25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 OCAK 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturCg cumhuriyet.com.tr 15 Politik sinemanın yüz akı Costa Gavras'm son filmi 'Amen' gösterimde 'olu gidipboş dönentrenler Ütinci Dünya Savaşı'nda, yaşlısı kadını, çoluk çocuğuyla milyonlarca Yahudinin vagon vagon götürüldük- leri Nazi toplama kamplarında soykı- nma uğratılması, yirmınci yûzyıldan kalan en büyük ve korkunç kan leke- sidir kuşkusuz. Ilk bakışta günümü- zün modern dünyasından çok uzakta kalmış görünen bu unutulmuş acıyı, kurumuş lekeyı kazımaya, orasından burasından kurcalamaya girişiyor son fılmi Amen'de, adı 30 yıldan fazla- dır politik sinemayla özdeşleşmiş, 'sorumlu çağdaşımız' Costa Gav- ras. Ve baştan özetlemek gerekirse Amen'le, savaşta bacalanndan sürek- li kara dumanlar tüten Nazi ölüm fab- nkalanna karşı parmağmı bile kıpır- datmayanlann, bana dokunmayan yı- lan bin yaşasın diyerek sorumluluk- tan kaçan tepkisizlerin başı Vatikan'ı gösteriyor Gavras direkt olarak. Avusruryalı yazar Rolf Hochhuth'un, 1963 'te sahnelendığin- de epeyce ses getırmış, Naip adlı kışkırtıcı oyunundan uyarladığı son filmınde, Nürn- berg duruşmalannda yargılanıp hücresınde kendını asarak ıntihar edışınden 20 yıl sonra aklanan SS subayı Kurt Gerstein'ın du- ruşma ıfadeleri, notlan ve açıklamalanndan yola çıkmış Gavras. Alışılmışın tersine Alman tarafından ola- ya bakan fılmde, Z- Ölümsüz.Tanık, Sıkı- yönetim,Kayıp gibı başyapıtlann yönetme- ni ve yıllann politik si- nemacısı Spielberg'ın Schindler'de düştüğü hatayı yınelemeyıp gaz odalannın içını göstermıyor ama ge- nelde kıyımın dehşetinı duyumsatı- yor soğuk soğuk. Verlmslz vatandaş'lara ölüm Ustanın, yine vazgeçemedığı 'siya- sal çarkın tekerine çomak sokan bi- reyin yürekJi mücadelesi' temasına döndüğü film, Gerstein'ın trajık öy- küsü. Geliştirdiği haşarat öldürücü Zyklon B gazının, 'verimsiz vatan- daş' sayılan Yahudilerin topluca yok edilmesinde kullanıldığına tanık olunca allak bullak oluyor, inanç sa- hibı, müşfik aıle babası, antma uzma- nı, 'iyi Alman kahramaıumız' Gers- teın (Ulrich Tukur). Kıyıma engel olabilmek için kendi yaşamını ve ai- lesinınkini hiçe sayıp kıliseye ve ya- bancı ülke diplomatlanna tanık oldu- ğu dehşeti aktanyor. Ona inanan, Ber- lin'deki Papahk sekreteri, genç Cizvit papazı Rıcardo Fontana (Mathieu Kassovitz) aracılığıyla, Papa'yı ve Nazılerden korkup yılmış Vatikan'ı Yönetmen: Costa Gavras / Senaryo: C.Gavras, Jean Claude Grumberg / Kamera: Patrick Blossier / Müzik: Armand Amar / Oyuncular: Ulrich Tukur, Mathieu Kassovitz, Ulrich Mühe, Michel Duchaussoy, Marcel lures, lon Caramitru, Antje Schmidt, Hans Zischer / Fransa- Almanya-Romanya ortak yapımı 2002 (Fono Film - Özen Film). olan bitenden haberdar ediyor ama dinleyen kim? Nazilerin Allahsız ko- münistleri tepelemesini bekleyerek toplama kamplan dehşerini bilmez- den gelen Vatikan politikasının tepki- sizliğini, Papa Pie Xll'nin kayıtsızb- ğım, beklenen konuşmasmda Yahudi ve kamp sözcüklerinı dahi telaffuz et- meyişini bir türlü anlayamıyor Ricar- do, Tann'nın bütün bunlara nasıl göz yumduğunu da. Katollk haçisCamalı haç Göğsüne san Yahudi yıldızını gö- nüllü takarak toplama kampını boy- layan Ricardo'yu kurtarmaya gelen Gerstein'ın divanıharbe verildiği fi- nalde, büyük bır hayal kınklığına uğ- ramış, yeis içindeki baba Gerstein'ın (aynı kuşaktan, çoğu 'sorumlu' Al- man gibi) hâlâ son bir umudu, 'Gizli silah ne zaman devreye girecek' beklentisi sahnesi de Almanlara yö- nelik bır eleştiri. Öte yandan, saf, ma- sum yüz ifadesiyle duşa gıren Yahu- di kızını gülümseyerek ölüme gönderen Gers- tein'ın firsatçı, gaddar, uyanık SS doktor arka- daşı (Ulrich Mühe) da kapağı Arjantin'e at- manın yolunu buluyor bu finalde. Vicdan sahibi, insan- cıl bir karakter olan Gerstein'ın gerçekten yaşamışlığma karşılık; kırmızı, mor kardınal cüppelennden, şatafat- lı dinsel törenlerden geçilmeyen Vatikan'ın ölüm sessizliğine ken- dini feda eden, Cizvit papazı Ricardo Fonta- na kurmaca bir karak- ter. Aslında 'çokuluslu ilk büyük nıarka' sa- yılacak kihsenin sim- gesi, Katolik haçıyla Nazilerin gamalı haçı- nı üst üste çakıştıran, Oliviero Toscani im- zalı, vurucu afişinin konusuna cuk oturduğu Amen'de, dmle diploması uyumu vurgulanırken Gavras'ın asıl derdi, pasıf bır emekli gibi yansıtılan papanın yanı sıra kıyımı durdurmak adına, hiçbir somut eyleme geçme- yen Ingiltere'nın, ABD'nın ve bütün dünyanm suskun kalışına dıkkah çek- mek. Kuşkusuz günümüze de gönderme- ler içeren film bir bakıma 60 yıl ön- cesinde yaşanan, uygarlığımızın ka- ranlıkta kalmış kara sayfalannı yeni- den açıyor, bilgılendirerek. GavTas'ın ölçülü biçili mızansen- len ve yalın, klasık anlatımıyla tartış- malı bir konuyu karşımıza getiren, 2.5 saati aşkın, dıyaloglann ağır çek- tiği Amen, baştan sona ilgiyle seyre- dılen, tanhsel bir belgesel tadı da ve- nyor. Seyircıye 'Acaba bütün bun- ların önüne geçilebilir miydi?' ve 'Böylesi barbarlıklara bugün bile suskun kalnuyor muyuz sanki?' so- rulannı sorduran Amen, sağlam, sıkı bir politik fihn sonuçta. Aynı zamanda yönetmen olan Mathieu Kassovitz ve Ulrich Tukur, 'Amen'in Nazilerin Yahudi soykırımına engel olmaya çalışan ama seslerini bir türlü Vatikan'a duyuramayan ikilisi. İZLEYİCİ ERDAL ATABEK Savaşta sadakat ve ihanet ikilemiCosta Gavras'ın yenı fılmi, "Amen", güçlü ile güçsüzün çatışmasında hakhnın yanında yer almanın hem zorluğunu, hem de zorunluluğunu irdeliyor. Hitler Almanyası'nda Yahudilerin uğradığı soykınmı yakından gören bir SS teğmeni, Kurt Gerstein, tifus mücadelesi için kullanılacağı öne sürülen "dezenfektan-mikrop öldürücü" maddenin aslında Zyklon-B gazı olduğunu öğrenince nasıl bir tavır takınmalıdır? Yıkanmaya götürüldüklerini sanan kadın, erkek, çocuk Yahudilerin aslında gaz odalannda öldürüldüğünü görmek bütün görevli Almanlar için aynı etkileri mi yapmıştır? Bu "temizliğin" nasıl bir şey olduğunu, ınsanlann böyle acımasızca öldürülmelerinin "insanlık dışı bir toplu cinayet" olduğunu düşünen hiçbir Alman subayı olmamış mıdır? Bır savaşın içindeki ahlak sorunlan "bu bir savaştır" suskunluğu ile mi karşılanmıştır? Yoksa, savaş da olsa insanlann öldürülmesi, hele de cephede savaşmayan kadınlar, çocuklar ve yaşlılann başına gelenler hiç kimsede iç burkulması yaratmamış mıdır? "Amen", bu sorunu irdeleyen önemli bir sinema yapıtı. Sorumluluk nerede başlıyor, nerede bltlyor? Costa Gavras, Z filminden sonra yaptığı "Müzik Kutusu" ile gene benzer bir konuyu işlemişti. Babasma güvenen avukat kızınm, onun bir eski Nazi olduğunu öğrenmesinden sonra yaşadıklannı anlatan "Müzik Kutusu" da önemli bir filmdi. Şimdi de, "Amen" toplama kamplanna dolu gelip boş giden tren katarlannın insana hüzün veren görüntüleri arasında insanlan şu evrensel soruyla karşı karşıya bırakıyor: "Benim sorunıluluğum nerede başlıyor ve nerede bitiyor?" Kurt Gerstein, bir SS teğmeni olarak eşini ve çocuklannı da tehlikeye atmayı göze alarak "Nazi uygulamalarına sadakatten vazgeçiyor". O, artık rastladığı herkese "suçsuz insanlann toplu halde öldürüldüklerini" söyleyecektir. Bu kez aynı ikilemi, Papa'nın Vatikan'ına kadar uzanan zincırde Italyan rahip Ricardo yaşayacaktır. Konunun ilginç yanı, günümüzde yaşanan bir olayla, da Amerika'nın Irak üzerine yoğunlaştırdığı savaş baskısıyla da benzerlik göstermesidir. Amerika'nın içinden yükselen "savaşa hayır" sesleri, sadakattan vazgeçip ihanet çizgisınde yer alan kişilerin tavırları mıdır, yoksa insana saygıya gösterilen sadakatin açıklanması mıdır? Aslında, tarihin her döneminde baskıya sadakat, insanlığa karşı ihanet demek olmuştur. Baskıya karşı çıkmak da, baskıcı haksızlığın karşısında yer almak da, her zaman insana ve insanlığa sadakati ifade etmiştir. Costa Gavras'ın yeni filmi görülmeli ve üzerinde çok düşünülmelidır. Pazar günü sona erecekfestival 'Hit Filmler tfen 'Gökkuşağı 'na kadar her renkten Indie yapımı içeriyor Ethan Hawke 'Kaset'te (solda) çok başarılı. Campbell Scott'la Jesse Eisenberg 'Roger Dodger'ın (üstte) dayı-yeğeni. AmerikalTnın silaha, şiddete düşkünlüğünü sorgulayan, Michael Moore'un 'Benim Cici Silahım'ı (sağda) festivalin en merakla beklenen filmi. 2. AFM Bağımsız Filmler Festivali sürüyorRoger Dodger: Zampara dayı-baklr yeğen Özellikle Istanbullu genç sinemaseverlerin sahip çıktığı 2. 'Indie' filmler festivalinin ilk gününde, Michael Winterbottom'm müzikte rave- club kültürünün öne çıktığı bir yakın dönemi anlattığı, soundtrack'iyle de meraklısına seslenen hit filmi '24 Saat Parti tnsanlan'nı ıskalaymca Dylan Kidd'in yazıp yönettiği ilk filmi Roger Dodger'a daldık mecburen. 'Patton' George C.Scott'm oğlu Campbell Scott'ın senaryosunu beğenip başrolünü üstlenerek finanse etmesiyle, Isabella Rossellini, Jennifer Beals, _ Elizabeth Berkley gibi ünlüce yıldızlann da katılımıyla çekilen, Kanada yapmıı Roger Dodger, zampara geçinen, ukala, çenebaz, New Yorklu popüler metin yazan dayıyla (C. Scott) Ohio'dan çıkagelen, liseli, bakır delikanlı yeğeninin (Jesse Eisenberg), bir gece boyunca süren, kadın tavlama, seks, alkol ağırlıklı beraberliği üstüne bir güldürüydü. Bakir yeğenin, parronu I. Rossellini tarafından şutlanan metin yazan daymm kıla\ r uzluğunda, ufak ufak karşı cinsi tanıma girişimıne dayanan film, son acil durum planı olan başansız bir randevuevi seferiyle noktalanıyordu. En azından toy yeğenin hayatının ilk ateşli öpücüğünü aldığı film, çok önemsenmese de canlı, şamatalı bir espri ve gırgır sağanağıydı. Kaset: amlarla ftlrafların anı 1990'lann yıldız Indie yönetmenlerinden Richard Linklater'in, Lansing- Michigan'daki döküntü bir otel odasında, dijital kamerayla çektiği Tape-Kaset, biri yaşlı hipilere uyuşturucu satan, keş bir torbacı (Ethan Hawke, geçen yıluı Oscar adayı Training Day'deki perfonnansından daha iyi), öteki kent festivalinde filmi gösterilecek bir yönetmen (Robert Sean Leonard) olan iki eski okul arkadaşının, daldan dala atlayan, anılar veutiraflar halinde gelişen sohbetlerini aktanyordu. Vaktiyle ikismin de ilişki kurduğu Amy'nin (Uma Thurman belki de Pulp Fiction'dan beri en iyi rolünde) de gelişiyle, üç kişinin yüzleşmesi, Ionesco'vari bir sıkı oturuma dönüşüyordu. Stephen Belber'in kendi oyunundan yazdığı senaryoda diyaloglar sürekli baskın ve tenis topu gibi oyunculan dolaşan bir kamera ön planda. Doğaçlama duygusu veren oyunculuklarla tenis maçı seyreder gibi olduğumuz film, şaşırtayım derken yeşılaycı bir finale bağlanıyordu. Belli bir düzeyin altına düşmeyen, yönetmenle üç oyuncusunun dalgasmı geçtiği, dijital format ürünü bu teatral ve ahlaki drama da bizi pek tatmin etmedi. KEDİGOZU VECDİ SAYAR Barış İçin 100'len Meclisi Savaş tehlikesinin kapıya dayandığı, ama barışçı çözüm olanaklarının henüz tüketilme- diği şu kritik günlerde, savaş karşıtı eylemlerin ardı arkası kesilmiyor. Amerikalı sinema, tiyat- ro sanatçıları, müzisyenler ve bilim insanlannın başını çektiği savaş karşıtı eylemler, Amerikan halkının aydınlık yüzünü dünyaya yansıtırken, dünyanın dört bir yanından barış çağrıları yük- seliyor. Bizde de, 'Emek Platformu' ile yüz el- linin üzerinde sivil toplum örgütünün oluştur- duğu "Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyo- nu"nun veTürkiye'nin dört bir yanında, barış- severlerin oluşturduğu yerel girişimlerin etkin- liklerine her gün bir yenisi ekleniyor. Akademisyen, yazar, gazeteci, sanatçı ve ay- dınların oluşturduğu bağımsız bir girişim olan "Barış Girişimi" de, Türkiyeli barışçıların se- sini dünyaya duyuracak bir dizi eylem gerçek- leştiriyor. Bu etkinliklerin en önemlilerinden bi- ri, yarın Istanbul'da Lürfi Kırdar Kongre Salo- nu'nundatoplanacak "Banş İçin 100'ler Mec- lisi". Yarın sabah, 20 meslek grubu kendi meslek ilkeleri ve etiği açısından vurguları da içeren kı- sa bildirgeler sunacaklar. Her gruptan 100 ba- rışçı, o meslek grubundan olan ve barışı savu- nan yüz binlerce, belki milyonlarca kişinin söz- cüsü olarak seslerini yükseltecekler. Toplantı- nın sonucunda, 20 bildirgenin tümünün özeti olan bir sonuç bildirgesi yayımlanacak. Toplan- tıda temsil edilecek olan meslek grupları ara- sında: Akademisyenler, avukatlar, diş hekim- leri, eczacılar, emekliler, esnaf, gazeteciler, gör- sel sanatçılar ve müzisyenler, hekimler, işa- damları, işçiler, işsizler, köylüler, memurlar, mi- mar ve mühendisler, öğrenciler, öğretmenler, sinema-tiyatro sanatçıları, turizmciler, yazar- laryeralıyor. Sünni, Alevi Müslüman din adam- ları ve Ermeni Ortodoks ve Rum Ortodoks ki- liselerinden din adamları da toplantıda birer ki- şiyle temsil edilecek. Türkiyeli barışçılara, Amerika'dan ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelecek ünlü sanatçı ve bilim adamları da des- tek veriyor. Yarın aramızda olmalarını bekledi- ğimiz konuklar arasında; Norman Finkelste- in (Siyaset bilimci-yazar, Chicago), DePaul U- ni Prof. ABD), Scilla Elsvvorthy (Küresel ve yerel güvenlik konularında çalışmalar yapan, anti-nükleer çalışmaları ile üç kez Nobel ada- yı olmuş, Oxford Research Group'un başkanı, fngiltere), Peter Curman (Şair, gazeteci, Is- veç), Jan Myrdal (Isveçli ünlü yazar), Ryan Amundson (11 Eylül'de yakınlarını kaybeden- lerin kurduğu 'Peacfull Tomorrows' (Barışçı Ya- rınlar Grubu temsilcisi), John Hipkin (Camb- ridge 'Campaing forPeace' temsilcisi, Ingilte- re), Obrad Savic (Felsefeci-yazar, Belgrad Circle dergisi editörü), Patti Smith (Rock yıl- dızı, ABD), Konstantin VVecker (Alman protest şarkıcı)gibiisimlervar. Yunanistan'danveKıb- rıs'tan sanatçılar da bu barış çağrısına destek vermek üzere aramızda olacak. Yarın Istanbul'dan bir barış çığlığı yüksele- cek. Iktidarlarını savaşlara bağlamış egemen- lere karşı... Siz orada olamıyorsanız, üzülme- yin. Mutlak sizin de yapabileceğiniz bir şeyler vardır. örneğin, evinizin camlarına, otomobili- nize 'Savaşa Hayır' pankartları asabilirsiniz. Ti- yatrocular, oyunlarının sonunda barış mesajla- rını kendi uygun görecekleri bir biçimde seyir- ciye aktarabilirler. Yeter ki sessiz kalmayın. Kamu- oyu araştırmaları, toplu- mun yüzde 90'ının sa- vaş karşıtı olduğunu vurguluyor. öyle ise, sesimizin daha gür çık- ması gerekmez mi? vecdisayarfa yahoo.com BUGUN • AKM BÜYÜK SALON'da 19.30'da şef Andrew Greenwood'un yöneteceğı 'tstanbul Devlet Senfoni Orkestrasf nın konsen. (0212 251 56 00) • CEMAL REŞİT REY'de saat 20.00'de Bill Bruford ve grubu Earthworks'ün caz konseri. (0 212 232 98 30) • ODTÜ KÜLTÜR VE KONGRE MERKEZİ KEMAL KURDAŞ SALONU'nda 20.00'de Şeref Dalyanoğlu'nun konuk sanatçı olarak katılacağı 'Konstantin Wecker'in konseri. (0 312 425 14 36) • İŞ SANAT'ta 19.30'da Çağdaş Türk Bestecileri konseri. (0 212 316 10 83) • GOETHE ENSTtTÜSÜ'nde 19.30'da tstanbul Quartet'ın Yeni Yıl Konseri. (0212 249 20 09) • EKOL DRAMA SANATEVt'nde 19.30'da 'Doğan Hızlan, Doğan Hızlan'ı Anlatıyor' başlıklı Ahmet Cemal'in yapacağı söyleşi. (0 212 234 09 93) • YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT MERKEZİ SERMET ÇtFTER SALONU'nda saat 18.30'da 'Cogito Söyleşisi'. (0 212 252 47 00) M BtLGİ ÜNtVERStTESİ KLŞTEPE KAMPUSU'nda 19.30'da 'Mulholland Çıkmazı' filminin gösterimi. (0 212 293 50 10) AFM BAĞIMSIZ FİLM FESTİVALİ'NDE BUGÜN • AFM l'de 10.30'da 'Odlek', 12.45'te 'McduU'un Hayatı', 15.30'da 'Lily Chou Chou Hakkındaki Hayatı', 19.00'da 'Cuma Akşamı', 21.30'da 'Örümcek', 24.00'te 'Katil Ichi' filmlerinin gösterimi. • AFM 2'de 11.00'de 'Afgan Alfabesi', 13.15'te 'Güç Oyunlan', 16.00'da 'j-star 02', 19.30'da 'Eşcinsel ve Müslüman: Bir Derleme', 22 OO'de 'Bahk ve Fh", 24.30'da 'Donnie Darko' filmlerinin gösterimi. (Biletix: 0 216 454 15 5f)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear