29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA 14 J V U I _ j l L J İ A kultur@cumhuriyet.com.tr Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu ve Ali Akay'm yaptığı sergi, Akbank Kültür Merkezi'nde ÇizgidegizlenenhayaletÖZLEM ALTUNOK Sanatçının mahremiyeti belki de en çok çizgisinde gizli. Taslak, skeç ya da desenlerden oluşan mutfak, dü- şüncenin ham hali... Kişiye özel, o kişiyi diğerlerinden ayıran başlan- gıç noktası. düşünce kıvılcımlan- nın kaynağı... Küratörlüğünü Ali Akay ve Le- vent Çalıkoğlu nun yaptığı 'Hayalet Çizgi' sergisı, çizgi ile hayal gör- menin artık bir formüle indirgene- meyeceğini gösteren önerilerden oluşuyor. Çizerek biriktirdikleri o düşünme halini ömekleyen ışlerin yer aldığı sergide, Ayşe Erkmen, SezaPa- ker, YusufTaktak, Leyla Gediz, Ser- kan Özkaya, Selim Birsel, Elif Çele- bi, tnci E\iner, Ahmet Ögüt, Tayfun Erdoğmuş, Şener Özmen, Fatma Tü- lin ve Gökçe Süvari'nin çizgileny- le karşılaşıyoruz. Kimı yerleştirme, kimi mekân düzenJemesi, kimi de re- simle.. farklı malzemeler aracılığıy- la kurduklan dilin ön çahşmalannı izleyiciyle paylaşırken keşfetmeyi, düşüncenin kendisini \-urguluyor- lar. Çizgi, hem bir geçiş hem de bir başlangıç noktası olarak, hayalet ol- makla gerçek olmak arasında gidip geliyor. Akademi karşıtı bir sergl - Ekvator çizgisi gibi, olduğunu varsaydıgunız, onun üzerinden ha- reket ettiğimiz ama dönüp bakma- dığunız bir anlayışı mı kapsryor 'Ha- yalet Çizgi' sergisinin konsepti? ALİ AKAY - Varsayıp da dönüp bakmadığımız bir çizgiden çok, dü- şündüğümüz bir çizgi. Bakmanın düşünme hali bir yerde, hayalet olan da sanatçının çizerek biriktirdikle- ri. Çizilenlerpekgösterilmiyor, gös- terilmediği gibi akademik değeri de olmadığı iddia ediliyor. Akademik iddianın kendisi, kuvvetli bir desen ve onun yapıta dönüştürülmemiş önceki hali olarak düşünüldüğünde burada gördüklerimiz. o anlamda hayalet kalıyor. Yani bir tür akade- mik olmayan, sanatçının kendisi için yaptığı defterlerden yola çıkan bir sergı. • 'Hayalet Çizgi' sergisi, çizgi ile hayal görmenin artık bir formüle indirgenemeyeceğini gösteren önerilerden oluşuyor. Çizerek biriktirdikleri o düşünme halini örnekleyen işlerin yer aldığı sergide, Ayşe Erkmen, Seza Paker, YusufTaktak, Leyla Gediz, Serkan Özkaya, Selim Birsel, Elif Çelebi, Inci Eviner, Ahmet Öğüt, Tayfıın Erdoğmuş, Şener Özmen, Fatma Tülin ve Gökçe Süvari'nin çizgileriyle karşılaşıyoruz. - Sonuçta beürlenen nokta üzerin- den tanırnlamalar yapılıyor, ama o nokta hep unutuluyor. Akademik anlamda da, güncel sanat anlamın- dada... LEVENT ÇALIKOĞLU - Fo- toğraf, yerleştirme, video gibi fark- lı medyumlan kullanan sanatçıla- nn hep bitmiş işlerini görüyoruz. O varsaydığımız noktayı sanatçı adı- na düşünebiliriz, çünkü o bize bir iş sunuyor ve biz farklı güzergâhlar- dan ortaya çıkan, işleyen bir yapıtı izliyoruz. Sanatçı o yapıta baktığı za- man bürün o etrafında dolaştığı saf- halan bilgi gibi algılıyor, kendi ka- fasında tartıp, hıssedip hayal ediyor olabilir. Hayaleti de biraz sanatçının bildiği bir şey olarak kabul etmek la- zım. Dolayısıyla yapıt var ve o ya- pıtın ortaya çıkması ıçin pek çok yol var. Bu sergi aslında o yollann nasıl işlediğini göstermeye çalışı- yor. Düşünce ve pratlk - Bir yandan çizgiyi olumlayan bir sergi, ama bir yandan da güncel sa- nat yapan birçok insanın anlaşıla- nıayan yapısma da bir açıklama gi- bL.. AKAY - Türkiye'de güzel sanat- lar eğitiminin vermiş olduğu malze- melerle çalışan sanatçılarla, yeni malzemeleri kullanan sanatçılar ara- sında, yeni malzemeler daha kolay yapılıyormuş gibi yaygın bir kanı var. Aslında resim, fotoğraf ya da vi- deo yapan sanatçılann süreçlerinin de aynı süreçler olduğunu gösteri- yor. Sergı, sanatın kendine has zi- hınsel bir eylem olduğunu göstermek isteyen bir sergi. - 'Herkes sanatçı olabilir'' düşün- cesini de sorgulayan, 'yetenek mi, yaklaşmı mı' ikiligini de ele alan bir sergi mi aynı zamanda? AKAY - Duchamp, Beuys herkes sanatçı olabilir demiştir, ama onlar aynı zamanda sanatın siyasetinı, sos- yoloji, felsefe, sanat tarihı bağlantı- lannı düşünmüş ınsanlar. Onlar kla- sik anlamda sanatı icra eden ınsan- lar, ama ikisinin de çizgisi akade- mik eğitimin kabul etmediği bir çiz- gi. ÇALIKOĞLU - tşleyışte 'her in- san sanatçı olabilir' gibi basit bir cümle duruyor olabilir. Bu cümlenin kendi içinde bir yöntem sorunu ol- duğunu da görmek zorundayız, çün- kü adımlar, devam eden eylemler var. Bu sergi de aslında bu sorunun olmama ihtimalını görünür kılıyor. Örneğin Selim Birsel, Ayşe Erkmen, Leyla Gediz'in dısıplinli bir şekilde çizgiyi kullanabildıklerini, sürekli- lik arz eden bir tavır olarak sergile- diklerini görüyoruz. Dolayısıyla hem düşünce hem de pratik anlamında, herkesin altından kalkamayacağı bir iş olduğunun farkına vanyoruz. 'Oluş. uzun bir süreç' AKAY - Herkes sanatçı olur demek, herkesin sanatçı olduğunu gösteren bir şey değil. Olma. oluş uzun bir sü- reç. ÇALIKOĞLU - Burada yeteneğı masaya yatırmadık. Daha çok, aka- demi karşıtı bır yaklaşım nasıl işli- yor, o serüveni başka bir kanalda, başka bir düşünce sistematiğinde sa- natçı nasıl sürdürüyor düşüncesinin peşindeydik. (Sergi 23 Şubat 'a ka- dar görülebilir.) 22 Şubat 'a dek sürecek 'IfFestivali 'nde toplam 40fîlm gösterilecek Sinemaseverler bağımsız fıknlere Kiralık bir odada yüzleşme Kültür Servisi - 2001 yılında Murat Ergün tarafuıdan kurulan 'Sanat Yokulan TTyatrosu', üçüncü ve yeni oyunu 'Kirahk Oda'yı sahnelemeyi sürdürüyor. Sanat Yolculan Tiyatrosu'nun son oyunu 12, 15, 22 ve 29 Şubat'ta Bahçelievler Belediye Tiyatrosu'nda, 18 Şubat'ta Profilo Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Epik gerilim türündeki oyunu yazan, yöneten ve oyunda rol alan yine Murat Ergün. Kendi emeğini seyirciyle buluşturmayı hedefleyen Ergün, bu oyununda yakın tarihte yaşadıklanndan yola çıkıyor. Oyun afişinde yer alan "gelecegini kurtarmanm tek yohı geçmişini öldürmek" sözü de geçmişlerinden kaçmaya çalışan insanlara ilişkin bir yüzleşme öyküsünün izlerini sunuyor. Oyunun ana temalan olan aşk, doğum, ölüm, sahiplenme, korku ve cesaret; olağan günlük bakış açısından sıynlarak veriliyor. Tiyatronun iLk oyunu 'Sokak ve Öfiim' sokak çocuklarını anlatan bir drama, ikinci oyun ise 'Bir Deünin Rüyası' adıyla sahneye koyduklan trajikomik bir oyundu. Yaklaşık üç yıldır ayakta durmaya çalışan ve sahne bulma zorluğu çeken topluluk, sponsorlu olduğu halde çeşitli sahneleri kiralayarak oyunlannı sahneliyor. SELCEN AKSEL Bu yıl üç yaşına basan ve ülkemizde alanında yapı- lan en kapsamlı etkinlik olan AFM Uluslararası !f tstanbul Bağımsız Filmkr Festivali yann başlıyor. Etkinlik. bugün, AFM Beyoğlu Sinemalan Salon 1 'de yapılacak törenin ar- duıdan 20.30'da, NikiKa- ro'nun 'Baünamn Sırtın- da' fihniyle açılacak. Açı- lış filmi, festivalin 'Hit F9mler' bölümünden seçil- miş, 2002 ve 2003 yıllann- da önemli izleyici ödülle- rini toplamış olan bir ya- pım. Yeni bölümler !f Istanbul, sinemanın uzandığı yeni noktaları araştırması ve bu bağlam- da gösterimlere yer ver- mesinin yanı sıra, başlan- gıçtan bu yana sadece son iki yıluı fihnlerini sunma- sı nedeniyle de 'genç' bir etkinlik niteliği taşıyor. Bu yıl festivale üç yeni bölüm ekleniyor. 'Genç Avrupa'yla, A\xupa sinema- suıın yeni yeteneklerinin tanıştınlması amaçla- nıyor îstanbullu izleyiciyle. Küresel siyasi plat- formda son yıllarda gündemi işgal eden ABD'ye çeşitli açılardan farklı yorumlar getiren yapım- lann yer aldığı 'Amerika?' ve 'Yeni Bakışlar' da diğen iki yeni bölüm. Simon Pummerın 'Be- den Şarkısı' ile disiplinler arası sanatın temsıl- cilerinden MatthewBarney'in 'Creamaster3'ü 'YeniBakışlar'da gösterilecek ilgi çekicı yapıt- lardan ıkısi.'TheCorporation'. '4th VVorld War\ 'Last Parry 2000' de 'Amerika?' bölümünde gösterilecek fılmler arasında. 'Eski, Yeni, Ödünç AhnmışveMavryleNatashaArty, 'HerGün'le Neco Çeük 'Genç Avrupa' bölümünde. 'Tüm Gerçek Kızlar', 'Çaylak Kasaplar', 'Dişçilerin Gizli Yaşamlan" Hit Filmkr, 'Bank Hafizası', 'Parti Canavan'. 'Seni Seviyor mu- yum?' 'Gökkuşağı Filmkri'. 'Korku XVDeri- min Altında'. 'Garez', 'Nöbetçi Sinema' bö- lümlerinden örnekler. Etküıliğin açılış filmi 'Balina'nın Sırtmda', Sundance ve Toronto filnı festivallerinde 'İzleyici Ödülü' aldı. Bu yıl dikkat çekici bir yenilik de, 'Bir Tug- ra Kaftancıoğlu Fflmi'yle Türkiye'den özel bir gösterim gerçekleştirilmesi. 