17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2005 PAZAR 10 P A Z A R YAZTLÂRI <üshab<2 cumhuriyet.com.tr '2006takvim kızlan' bellioldu 7 eni yıla doğru, ABD'de takvim piyasası iyice kızıştı. Her türden takvim şimdıden baskıya sokuluyor, hatta önceden satışa bile çıkanlıyor. Gelecek yılın ağustos gûzelini geçenlerde oto tamircisüıe gittiğimde duvarda asılı görünce, konuyla ilgilenme zamamnın geldığini düşündüm. Bu takvımler içinde ziyadesiyle beni, mesleği modellik olmayan sıradan hanımefendilerin pozlanyla hazırlanmış olanlar ilgilendiriyor. Bu ilgiın, açıkçası sizler de bunu orada merak edersiniz diye gazetecilik aşkına ortaya çıkıyor: yemin ederim! Ama gelin, bunu eşime anlatın... Çalışma odama kapanıp yazılarımı hazırlarken o bir bahane bulup odaya süzülüyor ve beni 2006 takvim kızlanylayakalayınca, kıyameti kopanyor. Öte yandan, az önce kullandığım 'takvim kızlan'' deyişini geri almalıyım. Takvim yaprakJannda çınlçıplak belıren hanımlann yaş ortalamalan 5O, hatta 60, bazen 70 civannda... Hepsi, evli barkJı Amerikan hanımlan! Ya yaşadıkJan kasabanın haynna, yahut bağlı olduklan kiliseye bağışta bulunmak amacıyla veya bir kuruluş yaranna objektif karşısında soyunup dökünüyorlar. Bu hanımlann öncülüğünü, anımsarsınız, 2001'de, îngiltere'de bir kasaba belediyesi yaranna poz \ eren hanımlar yapmıştı. Sonradan bu moda ABD'ye sıçradı. Hatta, o hanımlann erotik öykülerıni işleyen bır de Hollyv/ood fümi çekılmiştı: "CalendarGirls!" ABD'deki ötekileri bir yana bırakın, muhafazakâr ve aşın Bush yanlısı eyaletimızde bile ışler bu yönde ilerliyor. Ingıliz lady'lerin başlattiğı takvtmlerde cıbıl görünme salgınma, Indıana eyaletindeki Randolph Belediyesinin güzel bayanlan, bu yıl anadan üryan pozlar vererek katıldılar. Ohio sınınndaki Randolph County'inin 130 yıllık tarihi mahkeme binasının yıkım karanndan sonra kimse onlan durduramadı. Yıkım karannı çıkaran encümendeki muhterem üyelerin saygıdeğer eşleri, binanın ayakta kalması için kollan sıvamaya kararlıydılar. Kollan sıvamak yeterli olmayuıca, tamamen soyunmayı göze aldılar INDIANAPOLIS MAHMUTŞENOL ve bir takvim firmasıyla anlaşıp 2006 güzelleri olarak fotoğraf makinesine sereserpe pozlar verdiler. Bu hanımlardan ağustos güzelı olarak çıplak gördüğümüz bayan Frances, 1919 doğumluydu. Atatûrk'ün Bandırma Vapuru'yla Samsun'a çıktığı yıl, Indiana'da bir çiftçi kızı olarak doğmuştu. Tann bundan sonra uzun ömür versin, altı çocuğu ve 14 torunu, hatta onlardan ohnuş 19 torun-çocuğuyla, tonton bir büyükanneydi. Mahkeme binasuun maketi yanında verdiği pozla takvime giren en yaşlı hanım! Ancak, hakkını vermek gerekirse, öbürtakvim güzeli Bayan Mary EDen Bertram, biraz daha gençti. Yetmişlerinde... Randolphlu bu takvim hanımlan ''The Courthouse Girls- Mahkeme KızlarT diye adlandınlıyordu. Objektif karşısında saatlerce çıplak durduktan sonra üşütüp zatürree ya da zatülcenp ohnalanna ramak kalan bu hanımlann mahkeme binasının yıkımını önlemek ıçın şu ana kadar topladıklan para 25 bın dolan buhnuştu. Pıyasaya hâkim olan uzmanlara bakılırsa, onlann 2006 takvimleri kapış kapış gidecek ve tarihi bina ayakta kalacaktı. Her ne kadar binanın restorasyonu içın 6 milyon dolara gereksinim varsa da, bu bir başlangıçtı ve ardından belki Randolphlu kızlar. aralannda Frances'ın torunlanrun da olduğu ötekiler ortaya çıkardı. Bu salgın salt bu kadarla kahnıyordu. Indiana'ya komşu sayılabılecek VVisconsin eyaletindeki kütüphaneci hanımlann yaptığı, daha az kaydadeğer bulunmamalı. Kaukauna Kütüphanesi'nde çalışan hanımlar, 2006 takv ımini bastırdılar bile... Bu hanımlar, mahrem yerlerini kitaplarla şöyle birazcık kapatıyorlardı. Takvimlerden ahnacak hasılat Kaukauna raflanna daha çok kitap sokacaktı. 25 dolardan satışa çıkan takvimdeki kütüphane güzelleri "Desperate Iibrarians" olarak ünlendiler: Çaresiz kütüphaneciler! Kütüphaneler, çocuk parklan, kasaba meydanındaki havuz. eski binalar için, her şey uğruna soyunuyor artık, Amerikan kadınlan... Randolph'daki eski mahkeme binası için göze alınan bu cüret beni açıkçası çok duygulandırdıysa da benzer bir şeyi ülkemde görmek ıstemezdün. Haydarpaşa tarihi iskele binası için kampanyalar düzenlenedursun. bu vesileyle 75'indeki hacı annemle, 70'lik teyzemin ve 65"lerindeki kayımaldemın bir takvim kapağına poz vermelerini ıster miydim? Haydi diyelim verdiler, onlan kime fotoğraflatırdık' 1 Yıllarca birlikte çalıştığım, Cumburiyet'in eski, usta foto muhabirlerinden Ender Erkek'e mi? Bugünlerde, eski binalar uğruna komşu kasabada kadınlann soyunmalan bir salgın olarak bizım W. Lafayette'ye sıçrarsa, diye korkmuyor değilim. Böyle bır salgın durumunda kasabamızın hanımlanna kim dur diyecek? Eşimin bana ınat, kentin kunıcusu Lafayette Paşa heykelinin onanmı için bu takvimcilerden teklif almasını nasıl önleyebilirim? Iyisi mı, ıçim rahat olsun diye kasabanın ikı yüz yıllık brnalanna bir göz atıp civarda bugün dolaşmalıyım. [email protected] Listeli yaşama liste, yedek liste. alışveriş listesi. kısa liste, aday listesi, çarşaf liste. yüzsüzler listesi, öyle ya da böyle hepimizın duyduğu listeler. Listeler Belçika'da da önemli. Ancak bugün size bizde pek rastlanmayan tt Hsteler"den söz edeceğim; dogum listesi ve evlenme(düğün) listesinden! Hani bizde çocuk doğunca, biri sözlenince, nişanlanınca ya da evlenince tanıdıklar hediye ahr, para ya da altın takar ya, doğum ve evlenme listeleri bunun Belçika'da endüstn toplumuna uyarlanmış bir şekli. lsterseniz kısaca anlatmaya çalışayım... Diyelim bebek bekliyorsunuz, daha çocuğunuz doğmadan önce bir bebeğin gereksinimi olan tüm ürünleri bir arada satan ve "doğum listesi" yaptığını bildiğiniz bir mağazaya gidiyorsunuz. Orada, bebeğinizin ihtiyaçlannı mağazamn hazırladığı hazır listeden işaretleyerek seçiyorsunuz. Beşikten çocuk sandalyesine, biberondan çocuk bezine, oyuncaktan giysiye.. aİdınıza ne gelirse var listede. Hatta aym ürün için birkaç marka arasmda tercih yapıp daha nitelikli olduğuna güvendığınizi belirtiyorsunuz bu listede. Seçilen ürünlerin