17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 1 EKİM2005CUMA CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Uzmanlar, gripte antibiyotik kullanılmaması gerektiğini belirtiyor ve uyarıyor: Antibiyotik gribe etki etmez• Düzensiz ve gereksiz antibiyotik kullanımı nedeniyle. bakteriler direnç k&zanacak ve süper bakteriler ortaya çıkacak. Bunlara da hiçbir antibiyotik etki etmeyecek. Uzmanlar aynca, antibiyotiklerin reçete ile satılmasının gerekliliğine işaret ediyorlar. ŞLTLEKÖKTÜRK ICuş gribi tartışmalan sırasında korkunç senaryolar yazılırken uz- manlar, grip me\r simiiîde bir başka sonına dikkat çekiyor. Halen eczanelerde reçetesiz satı- lan antibiyotikler, gripte de düşün- meden tükeftiğimiz ilaçlar arasın- da yer ahyor. Uzmanlar, gripte bakteriyel enfek- siyon gelişmediği sürece antibiyo- tik kullanmanın gereksiz olduğuna dikkat çekerek gereksiz antibiyo- tik kullanımı nedeniyle dirençli "sü- per bakterüer" gelişecegi ve hiçbir antibiyotiğin bu bakterilere etki et- meyeceği uyansında bulunuyorlar. tstanbul Tıp Fakültesi Farmako- loji ve Klinik Farmakoloji Anabi- lim Dah Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ya- Gribin en etkiıı tedavisi nedir? Şişli Belediyesi'nden aşı kampanyası * Uzmanlar gribin en etkin tedavisinin ya- takistirahati, yeterli sıvı ve gıda alınması, Cvi- tamininden zengin beslenme, belirtilereyönelik tedavi, yani ağrı kesiciler ve ateş düşürücüle- rin kullamlabileceğini yineliyor, * Aspirin kullamlmamasını öneriyor, * Gribe etkili antiviral ilaçlann tedavi ve ko- runma amacıyla belirlenmiş durumlarda ve hekim reçetesiyle kullanılmasını öneriyorlar. Şişli Belediyesi, Şişlilileri gribal enfeksiyonlardan korumak amacıyla ücretsiz grip aşısı kampanvası başlattı. 10 bin kişiye ulaşılması hedeflenen kampanyayı, Bomonti Fransız Fakirha- nesi 'nde başlatan belediyenin sağhk işleri ekipleri, çoğunluk- la yaşlılarm kaldığı vurîtaki 186 kişiyi ücretsiz sağhk kontro- lünden geçirerek grip aşısı yaptı. Şişli Belediye Başkanı Mus- tafa Sarıgül, sağhk kontrollerinin önümüzdeki günlerde ilçe- deki okullar, yurtlar ve ekonomik gelir düzeyi düşük yurttaşla- rın oturduğu mahallelerde devam edeceğini söyledi. ğız Üresin, gribin etkeninin virüs olduğunu anımsatarak virüsü yok et- mek için bakterilere karşı etkili olan antibiyotiklerin kullanılmasırun ge- reksiz olduğunu vurguladı. Griple birlikte bakteriyel bir en- feksiyon gelişmesi durumunda an- tibiyotiğe doktor kontrolünde baş- lanabileceğini ifade eden Üresin, "Gereksiz ve sürekü olarak antibi- yotik kullanımı nedeniyle bakteriler direnç kazanacak ve süper bakteri- ler ortaya çıkacak. Bunlara da hiç- bir antibiyotik etki etmeyecek" de- di. Bazı hastalıklarda, hangi bakte- rinin etken olduğunun anlaşılması için 'antibryogranV testi yapılması- nın zorunlu olduğuna işaret eden Üresin, "Doktorunbutestolmadan da yazabfleceği antibiyotikler vardır. Asıl sorun eczanelerde antibrvotik- lerin reçetesiz olarak saübnasL An- tibiyotiklerin doktor kontrolünün ardından reçeteile hastaya veribne- si gereldyor'' diye konuştu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfek- siyon Hastalıklan Anabilim Dah Başkanı Prof. Dr. Recep Oztürk de gereksiz antibiyotik kullanımının kişinin florasının bozulmasına ve "konuna" sağlayan faydalı flora mikroplarının yerine hastalık ya- pan ve daha dirençli olan başka bak- terilerin veya mantarların yerleş- mesine sebep olacağını söyledi. Dirençli mikroplann tedavisinin daha zor ve pahah, hatta bazen im- kânsız olacağına işaret eden Öz- türk,"Aynca hastada antibiyotikle- rin 'karaciğer, böbrek bozukluğu, kan hücrelerinin azalması. ishal, döküntü' gibi yan etkileri görülür. Hastanın ve ödeme kurumu olan - genelde devletin- gereksiz harcama yapmasina sebep olunur" dedı. Hekim reçetesi şart Ilaçlann hekim reçetesi ile satıl- ması gerektiğini de vurgulayan Öz- türk, reçetesiz satılan antibiyotiğin genel olarak uygun bir seçim ol- mayacagından direncin artmasına ve yaygınlaşmasrna sebep olacağını söyledi. Oztürk, bakterilerde giderek ar- tan direnç nedeniyle tedavilerınde ciddi zorluklar yaşandığına dikka- ti çekerek "Bu dirençli bakteriler- den biri metisiüne dirençli staphy- lococcus aureus (MRSA) olup diğer pekçok antibiyotiğe de dirençüdir. Hastanekrde sık olarak infeksiyon yapar. Son yıllarda toplumda da so- run olmaya başlanuşür. MRSA ba- sında süper bakteri olarak adlandı- nlnuşür" diye konuştu. GÜNDE 3BÎN Klşl CAN VERİYOR Erken doğan bebeklerde ROP, erken teşhis ve tedavi edilmediği zaman körlüğe yol açıyor Tansiyon öldürüyor SİBELBAHÇETEPE Yüksek tansiyondan (hipertansiyon) kaynak- lanan inme nedeniyle Avrupa'da her yıl orta- lama 1.2 milyon insan yaşamını yitiriyor. Av- rupa'da ölümlerin üçün- cü nedeni sayılan inme. erişkinlerdeki fiziksel işlev kaybının en yay- gın nedeni olarak bilini- yor. Itarya'data Roma Üni- versitesi Kardiyoloji Bö- lümü ve Kardiyoloji Uz- manlık Okulu Başkanı ve tç Hastalıklan ve Kardiyoloji Profesörü Massimo Volpe, inme- nin önlenebilen bir fela- ket olduğunu söyleye- rek "Günde 3 bin 500'den fazla kişuünha- yaü inme nedeniyle ge- reksiz bir şekilde sona ermektedir; halbuki in- me önlenebilen bir fela- kettir" dedı. Volpe, inme görülme sıklığının azaltılmasın- da en doğrudan yönte- min, inmede en önemli değiştirilebilir faktör olan hipertansiyonu kontrol etmek için kanı- ta dayalı nbbın kullanıl- ması olduğuna dikkat çekti. Avrupa Parlamento- su (AP) üyesi John Bo- wis de inmenin önlen- mesi konusunun Avru- pa geneünde poliuka ve sağhk programlanna dahil edilmesinin haya- ti önem taşıdığını söy- ledi. Bovvis, "Şu anda harekete geçilmemesi getecekte bize daha yük- sek maliyetlerie karşı- laşmak dışında bir ya- rar sağlamayacaktır. Yüksek risk taşryan hi- pertansifhastalarda in- me ile mücadele etmek için üp camiasL, hükü- met) etkiHleri ve kamu- oyunun desteğini istiyo- nız. Amacınuz, kanıta dayah übbı kullanarak hipertansiyon tedavisi sırasında primer inme- nin önienmesiniiyüeştir- mesidir. 'Hipertansif Hastalarda tnrnenin Ön- lenmesi tçin Meta - Fo- rum - Avrupa Konsen- sus Konferansı'mn uz- man panel üyelerince vürütülen kampanya- nın bir parçasıdır. Bu girişimin dilekçesi önü- müzdeki yılAvrupa Par- lamentosu'na gönderi- lecektir. Amaç ise Av- rupaPariamentosu'mm Avrupa genetinde dilek- çede beHrtikn adımlan destekleyerek harekete geçmelerini sağlamak- nr" diye konuştu. Hasta-hekim diyaloğu Hipertansif hastala- nn yüzde 73'ü inme için başta gelen risk faktö- rii olmasına karşın hi- pertansiyonun ciddi bir problem olmadığına inanıyorlar. Hekimle- rin yüzde 70"i ilk inme- lerin tümünün veya ço- ğunun yüksek kan ba- sıncının doğru biçimde tedavi edilmesiyle ön- lenebileceğine inan- makta, ancak uygula- mada hipertansiyon için ilaç tedavisine başla- mamakta. Hipertansi- yon tedavisi ve onun in- menin önlenmesi ile Uişkisi hakkında hasta- hekim diyaloğunun iyi- leşurilmesi bu bilgi uçu- nımlannın giderilme- sine anlamlı düzeyde yardımcı olacaktu-. Erken doğan bebeklerin yaşama oranı artıyor tstanbul Haber Servisi - Tıp- taki gelişme sayesinde, erken doğan, yani prematüre bebek- lerin yaşama oranı da artıyor. Ancak, bu olumlu gelişmelerin yani sıra erken doğan bebekler- de, birçok sorun ortaya çıkı- yor. Bu sorunlardan biri olan "Prematüre Retinopatisi" (ROP) ise erken teşhis ve teda- vi edilmediği zaman körlüğe yol açıyor. Uzmanlar, ROP'un Türki- ye'de de tedavi edilebildiğini belirterek doğumdan sonra 4- 6 hafta arasındabebeklerin mut- laka göz muayenesinden geç- mesi gerektiğini belirtiyorlar. Dünya Göz Hastanesi hekim- lerinden Dr. Umur Kayhan. ROP'un, en sık bir kilonun al- tuıda doğan bebeklerde görül- düğünü ifade ederek, 32'nci haftadan önce ve 1500 gramın altında doğmuş bebeklere mut- laka ROP muayenesinin yapıl- ması gerektiğini söyledi. Yeni doğan bebeklere göz muayenesi şart Yeni doğan bebekler konu- sunda uzman doktorlar ve göz doktorlannın birlikte çahşma- sıyla ROP'un erken tanısırun mümkün olduğunu ifade eden Kayhan, bebeklerde rastlanan akciğer, kalp damar hastalıkla- n, ağu" enfeksiyonlar ve beyin- de yaşanabilecek problemlerin de retinopati riskini arttırdığı- na dikkat çekti. Doğumdan 4-6 hafta sonra göz muayenesi yapılması gerek- tiğine işaret eden Dr. Umur Kayhan, "Beş evresi bulunan ROP'un tedavisindeld başan evresiyie üintilidir. îlk iki e\re- sinde takip yeteıiidir, üçüncü evreden hibaren ise lazer \ e kriz tedavisine başlanmabdır, çünkü hastahkeniyisonucu üçüncü ev- rede veriyor. Dördüncü ve be- şind evrelerde yapuması zorun- lu cerrahi müdahalede ise ba- şanh sonuç elde edilmiyor" de- di. Umur Kayhan, yeni doğan tüm bebeklerin ilk bir ay için- de göz muayenesinin yapılma- sının sadece ROP değil, birçok hastalığm zamanında tanısının konuhnasında ve başanyla te- davi edihnesinde rol oynadığını sözlerine ekledi. Türkiye'de ağrı görülme sıklığını en fazla kadınların çektiği belirtiliyor 'Ağrısız Yaşam Haftası' tstanbul Haber Servisi - Avrupa Agn Teşkilat- lan Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdi- ne, Türkiye'de yetişkinlerde ağn görülme sıklı- ğının yüzde 63.5 olduğunu ve en fazla ağnyı ka- dınlann çektiğini belırtti. Federasyon tarafindan her yıl 17-22 Ekim ta- rihleri arasında düzenlenen ve dünyada da kutla- nan "Ağnsız Yaşam Haftası'' kapsamında düzen- lenen toplantılarda konuşan Erdine, hafta boyun- ca her ülkede "Ağrmmçaresi var" çağnlannın ya- pıldığını, bu konudakı etkmlıklerin de yıl boyun- ca devam edeceğini söyledi. Ağrı çeken hastala- nn yüzde 73 'ünün kronik ağn hastalan (sinir sis- temihastahğı) olduğununalnnı çizen Erdine, ağ- n sıkhğının en fazla ban ve dogu bölgelerinde gö- rüldüğünü, ağn çekenlerin de ancak yansımn bir hekime başvurduğunubeHrtti. Erdine. Avrupa'da her 5 kişiden birinin kronik ağn hastası olduğu- nu, bunlarm da yüzde 58'inde depresyon veya baş- ka psikolojik bozukluklar bulunduğuna da dik- kat çekti. Avrupa'da ağn çeken her 6 hastadan 1'inin zaman zaman ölmek istediğini dile getiren Erdin- le, ağnlı hastalann yüzde 80-85' inin ilaçlarla te- davi edilebileceğinı dile getirdi. Ağnnın toplumsal bir sorun olduğunu anımsatan, kronik ağnnın, Avrupa Parlamentosu'nca (AP) başlı başına bir hastalık olarak kabul edildiğini vurgulayan Serdar Er- dine, bu ağnnın eklemlerde bo- zulma, kireçlenme. uy- kubozukluklan, iş- tahsızlık. ilaçlara bağımlılık, işte ba- şanlı olamama ve sonuçta toplumdan tecrit olmaya kadar varan, fiziksel ve psikolojik sorunlara ne- den olduğunu söyledi. Toplantıda daha sonra Istanbul Üniversitesi (tÜ") Tıp Fakültesi Ağn Ünitesi'nde tedavi gören hastalardan Hakan Bağdemir. silahla yaralandı- ğı için 25'ten fazla ameliyat geçirdiğini ve 7-8 yıl boyunca inanılmaz ağnlar yaşadığını kaydetti. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMtR D aha önce de yazmıştım. Yurdu- muzda sağlık alanındaki yetmez- lik ve başansızlık doktor sayısı- nın yetersizliğinden ileri gelmiyor. Bu- gün Türkiye'de doktor sayısı 100 binin üstündedir. 650 kişiye bir doktor düşü- yor. Başbakanhğı döneminde Turgut Özal ve Adnan Kahveci ve onlan izle- yenler ve bugünkü yöneticiler halkımız her yerde doktor istiyor gerekçesi ile ye- ni tıp fakültelerinin açılmasını gündeme getiriyorlar. Biz onlan tabıp odalann- dan; "halkdoktordeğQ,adaıngibibir sağ- hk hizmeti istiyor" diye yanıtlıyoruz. Doğru olan budur. İyi sağlık hizmeti ancak iyi ve gerçek- çi bir sağlık eğirimi, iyi bir örgütlenme, iyi yetişmiş sağlık elemanlarından olu- şan ekip ve onlann verimli kullanımı ile ve toplumcu bir yaklaşımla gerçekleşir. Türkıye'deki yönetimler böyle bü- anla- Sağlıkta reform ya da kargaşa yışı benimseyememişlerdir. Her biri 7 bin kişiye koruyucu hekimlikle birlikte ilk basamak sağlık hizmerini verecek sağ- hk ocaklannı öngören sosyalizasyon sis- temi çökertilmiştir. BüyüJc Hekim Nus- ret Fişek'i burada saygı ile anmak iste- rim. Bugün bir özelleştirme firtınası esiyor. Her yerde, her alanda özelleştirme. Eği- tim ve sağlık gibi halkın temel gereksi- nimleri de özele ve bireyci piyasa kural- Ianna teslim ediliyor. Devleti küçültmek temel hedef olmuştur. Onun için özel hastanelere destek var. Devlet hastane- lerine yok. Onlar birer işletmeye dönüş- türülmektedir. Reform adı verilen yeni düzenleme- lere göre bugün devlet memurlan ve SSK mensuplan özel hastanelerden ya- rarlanabiliyorlar. Acaba nasıl bü" yarar- lanmadır bu? Elbette ceplerinden öde- yerek. Kapıdan girerken 20-60 milyon vermeleri gerekiyor. Laboratuvar hiz- metlerinuı sadece bazılan karşılanıyor. Öteküer için fark verilecek. Ömeğin MR için 75 milyon. Diş bakımı için ücretin tümünü ödemek lazım. Operasyonlar için devlet 2 milyar ödüyor. Hastalar da bir ek ücret ödemek zorundalar. Kalp operasyonlan için bu miktar 5 milyara kadar çıkıyor. Devlet hastaneleri daha ucuza mal olduğu halde peki halk aca- ba neden özel hastaneleri tercih edecek. Çünkü devlet hastanelerinde uzun kuy- ruklar var. Devlet hastaneleri zayıf dü- şürülüyor, kadro verilmiyor. Binalar. odalar bakımsız. laboratuvarlar ve per- sonel yetersiz. Özeller ise pınl puıl. Dev- let hastanelerindeki doktorlar ve uzman- lar artık muayenehanelerine gitmeyip tam gün çalışsalar bile özel doktor sta- tüsündeler. Hasta başına 21 puan birik- tiriyor ve döner sermayeden ödenek ah- yorlar. O zaman bir uzman hekimin gün- de 50 hastadan şikâyet etmesi için ne- deni kalmıyor. Çünkü hasta sayısı arttık- ça daha çok kazanacaklar. Artık acil has- ta, yatan hasta bakraunda da prim daha >üksek olacak. Peki bir günde bir hekim bu kadar hastaya nasıl bakabilecek, bu- nu hiç soraıaym. Sosyalizasyon \e sağlık ocaklan çö- kertildikten sonra onun yerine konul- maya çalışılan aıle hekimlıği de bir özel hekimlik, devlet hizmeti değil. Onlar da ücret alacaklar. Devlet de onlardan hiz- met satın alacak. İşte bunlara sağlıkta dev- rim, sağlıkta atılım diyorlar. Ve halkı al- datıyorlar. Toplumsallıktan bireyselliğe dönü- yoruz. Neoliberal sistem egemen olacak. Siyasal, sosyal eşitlik kaldınlıyor. Pa- rası olan iyi eğitim, parası olan kaliteli sağhk hizmeti alacak. Yönetimin top- lumsal misyonu yok edilecek. Bireysel özgürlükler var olacak. Gücü gücüne yetenlerin dünyası kurulacaktır. Parayı bastıran eğirimde de, sağlıkta da öne geçecektir. Kıyılan, sitleri, ormanlan, li- manlan da satın alabilecektir. Bunlara değişim deniyor. Dikkat edin, buna kar- şı çıkarsanız medyadaki değişimciler sizi statükocu, dinozor olarak teşhir ede- ceklerdk. Elbette böylesine yozlaşan ve işe aluıacaklann mezheplerinin sorgu- landığı bir ülkede, güneyde bü hastane- nin başhekimi de ramazanda yemekha- neyi, çay servisini kapatacak ve dok- torlar da bu açıkça anti laik eyleme ses çıkaramayacaklardır. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Anılarda Savcılar ve Yargıçlar HayırlısıylaTüyap Kitap Fuan'ndan sonra, Frank- furt'taki de bitse de, bizim yayınevieri sorumlusu ar- kadaşlar işbaşı yapsalar. Üç ayı aşkın bir süredir Do- ğan Kitapçılık'ın, dipfrizinde basılma sırasını bekle- yen anı kitabımın ilk cildinin yayımlandığını görebilsem. Bu özlem ile dün sabah, müsveddeleri kanştınyordum. Bugünün kimi güncel olaylan ile çağnşım yapan bir ikisinin özetinin özetini okurlanmla şimdiden paylaşa- yım dedim. Bendeki bilgisayar çıkışının 168. sayfasın- da 1955 yılı Ağustos ayında geçen bir olayı, dönemin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'in bir Karadeniz gezisinde Sinop'tatutuklanışını anlatmışım. Bindiği ge- mi Sinop'a geldiği zaman rahmetli Gülek'e Istan- bul'dan aynlırken Galata nhtımında yaptığı basın top- lantısında söyledikleri için tutuklandığı bildirilir ve ad- liyeye götürülür. Rahmetli Genel Sekreter bir odada bekletilirken, gezide kendisine eşlik eden CHP Parti Meclisi Üyesi ve gazeteci Nizamettin Nazif kapıyı açar ve "Beye- fendi sizi derhal mi götürmek istiyortar" diye sorar. Bu soru üzerine odadaki genç bir adam Nizam'a, "Sizkim- siniz" diye sormuş. Nizam da mukabele etmiş: "Ya siz kimsiniz?" Genç adam birden parlamış. "Vay beni tahkir ha? Ben savcıyım. Adınız ne?" "Nizamettin Nazif. Gazeteciyim." Savcı çekmecesindeki listeye bakmış: "Sizi tevkif ediyorum" demiş. Tevkif sebebi şuymuş: "Kıçını çevirmek suretiyle savcılık makamı- na hakaret." Bu sırada savcının, Malatyalı olduğu meydana çıkmış. Heyetteki bir Malatya Milletvekili genç adama dönmüş: "Demek bir de Malatyalısınız ha!" demiş. Savcı bir kenara çekilmiş. Başlamış ağlamaya. •Beyaz Eldivenli Hâkim' "Evvel Zaman Içinde" adlı anılann bu bölümünde Gülek'in tutuklu olarak bir otomobil ile aç susuz, on yedi saat süren bir yolculuk sonunda Istanbul'a geti- rilip Paşakapısı Cezaevi'ne konulduğunu anlatıyorum. Genel Sekreter'in bu haksız tutuklamadan sıkıldığını, Istanbul'daki hâkimlerin tutukluluk karannı kaldırmak- tan çekindiklerinden söz ediyorum. özetle şöyle yazmışım: "llhami Sancar" ve ekibı, Istanbul ceza hâkimleri- ni tek tek gözden geçirirken, Ekrem Bey, "özden", ade- ta Arşimet gibi "Buldum" dedi. Yedinci Ceza Hâkimi Hamdi Öner Adanalıydı. Aılece CHP'Iİ olarak tanını- yorlardı. Kımse kendisi için kötü birşey söylemiyordu. Onunla konuşarak yoklama yapılabilirdi. "Yalnız." O yalnızın cevabını llhami Bey, Genel Baş- kan'la görüşerek alamaz mıydı? Şayet olumlu yanıt ala- bilirse ondan sonrasını Ekrem Bey çözebileceğine emindi. Ekrem Bey benı de aldı. Sirkeci'deki Büyük Postane'nin üst katındaki Yedinci Ceza Hâkimliği'nin odasına gittik. Uzun boylu esmer Hamdi Bey bizi sı- cak karşıladı. Ama ziyaretin nedenini ögrenince de sı- kıntılı olduğu yüz hatlanndan okunur hale geldi. "Dosyayı ınceleyeyim" diye elbette bir hâkimin söy- leyebıleceği kadannı söyjedi. Ekrem Bey bana hafifçe göz kırpt. "Oman sen öbür işlen'ni bitir. Ben geliyo- rum" dedi. Anlamıştım. Yalnız kalması gerekiyordu. Hamdi Bey'e veda ettim ve dışan çıktım, Koridorun so- nunda Nejat Çerman ve Ayhan Yetkiner beni bekli- yorlardı. Kısa bir süre sonra Ekrem Bey de çıktı.. "Çocukiar hiçbirşey belli etmeyelim. Oldu bu iş"ded\.. Mahke- me kâtibinin kucağında yazı makinesi ile hâkimin oda- sına girişi çıkışı bize çok uzun zaman gibi geldi. Son- ra Ekrem Bey kalemden yazıyı aldı, savcılığa gitti ve salıverme yazısı Paşakapısı'na ulaştı. Ekrem Ozden'in, ilhami Bey ile hazırladığı plan, Adanalı Hâkim Hamdi Öner'in herhangi bir baskı ile karşılaşarak yerinden olması karşısında ilk se- çimde CHP listesinden aday gösterilmesi güven- cesinin verilmesini iceriyordu. Ertesi günkü gazeteler, tahliye karannı veren Ham- di öner'e gelen telgraflar arasında, kendisine bir ka- dm vatandaştn "Beyaz Eldivenli Hâkim" dediğini de ya- zıyordu. Oyle bir hanım yoktu. Yakıştırma, sadece Hamdi öneVi değil, geniş meslektaş grubunu da hem hoşnut edecek; hem de özendirecek nitelikteydi. Genel Sekreter, hemşerisi yargıca, gelecek için gı- yabında ve kendi adına yapılmış taahhüdü memnun- lukla benimsemekle kalmadı; 1957 seçimlerinde Ham- di öner'in Adana listesinden CHP Milletvekili olarak TBMM'ye girmesine de destek verdi. • • • 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinde, Ankara Sav- cısı Hayri Mumcuoğlu'nun çekmecesinden üstü boş; altında savcının imzası hatta mührü olan tutuklama ya- zılan çıktı. Bunlar o dönemde gazeteciler için kullanı- lıyordu. Rahmetli Mumcuoğlu, önce YTP kontenjanından Kurucu Meclis'e üye o)du. Daha sonra da DYP ve ar- kasından CHP'den Tekirdağ Senatörü. Partamentoda kendisine o olayı soruduğumu ve yanıt olarak "Bir ül- kede yargıç güvencesi bulunmaz ise işlerin çivisinin çıkacağım" söyledi bana Elbette bugün öyle bir dönemde değiliz. Ancak sa- nınm Savcılar ve Hâkimler Yüksek Kurulu'ndan Ada- let Bakanı'nın başkanlığı kaldınlmadan da, adalet men- suplannın tam bağımsızlığından söz etme hakkını ta- şımadığımızı unutmamalıyız. Heradaletyılının açılışındaYargıtay başkanlannın ko- nuşmalanndayeralan bu haklı isteği iktidariar niçin kar- şılamazlar ki? Faks: 0 212 677 08 21 obirgit ; e-kolay.net Toyland'da kuş gribi bir can daha aldı BANGKOK(AA)-Tay- land'da bü" kişinin daha kuş gribinden öldüğü bil- dirildi. Başbakan Thaksin Shi- naroatra. ölen kişi ile ilgi- li "ensonJabotatuvartest- lerinin öncekigecegeküği- ni ve pozitif olduğunu" açıkladı. Sağlık yetkilile- ri. ölen kişinin başkent Bangkok'un 100 km. ba- ûsındaki Kanchanburi eya- letinden48 yaşında bü:er- kek olduğunu belüttiler. Kanchanburi eyaletinde son günlerde, kümes hay- vanları arasında tekrar H5N1 viriisündenkayTiak- lanan kuş gribi görüldüğü bildirilmişti. Ölen kişinin, hastalanmadan önce evi- nin yakınlannda tavuk ke- simiyapüğıbeUrtildi. Ül- kede kuş gribinden ölen- lerin sayısı 13'e çıktı. Aşıyabüyfikilgi Macaristan'ın, hem in- sanlan hem de hayvan- lan hastalıktan koruya- bilecek kuş gribi aşısı ge- liştirdiğini bildirmesüıin arduıdan ABD, tngiltere ve Rusya'nın açıklamaya büyük ügi gösterdiği bil- dirildi. Hükümet sözcü- sü Andras Batiz, arala- nnda Endonezya, Ukray- na, Fihpinler ve Moğolis- tan'ın da bulunduğu diğer ülkelerin aşıyı ahna ko- nusunda isteklerini bil- dirdiğüıi söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear