay meslekten
men ile cezalandırıldı.
ŞULEKÖKTÜRK
işkence görenlere ver-
diği sağlam raporu nede-
niyle "6 ay meslekten
men" cezası aldığı halde
Adli Tıp Kurumu 3. th-
tisas Kurulu Başkanlı-
ğı'na getirilen Dr. Nur
Birgen, bu kez de hafıza-
smı yitiren hükümlülere
çelişkili rapor verdi ve 3
ay meslekten men ile ce-
zalandınldı.
Türk Tabipleri Birliği
(TTB), Wcrnicke-Korsa-
koflf'lu hükümlülere çe-
lişkili raporverdıklen ge-
rekçesiyle İstanbul Tabıp
Odası'nca 3 ay meslekten
men ile cezalandınlan
Adli Tıp Kurumu 3. îh-
tisas Kurulu Başkanı Dr.
Nur Birgen ve 5 dokto-
run cezalarını onayladı.
F tipi cezaevlerinin ka-
palılması istemiyle yap-
tığı ölüm orucu eylemi
sonucu VVernicke-Korsa-
koff hastahğına yakala-
nan, Enver Yaııık, Ash-
lıaıı Gençay ve Beki11Jal
yemez'e çelişkili rapor
verdikleri gerekçesiyle
Dr. Nur Birgen, Dr. Ok-
tan Aktürk, Dr. Ömer
CanGökdoğan,ür. Er-
bilGözükırmızı, Dr. Esin
Öztürk, Dr. CemalYalçm
Ergezer ve Dr. Birscn Ul-
kü İTO Onur Kurulu'na
şıkâyet edilmişti. Kurul
incelemeleriııde, ılk ra-
porlarda, "ilcri derccede
heslenme yetersizliğine
bağlı jyııel durum IHı/.ıık-
luğu, organik amnestik
sendrom ve \Vernicke-
Korsakoff Sendromu"
hastalığı tanısı konulan
ve ilk 6 aydan sonra iyi-
leşmesi beklenmeyen,
Balyemez, Yanık ve Gen-
çay'ın son raporlanna
"düzelmegözlendiği'' ya-
zıldığını belirledi. Rapor-
lan çelişkili bulan bilirki-
şı görüşü üzerine Onur
Kurulu, raporların altın-
da imzası bulunan doktor-
lara "gerçege aykın ra-
por düzenledikleri" ve
"Tıbbi Dcontoloji Tiizü-
ğü'nün 16. maddesiniih-
lal ettikleri" gerekçesiy-
le her dosya için "1 ay sü-
reyle geçici olarak mes-
lekten men cezası" verdı.
Buna göre Dr. Birgen, Dr.
Aktürk ve Dr. Gökdoğan,
bu üç kişinin raporu altın-
da imzası bulunduğu için
3 ay, Dr. Gözükırmızı,
Yanık ve Balyemez adı-
na, Dr. Ersın Oztürk, Bal-
yemez ve Gençay adına
düzenlenen raporunda
imzaları bulunduğu için
2 ay, Dr. Ergezer de 1 ay
meslekten men cezası al-
mıştı. TTB Yüksek Onur
Kurulu'nun onayladığı
bu cezalan uygulayacak
kurum Adalet Bakanlığı.
Ancak Beyoğlu Adli Tıp
Şube Müdürü'yken ka-
rakolda işkence gören al-
tı kişiye sağlam raporu
düzenleyen Birgen hak-
kında, Türk Tabipleri Bir-
liği Yüksek Onur Kuru-
lu'nun verdiği 6 ay mes-
lekten men cezasını Ada-
let Bakanlığı uygulama-
mış, aksine Birgen, Adli
Tıp Kurumu'nda ihtisas
Daire Başkanlığı'na ter-
fi ettirilmişti.
Depremzedelereyardım konseri
DİSK ve Bakırköy Belediyesi, Güney Asya ve
Hakkâri'deki deprem mağdurları yararına
konser düzenledi. 6 binc yakın kişinin
i/Jcdiği, Yeşilköy'deki Mydonosc
Shovvland'de gcrçeklcştirilcn etkinlikte
Bakırköy Belcdiye Başkanı Ateş Üııal Er/cn,
DÎSK'in 38. kuruluş yüdönümü nedeniylc
düzenlediği etkinliği, dcprcmlcr nedeniyle bir
yardım konserine dönüştürdüğünü,
kendilerinin de bu oreanizasyona destek
verdiklerini belirtti. DİSK Genel Başkanı
Süleyman Çclcbi dc düzenledikleri etkinliğin
"maddi olmaktan çok manevi" bir anlamı
olduğunu dile gerirerek katkı verenlere
tcşckkür etti. Sunuculuğunu tiyatro sanatçısı
Mustafa Alabora'nın yaptıgı konserde Arif
Sağ, Tolga Sağ ve "Bu Toprağın Sesi"
yanşma programının 5 finalisti sahneye
çıkarken, Anadolu Ateşi Daııs Topluluğu da
bir gösteri sundıı. Etkinliğin geliri Güney
Asya ve Hakkâri'deki dcprcmzcdclcrc
aktarılacak.(Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU)
'AKP
yönetimi
dlyaloğa
kapalı'
İstanbulHaberServisi- İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Meclisı yeni dönem
çalışmalanna bugün başlıyor. Yeni ça-
lışma döneminde AKP'li yönetime ve
meclis grubuna çağnda bulunan CHP
Grup Başkanvekili KemalAkar, bugü-
ne kadar yapıcı birmuhalefet tavn ser-
gilediklerini ve sorunlan diyalog yo-
luyla çözmeyi amaçladıklannı belir-
terek "Ancak biziın bu yapıcı tavrınu-
za karşın gcrck yönctimden gerekse
AKP grubundan aynı yaklaşımı görc-
memekteyiz" dedi.
Akar kent sorunlannın iktidar- mu-
halefet aynmı gözetmeksizin hep bir-
likte Istanbul'un ve Istanbullulann ya-
ranna çözümü yönünde çalışmayı amaç
edindiklerini, ancak CHP grubunun
görüşlerinin AKP tarafından dikkate
ahnmadığını söyledi. Yeni çalışma dö-
neminde yönetimden ve iktidar partı-
sinden farklı bir anlayış bekledıklerini
kaydeden Akar, butavır değişmediği tak-
dirde muhalefet etme biçimlerini göz-
den geçireceklerine dikkat çekti. Tar-
tışmalı kurultayı geride bırakan CHP'nin
İstanbul Büyükşehir Meclisı 'nde görev
yapan üyelerinin farklı tercihte bulun-
malannın doğal olduğunu belirtenAkar,
kenetlenip CHP'yi belediye meclisin-
de en iyi şekilde temsil edeceklerine
olan inancını dile gctirdi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne-
ği'nin (ÇYDD) Beşiktaş Şubesi'nin Yıl-
dız Teknik Üniversitesi Oditoryumu'nda
önceki gün düzenlediği "Uğur Mum-
cu'yu Anma Günü"ne derneğin Genel
Başkanı ProfesörTürkan Saylan'la bir-
likte konuşmacı olarak katıldım. "Çağ-
daş Yaşam" adı üstünde Türkiye'nin
modern bir ülke olmasını hedefleyen bir
sivil toplum örgütü. Ülkemizin özellikle
geri kalmış yörelerinde kız çocuklarının
eğitimi, devlet görevlilerinin, polis örgü-
tünün insan hakları açısından eğitimi gi-
bi birçok alanda önemli hizmetler veren
bir sivil toplum örgütü. Türkan Saylan'ın
olağanüstü örgütçülüğünün de ve çaba-
larının bu başarıda önemli bir payı oldu-
ğunu kabul etmek gerekir.
ÇYDD Beşiktaş Şubesi, toplantı sa-
lonunun girişinde bir de "Basın Şehit-
leri" fotoğraf sergisi hazırlamıştı. Sergi-
ye dolaşırken içimde bir şeyler kıpırda-
dı. Sergiyi düzenleyenlerle de bu dü-
şüncelerimi paylaştım. Sizlerle de pay-
Olüm... Yaşam ve Solculuk
laşmak istiyorum. Öncelikle, "şehit" söz-
cüğünü çağdaşlık hedefiyle bağdaştır-
maya çalışmak bana garip geliyor. Şe-
hitlik, dinsel bir kutsallık içeriyor. Dini
inançlara göre, inancı için yaşamını yi-
tiren şehit sayılır ve o kişi cennete gider.
Bir de devlet katında şehit tanımı vardır;
bu tanım da devlete hizmet ederken ya-
şamını yitirenler için kullanılır ve şehitle-
rin ailelerine özel bir maaş bağlanır. Dev-
letin şehit tanımının da bir ölçüde dini ge-
leneklerden miras olduğu inancındayım.
Son otuz yılda ülkemizin çok değerli
aydınlarını suikastlarda, faili meçhul ci-
nayetlerde yitirdtk. Onların acısı hepimi-
zin yüreğini dağlıyor. Onlann unutulup git-
mesi, yaptıklarının tarihin karanlıklarına
gömülmesine gönlümüz razı olmuyor.
Bu nedenle onlann anılması, anılanna ser-
giler açılması gerekiyor. Ancak burada
bir itirazım var: Bu anma olaylarını ölüm
acısıyla sınırlamak ne kadar doğru? ör-
neğin Uğur Mumcu, esprili, düşünce-
lerine mizah katarak yazan bir araştırma-
cı gazeteciydi. Onun "Sakıncalı Piya-
de" oyunu, militarizmlealay eden bir mi-
zah tiyatrosuydu. Uğur Mumcu'yu an-
ma günlerinde bu oyun sergilenemez
mi?
Bu örneklerden yola çıkarak solun,
ölüm karşısındaki tutumunu tartışmak is-
tiyorum. örneğin sosyalist solun dergi-
lerini herokuduğumda, beni endişelere
sevk eden bir ruh hali içine giriyorum. Bü-
tün dergiler, çeşitli eylemlerde yaşamı-
nı yitiren devrimcilerin öyküleriyle dolu.
Hangi sayfayı açsanız bir ölümle yüz yü-
ze geliyorsunuz. Bu insanların unutulma-
sını istemek gibi bir niyetim yok. Çünkü
en temel zaaflarımızdan birisi, belleksiz
bir toplum olmamız. Her şeyi unutup gi-
diyoruz. Bir dava uğruna yaşamını yitir-
miş insanlar da bir süre sonra unutulmuş-
luğa mahkûm oluyorlar.
Ancak, onları unutmayalım derken ha-
yatımız yalnızca onlann ölüm öyküleriy-
le sınırlı bir hale gelebiliyor. Devrimcili-
ğimizi, belli ilkelere bağlılığımızı sırf on-
ların ölümü üzerine kurarak ne kadar
doğru davranmış oluyoruz. Böyle dav-
ranarak toplumun, gençliğin "Bunlar
hep ölüm etrafındalar" diyerek bu türtö-
renlerin dışında kalmalanna neden olmu-
yor mu?
Ölümü unutmayalım, ancak ölüm üze-
rine kurulan felsefelerin, inançlann dini bir
tarafı olduğunu da kabul etmeliyiz. Çağ-
daş insanlann geleceği yaşam üzerine kur-
maları gerekmiyor mu? Şimdi ben bunu
söyleyince, solcu bazı arkadaşlanm, "Sol-
culuk yaşam üzerine kuruludur. Biz in-
sanlığın geleceğini daha mutlu kılabilmek
için mücadele ediyoruz" cevabını vere-
ceklerdir.
Bu doğru bile olsa, özellikle son yıllar-
da solun ölüm konusunu fazla abarttığı,
fazla mistik bir hale getirdiği inancında-
yım. Bu ruh halinin, solu tutuculaştırdı-
ğını, muhafazakârlaştırdığını sanıyorum.
Bu ruh halinden bir an önce kurtulma-
mız, yeniden yaşam ve gelecek üzerine
kafa yormamız gerektiğini düşünüyo-
rum.
Belki de solun kitlelerden kopuşu, top-
lumsal desteği yitirişi nedeniyle, daha
fazla ölüme yöneldiği söylenebilir. Yalnız-
laşan insanın ölüme daha yakınlaştığı
öne sürülebilir. Sol ise çağdaş ve de-
mokratikbirdünyaözlemi içinde. Bu ne-
denle bu ruh halinden kurtulabilecek bir
potansiyeli de içinde banndınyor.
Belki de ben solun ölümle olan iliş-
kisini abartıyorum. Ancak bu noktada
bir zaafolduğunu da kabul etmeliyiz. ör-
neğin şu "şehit" sözcüğü sıkıntılı bir
sözcük değil mi? En azından bunu tar-
tışabiliriz...
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
• ••Aşk Izin İstemez
'14 Şubat Sevgililer Günü' ötekilergibi bir 'zo-
runluluklar günü'ne dönüştü. Ne yazık ki tica-
rete dayalı yönlendirmeler bir 'armağan alma bek-
lentisi' ile 'armağan vermeyükümlülüğü' yarat-
tı. Indirimli etiketler, kombine sunumlar (özel
mönülü akşam yemeği, bir gecelik konukluk
vb.), bol çeşitler 'aşkaçıklamaları' için vitrinle-
re kondu. Tıpkı 'Anneler Günü', 'Babalar Gü-
nü', 'doğum günleri', 'yeniyıl kutlamaları' gibi,
içtenliğinden uzaklaşmış bir 'beklenti-zorunlu-
luk' döngüsünesokuldu, gerçek anlamlarından
uzaklaştırıldı. Hele bu gün için hazırlanmış ye-
mek mönüleri içinde yer alan 'enginariçinde ka-
rides-kalamar' gibi, 'keçiboynuzu pekmezli in-
cirtatlısı' gibi karışımlar bu günden nelerin bek-
lendiğini ortaya koyuyor. Bugün, bütün bunları
biryana bırakarak bir kitabımdan iki bölüm ko-
yuyorum.
Çünkü aşk, ne kutulara girer, ne etiket taşır,
ne de faturalarla açıklanır.
Aşk, bütün bunlardan başka, bunların çok dı-
şında bir şeydir.
• • •
"Aşk, o güzellm duygu fırtınası bütün kural-
ları, bütün karşı çıkmaları dinlemez bile. Dün-
ya umurunda değildir. Kimi zaman pat diye çı-
kar gelir, kimi zaman yavaş yavaş yerleşir. Ge-
lir de dünyayı öyle bir değiştirir ki... Yeşil, baş-
ka bir yeşil olur, kırmızı başka bir kırmızı. İnsa-
nın ayağını yerden öyle bir keser ki.. insan san-
ki uçar. Yerde miyaşıyor gökte mi, kendi de bil-
mez olur. Sabahlar artık başka sabahlardır, ak-
şamlar başka akşamlar.
Aşk, o güzelim duygu fırtınası esip de insa-
nın başını döndürdü mü değme gitsin. Ne küs-
tah şeydir o, ne cüretkârdır. Dünyayı umursa-
maz. İnsanların yasaları ona vız gelir. İnsanla-
rın ahlak diye bildiklerini dinlemez bile. Huzur
diye yaşadıklarını altüst eder. Söylenenlere al-
dırmaz, suçlamalara başını çevirmez. Böyle dik
başlı, böyle isyankâr bir şey görülmemiştir. Bel-
ki de hiçbir ideolojinin isteyip de yapamadığı
şeyi yapan Insanı değiştirir, dünyayı değiştirir.
Aşk, o güzelim duygu fırtınası üstelik de çok
'demokratiktir'. Ne ırk aynmı bilir ne deri rengi.
Sınıf ayrılığını çiğner geçer. Sınır tanımaz. Si-
yasal düşünce aynmı yapmaz. Insanları para-
sına göre ayırmaz. 'Bakalım nereden mezun ol-
muş?' demez. 'Hele bir arabasının markasını gö-
relim' demez. Sahi, 'aşkın demokratik olduğu'
hiç aklımıza gelmedi değil mi?
Aslında aşk çok da seçicidir. Yaşamaktan
korkmayan ınsanları seçer. Bezginlerin, haya-
fa küskünlerin yanına bile uğramaz. Hayatını
hesaplar üzerine kuranların semtinden geç-
mez. Duyguları küçümseyenlere tepeden ba-
kar. Kibirlilere, gururlulara güler geçer. Insana
değer vermeyenlere hiç değer vermez.
Aşk, insanın en insan yanına geliryerleşir. In-
sanı insan yapar. Insanları birbirinden ayıran
bütün yapaylıkları kaldırır.
Âşık olmak hakkı, başkaları tarafından veril-
meyen belki de tek haktır. Onu alabilmek için
insanın onu hak etmesi gerekir."
•••
"Eski Ispanyol haritacılarının sevgilileri, hari-
ta çizilirken 'Benim için bir ada çiz' derlermiş.
Ispanyol haritacısı da sevgilisi için gerçekte ol-
mayan bir ada çizermiş. Eski ıspanyol harita-
larında böyle 'sevgiliye armağan adacıklar' olur-
muş.
Sevgilisinden 'haritada bir ada' isteyen Is-
panyol kadını da, ona ada armağan eden Ispan-
yol haritacısı da ne güzel bir şey yapmışlar.
Bir haritaya bir ada çizip de 'Bu senin adan'
demeyi unutuyoruz.
Oysa herkesin bir adası olabilir. Denizler öy-
le büyük ki...
Duyguları unutuyoruz. Düşünceleri. Sevgi-
yı...
Sözleri. Dokunuşları. Bakışları. Davranışları.
Dostluğu...
Unutuyoruz.
Vermeyi unutuyoruz. Kendimizi beklemeye
alıştırıyoruz. Sonra da neyi beklediğimizi unu-
tuyoruz.
Eksiliyoruz. Neden eksildiğimizi bilmeden...
Gelin yeniden başlayalım.
Yaşamın, sevmenin, yapmanın en güzel ar-
mağan olduğunu bilerek.
İnsan olmanın en güzel armağan olduğunu
bilerek.
Yeniden. . ."
(KIRMIZI IŞIKTA YÜRÜMEK - Altın Kitaplar)
e-mail: erdalatakuı superonline.com
faks:0512 513 90 98
Kesse: Yalancı demedim
• ANKARA (Cumhuriyet Bürus) - Alman
Welt am Sonntag Gazetesi Başyazan
Christoph Keese, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ile yaptıgı röportaj ile ilgili, geri
adım atarak "Bir yanlış anİama olmuştur"
değerlendırmesıncle bulundu. Gazeteci
Christoph Keese, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın danışmanlanndan Cüneyd
Zapsu'ya bir mektup göndererek Türkiye'de
kendı ağzından yayımlanan bazı
açıklamalann da doğru olmadığını
bildirdi. Keese, "röportajın Türkiye'de
yanlış anlamalara yol açmasına
üzüldüğünü" belirtti. Keese, Türkiye'de
Erdoğan'a yalancı dediğı konusunda
açıklanıaların bulunduğunu ancak böyle
bir şey söylemediğini ifadc etti.
'AKP, seçmenine ihanet etti*
• TEKtRDAĞ (AA) - Doğru Yol Partisi
Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin
Tekirdağ il kongresüıde, yaptıgı konuşmada
partilerinin, Türk demokrasisinin yegâne ve
gerçek kalesi olduğunu söyledi. Vurgunun,
hırsızlığın, soygunun kol gezdiği bir
düzende, milletin yeni bir ambalajla ortaya
çıkan bir gruba şans verdiğini iddia eden
Ağar, hiçbir ikticlann AKP iktidan kadar
kendisini iktidara taşıyan kesime ihanet
etmedığını, iktıdarın, çıftçıye, işçiye
memura, tüm halka ihanet ettığını savundu.
j