116 fllm arasından seçllen "kısa'lar TanTolgaDemirci'nin 'AlfabetikDüşler', Ay- dmKetendağ'ın 'An', AyşeMeüke Akşit'in 'Bir Sokak ProtestosuÖyküsü', Denizcan Yüzgülün 'Çark': Diyarbakır Sinema Atöhesi'nden (DSA) Zeynel Doğan, Mehtap Bayer, Oya Aslan, Fat- ma GüLNVelatEsinın 'ÇekÇek', AyçeKartal'ın 'Hastane'. Güven Çatakın 'K'nın Dosyası', OğuzKaynak'ın 'MusonÇekirgeleri', Denizcan Y'üzgül'ün 'Mutlak Doğru', Münire Armst- rong'nun 'OyuncakFabrikası' CanselElçinın 'Kekbek', Nebi Acar/ Berat Deniz Eroğlunun 'Seçmece', Eileen Hofer'ın 'Saraybosna'da Çe- kim', Doğa Kılcıoğlu'nun 'Üç Kulakh' ve Zey- nep Günsür'ün 'Ulke'si, kısa film bölümünde gösterilecek olan fiünler. Başvuran 116 film arasından festival komi- tesince seçilen bu 'kısa'lar arasında yapılacak değerlendirmeyle, !f 2004te de seçici kurulun belirlediği en iyi rılmin yönetmeni, uluslarara- sı bir film festivaline izleyici olarak katılma hakkı kazanacak. Aynca. halk oylaması sonu- cunda izleyiciler tarafından en çok sevilen film behrlenecek ve bu filmin yönetmenine, ödül ola- rak AFM sinemalannda yıl boyu ücretsiz film izleme olanağı sunulacak. Festival kapsammda gösterimler dışında et- kinliklerdeyeralıyor. 16 Şubat Pazartesi 18.30'da "Kutluğ Ataman ik Sinema ve l yarlama Üze- rineBir Sohbet', 21 Şubat 16 30da 'Ym^riak Masa: Yeni Avrupa Sineması?' adlı iki söyleşi gıbı. Aynca Serra Yümaz'ın katılacağı 'Sine- mada Oyunculuk Üzerine' adlı bir atölye çalış- ması da 18 ve 19 Şubat günleri 14.00'de yapı- lacak. İlgi çekici bir atölye çahşması da AB De- mirer'in gerçekleştireceği Müzik Videosu atöl- yesi. (www.ifistanbul.com) DEFNE GOLGESt TLRGAY FİŞEKÇİ Çok Okunan Şairler Attila llhan, Adam Sanat'ın şubat sayısında Nurgül Ateş'in sorulannı yanrtlarken üzerinde çok tartışılan bir soruna açıklama getiriyor: "Şiir ne- den satılmıyor. Bunu bana mı soruyorsun, çokyan- lış bir kişiye soruyorsun sen. Benim şiirim satıyor çocuğum. Hadi benimkini biryana bırakalım, Tür- kiye'de Yahya Kemal, Necip Fazıl, Nâzım Hik- met, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin satılıyor. Bun- lann hepsine baktığınızda aynı ortak paydayı gö- rüyorsunuz. Bunlar fikirleri ittbanyla birbirine zrt insanlar. Kimisi sağcı, kimisi solcu ama hepsin- de gende kendi edebiyatımızın sesi var."... "Bu ses halkın sesi, memleketin sesi. Çünkü bu ses- le ezan okunuyor, mevlit okunuyor, konuşuluyor, ninniler söyleniyor. Türkiye 'de yenilik diye sen bu sesten kurtulmaya çalışırsan kültürsüzleşiyorsun. Kültürsüzleştiğin zaman da halk seninle ilişkisini kopanyor, gidip arabeske sığınıyor. Halkın seni oku ması için o sesi yenileştirmen lazım." önce şöyle bir olgunun aydınlatılmasının gerek- li olduğuna inanıyorum: Ülkemızdekı şiir okurları- nı satılan şiir kitaplarının sayısıyla saptamaya ça- lışmak yetersiz. Çünkü şiınn kitaplar dışında da ina- nılmaz yayılma olanakları var. Antolojilerde oku- nuyor, kartpostallara basılıyor, afişlerde, duyuru- larda kullanılıyor, bestelenip şarkı oluyor, radyo- larda seslendiriliyor, mektuplarda, anı defterlerin- de vb. yer alıyor. Dolayısıyla kimi zaman beş yüz adet satılmış bir kitaptaki bır şıınn olmadık yerfer- de karşınıza çıktığı da oluyor. Yukarıda sayılanlar dışında da kitapları çok sa- tılan birçok şairimiz var: Sözgelimi, Orhan Veli, Ca- hit Külebi, Özdemir Asaf, Cemal Süreya, Edip Cansever, Ataol Behramoğlu, daha yeni kuşak- lardan Murathan Mungan, Sunay Akın, küçük Iskender . Bütün bu şairierin çok satış nedeni olarak da yu- kanda açıklanan gerekçe, yani geleneksel sese bağ- lılık öne sürülebilir mi? Kimi şair geleneksel sese yaslanmasıyla sevi- lebilir, kimi de geleneksel sesten kopup şiire yep- yeni olanaklar getirdiği için. Nâzım Hikmet'in sevilmesi yalnızca geleneksel sesle ilişkisine bağlanabılir mi? Değişik dönem- lerde çok farklı anlayışlarta şiirler yazmış bu bü- yük şair denediği her biçımle de halkın sevgisini kazanabilmiştir. Çünkü insanlara şiirleriyle sun- duğu bir dünya vardır ve okurlar da bu dünyayı paylaşma isteğiyle onun şiirlerini okumaktadırlar. 'Rubailer'i yazarken geleneksel ses ıçindedir ama aynı dönemde yazdığı 'Ellerinıze ve Yalana Dair'de gelenekle nasıl bir ılışki kurulabılir? En güzel şiir- lerinden biri olan 'Saman Sansı'ntiageleneksel se- sin izine rastlanmayan yepyeni bir ses kurmuştur. Orhan Veli, Türk şiirinin gelenekle olan bütün bağ- lannı koparmak savıyla ortaya çıkmış, bu anlayış- la yazdığı şiirleriyle de en sevilen, en çok satılan şairlerden biri olmuştur. Cemal Süreya çağdaş Fransız şiirinin, Edip Can- sever, Eliot, Seferis gibi çağdaş Batı şairlerinin etkisinde ama Türkçe ve kendilerine özgü birer şi- ir dünyası kurmuşlar, her ikısi de özellikle ölümle- rinden sonra çok okunan şairler olmuşlardır. Genç kuşaklar içinde çok okunan iki şairin de sevilme nedenleri bambaşkadır: Sunay Akın, yaz- dığı şiirin yanı sıra bulduğu şıirı yaygınlaştırmayol- larıyla da şiirlerini geniş kitlelere taşıyabilmiştir. küçük Iskender, günümüz toplumuna ve ınsanı- na kıyıdan ve etkili bakışıyla ılgı toplamıştır. Şair, söyleyişindeki ses özellıkleri kadar, hatta daha çok, şiirleriyle getirdiği dünya ile de ilgi top- lar. Şairin gözler önüne serdiğı dünya kimi zaman va/gın bıçimde okurlar tarafından paylaşılabilir, kimi zaman da okur o dünyayla yeterince ilişki ku- ramaz. Bugün kuramaz yann kurar, şairin dünya- sıyla okurun dünyası buluşabiliryadabuluşamaz bunu da kestirebilmek zordur. Bizim şiirimiz de böy- lesi örneklerle doludur. Yukarıda adı anılanların çok satılmasına karşın çağdaş şiirimizdeki yerle- rinin önemınden kimsenın kuşku duymadığı Ok- tay Rifat, Melih Cevdet, Turgut Uyar, Metin Eloğlu gibi büyük şairlerin kitaplan da az satılmak- tadır. Bu olgu onların değerini azaltır mı? Ya da şöyle sorulabilir. Okurun Orhan Veli'yi Ç°k okuyup, şiiri onunla hemen hemen aynı kulvarda sayılabilecek Metin Eloğlu'nu okumamasının ak- la yakın bir açıklaması olabilir mi? tfisekcic superonline.com K Ü L T Ü R f Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear