Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 OCAK 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
UGUR MUMCU OZEL EKI
UĞUR MUMCU'NUN KALEMİNDEN
TERÖRÜN YAKIN TARİHÇESİ...
ÇJ ağcı bir militanda Sovyet yapısı Kalaşnikof, sol-
i j c u bir militanın elinde Amerikan yapısı Smith
Wesson ne arardı? 'Solcular, Sovyet silahlannı,
sağcılar Amerikan silahlannı kullanır' gibisinden
genellemelerin olaylara hiç uymadığını biliyoruz.
Solculann elinde Sovyet ve Çin silahlan, sağcıla-
nn elinde de Amerikan silahlan göründüğü gibi, bu-
nun tersi önıeklere de çok rastlanmaktaydı; solcu-
da Amerikan silahı, sağctda Sovyet silahı da ele geç-
miyor değildi. Mermiye gelince, o da ilginç: Mer-
miler de "Gecco" adlı Alman finnasından geliyor-
du. Neydi bunlann anlamı?..
(Cumhuriyet, 24 Şubat 1981,
Silah Pazan)
p
T
l
erör çokuluslu boyutta olunca, bu teröre karşı
A alınacak önlemlerin de çokuluslu olması gere-
kir. "ASALA" gibi örgütler, üç beş tane gözü dön-
müş teröristten oluşuyorsa, bunlann hakkından gel-
mek hiç de güç değildir. Yok eğer bu örgütler, he-
men hemen her ülkede, birtakım çevrelerden yar-
dım ve destek ahyorlarsa -ki öyle görünüyor- ola-
yın niteliği değişmektedir.
Teknik dinlemenin, haber alma olanaklannın
ulaştığı aşama, akıllara durgunluk verecek durum-
dadır. En gelişmiş aygıtlarla do-
nanmış güvenlik örgütlerinin,
hele FBI, CIA, KGB ve benze-
ri kuruluşlann, Enneni terör ör-
gütlerini bilmemeleri düşünüle-
mez. Hiç şüpheniz olmasın, bu
örgütlerde, Ermeni terör çetele-
rinin mali kaynaklan başta olmak
üzere, her türlü bilgi vardır. Er-
meni terör örgütlerine, bu haber
alma kuruluşlannın en hünerli
ajanlan bile yerleştirilmiştir.
Öyleyse nedir bu? Yıllarca
Türk diplomatlanna karşı sür-
dürülen, Avustralya'dan Kana-
da'ya kadar, hemen hemen her
ülkede Türk temsilcilerine kar-
şı yöneltikn bu saldınlann, bü-
yük haber almakuruluşlanncabi-
linmemesi düşünülemez.
(Cumhuriyet, lONisan 1982,
'îç ve Dış Terör')
Bir başka önemli bir olgu var:
PKK terörü ve ASALA te-
rörü arasındaki ilişki. ASALA te-
rörü biliyorsunuz, Kıbns Banş
harekâtından sonra başladı. Da-
ha önce yok muydu Ermeni id-
dialan? Ama neden teröre dö-
nüştü? Kıbns Banş harekâtın-
dan sonra dönüştü. Îç terörle eş-
güdümlü biçimde 1980'nedoğ-
ru hrmandı, 1982'de sahneden çe-
kildi ve Lübnan'daPKK ile ASA-
LA arasında bir toplantı oldu,
ondan sonra PKK terörü başladı...
(TRT Sınır Ötesi'programı, 1992)
PKK eylemleri 15 Ağustos 1984 günü başladı.
Kürt'ü Türk'e, Türk'ü Kürt'e; Ermeni'yi Türk'e,
Türk'ü Ermeni'ye; Alevi'yi Sünni'ye, Sünni'yi
Alevi'ye düşman eden, emperyalizm ve emperya-
lizmin Ortadoğu'daki çıkarlandır.
Dün öyleydi, bugün de öyle...
(Cumhuriyet, 29 Temmuz 1992,
Kürt-Ermeni)
T7' im destekliyor PKK'yı? PKK örgütünün genel
J^Jcarargâhı, "Bekaa Vadisi"ndeki kamplardır.
Kuzey tran'da da PKK kamplanna rastlandığı ile-
ri sürülüyor. Abdullah Öcalan'ın, aynca Suriye'nın
başkenti Şam'da bir evi bulunuyor.
PKK, Avrupa'nın birçok ülkesinde de örgütlen-
miş durumdadır. Örneğin PKK'nın Almanya'daki
yayın organlan "Bennvedan" ve "Seravedun" ad-
lı gazeteler de Bonn ve Köln'de yayınlanmaktadır.
Alman terör örgütü "Baader-Meinhoff" çetele-
rinin Türkiye'de örgütlenmesine izin verilse, aca-
ba Alman hükümeti ne düşünürdü?
"trianda Kurtuluş Ordusu" IRA'nın Ankara ve
tstanbul'da temsilcilik açmalanna ses çıkanlmasa;
Ingiltere hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti hüküme-
tine karşı nasıl bir tepki gösterirdi?
Fransız "Front de Iiberation de is Bretonne" ve
"Action pour la Renaissance de la Corse" adlı terör
örgütlerine Türkiye kucak açsaydı, Fransız hükü-
meti ne derdi?
PKK, bir terör örgütüdür ve bu terör örgütü NA-
TO ülkelerinin başkentlerinde ve büyük kentlerde
kolayca örgütlenme ve çahşma olanağı bulmakta-
dır. Bunlar, bütün dünyanın gözü önündeki açık
desteklerdir.
(Müliyet, 24 Mart 1992,
Lübnanlaşmak)
ne anlama geliyor? Çekiç Güç,
^ savunmasının bir bölümünü "taşero-
na" vermek anlamına geliyor. Hem bu anlama ge-
liyor, hem de Irak'm iç işlerine kanşma anlamına.
îşlev, bunlarla da bitmiyor. "Çekiç Güç", Kuzey
Irak'taohışan"KürtFedereDevteti"nmkurulup ge-
lişmesini sağlıyor. Bu gelişme Kürtler açısından,
"Sevr Anlaşması"mn yetmiş iki yıl sonra uygulan-
ması anlamına da geliyor.
Sevr Anlaşması'ndan önce 1929 Şubat'ında Lond-
ra Konferansı ve aynı yıl nisan ayındaki San Remo
Anlaşması, Kürtlere yerel özerklik vermiş, bu mo-
del, Sevr Anlaşması'nın 62-64. maddeleri ilebiçim-
lendirilmek istenmişti.
Aynı oyun yine sahnededir:
Önce "ÇevikGüç", sonra "Çe-
kiç Güç."
ABD, Ortadoğu'yu gün geç-
tikçe egemenliği altma ahyor.
(Cumhurivet, 23 Aralık
1992,
Ta§eron)
Dünya, tıpkı I. Dünya Sava-
şı öncesi olduğu gibi, per-
gelle cetvelle bölünüyor ve per-
gelle, cetvelle sınırlar çiziliyor.
1933 yılında Amerikan şirket-
leri Suudi Arabistan petrolleri-
ni ele geçirdiler. Aramco şirke-
tini kurdular. Yine Batılı petrol
şirketleri, tran'da Dr. Musad-
dık'ı devirdikten sonra Iran pet-
rollerine egemen oldular.
îşte bugün Kuzey Irak'ta ya-
şanan kavga, yıllık 16 milyar
dolar olan Musul ve Kerkük pet-
rollerine Batı şirketlerinin ege-
men olma kavgasıdır. îşte bu
kavga için Kürt Türk'e, Türk
Kürt'e kırdınlıyor. Bunu çok
açık şekilde görmemiz lazım.
(Berlin konuşması-1992)
Tnsan haklan ye inşan hakla-
Annın en önemlişi olan yaşama
hakkı herkes îçın savunulmah-
dır.
Evinin girişinde kurşunlanan
Prof. Muammer Aksoy için de
gazeteci Çetin Emeç için de evine gönderilen bom-
ba ile öldürülen Doç. Bahriye Üçok için de... Tu-
ran Dursun için de Albay Durmuş Akşen için de
Hiram Abas için de Korgeneral Hulusi Sayın ve Is-
mail Selen için de Orgeneral Adnan Ersöz ve Ora-
miral Kemal Kayacan için de.
Yaşama hakkında ne ırk aynmı vardır, ne mes-
lek, ne görev, ne rütbe ve ne siyasal görüş farkı!
(Cumhuriyet, 12 Ağustos 1992,
Değer Yargılan)
r
T"
l
erörün sağı solu olmaz. Katilin sağcısı solcusu
L olmaz. Katil katildir. Sağcı, solcu veya etnik,
hiçbir cinayet haklı görülemez.
Dünyadaki temel norm budur.
(Harp Akademileri Konferansı
konuşması -13 Ocak 1993)
Terör bir insanhk suçudur. Bu terör, kim tarafın-
dan yapılırsa yapılsın, devlet tarafindan da ya-
pılırsa yapılsın, PKK gibi, Dev-Sol gibi ya da ül-
kücü gruplar gibi ya da Islamcı terör gruplan gibi.
Terörün bir tanesinden yana olmak ya da bir tane-
sine hoşgörüyle bakmak ya da bu olaylan suskun-
lukla geçirmek, bir insanlık suçudur.
(Berlin konuşması, 1992)
KAPANMAYAN DOSYA: UMUT
Aydınlannı
koruyamayan ülkeMUSTAFAÇAKIR
A
NKARA - Cumhuriyetin, Ata-
türk ilke ve devrimlerinin
ödünsüz savunucusu Uğur
Mumcu'nun katillerini bubnak ama-
cıyla başlatılan UMUT Operasyonu,
şeriatçı terör örgütlerinin Türkiye
üzerindeki emellerini de ortaya çı-
kardı. Tetiği çekenleryakalandı ama
cinayetleri tezgâhlayanlara hiçbir za-
man ulaşılamadı. Hükümetler deği-
şir, davalar sürerken, Türkiye'nin ay-
dınlan birer birer teröre hedef olma-
ya devam etti.
Türkiye 9O'lı yıllarda yoğunlaşan
köktendinci örgütlerin eylemleriyle
sarsıldı. 1990 ile 2000 yılı arasuıda
Prof. Muammer Aksoy, Çetin Emeç
Turan Dursun, Bahriye Uçok, Uğur
Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner
Kışlah ve son olarak da Necip Hab-
lemitoğhı art arda köktendinci terö-
rünkurbanı oldu. Cumhuriyetin ödün-
süz savunucusu Uğur Mumcu, 24
Ocak 1993 tarihinde aracına yerleş-
tirilen bombanın patlaması ile yaşa-
mını yitırdi. Sükyman Demirel' in 49.
hükürnete başbakanlık ettiği dönem-
de gerçekleşen suikastın ardından
devlet yöneticileri bu cinayeti aydın-
latmanın "namus borcu" olduğunu
söylediler. Ancak bu borç, ödeneme-
diği gibi yeni cinayetlerle katlandı. Su-
ikastın üzerinden 4 yıl geçtikten son-
ra TBMM'de araştırma komisyonu
kurulabildi. Komisyonun 4 Haziran
1997 yılında TBMM Başkanlığı'na
sunduğu rapor ile soruşturmada ya-
şanan aksaklıklarMeclis çatısı altın-
da dile getirildi. "Bütün olasıhklann
değerlendirilmediği, çok
birsoruşturntanın vapümadı-
açıkür.Adetâblâytn zaman zaman
biryönelonflfee edUmek isten-
digm'deHtoplamadanbaşlayarakher
kademedebeffi savsaklamaveihmal-
lerin olduğu açıkür" ifadelerine yer
verilen komisyon raporu, soruştur-
maya ilişkin bazı kuşkulann doğma-
sma neden oldu. Komisyonun su-
ikastlann ardında yabancı ülkelerin
olabileceği, soruşturmanın bu yönde
derinleştirilmesi gerektiğine ilişkin
görüşleri dikkate alınmazken, rapor-
la devletin küçük düşürüldüğü iddi-
alan ortaya atıldı.
Sürpriz tanık
kargaşası
Mumcu suikasnnda ilk sürpriz ge-
lişme, olaydan 6 yıl sonra DGM Sav-
cısı HamzaKekşın komisyona da ifa-
de veren "Acar" kod adlı Abdullah
Argun Çetin hakkında "Mumcu'un
ökhniilınesineistirakettiğivebuarnaç-
la oiuşturulan çetenin üyesi olduğu"
gerekçesiyle idam istemiyle dava aç-
masıyla ortaya çıktı. Ancak bu sefer
de Abdullah Argun Çetin'in akli den-
gesinin yerinde olmadığı ileri sürül-
dü. Ankara 1 No'lu DGM'de 7 Ocak
1999 tarihinde yargılanmaya başla-
nan Çetin'in "akılh otaıp olmadığı-
nm" araştınlması 1 yıl sürdü. Sonun-
da Çetin'in herhangi bir akıl hastalı-
ğı ve akıl zayıflığı olmadığı belgelen-
di.
Ancak bu süre içüıde gazetemiz
yazan Prof. Ahmet Taner Kışlah, 21
Ekim 1999 tarihinde Ankara Univer-
sitesi Iletişim Fakültesi'nde verece-
ği derse gitmek üzere arabasına bin-
diği sırada sileceğe yerleştirilen bom-
banınpatlaması sonucu yaşamını yi-
tirdi. Önceki cinayetler aydınlatılama-
dığı gibi faili meçhul cinayetlere bir
yenisinin daha eklenmesinin de önü-
ne geçilememişti. Cinayetin ardın-
dan polis, Iran destekli şeriatçı Hiz-
yulmayan Kudüs Ordusu ve Tevhid
Selam'dı. 6 Mayıs'taki operasyonda
Tevhid Selam örgütünün üyeleri Yıı-
suf Karakuş, Abdülhamh Çeük, Ha-
san Kıhç, Mehmet AH Tekin, Muzaf-
fer DağdCTİren, Mehmet Şahin.Fatih
Aydın, Talip Ozçelik ve Arif Tan ya-
kalandı. Dönemin Içişleri Bakam Sa-
dettinTantan yaptığı açıklamada, gö-
zaltına alınanlar arasında Mumcu'nun
katillerinin de bulunduğunu bildirdi.
Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik
îstanbul'daki sorgulannda suikastı
bütün aynntılanyla anlattılar. Anka-
ra'ya getirilen Karakuş ve Çelik'e
Mumcu'nun yaşamını yitirdiği evi-
nin önünde de tatbikat yaptınldı. Bu
^İM^^^KM:.
fâgBfâm
'mkw&wz
bullah terör örgütü üzerinde yoğun-
laştı. Cinayetleri aydınlatan ilk ipuç-
lanna ise 17 Ocak 2000 tarihinde Is-
tanbul-Beykoz'da Hizbullah'ın îlim
grubuna yönelik hücre evine yapılan
baskında ulaşıldı. Operasyon sırasın-
da Hizbullah'ın liderlerinden Hüse-
yin VeBoğhı öldürüldü. Evde bulu-
nan CD ve belgeleri incelemeye alan
polis, faillere yönelik operasyolara
21 Şubat 2000 tarihinde başladı.
Ve UMUT başladı...
Operasyona "UMUT" adı verilir-
ken, cinayetlerin ardındakı örgütler de
yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Bu örgütler Iran gizli servisi SAVA-
MA tarafindan eğitilen ve adlan du-
kişilerin ifadeleri doğrultusunda su-
ikastlann kilit isimleri Necdet Yük-
sel ile "Teldn" kod adlı Ferhan Oz-
men'e ulaşıldı. Daha sonra yapılan
açıklamalarda ise suikastın asıl fail-
lerinin Yüksel ve Ozmen olduklan bil-
dirildi. Gözaltına alınan örgüt üyele-
rinin ifadeleri doğrultusunda Şin-
can'da cephanelik ortaya çıkanldı.
Burada yapılan aramada, Kışlah su-
ikastında kullanılan zaman ayarlayı-
cı "Serldsof" marka saat ile elektro-
nik düzenek, 80 kılograma yakın C-
4 patlayıcı ve bilyalar bulundu. Ope-
rasyonda aynca Prof. Dr. Muammer
Aksoy cinayetinde kullanıldığı belir-
tilen Barerta 7.65 çapındaki silaha da
ulaşıldı. Ferhan Özmen'in ifadesin
De^mı 6. Savfada
DOSTLARI UĞUR MUMCU'YU ANLATIYORON YIL SONRA...
MUZAFFER İLHAN ERDOST
(Yayıncı, yazar)
Uğur ölmedi,
öldürüldü. Bu,
değiştirilemez,
dönüştürülemez
birgerçek.
Ölümü, ülke-
yi ayağa kaldır-
mıştı.Çünkü öl-
dürülen kendi-
siydi, ülkenin,
halkın kendisiy-
di. Uğur'un be-
deniyle birlikte
parçalanan, yı-
ğuılann düşünceleriydi, kamlanydı,
özlemleriydi göğe savrulan ve ayaklar
altında çiğnenen. Uğur'un kimliğinde
birleşmiş, bütünleşmiş, kenetlenmiş-
lerdi. Akan bir ırmak değil, taşan bir
seldiler.
Halk bu, Anadolu halkı. Acılarla
kavrulmuş, agıtlarla avoınmuştur. Onun
içüıde korlaşmış akışan bir alevdir sü-
rekli yanan. Duyar da, tam açıklaya-
maz. Sezer de sezdiğiyle kahr. Bilir ama
anlatamaz. Ama onun istencini halkın
bilicileri dile getirir. Ancak onlar ta-
rih bilir, strateji bilir, oyun bilir, hile bi-
lir, her şeyi bilir onlar. Halkın istenci,
onlann bilincinde biçimlenir. Akışan,
sezişen şey onlann dilinde bilinç olur.
Aydınlanır öldürümler. Öldürülenler
gülemez doğal ki, ama bizi gülümse-
tirler.
Bir simge olarak da, Uğur dendiği
zaman, içimdeki kasırga beni savuru-
yor. Uğur'un bedeni gibi dağıhyor bi-
lincim, bilgim, tarihim, coğrafyam,
elimi uzattığım ekmeğim. Çünkü. halk
birleşti, bütünleşti öldürümün karşı-
sında. Biz aynldık, ayırdık, dağıttık ve
yitirdik öldüren eli ve öldürten irade-
yi. Uğur'u öldüren ve öldürten irade-
yi güldürüyoruz şimdi.
On yıl sonra, onuncu kez ve bu kez
biz öldürdüğümüz için.
Uğur'u öldürten irade, bugün
Uğur'un yanm kalan gövdesini, Pax-
Am'ın Ortadoğu'ya çevirdiği namlu-
suna sürüyor.
Adı "umut" olan sahnede, bir med-
yumu oynuyoruz, ve biz, kendimiz,
Uğur'u bir kez daha kucaklıyor, sürü-
yoruz namlusuna Pax-Am'ın.
MUMCU 'NAMUSÇU'LARA
GÜLÜYOR ARTIK!
YALÇIN BAYER (Gazeteci, yazar)
Suikasta uğramadan yaklaşıkbir haf-
ta önceydi: Hürriyet'tenmeslekdaşımız
Mehmet Yaşin'e birlikte Uğur Mum-
cu'yu Karh Sokak'taki evinde ziyare-
te gittik. Cumhuriyet'te birlikte yaşa-
dığımız olaylardan sonra bir grup ar-
kadaşunızla birlikte istifa ettiğimiz-
den, konuşacak çok şeyimiz vardı.
Mumcu'nun, Hürriyet'in çıkaracağı
bir dergide yazmasını istiyordu Yaşin.
Güldal Mumcu'nun bizi karşılama-
sından sonra Uğur Mumcu'nun
çahşma odasına geçtik. Hoş-
beşten sonra ağzından ilk kez
ilginç bir şey duydum:
"Yahu Yalçın, Çorlu'j'a ne
zaman gideceğiz?"
Şaşırdım:
"Babam 1940'hyülann baş-
lannda Çorlu'nun imar planı-
nı hazıriamış, orabrda çokkal-
nnş™ Çorlu'yu hiç görmedim,
bir hafta sonu beni götür" de-
di.
Ne yazık ki kısmet olmadı;
göremeden aramızdan aynldığı için
çok üzüldüm. Ama Çorlu'da adı veril-
miş bir park var. Mumcu'nun mesle-
ğiyle ilgili üç temel "eşyası" vardı:
Telefonu (paraleli yok), bilgisayan
(Türkiye'ye geldiği zaman hemen öğ-
rendi) ve arşivi (belgelerini sabotaja ve
yangına karşı korumak için özel çin-
ko kasalarda saklardı).
Daha cep telefonu yoktu.
Bitirmekte olduğu son kitabından
bazı bilgiler aktardı:
"Apo'nunMTT'leilişkisinibuklunL-
Abdullah Öcalan nerede yetişmiş, An-
kara'ya nasıl gelmiş, nasıl burs autuş,
netür güç odaklan ile işbir-
liğiyapmış-.".
Mumcu ölümünden 17
gün önce Cumhuriyet'te-
ki köşesinde çıkan yazıda
"Küröersömürgedliğe kar-
şı bağımsı/iık savaşı yapı-
yorsa, aralaruıda CIA ve
MOSSAD'ın ne işi var?
Yoksa CIA ve MOSSAD,
anti-emperyaüst savaş ya-
pnor da. dünya bu savaşın
farkmda değil mi?" diye
yazmıştı.
ilginç değil mi?
ABD'nin kak'a karşı oynadığı oyun-
lann fotoğrafuıı o zamanlar çekmişti.
Mumcu, belgesiz ve bilgisiz hiçbir ko-
nu hakkında yazmazdı.
Onun ölümünden sonra katilleri ya-
kalamak için "namus ve onur borcu-
muz var" diyenler nerede?
Hiçbiri yok bugün.
Türkiye'nin aydınlanmasına düşman
olan "karanhk güçler"e karşı savaşan
Atatürkçü aydın, bilim adamı ve yazar-
lara daha çok görev düşmüyor mu?
Düşüyorda...
tşte o kadar.
UĞUR MUMCU BİÜNCİMİZDİR
SEYHAN ERDOĞDU
(SBF öğretim görevlisi)
Dünyayı yönetenlerin küresel hege-
monyası, sermaye gücü ve devlet gü-
cünün yanı sıra, geliştirip pazarladık-
lan düşünce ve değerler sisteminin gü-
cüne dayanır. Toplumlar üzerinde, dü-
şünsel anlamda hegemonik liderlik ku-
rulduğu zaman, emekçilerin ve maz-
lum milletlerin farklı düşünce ve de-
ğerlere dayalı altematifbir toplum ara-
yışı geriler ve hatta ortadan kalkar.
Onun için her gün yeniden, bizlere,
küresel pazarlarda ulus ötesi tekelle-
rin egemenliğinin, özelleştirmenin,
devletin küçülûUmesinin, ticari ve ma-
li serbestliğin ekonomide verimliliği na-
sıl artıracağı, hizmet kalitesini nasıl
yükselteceği anlatılu-.
Onun için Graham Fuller,PaulHen-
ze gibi CIA ajanlan ve onlann şeriat-
çı işbirlikçileri, Kemalizmi ulusumu-
zun bilincinden sihnek için kampan-
yalar açarlar.
Onun için büyük sermayenin em-
rindeki medya ulusal bağımsızlık ye-
rine karşılıklı bağımlılık masalını, dev-
letçilik yerine özelleştirmeciliği, halk-
çılık yerine köşe dönücülüğü beyinle-
rimize kazımaya çalışır.
Uğur Mumcu, "bizi mahvetmek is-
teyen kapitaUzmin ve bizi köleleştir-
mek isteyen emperyaMznıin", her gün
yeniden ve farklı biçimlerle. bizleri
uyuştururcasına önümüze sürdüğü bü-
tün bu görüş ve değerlere karşı geniş
halk yığınlannın bilincidir.
Bu bilinci ve inancı öldürmek için
Uğur'u öldürdüler. Bu bilinç ve inanç
yaşadığı için Uğur yaşıyor.