25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 44Y1S20O4SAL! CUMHURİYET SAYFA 17 = Bumin: TJT a salılsaydı 20 müyar 3 dolarcU. şimdi 2.'' S 20 milyar tardı. Ş? şimdi elde var 2... Sayrak vkif Kökçe: "Amerika Sirteşik Devletleri'nin iazııiadığı yeni Irak >ayrağı beyaz bir ^emin ii2erinde açık navi bir hilalden oluşuyor.bayrağın artında iki mavi çizgi arasında san bir şerit - bulunuyor. ^ayraktaki mavi ay dedektiflik bürosu', aeyaz 'teslim', mavi jizgiler 'Amerikan şgali' , san şerit frıazırian' anlamına geliyor!" Btırdur'dan Şüleyman Demirel Üniversitesi Burdur MeslekYüksek Okulu'nda öğrenci kantininin arkasında perde ile bölünmüş bir odanın mescide çevrildiğini yazmıştık. Yüksekokul müdürü Yrd. Doç. Dr. Seval Sevgi Kırdar açıklama göndermiş; öğrenci kantininin Burdur Yükseköğretim Vakfı tarafından işletilen sosyal tesislerde bulunduğunu ve dolayısıyla üniversite yönetimiyle bir ilgisi olmadığını bildiriyor. X Tfek 0.212,512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97EtotdnmHt posta: demzscrni@curnhuriyet.com.tr üve, asalak türü böcek ve kurtçukların or- tak adıdır. Genç gazetecilerden Tuncay Mollaveisoğlu, Türkiye'nin kaynaklarını sömürenleri anlattığı kitabına bu asalakla- nn ortak adını koymuş: Güve. Alfa Yayınlan'ndan çı- kan Güve'nin alt başlığı ise: Bir Türkiye Filmi. Kitabın kabağında aynen şöyle yazıyor: "Bu kitaptaki olaylar ve adı geçen kiştler gerçek- tir. Yolsuzluklar, devletin gizli arşivlerindeki raporla- ra dayanılarak yazılmıştır." Tuncay, okuru belgelere boğmuyor. Yolsuzluklan akıcı bir film öyküsü tadında anlattyor. Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Bankası, Va- kıflar Bankası gibi kamu bankalannın "dosyası" ib- ret verici öykülerden otuşuyor... Güve'de bankalardaki yolsuzluklann her kade- meye bulaştığı anlaşılıyor. Ziraat Bankası'nın Frankfurt'taki merkez şube- si beş müfettiş tarafından denetleniyor... Müfettiş- Güveler, eşlerini de yanlanna alıp Almanya'ya gidiyor. Lüks bir otele yerleşip denetime başlıyorlar. Harcı- rahlarını alıyorlar. Aradan dört ay geçiyor ve müfet- tışlerin aldıklan harcırah 200 bin markı buluyor fa- kat denetim bitmiyor. Müfettişler için otel ve resto- ranlara ödenen faturalar da iyice kabanyor. Bunun üzerine beş müfettişin denetimini denetlemek için Almanya'ya başka bir müfettiş gönderiliyor. Reza- let ortaya çıkıyor. Bu arada Alman Maliyesi de Tür- kiye'den gelen müfettişlerin bankanın otomobilleri- ni özel işlerinde kullandıklannı saptayarak 1.8 mil- yon mark para cezası kesiyor! Yıne Ziraat Bankası... Ceylan Holding, Ziraat Ban- kası'ndan 10 milyon dolar kredi istiyor. Bankanın merkez şubesi holding hakkında araştırma yapıyor. - Fukuyama, Türkiye'yiAB üyesi olarak görmüyormuş... "Adam ilerivi görüyorf" Holdingin işletme sermayesi eksi 12 trilyon lira çıkı- yor ve bu durumda kredi verilmemesi öngörülüyor. Raporda, holdingin kredi borçlannın anapara olarak 25 milyon dolar ve 55 milyon markı bulduğu, ana pa- ra bir yana faizlerini bile ödemediği de belirtiliyor. Bu durum kredilerden sorumlu genel müdür yar- dımcısına iletiliyor ve Ceylan Holding'e 10 milyon dolar kredi açılmaması gerektiği anlatılıyor. Fakat yönetim kurulundan çıkan kararla Ziraat Bankası, Ceylan Holding'e 10 milyon dolar kredi veriyor. Iş bununla bitmiyor. Yönetim kurulunun 10 milyon dolarlık kredi karan yeni bir yönetim kurulu karan ol- madan merkez şubeye gönderilen ikinci bir "cet- vel"le 12 milyon dolar yapılıyor. Belge incelendiğin- de 10 milyon dolardaki "0" rakamının silinerek yeri- ne "2" yazıldığı görülüyor. Ve o sıra Ziraat Banka- sı'nın eski genel müdürü Salih Şevki Doruk, Cey- lan Holding'de finans koordinatörü olarak çalışıyor! SESStZ SEDASIZ (!) N4ݧ Jl ıV • w> • 1 İ 1s m f MeteorolojiİstememGenelMüdürlüğü! İTÜ Meteoroloji Mühendislıği Bölümü öğretim üyesı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğ- lu bir süredir yetkilıleri uyanyor ama bo- şuna: Türkiye'de meteoroloji istasyonlan- nın yansından fazlası eleman yokluöun- dan kapalı. Devlet Meteoroloji Işleri (DMI) Genel Müdüriüğü'nde ise kadro yığılması var... Meteoroloji istasyonla- nnın kapalı veya çalışmıyor olması ne- deniyle, ilenkı yıllarda ülkemizde yapı- lacak fabnka, yol, havalimanı gibi birçok yatırım, sigorta, tarım çalışmalardaha- va ve ıklım şartları göz önüne alınama- yacaktır. Ülkemiz günlük hava tahminlerini yurtdışından satın alıyor ve bunun için Ingiltere'dekı Avrupa Orta Vadeli Hava Tahmin Merkezi'ne yılda 580 bin sterlin (yaklaşık 1.4 trilyon lira) ödüyor. Dışanya bağımlı olduğumuz için ülke- mizin hava, su ve ıklim konulanndaçağ- daş tahmin ve uyarılar yapılamıyor... 3- 4 milyon dolara satın alman meteorolo- ji radarlannın hiçbıri çalıştınlmıyor, bıigi üretilemiyor... Kurumsal kapasite oluş- turulmadan ve dışandan empoze edilen en pahalı meteorolojik aletlen alıp ülke- mize getirtmek çözüm olmuyor. Deniz- ciler ve havacılarımız Türk meteoroloji- sine güvenıyor; canını ve malını koru- mak için günlükve haftalık hava tahmin- lerini çevre ülkelerden alıyor. Ege ve Ak- deniz'e açılan Türk denızcıleri, Yunan meteorolojı yayınlannı izliyor. 3 bin kişıltk DMİ Genel Müdürlü- ğü'nde sadece 100 meteoroloji mühen- disi çahşıyor!" Yüksek Yerilim Hattı Insan istedikten sonra, isteklerini sınırlayabilir! erdincutku ı yahoo.com Aydar, Koyımlar ve Ffller Dr. UÇKUN GERAY(*) Orman Bakanlığı Çevre ve Or- rran Bakanlığı haline getinldik- tei sonra, Milli Parklar Av ve Ya- ban Hayatı Genel Müdürlüğü, Cbğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne dönüştü- riJdü. Her ikisinde de bir en- djstri mühendisi genel müdür- lük yaptı, yapıyor. Makine mü- hendisi bir orman bakanı ve en- d Jstri mühendisi bir doğa koru- magenel müdürü; üstelik de ön- ceki genel müdür yardımcılan, daire başkanlan, şube müdürte- ri tümuyle masalanndan uzak- laştınlrnış veya küsmüş emekli olmuş. teknik elemanlar büyük ö'çüde degiştirilmiş, yerinde kal- rnış oıanlarda huzur ve heves kalmamış durumda. Kısacası güçten, takattan düşmüş, av ve yabar hayatı yönetimi konusun- da 1999 yılından başlayan bi- limsel. teknikve idari bilgi biriki- mı dagıtılmış bir yapı. Olmadan önce açalım ki, ne- den Lyarmadınız denmesin. iş- te bu yukandaki muhteşem tabloda, Türkiye'nin de taraf ol- duğu Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlannı Koruma Sözleşmesi'ne (Bem Sözleşme- sı") göre, mutlak koruma altına alınrrası gereken yaban hayva- nı türerinden yaban koyunu ve ayının av turizmine açılması gi- rişimeri duyulmakta. Yaoancıların av turizmi adı al- tındaavlandınlması 1960'lı yılla- rın sDnunda başladı. Katliam şeklhde av yapılması üzerine 197"te Av Turizmi Yönetmeliği çıkanldı. ancak denetim yeterli olmcdığı için sonuç alınamadı. 1976'da bu gidişe son verildi. 198' yılında av turizmi yeniden başatıldı. Izin verilen seyahat acerteleri eliyleyaptınlan avlan- malır, yasak olan alanlan ve tür- leri je kapsayageldi. Daha da önenlisi avına izin verilen türie- rin lızışma ve yavrulama dö- nenleri dikkate alınmadı. Yani yafcan hayatı tükenme sürecine sokildu. Aslında böylece ülke- mi2Bern Sözleşmesi ile taah- hiitattiği kurallara uymadı. Cysa Bem Sözleşmesi'nin 6. maldesi, II numaralı ek listede yetalan (Ursidae ve Bovidae dadl) yabani fauna türlerinin öz« olarak korunmasını güven- ceıltına alacak uygun yasal ve idei önlemleri gerekli kılıyor ve faoayı bu sözleşmenin amacı- naers düşecek şekilde, özellik- l e reme, gelişme ve kış uyku- SAjdönemlerinde kasıtlı olarak raatsızetme yasağı koyuyor. A^rayana durum açık ve uygu- \aıa!arda bir terslik var. Yapıla- cilar için de ders çıkarmak ge- reyor. >eyahat acerteleri, Doğa Ko- m a ve Milii Parklar Genel Mü- c±1üğünden (bu ad da başka fcâlem) özel izin almak zorun- «cüır ve bu izin Merkez Av Ko- ırsyonu'nun karanna dayan- »nktadır. Yabancı avcılann han- ^alanda, ne kadar süreyle, na- r:avlanacağı, izin verilen yaban Uyvanı türü, sayısı ve avlanma ttdeli Merkez Av Komisyo- rncabelirlenmektedır. Izinve- niş olan alanlann hemen he- ~r\ tümü yaban hayatı koruma alanlandır. Başka bir ıfadeyle bu alanlar, av ve yaban hayatı yö- netimindetemel olan ve a) mut- lak koruma alanı, b) rezerv alanı ve c) avlak alanı üçlüsü içindeki koruma ve rezerv alanı işlevi gören alanlardır, avlak de- ğildir. Rezerv alanlan denilince de, nesli azalan veya yok olma- ya yüz tutan flora ve fauna tür- lerini doğal ortamlannda koru- maya, geliştirmeye ve bunlan türe uygun habitatlara aktararak varlığın çoğalmasına hizmet e- den alanlar akla gelmelidir ve bunlar özel yönetim planlanyla yönetilirler. Avlak alanı olarak özel şekil- de seçilen alanlar için, hem ye- ni çtkanlan Kara Avcılığı Kanu- nu gereği, hem teknik olarak, zorunlu belge dayanak avlan- ma planıdır. Avlanma planı ise, bir popülasyon envanterine da- yandınlmak ve hangi tür, cins, yaş, araç, mevsim, avlanma sü- resi sorularına mutlaka cevap vermek zorundadır. Yani böyle bir girişimde, koruma altındaki türieri kapsama, avlanma pla- nından yoksunluk, yabancılara dönük olma, rezerv alanı işlevi- ne ve Bern Sözleşmesi'ne aykı- nlık söz konusu. Dolayısıyla av turizmi, doğayı tahrip eden, tu- rizm acentesinin beyan ve ınsa- fına kalmış olan ve ulusal ve uluslararası hukuka aykın olan bir etkinlik olmuştur. Hedeflenen türier yani ayı ve yaban koyunu için birtakım düz- mece dilekçeler, kimin ne hakla yaptığı bilinmeyen sözde göz- lemler ve amaçlı talepler gelmiş olabilir. Ancak avlanma planı ol- madan adım atılamaz. Avlanma planı ise meşakkatlidir, bilgi ve birikim ister, hemen önünüze gelemez; işte o dağıttığınız, emekli ettiğiniz, küstürdüğünüz kadroyu gerekli kılar. Bern Sözleşmesi Ek üste II, tüm Ursidae ((Ayıgiller) türierini ve Ovis amon anatolica (Yaban Koyunu), Capra aegagrus (Ya- ban Keçisi) ve Rupicapra orna- ta'yı (Çengel Boynuzlu Dağ Ke- çisi) kesin koruma altına almak- tadır. özel durumda bunlann av- lanmalan mümkün müdür? Evet istisna getirilebilir. Ancak istis- nanın. yinebutürierin korunma- sına dönük olması, ciddi zarar- lan önlemekiçin, güvenlikve ka- mu yaran amacıyla.. vb. düşü- nülmesi, daha da önemlisi istis- nalar hakkında popülasyon, ya- kalama ve öldürme şekilleri, is- tisnanın getirdiğiriskler,koşulla- nn yerine getirildiğini açıklaya- cak olan ve araç, sınır, eleman yönünden yetkili olan makam ve yapılan denetimler hakkında iki yılda bir rapor verilmek kaydıy- la. Bu kayıtlann avlanma planın- dan da sıkı koşullara uymak de- mek olduğu çok açık. Onun için tavsiyem, böyle bir niyet varsa, vazgeçilmesidir. Bu genel müdürlüğün bugünkü gü- cü bu ağır görev için yeterli de- ğil. Hiçbirşeye dokunmayın, da- ha "hayırlt" olursunuz. Dokun- mak istediğiniz ne varsa hemen hepsinde yıkıcı ve kıncı olduğu- nuz ayan beyan ortaya çıkmış durumda. 0 / 0 Orman Fakültesi. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci <: mynet.com H A R B t SEMÎH POROY semihpomyfn yahoo.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ kjurgenc(q yahoo.com TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIK.L\ 4 Mavıs tcunc.mumtas-arikan.com BALONLA UZAY YOLCULUGU! STKATO-LAS Uien 5 " API VBRILEN xueue 8AŞLIV0K. 1S6t'D£ BU6UN, IKİAtoGRtKALt, SİR BALONLA STKÂTOSFSgE YÛKSELDÎLER'.. SOVYETLEfl &*. ÜCİ'MİN 22 GIJH ÖMCEKİ, UZAYA İNSAN &ON- OERME DENEMESİ BAŞA&lLl CtUUŞ, YUÜİ SASA/e/N BU 'Ş'İfJ ÖNCÜLÜ6ÜUÜ YAPMIÇTI.. AYHI ÖLÇÛOE TEHLIKELİ AUIA DAHA AZ GÖS- TERİŞÜ BİR D£H£M£Yİ BU KEZ A8D P OU. HELYUM DOU1 0EV8İŞ &ALOHA RA&U MO DÜLLB ATMOSF6RİN ÜSTÛHe İ LILAK, UZA/ KoŞUUAIZINI YB BU KOÇULLAZ- OA &z£L GİYSİC£RİN ÖMŞMİUİ SAPTAUAK. İÇİN UAZtRlAUMÇLAepl. İUİŞ.ATLAS OtCYA- NUSU'NA YnPlLUIŞ,ANCAfC P£AJEMEÇİLBR- OEN V/CTDB PG4THSI?, AÜ4ÇTAA1 UEUKDPTE- RE Ç£KJLİ/ZICEM SUYA PÜSÜf SSlMÇ! MALCCİM 0XS ]/E VICTDK PMTUEIZ, OEMEME ARAC/NPA, 3*.7OOm.Y£ YÜKSEÜYOR. PRODÜKSIYON ELEMANLARI ARANIYOR li -6- ULUSAL KANAL'm Prodüksiyon Bölümünde görevlendirilmek üzere elemanlar aranmaktadır. Sinema-Tv Eğifimi Almış Photoshop Premiere Pro Final Cut Pro Programlarını kullanabilen adayların özgeçmişlerini 251 50 47 'nolu faksa göndermelerini rica ederiz. ULUSAL GORÜŞ MERİÇ VELtDEPEOGLU LoyaJirga'nınKadınlapı Bu yılın ilk günlerinde, Afganistan'ın bir tür mec- lisi olan "Loya Jirga" dünya kamuoyu gündemin- deydi; çünkü Loya Jirga, ABD işgalinden sonra başkent Kâbil'de kurulan büyük bir çadırda ilk kez toplanıyordu. "Büyük Şûra" anlamına gelen Loya Jirga yeni bir anayasa yapmak için toplanmıştr, 500 üyesinin dörtte bin kadınlardan oluşuyordu: ülkedeki 32 eya- letten ikişer kadın aday konarak seçilmeleri sağlan- mış, aynca Devlet Başkanı Karzai de 50 kişilik kon- tenjanından yansını kadın delege olarak atamıştı. Yayımlanan resimlerden kadın delegelerin "bur- ka"laıia değıl de başlan örtülü olarak toplantılara katıldıkları anlaşılıyordu, örtünmeleri bizım Meclis Başkanı'nın, Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı'nın eş- leri Münevver, Emine, Hayrünnisa hanımlann "fe- settür" anlayışlanndan çok uzaktı; başlannın yan- sı örtünün dışındaydı. Bu görünümü Afganistan'daki kadınlar için olum- lu birtutumun başlangıcı sanmanın ne denli birya- nılgı olduğu, bir kadın delegenin konuşmaya kal- kışmasıyla ortaya dökülüverdi. Mikrofonu elıne alan kadın üye önceki hükümet- leri şöyle kenanndan köşesinden eleştirmeye baş- layınca. başta en büyük kabile olan Peştun'un baş- kanı, ardından ötekiler büyük bir öfkeyle çadırı terkedip toplantıya katılmayacaklannı haykınrlar. Bir kadının, görev aldıklan hükümeti dolayısıyla erkekleri eleştirmesine dayanamamışlardı; kadın delegeler hemen sinmişler; "var-yok" anlamında olduklannı, dünya kamuoyuna "göstermelik" ola- rak dizildiklerini, "hiçbir yasanın dinsel inançlara karşı olamayacağı "nın anayasada yer alıp, Afganis- tan'ın bir "ıs/am Cumhuriyeti" olarak ilan edilme- siyle anladılar. Açıkçası Loya Jirga bu yüz kadın delegeye, "ko- canın kansını döveceğıni, kadmlann mirasın yan- sını alacağını, z/nayapan kadının taşla öldürülece- ğini, eşlehnin istedikleri an on/an tek bir sözle bo- şayacağını v.ö." onaylatarak kendi kendilerinı -bir kez daha- mahkûm ettirmişti. İşte bunlaria, bu yolla Afganistan'a demokrasi getirdıklerine inanan ABD, BM, NATO, AB çok memnun olacaklar ki aralanndan hiçbir aykın ses çıkmadı; sözün gelişi bir Fransa ortaya çıkıp-. "In- san dövmeyi -dolaylı da olsa- kabul eden bir ana- yasa olamaz!" demeliydi diye düşünüyor insan... Ne var ki bu Afganıstan modelı öyle beğenıldi ki, Irak'a da uygulandı. Irak'ta da 25 kişilik "Geç/cı Hükümet Konseyi" (GHK) oluşturuldu; içine üç ta- ne kadın üye katıldı; onlarda "yan tesettür"\ü, ek- siksiz makyajlı görünümleriyle dünya kamuoyu önüne çıkanldılar. Anımsanacağı gibi bu GHK de bir anayasa ha- zıriadı, buna göre "Islamın kurallanna aykın hiçbir yasanın kabul edilemeyeceği" kesinlikle belirtildi; dolayısıyla kadınlan ikinci sınrf ınsan olarak gören, dayakyemelerini kabul eden bu anayasa bu üç ka- dına da onaylatıldı. O günlerde Batı'dan yine bir ses gelmedi; örne- ğin yine Fransa'dan dıyorum, herhangi bir karşı ko- yuş ortalarda görülmedı. Oysa şimdi öğreniyoruz ki, beş-on gün önce Fransa, Lyon'da yerel bir der- giyle yaptığı bir söyleşi sırasında: "Kuran'a göre, aldatan kadının kocası tarafından dövülmesi caiz- dir" diyen Cezayirti bir imam-hatip yüzünden hop oturup, hop kalkmış (*). On yıldır Lyon'da oturan din adamı Fransa Içiş- len Bakanı'nca apartopar Cezayir'e geri yollanmış. Sanınz imam-hatip bu işe çok şaşırmıştır, öyle ya, on yıldır Lyon'da "dayak" ile ilgili bu Kuran ayetini kim bilir kaç kez tekrar tekrar söylemişti; belkı de söyleşiyi Fransızca yenne Arapça yapsaydı Fran- sızlan bu denli kızdırmazdım diye de düşünüyor- dur... Ne ki benzerbirolayTürkiye'deyaşansaydı, söz- gelimi camilerde bundan böyle dayakla ilgili Kuran ayeti okunup söylenmeyecek denseydi, Avrupa'nın insan hakları dernekleri, demokrasi vakıflan, AB ül- keleri hep bir ağızdan: "Türkiye'de yıne din özgür- lüğü çiğneniyor!" diye günlerce haykmrlardı. Fansızlar ülkelerinde yaşayan türlü islam toplu- luklannm imam-hatiplenni bu ayet yüzünden ülke- lerine geri göndermeyi sürdürürler ve sıra Türk i- mam-hatiplere gelirse, Türk Başbakanın da bir i- mam-hatip olduğunu unutmasınlar, belki alınıp in- cinebilir... C) Mine G. Kınkkanat Radikai, 23.04.2004. istıklal Cad. Deva Çıkmazı No: 7 / 7 Beyoğlu 80070 Istanbul Tel: 0212 251 50 90(pbx) Faks. wvvwulusalkanalcom.tr ulusal@ulusalkana(. com.tr B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞ.V. 1/ Bir kapta ekşitilen ve alındıkça içi- ne su eklene- rek çoğaltılan üzüm, elma. armut, vişne kanşırrn bir tür şerbet. 2/ Tıp dilinde idrar salgısı- 8 nın azalması- g na verilen ad... Bvrdenbire or- taya çıkan ruhsal darbe. 3/ Mayah ha- murdanyağdakızar- 3 tılarakyapılanbir yi- 4 yecek... Eski dilde su. 47 Gümüş ya da 6 altını ince teller du- 7 rumuna getirip öre- 8 rek yapılan kuyum- 9 culukişi. 5/Motorlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt... Son, niha- yet. 6/Bir nota... Çiftlik kâhyası. 7/ Soy... Akci- ğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. 8/Ölü yıkanan kerevet. 9/Antalya'nın Serik ilçe- sine bağh turistik bir^yöre... Sipersiz şapka. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ tzmır'in su gereksinimini karşılayan bir baraj. 2/Ses... Bir kenara atılmış, uzaklaştınlmış. 3/Ra- kısı bol ve ucuz meyhane... Saçı dökülmüş olan. 4/"Yaşadım' — ağaçlan şahidimdir" (B.R. Eyu- boğlu)... Bir soru sözü. 5/Türkmüziğinde bir ma- kam. 6/ Yumurtadan yeni çıkmış ve henüz ayak- lan oluşmamış ya%TU kurbağa. 7/ Bir oyuna iki- şer kişilik gruplarla katılanlardan her biri... Üst- ten sağa doğru eğik olanbasım harfı. 8/ "Çok sar- hoş" anlamında argo sözcük... Lğraş... Bir nota. 9/ Çay ağzında yapılmış olan balıkçı büğeti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear