25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2003 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Taban Kayması ANAYASA MAHKEMESl'nin son karan basit bir manevrayla aşılsa da, öyle görünüyor ki AKP enin- de sonunda büyüR bir taban kayması tehlikesin- den kendisini kurtaramayacaktır. Yalnız Erdoğan-Gül ikilisi ve yanlanndaki takım- lar arasındaki yanşmanın ortaya çıkardığı bir teh- like değil bu. Oylesi, tepedeki uzlaşmalarla kolay- ca aşılabilir. önemli olan, parti dışındaki etkenler dolayısıyla beliren durumdur. Tuhaf olan da şu: Partinin başındakiler, sağlanan büyük oy desteğine karşın içte pek sağlam görme- dikleri bir "meşruiyet"\ dışarda aramak ve o yol- dan kendilerini güvenceye almak amacıyla giriştik- leri dış ilişkiler yüzünden bu duruma düştüler. O iliş- kilerin zorlayışlandır ki, onları, bu kez böyle bir ta- ban kayması olasılığıyia karşı karşıya getirmiştir. B i r i n c i zoriama, Amerika'nın Irakzorlaması. Av- rupa Birliği'nden takvim koparmakta VVashing- ton'dan destek isterseniz, onlar da sizden efoet Sad- dam'a karşı destek sözü vermenizi isterler. Şimdi, 0 verilen sözün sıkıntısı çekilmekte. Bir yanda ülkenin evlatlannı başkalannın çıkar- lan uğruna ateşe sürmek istemeyen ve aynı zaman- da kendi önlemlerini almaya çalışan askerin dire- nişi, bir yanda da Müslüman bir komşuya karşı petrolcülerle işbirliği yapma zorunluluğunun parti tabanında yarattığı hoşnutsuzluk. Dışişleri Baka- nı'nın son Ortadoğu girişimi bu hoşnutsuzluğu gi- dermişe benzemiyor. Hele, aynı girişim, buradaki Arap büyükelçilerinin anlatmaya çalıştıklan gibi, komşulann gözünde Iraküzerindeki Amerikan bas- kısını şu ya da bu yoldan desteklemeye yönelirse, taban tepkisinin ne ölçülere varacağını kestirmek için kâhin olmak gerekmez. 1 kinci zortanış, yine AB takvimi yüzünden hem I Avrupalılara, hem de Amerikalılara verilen Kıbns sözleriyle ilgili. özellikle, bu sözlerin Dışişleri'nde- ki bürokrasiye yansıyan sonuçlan da belli olmaya başladıktan sonra. Eğer bu sonuçlar Birleşmiş Milletler çerçevesin- de yapılan görüşmelerde Türk taratinı olmayacak tutumlara zoriama derecesine vanrsa, bunun par- ti tabanında yaratacağı tepkiyi tahmin etmek için defalcı olmak gerekmez. Zaten VVashington'da, Ko- penhag'da ve sonra Ankara'da parti kodamanla- nnca edilmiş bulanık sözlerin Kıbns mitingleri üze- rindeki etkisi yüzünden Türkiye kamuoyu yeterin- ce tedirgin ve rahatsız. Sözler bir de Lefkoşa üze- rine somut baskılara dönüşürse, parti tabanında- ki tepkiyi kimse durduramaz. Durumu daha da ilginç ve parti yönetimi bakı- mından tehlikeli kılan etken, parti üyeliği, seç- men oyu ve grup yapısındaki karmaşık durumdur. AKPde, apartoparkurulan bütün partilergibi, çok çeşitli eğilimleri, kalıntılan ve aktarmalan toplayan bir parti olarak ortaya çıkıp seçim kazandı. Irak ve Kıbns konulanndaki bocalamalar, ister istemez, bu karmaşık yapıda çözülme yaratır. llgililere şimdiden önemle duyurulur. The Cricket Pub L ingiliz pub'larının tüm özellikleriyle... 24 Ocak 2003 Cuma Yonca Lodi enerji dolu, saatler... # GOLDEN TULIP BIESİN TOPKAPt HOTEL Aynntılı bilgi ve rezervasyon için Tel.:0212 631 12 12 Ziyafet ofisi (3352-3353) E-maii: efesin@erestntopkapi.cpm.fr Millet Caddesi 186 Topkapı 34270 istanbul KADIKÖY ÂHKÂMI ŞAHStYE DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No. 2002 906 \'ası Tay. Mahkememızce verilen 27 12.2002 tanh ve 2002 906 Esas. 2002 1091 savılı ılamı ıle. 1340 doğumlu. Süleyman ve Zeynep kızı Nezahat Koçak'ın rahatsızlığı sebebvvle 4721 sTMK.nun 405 maddesi gereğınce vesayet altına alı- narak kendısıne, davacı kızı Esra Koçak vası tayin edilmış- tır. Keyfıyet ılan olunur. 16 01 2003 Basın 2511 Uğur, Uğur, Sevgili Uğur... O gazetecimiz, olmazlan oldurdu; canı pahasma yurdumuzda olagelen ne kadar tarikatlara yaslanmış ticaret ve siyaset varsa, döneklikler, cinayet rezillikleri varsa kanıtlanyla ortaya serdi. Uyuşturucu ticaretini, gençlerimizin birbirlerini kırma aracı silahlan, silah kaçakçılıklannı sergiledi. Ahmet YORULMAZAyvahk zarlannı anımsar. yüksek para- h saltanatlannı düşünürsek, yük- sek tirajlı gazete patronlannın transfer için uzartıklan çek def- terini, "BenNadirBey'inyüzü- nebakamam" diyerek iade eden Mumcu'nun, nasıl başka bir ga- zeteci olduğunu daha iyi kavra- nz. O'nun ne denli hızlı çahştığı- nın, ne yamanbir gazeteci oldu- ğunun göstergesi olarak veriyo- nız bu hızlı yazma özelliğini. Eskiden de vardı şimdilerde de var, havadan sudan söz açan.. ama işcyarayacak, dişe dokuna- cak bir konuya el atamayan ha- vanın, çiçeğin, kuşun, kedinin köşe yazarlarından değildi o. Uğur Mumcu'nun gazeteciliği, bilgi ve yürek isteyen bir türdü. Arabasına konanyok edici gü- cüyüksek bir bombayla yaşamı- na son verdirildi. Verdirildi diyoruz, çünkü o kadar yolsuzluğu. kanunsuzlu- gu, soygunu deşti açığa çıkardı ki, bu saydığımız yurtsever(!) gruplardan -onlar her dönemin yurtseverleridır bilirsiniz- han- gisinin en gölgedeki patronu- nun buyruğuyla susturuldu kim bilir! Birtakım yurtsever kişileri, büyük vurgun şebekelerini hep oturtup hop kaldıran yazılar yaz- H er yılın 24 Ocak'ında onu arayor. anısınaşap- ka çıkarıyoruz. Kim bu anısına şapka çıkardığımız adam? 1993'te on yaşında, şimdikrde yirmilerini sürenlere tanımadık- lan mangal yürekli bir gazete- cimizi, Uğur Mumcu'yu birkaç satırla tanıtmaya çalışalım il- kin... Yaşı yirmidenyukan olan- lann gereksinimi yok böyle bir tanıtmaya; olsa olsa bir anımsat- maya gerek duyabilirler... O gazetecimiz, olmazlan ol- durdu; canı pahasına yurdumuz- da olagelen ne kadar tarikatla- ra yaslanmış ticaret ve siyaset varsa, döneklikler, cinayet re- zillikleri varsa kanıtlanyla orta- ya serdi. Uyuşturucu ticaretini, gençlerimizin birbirlerini kırma aracı silahlan, silah kaçakçılık- lannı sergiledi, üstlerine üstle- rine gitti. Olaylan derinlemesi- ne araştınp inceleyerek, ilgili makamlara, adalete ulaştırmaya çaba harcadı. Araştırmasını yaptıktan son- ra çok kısa bir zamanda yazdı- ğı yazıyı Cumhuriyet'e geçen dürüst insan Uğur Mumcu'yu kaybedeli on yıl oluyor! Günü- müzdeki çapsız. yüreksiz ve yaz- ma pekliği içindeki kimi köşe ya- mıştı O. Yok edilmesinden son- ra eşininkurduğu vakıf(Um.ag), yazılannı tarih sırah toplayıp yayımladı: Oturaklı tamı tamı- na kırk kitap! Dile kolay. Kitaplaştınlanyazılannda deş- tiği toplumsal yaralar kangren- leşti, irinleri heryanı kapladı ar- tık. O'nun Demirefler'den baş- lattığı yolsuzluklar, II. Demi- rel'le sürdü. Birincisi hayalen mobilya ih- racatı yaparak devleti dolandır- mıştı, ikinci Demirel ise banka hortumlayarak!.. Bu iki Demi- rel'in amcalan SükymanDemi- rel aydın insan ohiıanın gere- ğinden olacak ki, siyasal etik gi- bi söylemleri elinin tersiyle bir yana itmiş, ceza hukukunun *Su- çunkisBdBğL.cezanınkişisefliği*' kurahnı toplumumuza anımsa- tırcasına, siyasal yaşamını, he- pimizin bildiği yurda hizmetini sürdürmüştü. Cezahukuku oto- riteleriEnricoFerri'lere, Lomb- rozo'lara ne denli güzel düşün- düklerini, kendi uygulamasıyla göstermişti! Ne ki aynı Demirel, yeğeninin de dahil olduğu banka hortum- culannm yakalanıp tutuklanma- lan üzerine "îşadammın önü ke- sffiyor!" diyerek daha bir yerle- re saplanmıştr. Uğur'dan sonra bir yığın siya- simiz TBMM'de birbirlerini ak- layarak topluma dürüstlük(!) ör- nekleri verdiler. Kendilerinden başka bakan- lannı da, partilerini de aklayan- lan çıktı; meydanlarda dürüst- lük, yurtseverlik, devletin ger- çek sahipliği gibi konularda söy- lediklerinin yanlvş, kendi kendi- lerini aklamanın doğru olduğu- nu gösterdiler bizlere. Liderlerimizin tutumlanndan günümüzde rağbet görmeyen, geçmişte kalmış bir örnek vere- lim: İsmet Paşa, son derece dü- rüstlüğüyle tanınan bakanının adı çıkınca "Git kendini akla SuatHayri" direktifini vermiş- ti. SuatHayri, liderinin isteğine uyarak 'YüceDivan'a gidip yar- gılanmış ve aklanmıştı aklan- masuıa; fakat liderinin koruma- yıp, -kendisi olağanüstü dürüst ya- Yüce Divan'a göndermiş ol- masından Paşası'na son nefesi- ne kadar kırgın yaşadı. Ne ki tsmet Paşa onu koruma- sı altına ahp, yargılamasımn önüne geçseydi muhalifleri "Bak Paşakoruduama-.'' diyecekler diye, aklamanın yargı işi oldu- ğunu hem Suat Hayri'ye hem tüm ulusa anlatmış oldu. Kimsenin gıkı çıkmadı ve evet.. Suat Hayri "YüceDivaırca yargılanıp aklandı da ne oldu dersiniz. sonra alnı dik başbakan oldu ve yine alnı dik öldü! Sa- nınm Suat Hayri'nin siyasetini beğenmeyip eleştirenlerimiz bi- le, devlet malına gösterdiği titiz- liğe, kol gezen namussuzluk, vicdansızhk ve utanmazhklar karşısında, el bağlarlar. Bu birkaç mızrap darbesin- den sonra, başkalannın tersine, çocuklanna şerefli bir isim bı- rakmış Uğur Mumcu'yu, say- falar dolusu değil, bir iki haber- cik göndererek analım: Sevgili Uğ\ır, imam hatipliler iktidar oldu. üniversiteye, T.C.'nin kurucusu orduya pos- ta koymaya başladılar, bakan- lıklarda toplu namazlar kılınıyor, var sen geleceği anla artık! İncirlik'ten Kalkan Uçaklar... tncirlik 1954 yılmdan beri 50 yıldır Türkiye ve dünyanın gündeminde. 1958'de ABD'nin Lübnan'amüdahelesinde, 1960'ta tncirlik'ten kalkan U-2 casus uçağmın Sovyetler Birliği semalannda düşürülmesinde, 1993'te Kuzey Irak'ta Mig-29 uçağmın düşürülmesinde, son olarak da Afganistan operasyonunda. I rak'la ABD arasında savaş rüzgârlannın esmeye başladığı günlerde încirlik'te bir TV kanalı işçi, esnaf, ev harumlan, öğrenciler, ba- zı öğretim üyelerinin ka- tılımıyla bir açık oturum düzenlemişti. Canh ola- rak verilen toplantıda be- ni en çok etkileyen Încir- lik'te oturan bir hanımın sözleri olmuştu: -Her geceüstümüzden geçendevuçaklanngürül- tüsü> le uyanryoruz. Ço- luk çocuk hepimizin eli yüreğimizde, acaba bir şe\ r mi oldu? İncirlik üssünde ko- nuşlanan erlere, sivil gö- revlilere kimyasal silah- lara karşı gaz maskeleri dağıtılmış. Kaülanlara so- ruluyor; - Peki sizin aldığıruz bir önlem var mı? - Ne yapabiliriz, Körfez Savaşf nda İstanbul'a an- nemlerinyaruna gitmiştik. Haydi diyelim bizim gi- deceğimiz biryer var, bu- rada oturanlar nereye gi- decek? OakşamTV'deızledi- ğim toplantıdan sonra her uçak sesinde Încirlik'te oturan o hanımla, çocuk- lannı düşündüm. Sonra Afganistan eylemi başla- dı. Türkiye Incirlik'i ABD ve İngiliz uçaklannınkul- lanımına açtı. Tank, heli- koptervb. 1 lötonyükta- şıyabilen dünyanın en bü- yük nakliye uçağı C-5 Ga- laxy'ler 12 saatte 3 kez alana inip kalktı. (Hürri- yet, 25 Eylül 2001) incir- lik, Afganistan daha son- ra, ülkemizdeki havaalan- lan, limanlar, istasyonlar, ABD'nin Irak savaşı için kendilerine verilsinmiş. Bu konuda denetleme ku- rulu geldi. Kaç asker ko- nuşlanacak, bunlann pa- zarlığı yapılıyor. ABD-lrak arasında bir savaş olasılğının Üciz Ku- leler'e saldından bu ya- na olduğu ve böyle bir sa- vaş çıkması halinde Tür- kiye'nin de bu savaşın dı- şında kalamayacağı ka- bul edildiğı halde niçin üsler ve ulusal dış politi- kamız hakkında bir bilgi verilmez, kamuoyu ay- dınlatılmaz? İncirlik bir ABD üssü müdür, yoksaTürk-Ame- rikan ortak üssü müdür? Bu üssün hukuksal statü- sü nedir? Meydan- Larousse'a bakıyorum: "İnciriik hava üssü, Adana şehrinindoğusun- da hava üssü. 1954 yıhn- da Türkiye- ABD arasın- da özelbir anlaşmayta ku- ruldu. Bmiik bir hava- alanı bulunan tncüük'te lojmanlar, TV ve radyo istasyonu,okuDarvardır* deniliyor. Anlaşma TBMM'den geçmemiş, kim imzala- rruş, anlaşmada neler var bilinmiyor. Demokrat Parti iktidanrunbu anlaş- mayıkabulettiği 1954'ten bu yana 49 yıl geçmiş. Bugün İncirlik hava üssü- nün hukuki statüsü ne- dir? Bu sorunun yanıtı- nı-1993 yılıyla sınırlı ola- rak-UğurMumcu'nun tn- cirlik'ten kalkan ABD uçaklannın Kuzey Irak'ta iki Irak uçağını düşürme- si nedeniyle Cumhuri- yet'te çıkan "İncirlik" başhkh yazısında bulu- yorum: (O günkü sayıda tlhan Selçuk'un da "40 yüdan beri İncirlik'' baş- lıklıyazısı var.) " İncirlik konusundaki temel anlaşma 29 Mart 1980tarihliSEİA(Savuı>- ma ve Ekonomik İşbirb- ği) anlaşmasıdır. SEİA stratejik hava savaşında kullanuacak savaş uçak' laruun İncirKk Üssü'nde bulunmasına izin vermi- yor_ Başbakan Demirdis- tediği kadar w İncirlik'ten bizim iznimiz olmadan uçakkalkmaz" desin. Iş- te ABD silahlı kuvvetle- rine bağlı F-16 Falcon uçağı, Irak Silahlı kuv- vetlerine bağlı MÎG-23 Floger uçağını düşürdü. İzin aldılar mı Türki- ye'den? Hayır!" (Uğur Mumcu, Cumhuriyet 19 Ocak 1993) Uğur Mumcu'nun 19 Ocak 1993 günlü yazı- sından sonra SEİA anlaş- masında ne gibi değişik- likler oldu bilmiyorum. tncirlik 1954 yılından beri 50 yıldır Türkiye ve dünyanın gündeminde. 1958'de ABD'nin Lüb- nan'a müdahelesinde. 1960'da İncirlik'ten kal- kan U-2 casus uçağının Sovyetler Birliği semala- rında düşürülmesinde, 1993'te Kuzey Irak'ta Mig- 29 uçağının düşürül- mesinde, son olarak da Afganistan operasyonun- da. Uluslararası her buna- lım döneminde gündeme gelen İncirlik, ABD için ne kadar önemlidir? Bu- nu Engin Aşkın Toron- to'danCumhuriyet'e gön- derdiğı "ABD'nin İndr- Kktutkusu" başlıklı habe- rinde ABD'de çıkan Na- tıon dergisinin Kasım 2001 sayısındanaldığıbir tümce ile vurgulamış: "Yann Türkrye'de başa bir Türk AyeruOah'ı geç- se bfle ABD, onun önun- de diz çöker ve İndrük'i yitinnemeyi isterdi" (Cumhuriyet, 20 Kasım 2001) Dünyayı, Ameri- ka'yı bu kadar ilgilendi- ren İncirlik hakkında ne biliyoruz? Limanlanmız, havaalanlanmız, toprağın altındaki petrolümüz, pa- zarhk konusu yapılan Kıbns-Güzeryurt'taki ye- raltı sulan hakkında ne biliyoruz? Körfez bunalımında hayaliyle savaş çığırtkan- lığı yapanlara karşı o *va- kuı;metin,sade'1 ama ken- disini ilgilendiren olay- lara karşı o kadar sessiz kalan çoğunluğu sarsmak için bir şiirimde (Biraz Daha, 1991) şöyle demiş- tim: Senbozacaksınoyu- nunu bezirgânın^Yalanın, dolanın, paranınÜstüne oynanan kumann/ Biraz daha doğrulsan yerinden/' Evinden çıkıp yürüsen' Cstüne üstüne karanhğın. PENCERE Arap Cenbiyesi... Babamın kuşağı Balkan Harbi'ne katılacak yaş- tadeğilmiş... Birinci Dünya Savaşı'nda, babam, Harbiye'de okuyan bıyıktarı yeni teriemiş bir öğrenci... Haydi bakalım cepheye... Hem de 'Şark Cephes/'ne!.. Aman Allah'ım o sırada Doğu Anadolu'dayer gök birbirine kanşıyor; babamın ilk savaş deneyimi tam da 'Bozgun'a rastlıyor; dağ taş yangın yeri; birlik- ler düşman ateşi altında çekiiiyorlar; ortalık can pazan... Bizim 'küçük zabit' ardından 'Suriye Cephe- s/'nde Cebelilübnan'a atanıyor... Sonra Ege'de Kuvayı Milliye... Sonra Uşak Cephesi... Düşman defedilip de Cumhuriyet ilan edilince, büyükler bizimkileri düşünüyorlar, bunlar daha Har- biye'yi bitirmemiş gençler, ama ülkede subaya ge- rek var; dağda taşta düzeni, disiplini kim kura- cak?.. Haydi jandarmaya!.. Benim çocukluğumda babam eşkıya takibine giderdi, evde dile getirilmeyen bir beklentinin ge- rilimi ba^lardı, annemin zamanı uzardı... Ülkede düzen kurulunca, devlet, babamın yaka- sına bir daha yapışıyor: - Sen Harbiye'yi bitirmeden subay olmuşsun, hay- di bakalım okula!.. Yalnız babam değil, 1936-1937 yıllannda, omuz- da silah, üstte piyade eri üniforması, bölük bölük subay Istanbul'daki Harbiye'den Ayazağa'ya doğ- ru marş söyleyerek düzgün adım yürürdü... Babam yüzbaşıyken Harbiye'den ve Maltepe Pi- yade Atış Okulu'ndan diploma aldı; Kasım Bey son- radan albaylığa kadar yükseldi... Sen şu devlete bakL • Bizim evde savaş konuşulmazdı; babamın bir gün bile cepheden, düşmandan, kandan, çatışmadan söz açarak övündüğünü duymadım. Hafta sonu, o zaman Şişli'nin lüks pastanesi sa- yılan Pangaltfdaki "Haylayfta Kasım Bey arkadaş- lanyla buluşurdu; içlerinde emekliye ayrılmış daha yüksek rütbeli subaylar da bulunurdu; konuşma- lannın üst düzeyde stratejik konular olduğunu sa- nıyorum; dedikoduyu sevmezlerdi. Bize karşı tutumları açıktı: - Biz ülkeyi kuıtardık, devleti kurduk, siz sanat ve bilim öğrenin, meslek sahibi olun!.. Bir ortak noktalan daha vardı.. Arapları sevmezlerdi.. Evde savaşlardan arta kalmış silahlar bulunur- du; bunlar arasında sedef kakmalı bir Arap cenbi- yesi (hançeri) de vardı. Babamın arkadaşlan Araplar için ortak bir dil kul- lanırlardı: "- Bizi arkadan hançertediler, Ingilizle biriik ol- dular!.." Onlar böyle konuştukça, ben de çocuk aklımla evdeki Arap cenbiyesini düşünürdüm. CumhuriyetTürkiyesi'nde, laiklik devrimi, toplum- daki tarihsel mirasla kolaylaşmıştır; bize Müslü- manlık Arabistan'dan değil, Orta Asya'dan Ha- zer'in güneyinden geldi", içeriği daha değişikti; Arap Müslümanlığı ile başımız hiçbir zaman hoş olma- mıştır; hazretlerle bugün de aramız şeker renk de- ğil mi?.. • Başımızdaki AKP hükümetinde yuvalanan şeri- at özlemcileri şimdi iki arada bir derededir; sen gel de Hıristiyan Batı adına Müslüman Irak'ı vur baka- lım!.. Ingiliz'le Amerikalı'yla bir olduktan sonra ele gü- ne nediyeceksin?.. Ben evdeki Arap cenbiyesini Tayyip Erdoğan a göndermeyi düşünüyorum... Belki işi kolaylaşır!.. BİRLESIK REHBERLERTLRIZM Kurban Bayramı Kültür Gezileri 08-15 Sevılla, Granada. Alhambra. Cordoba, Medına Azahara. Toledo.Madnt.. RehberHüseştıAKBAŞ 10-16 Şobat: "Güneşin peşmde* - TOROSUR'DAN PAMFİLYA'\\ Burdur. Termessos. K.araın. Antal)'a. Düden. Perge. Sülyon. Aspendos. Sıde. Alarahan. Köprûlû Kanyon, Selge. Aksek. Ibradı. Be)'şehır.. Rehbo-.tbrahimEREN BRT-BİRLEŞİK REHBERLER Tl RİZM Tel:(212)252 651 8-79-80 ww».kulturet'/ileh.c(>m Milyö 'eV:l *r o ntor ^ıKaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre kontörbizden ve üstü Haztr Kart'lıya 3 yıllık Hazır Kart'lıya 2 yıllık Hazır Kart'lıya 1 yıllık Hazır Kart'lıya kontör ^ı Ayrıca konuştukça da kontörbizden. Ayda 2 0 0 - 4 9 9 kontör yüklerseniz -999 kontör yüklerseniz lOOO^den fazla yüklerseniz contör i l^ib J^F^J | • v •• Yeni düzenlemeTSBr^""1 ""*1 *-1 -1 '^ kadar uzatılan kontörbizden kampanyasından yararlanmak için kaydıruzı yapbrmanız ve hattnıza aynı ay (çinde en az 200 kontör yuklemeniz yeterii. 30 Hazlran 2003 tarihine kadar, yiıklediğlniz kontöıierden kontör kazanabilirsiniz. Kaydınızı 'nden, adresinden, ceple arama başına 2 kontör), sabit telefonla lardan, 'ten dan yaptırabillrsinlz. Hazır Kart aboneltk süreniz 1 Ocak 2003 tarihine göre hesaplanır. Abonelik yılına bağlı kpntörler sadece bir defa kazanılır. Kazandığınız kontörler bir sonraki aydan itıbaren eşit bölünerek 5 ayda hattınıza yüklenir. Şirket adına kayıtlı hatlar kampanyaya dahil değildir. M HAZIR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear