25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2003 PAZAR 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKİYE _Y 10 Sınop Y 13 Adana Y 19 Edme Y 10 Samsun Y 15 Kocaelı Y 11 Trabzon Y 16 Çanakkale Y 10 Giresun Y 15 Izmır B TB Ankara Y 14 Manısa Y 12 EskişeMır Y 14 AyOın B 14 Konya Y 14 Denizli Y 13 Sıvas Y 16 2onguldak Y 10 Antalya Y 17 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y Y Y 21 21 21 18 18 10 14 Butun bolgelerımız parçalı çok bulutlu. kıyi Ege dışında kalan tum yurt yağmur ve yer yer sağanak yağışlı geçe- cek YağışlarAkdenız,lç Anaaofu nun güneyı, Guneydoğu Anado- lu'nun batısı ıle Doğu Anadolu'nun batısında yer yer etkılı olacak. Ha- va sıcaklığı yağış alan yerterde bıraz azaiacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn B B B B B B B B 14 9 11 12 16 14 19 11 Münih Y 15 Zürih Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y Y Y B Y B B 1b 16 15 15 16 8 19 18 Moskova B 12 B 15 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahire B B Y B K Y B 6 7 12 10 0 11 29 B 26 P a r ? a İ 1 BjlJtu k Çok buıutlj ı Yağmurlu Sulu kar , GOK gürultulü C r U N C E L CÜN EYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfadu mekleri, Arap şarkılarıyla rnest olduğu haberle- şen) hanımefendileri Emine Erdoğanı beklet- meyi istemiyorlarmı, yollartrafığe kapanıyor. Da- kikalar boyu Kızılay'la Kavaklıdere arası efendi- mize açık, sade vatandaşa kapalı! Efendimiz Ankara Sanayi Odası'ndaki konuş- masını bitirmiş, Başbakanlık'takı kadrolaşmaça- lışmalarına gecikmesin mi isteniliyor, trafik polisi ayakta. Polis arabalan, kamyonetler köşe başla- nnı tutmuş. ABD Büyükelçiliği'yle efendimizin gi- deceği yön arası yollar kapalı. Imam hatip kültürü ile yetişen, sonradan iktidar gören bir kişilik, bir kimlik iktidarda. Ybllan da ka- patır, kadroları da harmanlar. • • • RTE'nin -ASO'da açıkladığına göre- devlet bü- rokrasisini AKP'lileştiren "iktidann kadrolaşma der- di, sıkıntısıyok": İktidar kendi bürokrasisi ilegelme- i, kendi bürokrasisi ile gitmeliymış. "Bürokraside görev almanın koşullarını" da açık- adı RTE. llk koşul; işbaşına getirdiği, getireceği in- »anlann "AKPile frekanslan tutacak, AKP ilkelerini oaylaşacak". ilke paylaşımı ve frekans uyumu ne demek? Din <onusundan dünya işlerine kadar geniş bir yelpa- rede RTE'nin arşivlerdeki kasetlerde yatan "kökten- iinci öğretilehne" uygun davranmak! Ikinci koşul: "Anadolu tabiriyle leb demeden leb- ebiyianlayacakyöneticiyiyanında banndıracağını" îöylüyor. Ya bu ne demek? Leb demeden RTE'ye emrin oaşüstüne diyecekleri seçmek; AKP'nin gizli felse- : esine uygun olanları devletin kilit noktalanna yer- leştirmek, kadroları AKP'lileştirmek! • • • Son nutkunda ekonomi konusunda diyor ki; "Gü- veni yakaladık." Talihsizliğe bakın; aynı gün VVashington'da IMF, dört aylık AKP iktidarında Türk ekonomisinin kimi yönleriyle "telafısizordurumlara" getirıldiğini açık- ladı. IMF'nin ikinci başkanı Anne Kruger, basına 'Hükümetin malipiyasalardafd güveni kaybettiğini" söyledi. IMF, bu hükümetin enflasyonla mücadele, borç- lan azaltma ve büyüme hedeflerine bağlı kalacağın- dan da kuşkulu... • • • 1923'ten beri çağdaşlığa adım adım ilerlediğimi- ze inananların RTE ve AKP kadrolarıyla Türkiye'nin temel hedeflennden adım adım uzaklaşacağından kuşkulandığı gibı... Hükümetin son marifeti: Devlet belgelerinin, Al- man istihbarat kaynaklarının "tehlikeli" diye nitele- diği, Erbakan'ın Almanya'da kurduğu, geliştirdiği, RP'ye büyük maddi yardımlarda bulunan, Batı'da laik Cumhuriyet aleyhine ve köktendinci çalışma- larıyla ünlenen, Milli Görüş'ü; önce terörist listesin- den çıkardı. "Marifet" biraz olsun devlet adamı kimliği sergi- lemeye başlayan Abdullah GOI'ün son hamlesiyle boyutlandı. Dışışleri Bakanı, büyükelçiliklere gön- derdiğı resmı yazıyla Milli Görüş örgütünü "proto- kole almalarını, örgütün (kılık-kıyafet, kimlik ve söy- lemlerte laik Cumhuriyet karşıtı davranışlannı sergi- lediği) organizasyonlanna büyükelçilerie diplomat- lann gitmelerini" emretti. Bir başka AKP gerçeği: "Savaş karşıtlığını" gerek- çe göstererek tezkereyi ret edenler arasında, belki de başında, birtarihte köktendinciliği kasetlerie bel- gelenen Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen bulunu- yor. "Laik düzenin bir an evvel yıkılıp gitmesine canı gönülden dua eden" bir bakan... Irak'ın yapılanmasındaTürk müteahhitlerin olma- sına karşı! Geçmişi insanın aynası. Ergezen'in sözlerini in- kâra yeltenmesi, alaylı bir yüz ifadesiyle söyledik- lerini basının saptırdığını söylemesi, RTE'nin yalan- lama telaşı... İktidann üst yönetimine egemen olan -geçmişi bi- linen- ama bugün gızlice iş gören kafayı sergiliyor. Yalaka tayfasına soralım: Yoksa bu iki örnek de o kafayı sergilemıyor mu? Yargıtay kararı Röntgencilik sarkıntılık değil ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Yar- gıtay, halk arasında röntgencilik olarak bili- nen gözetlemenin "ses- sizce" yapılmasını sar- kıntılık olarak değer- lendirmedi. Yüksek mahkeme, sessizce gö- zetlemeyi "çirldn ve ayıp davramşla baş- kasını incitme" kapsa- mında gördü. Ivrindi Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargı- lanan bir kişi, Türk Ce- zaYasasf nın sarkıntılık suçunu dûzenleyen 421. maddesinden, ön- ce hapis cezasına mah- kûm edildi, daha sonra bu ceza paraya çevrile- rek ertelendi. Hükmün temyiz iste- mini görüşen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin karannı oybirliğiyle bozdu. Bozma karannda şöyle denildi: "Sanığın evinin av- lusunda bulunan ru- valete giren mağdure- yi tuvalet deliğinden hiçbir söz sarf etnıe- den gözetlemekten ibaret eyleminin TCK'nin547.madde- sine uyan itidal (aşın) ve muvazene (denge) harici hareket niteli- ğinde kaldığı gözetil- meden yazılı şekilde sarkıntılık suçundan hüküm kurulması ka- nuna avkındır." Eğitimli gençlerin işsizlik oranı yüzde 31.10 milyon kişi sigortasız çalışıyor Türkiye'de 2.6 milyon kişi işsiz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hak-İş. Başbakanhk'a sunduğu raporda, 2001 'deki kri- zin ardından işsizliğın kronikleş- tiğini ve ünıversiteli işsizlerin sa- yısının büyük oranda arttığını be- lırtti. 2.6 milyon kişinin işsiz olduğu belirtilen raporda, "Eğitimli gençlerin işsizlik oranı yüzde 31.6. İşsizlerin yüzde 18.1'i krizde işini kaybedenler. 10 milyon 823 bin kişi de sigorta- sız olarak kayıt dışı çalışıyor" denildi. Raporda, Türk ekonomisinin 2001 'de yüzde 9.4'lük şok küçül- me yaşadığı, 2002'de ise yüzde 7.8'lik büyümenin olduğu vurgu- landı. Bu büyüme oranına karşın işyerlerinin kapanmaya devam ettıği, işsizliğın arttığı ve reel üc- retlerin düştüğü ortaya konan ra- porda, özellikleüniversiteli genç- lerin iş bulamamasına dikkat çe- kildi. Raporda, istihdamın yara- hlamadığı. bu nedenle yaklaşık 70 miryonlukTürkiye'de nüfusun 20.6 milyonu ishhdam olanağına sahipken 2.6 milyon kişinin işsiz olduğu ifade edildi. Rapora göre Türkiye'deki işsiz- lik haritası şöyle: • işsizlik oranı yüzde 11.4. Bu oran erkeklerde yüzde 11.5, ka- dınlarda yüzde 11.1. • Eğitimli gençlerde işsizlik oranı Türkiye genelinde yüzde 31.6. • tstihdam edilenlerin ise Tür- kıye genelinde yüzde 52.6'sı si- gortasız çalışıyor. Kayıt dışı çah- şan kişilerin sayısı 10 milyon 823 bın kişi. • İşsizlerin yüzde 18.1'i daha önce bir işi olduğu halde işini kaybedenlerden oluşuyor. tlk kez iş arayanlann toplam işsızler için- deki payı yüzde 21.2. • Çalışanlann yüzde 25.9'u SSK'li. Yüzde 10.5'i EmekJİ Sandığı'na, yüzde 10.09'u ise Bağ-Kur'a kayıtlı. Türk-Iş de yatırım ortamı iyi- leştirilmeden işsizlik sorununun çözülemeyeceğini bir raporla Başbakanlık'a sundu. Türkiye'deki nüfusun yüzde 43'ünün yoksul, yüzde 12'sinin açlık sınınnın altında yaşam sür- düğü ifade edilen Türk-Iş rapo- runda şu görüşlere yer venldi: "2OO2'de Gavri Safı Milli HasüVmn yüzde 19'u özel ke- sim sabit sermaye yatınmından oluşuyor. Kamu sabit sermaye yatırımı içinde yüzde 40 düze- yinde olan KİT yatınmlan ise özelleştirmeye dönük uygula- malar nedeniyle kısılmıştır." Türk-İş sorunun çözümü ıçın hükümete şu önerilerde bulun- du: "Yatırımcdara bedelstz ar- sa tahsisi yapılmalı, ancak bu 'istıhdam' koşuluna bağlanma- lı. Kayıt dışı istıhdam önlenme- li. Ücretlerin vergi ve fon yük- leri azaltılmalı. Vergi ve sosyal güvenlik prim konulannda af çıkarılmamalı. Ücretlilere yö- nelik özel indirim rutarı kade- meli olarak asgari ücret düze- yine getirilsin. Iş-Kur yasası çı- kanlsın." Ankara'daki eyleme çocuklar da katılırken Antalya'da 15 kişi gözaltına alındı Miııik yürekler 6 Savaşa Hayır' dedi Haber Merkezi - Amerika'nın Irak'ı işgalini protesto etmek için dün Ankara, Istanbul, Antalya ve Adana'da eylem yapıldı. Ankara'daki eyleme çocuklar da katılırken .Antalya'da 15 kişi gözaltına alındı. Ankara Savaş Karşıtı Platform'un, Yüksel Caddesi'ndeki Insan Haklan Anıtı önünde düzenlediği eyleme katılan çocuklar, "Savaşa Hayır" dedi. Çocuklar adına açıklama yapan Seher tlgar, "Televizyonlarda çocukların öldürülmesini izlemekten üzüntü duyuyoruz" dedi. Irak'taki çocuklara yardım edılmediğinı de belirten Ilgar, büyüldere "Sizlerin çıkardığı savaşlar yüzünden en çok çocuklar zarar görüyor. Bedelini de biz ödüyoruz" dıyerek savaşlara son verilmesi çağnsmda bulundu. İstanbul'da yürüyü$ "Dersimiz savaşsa çalışmıyoruz" yazılı pankartlanyla Taksım'den Galatasaray'a yürüyen Liseli Genç Umut üyeleri, Burger King önünde ABD'nin Irak'ı işgalini protesto etti. Burger King binası önünde toplanan lıselilerce yapılan açıklamada, "Geleceğimiz üzerine kirli savaşlar yapılıyor. Biz bu kirli savaşlan tarih derslerinden tanıdık, şimdi tüm çirkinliğiyle birlikte yaşıyoruz" denildi. Işgalcilerin, Burger King'leriyle, kola ve hamburgerleriyle Türkiye"yi terk etmesini isteyen lise öğrencileri, attıklan savaş karşıtı sloganlann ardından dağıldı. Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi olduklan öğrenilen bir grup gösterici, ABD mallannı protesto etmek amacıyla Atatürk Caddesi'ndeki McDonald's önünde basın açıklaması yapmak istedi. Valilik izni olmadığı gerekçesiyle grubun açıklama yapmasma izin vermeyen polis 15 göstericiyi gözaltma aldı. Adana'da bir grup, ABD Konsolosluğu önünde eylem yaparak, ABD'nin en kısa zamanda Irak'tan çıkmasını istedi. 3ÜNYANİN BÜTÜN ÇOCUKLARI KARDEŞTİR ! Ankara'daki eylemde çocuklar savaşlara son verilmesi çağnsmda bulundu. BÎRLÎKLERIRAK SINIRINDAN DÖNÜYOR Ankara askeristemine olumlu bakıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin Irak'ta oluşturulacak banş gücü için Türkiye'den asker isteğine Genelkurmay'ın olumlu yak- laştığı bildirildi. ABD'nin as- ker istemini inceleyen Genel Kurmay Başkanlığı'nm Dı- şişleri Bakanlığı'na, desteğin maddi kaynağuun karşılan- ması durumunda 'ilke ola- rak' banş gücüne destek ve- rilmesinin Türkiye'nin böl- gesel çıkarlan açısından da uygun olacağı görüşünü ilet- tiği belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı aynca,Ankara Mamak'ta bu- lunan Banş Tugayı'mn AB- D'den resmi talep gelmesi, hükümetin olumlu yanıt ver- mesinin ardından Irak'ta gö- rev yapabileceğini iletti. Ge- nelkurmay, Dışişleri Bakanh- ğı'na, desteğin maddi kayna- ğımn karşılanması durumun- da 'ilke olarak' banş gücüne destek verilmesinin Türki- ye'nin bölgesel çıkarlan açı- sından da uygun olacağı gö- rüşünü ilettiği kaydedildi. Sınırdan gerl dönü; Bu arada, savaş öncesinde Irak suıınna kaydınlan mu- harip olmayan bazı birlikle- rin geri dönmeye başladığı öğrenildi. Bölgede bulunan muharip olmayan bazı des- tek unsurlannın esas birlikle- rine döneceği, muharip bir- likler için henüz dönüşün söz konusu ohnadığı vurgulandı. SEZER, BAŞKANLIĞA DÖNMEZ'I ISTEMlYOR Köşk üe hükümet arasında Diyanet krizi ANKARA (ANKA)-Hükü- metin, Diyanet Işleri Başkan- lığı'na Marmara Ilahiyat Fa- kültesi Dekanı Mehmet Kafi Dönmez'de ısrar etmesi Çan- kaya Köşkü ile hükümet ara- sında gerginliğe yol açtı. Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'üı, daha önce de karar- namesini geri çevirdiği Dön- mez'in, Diyanet'in başuıa ge- tirilmesine kesin bir şekilde karşı çıktığı öğrenildi. Diyanet Işleri Başkanh- ğı'ndan sorumlu Devlet Baka- m Mehmet Aydın, 58'inci (AKP) hükümet döneminde de Diyanet tşleri Başkanlı- ğı 'na getirilmek istenen ancak kararaamesi Cumhurbaşkanı Sezer tarafindan geri çevrilen Marmara Ilahiyat Fakültesi Dekanı Mehmet Kafi Dön- mez'i bu göre\e getirmek için yeniden girişimde bulundu. Bakan Aydın, geçen hafta Çankaya Köşkü'ne çıkarak Cumhurbaşkanı Sezer'e yeni- den Dönmez'i başkanlığa dü- şündükierini aktardı. Ancak Sezer'in, kesin bir dille "ol- maz" dediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Sezer'in, Dönmez'e Diyanet Vakfı'nuı Kuran tefsiriyle ilgili hakkın- daki "zimmet suçlaması" ne- deniyle itiraz ettıği öne sürül- dü. Sezer'in, Dönmez'i red- detmesinin ardından Diyanet Işleri Başkanlığı için yeni bir isim arayışı da başladı. Baş- kanlığa Prof. Dr. Kemal San- dıkçı'nın getirilebileceği kay- dediliyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada dönüşmüş, işlevi değişmiş, biz hâlâ adaylık sürecin- deyiz! 1 Ocak 1959'da Avrupa'nın göbeğindeki 6 ül- kenin başlattığı beraberlik Avrupa EkonomikTop- luluğu'na (AET) dönüştü. Türkiye 31 Temmuz 1959'da bu topluluğa katılmak için başvuruda bu- lundu. 44 yıl olmuş! 12 Eylül 1963'te Ankara Antlaşması'yla başvu- rumuz yazılı, rotalı bir yola dönüştü. Başka bir şe- ye dönüşmedi! Kurucu üyeler Almanya, Fransa, Belçika, Italya, Hollanda, Lüksemburg, 6O'lı yıllann sonunda bi- raz daha genişleme kararı aldı, ingiltere, Irlanda, Danimarka 1 Ocak 1973'te tam üye oldu. Bizimle birlikte yola çıkan komşumuzYunanistan, Haziran 1975'te tam üyelik başvurusu yaptı, 1981'de ka- bul edildi. Biz, beklemede... 1 Ocak 1986'da Ispanya ve Portekiz tam üye ol- du. Ertesi yıl AET'nin '£'si atıldı, Avrupa Toplulu- ğu (AT) oldu. Türkiye bu yeni biçime tam üyelik için 14 Nisan 1987'de yeni bir başvuru yaptı. Yanıt şu oldu: Türkiye tam üyeliğe ehildir, istediğimiz biraz me- hildir! Geldik 9O'lı yıllara. Sovyet Bloku parçalandı, Do- ğu Avrupa ülkeleri açığa çıktı. AT hemen üzerine atladı. 17 ülke birden başvurdu. 1997'de hemen tümüyle ilgili olumlu karar çıktı. Bu arada 1993 Maastricht Antlaşması'yla AT, AB oldu. Türkiye beklemede... Bugüne dek AB'ye başvuran ülkelerin tümü 2 ile 4 yıl içinde müzakereye başlamış, 4 ile 9 yıl içinde de tam üye olmuş. Biz hariç! 1995'te gümrük birliğine girdik. Tam üye olma- dan gümrük birliğine giren tek ülke olarak da ta- rihteki yerimizi aldık! Huntington'ın Türkiye tanımı Tablonun rakamlarla özeti böyle... Son Atina zir- vesinde, Doğu Avrupa ülkelerinin tümü bir adım daha attılar. Biz aile fotoğrafında olup olmamayı tartıştık. Dağıtılan zeytin dallannın sapından tuta- bilmeyi, AB sürecinden soğumamak olarak yo- rumladık! Gelinen noktada Türkiye'nin şöyle bir arkasına bakıp, sonra da şapkayı önüne koyup, geleceği- ne bakması gerekiyor. AB'nin kendi sınırları için- de ulaştığı uygarlık düzeyi, yaşam standartlan or- tada. Bu yolda eksiklerimizin olduğu da kesin. An- cak bunu gidermenin yolu, tam üyeliği beklemek mi? Başka türlü sormak gerekirse, kafamızı sürek- li tam üyelik kapısına vurarak bir yere varabilir mi- yiz? Hayır... Samuel Huntington'ın Medeniyetler Çatışma- sı kitabı, 9O'lı yıllarboyuncaçoktartışıldı. 2000'le- re geldiğimizde kitabın ne demek istediği daha iyi anlaşılıyor. Huntington, Türkiye'yi şu tanımın içine sokmuştu: Ortak paydasını yitirmekte olan ülkeler! Burada Huntington'a kızıp, 'sen haaa' demek yerine, onların bizi böyle görmek istediğini düşü- nüp önlem almak gerekiyor! Arkadaş bir başka bölümde de Batılılaşma sürecindeki coğrafyaları 3'e ayınyor. Türkiye'yi bu süreci tamamlaması en zor ülkeler sınıfına koyuyor. Bu sınıflama pek çok Avrupalı aydının kafasında da var. Onlara verdiği- miz en büyük malzeme, Cumhuriyet'in kuruluşun- da başlayan aydınlanma sürecinin kesintilere uğ- raması! Türkiye, AB'ye tam üye olursa uygar olmayacak, uygarolursa AB dahil pek çok çağidaş yapının için- de olacak... Bunu göremediğimiz sürece bugünleri de ara- yacağımız günler görebiliriz! ankcum@ttnet.net.tr AL GÖZÜ>I SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Aşk olsun bu taraftara! I Baştarafi Arka Sayfada Tuttuklan kişiye zarar verdiklerini düşündükleri öteki kişileri en kaba tabirlerle karalıyorlar. Ben bir sosyolog olsam bu programı tez konusu yapardun, hiçbir anket bizi bu kadar iyi yansıtamaz. Bir örnek, diyelim ki, yanşmacılardan biri azınlık. Yanşmacı ağzıyla kuş tutsa bazı çevrelere yaranamı- yor, "örneğin ben Türk popu dinlemem" diyor, hayda anında Türk düşmanı ilan ediliyor. Bu günler- ce aylarca tarhştığımız bazı konulann en kısa ve en çarpıcı örneği. Azınlık mısın, mutlaka bir kötü niye- tin vardır! Taraftardan söz ediyordum. Bu taraftarlar, kaybı bütçelerinde epeyce büyük bir delik açacak paraya anında kıyıp, tuttuklan kişinin görev yaptığı taksiye biniyorlar. Artık karalamalar, yepyeni ilginç uydur- malar birbiri ardından pathyor. Taksiye binenler gi- decekleri yeri söylemiyorlar, sözleri bitene kadar tak- siyi dolaştınyorlar, orası senin burası benim, para önemli değil. Ha>Tet ki hayret, bu hanımlar beyler ekmeğe, mut- fak gazına zam geldiğinde sokağa çıkıp bir çift söz etmeye üşenirler. Çocuklar dö\Tİlür, insanlar ölür, pencerelerini kapatıp hiçbir şey duymamaya çalışır- lar ama taraftar oldular mı? Vay cannna! Dedim ya, halkımız hakkında yepyeni şeyler öğ- rendim ama doğrusu pek hoşuma gitmedi. Ne yapa- hm, bu da sosyolojik bir gerçek! Yaşasın yanşmalar! Yaşasın taraftar! Seyreyleisil@ yahoo.com İsÜozgenrurk@süperonline. com www.denizweb.biz HALA WEB SİTENİZ YOK MU? KENDİ SİTENİZİ KENDİNİZ YAPIN SÜPER KAMPANYA 47 MİLYON
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear