Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24EYLÜL2000PAZAR
4 HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
KÖP Beyinler, Sağn*
incdanlap Bıdvarmda
Sevgili,
"Sendeki göz bir şey görmez, ardındaki be-
yin olmasa,
O kulaklar duymaz, eğer vicdanın zaten sağır-
sa."
Hangi şair demiş bunu bilmiyorum, hatta de-
miş mi dememiş mi, ondan da emin değilim.
Ama göz gördüğünü beyne aktaramazsa, ger-
çekten, retinanın algılaması tek başına yetmiyor
ve de kulağın duyduğunu beynin, vicdanın süz-
gecinden geçinmeyenler, kulaklan delik bile ol-
salar sağır kalıyorlar.
Son zamanlarda kör beyinler, sağır vicdanlar
bulvannda geziyormuşum duygusu içindeyim
hep.
Göz görüyor, kulak duyuyor, ama beyin algı-
larhıyor, vicdan nasır tutmuş ve ortaya garip bir
toplum çıkıyor.
Gördüğünü aslında göremeyen, duyduğunun
kıymeti olmayan bir toplum.
Böyle bir topluma, Marmara'da yüz küsur ki-
lometrelik bir fay hattı olduğunun, mutlaka bir
deprem yaşanacağının ve bunun da 7'den az ol-
mayacağının; 7.6, hatta belki de daha yüksek
olacağının kesinleştiğini, bilim adamlan araştır-
msüanna dayanarak bildirdiklerinde, "Fay hattın-
dan müjdeli haber" diye sunabiliyorlar kimi ya-
yın organlan.
Kör beyinler ve sağır vicdanlar toplumunun
ir\şanlan da bunu kabul edebilıyoriar.
• • •
Kabul etmek de bir yana, bu toplumun insan-
lan onu talep ediyorlar.
t-Yıllaryılı gözlerinin gördüğünü algılamamakta
direnenler, gördüklerini beyinlerine yansıtama-
dıklan için "bişşiiiy olmaz abiii..." diyerek kulak-
lannın üstünde yattılar.
ıYapılar başlanna yıkılınca "bişşiyy olmaz abi-
ii..." demek, hiç değilse bir süre için güçleşti.
Artık, "deprem olursa, bina çürük de olsa bi-
şüyyy olmaz abiii..." diyemiyorlar.
Başka bir can simidi anyoriar. Bu ne olabilir ki?
Tabii ki deprem olursa "bişiiy olmaz" diyeme-
yeteklerine, o zaman "bişiiiy olmaz abiiii"n\n ye-
rini değiştiriyorlar ve "evet deprem olursa hasar
olur, ama nasıl olsa deprem olmaz abiiii..." di-
yoriar.
Ve tabii gözlerini bilim adamlanna çeviriyorlar.
Hep bir ağızdan sessizce haykınyorlar "Idare et
abii..."
Pichon ile Şengör idare etmiyor, gerçeği söy-
lüyoriar, onlar da kızıyorlar, kendilerine bilgi de-
ğil, teselli verecek olanlan anyorlar.
Çok satışlı gazete bunlann ruhunu okumuş, bi-
liyor, onlann "idare etabi" isteğine uygun haber-
ler veriyor.
Kabahat gazetede mi, yoksa körbe'yinler'bul-
vannda gezen bakarkörierde mi?
Ne dersin Sevgili?
• • •
Beynin körlüğü münferit bir olay değil, kimi
patolojik durumlarda olduğu gibi, başka yan pa-
tolojik olgulan da birlikte getiriyor. Kör beyin, sa-
ğır vicdan da yaratıyor. Çünkü vicdan yalnız duy-
guyla olmuyor, aynı zamanda gri hücreleri de
gerektiriyor.
Isparta'nın Semir beldesinde, yaşamı hiç sor-
gulamamış olanlar, vaıiığı sorgulayan felsefe der-
sini veren öğretmenin retina bozukluğuna takı-
yorlar kafayı, "Çocuklartmıza kör öğretmen is-
temiyoruz" diyorlar ve dilekçe veriyorlar öğret-
menin görevden alınması için.
Beyin özüıierinden dolayı, retinalannın algıla-
dığının beş paralık kıymet ifade etmediğini bil-
meyen bu bakarkörler, beyniyle gören, düşü-
nen, sorgulayan, kendini eksikliğin esaretinden
kurtanp özgüriüğe kavuşmaya çalışan öğretme-
ne karşı çıkıyoıiar.
Kimileri öğretmene acıyor.
rBen gözündeki özrü beyniyle kapatan öğret-
mene değil; kör beyinler, sağır vicdanlar bulva-
nnda volta atan biçarelere acıyorum.
Sayılan da üç, beş, on, yüz, bin, on bin değil,
milyonlara vanyor ne yazık ki, Sevgili...
Bııca
Cezaevlerinde sağlık
sorunlan artiyor
JZMİR (Cumhnriyet
Ege Bûrosu)-Cezaevle-
rindeki tutuklu ve hü-
kumlülerin ciddi boyut-
laya ulaşan sağlık sorun-
lah karşısında somut
adımlann atılmadığını
söyleyen tutuklu yakın-
lan, kamuoyunun dik-
katini Buca Ceza-
eyi'nde yaşananlara
çektiler. Bergama Ceza-
evi'nde ortaya çıkanlan
tûnelin ardindan Buca
Cezaevi'ne sevk edilen
76 siyasi tutuklunun
çok zor şartlar altında
bulunduğunu kaydeden
aileler, acil önlemler
ahnmazsa 76 kişinin de
yaşamını yitireceğini
soylediler.
•Buca Cezaevi'nde
bulunan sıyası tutuklu
ve hükümlûler, yakınla-
n aracılığıyla bir açık-
lama yaptılar. "Kamu-
oyuna" başlığıyla yapı-
lan açıklamada şu gö-
rüşlere yer venldi:
"Buca Hapishanesi
tdaresi sakhrgan ve key-
fı tutumunu sûrdûrü-
yor. Hiçbir hapishanede
ırygulanmayan, her ka-
pı çdaşmda ûst aramaa
dayatması yüzünden ai-
le görüşüne, avukata,
doktora, hastaneye ve
banyoya çıkamıyoruz.
Doktora vehastaneye çı-
krnımdığmmz için Cİddİ
sağlık proMemlerimiz
ileri düzeye ulaşa."
Tutuklu yakuüan ise
Buca Cezaevi'ndeki si-
yasi tutuklular arasında
bir an önce doktora çık-
ması gerekenleri şu şe-
kilde açıkladılar:
"Ali Mitil'in kmk
ayağının kangrene dö-
nüşme tehlikesi var. Ke-
mal Denli'nin kalp ra-
hatsahğı tebükefi boyut-
lara ulaşü. Ali Güzel ve
Faik Öner' in acil olarak
hepatit-B tedavisi ohna-
sı gerekiyor. Yılmaz Ba-
ba Tûmgöz ve Mesut
Avcı'nın başlanna al-
düdan darbeterin neti-
cesinde hastahklan ileri
boyuta geldL Özgür Kı-
hç' ın, başına akbğı dar-
be sonucu, tedavi edil-
mezseölûr raporu bulu-
nuyor."
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Ali Yiğit, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'i suçladı
'Enerji bunafamıtZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) -
TMMOB Elektrik Mühendisleri
Odası Genel Başkanı Ali Yjğjt,
enerji sektöründe yaşanan krizin
sorumlusunun Enerji Bakaru
Cumhur Ersûmer olduğunu belirtti.
Yiğit, Bakan Ersümer'in krizi
bahane ederek "Tûrkiye için hiç
ekonomik olmayan ve 2007,2010
yıhna yönelik son derece pahalı yap-
işlet ihaleterini hükûmete
onaylatmaya" çalıştığını söyledı.
Enerji tassarufunun sanayiden
vazgeçilerek yapılamayacağını
vurgulayan EMO Genel Başkanı
Yiğit, enerji sorunu olduğu
gerekçesiyle Seydişehir Alûminyum
ve Iskendurun Demirçelik
ISDEMIR
• Ali Yiğit, Ersümer'in bunalımı kullanarak "Türkiye için hiç ekonomik olmayan
ve 2007,2010 yılına yönelik son derece pahalı yap-işlet ihalelerini hükûmete
onaylatmaya" çalıştığım söyledi. ;
Fabrikalan'run üretimlerine ara
verümesinin yanlış olduğunu
belirtti.
Elektrik sektöründe son 15 yıldır
uygulanan yanlış politikalar sonucu
sektörde merkezi yapının
bozulduğunu ve sektörün
bir krize sürüklendiğini kaydeden
Yiğit, "Merkezi planlanmanın terk
edilip enerji sorununun çözfimü
piyasa beklentilerine
bıraküdığından, sektörde ekonomik
otmayan üretim tesisleri kurulmaya
başlanmıştır. Ancak bugün
yaşananlar, yıDardır dikkat
çektiğimiz merkezi planlanmanın,
ohnazsa olmaz koşul olduğunun
teyködir''dedi.
Su kaynaklannın yüzde 30'u...
Enerji yatınmlannın uzun dönemlı
yatınmlar olduğunu belirten Yiğit,
2000'lerde yaşanan sorunun
1990'larda tartışılması gerektiğini
söyledi. Yiğit. ülkemizin su
kaynaklannın sadece yüzde
30'unun değerlendirifdiği bir
ortamda hidroelektnk enerjiye göre
daha pahalı olan doğalgaza
yönelinmesinin son derece yanlış
olduğunu vurgulayarak böylece hem
ülkenin dışa bağımlı hale geldiğını
hem de pahalı enerji tükerildiğini
söyledi. TEAŞ'ta uygulanan yanlış
politikalann sonucunun kamuya
yansıtıldığını belirten Yiğit,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"TEAŞ, yap-işlet-devret ve yap-işlet
projeleri nedeniyle sûrekli zarar
eder noktaya gehniştir. Enfiasyonla
mücadele nedeniyle TEAŞ, arUn
mahyederini saaş fiyatma
y a j r . TEAŞ'm bu '
zarjn Hazine tarafindan
Imfşdanmaktadn-. Yani farura halka
çj^rümaktadır. TEDAŞ için de ,
beoier durum söz konusudur.
T E M Ş » yapüan özeDeştirme \
poÜtikaları sonucu
jkcİikle AKTAŞ ve ÇEAŞ'tan
alacaktadır. Yine bir dizi kamu
kunım ve sanayi kuruluşu TEDAŞ'a
bofçiudur. TEDAŞ açıklaruu,
elektrik saöş fıyadanna yansıtarak
aşmak istemiş ancak yıBık zam oranı
yüzde 2.1 ile sınırh kamuştır. Man
açıldar, enerji bürokrasisinin son
yıDardaki uygulamalanmn
kurıimlan çökme noktasına
irirandır." (
Sendika, kapatma
isteminiciddiye almtyor
AKINBODUR
tSKENDERUN-Enerji
Bakanlığı'nın, enerji
sıkıntısı sona erinceye
kadar ISDEMtR ile
Seydişehir Alûminyum
Fabrikası'nın
kapatılması karannı
Bakanlar Kurulu'na
önermesi, Iskenderun'da
ciddiye alınmadı.
ISDEMlR'de yetkili
sendika Özçelik-Iş'in
Iskenderun Şube
Başkanı Nihat Kıymacı,
"Türkiye'yi yöneten
Bakanlar Kurulu'nun,
hiçbir araşürma
yapmadan. tarbşmadan
böyle bir karar
alacağına
inanmıyorum" dedi.
Ülkedeki enerji
darboğazmın *
giderilmesi için
v
-
elektrikli aletlerin az
kullanılması, sokak
lambalannın bellı
sûreden sonra
kısıtlanmasımn
görüşûldüğü sırada ıki
fabrikanın kapatılması
konusunun fikir olarak
gündeme gelmiş
olabileceğini anlatan
Kıymacı, şöyle dedi:
"Ortada hiçbir şe>
ohnadan, karar
ahnmadan konu ~
hakkmdaki açıklamayı
ciddi buhnuyor ve fikir
üretmek istenuyoruz.
Sorun ciddi olarak
gündeme gelirse konuyu
görüşürüz ve herkes
enünolsunki
sendikanuz her konuda
oknığu gibi bu konuda
da gereken tedbirini
ahr." İSDEMlRın
ûrettiği enerjinin
tüketimine eşit olduğunu
ve hatta zaman zaman
ÇEAŞ'a enerji satışı da
yaptığını ve sadece anza
döneminde ÇEAŞ'tan
enerji satın aldığını
vurgulayan Nihat
Kıymacı."tSDEMİR,
kuvvet santralında 100
mw enerji ûretiyor ve bu
oran da işletme>e yetiyor.
Santralda dört ünhe
devrede. Buna bir ilave
yapıhrsa 125-130 mw'hk
enerji üretimi yapabilir
ve dışandan enerji satın
ahna sorunu biter.
Enerji ûretimine yatmm
yapdırsa enerjideki
üretim 250 mvv'a çıkar
ve ûrettiği enerji,
rûketimini Ud kanna
çıkar. İSDEMİR
kapaührsa ortaya çıkan
arü bir enerji yok ki. O
yüzden konuyu ciddiye
almryoruz." diye
konuştu.
ÎĞNELÎFIRÇA ZAFERTEMOÇtN
ECEVİT VE CEM^DEN DEĞERLENDİRME
tam üyelik için
siyasi irade konuldu9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Bülent Ecevrt,
hükümetin Avrupa Birlıği'ne
tam üyelik için gerekli adımla-
n atma bakunmdan siyasal ira-
desini ortaya koyduğunu söy-
ledi.
Başbakan Ecevit, uzun süre-
dir yurtdışında bulunan Dışiş-
leri Bakanı lsmail Cem'i kabul
ederek yaklaşık 1.5 saat göriiş-
tü. Ecevit, Başbakanlık'tan ay-
nlırken, Cem'in dış politika ko-
nulannda kendisine aynnhlı bil-
gi verdiğini söyledi.
Türkiye'nin Ermenistan'a
yönelik politikasında gelecek
günlerde bir değişiklik olup ol-
mayacağının sorulması üzerine
Başbakan Ecevit, bu konuda ge-
rekenlerin söylendiğini, yeni-
den konuya girmek istemediği-
ni belirtti.
lnsan Haklan Koordinatör
Üst Kurulu çalışmalanmn, Ba-
kanlar Kurulu açısmdan, "Ça-
hşma ve Referans Betgesi" ola-
rak kabul edilmesinin hüküme-
ti bağlayıp bağlamadığı tartış-
malannın anımsatıhnası üzeri-
ne Ecevit, "Hûkümet AB'ye
tam üyelik için gerekli adımlan
atma bakımından siyasal irade-
sini ortaya koymuş oldu" diye
konuştu.
Dışişleri Bakam lsmail Cem
de yurtdışında bulunması nede-
niyle gelişmelere ilişkin uzun
süredir Başbakan'a bilgi suna-
madığını belirtti. Cem, "Tûrki-
ye'yiflgflendirenbûtün konular-
da Saym Başbakan'a bilgi sun-
duk, talimatiannı aldık. Gayet
iyi bir toplanü oldu" dedi.
DSİ Cenel Mudürü Altınbilek
'286 hidmelektrik
santrahnagerek var
9
TEŞKİLATTAN ÇtLLER^E ELEŞTİRİ
6
Ankara'da esen rüzgâr
buraya gelmiyor'
BULENT SARIOĞLU
DENtZLİ - DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çiller, geçmişte par-
tisinin kalelerinden biri olan De-
nızli'de teşkilatın "etkin muha-
lefet yapnuyoruz" eleştirileriy le
karşılaştı.
DYP Denizli Milletvekili
Mehmet GözKikaya'nın muha-
lefetine karşın geçmiş aylarda
genel merkez lehine yenilenen
Denizli teşkilah da dün yapılan
toplantıda Genel Başkan Tansu
Çiller'in önünde yönetim politi-
kalannı eleştirdiler. Toplantıda
söz alan bazı ilçe başkanlan ve
belediye başkanlan özetle şu
tepkileri dile getirdiler:
"Bazı ilçe teşkilatianmız Idra-
smıödeyemiyor,telefonlan kesik.
Programlar için araba kiralaya-
mryor. etkin muhalefet yapamı-
yoruz. Ankara'da esen rüzgâr
buraya gelmiyor. Hûkfimette
doğnı hiçbir şey yok; ama biz de
yokuz, muhalefet de yok. Geç-
mişte tütün, pamuk saüldığında
milletveküleri gehrdL Şimdi mil-
letvekilleri nerede? Halkm nab-
zını muhalefet tutann. MDletve-
killeri bdde bekle, köy köy dola-
sınn, şimdi de dolaşmah, halkın
ayağına gknhnelL Muhalefet gö-
revini gerektiği gibi yapağmuza
inanmryoruz. Bu basmla da ne
yapıp edip banşmanuz \KnsaT
Eleştiriler ûzerine söz alan
Çiller, basındaki kartelleşmeden
yakındıktan sonra, "Onlar yaz-
mıyorsa biznüHetin ayağma gide-
riz. Ama bunun için miDet dinle-
meye hazır olmak Artık miDet
dmlemeve hazır" dedi.
YAKUPKARBUZ
ŞANLIURFA-DSI
Genel Müdürü Doğao
Amnbüek, Türkiye'nin
2003 yılma kadar enerji
krizi yaşayacağını, ancak
2003 yılından sonra
doğalgaz dönüşûm
santrallan ile 2007 yılına
kadar enerji alanında
kısmi bir rahatlama
yaşanacağım belirterek
"Ancak 2008 yıhndan
itibaren 3 bin megavat
enerjiye ihti>acumz
olacak. Bu nedenk
Türkiye'nin 289 tane
hidroelektrik santrahna
ihriyacı var" dedi.
Altınbilek, nükleer
santral tartışmalanyla
ilgili olarak da,
Türkiye'nin
hidroelektrik enerjisini
kullanması durumunda
23 bin megavat enerji
dretebüeceğini, buna
karşın nükleer .,
santrallarla ülkeye ancak
1200 megavathk enerji
üretilebileceğini
belirterek hıdroelektrik
santrallann önemine
dikkat çektı.
DSÎ Genel Müdürü
Altınbilek, Şanlıurfa
bölgesi gezisinin ikinci
günûnde Mardin ana
kanahnda incelemelerde
bulundu. Altınbilek,
burada yaptığı
açıklamada, toplam
uzunluğu 220 kilometre
olan kanaluı 86
kilometrelik ilk
bölümünün inşaatımn
devam ettigini anlatarak
"Kanaklan sanryede 200
metrekûp su akacak. Bu
kanahn tamamı 220
kDometre olacak.
Tünelden çıkacak
sulann üçte ikisi Mardin
taranna taşınacak.
Tûnelin 800 metre boyu
var. Bugûne kadar 80 bin
metrekûp beton
dökûkhı" dedi.
Kanal inşaatı sırasında
arazilerde kamulaştu-ma
yöntemi yerine "arazi
topbuna yönteminin"
uygulandığuıa, bu
yöntemle DSÎ'nin
kamulaştırma parası
ödemekten kurtulduğuna
bir örnekle dikkat çeken
Altınbüek,"Mesebbir
adanun 6 dönümlûk bir
arazisini ahp kendisine 6
dönûmhık bir başka
arazi veriyonız. Aynca o
araziııin buhmduğu
yerde Hazine arazUeri
varsa bir parça da biz
eküyoruz" dedi.
GAP'ın geleceğinin dış
ülkelerden alınacak
kredilere bağlı olduğunu
savunan Altınbilek,
Mardin ana kanalı
projesi için bugüne
kadar 50 milyon dolar
kredi kullandıklannı,
bütûn sulama kanalı
projesinin bitmesi için
de 600 milyon dolar
paraya ihtiyaç
duyduklannı vurguladı.
Altınbilek, "Biz
bütçeden bunun beşte
birini bile alamryoruz.
Bütûn projelerimiz için
bugûne kadar 9 milyar
dolar para harcadık. 6-7
milyar dolar daha
harcamahyız'' dedi.
Gizfi özeüeştirme- -7*
DSl'nül su dağıtım
kanallannın yüzde
80'inin bölgede kurulan
sulama birliklerine
verüdiğim açıklayan
Altınbilek. "DSİ 20001i
yıüarda su çavuşluğu
yapmayacak" dedi.
Sulama bırlikleri
projesinin gizli
özelleştirme olduğunu
savunan Altmbilek, su
dağıtım kanallan işinin
asıl sahiplerine
verildiğini, böylece bu
kanallann DSI'den çok
daha iyi korunacağını
söyledi.
DSl'nin ' " "
l
"
A
gerçekleştirmeye
çahştığı projelerin ancak
insan faktörüyle
birleştiğinde başanya
ulaşabileceğini dile '
getiren Altınbilek,
Güneydoğu halkının
tanmsal konulardaki
bilgi eksikliğinden
şikâyet etti. Normal
şartlarda yılda 7 defa
sulanması gereken
arazilerin 13-14 defa
sulandığını açıklayan
Altmbilek, özetle şunlan
söyledi:
"Ovadaki çiftçi çok fazla
su kullanıyor. Her zaman
topragı ıslak görmek
istiyor. Bir sezonda 23
kez sulama yapan
çiftçinin 7 kez sulama
yapması yeteıüdir."
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Almanya'dayım ama kulağım Tür-
kiye'de. CHP'nin durumunu merak
ediyorum. 30 Eylül'deki Tüzük Kurul-
tayı, sonunda parti içi hesaplaşma-
ya dönüşecek gibi görünüyor^Bu ya-
zıyı yazdığım sırada Altan Oymen
ve Hasan Fehmi Güneş adaylıkla-
nnı açıklamışlardı. Deniz Baykal'ın
da adaylığını koyacağı kesinleşmiş
gibi görünüyor.
Baykal'ın adaylığını koymasıyla
parti içindeki asıl hesaplaşma da
gündeme gelecek. Çünkü Baykalcı-
lar, Baykal aday olmasa bile Parti
Meclisi'ndebirağırlığasahiptiler. De-
legeler içinde de hâlâ bir ağırlıkları-
nın olduğundan söz ediliyor.
Şimdi bu durumda, örgüt içinde
belli güçlere sahip olan Baykalcılar-
la sol kanat adayı Hasan Fehmi Gü-
neş, kurultayda başkanlık için yanşa-
caklar. örgütteki manzara, dışandan
kaba hatlarıyla bakıldığında böyle
görünüyor.
Şu Bizim Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkan Altan Oymen'in du-
rumu ne olacak? örgütte hiç gücü
yok mu? Parti içi çekişmeye kızan
delegelerin Altan Oymen'e oy ver-
meleri söz konusu olabilir mi? Bütün
bunlar soru işaretteriyle yüklü...
Altan oymen'in yeteri kadar dina-
mik davranmadığı eleştirisi karşı
ekiplerin temel dayanağı. Ancak bu
ne kadar doğru? Altan Oymen, kav-
gacı olmayan bir çizgi tutturdu. An-
cak bazı temel konularda ise Baykal
döneminden daha karariı davrandı-
ğı söylenebilir. Örneğin HADEP'le
ilişkiler konusunda kendisine yönel-
tilen eleştirilere rağmen çizgisini de-
ğiştinnedi.
Cumhurbaşkanı Sezer aleyhinde
KHK krizi sırasında yaratılan olumsuz
havaya karşı CHP, Altan Oymen yö-
netiminde karariı ve ısrarlı şekilde Se-
zer'i savunmayı sürdürdü. Benzer
başka örneklerle bu saptama daha
da geliştirilebilir.
• • •
Kimin aday olacağı ve kimin genel
başkanlığı kazanacağı acaba CHP
açısmdan ne kadar önemli? CHP'nin
temel sorunu yönetimde mi, yoksa
bir demokrasi programına sahip ola-
mamasında mı?
CHP, uzun zamandan beri demok-
rasi konusunda tutuk bir çizgi izliyor.
Milli Güvenlik Kurulu'ndan Türki-
ye'ye yayılan, "tehlikeler, tehditler"
arkasına gizlenen otoriter çizgiye
CHP bir şey diyemiyor. Ülkenin temel
politikalan MGK'de belirleniyor, be-
lirlenen bu siyasetler de esas olarak
demokrasiyi ertelemeyi amaçlıyor.
CHP'nin buna şimdiye kadar te-
melden bir itirazına tanık olunmadı.
Demokrasi talebinin, sosyal demok-
ratlar yerine, Islamcı kesimden ve
Kürt muhalefetinden gelmesi bir pa-
radoks değil mi? Solun önemli bir
kesimi Islamcılan demokrasi için bir
tehdit görüyor, ama kendisi demok-
rasiyi savunmuyor.
O zaman demokrasi solun günde-
minden düşüyor. lnsan haklan solun
gündeminden düşüyor, işkence so-
lun gündeminden düşüyor, Kürt so-
rununa demokratik çözüm solun
gündeminden düşüyor. Bütün bu ko-
nular, demokratik olmadığı söylenen
siyasi güçlerin sorunu olarak ön pla-
na çıkıyor.
Bu açmaz, CHP'nin de temel aç-
mazı. "Iç ve dış tehditler" 12 Ey-
lül'den bu yana iktidan elinde bulun-
duran güçlerin en temel bahanesi.
CHP, bu ülkeyi yöneten bu güçlerle
ciddi bir hesaplaşma içine girecek
yönelime ve kararlılığa sahip mi? Ya-
ni demokrasi kavgasını göze alıyor
mu? Almayıp da devletin belirtediği
temei siyasetlerin arkasına saklana-
caksa onlara yurttaş neden oy ver-
sin ki!
Genel başkanlık kulislerinde bu
konunun arka plana atılmaması en
temel dileğimiz. Hangi başkan ada-
yı. bu temel ve kritik sorunlarda açık
programa sahip, merak ediyoruz.
Böylesine bir ilke kapışması yaşana-
caksa CHP Kuaıltayı'nın bir anlamı
var. Yok yaşanmayacaksa kim genel
başkan olursa olsun, durum değiş-
meyecek.
Türkiye'nin karariı, cesur, kurulu
otonter düzenle hesaplaşmaktan
korkmayan bir sol muhalefete ihti-
yaa var. Kurultayda kulisin değil, il-
ke tartjşmalannın öne çıkmasını dili-
yorüz. Genel başkan adaytanna da
bu açıdan bakmaya niyetliyiz.