karşısında da fiyatlan var. Sonra... Sonrası şöyle gelışıyor: Eşinizin doğum yaptığını, doğan çocuğa verdiğiniz adı, kılosunu, boyunu, bazen de duygusal bir metni ya da şiiri ıçeren, doğum yapılan hastanenin adresini yazdığınız ve hastanede veya hastaneden çıktıktan sonra evinizde ziyarete gelmek isteyenlerin randevu alacaklan telefon numarasını verdiğiniz "doğum karü"nı bebek doğar doğmaz bastınp ilk elden tüm tanıdıklanmza ulaştınyorsunuz. Işyerindeki arkadaşlannızı da unutmadan tabii... Ha bakın çok önemli bir aynntıyı unuttum. Bu doğum kartında "doğum listesi falanca adresteki füanca mağazadadır" diye özellikle BRUKSEL ERDtNÇ ITKU belirtiyorsunuz. Bunun anlamı kısaca şu: Eğer bebeğımıze hediye almak istiyorsanız gıdıp o mağazada bizim belirlediğımız ve çocuğumuzun gereksinimi olduğunu düşündüğümüz ürünleri alın... Böylece doğum listesi sayesınde gerek duyulmayan hediye alımına ya da birden fazla kişinın aynı hediyeyi alması önlenıyor. Çocuk görmeye gidecek tanıdıklannız bebeğinizı görmeden önce liste yaptığınız mağazaya uğrayıp listeden bütçelerine ve sıze yakınlılanna uygun bir hediye seçip, satın alıyor. Böylece liste zıyaretçi sayısı artıkça kısalıyor. Eğer belirli bir süre sonunda listedekı ürünlenn hepsi alınmamışsa, çocuğun anne babası zaten ıhtiyaç duyulan bu ürünleri kendi paralanyla alıp listeyi kapatıyor. Mağaza da bu sürecin son adımı olarak. toplam alışveriş tutannın belirli bir oranındaki (genelde yüzde 10) alışveriş çekini anne babaya hediye edıyor. Bu işten, alan da memnun kalıyor, satan da! Evlenme listesi de aynı şekılde uygulamyor. Ilgilı evlenme listesi yapan rnağazanın adresi düğün davetiyesinde belirtiliyor, genç çifte armağan almak isteyenler bu listeden seçim yapıyorlar. Özellikle evlilık listesinin bir an önce Türkıye'ye de uyarlanması lazım. Düğünlerde isim bağırtılarak yapılan takı törenleri artık işlevini çoktan tamamladı. "Kızın anasından 5 büezik, damadın kardeşinden 500 Avro" diye uzadıkça uzayan, gelin ve damata takılan paralarla gelinlik ve damatlığın esteriğini bozan bu eyleme kibarca hoşca kal dememiz gerekmez mi° Tamam anladım, altın ve para takmak ülkemizde bir tür dayanışma ve sigorta örneği. BelçÜcalılar buna da çözüm bulmuşlar. Bazı çittler düğün ya da doğum davetiyelerinde belirtilen hesaba para yatınlmasını ıstıyorlar. Liste deyip geçmeyin. Belçika'da yaşam doğumda listeyle başhyor, listeyle devam ediyor. erdincutku â binflkir.be PaMstany da ölü sayısı 38 bin Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, Pakistan'ı geçen cumartesi günü vuran 7.6 büyüklüğündeki depremde ölenlerin sayısının 38 binden fazla olabileceğini kaydetti. Müşerref, arama-kurtarma ekipleri hâlâ ulaşılamamış yerlere gittiğüıde 38 bine ulaşan ölü sayısında artiş olabileceğini beHrtti. Keşmir bölgesinde bulunan bir İngiliz doktor da "Binkrce yarah ölecek. Yaraları mikrop kapryor, kınklan var. Bu kişilerde kangren belirtileri saptadık" dedi. ABD heükopterleri de ulaşılması zor bölgelere havadan yardun dağiOmı yapryor. (Fotoğraf: AP) îmana gelmişlerin cemaati...y f üzel bir mezarhk. Bakımh. Her f -y yerde çiçelder. Pek çeşitfa' değil, \*J aynı cinsten. Beyaz ve kırmızı begonyalar süslüyor mezarlan. Mezar taşlan da tekdüze. Alçak, gri ya da kara taştan. Hepsi de eğik, arkaya doğru. Üzerlerindeki yazılar gökyüzüne bakryor. Arkada bir köşede, duvara yakm. Johannes Hesse ile kızı MaruDa'nm, az ötede büyük kızı Adele ile eşinin mezarlan. Hennann Hesse'nin babası ile kız kardeşleri... Yanımdaki tamşla büyük demir kapıdan çıkıyoruz. Stuttgart'ın banliyösü Korntal ılginç bir yer. Günlerden pazar, saat on bıre geliyor. Sokaklar bomboş. Bay VVîIhelm uzun yıllar Korntal lisesinin müdürlüğünü yapmış. Ilginç şeyler anlatıyor. "Burada yaşayanlarm çoğu Din Kardeşleri Cemaati üyesidir" diye konuşuyor. "Bu cemaati 1819 yıhnda Protestan kilisesinden aynlan Gottlıeb Hofrmann kurmuş. Kendisine inanan 70 aifcyle Korntal'da 300 hektar araziyi ortak satm alıp yerleşmiş." Giderek güçlenen bu cemaatin insanlan İsa'njn ve onun dininin buyruklanna uygun yaşayan Piyetistler. "Kimi dinbiHmcilerine göre Katolikler için Roma neyse, Piyetistler için de Korntal odur" diye tanış devam edıyor. Az sonra büyük bir alana çıkıyoruz. İkı vapı hemen dikkatı çekiyor. Eski ve heybeth. Bay Wilhelm'in söyledığine göre sağdakı dua salonlan, soldakini de toplantılar için kullamyorlar. içinde büyük bir lokanta ile otel odalan var. "Biraz sonra duadan çıkarlar" diyor. "Gel seninle lokantayla oteli gezelim." İçeri giriyoruz. Her yer bir tuhaf. Mobilyalar. duvarlardaki resimler, perdeler, dolaşan insanlann giyimleri. Sanki zaman burada 40 yıl önce durmuş. Her şey konserve ohnuş. Resepsiyondakı kızın gösterdiğı gecesi 150 Avro'ya otel odalannda da aym görünüm. Tanış ıçimin sıkıldığını fark ediyor. "Haydi gel gideüm," diyor. Dışanda rahat bır nefes alıyorum. Az sonra büyük dua salonunun kapılan açılıyor. tnsanlar akın akın çıkıyor alana. Suskun ve dudaklannda mutlu STUTTCART AHMETARPAD bir gülümseme var hepsinın. Uzaktan görünümleri tekdüze. Çoğu orta yaşm üstünde. Giyimlen pastel renklerde, pahalı değil, kadınlar ya etek-ceket ya da etek-bluz giymiş. Pantolonlusu göze çarpmıyor. Nedenini soruyorum bay Wilhelm'e. "Piyetistler böyle gryinir* diye konuşuyor. "Okula gönderdikleri kızlan da etek ve uzun çoraplar gjyer." Duadan çıkanlar, öğle yemeğinde bir araya gelmeden önce alanda gruplar oluşturup aralannda sohbete dalıyorlar. Ben bu arada tanışa yönelttiğim sorulan arttınyorum. O da sabırla anlatıyor: "Aralarma her önüne gelen Hırisriy anı almıyorlar. Zihniyet değişimi geçirmiş, kutsal ruhun değiştirdiği, yeniden doğuşu yaşamış, yepyeni bir insan ohnuş kişiler bu cemaate üye kabul edüiyor..." Günlük yaşamlannı îsa'nın buyruklanna göre düzenleyen Din Kardeşleri cemaatine göre sözde Hıristiyanlar imana gelmişlerden sayıhnıyor! Sokakta pek göze batmayan, silık görünümlü insanlar cemaat üyelen. Ancak meslekleri gereği toplumda etki alanlan geniş. Çoğu işveren, a\ukat, doktor, mimar. Tümü varlıklı. Kaduı sözünün pek geçmediği cemaatin sahip olduğu mal-mülke herkes ortak. Korntal ve çevresinde büyük araziler onlann. Aileler çok çocuklu. Hındistan'da uzun yıllar misyonerlık yapmış olan baba Hesse'nin yattığı mezarlık bu cemaatin. Ölüler beyaz tabutlarda gömülüyor. "Kunıculan Hoffmann'm oğju Christoph'un 19. yüzyıbn ortalannda Templer kolonisini kurduğu İsrail'le aralan hep iyi" diye anlatıyor tanış büyük alandan aynlıp, otomobili park ettiğimiz arka sokağa doğru yürürken. "Başka ülkelerde de şubeleri var. Kuzey Itarya'da, Kanada'da. Afganistan'da, Kamerun'da, Güney Almanya'da..." Sayısız misyonerlık kuruluşu ile ortak çalışıyorlar. Bunlardan biri de geçen yıl Istanbul'a din kitaplan sergıleyen gemiyi yollayan, Türkıye'de misyonerlık çalışmalan yaptığı biünen Operation Mobilisation! www.ahmet-arpad.de Genç Türk ve büyük Türk~W~\ olisleriyle televızyon i-*r kameralannın önüne geçti _/. mi takındığı "bıçkın detikanh" edalan, Millet Meclisi kondorlannda kendini sıkıştıran gazetecılere yapıştırdığı "hırçnı dâhi" cevaplan, cart renklı bulvar dergilerine (artık başkasına âşık) eşıyle verdiği "olgun mutluluk" pozlan, Fransız sıyaset arenalanmn "Jeune Turc / Jön Türk/Genç Türk"ünü, bakalım 2007'de Elize Sarayı yani Fransız Çumhurbaşkanlığı Köşkü'ne taşıyabilecek mi? Fransa'yı televizyon aralıklan veya gazete başlıklanndan bile ızliyorsanız, kimi kastettiğimizi derhal anlamışsınızdır. Öncelikle başkanı olduğu iktidar partisi UMP içinde, sonra da ülkedeki tutucu hatta gerici çe\Telerde Türkiye karşıtlannın başmı çeken, şımdikı Içişlen Bakanı Nicolas Sarkozy'den söz ediyoruz. Medyayı ustaca kullanma, çağdaş iletişimi tam bır vaırucu silaha dönüştürme yetisine sahip "atom kannca", ama Napohon gıbi hırslı iktidar adamı sabırsızhğının bedelini son zamanlarda kendi kazdığı ruzaklara düşerek ödemeye başladı. Medyalarda çizdiği "mazbut aile babası", dini ve geleneksel vecibelerini hakkıyla yerine getiren bir vatandaş, 1905 Laiklik Yasası'nda değişıklik isteyen "neomuhafazakâr-aberal" Bush ruhunda politikacı profiliyle çok tutulacağma inanıyordu. Ancak omuzdaşlan Merkel veya Schüsserin pek başanlı olduğunu söylemek zor. Üstelik kamuoyu yoklamalan gittikçe baş rakibi. yeni Başbakan Dominique de VTllepin lehine "irtifa" kaybettığini gösteriyor. Ünlü ve yaşlı bir televizyon sunucusundan kaptığı manken eşi geçen yaz başmda gönlünü yakışıklı bir reklam şirketi patronuna kaptınnca "öksüz çocuk" havalanna girdi. Yaz ortalannda derin arkadaşlıklan olduğu bir tasım boyalı basın, "Fransa'yı kurtanna (!) mücadelesini erteleyip, ailesüıi ve çocuklannı kurtarma mücadelesine girdiği 7 ' haberini yaydı. Şimdi ise yeni bir taktik deneniyor. Salı günkü France-Soir gazetesi, Sarkozy'nin Fransa'nın en saygıdeğer muhafakâr gazetesi Le Figaro'nun politika ser\isinde çalışan bir gazeteci, Anne Fulda ile birlikteliğini yazıyordu. Bir süredir basın kulislerinde dolaşan dedikodu, ertesi gün AFP (özerk devlet haber ajansı) bültenlerinde de yayımlanmca, daha önceleri medyayı yatak odasrna bile sokmaktan çekinmeyen "Fransa'nuı emnrvetinin kendinden sorulduğu" adam çıleden çıkıyordu. Nicolas - Anne çıftınin AFP ve France-Soir aleyhine mahkeme açacağı, yine basrna yansıyan haberler arasmdaydı. Geçen günlerde Korsıka - Fransa arasmda sefer yapan Ulusal Deniz Hatlan feribot şirketi SNÇM'nin özelleştüihnesi sürecinde grevcilere takındığı "kararhhk" maskesı ardrndaki PARIS UĞUR HÜKÜM şiddet ta\n çoğu alanda kendini gösteriyor. Terorizmle mücadele adına gözaltı süresıriı 48 saatten 6 güne çıkartmayı planlayan Sarkozy eleştınlere "solKberal Tony Blaır bile 15 güne çıkartacak" cevabuıı veriyor. Bu haftaki sol Hınstiyan dergi Temoignage Çhretien kapağına yerleştırdiği Sarkozy fotoğrafının altına in hartlerle "Sarkozy'nin Yalanlan" başlığını seçmişti. Merkez eğılımli haftalık Marianne ise yine Sarkozy fotoğrafh kapak konusunu ~\uvarlanmarun Başlangıcr ıfadesıyle duyuruyordu. Hapısten yeni çıkan bir cinsel sapığm tekrar tecavüzlere girişmesi üzerine "derin Fransa"dan homurtular yükselince Sarkoz)' konuyu kullanmış \ e derhal ağır bir "sabıkahlar yasası" tasansına girişmiştı. Basrn-yayın organlan Sarkozy'nin sertlığe kılıf arayan açıklannı yakalamakta gecikmediler. Ancak Sosyalist Partı içındekı "Yeni Sosyalist Parti" akımının kurucu \ e sözcülennden, yıldızı parlayan millervekıllerinden Arnaud Montebourg'un belırttiği gibi "suursız ihtiraslan nedenhle tehlikeli olnıa> a başlayan bu adama". yine basına bakılırsa AB- Türkıye konusunda bızzat Çumhurbaşkanı Jacques Chirac'tan beklenmedik sıkılıkta bır şamar geldı. Fransa'nın ıstıhbaratı çok güçlü, tanınmış mizah dergisi Le Canard Enchaine 28 Eylül tarihli baskısında, "Türkiye geçen hafta sonu devletin en üst seviyesinde az daha krize yol açıyordu. Basın 24 Eylül'de yapılan UMP Konvansiyon toplanosında Sarkozy'nin Türkiye ile müzakerelerin başlaması yönündeki y unıuşak konuşmasım hayretle izliyordıı. Bu inanıhnaz virajm ardında Chirac \"ardL" Sağlık nedeniyle yaklaşık bir aydır siyaset meydamnı boş bırakan başkan, dergiye göre 23 Eylül akşamı Sarkozy'yi arayıp eğer 3 Ekım'de Türkiye ile açılması öngörülen görüşmelere düşmanca tav rr takınacak olursa, aralannda kopma yaşanacağuıı ve ayağını denk alması gerektiğini açıkça söylemişti. Bıçkm Genç Türke, "Söz hürriyetinle hükümetteki yerin arasmda bir tercih yap" son ıhtannı çeken başkanın, daha önce 12 ve 19 Eylül"deki görüşmelerde de Sarkozy'i uyardığı ileri sürülüyordu. Haberi "Büyük Türk ve Genç Türk" başlığıyla veren dergınin bilgilenni Türiye'nin Pans Büyükelçisi UluçÖzülker de RFI (Radio France Internationale) radyosunda düzenlenen, önümüzdekı hafta da l'Express dergisinde yayımlanacak bir söyleşide onayhyor. "Basuıda çıkan baa haberlere karşm Cumhurbaşkam Chirac, Türkiye'ye yandaş tavnndan hiç taviz vermedL Tam bir büyük Türk dostu ve ileri görüşlü bir devlet adamı sıfanyla Türkiye'nin AvTupahhğuu, Avrupa Birliği'ndeki yerini daima savundu." ugur.hukuma paris.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear