25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2003 PAZAR HABERLER Bazı doğal ilaçlann sentetik ilaçlarla etkileşime girmesi sağlık açısmdan riskli Tıpbitki diliniöğrenmeliSAADET USLU ÖZLEM GÜYTMLİ Son yıllarda giderek artan doğal ürün marketleri, ot pazarlan, semt arası aktarlar bitkilerin ne kadar ya- rarlı olduğu konusunu yeniden gün- deme getirdi. Uzmanlar saç dökül- mesıni, soğuk algınlığını, yüksek tan- siyonu hatta kanseri bile tedavi eden bitkilerin, bilınçsızce kullanıldığında kışıye zarar verebildiğini vurguladı. IstanbuJ Üniversitesi Eczacıiık Fa- kültesi Farmakognozi Anabılim Da- h'ndan Prof. Giinay Sanyar, Türki- ye'de bıtkisel ilaçlann bu işin eğırt- mini hıç almamış olan aktarlarca sa- tıldığına dıkkat çekerek "Y'anhş ka- nşunlar verilebiiiyor. Tıbbi bitkilerie Ugili eğitimi sadecc eczacüar ahyor, ama müşterisine bitkisel ilaç hazırla- yamıyor. Eczacu eczanesine gelen ki- şhe hafif hastaiıklannda en doğru ka- nşunı verebüir'' dedi. Bitkisel ilaçlann da sentetiklerde- ki gibı zararlannın olduğuna dikkat çeken Sanyar şunlan söyledi: "Örneğin bitkisel ilaçlan ABD'de pek çok hasta kuDanıyor, ama orada da hekimlerin bakışı olumsuz. O za- man bitkisel ilacı kullanan hasta bu- nu hekiminden saklıyor. Herhangi bir operasvon sırasında da çeşitlj komp- likasyonlar ortaya çıkabiliyor. SARMASIKTAN DEVEDİKENİNE Zengin bir floraya sahip olan Türkiye'de 11 bin bitki türü bulunuyor. Avnıpa'daki bitki türlerinin sayısı ise 12 bın. Türkiye'deki bitki türlerinden üçte biri dünyanın hiçbir yerinde yetişmiyor. Türkiye'deki bıtkılerden 500 kadan ise tıbbi amaçlı kullanılıyor. Uzmanlar, bitkisel ilaçlan kullanmadan önce danışmanın önemine dikkat çekerek en basitinden ülkemizde sıkJıkJa kullanılan öksüriik otunun, karaciğere zararlı madde içerdiğine dikkat çekiyorlar. Türkiye'de kullanılan bazı bitkiler ve kullanım alanlan ise şöyle: AtkestaiKSİ ağaci: Hemoraid, kronik venöz yetmezlikleri. Sarmısak: Hazımsızlık, kronik bağırsak enfeksiyonlan ile damar tıkanıklığına karşı. AllÇ (yemlsen): Fonksiyonel kalp rahatsızlıklan, damar tıkanıklığı. SaklZkabağl: Prostat ve bayanlarda idrar sorunlan. Englnar*. Karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklan. Clnkgo blloba: Dünyanın en eski ağaçlanndan biridir. Baş ağnsı, konsantrasyon ve hafiza zayıflıklan, artenel dolaşım rahatsızlıklannda. Soya: Yemeklik yağ olarak kullanılır. Etken maddesi Lesitin, yüksek kolestrolde kullanılır. Meyan: Mide ülserleri, balgam söktürücü, öksürük ve aynca etken maddelerinden biri olan ghsirhizinin tatlı lezzeti nedeniyle tat düzenleyici olarak da kullanılır. Sartnasik: Solunum yollan rahatsızlıklan, kronik iltihabi bronşiyal rahatsızlık ve kuru öksürükte. ŞerbetçİOtU: Histen. huzursuzluk, uyku bozukluklan. Sarı kantoran (blnbirdellk): Hafif depresyonlar. yara \ e yanıklar, rahatlama (Bazı kalp ilaçlan, bazı antibiyotikler, doğum kontrol ilaçlan, kanı sulandıran ilaçlarla etkileşime girdiğinden hekime damşılmah). Passlflora: Sinirsel huzursuzluklar. Devedlkenl (Meryem ana dlkenl-sütlü kengel): Toksik karaciğer rahatsızlıklan, kimyasal madde ve mantar zehirlenmeleri, siroz. Isirgan: Idrar yollan enfeksiyonlan, romarizma, prostat. KedlOtU: Sinirlilik, uyku bozukluklan. K" dedi. Türkıye'de bitkisel ilaçlann üretilmediğini de ifade eden Mat şu görüşlen dile getirdi: "Sağhk Bakanhğı bu tür bitkilerden de sentetik üaçlardaki belgeleri istiyor. O>sa bitkisel ilaçlann etkileri ve yan etİdleri yüzyıllardır bilinryor. Ruhsat alrtıak imkânsızlaşıvor. Bu ne- Kdenle bu tür bitkisel ilaçlann , nıhsadandırmasını Tarun k Bakanhğı yapıyordu. ^Ancak son birkaç ay- dır iki bakanlıkara- [andayapılan görüş- kmelersonucuSağ- " ^kBakanhgı'Dda layn bir birim Fohıştunılduvebu ^üaçlarinceJen- meye baş- /landı.- Yani hekimler de bitkisel ilaçlar hakkında bilgUi olmahlar ki bu tür olumsuz durumlar yaşanmasın. ABD'de eczacıiık fakültelerinin ço- ğunda bu ders kaldınlmış durumda. Tıp fakülteierinde de ders olarak oku- tulmuyor. İlacıyazan hekimleröğren- memekte ısrar edrvor. tnansın inan- masın hekimler, çok kullanılan bitki- sel ilaçlar hakkında bilgi edinmeffler" Sanyar, bazı bitkisel ilaçlann sen- tetik ilaçlarla etkileşim içine girerek zararlı olabildiklerine dikkat çekerek uzmana başvurmadan kullanılmama- sını önerdi. Istanbul Üniversitesi Eczacıiık Fa- kültesi Farmakognozi Anabilim Da- lı'ndan Prof. AfifeMatda açık çuval- larda satılan bitkisel ilaçlann gereken sağlık koşullanndan çok uzak oldu- ğunu vurguladı. Biddsel ilaçlann kont- rolü yapıhnış ambalajlar içinde satıl- ması gerektığını söyleyen Mat, "Tıb- bi bitkiler de ilaç olarak kabul edilme- ; • / * % * * > • ^ *,*t V f KANI t(NiF/yı H. CİVA \l. Aktar, ilaçlann yapımında kullanılan bitkisel, hajvansal ve madensel ilkel nıaddeleri (drog) satan Idşilen? denir. Bizans döneminde bu işîn ticaretinin merkezi İstanbuFdu. İstanbul'da drog ticareti ile uğraşanlar, kokucular, aktarlar, baharatçılar \e kökçüler olarak sınıflandırüıyordu Günümüzde, baharatçılıkla birlikte vürütülen, ekolojik marketlerin içinde yer almaya başlayan şifalı otlar, İstanbul'da Mısır Çarşısı, Çemberütaş, Fatih, Bakırköy ve Kadıköy cKanndaki dükkânlarda saüİıyor. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi) Şifalı otlar her köşe başındaEsldden sadece Mısır Çarşısı ve Çem- berlitaş'da satılan şifalı otlar artık he- men her köşe başında açılan baharat- çılarda bulunabiliyor. Fatih'teki Malta Pazan'nda baharatçılık yapan Hakkı TenıeL "Buradaki bitkiler Mısır Çarşı- sı'ndaki kadarzengindeğiL Hemen her semttesatihyor ama yfaıe de sanşlar yük- sek. Maalesef, ekonomik nedenierfe sa- dece aktarfakyapanuyorum. Bitkilerin yam sıra kuru gı- dalar ve baharat da satryo- rnm" dedi. Gazete ve televizyonun etkisiyle 1980'lerdenitiba- ren şifalı otlara olan ilginin arttığuu belirten Temel şu görüşleri dile getirdi "Bitki- ler tedavinin >anmda yar- dımcı olarak kullanılıyor. Bazı nıüşterUerim doktorun ta\ siyesi üzerinegelryor. Ku- laktan dotma bilgileıie ge- lenler de var. Bazen eksik bflgDerie geü>orlaronlan ta- mamh\orunLŞifabodarlafl- gili çıkan her kitabı, her ansiklopedhi okırjorum." Şifalı bitkileri, toptancılar veya itha- latçılardan satın aldıklannı anlatan Te- mel, ginseng, safran, udi hindi kökü gi- bi bitkilerin yurtdışından geldiğıni be- • Baharatçı Hakb Temel, "Bu bitkilerin bilinçsiz kullanımı zarar verebilir. Bakanlık satışı yasak, zehirli bitkilerin listesini gönderir biz de önlemimizi alınz" diyor. lirtti. Okuduğu kitaplar dışuıda dene- yimin de önemli olduğuna dikkat çeken Temel sözlerinı şöyle sürdürdü: "BeUi bir rahatsEhk üzerine şifah ot- larkullanaraktedavi obnuş kişflerin an- laümlanndan da bilgi ediniyoruz. Müş- terilerden öğrendiğmuz fonnüBer işi- mize yarayabiBjor. Bu bitkiJerin bilinçsiz kuDanıınızarar verebihr. Çok dikkatediyo- ruz. Sağhk Bakanhğı bizi sürekli denetliyor. Bakan- hk satışı \asak, zehirh' bitki- lerin hstesini gönderir biz de önlemimizi abnz." Hakkı Temel, devamlı müşterileri arasmda, şifa- lı otlardan ilaç yapıp sa- tanlann, medyumlann bu- lunduğunu anlatarak, tele- fonla sipariş aldığını ve Türkiye genelinde satış yapnğını ifade etti. Kuyum- cu gibi ince iş yaptıklannı belirten Temel, "Iranvets- pama'dan gelen Safran'ın küosu 2 mih^ar Hra. En ucuz bitkilerin kilosu da en az 10 mihon Kra. Hırsız- hk hemen hemen hiç yaşanmaz. Çahn- sa dahi sanlamaz, çünkîi piyasa içinde hiç kinıse tanınıad^ı kişiden bir şe> al- maz" dedi. Salça da sabun ev yapımıYoğun kent yaşamı içinde doğal ve den- geli beslenmek artık imkânsız değil. 1990'lı yıllarda açılmaya başlayan, eko- lojik (doğal) ürünlerin satıldığı dükkân- lar, günümüzün hızlı temposuna ayak uy- durmaya çalışırken. sağlığına da dikkat etmek isteyenlere değişik seçenekler su- nuyor. 1999 yılında Beşiktaş'ta açılan "Kırk Ambar" dükkânı da müştenleri- ne tıbbi ve aromatik bitldler- den diyet ürünlerine, e\' ya- pımı ekmek ve salçalardan el yapımı sabunlara kadar genış bir yelpaze sunuyor. Kırk Ambar'ın sahibi Bahri Kıhç, her hafta Ada- pazan civanndaki köyleri gezip yumurta, ce\iz, seb- ze, pekmez gibi doğal köy ürünlerini toplayıp çarşam- ba günleri dükkânında satı- yor. Ekolojik ürünlerin ye- tiştirildiği alanlann sınırlı olduğu için pahalı olduğu- nu belirten Kıhç şöyle ko- nuştu: "Bütünürünlerimiz, çevre dostu yöntemlerle üretihyor. Köy ürünlerini ve ekolojik ürünleri bir ara- da satr»oruz. Sağhkh beslenmej e du>ar- b herkes geüyor. Doğal ürünleri satarken klasik aktar kinıliğini de konımaya ça- hşıyoruz. Tıbbi bitkilere olan talep mev- • Ekolojik ürünler satan dükkânlarda satılanlar, yetiştirildiği alanlann sınırlı olması nedeniyle pahalı. Bu dükkânlann müşterileri ise sağlıklanna düşkün olanlar. simegöredeğişiklikgösterrv'or. Bahar a\lannda sehıüt gide- rici bahar kürü denilen bitki çayları, eterik vağkansım- lannın saüşı artr\or. Kışa gnrrken de soğuk algmhğı- na karşı koruyucubitkiçay- lan rağbet göriijor. Burav a sadece Beşiktaş'tan değil her yerden müşteri gefi- yor.Müşterilerin yüzde 90'ım dakadmlar oluştunryor.' Busektörünçok ilgi gördüğünü anlatan Kı- hç şöyle devam etti: "Biz übba karşı deptıbba desteksektörü- yüz. Bazı nıüş- terOerimiz doktona- nn önerikri doğrultusunda gelhor. Tele\izyT)nda birşe>1ergö- rüp satm alnıa> a gelenler de var, kitaplardan araşnrma yapanlar da, ta\si\e üzerine gelenler de var. Burada domates, biber, pathcan, ek- mek, an ürünleri, ekolojik olarak üreni- miş çav lar, kuruyemişler, şaraplar, reçel- lerin yanı sıra melek oru. sinameki gibi bbbi bitkiler de saüyoruz.'" PAZAR ORHAN BURSALI Eyvah Stratejik Önemimiz! "Eyvah ki eyvah! O yok oldu, biz mahvolduk! Yandık, bittik, kül olduk! Eyvah ki eyvah! Ne halt edeceğiz! Gitttiii... bizim aslan gibi stratejik oğlumuz! Biz ne yapacağız.. Nasıl onsuz yaşayacağız!.." • • • Yazının girişini pek başaramadığımın farkında- yım. Dudaklannızın kenannda belirecek o hınzır kü- çümseyici gülümsemeden anlıyorum bunu!.. Ney- se.. Oynanacak bir trajikomik öykü yazmaya kal- kışmadığım için, kendimi hoş görüyorum! Gözünüzün önünde, oğlunun ardından ellerini bir başına bir dizine vurarak dövünen ve ağıt yakan bir Anadolu insanını getırmeyin. Bu defa onlarse- yirci! Gülümsüyorlar ve egleniyorlar! Sahnede dövünenler ise yüksek zevat... &ra sı- ra emekli paşa... Yazan, siyasetçisi, öğretim üye- si, iletişimcisi, büyükelçisi, bakanı, başbakanı, emekli dış bakanı, iç bakanı... Tanrım. Ne kadar çoklar! "Stratejik önem"in esiri koca bir ülke! Koca bir millet! Koccca 50 yıllık Cumhuriyet hükümetleri.. Kocccaaa cumhurbaşkanlan (Onlar hiçbir zaman emekli değil, numaralı cumhurbaşkanlandır!) Evet, hepimiz "stratejik önem"\n esirleriyiz. Bu önemle beyinlerimiz yıkanmadı mı! (Sız sağ- lam mı kaldınız! Bravo öyleyse!) Türkiye olarak "bütün değerimiz" neydi? "Stratejikönemimiz", yani "jeo-stratejik" konu- mumuz değil miydi! Hadi hadi, gurur ve onur me- selesi yapıp durmayın, gerçeği itiraf edin... Bütün değerimizi bununla ölçmedik mi, tartma- dık mı.. "Stratejikönem" kefesine koymadık mı? Ve bu önemin payını istemedik mi? • • • ABD'nın Irak'a yerleşmesi ile bölgede dengele- rin değiseceği savaştan önce tartışılmaya başlan- mıştı: "önemimiz" ne olurdu? "önemimizin azalmaması için" ABD'y'e birlikte Irak'a müdahale etmemiz gerektiği bile önerildi. Ama ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, herkesi bıraz "şoke ederek" duruma açıklık getir- di: 5 Nisan'da yazdığı yazıda dedi ki, "Uzülmeyin, 2. tezkere geçseydi de bölgede ABD-Türkiye iliş- kileri zaten değişecektı". Fakat Parris, hepten de buruşturulup çöpe atıl- madığımızı söyleyerek, baygınlık geçirenlere bi- razvantilatörtutuyor; "Türkiye'nin coğrafibüyük- lüğü, yeri ve nüfus yapısı Amehka için önemli ol- maya devam edecek".. Azalan ölçüde bile olsa! Dikkat edin, önemimizin bıleşenlerinı anımsatı- yor: "Coğrafi büyüklüğümüz... yerimiz ve nü- fus yapımız..." Bu "üç eleman", global dış politikamızın te- mellerini oluşturdu. Buna dayanarak, paralar iste- dik... silah istedik... bizi övmelerini, göklere çıkar- malannı, el üstünde tutmalannı istedik. Bunlann hep- sini yaptılar. Bizim koltuklarımız kabardı. Ne kadar önemli olduğumuzun sık sık altını çizdik. "Coğra- fi büyüklüğümüz, yerimiz ve nüfus yapımız"\ ga- zetelerimize manşetlere çektik, "Bizi gözden as- la çıkaramazlar" dedik. Var oluşumuzun temeli yaptık "stratejik" önemi- mizi. Değerimiz. ruhumuz, geleceğimizoldu... Şimdi, eski önemde hızlı bir aşınım gündeme gelince, dış siyasetimizde sarsılma belirtileri gö- rülmeyebaşlandı. Bazılanmızbu "öneminaslayok olamayacağını, neredeyse ebediyete kadar süre- ceğini dinsel inanç gibi dile getirmekten hâlâ geri kalmıyor. • • • "Stratejik önem "imizin nemasını aslında tama- men başkalannın yediğıni görmeyecek kadar ap- tal mıyız?! Bize bu "önem"in hep kınrrtılan kaldı. Onlan ga- galayıp durduk! Hiçbir zaman, "stratejik önem"m bize yaran mı oldu, zaran mı oldu düşünmedik.. Bize ne kazan- dırdı ne kaybettirdi, araştırmadık... Fikrimi sorar mısınız? Söyleyeyim ve bir tez ortaya atayım: Türkiye, 'stratejik önem'/nden dolayıyıllardırsü- rünmektedir. 18 kez ekonomisini iflas noktasına getirmesine, hep dışandan destek ve yardımla variığını sürdürmek durumunda kalmasına bu 'stratejik önem'/ neden oldu. Stratejik önem, ABD'ye bağımlılık demek oldu. ABD'ye bağlı si- yaset, hep oradan icazetli siyasetçiler bizi yönet- ti. Müthiş bir işbiriikçi, yardakçı, vurguncu, yiyici siyasi yapı oluştu (ABD'yi bile rahatsız eder dü- zeyde!). Kendiayakları üzerinde birekonomik, bi- limsel, sosyal ve toplumsalyapı ve dengesi oluş- turamadık." Artık "stratejik önemsiz" bir ülke olmayı, gücü- müzü refahımızdan, güçlü ekonomimizden, bilim ve teknoloji üretme ve geliştirme yeteneğimizden almayı hak etmedik mı? obursalic cumhuriyet.com.tr Yeni ilaç. virüsü yok ediyor Hepatit-C'lilere AIDS tedavisi DALLAS(AA)-AIDS tedavisınde yeni bir dö- nem başlatan proteaz in- hibitörü ilaçlann, Hepa- tit C hastalığının tedavi- sinde de olumlu etki yap- tığı belirtildi. Texas Üni- versitesi'nde görevh bi- lim adamlan. proteaz ın- hibitörü ilaçlar sayesın- de Hepatit C virüsünün bloke ettiği bağışıklık sisteminin tekrar çalışır hale geldiğini saptadı. Bilim adamlan, ilaç sa- yesinde virüsün birkaç gün içinde yok olduğu- nu kaydetti. Araştırmaya katılan bilim adamı Michael Ga- le, "Yeni proteaz inhibi- törieri hücreierin daha anti- viral tepkisini yeniden kazandırryor*' dedi. Enfeksiyon tehlikesi Hepatit C hastalannın yüzde 85 'inin kronik bir enfeksiyon geliştirdiğini belirten bilim adamlan, bu hastalann yüzde 70' inin de karaciğer has- talığı geliştirdiğine dik- kat çeken bilim adamla- n, bunun nedeninin, vi- rüsün enfekte olan hüc- reierin savunma meka- nizmasını bloke etmesi olduğunu söyledi. Bilim adamlan, pro- teaz inhibitörJerinin ge- lecekte interferon teda- visiyle birlikte destek olarak kullanılabileceği- ni anımsattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear