25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 ARAUK 2003 ÇARŞAMBA 10 DIŞHABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 14 Aralık seçimleri öncesinde Cumhuriyet 'e konuştu 'Muhalefet seçimi kazanamaz'• Denktaş, "Seçimleri muhalefet kanadı kazanırsa ne yapacaksınız" sorusuna şu yanıtı veriyor: Muhalefetin kazanma ihtimali yoktur. Bizim sistemimiz, içinde bulunduğumuz ortamda koalisyonlar yaratacak bir sistemdir. REŞATAKAR LEFKOŞA - Kjbns 'ta 14 Aralık gü- nü yapılacak milletveidlligi seçimleri ön- cesinde Cumhuriyet' in sorulannı yanıt- layan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, muhalefetin kazanma şansı olmadığını, seçim sisterninin buna ola- nak vermediğini söyledi. Muhalefet partilerinin "Kazanırsak Annan Planı'nı imzalayacağız" iddi- asıyla ortaya çıktığını, Annan Planı'nın ise devleti ortadan kaldırmayı hedefle- diğini anımsatan Denktaş "Bu durum- da beni de sahaya çekmtş oldular. Çfin- kü benim görevim devleti korumak ve yaşarmaktır. Beni sahaya itenier şimdi de pişmanhk duyarakgeri çekUmemi ts- tiyoriar" dedi. Denktaş 'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: Seçimlerde tarafolmanız eleştiritiyor. Devleti korumak için tarafsız bir poüti- ka izleyemez miydiniz? RAÛF DENKTAŞ: Rum tarafi, Yu- nanistan'ın ve AB'nin de desteğiyle büyük bir oyun oynuyor. AB'ye gir- mek suretiyle Türkiye'nin garantörlük haklannı ortadan kaldırmayı ve Türk göçmenlerin Kıbns'tan sökülüp atıl- masını hedefliyorlar. A B yetkilileri ve ABD temsilcisı Thomas VVeston Kıb- ns meselesinin hukuki bir mesele olma- dığını söyleyerek uluslararası anlaşma- lann bize vermiş olduğu temel haklan ortadan kaldırmak istiyor. Biz bu yola sürüklenmiyoruz diye uzlaşmaz adde- diliyoruz. Rum liderliğinin hedefi An- nan Planı çerçevesinde, AB yoluylabi- zi Türkiye'den koparmak ve devletsiz bırakmaktır. Muhalefet ise Annan Pla- nı'nı derhal imzalayacağını söylemek- tedir. Bu durumda sessiz kalamazdım ve devletten yana taraf olmalıydım. ts- temediğim halde sahaya itildim. Denktaş: Gelişmeler kanımızı donduruyor Pela seçimleri muhalefet kanadı ka- zanırsa ne yapacaksuuz? DENKTAŞ: Muhalefetin kazanma ihtimali yoktur. Bizim sistemimiz, için- de bulunduğumuz ortamda koalisyon- lar yaratacak bir sistemdir. Dolayısıy- Ia dünyaya ve halkımıza duyurmaya çalıştıklan gibi Meclis'i devrahp, dev- leti ortadan kaldırma cüretini göstere- Rauf Denktaş, Reşat Akar'Ia Cumhuriyet Sarayı'nda konuştu. Verheugen: Denktaş'ın bir şeyden haberi yok düşünüyor. Ilalklann ayn yaşaması gerektiğini savunuyor ama ona rağmen bir banş süreci baştayabiar" dedi. Verheugen, "O kendini güçlii bir Idşi zannedryor, herkesi yönlendirebfleceğini düşünöyor. Oysa New York, Ankara, Atina, Lefkoşa ve Brüksel arasında görüşmder ohıyor, kararlar Denktaş'ın arkasından ahnıyor. Onun bir şeyden haberi vok" diye konuştu. "KKTC'nin devlet oiarak sadece Tûrkiye taranndan tflnmdigını., burada yapılacak seçimlerin de sadece Türidye taranndan tanınacağuu, bu seçimlerin yasalhğı bulunmadığmT savunan Verheugen, "söz konusu seçimlerde muhalefetin kazanması halinde AB'nin sonuçlan kabui edeceği" mesajı verdi. BRÜKSEL (AA) - AB Komısyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, "Kıbnsta çözümsüzlüğün Tûrkiye'ye siyasi ve ekooonıik açıdan çok pahahya mal olacağuu, başkentierde Denktaş'ın haberi ofanadan çeştth* kararlar almdtgını" söyledi. Kıbns konusunda, hükümete yönelik bir tavsiye raporu hazırlayacak olan Belçıka Senatosu'nun Dışişleri Komisyonu'nda konuşan Verheugen, Kıbns'ta çözüm ohnası halinde Kuzey ile Güney arasında dengeyi sağlayacak yardımlarda bulunacaklannı belirtti. Annan Planı'nı "dengefi" ve "başka alteraatifi ohnayan" bir plan oiarak nitelendiren Verheugen, "Denktaş, Annan Planı'nm ölü olduğunu bilecekleri bir konuma gelemezler. Bu- güne kadar, Kıbns Rumlannın AB'ye tek yanlı müracaatlannın yasadışı oldu- ğunu söylemeyen bu kişiier, Türki- ye'nin, Kıbns'taki varlığını yasadışı ilan edebiliyorlar. Hatta *Türkiye,nese- ni, ne paranı istiyoruz" diyecek kadar ileri giden bazı sendika liderlerini par- tilerine alıp, halkın yüzüne bakabili- yorlar. Bu gelişmeler, inanınız ki kanı- mızı donduruyor. Halkın bütün bunla- n düşünerek oy kullanacağuıa inanıyo- rum. Smırlann açrimasmdanbuyana68bin Kıbnslı Türk, Güney Kıbns'a geçerek Kıbns Cumhuriyeti doğum belgesi al- dL Kimlik ve pasaport aümlanyla top- lam rakam 100 bini geçiyor. Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu? Aynca devle- ti savunma yönündeki çabalaruuzı za- yıflatmryor mu?» DENKTAŞ: Bütün bu gelişmeler, bi- zim insanımızın doğumdan hakkı olan ve Rumlann bunca yıl vermekten ka- çındığı belgeleri alma eylemidir. Bunu yapanlardan bir tanesi dahi KKTC va- tandaşlığını reddetmiş değildir. Yasala- nmızda ikinci ya da üçüncü bir vatan- daşlığı engelleyen herhangi bir madde yoktur. Devlet unvanını alıp kaçan Rum idaresi bu belgeleri halkımıza verme- diği takdirde Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi'ne şikâyet edileceğini biliyor ve bu nedenle veriyor. Halkımız da gö- recektir ki, bunlan almakla ne bir şey kazanacaknedekaybedecektir. Gerek- siz bir zaman harcayarak bunlan al- maktadırlar. KKTC'nin varlığına ve bu insanlann devletine olan sadakatine ha- lel getirmeyen bir olaydır. Almamala- n tercihimizdir. Ancak alınmasına ya- sal bir engel olmadığına göre bir şey söy- lenemez. Dikkat edilirse alınan belge- lerin çoğunluğu doğum belgesidir ve bu her insanımızın hakkıdır. AB ile Güney Kıbns Rum Yönetimi son zamanlarda çözümsüzlük senaryo- lannı gündeme getiriyor. Bu durumda çözüm beldenebüir mi?_ DENKTAŞ: AB'nin, Güney Kıbns'a devlet, Kuzey'e işgal toprağı yakıştır- ması büyük bir ayıphr. Türkiye garan- tör oiarak bulunuyor. 1963 'te başlayan tehlike halen mevcut olduğuna göre kalmaya devam edecektir. Çünkü 1963 'te bize saldırarak meşru makamı teslim alıp kaçan Rum tarafi, Yunanis- tan'la yaptığı anlaşmalar çerçevesinde sürekli silahlanmaktadır. Istedikleri an 48 saat içinde 100 bin kişiyi silah altı- na alabileceklerini ve Kuzey' i düşman- dan anndırmak suretiyle Girne'ye Yu- nan bayrağı dikeceklerini kendileri söy- Iemektedir. Dolayısıyla bu ciddi tehli- ke, kalıcı bir anlaşma ile ortadan kalk- madıkça Türk askeri buradaki varlığı- nı koruyacaktır. Kalıcı bir banş ise iki toplumun eşitliğine, iki devletli, iki böl- geli, Türkiye ile Yunanistan'ın mutabık kalacağı sayıda askerin burada kalma- sını öngören bir anlaşmadan geçer. Seçimlerden sonragörüşmelerin baş- lama olasıhğı nedir? Papadopulos bu yönde çağn yapacağmı açıklamışü. Çağ- n getirse tavnnız ne olacak?.. DENKTAŞ: Görüşme çağnsı olur- sa, önce esaslan belirlemek lazım. Çağ- n Papadopulos taranndan yapılacak de- ğil. Rum liderliğine yeniden görüşür gibi yapıp Kıbns'ın tümünü götürme im- kânını vermemeliyiz. Taraflann, BM Genel Sekreteri ile ayn ayn yapacağı temaslarçerçevesinde görüşmenin esas- lan belirlenmeli ve uzlaşmaya temel teşkil eden maddeler üzerinde anlaş- maya vanlmalıdır. Bu yapılırsa görüş- meler başlayabilir. Aksi halde Kleri- des'in dediği gibi taviz vermeden kar- şı tarafi suçlama taktiği devam eder ve zararlı çıkan yine biz oluruz. Türkiye'nin tazminat ödemeyi kabul etmesi, 12-13 Aralık'taki toplantıya dönük bir adım oiarak değerlendirildi AB doruğu öııeesi cklüıı KTTO ile göpüşmedi ATO'dan Denktaş'a destek LEFKOŞA (Cumhuri- yet)-Annan Planı, Anka- ra Ticaret Odası (ATO) ile Kıbns Türk Ticaret Odasını (KTTO) karşı karşıya getirdi. KTTO'nun eleştirdiği Rauf Denktaş'a destek için KKTC'ye gelen ATO Başkanı Sinan Aygün KTTO ile görüşmedi. Aygün, ATO üyeleriy- le Başbakan DervişEroğ- hı'yu ziyaretinde yaptığı konuşmada, Annan Pla- nı'nı "Yunan veRumoyu- nu" oiarak niteledi. Ay- gün, "Kıbns Türkiye için bir kmhna noktasıdn; Se- çimlerdeAnnanPtanı'na karşı çıkanlar kazanırsa KKTC var demektir. EH- ğeıieri kazanırsa KKTC yok demektir'' dedi ATO heyetinin görüş- mediği KKTO Başkanı AMErel ise Aygün'e eleş- tiriler yönelttiJer. Erel, Aygün'ü "Çözümsüzlük fcteyen Denktaş'uı işare- tiyle hareket etmekle" suçladı. SERKANDEMİKrAŞ ANKARA-Türkiye'ninKıbnshRum Tıtiana Loizidu'ya tazminat ödemesi, Avrupa Birliği'ne bir taviz oiarak değer- lendiriliyor. Dışişleri Bakanhğı'nın "si- yasizafer" oiarak sunduğu, Avrupa Kon- seyi karannın AİHM'yi bağlamama ola- sıhğına dikkat çeken Prof. Dr. Mümtaz SoysaL hükümetin tek amacınm AB önün- deki engellerden kurtulmak olduğunu kaydetti. Dışişleri ise Loizidu konusun- da Türkiye'nin istedigi yönde alınan ka- rar sayesinde hem Avrupa'ya önemli bir uzlaşma kültürü mesajı verildiğini hem de AlHM kararlannı uygulamayan ülke statüsünden kurtulunduğunu bildiriyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazıh açıİdamada tazminatın iki koşulla öden- diği belirtildi: 1. Türkiye, Avrupa Konseyi karanna eklediği beyanla Loizidu karannın gere- ğinin yerine getirihnesinin emsal oluş- turmayacağını iletri. Konsey de Türki- ye'nin bu beyanını kendi kâran kapsa- mındanot ederektescil etti. Türkiye böy- lece, AİHM'nin önünde bekleyen 420 da- vanın askıya alınacağını öngörüyor. Söz konusu kararlann 50 tanesi hakkında gö- rüşebilir karan veren mahkeme bunlan da KKTC'de kurulan Mal Komisyonu'na yönlendirebihr. 2. Türkiye, Loizidu'nun Kuzey Kıb- ns'taki mallanna ulaşımı konusunda ve- rilen karann da 2005 sonundan önce gö- rüşülmeyeceğini kayda geçirdi. Dışişle- ri, "Böyİece, Kıbns sorunu ileflgilimü- zakereleri etkile>ebilecek olası getişme- nin önknmesi amaclannuşbrn dedi. Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan değer- lendirmelerde şu unsurlara yer verildi: • Tazminatın ödenmesi, AÎHM kara- nnın içeriğini ve KKTC topraklannda meydana gelen ihlallerden sorumlu tu- tulmayı kabul ettiğimiz anlannna gel- mez. AÎHM, Türkiye aleyhinde ihlal ka- ran verirken adanın kuzeyini tam oiarak kontrol ettiği varsayımından hareket et- miş ve ihlallerden sorumluluğun tespiti için bunu yeterli görmüştür. • AÎHM kararlanna uyulması saye- sinde Türkiye, AK Parlamenterler Mec- lisi'nin denetim sürecinden çıkıyor. • Türkiye, AB içindeki AÎHM karar- lannı yerine getirmeyen ülke statüsünden de kurtuluyor. Böyİece Türkiye, AB üye- liği doğrultusunda önemli bir engelden daha kurtulmuş oldu. • Bu durum, Yunan-Rum ikilisinin Av- rupa Konseyi nezdinde siyasi oiarak izo- le edümesi sonucunu doğurdu. Türkiye açısından önemli bir başan kazanıldı. Dışişleri'nin diplomatik zafer oiarak sunmaya çahştığı gelişme, konunun uz- manlannca farklı değerlendiriliyor. Prof. Dr. Soysal, kararla ilgili oiarak Cumhu- riyet'e "Burada iki mesele var: Birinci- si,bu karar DefegeterKomitesi'ninbirka- randır. Yani Konseyin yürütme organı- nın karan. Oysa Mahkeme'nin aldığı yargı karandır. Yargı organı olan Mah- keme, yürütmenin bu kararuu bağlayıcı hisseüneyip alacağı karariarda serbest da\TanabiBr~ değerlendırmesıni yaptı. Hükümetin yaklaşırmnın Türkiye'nin AB üyeliği önündeki engellerin aşılma- sı olduğunu da anlatan Soysal, "Loizidu karan, kabul edilemez bir karanfa. Taz- minaan ödenmeye teşebbüs edümesi bi- le yanhştL Bu alınan karar siyasi bir ka- rardır ve hukuki bir hatadır" dedi. Eski Dışişleri Bakanı ŞükrüSinaGü- ıd de Cumburiyet'in sorusu üzerine "Ka- rar içtihat karan değildir. Bu karar, AİHM'niniçtihannıdegistirmhor. 2005'e kadarerteMyoruzdenmrvOT,sadecenotedi- uyor.Karardan kaygıhz. İleride karşımı- za başka sorunlar getirebflir'' dedi. Afganistan operasyonu NATO asker istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, 11 Eylül saldınlannm ardından terorizmle savaşta ilk cephe oiarak seçilen Afganistan 'daki operasyonu yürüten NATO'nun askeri katkı istemini değerlendirmeye aldı. NATO'nun saldın ve genel maksat helikopter istemini reddeden Türkiye, kendi koşullan kapsammda uygun bir katkıda bulunacağını açıkladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, ittifak üyesi Türkiye'nin NATO'nun Afganistan'da başanlı omıasını istediğini bildirdi. BM Güvenlik Konseyi'nin, görev yeri Kâbil ve çe\Tesiyle sınırlı ISAF'ın tüm Afganistan'da etkin olmasını sağlayan karannın ardından NATO, yeni görevın başanyla gerçekleşebilmesi için gerekli askeri ihtiyaç listesini müttefiklerine gönderdi. Bu listede "sakiın ve genel maksat hefikopteri, istihbarat ve keşif timleri. yeniden yapılanma bölgelerinin sorumluluğu ve Kâbil Havaalanı'nın denetinü" gibi istemler bulunuyor. Orgeneral Hilmi Özkök, istemlere ilişkin gazetecilerin sorulannı yanıtlarken "NATO, tüm müttefıklerden Afganistan'daki operasyonun başansı açısından katkı taîebinde bulundu. Türkiye oiarak ittifakm bir parçası oiarak tabii ki bu talepleri, kendi koşullarunız çerçevesinde değeriendiriyoruz" dedi. Risk anaJizleri \ apılı> or Özkök şunlan kaydetti: "Kapah bir bölgeye sılaşmış ISAF'uı başanlı olma şansı azaklı. Yeni bir ISAF ve görev tanımı bulunuyor. Tabii ki Türkiye oiarak yeni risk anahzlerini sürekli yapıyoruz ve koşuüar kapsammda nasıl bir katkı yapabileceğimizi değerlendiriyonız. Ancak bu konuda hükümetle herhangi bir görüşme yapnuş değiBz. T ' NATO'nun ISAF'm geçen sene komutastnı üstlenen Türkiye'nin askeri deneyimine büyük önem verdiği ve bundan yararlanmak istedigi kaydediliyor. Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in de NATO'nun Afganistan'daki kıdemli sivil temsilcisi olarak atanmasımn Türkiye'nin buradaki sorumlulugunu arttırdığı değerlendirmeleri yapılıyor. Afganistan'daki ISAF bünyesinde Türkiye'nin bir bölük askeri bulunuyor. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül. toplantısında, Türkiye'nin helikopter veremeyeceğini, ancak başka katkılarda bulunmayı öngördüğünü açıkladı. GAZETECİ-YAZAR BURHAN ARPAD' ı (19 Mayıs 1910 - 3 Aralık 1994) ölümünün 9. yılında saygı ile anıyoruz. ARPAD AİLESİ Loizidu'ya tazminat ödendi• Avrupa Konseyi Dele- geler Komitesi, Loizi- du'nun KKTC'de kalan topraklanna ve evine geri dönmesini öngören AİHM'nin genel hükmü- nün "zamanı geldiğinde in- celenmesine" karar verdi. Komite, Türkiye tarafindan tazminat ödenirken konu- lan "diğer Rum davalarma emsal oluşturmayacağı" şeklindeki notun da dikkate ahnacağmı karara bağladı. STRASBOURG (Cumhuriyet)- Türki- ye, Güney Kıbns Rum Kesimi yurttaşı Ti- tiana Loizidu'ya Avrupa însan Haklan Mahkemesi'nin (AÎHM) karan gereği 1 milyon 120 bin Euro tutanndaki maddi taz- minatı ödedi. A\Tupa Konseyi Delegeler Komitesi, AİHM'nin maddi tazminat ka- ran dışında, Loizidu'nun "KKTC'de ka- lan topraklanna ve evine dönmesinin ga- ranti alüna alınnıasınr öngören genel hükmüne ilişkin olarak konunun zamanı geldiğinde ve 2005 yılı sonunda ele alın- masına yönelik teklifler de göz önüne alı- narak ileri bir tarihte incelenmesine ka- rar verdi. Komite karannda, "Türkiye, Loizidu'ya 1 milyon 120 bin Euro ödeme yapmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ödemenin emsal ohışturmaya- cağuu notunu koymuştur. Avnıpa Konse- yi bu noru dikkate alacaknr" denildi. Ödemenin yapıldıgına ilişkin karar ta- sansıyla AÎHM'nin Loizidu davasının esasıyla ilgili bölümüne ilişkin karar ta- sanlan ise Daimi Delegeler toplantısın- da görüşülerek oylandı. Ödemenin yapıl- dıgına ilişkin karar tasansında, "Türid- ye, Loizidu'ya 1 milyon 120 bin Euro öde- me yapmışnr. Ancak Türkiye Cumhuri- yetiHükümetiödemenin emsal oluşturma- yacağmı notunu koymuştur. Avnıpa Kon- seyi bu noru dikkate alacaknr" hükmü kabul edildi. Davanın esasıyla ilgili ka- rar tasansı da toplantıda uzun tartışmalar sonucu kabul edildi. AÎHM'nin maddi tazminat dışında "Rum kadmmKKTC'de- ki topraklanna veevinedönmesinin garan- ti altina ahnmasını" Öngören genel hük- müne ilişkin olarak bu konunun, zamanı geldiğinde ve 2005 yılı sonunda ele alın- masına yönelik teklifler de göz önüne alı- narak ileri bir tarihte incelenmesine ka- rar verildi. Delegeler Komitesi toplantısında, dün akşam yapılan tartışmalann çok hararet- li geçtiği, Yunan ve Rum temsilcilerinin dönem başkanı Hollanda ve Avrupa Kon- seyi Genel Sekreteri yetkililerine ağır ha- karetlerde bulunduklan belirtildi. eÛTÜfi UİKELFRlf; İSCH.ERİ VE EZ1LFN JL'JSLA» aİ«L£JtM CÜNEYTAKALJN Kıbrıs sorunu, Sol ve AKEL YILDIRIM KOÇ Emperyalizm, işçj sıntfı ve sendikalar YUSUF BULDU Seydişehir Alüminyum'da büyük oyun H. BARTUSORAL . < - .. Türkiye'de Itberal kapitalizm denemeteri: 1980-2002 NEDİM OZANER Halkçılığın bilançosu ve günömûztteki işJevi AHMET SAY Hatkçftık ve çağdaştaşma ARALIK SAYISI BAYILERDE tsSMai Cad Deva Çıkmazı No. im BeyoğkvfST Te(- 0212 292 53 Z3-2<; Faks. 0212 292 53 22
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear