14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J l i J v f _ / i l U İ T j L I ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Mesleğe bugün adım atan bir memurun bile emekli olana kadar Avrupalı meslektaşlanna yetişme şansı yok MaaşlarAB'den 35yıl geri• Kamu-Scn'in yaptiğı bir araştırma memurlanmıza reva görülen geçim diizeyi ile AB ortalaması arasmdaİci uçurumu bir kez daha gözler önüne serdi. Araşürmaya göre Türkiye'de mcmıtr maaşı Euro bazında hcr yıl yüzde 5 oranında artarsa, AB'deki bugünkü düzeye, ancak 2040 yılında ulaşabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) • Kamu-Sen, Tüıkiye'deki memur maaşlarının AB düzeyini, en ıyımscr lahminle 2040 yılında yakalayabıleceğını belırledı. Kamu-Sen'den yapılan açıklamaya görc, 2004 yılında ortalama memur maaşı 15 AB iilkesi ortalamasında 2 biıı 100 Euro, l'ransa'da 2 bın 20 Euro, Finlandiya'da 2 bin 230 Euro ve Ingiltere'de 2 bin 800 Euro düzeyinde bulunuyor. Türkiye'de ise 2003 yılında 366 Euro olan ortalama memur maaşı yüzde 5'lik artışla 2004 yılında 384 Euro'ya yükseldi. Satın alma gücü paritesine göre eşıtlenmiş ortalama memur maaşları ise AB'de (15 ülke) 1173 Euro, Fransa'da 1393 Euro, Finlandiya'da 1252 Euro ve Ingiltere'de 1854 Euro diizcyindc bulunuyor. Her yıl yüzde 5 zam olursa... Avrupa'da memur maaşlannın sabit kaldığı ve Tiirkiye'de 2004 yılındakı gibi her yıl Euro bazında yüzde 5 artış olduğu varsayımıyla yapılan hesaplamada, memur maaşlarının, ancak 34 yıl sonra Fransa'daki maaş dü/.eyini yakalayabileceği belırlendi. Buna göre Türkıye'dekı ortalama memur maaşı, AB ortalamasını, ancak 2040 yılında yakalayabilecck. Finlandiya'daki maaş düzeyinin yakalanması için 36, Ingiltere'deki düzeyin yakalanabilmesi için 40 yıllık bir süreye ihtiyaç bulunuyor. 15 YILVADE Vahjbank'tan işyeri kredisi ANKARA (AA) - Vakıflar Bankası, "Herkes kendi iş- yerinin sahibi olsun" sloga nıylabaşlattığı kampanyay- la 15 yıl vadeli "işyeri edindirme kredisi" veriyor. Vakifbank'tan yapılan açıklamaya göre, Vakıfbank, doktor, eczacı, dış hekı- mi avukat, mimar, nıali müşavir gibı mes- lek odası üyelerine, bakkal, kasap gibi es- nafa, ticarel erbabıyla sanayi vc ticaretle uğraşanlara yönelik kendi işyerlerini satın alabılmelenni sağlamak amacıyla işyeri edindirme kredisi kullandınyor. Kampanyada, satın alınacak işyeri de- ğcrinin yüzde 75'i kadar kredi kullandıra- cak olan Vakıfbank, söz konusu kredıye 15 yıla kadar olan vadelerde aylık yüzde 1.75 oranında faiz uygulayacak. Açıklamada, kampanyadan faydalan- mak ısteyenlerın herhangi bir Vakıfbank şubesıne başvurmaları halinde kredı talep- lerinin 1 gün içerisinde sonuçlandırılacağı dabelirtildi. HOLGER SCHRÖDER: AB 'nin mali yardımı artacak ANKARA (AA) - AB Türkiye üele- gasyonu Mali Işbirliği Koordinasyon vc Yatınm Bölüm Başkanı Holger Schröder, "Türkiye'ye, aday ülke ola- rak katılıın öncesi, uyum yardımı baş- layacağı için verilecek yardım büyük miktarda artacak" dedi. Schröder, yardımlardan yararlanma- da önenılı olanın, Türkıye'nın bu büyük foıılan kullanma kapasitesini artlırma- sı ve hesap verilcbilir bir şekilde kullan- ması olduğunu söyledi. Türkiye'nın 2007-2013 dönemınde katılım öncesi altyapı programı çerçevesinde alacağı yardımla ilgili çalışmaların Brüksel'de siirdüğünü belirterek yardım miktan- nuı henüz belirlenmediğini kaydettı. Türkiye'nin adaylık süreci içinde özellikle altyapı yatırımlarına yönelik alacağı desteklerin önümüzdeki dönem artacağını anlatan Schröder, "Kişibaşı- na düşen nıilli hasıla baknnıııdaıı Tür- kiye'nin bu ülkelerin standardının yaka- lanması konusunda AB deslekli diğer aday ülkclcr gibi, Türkiye'nin de yarar- lanması gerçekleştirilecek" dedi. Ziraafta kuyruklara Ifarşı eylemplt Ziraat Bankası, şubdcrdeki kuyı-uklaı ın azaltılması için, bu ydın ilk yansını yeniden yaprianma dönemi ilan cderken bıınu gerçekleştirebilınek amacıyla geçen hafta itihanyla takımlar ohıştıırdu. Kârlılıkta ilk sırada yer alan bankanın özellikle emekli kuyruklanyla ü/deşleşmesi, banka yönelinıini harckete gcçir- di Banka tist yönetimi bu ydm ilk yansını yeniden yapılanma dönemi ilan etti. Bu çerçevede, öncetikle bankadald iş süreçleri gozden geçiritecek. IVtüşteri memnuııiycti temel öncelik olarak ortaya konıılurken bankadaki iş süreçleri scktöı ortalamalanna getirüecek. örneğin bir özel sektör bankasmda mevduat hesap açınşı 10 saniyede yapılıyorsa Ziraafta da buna yetişilecek. Bunun yanıııda Y1 Cye geçişlc birlik- - te l)ilışım altyapısının ince ayarları yeniden gözden gcçirilccck. (AA) Tuğçe Eyilik'in marka tasanm şirketi firmalara hedeflerine ulaşmada yardımcı oluyor Tasaruna yaraücı orlak Tuğçe Eyilik, Trend Tiger'daki görevini 'yarahcı timin lideri' olarak tanımlıyor. (Fotoğraf: SERKAN YILD1Z) SEÇtLTÜRESAY Yeni şirket kurup "marka" ol- mak isteyenlerin, piyasaya sür- dükleri ürünün pazarda hak et- i tiği payı almasını ve firmalan- \ nın daha güçlü bir kurumsal ' kimlik kazanmasını lıedefleyen- ; „ lerin başvurabilccckleri bir adres var. Tuğçe Eyilik'ın 2002'de kurdu- ğu "Trend Tlger Brand Communi- cations" şirketlere, bu istek ve he- deflerine ulaşmalarında yardımcı oluyor. Logo ve ambalaj tasarlı- yor, ürünlerın nasıl tanıtılma- sı, hedef kitlenin hangisi ol- ması gcrektiği konusunda fi- kir venyor. Eyilik, marka ta- sanm şirketi olan Trend Tİ- ger'ı Türkiye'de bu alanda eksiklik olduğunu gördü- ğü için Türk firmaların tüketicinin gözünde marka güvenilirliğinı sağlamak ve kalilelerini kalıcı kılmak amacıyla • Arçelik'in Çelik'inin metalden yapılan kırmızı kalp içine konulduğu tasanm, Nişantaşılılardan tam not aldı. kurduğunu söylüyor. Ve "Biz berabcr çalışbğımız şirkeüerin yaratıcı ortağı- yız" dıyerek özetlıyor şırketinin işlevı- ni. Eyilik Şirketler Grubu bünyesinde yer alan Istanbul ETV'deki koordina- törlük görevini kurduğu şirkettekıyle birlikte yürüten Eyilik, art direktör, reklamcı, grafiker ve strateji planla- macılarından oluşan 8-10 kişilik bir ekiple çalışıyor. Canon'un Türkiye Temsilcisi Hesmak ve kâğıt mendıl ağırlıklı üretim yapan Almena'nın müşterileri arasında olduğunu anlalan Eyilik, ltalyan tasanmcı RobertoOka- be'nin hazır giyim koleksiyonunu Tür- kiye'ye getiren Berfa Tekstil'in açaca- ğı mağaza zincirine de "Effe due" adı- nı verdiklerini söylüyor. Eyilik şöyle devam ediyor: "Bulduğumuz isinı çok beğenildi. Koleksiyon, dünyada da aym isimle pi- yasaya sürülecek." Şirket, çalışmalarını, hedef kitle ve rakıp analizini içeren markanın strate- jisi, "Nasıl tamtılabilir" gibi sorulara yanıt arandığı konsept oluşturma ve lo- go, amblem, ambalaj ve reklam çalış- malan olarak üç aşamada yürütüyor. Eyılık'e göre dünyadaki ilk beş marka tasanm şirketinden bırı olan İngılız At- lik firmasının deneyimlerini paylaştı- ğı Trend Tiger, birlikte çalıştığı şirket- lere, pazarladıkları ürünün tüketicinin belleğinde belırlı bir yer edınmesinı sağlıyor. Fuji Film, Biletix ve Ontır Air için tanıtım amaçlı dış mekân çalışma- ları yapan şirket, yaratıcı ortaklığını üstlendiğı firmalara kurumsal anlam- da da kaliteliliklerinin kalıcı olmasın- da yardımcı oluyor. OÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU erginy(&tr.net Biri ülkesinde çikolata gofret satıyor, ekonominin yönetimini IMF'yeteslim et- miş, öbürü, ülkesinintelekomünikasyon sektöründe en zengin işadamı, göreve gelirken servetini ailesine devretmiş. IMF borçlarını iki yıl önceden ödemiş, IMF politikalarını terk etmiş, ülkesine öz- gün bir kalkınma modeli geliştirmeye çalışıyor. Birinin ekonomisi, cari açık, bütçe açığı, yüksek dış ve iç borç sar- malında kıvranıyor, sanayicisi fasoncu, taşeron oluyor, ülke varlıklarını yaban- cılar satın alıyor, tarımı perişan, halkı gi- derek yoksullaşıyor. öbürü sanayisini, tarımını, küçük üreticiyi destekliyor, yok- sullukla mücadele ediyor. Birini dünya- nın hızla dağılmakta olan en istikrarsız bölgesinde "Senin modelin örnek ol- sun" gazıyla kargaşanın içine çekiyor- lar, diğerinin ekonomik modeli dünyanın yükselmekte olan bölgesinde, ilgi görü- yor Çin ve Japonya uzmanlarını gönde- rip inceliyor, Filipinlerbenimsemeye ça- lışıyor... Biri "cemaatçı", ABD ile strate- jik ilişkileri her şeyin üzerinde tutuyor, aklı türbanda, "ılımlı Islamda", öbürü ulusalcı, modem, güçlü bağımsız bir ül- ke yaratmaya çalışıyor. Birincisi, bağımlı, hatta sömürge sendromu sergilemeye başlamış bir ül- kenin sıradan bir yöneticisi: "Siyah ten, beyaz maske." Ikincisiyse, bence, il- gilenmeye değer. Thaksin Shlnatwara Tayland ekonomisi 1997 Asya krizin- den 2000 yılına kadar IMF programları elinde perişan oldu, yüzde 11 daraldı, depresyona girdi, "değer kaybetti", yoksullaştı. 2001 yılında IMF karşıtı bir programla iktidara gelen Thaksin Shi- natvvara, hemen IMF programını terk etti, IMF'ye olan borçlarını da2003'tetü- müyle ödedi. Uluslararası mali piyasa- ların IMF, Financial Tlmes, The Eco- nomist gibi sözcüleri Tayland ekonomi- sinin çökmesini beklerken, uygulanma- ya başlanan kalkınma modelinin ctki siyle Tayland ekonomisi yeniden can- landı, yılda ortalama yüzde 6 büyüme- ye başladı, istikrar kazandı, yoksullukta belirgin bir azalma görüldü. 6 Şubat'ta yapılan genel seçimlere bu karneyle gi- ren Thaksin yeniden, bu kez 500 san- dalyelik meclisin 399 sandalyesini ala- rak kazandı. Thaksin'in izlediği ekonomik progra- mın temel özelliklerini 2003'te aktarmış- tım; ama, o zaman ne kadar başarılı ola- cağı henüz belli değildi. Şimdi, artık mo- delin başarılı olduğunu, ülkenin yöneti- ci sınıfının karar verme kapasitesinin art- tığını, iktidarının güçlendiğini, halkın ekonomik durumunda belirgin bir iyileş- me olduğunu söyleyebiliriz. Yeni ekonomik model Thaksin'in uyguladığı ekonomik mo- deli üç aşamada değerlendirmek ola- nakh. Birinci aşama, 1997-2000 döne- minde IMF "kurtarma" politikalarının yol açtığı deflasyon/depresyon eğilimini ter- sine çevirdi, ülke varlıklarının (assets) yeniden degerlenmesini sağladı. Ikinci aşamada ihracat yapmaya devam eder- ken, iç talebi güçlendirecek politikalar devreye sokularak ihracat bağımlılığı azaltılmaya başlandı. Şimdi üçüncü aşama, ülkede altyapı yatırımlanna, tek- noloji üretimine öncelik vererek "değer yaratma" kapasitesini arttırmayı plan- lıyor. Neoliberal eğilimli mali haber/yo- rum sitesi Bloomberg'den VVilliam Pe- sek'in geçen sene ekim ayında teslim İki lider' etmek zorunda kaldığı gibi Tayland, "İlk aşamada çok büyük bir başarı göster- di". Ancak Pesek'te, başından beri Thaksin politikalarına karşı çıkan Finan- cial Times ve The Economist yazar- ları gibi, ekonomide bir borç köpüğü oluştuğunu, bir krizin kapıda olabilece- ğini iddia ediyordu. Morgan Stanley analistlerinden Daniel Lian'a göreyse butüryorumlarTayland'ahaksızlık edi- yor, gerçek durumu yansıtmıyorlar (Glo- bal Economic Forum, 26/01/05). 1997'de Asya kriziyle yüzde 11 daralan Tayland, 2003'te IMF'yle ilişkiyi kcsti. Thaksin'in ekonomik politikasının ba- şarısının temelinde, kaba, enflasyonist, Keynesyen talep yönetme politikalarıy- la (borçlan ve harca) değil, ihracatı ihmal etmeden iç talebi, esas olarak ülkenin genelde küçük ve orta işletmelerinin, öncelikle çiftçisinin üretim kapasitesi- ni arttırmaya gelirlerini istikrara ka- vuşturmaya öncelik veren tedbirler ya- tıyor. Ek olarak Thaksin yönetimi ihraca- tı, Dünya Ticaret Örgütü dışında, ken- disine uygun koşullarda gerçekleştir- meye çalıştığı ikili anlaşmalarla güçlen- dirmeye devam etti. Kısaca özetlersek (Ayrıntılı ve ilginç bir çözümleme için: Robert Looney, "A New Asian Paradigme", Strategic Insigth, Cilt II. Sayı 12, Aralık2003-ABD, Naval Postgaduate School -deniz kuvvetleri akademisi WEB sitesi-): Çift- çi borçlarının dondurulması, köy toplu- luklarına, proje temelinde kredi verilme- si, orta ve küçük işletmelere, hatta kent- lerdeki sokak satıcılarına "mikro kredi" alma olanağı sağlanması, tarımda ve sanayide "geleneksel" üretim sektör- lerine üretkenliklerini arttırmaları, ürün profillerini güncelleştirmeleri için mali desteğin yanı sıra eğitim, desteği ver- mek böylece gelişen yeni ürünlere hem iç pazarda hem de dünya pazannda ye- ni talep bulunmasına yardımcı olmak. Bu uygulamalar, hem ülkenin ekonomi- sini canlandırdı hem de "bir dolar kar- şılığı herkeSe sağlık hizmeti" gibi son derecede başarılı (Financial Times, 08/02/05) uyğulamaların da yardımıyla yoksullukta, Dünya Bankası'nın Nisan 2004 Thailand Economic Monitor Ra- poru'nda kabul ettiği gibi, önemli bir ge- rileme oldu. Işsizlik 2000 yılında yüzde 5.7'den 2004'te yüzde 1.6'ya geriledi. Araştırmacı yazarWang Tai Peng'in aktardığı gibi yoksullukta 2001 -2003 döneminde yüzde 4 gerilerken, neoli- berallerin kredi sisteminin batacağına ilişin beklentileri gerçekleşmedi, aksi- ne alınan mikrokredilerin yüzde 97'si geri ödendi. (Asian Business Jour- nal, 04/01/04). Daniel Lian'ın aktardı- ğı verilerse 2001-2004 döneminde "VVashington Consensus" yazarları- nın beklentilerinin aksineTayland'ın ka- mu maliyesinin dengelerinin güçlendi- ğini gösteriyor: Kamu borçlarının GSMH'ye oranı 2000'de yüzde 57'den 2004'te yüzde 48'e geriledi, "kamu borcu/dış borç" oranı aynı dönemde yüzde 48'den yüzde 25'in altına indi. Çünkü Thaksin hükümeti verdiği kre- dilerin özellikle üretken sektörlere git- mesine, üretken olmayan alanlarda varlık değerlerinde bir şişme oluşma- masına dikkat etti. Bu arada Tayland borsa endeksi yükselme trendini koru- yarak üçe katlandı. Tayland Amerikan Ticaret Odası başkanı Judy Benn'e göre "geçen dört yılda Tayland lyi bir ekonomik büyüme ve siyasi istikrar sergiledi. Böylece ABD şirketlerince de çok olumlu bulunan bir yatınm ik- limiyarattı". Benn, "Başbakanm ikin- cl döneminde de aynı politikaları uy- gulamasını bekliyoruz" diyor (chan- nelnewsasia.com, 08/02/05). özetle, Thaksin deneyi derin bir kri- zin ortasında bile hem ekonomiyi dü- ze çıkarmanın hem de yoksulluğu azaltmanın olanaklı olduğunu göste- riyor. Ikincisi, IMF reçetesine bağlı kalmak gerekmiyor, hatta reçetenin tam aksini yapmak gerekiyor. Üçün- cüsü, bu koşullarda var sayılanın ak- sine ülkenin uluslararası saygınlığı, yabancı yatırımcılar için çekiciliği azalmıyor. Bu arada ülkenin, kendi iç dinamiklerini denetleme, yönlendir- me kapasitesi, emek yoğun ihracata dayalı bir modeli terk ederek tekno- loji yoğun katma değer oranı yüksek bir üretim düzeyine yükselme şansı artıyor. Ama, tüm bunları yapabilmek için ilk önce "beyaz maskenin" çı- kanlması, gerekiyor. Ülkenin egemen sınıfının da "kendi malına" sahip çık- maya kararlı olması... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK IMF Yatırımı' (I) IMF, hükümetin, yatırımların teşvikiyle ilgili yasa ta- sarısına karşı çıkıyor. IMF'nin bu beklenmedik karşı çı- kışının sorgulanması gerekiyor. Çünkü Türkiye, IMF'nin yakın yıllardaki en büyük yatırımıdır. Gerçekten de IMF-Destek (stand-by) Anlaşması ya- parak ekonomilerini denetlediği diğer büyük borçlu ül- kelerle arası bozulan, Brezilya, Arjantin ve Rusya ör- neklerinde büyük başarısızlığa uğrayan IMF, Türkiye'yi başarısının anıtı sayıyor. Bu nedenle de birdenbire ye- ni anlaşmayı imzalamaktan kaçınması ve bunu ulus- lararası sorun durumuna çıkarması, kendi içinde so- ru işaretleri taşıyor. Ayrıca bu durumun para piyasa- larının sinirlerini şimdilik az da olsa bozduğu anlaşılı- yor. Enflasyon ve faizlerin düştüğü, faiz dışı fazla ora- nının tutturulduğu, kısaca IMF evliiiğinin en mutlu gün- lerinde, bu kavga neden ve nereden çıkıyor? ••• Mal ve hizmet üretimine yönelik yatırımlar, ekono- mik ve toplumsal gelişme açısından yaşamsaldır. Eko- nominin kendini yenilemesi, üretimin ve iş bulmanın sürdürülebilmesi, kısaca yatırım denilen sabit serma- ye yatınmlarıyla sağlanır. Arazi ve yapıların dışında esas olarak makine ve araç ve gereçlerden oluşan ya- tırımların, sayısal büyüklüğü kadar hangi sektörlere yapıldığı da ekonominin geleceği açısından çok önem- lidir. Ek olarak, yatırfmların bölgesel dağılımı da uzun dönemli gelişme yönünden belirleyici özellikler taşır. Yatırım politikalarında, 1980 sonrasında, IMF öne- rileriyle köklü bir dönüşüm oldu; devletin yatırım yap- maması, yatırımlardan elini çekmesi ve yerini özel gi- rişime bırakması yolu izleniyor. Böylelikle, o yıllarda çok sözü edilen "ağır sanayi" kurulamadı; makine ve motor sanayilerine ve oradan sanayileşmenin tekno- lojik yenilik temelli dönüşümüne geçilemedi. Bu poli- tika, bir taraftan sendikal hakların baskı altında ve sı- nırlı tutulması, diğer taraftan da özel yatırımların teş- vik edilmesi amacıyla bir dizi parasal kolaylık getiril- mesi; özelleştirme ve sermaye hareketlerinin serbest- leştirilmesi ile desteklendi ve destekleniyor. Ancak tüm bu destekler, özel girişim yatırımlarının üretimi ve iş bulmayı arttırmaya yetmiyor. Özel serma- ye, yüksek faiz, borsa ve arazi rantı gibi kolay kazanç yollarını bırakıp mal ve hizmet üretimi amacıyla yatı- rım yapmaktan uzak duruyor. Bunun üzerine hükümet, bir yıl önce, 5084 sayılı Teşvik Yasası ile kişi başına ulu- sal geliri 2001 'de 1500 doların altında olan toplam 36 ilde yapılacak yatırımlara yeni kolaylıklar getirdi. Ge- tirilen kolaylıklar, bedelsiz arsa ve arazi verilmesi; ça- lıştırılan işçilerin gelir vergisi, sigorta primi ödemeleri- nin işveren payının yüzde 80'i ile elektrik enerjisi gi- derlerinin yüzde 20'sinin Hazine tarafından karşılan- masını öngörüyordu. • •• Geçen yıl, teşvikli olsun olmasın, kamu ve özel top- lam yatırımlar, cari fiyatlarla yüzde 41.7 gibi büyük bir artış gösterdi ve 81.3 milyon YTL oldu. Bunun içinde "teşvik belgeli" yatırımlar 21.5 milyon YTL dolayında- dır. Bu tutarın ise yalnızca yüzde 12'den az bir bölü- mü, 2.55 milyon YTL bölümü, 5084 sayılı Teşvik Ya- sası'ndan yararlanan illere yapılmıştır. Teşvik Yasası-2004'ün uygulaması, kendi içinde bir dizi tutarsızlıkları su yüzüne çıkarıyor. Teşvikler esas olarak, Düzce başta olmak üzere büyük merkezlere yakın ve kolay ulaşım olanaklarına sahip yerlere gidi- yor. Ağrı, Ardahan, Muş, Kars, Van, Bingöl ve Bayburt gibi, asıl yatırım alması gereken illere teşvikli de olsa yatırım yapılmıyor ya da çok az yapılıyor. Bunun ne- deni, teşviklerin, illerin gelişmişlik düzeyine göre fark- lılaştırılmaması, Kars'a da Osmaniye'ye de aynı teş- vik kolaylığının sağlanmasıdır. Kısaca, teşviklerle bile sanayinin bölgesel dağılımında, denge sağlamak bir yana, var olan uçurumun kapanması doğrultusunda bir gelişme sağlanamıyor; gelişmişlik farkı genişliyor. Bu olumsuzluğu bir başkası tamamlıyor; 2004 teş- vik uygulamasıyla, yatırımların niteliği, yani, sektörel dağılımı da uzun dönemli gelişme açısından sağlıklı sa- yılacak bir basamak oluşturmuyor. Verilen teşviklerin çok büyük bir bölümü, enerji, altyapı, madencilik gibi alanlardadır; sanayi sayılabilecek olan kısım da, gıda- içki ve dokuma ve giyim sektörlerine yapılıyor. Gıda ve içki ile birlikte bu sektör esasen sanayiye yönelen, büyüklü küçüklü Türkiye özel sermayesinin yatırımla- rını büyük ölçüde çekmeyi sürdürüyor. Çünkü bu iki sektör ucuz işçiliğe dayalı dışsatımın gözde sanayile- ridir. Türkiye, iieri teknoloji üretimine öncelik vererek sanayileşemiyor; sanayisizleşiyor. Hükümet, işte bu ortamda, bir yıl önce çıkarılan Teş- vik Yasası'na iki yenilik getiren bir tasarıyı Meclis'e göndermiş bulunuyor. IMF ile kavga bu yeni tasarı ne- deniyle çıkıyor. IMF bu sanayisizleştiren sanayileşme- yi bile istemiyor. Bu önemli konu haftaya da sürdürü- lecektir. ••• Bugün Sevgililer Günü, sevenleriniz çok, sevginiz bol olsun; olsun ama, hiçbiri IMF'nin Türkiye sevgisi- ne benzemesin! yakup@metu.edu.tr FIAT-GM PAZARLIĞI ltalyan devi kapıyı zorluyor ROMA(AA)-ttalyan Fiat ile dünyanın en bü- yük otomobil üreticisi General Motors (GM) arasındakı satış görüş- melennın anlaşmazlıkia sonuçlannıası, Fıat Yö- netım Kurulu'nu hare- kete geçirdi. Corriere della Sera ga- zetesine göre Fiat Yönetim Kurulu durumu gö- rüşmek üzere acilentoplan- tıya çağnldı. üazeleye göre Fiat Başkanı Luca Cordero diMnntezemnlo, olağan- dışı yönetim kurulu top- lantısına katılabilmek için Hindistan ziyaretini iptal ederken, CEO Ser- gio Marchionne, GM lc- ra Kurulu Başkanı Rick VVagoner'la görüşmek için New York'a gitti. 2000 yılındaki anlaş- mayla Fiat'ın yüzde 20'sini satın alırkcn, ka- lan yüzde 80 hisseyi de 2004'ten itibaren alabi- leceğı yönünde imza at- mış, ancak sonradan "Şartlardegişti11 diyerek uzlaşmayı bozmuştu. Buna karşıhk 1.8 nıilyar Euro ödemeye hazır görünen f GM'ye göre Fiat'taki yüzde 20 hıssesinin sermaye artırımı sıra- sında yaklaşık yüzde 10'a düşürülmesi ve Fi- at'ın finans birimini sat- ması, 2000 yılındaki an- laşmanın geçerliliğini kaldırdı. ltalyan milliyctçileri ve işçi sendikaian, son ltalyan sanayi devinin yabancılara geçmesini istemiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear