Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Istihbarattaki 'koordinasyon' ve 'taktik' sorunu, bombalı saldınlann ardından yeniden gündemde
Operasyonu vurantarüşmaMEHMETFARAÇ
Istanbul'daki intihar saldınlannın
ardandan şüphesiz tartışmalann odağı-
nı istihbaratkonusu oluşturuyor. "Ko-
onfinasyon bozuktuğu mu, zaafmı?»"
Terörle mücadelede giderilemeyecek
büyük sorunlara yol açabilecek bu ko-
nuyu alevlendıren önemli sorunlar da
yaşanıyor. Istanbul'daki katliam soruş-
turmasını "kflitieyen'', faillerle ilgisi
olmadığı belirtilen Suriye'deki 22 ki-
şiye yönelik gözaltılar... Bir taraftan
da jandarmanın eylemlerden 3 ay ön-
ce Bingöl Emniyeti'ni uyardığı iddi-
ası gündeme bomba gibi düşüyor!..
Istanbul' un göbeğinde bir hafta için-
de 4 ayn grubun çeşitli hedefleri ce-
henneme çevirmesinin yarattığı şok
sürerken, herkes halen şu soruyu so-
• îstanbul'da bombalar patlarken yurttaşler en çok "Devlet neden haber alamadı"
sorusuna odaklandı. Tartışmalar sürerken koordinasyonsuzluk Suriye'deki operasyonu
kilitledi. Jandarmanın "Olaylardan önce uyardık" iddiası ise konuyu alevlendirdi.
ruyor: "Devletinnasdhaberiohnadı?-''
Ashnda olayı çözmeye çahşanlar bu-
nun yanıtını kendilerince veriyor: "El
Kaide'nin dünyadald hiçfoir eytemi bu
kadar hizfa ayrtınlahla
Sonra şöyle bir yaklaşım öne çıka-
nlıyor. "Devletin terörtemücaddekon-
septi değişmeİL tstanbuTu cehenneme
çevirenler, 15 Kasun'dan önce terörist
Bu değerlendirmenin kökeninde,
geçmişte BeyitEl Imam (îmamlar Bir-
liği) gibi terör eylemlerine bulaşmayan
örgüt militanlannın devletin takibi dı-
şında tutulması yaöyor. "Yani izlen-
meyen insanlar ber an her şeyi yapabi-
Hr!_" deniliyor. Örneğin, failler hare-
ketleri sürekli izlenen Hizbullahçılarol-
saydı eylemlerin belki önlenebileceği
söyleniyor... Istihbarat tartışılırken da-
ha çok ulusal kurumlarla sınırlandın-
lan "stratejikistihbaratn
ve polise vur-
gu yapılan "taktik" yani "suç istihba-
raü" sorgulanıyor. Bu sorgulama
MGK'de da dillendirilen koordinas-
yon merkezi kurulması düşüncesini
geri plana itiyor. "Çünkü" deniliyor:
u
Bügi arşrvieoecekse bir yerde top-
lanır. Oysa istihbarann anında sentez
edümesi gerekir. Kimse bu sırada ha-
vuza istihbarat akrtmaz!.. Herkes ken-
di işini kendisi göriir. Stratejik istihba-
ratta takip vapıhr. Evtemrinin bazj uv-
gulamalan büyük bahk gelecek diye
görmezden gefinebflir. Oysa taktik is-
tihbaratta. birine tokat vuran kişiye
anında müdahale gereknf
Aslında bu saptamalar yapılırken,
stratejik istihbarat konusu eleştirinin or-
tasına oturtuluyor. Taktik istihbarat ko-
nusuna ise "4
lşte failkri saptadık, baa-
laruu yakaladık" anlamı yükleniyor.
Bu arada emniyet içinde, "CIA,
MOSSAD gibi ilgili kuruJuşlann bom-
balama alaylanndan daha önce bilgj-
YÖK denkliklerini tanımıyor
Göderşeriatçı
üniversitelerde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul'daki
bombaJı saldınlara adı kanşan Idşilerin Suriye'de
eğirim gördüklerinin ortaya çıkması, gözleri şeriatçı
üniversitelere çevirdi. YÖK, diplomatik ilişkilerde
yumuşama yaşanmasına karşuı Suriye'deki hiçbir
üniversitenin denkliğini tanımıyor. AKP ise geçen yıl
şeriatçı El-Ezher Oniversitesi'ne diploma denkliği
tanınması girişiminde bulunmuştu. YÖK'ün
tanımadığı üniversiteler; Mısır, Türkmenistan,
Gürcistan, Suriye ve Bangladeş'te yoğunlaşıyor.
YÖK, bugüne kadar şeriat eğitimi veren Mısır'daki
El-Ezher, Türkrnenistan'da bulunan Uluslararası
Türkmen Türk Üniversitesi, Gürcistan'daki Kivemo
Kartli Bağımsız Üniversitesi, Tiflis Asya-Afrika
Enstitüsü, Suriye'deki Teşrin Üniversitesi,
Azerbaycan'daki Tefekkür Üniversitesi ve Bangladeş
Ulusal Üniversitesi mezunlannın "denklik "
başvurulannı reddediyor. Bir YÖK yetkilisi,
Suriye'nin geçmiş yılîarda özelikJe Hatay'da bulunan
yurttaşlan kendi
• Terörist
saldınlarla bağlantılı
olanlann Suriye'de
öğrenim görraüş
olmalan, yıllarcür
tartışüan 'şeriatçı
üniversitelerin
tanınması'
konusunu gündeme
getirdi. Ancak
diplomatik
ilişkilerde
yumuşama yaşanmış
olmasma karşın
YÖK, Suriye'deki
ûniversitelerden
mezun olanlann
diplomalannm
denkliklerini
tanımıyor.
üniversitelerinde eğitim
görmeye teşvik ettiğini
vurguladı. Yetkili,
"Burada amaç dinset
eğitimden geçirmekti.
Suriyeifler özeüikle üp
eğitiini üzerinde
voğunlaşıyorlardı. Zaten,
dünyanın hiçbir yerinde
başka bir ünhersiteden
ahnan ap dipkraıası,
yetertik suıavından
geçirümeden kabul
edilmez. Biz amaçlannı
fark edince Suriye'deki
hiçbir ünrversiteye
denklik verilmeınesi
karannı aknk" dedı.
YÖKyetkilileri,
özellikle Refahyol
döneminde,
denkliklerinin
"tanınacağT
gerekçesiyle şeriatçı
üniversitelere binlerce öğrencinin gönderildiğini,
ancak bu sayının son yılîarda düşüşe geçtiğini
kaydettiler. AKP'nin tek başına iktidara
gehnesiyle şeriatçı üniversitelerde okuyan Türk
öğrenciler "denkBk" için yeniden umutlanmışlardı.
AKP'nin geçen yıl aralık ayında hazırladığı 2. uyum
paketinde "öğrend af&" da yer ahyordu.
Komisyonda, AKP'liler, son terör olaylanyla
yeniden gündeme gelen şeriatçı üniversitelerle
ilgili bir girişimde de bulunmuşlardı. AKP'liler,
"Mısır'da eğitim veren El-Ezher İ nrversitesi'nden
ahnan, ancak YÖK tarafindan denklik verihneyen
diplomalar geçeıü okun" önensı getirmişlerdi.
YÖK Denklik Komisyonu'nda görev yapan öğretim
üyeleri ise "Böyle bir şey söz konusu büe olamaz"
görûşünü bildirmişlerdi. Bunun üzerine AKP'nin
girişimi sonuçsuz kahnıştı. AKP Mersüı
Milletvekili Mustafa Eyiceoğhı da El-Ezher'den
mezun olduğunu açıklamıştı.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
lerinin obnadığı''na iJişkin elde edilen
yazılardan da söz ediliyor.
lyi nrvet amaL
Bombalann sisine bulaşan soruştur-
mada kimilerince "zaaf", kimilerince
"koordinasyonsuznık" kimilerince de
"iç çeldjıne'' olarak öne çıkanlan tar-
tışmalar, şüphesiz manipülasyona da
açık bulunuyor. Ancak güvenlik birim-
lerinin intihar eylemleriyle ilgili so-
ruşturmada "tiditi mesafe" kaydettiği
anlaşıhyor. Olayın planlayıcılanndan
bir bölümünün Cilvegözü Kapısı 'ndan
Suriye'ye kaçöğı kesinlik kazanıyor. Bir
bölümünün de kaçmış gibi işlem yap-
üğı tahmin ediliyor. Sonuçta bu ülke-
deki gruplara yönelik 10 gün öncesin-
den itibaren bir operasyon hazırlıö ya-
pılıyor. Ancak emniyete göre, "btan-
bul'daki olaylarla ilgisi olmavan"
22 kişiye yönelik gözaltı, bu ya-
şamsal operasyonu "biönçü ol-
masa da sabote edjyor" Firarile-
rin isimlerinin açıklanması "bü-
yük hata" olarak yorumlanıyor.
Emniyetin tepesinde, girişimler
*iyi niyedi'' diye yorumlanması-
na karşın, gözaltılann asıl faille-
re ulaşmayı engellediğı vurgula-
nıyor. Suriye operasyonunun " İ B "
çıkma ihtimalinin devlete karşı
güvensizük yaratacağından endi-
şe de duyuluyor.
Jandarma uyardı mı?_
Madalyonun diğer yönündeki
bir tartışma ise daha yaşamsal bir
konu olarak öne çıkıyor. Jandar-
ma, intihar eylemlerinden 3 ay ön-
ce, El Kaide bağlantısmdan kuş-
kulandığı bazı gruplarla ilgili
Bingöl Emniyeti'ni yazıyla uyar-
dı mı?.. Dünkü Cumhurij'et'e
göre "bombaheyieınlerekanşan-
lann adlan da behrtilerek emni-
yete rapor yaztkhğı'' ardanlıyor.
Bingöl Emniyet Müdürü Ad-
nan Kaçaroğhı ise tartışma yara-
tabilecek bu iddialarla ilgili şun-
lan söylüyor: "Öyle bir yaa ha-
tnianuyonınu. Evrakgöstermek
gerek!.. tspat etsinler!^ Hizbul-
lah'uı camiyapdanmalamiailgi-
Kzamanzamanbflgflergetir.Bui)-
lar genel uyanlardır, özde indiri-
lemez... Kaldı ki, böyle bir >azı
varsa Bakanhğunız ihmaK oian-
lan bulur. Burada o zaman vic-
dan sorunu da ortaya çıkarL"
Devletin tepesinde, MGK'de,
hükümette tartışılan, yurttaşnı
kafasını kanştıran "istihbaratta-
ki sorunlar"ın bir an önce gide-
rihnesi, bu örneklerin yarattığı
tahribatla daha önem kazamyor.
'El Kaide örgütünü durdurmak için çalışma yapılmıyor, işbirliği yetersiz'
VL, üyelerini suçladı• Birleşmiş Milletler'in hazırladığı raporda, El Kaide'nin bilgi akışı sağlamalanmDış Haberler Servisi - Birleşmiş
Milletler (BM), üye ülkeleri,
Usame bin Ladin e bağlı El
Kaide'yi durdurma konusunda
çalışmamak ve işbirliğine
gitmemekle suçladı. BM
tarafindan yayımlanan bir
raporda, El Kaide'nin biyolojik veya
kimyasal saldın düzenlemesinin
önündeki tek engelin yalnızca teknik
yetersizlik olduğu vurgulandı. El
Kaide'nin ideolojisinin yayıhnaya devam
ettiği kaydedilen rapora göre, örgütün
mali kaynaklan da hâlâ kontrol altına
almabihniş değil. BM uzmanlannm
hazırladığı raporda, üye ülkelerin, El
Kaide'nin hücrelerini ortadan kaldırmada
kaynaklannın büyük bölümünün ortaya çıkanlamadığı
belirtilerek "Örgüt, vakıflar, bağış yapanlar ve uyuşturucu
ticareti de dahil suç teşkil edecek yollardan para
toplamaya devam ediyor" denildi.
da yeterince çalışmadddan vurgulandı.
Metinde şöyle denildi: "El Kaide'nin
kaynaklannın büyük bölümü hâlâ ortaya
çıkanlmadı veya dondundmadL Orgüt,
vakıflar, bağış yapanlar ve uyuşturucu
ticareti de dahil suç teşkil edecek yollardan
para toplamaya devam ediyor."
Raporu hazırlayan BM'ye bağlı izleme
komitesi, üye ülkelerin, El Kaide ve ona
bağlı alt gruplann faaliyetlerini nasıl
kısıtladıklanna ilişkın gönüllü olarak
umduklannı, ancak yamızca
yanya yakın ülkenin işbirliği
yapüğını bildirdi. Komite,
sağlanan bilginin niteliğinin bile
sorgulandığına dikkat çekerken
BM Güvenlik Konseyi'nden
ülkeleri daha fazla işbirliğine zorlayacak
bir tasan çıkarmasmı istedi. İzleme
komitesinin başmda bulunan Mkhae)
Chandler, biyolojik bir saldınrun çok
yakın bir zamanda ohnayacağına
inandığım, ancak örgütün bunu yapmak
istediğine dair birçok işaret bulunduğunu
vurguladı. Chandler, "Orgöt,
malzemeden çok teknik uzmanhk anyor,
malzemeler her yerde var" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Şu gerçeği hepimiz görüyoruz: Is-
lam dünyasında uzunca bir zaman-
dır terör üretiliyor. Türkiye'de birçok
insan "Müslümanlık terör üretmez"
diyor. Toplumumuzun çok ezici bir
çoğunluğu Islam dininin bir hoşgörü
dini olduğunu düşünüyor. Böyle dü-
şündüğü için de Istanbul'daki son
bombalama eylemlerini nefretle kar-
şılıyor.
Çoğunluk böyle düşünüyor ama, bu
vahşi eylemleri yapanlar dahil, bir-
çok Islamcı ise, şkJdet eylemlerine ka-
tılıp masum insanlann canına kıyıyor.
Bu bombalan atarken, kendisini de
ölüme götürecek eylemlere girişir-
ken bunu dini inançlannı adınayapı-
yor. Radikal Islamcı yayınlan, benim
gibi Başbakan Tayyip Erdoğan da
görüyor, Islamcı yazarlar da. Orada,
din adına ölmek ve öldürmek o ka-
dar kutsal bir şekilde dile getiriliyor
ki. Alıntılar da çoğu zaman kutsal
kaynaklardan.
Bu Islam dünyasının dramı. Aynca,
Islam Dünyası ve Terör
şu gerçeği görelim, Islam tarihi bir
yanıyla bakıldığı zaman siyasi cina-
yetlertarihi olarak dagörülebilir. Haz-
reti ömer, Hazreti Ösman, Hazreti
Ali, Hazreti Ali'nin oğullan Hasan ve
Hüseyin siyasi cinayetlerde yaşam-
lannı yitirmediler mi? Üstelik bu cina-
yetlere girişenlerin hemen hepsi de
bu cinayetleri din adına işlediklerini
iddia etmediler mi?
Tarihi olarak kendisine öldürmeyi re-
ferans almak isteyenler de çokça ör-
nek bulabilirler.
Dört halifesinden üçünü siyasi ci-
nayetlerde yitirmiş bir dinin tarihini
isteyen bu amaçlanna uygun bir şe-
kilde okuyabilir.
•••
Günümüze gelirsek, kendisini Islam-
cı diye tanımlayan kişi ve örgütler
arasında şiddeti, öldürmeyi savunan
çok geniş bir topluluk bulunuyor. Bun-
lar Islam dünyasının acı gerçeği. Bu
acı gerçeği, önce bir gerçek olarak
görüp kabul edeceğiz. Bunu böyle
gönnek, geniş Islam dünyasını töh-
met altında bırakır mı? Hayır bırak-
maz. Ancak bu dünyada var olan bir
tehlikeye görmeyi sağlar. Bu tehlike-
yi göreceğiz ki, tedbirimizi de ona
göre alalım.
Islam dünyasındaki fanatizmi kö-
rükleyen bazı ciddi birikimlerolduğu-
nu da görmeliyiz. Başka dinlerin men-
suplanna karşı düşmanlık ne yazık ki,
Islam dünyasında yaygın bir şekilde
propaganda edilir.
Yahudi düşmanlığı daha düne ka-
dar bütün Islamcı yayın organlarının
temel malzemelerinden birisiydi. Bu
konuda epeyce bir mesafe alındığı-
nı görüyoruz, ancak hâlâ buralarda
Yahudi düşmanlığını körükleyen ge-
lenekler varlığını bir ölçüde sürdürü-
yor. Aynı şekilde Hıristiyanlığa karşı
da önemli önyargılar ve düşmanlık-
lar çok yaygın. Islam dünyasında yay-
gın olan kitaplan, dergileri okuyunca
bunlarla yüz yüze geliyoruz.
Adalet Bakanı Çiçek'in şu sözleri
de bu gerçeği dile getirmiyor mu:
"Buna karşı Islam dünyasının en ev-
vel tavtr koyması lazım. Islama ina-
nan insanlar kendi dinlerini bu töh-
metten kurtarmak mecburiyetinde-
dirier. Aksi halde diniaslından bilme-
yenler, Islam eşittir terörya da Islam
eşittir vahşet gibi algılamaya gider-
ler... Böyle bir dunımda bunun so-
rumlusu bugünkü Islam dünyası dur."
Islam dünyası, bence belki de yıl-
lann ihmal edilmiş birsorununu şim-
di büyük bir tehlike olarak yaşıyor.
"Cihat" sözcüğü Islam dünyasında
çok uluortada kullanılmadı mı? Mü-
cahitlik, kendisine benzemeyen her-
kese bir düşmanlık olarak gelişirken,
birileri, terılikeyi görmek yerine bun-
dan siyasi rant elde etmeyi tercih et-
ti.
Bazı yazarlar, "Bakın Hıristiyan
dünyasında da terör var. ABD'de din
adına ne cinayetler işlenmedi mi?"
diyerek durumu idare etmeye çalışı-
yorlar.
Israil'in acımasızlığını örnek olarak
gösteriyoriar. Bütün bunlar, bizim acı
gerçeğimizi değiştinmez. Sonuçta bu
ülkenin çocuklan, din adına hepimi-
zi hedef alan korkunç cinayetler işli-
yorlar. Beş vakit namaz kılıyorlar, sü-
rekli Kuran okuyortar. Aldıkları eğitim
onlan bir şekilde teröre doğru yön-
lendiriyor.
Islam dünyası bu terörle her alan-
da hesaplaşmak zorunda. Bu hesap-
laşmayı yaparken geçmişte bu terö-
rü kışkırtan hatalan da ciddi olarak
eleştirmek zorunda.
ıslam dünyası tehlikeli ve zor bir
dönemden geçiyor.
GLOBALpOLtTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
(mparatorluk Projesi
Ne Durumda?(l)
Radikal Islamcı örgütlerin Istanbul'daki terör
eylemlerinden sonra, Türkiye'de "terorizme kar-
şı küresel savaşın yeni bir cephesinin" açıldığı açık-
landı. Türkiye'yi yönetenler bu söylemi hemen
benimseyip kendilerini "terörle küresel savaşın"
kucağına atmaya karar verdiler; böylece de ülke-
nin geleceğini ABD'nin imparatorluk projesine
endekslemiş oldular. Bu proje ABD'nin planladı-
ğı gibi giderse onunla işbirliği içinde olanlann da
ödüllendirileceği varsayılıyor. Bu varsayımdaki
doğruluk payını şimdilik bir kenara bırakıp proje-
nin, şu günlerde ne durumda olduğuna bir baka-
lım.
Başarının göstergeleri
Proje eğer başanyla ilerliyorsa, Afganistan'ın
ve Irak'ın işgali, hem ABD ve müttefîklerini hem
de ABD'de bu projenin dümenindeoturanlan, as-
keri, diplomatik ve kültürel etkileri açısından güç-
lendiriyor olması gerekir. Acaba gerçekten öyle
mi? Afganistan tam anlamıyla bir bataklık. Taliban
toparlandı ve yeniden savaşmaya başladı. Afyon
ekimi yeniden başladı, ABD Kâbil dışında dene-
tim kuramadı. Diğer bir deyişle "yeniden inşa sü-
recinin" bir yere gittiği yok. Ama bunlar dünya-
nın gözlerinden uzak tutuluyor. Bir bilançosunu
çıkaracak olsak, durumu betimleyebilmek için
çok fazla aynntı aktarmamız gerekecek. Bu yüz-
den, en iyisi biz, "gelişme raporumuzda", Bush
ve Blair efendilerin artık "terörle küresel sava-
şın odak noktası" olduğunu söyledikleri Irak'ın
üzerinde yoğunlaşalım.
'Bumerang' etkisi
İmparatorluk projesi, 11 Eylül sonrasında, "fe-
rorizme karşı küresel savaş" ilanıyla başlatıldı.
Arkasından Afganistan ve Irak hamleleri geldi. Bu
gelişmelerin "terörist saldınlara", terörist örgüt-
lerin varlığına bir son vermesi beklenmez mi, pro-
jenin başansı açısından, akıtılan kanlann haklı çı-
kanlması için? Aksine, sürecin bir "bumerang"gi-
bi dönüp, sürece yol açtığı ileri sürülen etkenleri
güçlendirdiği görülüyor.
Beyaz Saray'ın açıklamalanna göre El Kaide li-
derlerinin önemli bir kısmı öldürüldü ya da yaka-
landı ya da kaçmaktan eylem yapacak halde de-
ğiller. Yîne Beyaz Saray'a göre 100 ülkede 3400
"terörist" zanlısı tutuklandı ve 200 milyon dolar-
dan fazla paraya el konuldu.
Ancak, Bush'un Irak savaşının resmen bittiği-
ni açıkladığı tarih olan 1 Mayıs'tan bu yana Irak'ta-
ki günlük direnişin dışında, Müslüman intihar ey-
lemcilerinin bombalı saldınlannda, mayıs ayında
Riyad da 35, Kazablanka'da 45, ağustosta Ca-
karta'da 10, Bağdat'ta (BM saldınsı) 22, ekim-
de Bağdat'ta (Kızıl Haç saldınsı^ 12, kasımda yi-
ne Riyad'da 30, Nasıriye'de (Italyanlara yöne-
lik) 26, kasımda Istanbulda'ki dört saldırıda 50,
toplam olarak da 227 kişi yaşamını yitirdi, binler-
ce insan yaralandı, sakat kaldı. Diğer bir deyişle
"teröreylemlerinde" bir azalma değil yayılma var.
Beyaz Saray, CIA ve Pentagon'da üst düzey-
lerde görev yapmış çeşitli uzmanlar iki tür geliş-
meye dikkat çekiyoriar. Birincisi, Kongre Tero-
rizm Araştırma Servisi'nde görevli Kenneth Kaz-
man'a göre, El Kaide çeşitli ülkelerde yerel grup-
çuklar kurarak yayılıyor. Buna ek olarak çeşitli ül-
kelerde El Kaide'nin ideolojisinden, mitolojisinden
ve başanlanndan etkilenen, El Kaide'nin amaç-
iannı benimseyen küçük bağımsız grupçuklar olu-
şuyor. Ikincisi El Kaide daha önce hiç var olma-
dığı bölgelere sızmaya başlıyor. Iskoçya St. And-
rews Üniversitesi'nde terorizmle mücadele uz-
manı Magnus Ranstrop. kısa süre önce Latin
Amerika'da yaptığı bir gezide Arjantin, Brezilya,
Paraguay sınııiannın kesiştiği, "devletsiz" bölge-
de Müslüman militanlann yeni kamplar kurduğu-
nu, eğitim yaptığını, mali kaynaklannı ve silah-
lannı sakladıklannı saptadığını aktanyor. Beyaz
Saray eski görevlilerinden Daniel Benjamin ve
Steve Simon da "The Age of Sacred Terror"
kitabında, Kafkaslar'daki ve Filipinler'deki kamp-
lardan söz ediyorlar. Bin Ladin ve Zevahiri gibi
en üst düzey liderier de hâlâ serbest. ABD'de üst
düzey istihbarat görevlilerine göre "El Kaide ör-
gütü hâlâ emir komuta zincihni, ana yapısını ve
11 Eylül tipi saldırılar örgütleme kapasitesini
koruyor" (USA TODAY 29/11). Geçen ay, Rums-
feld'in basına sızan bir notu da savaşın başanlı
olamadığını itiraf etmiyor muydu? Pazartesiye
Irak savaşını, diplomasi, demokrasi cephelerini
ve neoconlannyönetim içindeki konumunu değer-
lendirerek devam ediyoruz...
Irtica çiftliği kurmustu
Akfırat davasmda
şeyhe tahliye
İstanbul Haber Ser-
\isi- Tuzla'nnı .\kfirat
beldesinde 'irticaifeaB-
yederde buhınduklan"
iddiasıyla yargılanan
28 sanıktan tutuklu olan
YaşarYıhnaz'ın daara-
lannda bulunduğu 3'ü
tahliye oldu.
îstanbul 5 No'lu
DGM'deki duruşmaya,
tutuklu sanıklar Yaşar
Yılmaz, Mustafa Şey-
hoğlu ve Harun Ersin
katıldı. Davanın 25 tu-
tuksuz sanığı ise duruş-
maya gelmedi. Duruş-
mada söz alan tutuklu
sanıklar, tahliyelerini
ve beraatlerini talep et-
tiler. Görüşü sorulan
DGM Cumhuriyet Sav-
cısı Ahmet Kelebek de,
sanıklann tahliye edil-
melerini ve esas hak-
kındaki görûşünü ha-
zırlamak üzere dava
dosyasının kendisine
verihnesini istedi. Tu-
tuklu kaldıklan süreyi
dikkate alarak Yaşar
Yılmaz, Mustafa Şey-
hoğlu ve Harun Er-
sin'in tahliyelerini ka-
rarlaştıran mahkeme
heyeti, dosyanın da esas
hakkındaki görûşünü
hazırlaması için cum-
huriyet savcısına veril-
mesine karar verdi.
Iddianamede, sahte
şeyh Yaşar Yıbnaz'ın
bir kadınla imam ni-
kâhlı yaşadığı ve res-
mi nikâhlı bir de eşi ol-
duğu anlatılıyor.
Yaşar Yılmaz'ın, "çı-
kar amaçh suç örgütü
kurmak", "Fatma Şa-
hin adh kadmm ırzına
geçmek" ve "Mustafa
Beşer'i dağa kaldır-
mak" suçlanndan 15
yıl arasında ağır hapis
cezasına çarptırılması
isteniyor.