Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16EKİM2005PAZAR CUMHURİYET SAYFA
DIZI
NÂZIM HİKMET'İN CEZAEVİ GÜNLERİ
Açlık greviyle protestoB I R A N I
'Ben vatan
haini Nâzım
Hikmet'
1983 yılında Geçmiş-
te Tıirkiye-Polonya îliş-
kileri'nı kapsayan, Türk-
çe ve tngılizce bir kita-
bım yayımlandı
Arşıv kaynaklanndan
da yararlanılarak hazır-
lanan bu kıtap, Polonya-
lılann hoşuna gitmiş ola-
cak kı Varşova'ya davet
edıldim Bufirsattanfay-
dalanarakoradaki müze
ve arşrvlerde etütler yap-
tım. Özellikle dört konu
üzerinde bılgı ve belge
toplamayı tasarlayarak
yola çıkmıştım.
Polonya'daki gezi ve
çalışmalanma mihman-
dar olarak Hensel seçil-
mişti. Hensel. oryanta-
listti ve büyük bir Türk
dostuydu. Türk tarihi ve
edebıyan üzenne uzman-
dı. Çok güzel Türkçe ko-
nuşurdu
Bir eğitımcı olan Hen-
sel, denn bilgısıyle, ül-
kemızdekj bir edebiyat
fakültemizde bile profe-
sör olabilırdi.
Bilgisi, hele dılımizi
öylesine güzel konuşma-
sı, onun bir yabancı ol-
duğuna kimseyı ınandı-
ramazdı.
Bu zengin kültürlü
Türk dostu Varşova'da
öğretmenken daha son-
rakı yıllarda Polonya'nın
Ankara Büyükelçisı ol-
du. Dört başı mamur bir
elçiydi Nevarkibude-
ğerli diplomat ve benim
aziz arkadaşım - vakıtsiz
olarak- Ankara'da öldü.
Hensel. Varşova'da be-
nımle candan ilgilenmış-
ti. Görebileceğim her
müzeyi, her arşivi onun
sayesinde gezdim ve gör-
düm.
Hensel, her konuda
bana yardımcı oldu. Hen-
sel bu arada beni, bir yaş-
lı Polonyalı ile buluştur-
du Bu Polonyalı vaktiy-
le bizim elçıliğimızde ve
konsoloslugumuzda ma-
halli kâtip olarak bulun-
muş Biraz Türkçe bili-
yordu. Görevi sırasında-
ki ılginç bir anısını şöy-
le aktardı:
'Bir gün, konsoloshık
bahçesmden içeriye4dm
olduğunu s o n m ı firsat
vermeden- bir kişi gjrdi
Masada oturanlara:
Ben vatan haıni Nâ-
zım Hikmet"ım" dedi
Hepimiz hayret içeri-
sinde kaldık. Sonra ko-
nuşmasına başladL Kon-
soloshık eiemanlan ken-
disini hayret içerisinde
dinJedikr. Geiiş sebebini
şöyle anlattı:
'Istanbul'da annesi öl-
müş. Mirasçı olarak ken-
disi de gözüküyormuş.
Annesuun mırasının tü-
müyle kız kardeşine kal-
ması maksadıyla huku-
ken kendısınin mirası
reddetmesi gerekiyor-
muş. Değılse Hazine
kendisine düşen hisseye
el koyabilırmiş. Yukan-
da belirtnği yolda bir bel-
ge almak için başvur-
muş'." Bu Polonyalının
anlattığı olayın belgesi
yoktu. Ancak o yıllarda,
görevle konsoloslukta
kâtip olarak bulunan bir
dıplomatımızın da doğ-
nıladığı ışitilmiştir.
Nail Çakırhan'la
birlikte kitap
yazdı, toplatıldı
Nâzım Hikmet'in V.
Nafl ile 1931 yılındaya-
yımladıkJan küçük boy-
dakikitabınadı: 1 + 1 = 1.
Nail. 1930 yılında
Konya Lisesi'nden me-
zun oldu. Doktor ohnak
arzusuyla Istanbul'a ge-
lerek Tıp Fakültesi'ne
girdi. Konya Lisesi'nde
öğrenciyken edebiyat
tutkunu olarak şiirler ya-
zıyordu. Konya
ÖğretmenOkulu
son sınınnda ken-
disigibi şair olan
Rrza Polat (Ak-
koyunlu) ile ta-
nışmıştı. Bu şair
öğrencılerHalka
Doğru adında kü-
çük boyda bir ga-
zete yayımladılar.
îki öğrenci şairin
şiirleriyle doldur-
dukian bu gaze-
te, yönetimce za-
rarlı görüldü ve toplatıl-
dı. Nail tstanbul'a gelin-
ce -gıyaben şiirlerine
ha>Tan olduğu- Nâzım
Hikmet ile tanıştı. Ona
son şiirlerini gösterdi.
Nâzım Hikmet. bu
genç öğrencinin şiirleri-
ni beğendi.
1+1=1 adını verdikle-
ri mini mini kitapta son
şiirlerini yayımladılar
Ne var kı bu kitap top-
lattınldı. Ve şairleri hak-
kında takibata geçildi.
Şairler, cezaevinden çık-
tıklarında buluşrular,
dostlukJannı devam et-
tirdiler.
Nâzım Hikmet. Nail'i
Moskova'ya gönderdi.
Nail yıllarca işçilik ya-
parak Moskova'da yaşa-
mını sürdürdü.
Nail" in adının sonun-
da ' V harfi vardı. Bu
NÂZIM
HİKMt.1
NAİL: V.
bakımdan dostlan Na-
il'e 5. Nail derler!
Yıllar yıllan kovala-
dı. Nail Moskova'dan
döndü. İnşaat ışlerinde
çalıştı. Tann vergisi ola-
rak mimarlık sevgisin-
de, zirveye çıkmış bir
isim olarak tanındı.
Nail Çakırhan. Muğ-
la'da kültür işlerinin unu-
tulmaz simalanndandu".
BİTTİ
YAZARINNOTU: Yine de görmediklerim ve
duymadıklanm olmuştur. Bunlar arasında hiç de-
ğinilmeyen konulam, yansıtılmayan belgelere
ait olarak özel arşivimizde önemlı belgeler var-
dı. Bu belgeler ve bilgiler ışığmda, çok geç de
olsa Nâzım Hikmet ile ilgili, a: bilinen, hatta hiç
bilinmeyen hususları yansıtmayı, ileri yaşımın
son görevi olarak görüyornm.
Ailesi ile ilgili bölümde bildınl-
diği üzere, devlet ve siyaset adamı
General Ali Fuat Cebesoy ile Nâ-
zım Hikmet'in annesi Celile Ha-
nım kardeş çocuklandır. Aile içe-
risindeki bu yakıniıklan dolayısıy-
la Ali Fuat Cebesoy'a Nâzım Hik-
met. "dayı" demektedir.
AJi Fuat Cebesoy, teyzesinin kız-
lanyla ve Nâzım Hikmet'le yakın-
dan ılgilenmıştır. Yukanda belıtti-
ğımız gıbi, Bursa cezaevindekı bu
iki kültürlü kişi...
Adevıye Hanım Hamdullah Sup-
hi'nin yeğenidır. Ne var kı Cebe-
soy'un Nâzım Hikmet'le alakadar
olduğu kadar, Hamdullah Suphi,
Özedar'la ilgilenmemış. bu konu-
da kımselerle temasta bulunmamış-
tır. Cebesoy'un meslektaşı, Millı
Mücadele arkadaşı ve şahsi dostu
Ismet tnönü ile - Cumhurbaşkanlı-
ğı dönemınde- Nâzım Hikmet ile il-
gili olarak görüşmeleri olmuştur.
Cebesoy. özel sohbetlerinde bu ko-
nuya az da olsa zaman zaman de-
ğinmiştir.
İmza kampanyası
başlatılıyor
Inönü, Cebesoy'la yaptığı soh-
bette, Nâzım Hikmet ıçin yapılacak
özel bir affın, Mareşal Çakmak'ı
incitebileceği görüşündedir. Mare-
şalin emekliye aynlmasından son-
ra bu konu - aralarında- tekrarlan-
mışsa da bu defa -belkı de- muha-
lefetin gittikçe güçlenmesi sebe-
biyle böyle bir karann tepkiye uğ-
rayabileceği endişesıyle yıne itibar
görmemiştir Nâzım Hikmet'in -
temyizi dahi olmayan- bir mahkû-
miyet sonucu adeta, ömür boyu ce-
zaevinde kalması bazı aydınlan ha-
rekete geçirmiştir
Bunlar arasında gazeteciler, ede-
biyat dünyasınm genç kuşaklann-
dan tamnnuş kalem sahıplen ve ba-
zı sanatkârlar ayn ayn da olsa Nâ-
zım Hikmet'rn affi yolunda imza
toplamaya başlamışlardır
Öte yandan. yaşlanmış olan an-
nesi Celile Hanım -sanıyorum Tür-
kiye'de ilk defa pankartla- eyleme
baslamıştır.
Ancak. Cebesoy'un temasından
müspet sonuç alınmamış olmakla
beraber Nâzım Hikmet'in cezaevin-
deki yaşamına -yönetimce- biraz
ferahlık getirildiği bilinmektedir.
Bu arada, mesela haftada bir günü-
nü Kükürtlü kaplıcasında geçirme-
si ıçin ızin verilmiş ohnası bunun
örneklerindendir.
Nâzım Hikmet'in affi konusun-
da, bazı ilgililerin bildirdıklerine
göre, Cebesoy'la tnönü'nün geç-
mişteki uzun dostluğunda bir ger-
ginlikhissedildiği söylenmektedir.
Nitekim, Cebesoy'un CHP'den ay-
nhnası buna bağlanır.
Celile Hanım'ın
Yahya Kemal'e
yazdığı mektup
Nâzım Hikmet'in affi konusu,
sürüncemede bırakalmak ıstenırken
annesi Celile Hanım. Köprübaşf n-
da pankartlarla imza toplamaya baş-
lamıştı (11). Bir taraftan da o yıl-
larda Mechs'te bulunan Yahya Ke-
mal'e bir mektup gönderdi.
tlgili bölümde detaylı olarak bil-
gi verildiğı gibı şair Yahya Kemal,
Nâzım Hikmet'in çocuk denecek
yaşta Bahriye Mektebi'ne verildi-
ğindehocasıydı. Türkçesinin güç-
lendirihnesi ve edebiyata olan eği-
limi dolayısıyla Yahya Kemal'den
özel ders alıyordu. Bu sıralarda Yah-
ya Kemal'in Erenköy'deki köşke
hafta sonlarında gıderek Nâzım
Hikmet'e ders verdiği bilinmekte-
dir. Yine ilgili bölümde belirtildi-
ği üzere Yahya Kemal'in Celile ile
kalbi ilişkisi o zaman başlamıştır.
Ne var kı o çağdaki her çocuğun
yapabileceği bir tepkıyle Nâzım
Hikmet'in buna karşı koyduğu bı-
linmektedn'. Bu nedenle Yahya Ke-
mal'den sofumuş, annesıne karşı
da sinirli bir davranışta bulunmuş-
tur.
Oysa annesi ile Yahya Kemal ev-
leneceklerdi Nâzım Hikmet'in, bu
evlıliğe engel olduğu ıçin -çok son-
rakı yıllarda- üzüntüsünü belirttiğı
bilinmektedir. Bunu, cezaevindekı
oda arkadaşı Alaaddin Bey'e, zaman
zaman anlatmıştır.
Celile Hanım ile Yahya Kemal o
günlerden sonra bir daha görüşme-
diler. Nikâhlanmak üzere Celile
Hanım'ın Yahya Kemal'i eve çağı-
ran mektubu da cevapsız kalmışür.
Yahya Kemal, "Erenköy'de Bahar"
şiirini yazdığı köşke bir daha uğra-
mamıştır.
Yıllar sonra Nâzım Hikmet'in
affi ile ilgili olarak gerek 1938, ge-
rek 1950 yıllanndaki aflar sırasm-
da iki kere Yahya Kemal'e mektup
yazmıştır. Ona gözyaşlan ile dolu
mektubunu gönderirken, bu konu-
ya el atmasını ıstemiştir.
Celile Hanım güzel bir Fransız-
casıyla kaleme aldığı mektubunda
Yahya Kemal 'e özetle şunlan yazı-
yordu:
"„ Siz Nâzun'ın şiir babasısınız!
OğJumun gençliği hapishanelerde
çürümektedir. Sizhatipsiniz. natuk-
sunuz... TBMM'de sözleriniz din-
lenir. Onun affi için konuşmanızı ri-
ca ediyorum."
Ne \ar kı bü^ıik şairimizın -çe-
kingen tabıatlı olması yüzünden-
göz\aşlan ile yazılmış bu mektup
karşısında kılı kıpırdamamıştır1
Yahya Kemal, bo> le olaylardan
o derece uzak kalır, o derecede çe-
kinırdı ki daha öncelen Istanbul'da
Köprübaşı'nda Celile Hanım'ın bir
pankartla eylemi sırasında Kadı-
köy vapurundan çıkışında karşılaş-
mış ve \olunu değiştirmışti' Bu ola-
yı FaBhRıfla'ya anlatmış, o da Dün-
ya gazetesmde büvük şairimizuı bu
duygusuz hareketinı bir makalesıy-
le, kıyasıya eleştirmiştu".
Açlık greviyle
protesto
Genel afhazırhğında, Nâzım Hik-
met'ın bundan hanç tutulması yo-
lunda birrüzgâr estınlmek ıstenmış-
tir. Bu konu aıle çe\Tesı ile aydın-
lararasında tepkılere neden olmuş-
tur. Bir kısım aydmlar imza topla-
ma teşebbüsünde bulundular.
Nâzım Hikmet de bu olayın içe-
risinde rol alarak açlık grevıne baş-
ladı. Bu hareket, aydınlann af ko-
nusundakı hassasıyet ve arzulannı
güçlendırdı Olaydan bir müddet
evvel Nâzım Hıkmet'ı bazı basın ve
kültür adamlanmız ayn ayn zıya-
ret ettiler
Basının. edebiyat dünyasının ta-
nınmış kışılen, değışık zamanlar-
da Nâzım Hıkmet'ı cezaevınde zi-
yaretettı Kendısıyleuzunsüregö-
rüşüp sohbet ettiler. Bunlann başın-
da gazetecı Ahmet Emin Yalman
vardı. Yalman. bu kader kurbanının
affi konusunda ga> ret sarfeden ga-
zetecilenn önde gelenlenndendı.
Edebiyat dünyasından Behçet Ke-
mal de bu konu\ıı sürdürenlerden-
di.
Af teşebbüsleri uzayarak devam
ederken. Nâzım Hikmet'ın sağlığı
bozuluyordu Sonunda ağır iç sı-
lantısı uzenne açlık grevini sürdür-
dü. Bu ağır teşebbüs üzenne Bur-
sa Cumhunyet Savcısı lzzet Akçal,
şain bu. sonu vahım olan teşebbü-
sünden caydırmaya çalıştı Nâzım
Hikmet'in açlık grevı dolayısıyla
sağlığı bozulmuştu. Istanbul'a ge-
tirilerek Cerrahpaşa Hastanesı'ne
yatınldı (11 Nısan 1950). lkı saat
süren muayenesı yapıldı Tesadüfbu
ya, Nâzım Hikmet hastanenın alt ka-
tında sağlık kontrolü ıçin yatarken
Yahya Kemal de üst katta yatmak-
taydı. Zaten, rastlaştınlmalanna ım-
kân da olamazdı. Ücıncı defa 25 Ni-
san 1950 tanhınde hastaneye yatı-
nhnıştır 13 Ma>ıs 1950 tanhinde
ise açlık grevi dolayısıyla 8 kilo
kaybettığinde Cerrahpaşa'ya tek-
rar kaldınlmıştır.
Vatandaşlıktan çıkarılıyor
Kararnamenin ilkiNâzım Hikmet'in vatandaş-
lıktan çıkanlmastna, ikincisi ise Fransa 'dayapı-
lan sesini içeren plağın yurda sokulmamasma
dairdir.
İlki, Türkiye 'den pasaportsuz çıkışı ve Mosko-
va 'da Türkiye 'deki hükümet şekline ve hiiküme-
tiidare edenler aleyhine propaganda kampanya-
sına girişmesinden dolayı, Türk vatandaşlığın-
dan çıkanlmasına dairdir.
15Ağustosl951 tarihli Resmi Gazete 'deyayım-
lanan 3/13401 sayılı Bakanlar Kurulu karanşöy-
ledir:
Pasaportsuz olarak Istanbul'dan Romanya 'ya
kaçan ve oradan da Moskova 'yagiderek havaala-
nında memleketi aleyhinde beyanatta bulundu-
ğu vemüteakiben radyo yayınlannda Türktye'nin
hükümet şekli ve hükümeti idare edenler aleyhin-
de geniş propaganda kampanyasma girişerek ko-
münizmi yaymak maksadmı güden neşriyatıyla
Sovyet Hükümeti 'nin verdiği hizmeti ifa etmekte
olan marufkomünist Sâzım Hikmet Ran 'ın ken-
disine bu hizmeti terk etmesi hususunda yapıla-
cak tebligatın da birfayda vermeyeceği mülaha-
za edildiğinden Türk vatandaşlığmdan çıkani-
ması; İçişleriBakanlığı 'nın 25/07/1951 tarihli ve
40945 sayılı yazısı üzerine, 1312 sayılı kanunun
10 'uncu maddesine göre Bakanlar Kurulu 'nca
25/0yi951 tanhinde kararlaştırılmıştır.
Yurtdışına kaçtı, MIT rahatladı14 Mayıs 1950 olayı Türk siya-
si hayatında tek parti dönemınin
sonudur. Bu başanmn ardından, ge-
nel af gündeme geldi. Ancak. par-
tililer arasında bu aftan Nâzım Hik-
met "in yararlanmaması için bazı
ihtilaf ve hareketler başladı.
tstanbul'da İpek Palas eylemi ser-
gilendi, Yukanda belırttiğımiz gi-
bi Nâzım Hikmet, tekrar açlık gre-
vine başladı.
DP hükümetince hazırlanmakta
olan aftan Nâzım Hikmet'ın yarar-
lanmamasını isteyen bir-ikı bakanın
bulunduğu duyuldu. Bunlar. açık-
tan olmasa bile el altından Nâzım
Hikmet'in affını istemiyorlardı
Söylentilere -ve Falif Rıfkı Atay"a-
göre bunlardan bir ıkisinin gençlik
dönemlerinde Nâzım Hikmet'e hay-
ranlık duyduklan biliniyordu. Ni-
tekim Atay, Ankara'da Ülus gaze-
tesinde böyle birinın, el )f
azısı ile.
hayranlığını dile getiren bir metni-
ni ömek olarak yayımladı (13). Bun-
lann, gençlık yıllannda solculukla
uğraştıklan, hatta tstanbul'da Mil-
li Türk Talebe Cemıyeti'nin yöne-
timinde görev aldıklan sırada, sol
eğilimlı düşünceleri dolayısıyla bu
milli teşekkülün kapatıldığı bılın-
mekteydi. Hatta, bu birliğin kapa-
tıhnasında Atatürk'ün de işareti ol-
duğu söylenmıştı.
Ne var ki bunlar, DP saflanna gi-
rip miller\ekilı ve hatta bakan ol-
dular. Partinin basında bulunanla-
nn gözlerine sol düşmam olarak
görünmeyi yeğlediler! Söylentiler
bu merkezdeydi.
Soldan sağa döne-
rek gençlik yıllann-
daki Nâzım Hikmet
sevgilerini örtbas et-
meye çalıştılar Bu
amaçla Nâzım Hik-
met'i af dışı bırak-
mak eğiliminde idi-
ler
Bu istisnaya Ge-
neral Cebesoy. res-
sam Celile Hanım,
gazeteci Ahmet
Emin Yalman ve Fa-
lih Rıfkı Atay karşıydılar Geçmiş-
te Atay. el altından da olsa Nâzım
Hikmet'i hımaye eden bir tutum
ıçensindeydi. Cok kımsenın bılme-
dığı bir olay olarak Nâzım Hik-
met'in koruyuculuğu yapmışb. Atay.
Nâzun Hikmet'i afdışı bırakmak is-
teyenlerin gençlik dönemindeki
duygulanm ve görüşlerini yakın-
dan bılıyordu. Elinde bu konuya
dair belgeler vardı.
Karşılıklı görüşlerden sonra 1950
yılı ortalannda genel
af gerçekleşti 15
Temmuz 1950 tan-
hinde Nâzım Hik-
met yuvasına kavuş.-
tu. Ancak. bu defa
başka bir senaryo
uygulanmak ısten-
di. Onun için. "aske-
re ahna"uygulama-
sını düzenlediler. O
yıllarda ordumuzda
"süvari birlikleri"
vardı Onu buraya
alacaklar ve hayvan
tunar ettireceklerdı. Oysa Nâzım
Hikmet. yaşı bakımından askerlik
çağını aşmış sayılırdı. Dığer taraf-
tan, Bahnye Mektebi'nde iken sağ-
lık nedenıyle 1920"de çürüğe çuc-
mıştı.
O yıllarda MİT Müsteşarlığı gö-
revınde bulunan Naci Bey -emeklı
olup Istanbul'a yerleştikten sonra-
haftanın birkaç günü Markız'e ge-
lerek çay sohbetlerinde bulunurdu.
Orada tanıştığı kışilerle sohbet et-
mekten zevk ahrdı Bu sohbetler
sırasında -yorumuna göre- MlT,
böyle -muhtemel- Nâzım Hikmet
ıçın düşünülen aleyhte her hareke-
tin karşısında olmuştur. Ancalc, leh-
te ve aleyhte olarak Nâzım Hikmet,
elbette MİT tarafından ızlenmiş ola-
bılır.
Yukandaki nedenlerden dolayı
Nâzım Hikmet'in yurtdışına kaçma-
yı tercıh ettıği \orumlanıyordu. Es-
ki MlT Müsteşan'run sohbetleri es-
nasında söylediği son söz şuydu:
"Nâzım Hikmet'in kaçışı. bir ba-
kıma MTT'e ferahlık vermiştir."
VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSÎTESÎ
Rektörün
tutuklanması
tartışmayarattı
Yurt Haberleri Ser-
\isi - Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Rektörü
Prof Dr. YücdAşkm'ın
cihaz ahmında yolsuz-
luk suçlaması ile tutuk-
lanması tartışma yarat-
tı. Aşkın'm avukatı es-
ki Türkiye Barolar Bir-
lığı(TBB)BaşkanıTe-
onıan E\ren, itiraz hak-
lannı kullanacaklarını
söyledi.
İhalede usulsüzlük
yapmakla
suçlanmışü
1998 yılında tspan-
yol Expansıyon Firma-
sı'ndan 25 mılyon do-
larlık tıbbi cihaz alı-
mıyla ilgili ihalede
usulsüzlük yapmakla
suçlanan Prof. Dr. Yü-
cel Aşkın, önceki gün
akşam saatlerinde Ce-
za Muhakemesi Kanu-
nu'nun (CMK) 100.
maddesinde geçen
"mevcutddiOerinduru-
mu ve delillerin karar-
tüması ihtinıaline kar-
şı" tutukJandı. Aşkın'ın
Van Kapalı M Tıpi Ce-
zaevi'ne konulmasının
ardından yardımcılan
Prof. Dr. Hasan Cey-
lan,Prof.Dr.Av^eYük-
sel ve avukat Teoman
Evren dün sabahın er-
ken saatlennde rektör-
lük bınasında bir de-
ğerlendirme yaptı. Yak-
laşık bir saat süren top-
lantı sonrası avukat Te-
oman Evren, gazeteci-
lerin Rektör Aşkın'ın
rutuklanmasıyla ilgili
sorulanm yarutladı. Ev-
ren, "Biz suçsuzluğu-
ınuza inamyonız. Bu-
nu ispatefmeimkânma
da her zaman sahibiz.
Hiç merak ettnejiniz.
Yakm zamanda adalet
yerini bulacaktır. Ge-
rekMsavunmayiyapaca-
ğız" dedi. Bir gazete-
cinin "İtiraz hakkını ne
zaman kullanacaksı-
nE* sorusuna ise Evrea
"Tabii ki kullanacağız.
Bu her zaman olabittr"
diye yanıt \ erdi.
Gazeteciler, daha
sonra YYÜ Rektörü
Prof. Dr. Yücel Aş-
km'ın kampustaki ko-
nutuna giderek eşi Oya
Aşkın ile görüşmek is-
tedi. Ancak gazetecile-
rin ısran üzerine Oya
Aşkın, basın danışma-
ru aracılığıyla, açıkla-
ma yapmak istemedi-
gıni bildirdi.
Rektör Yücel Aş-
kın'ın tutuklanması, tar-
tışmalan da beraberin-
de getirdi. Van Baro
Başkam Ayhan Çabul,
Aşkın'ın tutuklanma-
sına dayanak oluşturan
delillerin karartıldığı
ıddialanyla ilgili ola-
rak "Bizim kanaatimi-
ze göre soruşturma ile
ilgili deülJer zaten top-
lanmıştL Toplanan de-
lillerin değerkndirme-
si bu süre zarfinda ya-
püdı ve yaklaşık4-5 a>-
dır bir rutuklama ihö-
yacı da duyulmadı. De-
liUer toplandığı halde
ve kararülacak detiller
kahnadığı halde neden
böyle bir tutuklama ka-
ran veriküğini doğrusu
çok fazla anlamış deği-
Bz" diye konuştu.
Somut kanıtiar
olmadan
tutuklama yanlış
Ankara Barosu Baş-
kanı Ahsen Coşar da
rutuklama gerekçesinin
sağlam temellere da-
yanması gerektiğine
dikkat çekti. Coşar,
"Tutuklama sebebi ola-
rak deülkri karartma-
SL, işte kaçma ihtima-
linden falan söz ediü-
yor. Şimdi bu sadete
böyle bir tehlikeden en-
dişe edibnesi, tutukla-
ma için yeteıü bir neden
değiL Bunlann icrai bir
faaüyete dönüşmesi ge-
rekir. Yani somut bir-
takun davranışlara dö-
nüşmesi gerekir" dedi.
Coşar, bir üniversite-
nin rektörlüğüne kadar
yükselmiş olan bir ki-
şinin gerçekten tutuk-
lanmayı gerektirecek
ciddiyette sebepler ol-
maksızm tutuklanma-
sının doğru olmadığını
da söyledi.
Türkiye Barolar Bir-
liği Başkam Özdemir
Özok da ceza yargıla-
masında aslolarun tu-
tuksuz yargılama oldu-
ğuna dikkat çekerek ka-
muoyunun yargıya olan
güveninin sarsılmaması
gerektiğini açıkladı.
• UMAY YAYINLARI
TÜYAP KİTAP FUARINDAYIZ
8-16 Ekim 2005 - 2 No" lu Salon No: 61 I/A
KONFERANS
Konuşmacı : Metin AYDOGAN
Konu : Küreselleşme, Türkiye ve
Büyük Ortadoğu Projesi
Yer : TÜYAP Kitap Fuan
Heybeliada Salonu
Tarih : 16.10.2005 Pazar
Saat : 13:15- 14:15
IMZAGUNU
Kemal Evcioğlu
9 Ekim 2005, Saat : 14:00 - 17:00
16 Ekim 2005, Saat: 14:30 • 18:00
Talçuı Kaya
15 Ekim 2005, Saat: 14:00 - 17:00
Metin Aydoğan
16 Ekim 2005. Saat : 14:30 - 18:00
* Bumeyen tyun
* Ycni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye
* Avrupa Birliğinin Neresindeyiz
* Etonomik Bunalımdan Ulusal Bunalıma
* Antik Çağdan Küresellqmeye Yönetim
Gelenekleri ve Törkler
* Mustafa Kemal ve Kurtulu§ Savaşı
* Türkiye Üzerine Notlar
* Mustafa Kemal Atatürk Bilim ve Ûniversite
* Bûyûk Ortadoğu Projesi
* Bozkırdan Doğan Uygarlık - Köy Enstitüleri
Td: 0.232.422 31 14 - Fax: 0.232.464 41 37
e- mail: umayyayinlarita yahoo.com
.www.uniayyayinijri.coci