25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Dünden Bugün. Cumhurfryct Çocuk yaşlarda karşılaşılan öğretmen, antrenör gibi örnekler kişiliğin oluşmasında önemli rol oynuyor Fair-play için okul aile işbirliği 'kullarda yapılacak fair play çalışmalannda okül aile birliği önemli rol almalıdır. Hatta tamamen okul aile birliği tarafından organize edilmesi sağlanmalı ve bu konudaki uzmanlann - yardımı istenmelidir. Prof. Dr. HASAN KASAP " (has-ka@superorriine.com) I nsantoplumsal birvariıktır. Do- ğumundan itibaren insanlann birbirierine gereksinimi vardır. Çocuğun annesine, gencin ailesine ve ar- kadaşlanna, ailenin topluma, uluslann dayanışmaya gereksinimi vardır. Bunu böyle biliriz deyine de birbirimize adil dav- ranmada her zaman başanlı olamayız. Çevremizden gelen bir etkiye ön- ce doğal sonra da bizden öncekilerden öğrendiğimiz gibi tepki vermeye başla- nz. Bu değişimde ilk ve en büyük etken ailedir. Sonra da yaşamımızdaki önem- li kişiler, örneğin: öğretmenimiz yada antrenörümüz gibi tepki vermeye baş- lanz. Çağdaş bilişim teknolojisi insanın etkilendiği 'çevre'yi genişletti. Artık ço- cuk ve genç kendisini kolayca 'evrensel çevre' içinde bulabiliyor. Yakın ve uzak çevresi ile olan çelişkileri görüyor, etki- leniyor ve tepkilerinde sorunlar yaşıyor. öyle ya sınırlan ortadan kalkmış bir dün- yada bazan kutsal sayılan ve tartışılma- sı bile sorun olan doğrular olabiliyor. Ai- leler, öğretmenler, toplumun etkin ve say- gın kişileri ortak bir 'adil yaşam biçimi' değerlerinde birleşebilir ve daha yaşa- nabilir bir dünya kuramazlar mı? Algılanma ve benimsenme durumu- na göre adil yaşama kurallannı iki boyut- ta düşünmek mümkündür. Birincisi top- lumun ya da bireyin dışında gelişen ve bireyin onu 'başkasının kuralı' olarak gördüğü ve algıladığı kurallar. Bunlara 'dış kurallar' diyebiliriz. Ikincisi ise bireyin kendisinin sahipçıktığı 'kendikurallan'. Bunlara da 7ç kurallar' diyebiliriz. Dış kurallan genellikle başkaları koyduğu için onlara başkalannın uyması gerekti- ği ya da birilerinin kontrol etmesi gerek- tiği düşünülür. Bu durumda dış kuralla- nn yürümesi ve adil bir ortamın yaşan- ması, kurallan denetleyen denetçinin so- runu olarak görülür. Bekçi varsa kurallar işler yoksa işlemeyebilir. Hakem yoksa oyun da yok. Çünkü kural hakemin ku- ralıdır... Adil yaşam biçimi Iç kurallar ise bireyin gerçek ya- şamını düzenleyen kurallar olarak nite- lendirilebilir. Bireyin arzuları, istekleri, zevkleri bu bireysel yaşam kurallannı be- lirter. Eğer bireyler kuralla yaşamayı bir yaşama biçimi olarak benimseyebilirse 'dış kurallar' 'iç kurallar'a dönüşebilir. Bir şampiyon tonlarca ağırlıklan kaldır- mak üzere antrenman salonlannda har- cadığı zamanını, yaşamayı düşündüğü birkaç saniyelik bir şampiyonluk için kul- lanır. Şampiyonluğu tercih etmek bir ya- şama biçimini tercih etmektir. Adil yaşam biçimini benimsemede en kalıcı etkiyi aile ve okul sağlayabili- yor. Çocuğun okul öncesi ve ilköğretimin ilk yıllanndaki doğal süreç, egosantrizm dönemi olarak adlandınlmaktadır. Bu dö- nemde çocuğun kendini yaşamın mer- kezinde götme ve algılama dönemidir. Böyle olmasına karşın dış etkenlere çok açık ve dış denetime bağımlıdır. Yaşam boyu değişmeyecek yapılanmanın ger- çekleştiği 'kritik dönem' ya da 'ız bırak- ma dönemi' olan bu sureç, aile ve ilköğ- retimin sorumluluğundadır. Işte burada atılacak adil yaşam tohumlannın, yaşam boyu meyvesini verebilmesi mümkün olabilmektedir. Bu süreçlerde çocuğun yaşamında yereden kahramanlannın et- kisi yüksektir. örneğin: Çocuğun anne- si, öğretmeni, daha sonra ömek aldığı sporcular liderler gibi önemli kişilerin ço- cuğun yaşam biçiminde yüzde 58-67 etkilı olmaktadır. Belki debirütopyaolan adil yaşamın belli başlı hedeflerinin gerçekleşmesin- de aile, öğretmen ve çocuğun yaşamın- daki 'önemli kişiler'\n etkili olacağını bi- liyoruz. Buradan hareketie adil yaşam fel- sefesinin gelişiminin, bu odaklann geli- şimine bağlı olduğunu iddia edebiliriz. Toplumun adil(fair) yaşam düşüncesinin geliştirilmesi, yukanda da belirtildiği gi- bi aile ve eğitmenlerin işbirliği ile sağla- nabilir. Burada en etkili yol da ailenin ka- tılımını sağlamaktan geçer. Aileler ço- cuklannı eğitimcilere göndererek onlann eline önemli bir fırsat sunmaktadır. Işte burada eğitim kurumlan aileyi eğitmek için de önemli bir fırsat yakalariar. Eği- tim, çocuğu aileden koparmamalıdır. Iki- si ayn birer kurum değil bir bütünlük için- de çalışmalıdır. Çocuk adil davranış ka- lıplannı benimserken ikilem yaşamama- lıdır. Bu değerierin oluşmasında sorum- lu kurum ve eğitimciler alanlannın güve- nilir uzmanlandır. Okullarda yapılacak fair play çalış- malannda okul aile birliği önemli rol al- malıdır. Hatta tamamen okul aile birliği tarafından organize edilmesi sağlanma- lı ve bu konudaki uzmanlann yardımı is- tenmelidir. Beden eğitimi öğretmenleri, program uzmanlan ve alanın pedagog- lan onlann hizmetinde olabilir. Okul Aile birliği sahip çıkarsa, çalışma ve çabala- nn daha etkili ve kalıcı olabileceği düşü- nülebilir. Anketten çıkanlar Böyle bir Fair play ya da fair yaşam programı öncelikle iyi bir bilgilendirme ve heveslendirme ile başlamalı. Sonra tüm ailenin katıldığı bir fair play ya da daha sonra geliştirilecek bir 'fair yaşam' an- keti (testi) uygulanmalı. Elde edilen so- nuçlar aileler ve çocuklann tartışmasına açıîmalı. Toplantılara katılamayan aile- lere, dokümanlar ve bilgilendirme yazı- lan gönderilmeli. Ailelerin başanlan ödül- lendirilmelidir. Yaygınlaştırmada bir baş- kayaklaşım olarak da Fairyaşam dedek- tiflikleri önerilebilir. Ancak bu dedektiflik- lerailelerin veçocuklann, fairyaşam(olum- lu) tutum ve davranışlannı yakalamak için olabilir. Kesinlıkle olumsuz yaşam tarzını bulma ve cezalandırma üzerine ku- rulmamalıdır. Bilgilendirmenin sürekli ve güvenilir olması çok önemlidir. Dikkatli ve iyi organize edilmezse adil bir uygu- lama olmayabilir. Toplumsal gelişim için 'FairPlay etkinlikleri, sadece Play boyu- tunda değil, fairyaşam boyutundaelealın- malıdır. Oyun, fair yaşam biçiminin gelişiminde ancak bir araç olabilir. 0 (Spor Bılimlen Demeğı ve ICHPER-SD Avrupa başkanı) Metn Tekın babaan 1925 yihnda çeki fotoğrafıyia. (F Bir zamanların sloganı artık bir eksik kaldı Şenol Birol Goooool T Ü R K F U T B O L U N U N S A R I F I R T I N A S I : Çok değiştim çok N E V Z A T igin 6. haftasında Beşiktaş - Adana De- mirspor'la oynuyor. Tarih 15 Ekim 1989... Sıradan bir 90 dakika olan karşılaşma bittiğinde ortaya çıkan skor, Türk Fut- bol Tarihi'nin en farklı skoru (10-0) olu- yordu. Siyah - Beyazlılar'da Ali Gül- tiken (4), Fayyaz Uçar (3) ve Metin Tekin (3) gol atıyordu. Işte bu karşı- laşma sonrası tribünlerde bu 3 kişi için bir beste yapılıyordu. "7-2-3 golyet- mez, 4-5-6 olsun. Metin - Ali - Fey- yaz atsın, Beşiktaşım şampiyon ol- sun". Işte bu 3 yıldız isim şimdilerde antrenör olarak Türk Futbolu'na hiz- met veriyor. Feyyaz Uçar, Beşiktaş'ta Lucescu'nun yardımcılığını yaparken, Ali Gültiken Vestel Manisaspor'da Mustafa Denizli'nin ekibindeyera- lıyor. Metin Tekin isesezona Altay'ın teknik direktörü olarak başladı. Ye- şil sahaların "San Fırtınası" şimdiler- de Lig TV'de yorumculuk yapıyor. Ancak her de- fasında gönlünün teknik direktöriükte olduğunu söylüyor. "Futbolculuğundaki Metin Tekin 'leşim- diki Metin 7 karşılaştınr mısınız?" sorumuza genç teknik adam, "Şimdi futbolla daha fazla içli dış- lıyım. Fırsat buldukça maçları izliyorum. Ayrıca Avrupa futbolunu da yakından takip ediyorum. 15 7 profesyonel olmak üzere 20 yıl futbol oyna- dım. Bunun getirdıği bir avantaj var. Milne ve D 1 N D A R Daum gibi kaliteli teknik adamlarla çalıştım. On- lardan aldığım bazı özellikler olabilir. özelliklede Daum'un antrenman teknikleh farklıydı"diyor. Futbolculuğundaki hızlı yaşamı anımsattığımızda ise genç teknik adam, gülümseyerek, "Çok de- ğiştim. Eski hatalanmı yapmıyorum. Şimdi sade- ce işimi düşünüyorum" yanıtını veriyor. Geçmişi başarı dolu 1963 doğumlu olan Metin Te- kin, futbola 12 yaşında Kocaelis- por'un artyapısında başladı. Genç ve yıldız takımlarda oynadıktan sonra 18 yaşında Beşiktaş'atransferoldu. 15 yıl Siyah - Beyazlı fonmayı giyen Sa- n Fırtına lakaplı oyuncu, 5 lig şampi- i yonluğu gördü. 1997 yılındaVanspor'da yarım sezon kiralık olarak forma giydik- tan sonra yeşil sahalara veda etti. Me- tin Tekin, kariyerinde oynadığı 352 kar- şılaşmada, rakip filelere 79 gol bıraktı. 34 kez ulusal formayı giydi. 1.5 yıl In- giltere'de süren eğitimden sonra Metin Tekin, Samsunspor'da Erdoğan Arıca'nın yar- dımcısı olarak ilk deneyimini yaşadı. Daha son- ra ise Gaziantep, Malatya ve Gençlerbirliği'nde görev yaptı. Genç teknik adam, geçen yıl Ikinci lig ekiplerinden Çanakkale Dardanel'de ilk tek- nik direktörlük çalışmasını gerçekleştirdi. Bu sezon başında ise Altay'ın başına geçti ancak istenilen sonuçlar gelmeyince 5. hafta sonunda görevinden ayrıldı. ABDÜLKADÎR YÜCELMAN eır zamanların tribün şo- vuydu "Şenol, Birol Go- oool" sloganı. önce Be- şıktaşlılann sonra da F.Bahçelilerin... Şenol'un soyadıydı Birol. Birol'un da Peker. AmaŞenol'le Birol biriiktedoğ- dular birlıkte büyüdüler, birtikte uçtu- lar Kartal'ın kanatlannda... Durup du- rurken araya iddialar girdi, zıtlaşma- lar girdi "sen ben kavgası" girdi ve bu iki kartal yavrusu Kadıköy'e uçtular Kanaryaların arasına kanştılar. 1959'untransferayı İki genç futbolcu Akaretler'deki kulüp binasında Baba Hakkı'nın eli- ni öperek Beşiktaşlı oluyoriardı. Kim- senin tanımadı- ğı bu iki genci herkes birbirine soruyordu, gaze- telerin telefonla- n "Beşiktaş bu- la bula bunlan mı buldu" eleştirile- ri için çalıyordu. Ikisinin de yaşla- n hemen hemen aynıydı. 19 ya- şındaki futbolcu- lara Beşiktaş for- masıbiraz büyük gelmez miydi? Bütün bu eleşti- rilere Baba Hak- kı "Aceleetme- yin bekleyin, lig başlasın göre- ceksiniz" diye yanıt veriyordu. üg başla- mış ve Beşiktaş forvetini kurmuş- tu. Arif, Nazmi, Şenol, Birol, K. Ahmet (Öza- car). Baba Hak- kı tribünde gururla takımını seyrediyor- du. Gazeteler Beşiktaş'ın yenı forve- tini yere göğe sığdıramıyoriardı. 0 yıl Beşiktaş yuksekten uçtu şampiyon- lukla kucaklaştı. Rekabet kaleden başladı Beşiktaş'ın kalecisi Necmî Mut- lu'nun kaleyi bırakmazamanı gelmiş- ti, ama kim geçecekti yerine. Beşik- taş Fenerbahçe'nin file bekçisi Oz- can Arkoç'u gözüne kestirmişti. Ve adeta kaçırdı Özcan Arkoç'u Beşiktaş- lılar. 0 yıl Beşiktaş'ın aynlmaz ikilisi Şenol ile Birol'un gollerine ve kalede devleşen Özcan'a karşın Galatasaray şampiyonlukla kucaklaştı. Müslim Bağcılar, Fenerbah- çe'nin sanki bankasıydı. Elinde ne var ne yok ortaya koyardı, şen şakrak bir adamdı, eğlenceyi severdi. Ama öz- can'ın Beşıktaş'a gitmesini nedense hazmedememişti. "Olmaz böyle şey, Fenerbahçe'den hiçbirfuytbolcu baş- ka kulübe gıdemez" diyordu. Ama özcan gitmişti işte... Müslim Baba sanki düelloya çıkmış gibi gazetelere hemen hemen hergün demeç veriyor- du: "özcan'a karşı Şenol-Birol." Oy- sa Beşiktaş'ın adeta sembolü olan bu iki futbolcu; Şenol Sanyer'den, Birol Beylerbeyi'nden gelmiş, ikisi de 1959'da Beşiktaş foımasını giymişler ve Beşiktaşlılann idolü olmuşlardı. As- lında Birol basketbol oynarken Sabri Kiraz Hoca onu futbolayönlendırmiş- ti. Işte 4 yıl bir armada olan bu ikilidey- di Müslim Baba'nın gözü.Beşiktaş iki yıl arka artoya şampiyonluğu Galata- saray'a kaptınnca ekonomik krize gir- f 4 ÜZJH f ^ p ı— m İW.-1 •"1 t j ŞENOL BİROL'LU ŞAMPİYON FENERBAHÇE (1963-1964) (Önden birinci sıra) Tuncay, Ergun (Puşkaş), Attila, Semih (Ikinci sıra) Osman, Naci, Kokotoviç, Lefter, Hüseyin, Nedim (Üçüncü sıra) Aydın, Orhan, Şenol, BİROL, Ali Filibeli, Ogün (ÜstSıra) Özer, Selim, Hazım, Ali Ihsan, Özcan mişti. Ve Beşiktaş maaş ödeyemeye- cek duruma düşmüştü. öbür yanda ise banka gibi güçlü bir Fenerbahçe vardı ve basın sürekli olarak Şenol-Bi- rol ikilisinin her an Fenerbahçe'ye transfer olacağını yazıyordu. Bir gün Beşiktaş'ın başkanı Baba Hakkı, bu iki futbolcuyuyanınaçağırdı: "evlatianm" diye başlayan konuşmasını "Sizi Fe- nerbahçe'ye vermek durumundayız" diye bitirdi. Yılın transferiydi Şenol ile Birol'un Fenerbahçe'yegeçişi. Gaze- teler Fenerbahçe ekleri veriyorlar, Şe- nol ile Birol'un biriikte çekilmış poster- len peynir ekmek gibi satılıyordu. Ye- şilçam boş durmadı ve Şenol-Birol ve Fatma Girik'li filmler gişe rekoru kır- dı. Şenol-Birol'lu Fenerbahçe destan yazıyordu sanki. 7 ay önce 50 kez ulu- sal formayı giyip Fenerbahçe'ye ve- da eden Lefter bile yeniden sahaya dönmüşve40lıkdelikanlı hankaoyun- lar çıkanyordu. "Bir hafta için geldim" diyen Lefter bile coşmuş, "Bu takım- da sezon sonuna kadar oynayaca- ğım" diyordu. F.Bahçe sevgisi çığ gibi büyüyor, modacılar bile san-lacivert renklerini yılın modası ilan ediyordu. Gazetele- rin manşetleri hep aynıydı: "Işte atom forvet"veyanyanafotoğraflar... Ogün, Nedim, Şenol, Birol, Aydın... Fenerbahçenin bankası Müslim Baba'nın düşü gerçek olmuştu. Be- şiktaşlılar gazetelere demeç yağdın- yorlardı ve teşvik priminden söz edi- yorlardı. Müslim Bağcılar'ın o günler- de söylediği, "Bir tarihte Galatasa- ray'lyenmelehiçin Beşiktaşlılara 1100 lira teşvik primi vermiştim, te- şekküretmişler- di" lafı Beşiktaş- hları çileden çı- kaımıştı. Ve şampiyon Fenerba- çe'nin teknik di- rektörü Kokoto- viç, genel direk- tör de Halrt De- ringör'dü.Anka- ra'yadeplasma- na giderken Bo- lu'da mola veril- diğinde Genel Direktör Derin- gör, Kokoto- viç'in görevine sonverdiveoyıl Fenerbahçe Şe- nol'lu Birol'lu kadrosu ile şam- piyonluktürküle- ri söyledi. Fenerbah- çe, 64-65 sezo- nunda da ikinci kezşampiyonlu- ğa ulaşırken 65-66 sezonunda Beşik- taş tribünleri şu pankartlarla doluydu: "Nerde kaldı Şenol-Birol gol. Beşik- taş'taydı o sembol" Birol Pekel, 1963'ten 69'a dek Fenerbahçeforma- sını giydi, 154 maçta oynadı ve 24 go- le imza attı, 16 kez ulusal formayı giy- di. 1938'de Kadıköy'de başlayan ya- şamı 7 Şubat 2004'te noktalandı. Tekniği yüksekti Birol Pekel tekniği yüksek bir futbolcuydu. Kıvrak hareketleri, top üstünlüğü, driplingleri, isabetli şutlan ile keyif veren futbolu ile Şenol'un en büyük asistiydi. En önemli yanıdafut-: bolu kafası ile oynamasıydı. onurluolw yahoo.com -SAYI12
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear