25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaelı Çarıakkale Izmır Manisa Aydın Denızlı PB PB PB PB PB PB PB PB 5 5 6 6 10 9 9 7 Sinop 6 Adana Y 16 Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas Y Y Y PB PB PB K 6 5 5 4 4 4 1 Zonguldak Y 5 Antalya PB 14 Kars Mersın Dıyarbakır Şanhurfa Mardın Sıirt Hakkâri Van PB Y Y Y Y K K 17 11 10 9 8 2 4 K -5 Butun bolgeıerpar- ça]iveçokbulutlu.Ba- tı Karadenız kıyıları. Orta ve Doğu Karade- nız, Iç Anadolu'nun kuzeydoğusu. Doğu Akdenız'ın doğusu. Doğu ve Guneydoğu Anadoiu yağılı geçe- cek Hava sıcaklığı tum yurtta hıssedılır derecede azaiacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB Y -6 -12 -4 11 10 10 11 11 Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y PB Y K K Y Y 4 4 13 4 6 5 14 11 Münıh Y 8 Zurıh Y 3 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre K A K PB PB Y PB Y -9 20 2 16 11 11 -3 19 PB 14 QAçık Parçalı bjlutİL "^ BuUlu ^ ÇOK DOıUtlü . Yağmurlu j Karlı <İ 3 Sulu kar > Gok guruliulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada rüştükten sonra (Hürrıyet ve Sabah'ın dün sabah ya- yımladığı haberiere göre) BM Genel Sekreteri'nin plan üzerindeki katı tutumunu değiştirdiği, esnek bir dav- ranış sergilemeye başladığının anımsatılması üzerine Rauf Denktaş: "Bu yüzden Annan planındaki sakınca- lan içeren cebimdeki mektubu sunmaktan vazgeçtim" dedi. Oysa BM Genel Sekreteri'nin "esnekliğegeçişi" ko- şulabağlı. "Planüzerindeyapılacakdeğişikliklerde 'ta- raflar karşılıklı anlaştığı takdirde' bunlan şüphesız ka- bul ed&ceğini" söylüyor. "Planın parametrelehni, dengelerini bozacak hiçbir değişikliğe izin vermeyeceğinı" sürekli ilan eden, bu konuda katı tutumu bilinen Annan'ın esnekliği nereye kadar? Sözlü ifadelerle itirazlanmızı Annan'a duyurduktan sonra, görüşmelerde masaya getireceğimiz olmazsa olmazlanmızı Rum tarafı kabul edecek mi? Zor. Boşluklan doldururken Rumlann kabul etmeyece- ği, örneğin iki kesimliliğin güçlendirilmesi, garantörlü- ğün sürmesi, sınıriarın düzgün çizgiye dönüştürülme- si gibi temel koşullanmızı, yani efendim olmazsa ol- mazlanmızı; Kofi Annan, kara gözümüz veya ABD is- tedi diye plana koyacak mı? Esneklikten söz ederken taraflar nasıl olsa anlaşamazlar peşin mantığıyla mı ha- reket edıyor veya planın dengelerini bozacak girişim- lere müdahaleye mi hazırlanıyor? Belli değil. Koşullanmızı Türk tarafını tatmin etmek için Annan; görüşme turanağına bir not olarak alacağını söyleye- cek olursa, bu bile ilerisi için yeterli bir güvence değil. Ne çare, Ankara'nın Türk tarafını zoriayarak tutum degişikliğine götürmesi taktik hesabı mıdır? VVashing- ton'dan mı BM'den mi, hangi rüzgânn etkisiyte RTE (Dışişleri); Denktaş'ı yazılı bir metni Annan'a vermek- ten alıkoydu acaba? Annan, diplomatlann böyle durumlarda sık sık kul- landıklan "oltadan balığın kurtulmasına izin vermemek için" olsa gerek, sının belli olmayan esneklikten söz açıyor. ••• New York'ta taktik savaşlan sürüp giderken; Dışiş- leri Bakanı Gül, Polonya'dan göz korkutmaya mı ya- rayacağı yoksa Türkiye'nin gerçek kararlılığını mı gös- terdiği, niyeti anlaşılmayan sert açıklamalar yaptı. Müzakerelerin başlaması veya başlatılmaması gibi duyarlı bir noktada; Gül, -Fikret Bila'ya- iyi niyetimi- zi, sabırlı ve "esnek" davranmamızı saflık diye nitele- yeceklere değinirken bututumun "her şeyi kabul ede- ceğimız" anlamına gelmediğini söylüyor. Olmazsa olmazlanmızı üç maddede sıraladıktan sonra, "Bunlann Annan planına yansıması gerekir. Bunlar olmazsa anlaşma da olmaz. Anlaşma olsa bile referandumda reddedilir" diyor. Herhalde Bakan, Türk görüşlerinden yoksun planın TBMM'nin onayından geçmeyeceğini söylemek istiyor. (Olmazsa olmaz fa- lan takmadan planı kabul etmeye razı) MA Talat ise, yetennce direnir göründükten sonra planı eksik yan- lanyla referanduma götürmeye dünden hazır! ••• Iktidaryine uyutma stratejisi uyguluyor. Meclis Baş- kanı Annç, rica etmiş de hükümet lütfedip TBMM'ye Kıbns konusunda izahat vermeyi kabul etmiş. Gül, ne dıyecek? Ulusal dava, ada gerçeklerinde sorun çözü- lür, Annan planı referanstır falan filan... CHP liden Baykal, hükümetin bugüne kadar sergi- lediği politikalan anlattıktan sonra, ne ki, şimdi tam tes- limiyetçi politıka izledığini, "Türk dış politikasının Lo- zan'dan bu yana ilk kez büyük bir kınlma içine girdiği- ni" söylüyor. Uyutma stratejisini bozmak için Baykal, CHP gru- buna genel görüşme önergesi verdiriyor. Şimdi makul olan nedır? Kendine güvenen, sorunun bütün boyutları ile görüşülmesınden çekinmeyen bir iktidar, gündem dışı açıklamalardan sonra muhalefe- tin -tüzük gereği- ancak beş dakıka konuşma olana- ğını doğru bulmayarak genel görüşmeyi kabul etme- si mantığa, sağduyuya uygun değil mi? Umudu kesmeyelim ammavelakin; unutmayalım, bunlar gemiyi karaya oturttuktan sonra deniz bitti di- yen kaptana benziyor. 'Bohçosını y kapan Popstar y a koştu! • Baştarafı 1. Sayfada lisin önlem alması gere- kiyordu. Sadece Izmır- liler değil, Ege'nın ve Türkiye'nin değişik ille- rinden "bohçasını" ka- pan Hilton"un kapısına dayanmıştı. Ne bir maç vardı ne de konser. Ama öylesine kalabalık vardı ki otehn önünde, yoldan geçenler ve mevzudan haberi ol- mayanlar, zaman zaman trafiği aksatan kalabalı- ğın toplanma nedenini öğrendiklerinde. duru- mu tanımlayacak sıfat bulmakta zorluk çeki- yor, ağızlardan ancak tek sözcük çıkabiliyor- du. "İnanmıyorum!" Gerçekten de inanıl- mazdı. Güvenlik görev- lileri ellennde megafon- la düzeni sağiamaya, "Popstar namzetleri- ni" nizaya sokmaya ça- lışıyorlardı. Bunu yapar- ken, ünlü olma hayalin- deki gençleri itip kaktık- lan oluyor. bazen de güc kullanıyorlardı Aday- lar. buna pek ses çıkar- mıyordu. Ne de olsa şöhret basamaklannın ilk merdivenındeydıler. tıpkı 5 ay önce Abi- din'in, Firdevsin, Bay- han'ın olduğu gıbı. On- ter gibi olmak için sab- retmeleri gerekiyordu... Yanşmacılar, kuzu gi- bi değıldı şüphesiz. Jüri- nin karşısına çıkmayı başaranlann torpilli ol- duğu düşüncesiyle ses- lerıni yükseltiyor, böy- Iesi "haksızlıkiara" başkaldınyorlardı. Oto- büs kuyruğunda bekler- ken sesini çıkarmayan, art arda gelen zamlara boyun eğen, demokratık haklan elinden alındı- ğında tepkı gösterme- yen, işten atıldığmda hakkını aramayan aynı insanlar mıydı bilinmez ama, Popstar kıtlesi usulsüzlüklere karşı hakkını anyor, araya "kaynamaya çalışan- lar" kenara itiliyordu. Binlerce Popstar ada- yından bir tanesi amacı- na ulaşacaktı. Ancak ya- pımcı şirketin yanı sıra başka birileri de amacı- na ulaşmıştı: Seyyar sa- tıcılar. Simit, köfte-ek- mek, kumru gibi gıdalar oldukça revaçtaydı. Popstar'ın seyyar satıcı- lan aynı zamanda "me- najerlik" de yapabılı- yordu. Örneğin "işler ayna" diyen lahmacun- cu, yanşmacılara "bol acılı lahmacun" tavsi- ye ediyordu kı, seslerı açılsın!... Okullarda dini simge ve giysilerin yasaklanmasını öngören tasan 36'ya karşı 494 oyla kabul edildi Fransa'da türban yasakI Bıştarafı 1. Sayfada nel kurulunda oylamadan önce bir konuşma yapan Fransa Milli Eğitim Bakanı Luc Ferry, yasanın. okul- lardaki sınıflann, dinı militan cema- atler arasında bölünmesini engelle- yeceğını söyledi. Meclis Başkanı Je- an-Louis Debre ise oylamanın, "okulların militan faaliyetlerin değil, öğrenme ve eğitimin yeri ol- duğunu teyit ettiğini" belırtti. Ta- san mart ayında senatoda da kabul edilirse, önümüzdeki eğitim yılında okullarda uygulanmaya başlanacak. Fransız kamuoyunda büyük yan- kı uyandıran türban, büyük haç kol- ye ve kippa gibi dini giysilerin dev- İet okullannda yasaklanmasını ön- gören yasa tasansı dün mecliste gö- rüşüldü. Tasanya, ıktıdardaki Halk- çı Hareket Birlıği Partisı dışında, ana muhalefet konumundakı Sosyalist Partisi'ne üye milletvekilleri de des- tek verdi. 530 milletvekilinin katıl- dığı oylamada tasanya 494 milletve- Din tarihi eğitiminin laik devlete ne faydası olacağının tartışılmasını istedi Putin okullarda din dersine karşı MOSKOVA (AA) - Rusya Devlet Başkanı Viadi- mir Putin, okullarda din dersi verilmesine karşı ol- duğunu belirterek din ve devlet işlerini birbirinden ayıran anayasa maddesini ihlal etmeden din tarihinin nasıl öğretileceği ve bunun laik devlet için faydası- nın ne olacağı konulannın serinkanlılıkla tartışılma- sını istedi. Putin. yaptığı açıklamada, "Tann'nın ka- nunlarının öğretilmesi konusunu din adamlarıyla değerlendirdim. Din ve devlet işlerini birbirinden ayıran anayasamız var. Bu değişmeyecek" dedi. Öğrencilere insani değerleri aşılamanın bir yolu olma- sı gerektiğini belırten Putin, "İnsani değerler konu- sundaki bilgilendirme çalışnıalarına hız vermeli- \iz. Dinle ilgili konularda ülkemizde Ortodoks ki- lisesinin yanı sıra 3 din daha var (Müslümanlar, Ya- hudiler ve Budistler)" açıklamasını yaptı. kıli "evet" derken "ha>ır" oylan- nın sayısı 36'da kaldı. Oylamaya li- beral eğilimli Fransa Demokrasi Bir- liği'ne üye milletvekilleri katılmaz- ken Komünıst Partı mılleUeki1leri tasanya "ret" oyu verdı Dört mad- deden oluşan tasanya, ana muhale- fet partisı, sosyalıstlerin önensı \e ıktıdar partisının de desteğıvle "ya- sanın yürürlüğe girmesinden bir yıl sonra tekrar gözden geçirilme- si" ve "okul müdürierinin, yasayı ihlal eden öğrencilere yaptırım uy- gulamadan önce diyalog yolunu denemelerini" öneren maddeler ek- lendı. Tasan, 3-4 Mart'ta senatoda tartışılarak bir kez daha oylanacak. Yasalaşması halınde ise gelecek öğ- renım yılında yürürlüğe gırecek. Fransa Milli Eğitim Bakanı Ferry, kabul edilen tasannın, ırkçıhğa kar- şı da önemli bir mücadele aracı ola- cağını söyledi. Meclis genel kuru- lunda oylamadan önce bir konuşma yapan Ferry. "Son üç yıl içinde Fransa'da ırkçılık ve Musevi aleyhtarlığı önemli ölçüde arttı. Bu yasa, okullardaki sınıflann, di- ni militan cemaatler arasında bö- lünmesini de engelleyecek" dedi. AKP hükümeti, 2003 yılı için 1500 kadro isteyen YÖK'e aylar sonra olumlu yanıt verebildi Yeni kadroya zoraki onay FIRAT KOZOK ANKARA - Hükümet, "2003 yılı için" 1500 yardımcı doçent kadrosu isteyen YÖK'e aylar son- ra olumlu yanıt verdi. YÖK'e da- ha önce, "Alacağınız öğretim üyelerinin bilgilerini verin, de- ğerlendirelim" diyen AKP hükü- meti, üniversitelerin yoğun tepkısi üzerine kadro ıstemini onayladı. Yeni kadrolann Başbakanlık Müs- Uzanlar'a ikinci ret teşan Ömer Dinçer'ın ımzasıyla YÖK'e göndenldığı öğrenıldı. Mevzuata aykın olmasına karşın kendisine yeni kadro başvurusunda bulunan YÖK'ten daha önce, alına- cak öğretim üyelen hakkında bılgı isteyerek, kurulu ve ünıversiteleri de%re dışı bırakmayı planlayan hü- kümet, tepkiler üzenne kadro iste- mini "aylar sonra" onayladı. Hü- kümet, eski Başkan Kemal Gürüz döneminde yardımcı doçent kadro- su ıçın başvuruda bulunan YÖK'e "Alacağınız öğretim üyelerinin bilgilerini verin, değerlendirelim" yanıtını \ ermiştı. Ancak YÖK, Baş- bakanlık'a gönderdiği ıtıraz yazı- sında bu ıstemın e\Tensel akademık işleyişe aykın düştüğünü vurgula- mıştı. Alınan bilgiye göre, YÖK. da- ha önce kadro istemine olumsuz ya- nıt veren hükümete gönderdiği iti- raz yazısının aynısını geçen günler- de tekrar gönderdı. Kurulun, 2004 yılı ıçın 750 yardımcı doçent kadro- su isteğıni de hükümete ilettığı öğ- renıldi. Gürüz'le ters düşen hükü- met, kurulun başkanlığına Prof. Er- doğan Teziç'ın atanmasının ardın- dan üni\ ersıtelerin acil ihtiyacı olan kadrolan onayladı. Kadrolann, Mil- li Eğitim Bakanlığı ile yükseköğre- tım temsilcileri arasında bu hafta başlaması öngörülen ortak YÖK taslağı çalışmalan öncesinde veril- mesi dikkat çekti. MotorolaveNolda alacağınınpeşinde ANK.AR.\ (ANKA) - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Tel- sım'den yaklaşık 3 milyar dolar alacaklı olan Nokia ve Motoro- la'nın Uzan Grubu'ndan şikâyetçi olduklannı belirterek "Hüküme- tin Uzan Grubu ile ilgili tasarru- funda bizi de unutmayın diyor- lar" dedi. GP lıderi Cem Uzan'ın, Telsim'e el konulması durumunda Motorola ve Nokia'ya olan 3 mil- yar dolar borcunun devlete yük olarak kalacağı yönündeki ıddiası- nı yanıtlayan Yıldınm. Telsım'in değerinın "sıfır" kabul edilmesi halinde böyle bir yükün söz konu- su olacağını belirtti. Yıldınm, Tel- sim'e el konulursa alacaklı şirket- lerin durumlannın dikkate alınaca- ğuıı kaydettı. Bu arada, New York Times gazetesi, Motorola ve No- kia'nın aleyhine açtığı davayla ilgi- li olarak Uzan Grubu'nun yaptığı ikinci temyiz başvurusunun 2. böl- ge temyiz mahkemesi tarafından reddedildiğini yazdı. Uzanlar'ın ABD Yüksek Mahkemesi'ne baş- \urma haklan bulunuvor. fiTTn'l'l »T/4 j. 1 T 1 >J 7 7 j . CHP millervekilleri, "Vizon- LHr lıler vızontele lııuba da bulustu te.eTuuba"r,,mininöze»g öS - -> teriminde bir araya geldı. CHP Grubu'nun dün akşam düzenlediği programda millervekilleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve basın mensuplan Vizontcle Tuuba filmini izledi. Batı Sinemasf ndakj özel «österime katılması bekJenen Genel Başkan Deniz Baykal, program değişikliği yaparak gösterime katılmadı. Baykalın, TBMM Genel Kurulu'nda yarın gerçekleştirilecek Kıbns konusundaki genel görüşme önergesinin öngörüşmesinde ya- pacağı konuşma için hazırlık yaptığı ve bu nedenle programa katılmadığı belirtildi. (Fotoğraf: AA) Erdoğan'ın uzmanlar yerine 'özel danışmanlannı' öne çıkarması, Türkiye'yi zor duruma düşürüyor Kadeh krizi buzdağının görünen yüzü ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- BaşbakanRecepTay^ip Erdo- ğan'ın Dışişleri Bakanlığf ndan ge- len uzman kadrolar ile protokol gö- revlileri yerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi döneminden tanıdığı ekip arkadaşlannı öne çıkaran tutumu, Türkiye'yi uluslararası protokolde zor duruma düşürüyor. Erdoğan'ın Güney Kore ziyareti sırasında "Tür- kiye'nin dini ve geleneksel âdetle- rinden dolayı kadeh kaldırma tö- reni yapümayacağı" anonsu ile ya- şanan protokol knzi de "devlet gö- revlileri" yerine "özel danışman- ların" yönlendirmesinin yarattığı sı- kıntıyı bir kez daha ortaya koydu. Erdoğan, göreve geldiği günden bu yana Başbakanlık'ta kendi ekibi- ni oluşturmaya çalıştı. Devletin uz- man kadrolanna sırtını dönen Erdo- ğan, Istanbul Büyükşehir Belediye- si'nden bu yana tanıdığı isimlen Başbakanlık'a taşımaya başladı. Er- doğan, özellikle AKP milletvekili de olan danışmanlan Egemen Bağış ile Ömer Çelik'e tüm uluslararası gö- rüşmelerde en etkin rolü verdi. Ba- ğış, Erdoğan'ın yabancı liderlerle yaptığı tüm görüşmelerde çevirmen- liğini yaptı. ABD'dela Dış îlişkiler Konseyi'ne venlen Erdoğan hakkın- daki bılgilerin ise Çelik'in hazırladı- ğı bilgi notlanndan derlendiği öğre- nildi. Klaslk müzlğl güzel söylermlş Erdoğan'ın konferansından önce Erdoğan hakkında bilgi veren ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Ric- hard Haass. konuşmasını Başba- kan'ın danışmanlanndan aldığı şu bilgilerle renklendirmeye çalışmış- tı: "Sayın Erdoğan profesyonel futbolcu olmak istenıiş. ama ba- bası izin vermemiş. İyi ki de ver- memiş! Klasik müziğe ilgisi var- mış öğrendiğimize göre... Çok da güzel söylermiş... İstanbul Bü\ük- şehir Belediyesi Başkanı iken be- lediyenin 2 milyar dolara ulaşan giderlerini kapatmışsınız. Gelin ABD bütçesini de halledin!" AKP milleuekili Şaban Dişli ile Cüneyt Zapsu da Erdoğan'ın yurt- dışı gezilerinde yer alan isimler ola- rak öne çıktı. Erdoğan'ın, devletin resmi göre\lilerini dışlamasının en belirgin örneği BM Genel Sekreteri Kofi Annan la Da\ os'ta yaptığı gö- rüşmede ortaya çıktı. Erdoğan bu görüşmeye. Dışişleri Başdanışmanı Büyükelçi Ender Arat'ı götürme- di. Görüşmelerde, Arafın yer alma- ması çe\ iri hatalanna da yol açtı. Erdoğan'ın çevırmenliğinı yapan millet\ ekillerinin "diplomatik dil- de yeterince uzman olmaması", Kıbns görüşmeleri sırasında "ko- laylaştıncı-arabulucu"tartışmala- nnı alevlendirdi. Zaten sorunun çö- zümünde arabulucu olarak göre\' ya- pan Annan, bunu kendi yetkı alanı- na müdahale olarak gördü. Erdoğan, daha sonra "arabulucu" sözcüğü- nün yanlış anlaşıldığını sa\ıanarak "kolaylaştırıcı" sözcüğünün kulla- nılmasını istedi. Ancak kolaylaştın- cı sözcüğü de bizzat sorunun çözü- münde devreye girmesı istenilen ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell tarafından kabul görmedi. Erdoğan'ın Başbakanlık Protokol Müdürü Ferhat Uslay'ı görevden almasıyla protokoldeki aksama da arttı. Erdoğan'ın ABD gezısi sıra- sında Anadoiu Ajansı. Erdoğan- Bush görüşmesi sırasında çekim için Oval Ofis'e alınmadı. Dev let protokolünü dikkate alma- yan \e en son Güney Kore gezisin- de "kadeh kaldırma" skandalına yol açan Erdoğan. şımdıye kadar ağırladığı resmi konuklan onuruna da "kadeh kaldırmadı" Bu tören- den ısrarla kaçınan Erdoğan, Cum- hurbaşkanı AhmetNecdet Sezer'in yabancı konuklar onuruna verdiği yemeklerde ise su ya da meyve su- yuyla zorunlu olarak "şerefe" dedi. 'Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmak büyük hata' • PARİS (AA) - Fransa Dışişlen Bakanı Domınıque de Villepın, 'kimlık ve dını nedenler" yüzünden Türkiye'nin AB üyeliğine karşı ! çıkmanın büyük bir hata olduğunu söyledi. Fransa'da yayımlanan •Uluslararası Politika Dergisi'ne konuşan Villepin, Müslüman bir ülke olduğu için Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkmanın sadece kin duygulannı körükleyeceği uyansında bulundu. Kretschmer: Önemli Herleme sağladınc • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Komısyonu Türkıye Temsilcisı Büyükelçi Hansjörg Kretschmer. Türlcıye'nın AB üyeliği konusunda önemli ilerlemeler kaydettığını bıldırdi. Kretschmer, Sağlık Bakanlığı'nın 11 kanser tarama ve eğitim merkezınin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye iyi ılerleme kaydediyor. Bu şekilde devam ederse adaylığının başan ile sonuçlanmaması için hiçbir neden yok" dedi. Bulgaristan'dan elektrik ahmı dupduruldu • ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu) - Enerjı ve Tabii KaynakJar Bakanı Hilmi Güler, sözleşmede bulunduğu halde Türk müteahhitlere otoyol ve baraj yapım ihalesini vermeyen Bulgaristan'dan elektrik alımının durdurulduğunu söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda sorulan yanıtlayan Güler, Türkmenistan'dan ise ihtiyaç olmadığı halde elektrik alımının sürdüğünü belirterek "Bu ülkeden elektrik almamız anlamhdır. Doğalgaz alım anlaşmamız vardı ama alamadık. Bunun yerine doğalgazdan üretilen elektrik alıyoruz " diye konuştu GP'nin adayı Adil • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan, Ankara büyükşehir belediye başkan adayının Adil Aşınm olduğunu açıkladı. Uzan, Sheraton Oteli'nde düzenlediği toplantıda, Ankara'nın belediye başkan adaylanndan bazılannı açıkJadı. GP'nin açıklanan belediye başkan adaylan şöyle: Büyükşehir: Adil Aşınm, Çamlıdere: Cengız Gürsoy, Çubuk: Ömer Yavuz. Kazan: Ekrem Istanbullu, Polatlı: Yakup Güler, Haymana: Veysel Ateş. Nallıhan: Şaheste Aydemir, Keçiören: tsmail Karadeniz. Göpüp'den AKFye uyan • İstanbul Haber Merkezi - TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof. Dr. Naci Göriir, "AB'nin kapısını çaldığımız bir dönemde yönetimlere, hükümetlere bilim kurullannı olabildiğınce özgür bırakmak, siyasetten, ideolojık tartışmalardan ve çekişmelerden uzak tutmak yakışır" dedi. Nacı Göriir, Tansaş'ın gıda gü\eniiğı uygulamasının tanıtıldığı basın toplantısında, TÜBlTAK yönetimindekı son gelişmeleri açıklarken TÜBİTAK gibi bir bilim kuruluna siyasi bir göriişün \eya bir ıdeolojinin sokulması anlamına gelecek ginşimleri yanlış buiduğunu söyledi. AKPde sahte rapor savaşı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yerel seçımlere yönelik aday belirleme çalışmalan sürerken AKP'de bu yanş karalama kampanyasına dönüştü. Keçiören Belediye Başkanı ve Ankara büyükşehir belediye başkan aday adayı Turgut Altınok, siyasi ve özel yaşamına ilişkin sahte rapor dağıtılmasına sert tepki gösterdi. Hakkında asılsız iddialan içeren 'sahte rapor'dan 2 milyon tane bastınlarak Ankara'ya dağıtıldığını belirten Altınok, "Çamur ve iftira siyaseti hiçbir zaman gütmedik. Herkesi ilkeli ve dürüst siyasete davet ediyorum" dedi. SP'nin televizyonu • A.\K\R.A (ANK\) - Necmettin Erbakan'ın "Siyaset için partinin yanında televizyon da lazım' sözleri üzerine SP tarafından satın alınan TV 5. cuma günü yayına başlayacak. TV 5. uydu kanalıyla tüm Türkıye'den izlenebilecek. Kanalın Necmettin Erbakan'ın planlaması doğnıltusunda SP'nin AKP'ye karşı yerel seçimdeki sesi olacağı öğrenildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear