Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA CUMKUFİYET SAYFA
17
RumlarABD'de
"Lahey" taktiği
uygulayacakmış.
Biz de "oicccy"
taktiği uygulayalvn!
Sorun
Tei: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97EleMronik posta: detuzsom@cumhuriyetcoin.tr
- Türkiye'nin kredi notu
yükselmiş...
"Kamcıva devam!"
Akrf Kökçe:
"Uzmanlann sorun var
dediği Boğaziçi
Köprüsü'nde
yetkililere göre sorun
yok. Uzmanlann
yetkili, yetkililerin
uzman olmadığı bir
ülkede sorun olmaz,
yaşanır!"
Yunanistan
Yrd. Doç. Dr. M. Atilla
Öner "Batı Trakya'daki
Türklerin Yunanistan
meclisine bağımsız
milletvekili
göndermelerini
engellemek üzere
Yunanistan'ın seçim
yasasında değişiklik
yaparak 'bağımsızların
seçilebilmeleri için yurt
çapında yüzde 3 oy
almaları gerekir'
koşulunu getirdiğini,
Batı Trakya'ya asker
göndererek ve bu
askerierin seçimlerde
oy kullanmalarım
sağlayarak Türklerin oy
oranını düşürdüğünü
bilryor muydunuz?"
ültür ve Sanat Emekçileri Sendikası Genel
Başkanı Bilal Şimşir, Irak'a silahla giren-
lerin 7 bin yıllık tarihi ve kültürel değerleri
yağmaladığını, 170 bin eseri Irak'tan kaçır-
dığını anımsattıktan sonra "Aynı yağma için Türki-
ye'ye yasa ile giriyorlar" diyor.
Acı fakat gerçek...
Bilal Şimşir, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarı-
sı'nın tarihi ve kültürel değerlerimizi de hedef aldı-
ğını anlatıyor:
"Yabancı firmalara müzeterimîzin iştetmelerini ver-
meyi planlıyorlar. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan
Mumcu, 'müzelerin işletmelerini özel şirketlere dev-
redeceğiz' derken MüsteşarYardımcısı Ismail Kök-
bulut Ayasofya Müzesi'ne italyanlann talip olduğu-
nu ve mevcut geliri iki katına çıkaracaklannı bildir-
di. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 'Gözlerimi ka-
patıp devlete ait olan her şeyi babalar gibi sataca-
ğım' dedi.
Kulturu yıkmak
Satılmaya hazırlanan müzelerimizden sadece
Ayasofya'yı öğrenebildik. Mevlana, Topkapı, Efes,
Anadolu Medeniyetleri müzelerimize hangi ülkele-
rin talip olduğunu henüz öğrenemedik.
Müzelerimizin ve müze derneklerinin özel kuruluş-
lara devredilmesini özellikle yabancı kuruluşların he-
vesle bektediğini bitiyoruz.
Müzelerimizin depolannda bulunan ve envanteri
yapılmamış 580 bin eserin akıbetinin ne olacağı so-
rusu, akhmıza Irak örneğini getiriyor.
Ayrıca, müzelerin ve ören yerterinin yabancı ülke-
lerin talepleri doğrultusunda yabancı kuruluşlara dev-
ri, 2003 yılında kabul edilen ve kamuoyunda 'ikiz ya-
saJar' diye bilinen uluslararası sözleşmeye göre;
bazı topluluklara, kimi müze ve ören yerleri ile ilgi-
li olarak mülkiyet iddiasında bulunma yolunu da
açabileceği kuşkusunu taşıyoruz. Şimdilik işletme
hakkını isteyen İtalyanlann ileride mülkiyet hakkı id-
dia etmeyeceğinin herhangi birgarantisi bulunma-
maktadır.
öte yandan Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasan-
sı'nın bu haliyle parlamentodan geçirilmesi; müze,
tiyatro, opera, koro ve güzel sanatlann bir kısmının
ortadan kaldınlmasının, diğerlerinin işlevsiz hale ge-
tirilmesinin, üniter devlet yapımızın çökertilmesinin
hedeflenmesi demektir. Utus otmanın temet itkelerin-
den olan kültür politikasını felç edip eyalet sisteminin
temel taşlarını oluşturmaktadırlar.
Irak'ı silahla yıkanlar, Türkiye'yi yasayla yıkmadan
önce önümüzdeki belediye seçimlerinde siyasi par-
tilerimizi tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi aynı
güçlere karşı unuttuklan dersi vermek üzere ulusal
bağımsızlıkçı, laik, sosyal hukuk devletinin ilkeleri
ışığında birlikte hareket etmeye çağınyoruz."
FarkAhmet Mete
Apak: "Adana'da yeni
yapılan ve çöken duble
karayolunun Konya'da
çöken 11 katlı
apartmandan bir farkı
var mı?"
SESSÎZ SEDASIZ (!) Herkese Tarih, Herkese Mitoloji
Yurt Kitap Yayın'dan özellikle
gençler için bir dizi kitap yayımlandı.
Dizinin adı: Herkese Tarih, Herkese
Mitoloji. Kitaplar bir solukta
okunacak şekilde ortalama 60-70
sayfa.
Mitoloji kitaplan şöyle:
Kazılık Dağı'nın Aslanı Boğaç Han,
Oğuz Ülkesinin Laneti Tepegöz,
Vatana Dönüş Odysseia, Uruk'un
ölümsüz Kralı Gılgameş, llk Günah
Adem ile Havva, Zeus'un Oğlu
Herkül, İki Dünyanın Savaşı
Labirent.
Dinler tarihinde ise:
Yeniden Doğuş Tufan, Düşlerin
Efendisı Yusuf, Miladın Başlangıcı
Nasıralı isa, On Emir Musa.
Odysseia'dan bir alıntı:
"Odysseus tam on dokuz yıl önce
Troya savaşına gitmek üzere
adadan aynlmış, o günden sonra da
t
bir daha kendisinden haber
alınamamıştı.
Savaşa giden tüm önderler
sağ salim geri dönmüşlerdi;
ancak onun başına neler
geldiğini tanrılardan başka kimse
bilmiyordu.
Odysseus, ithaka Adası'nın kralı
olarak zengin bir adamdr, güzel bir
konağı, değerli hazineleri, sürü sürü
hayvanları vardı.
Herkes onun ölmüş olduğunu kabul
ediyordu. öyle ya, savaş tam dokuz
yıl önce sona ermişti. Bu kadar
zamandır geri dönmeyen bir adam
sağ olabilir miydi?"
Yüksek Yerilim Hattı
"Ver Kurtur'culan verip,
ülkemizı onlardan kurtarahm!
erdincutku ' yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
KaraBayram...
Kurban Bayramı'm yasa
çeviren "rant hırsı^nın kur-
banlan Konya'da enkaz altın-
da kalırken siyaset dünyası da
"yerel seçimler bayramlaşma-
sı"ndaydı...
Partı merkezlenndekı toka-
laşmalann ardından kentlerin
"kaçak yapüaşnıa" bölgele-
rine dağılan adaylar, planı,
projesi ve ruhsatı "olmayan"
evleri, kahvelen dolaşarak
halka sordular:
"- Bir eksiğiniz var ım?_"
Daha önce kömürü, bulgu-
ru, şekeri çoktan "armağan"
olarak almış \e depolamış
olan halkın aklına; "var,imar
iznimizeksik_." gelmediği gi-
bi, çogu adayın gündeminde
de, "bu yasadışı ve kuralsız bi-
nalarda hayatınız tehtikede-"
gibi bir uyan da zaten yok-
tu...
Hatta tersıne, "meraketme-
yin, seçimden sonra
2B ve diğerleri
tamam, işgal
ettiğinizyer-
lerin mülk
sahibi ola-
caksınız..."
diyerek do-
laştılar...
Derken,
"Konya'da 11 katü
apartman çöktû" haben. bu
muhabbetın koyulaştığı kah-
venin ve evlerin televizyon-
lanru kapladı.. Kaçak yapıya
"af" güvencesiyle oy isteyen
adaylann o andaki yüz ifade-
lerini bilemem... Ancak, sus-
kunluğun ardından söyledik-
lerini duyar gibiydim;
"- Hırsız müteahhit, görevi-
ni yapmayan mühendis!.."
Geleneksel takrvye
Aslında Konya'nın haber-
cisi, sanki Dolapdere'ydi...
İstanbul un tam göbeğinde-
ki bu "tarihT semtte de iki ah-
şap yapı "arife" günü akşamı
(31 Ocak 2004) çökmüş, altın-
da kalanlardan 6 kişi yaşamı-
nı yitirmişti...
Once Ali Müfit Gürtuna.
yıllann "takıyyesini'' tekrar-
ladı.. İstanbul gibi bir kentin
belediye başkanı olduğunu
unutarak "rantçüann gerçeği
gizkyen'' geleneksel söylemi-
ne sanldı; "Koruma Kuru-
lu'ndan \ıkmı izni çıkmadığı
için._" (01.02.2004- Cumhu-
nyet)
Oysa, en azından bir "rölö-
ve" (binayı belgeleyen çizim)
olmadan, eskı esere "yıkuı"
demenin, aslmda "tarihi yok
edin'* anlamına geldiğini bu
•'muhafazakâr" başkan bil-
miyor muydu?.. Kültür mira-
sına karşı bu "asgari uygarük
kurahnı" bile yerine getirme-
yenlenn, "kunıl yıkım izni
vermedi" demeye hakları var
mıydı?..
Dahası, Radikal gibi bu ko-
nularda "bilinçli" olduğuna
ınanılan gazetede bıle. aynı
Dolapdere haben; "Onannu-
na ve yıkınıına izin verilme-
yen ahşap iki bina çöktü_." dı-
ye venldı. (02.02.2004) Aca-
ba Kurula sormuşlar mıydı;
"onanm için izin istendi nıi;
yıkun için rölöve ha/ıriadılar
nu" diye... Halka durmadan
kömür, şeker. bulgur dağıtan
"iyiliksever'" belediyecıler.
acaba neden bu tarihi bınanın
"mimari belgelenmesi" için
de "yoksul sahibine" yardım
elini uzatmadılar?..
Ali Müfit Gürtuna bu- yana,
sevgili gazeteci dostlanmıza.
"kurul üyelerini cani göster-
mekle" kimlere hızmet ettık-
lennı acaba nasıl anlatmalı?..
"Eski eserin belgelen-
meden yıkılma-
suu istemenin
belediyecilik
ounadığı-
nı" da kav-
rayıp halkı
bu konuda
aydınlatmala-
n için bilmem ki
neyapmalı...
Hele. bu denli tehlikeli bir
bina karşısında bile; "ne ya-
palım, mühürledik. yine girip
oturdular._" diyebilen bir Be-
yoğlu Belediye Başkanı'na
da; "zabıtanız yok muydu?"
diye sormamn asıl gazetecilık
olduğunu nasıl ögretmelı?..
4
Kara korsanlar'...
1.5 yıldır imar affı yasala-
nna susarak destek veren, da-
hası "inıaryolsuzluklannıet-
kisiz kdmak" için de hazırla-
nan "ŞehircüıkYasasıT
' tasla-
ğmın bile bu aflardan "sonra-
ya" saklanmasını onaylayan
bakanlardan biri, kendi duru-
munu görmeden, Konya'daki
enkaza bakıp bağınyor; tt
tn-
sanlar, menfaat için insanlan
kurban ediyon.r (Hürrıyet-
04. 02.2004)
Asıl sızler; "siyasi menfa-
at" için işte bu sonuçlan ha-
zırlayan "imar menfaatlan-
nın" koruyucusu ve hatta
"yasa koyucusu" olmadınız
mı"
7
..
2004 yılmın Kurban Bay-
ramı; "imar tarihinin kara
bavramı" oldu... Bu sonucu
yaratan polıtikaların kahra-
manları ve yasadışı yapılaş-
ma alanlannda "imar affi"
sözü de vererek bayramlaşan
yerel yönetim adaylan da ay-
nı tarihin belki de "kara kor-
sanlan" oluyorlar...
Oekinci" cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakı turk.net
ÇİZGİLİK KluiL MASARACI kamilmasaraci <ı mynet.com
HAYAT EPlK TÎYATROSU MSTAFA BILGL
"SOL BİRLEŞİRSE
BU KABUS BİTER"
DIYORLAR...
"S O L"
NEYİN
KCSALT1LMIŞIYDI
I I t t i 1 1 1 i 1 i i !
BLLUT BEBEK MRAYÇİFTÇI bulutbebek I hotmail.com
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKA* 11 Şubat uwic.mumtaz-arikan.com
VATIKAN BAĞIMSIZf.
f929'PA SUGÜN,
MA uYAglNCA,
LBT OLAJUŞrü. R.OMA /i£lU71 /ÇİfJPE YE&
AL4U VAT/KAtJ', B/RKAÇ IC/LıSE VF SAGAYt
tcAPSAyAN ÇOK ICÜÇÜtl BrlS. J7DPIZAIC PA
ÇASf UZE&NE; KV&OUL4UŞTWZ. 13?? 'OEAJ
BE&İ, HfiStSrfYAN DÜMYASIUIN LlC>E/?.İ PA
PA &USADA OTUBMAKTAP/e. VATrKAN SA
ij GELENEKSEL -m/£ZPA eıy/MiP S/LAH
i i Aszeetee (SOU>A)
MAICTXOfe VATfCAM
PffrMO/l, SAhJAr YAPITZAei VeMÜ-
AM PA Çf İİ
UMLÛ ARŞtYİYl-E, 900-000
i rSE PHjMYA
f
KÜfÛP-
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Son Yolculuk
Pazartesi günü Cem Karaca yı Üsküdar'da Sey-
yid Ahmet Deresi Camii'nde son yolculuğuna uğur-
larken bana şimdi eski bir sinemafilmigibi gelen sür-
gün yıllanmın "Cem'li kareleri" birer birer canlanmış-
tı belleğimde. Cami avlusunda toplanan büyük kala-
balığın ıçindeki birçok insan gibi ben de onu bir za-
manlar dıllenmızden duşmeyen şarkılarından tanı-
mıştım. 12 Eylül Darbesi sonrasında "7 Mayıs türkü-
sünü seslendirmek", "Münih sokaklannda birprotes-
to mıtingınde görünmek" gibi hakkında daha sonra
aklanacağı sudan nedenlerle soruşturmalar açılıp da
yedi yıl sürecek bir sürgün yaşamına zorlanmasaydı
belki de yollanmız hiç kesişmeyecekti.
Cenazesine, deyim yerindeyse, "herkes" gelmiş,
"hertfes'çelenkgöndermişti. Fakato "herfces'iniçin-
de öyle yüzler, öyle adlar vardı ki, oradaki varlıklan bi-
rer taş olup oturuyordu insanın yüreğine. Türkiye'nin
"aWaA^"a dönüştürüldüğü, sokaklarda solcu avına çı-
kıldığı, devrimci gençlere köşe başlannda ölüm pu-
sulan kurulduğu eski yıllarda solcu avına çıkanlann,
ölum pusulan kuranlann arasında o yüzler, o adlar da
vardı. "Komünıstlere ölüm" naralanylaokullan, evle-
ri, konserleri basıyoriar, cınayetler işliyorlardı. Cem'in
Almanya'ya12 Eylül Darbesi'ndensekizayöncegel-
mesının bir nedeni de bu ölüm korkusuydu. Bunalım-
lı bir döneminde Hamburg'daki evimde bana bir sü-
re konuk olduğunda anlatmıştı bunlan. Açık yürekli,
açık sözlü, çok duyarlı bir insandı. Sol örgütlerin, der-
neklerin konser isteklerini geri çevirmez, çoğunda bir
karşıhk beklemeden sahneye çıkar, şarkılanyla dinle-
yenlen coşturur, onlan coştururtcen kendısi de coşar-
dı. Bir konser sırasında, boyle coşkulu anlanndan bi-
rinde parmağındaki aile yadigân değerli bir yüzüğü o
konseri düzenleyen dernege bağışladığına tanık ol-
muştum.
Onu Almanya'da en son 4 Nisan 1987 günü Marl
adlı küçük bir kentte gerçekleşen "sürgünler buluş-
ması"nda görmüştüm. Dursun Akçam, Fuat Saka,
Demir Özlü, Tektaş Ağaoğlu, Ataol Behramoğlu,
Nihat Behram, Ömer Polat ve başka surgunler bir
"Yurttaşlık Sı/d/rgesı" kaleme almak üzere bir araya
gelmiştik. Cem Karaca da vardı ve 0 da oradaki bir-
çoklan gibi yurttaşlıktan atılmıştı, fakat o açık yürek-
lilikle böyle bir bıldirgeyi ımzalayamayacağını, çünkü
Türkıye'ye dönmek istediğıni söyledi. Türkıye'ye dön-
mek istemesının tek nedeni daha fazla taşıyamaya-
cağını söylediği, ıçtenlikle dıle getirdiği yurt özlemiy-
di. Evını, annesini, yakınlannı, kentını, sokaklannı, in-
sanlannı, ınsanlannın sesinı özlemışti. Bunlan anlat-
tıktan sonra aynlmıştı toplantıdan. Bir süre sonra Tür-
kiye'ye dondü.
"Sen Vatan Haini misin Baba ?" adlı kitabımda şun-
lan yazmışım; "Fakat 0 dönemde 'her dönüşün' bir
bedeli vardı. O da bu bedeli Turgırt Özal '/n eşı Sem-
ra Özal 'ın elini öperek ödedi. Bırçoklan onun bu dav-
ranışını ayıpladılar, ona büyük öfke duydular. Bense
üzüldüm. Cem '1 değil, onun yurtsuzlaştınp yüreğine
taşıyamayacağı kadarağırözlemleryükleyenlen ayıp-
ladım. Cem'e değıl, ülkesinin sanatçılanna elöptüre-
rek 'yurt bedeli' ödetenlere öfkelendim. Herkes 'kah-
raman' olamıyordu. Cem Karaca da olamadı. Olma-
dı. Olmak da istemedi. Türkiye'ye döneceğini de bi-
ze kendısi soyledığı için önceden bilıyorduk. Bunu
saklamadı. Nıçın dönmek ıstedığinı söyleyecek kadar
da açık yüreklıydi. Gıtti, el öptü. Bunu kapalı kapılar
ardında da yapabılırdi. Yapmadı. Eğer kapalı kapılar
ardında yapsaydı nereden bılecektık? Oysa ne dönü-
lemeyecek günlerde ne 'kahramanlar' döndüler Tür-
kiye'ye... Onlann nasıl döndüklerini, nasıl dönebildik-
lerını, hangı bedellerı ödedıklennı ıse hıç kımse sor-
madı, sorgulamadı. Bunun ıçın de onlar hep 'kahra-
man' kaldılar, hep öyle bılındıler."
Yıllar sonra Kuruçeşme'de, o günlerde çalıştığı bir
barda karşılaştık. Çok sevindi, programı bitince onun
Citroen'iyle bir işkembeciye doğru yola çıktık. Yağ-
murlu bir hava vardı. Hiç durmadan anlatıyordu. Na-
sıl olduysa Taksim'den Dolapdere'ye inerken bir an-
da caddenın ortasındaki yüksekçe refüjün üzerinde
bulduk kendimizi. Arabanın dört tekeri de havaday-
dı. Işkembe hevesimiz kursağımızda kaldı. Bir süre
önce bir akşam Taksım'de, Sıraselviler Caddesı'nde
eşim ve sevgili arkadaşımız Mine Kınkkanat'ia bir
bann önünden geçerken kapıda aftşıni görünce, "G/-
rip Cem'i dinleyelım" dedim. Programının arasında
kucaklaştık. Veda kucaklaşmasıymış...
Işıklar ıçınde yatsın.
(Faks:0212-723 84 97)
(e- posta: dkavukcuoglu " superonline..com)
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Turunçgıl-
lerden, kabuk-
lanndan reçel
yapılan bir
meyve. 2/Atıl-
gan, gözü
pek... Kınk
kemikleri bir
arada tutmak
ıçm kullam-
lan, tahta gibi 8
düz nesne. 3/ g
Küçük kale...
İspanyollann sevinç
ünlemi. 4/ Mekke'nin 1
doğusuııda, hacılarm 2
arife günü toplandık- 3
lantepe..."—-Zama-
nı": Erden Kıralın
filmi. 5/ Satüm geze-
geninin en büyük uy-
dusu. 67 Bir nota...
"Ormanlar Krah"
olarak da bilinen ünlü
1 2 3 4 5 6 7 8
roman \e film kahramanı. II LHuslararası Çalışma
Örgütü'nün simgesi... Olumsuzluk belirten bir önek...
Tellı bir çalgı. 8/Cinayet... "Olmaz ilaç sine-ı sad-pâ-
reme/ — bulunmaz bılirim yâreme" (Hacı Anf Bey).
9/ Şarlatan, yalancı.
YUK\RIDAN AŞAĞIYÂ:
1/ Iran'dan başka Avrupa ve Amenka'da da yaygın
olan bir dın. 2/Sevap... Eskimış giyecek. 3/Gökcisim-
lerini gözetleme... tnce dantel. 4/Kurşunkalem ve ki-
mi aygıt parçalannın yapımında kullamlan doğal kar-
bon... " — ettıler turnalara kazlara" (Pir Sultan Ab-
dal). 5/ Güneydoğu Asya'da yetişen ve mobilya yapı-
mında kullamlan bir cins kamış. 6/Eski dilde su... Bir
yapının damında çe\Tesi ve üstü açık yer. 7/Yapısma
gırdiğı sözcüğe "kendı kendine" anlamı katan ya-
bancı önek.. Yeni Zelanda'nın plaka işareti... Avru-
pa Bırliğı'nın kısa yazıhşı. 8/ Kumaşla astar arasına
konularak gıysinin dik durmasuıı sağlayan kolalı
bez... İnsan bedeni çe\Tesindeki manyetik alan. 9/Os-
manlılar döneminde. İstanbul'da ve büyük lıman kent-
lerinde yaşayan ve tıcaretle uğraşan, Müslüman olma-
yan azınlıklara verilen ad.