14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24EYLÜL2000PAZAR 4 HABERLER DUNYADA BUGÜN ALt SİRMEN KÖP Beyinler, Sağn* incdanlap Bıdvarmda Sevgili, "Sendeki göz bir şey görmez, ardındaki be- yin olmasa, O kulaklar duymaz, eğer vicdanın zaten sağır- sa." Hangi şair demiş bunu bilmiyorum, hatta de- miş mi dememiş mi, ondan da emin değilim. Ama göz gördüğünü beyne aktaramazsa, ger- çekten, retinanın algılaması tek başına yetmiyor ve de kulağın duyduğunu beynin, vicdanın süz- gecinden geçinmeyenler, kulaklan delik bile ol- salar sağır kalıyorlar. Son zamanlarda kör beyinler, sağır vicdanlar bulvannda geziyormuşum duygusu içindeyim hep. Göz görüyor, kulak duyuyor, ama beyin algı- larhıyor, vicdan nasır tutmuş ve ortaya garip bir toplum çıkıyor. Gördüğünü aslında göremeyen, duyduğunun kıymeti olmayan bir toplum. Böyle bir topluma, Marmara'da yüz küsur ki- lometrelik bir fay hattı olduğunun, mutlaka bir deprem yaşanacağının ve bunun da 7'den az ol- mayacağının; 7.6, hatta belki de daha yüksek olacağının kesinleştiğini, bilim adamlan araştır- msüanna dayanarak bildirdiklerinde, "Fay hattın- dan müjdeli haber" diye sunabiliyorlar kimi ya- yın organlan. Kör beyinler ve sağır vicdanlar toplumunun ir\şanlan da bunu kabul edebilıyoriar. • • • Kabul etmek de bir yana, bu toplumun insan- lan onu talep ediyorlar. t-Yıllaryılı gözlerinin gördüğünü algılamamakta direnenler, gördüklerini beyinlerine yansıtama- dıklan için "bişşiiiy olmaz abiii..." diyerek kulak- lannın üstünde yattılar. ıYapılar başlanna yıkılınca "bişşiyy olmaz abi- ii..." demek, hiç değilse bir süre için güçleşti. Artık, "deprem olursa, bina çürük de olsa bi- şüyyy olmaz abiii..." diyemiyorlar. Başka bir can simidi anyoriar. Bu ne olabilir ki? Tabii ki deprem olursa "bişiiy olmaz" diyeme- yeteklerine, o zaman "bişiiiy olmaz abiiii"n\n ye- rini değiştiriyorlar ve "evet deprem olursa hasar olur, ama nasıl olsa deprem olmaz abiiii..." di- yoriar. Ve tabii gözlerini bilim adamlanna çeviriyorlar. Hep bir ağızdan sessizce haykınyorlar "Idare et abii..." Pichon ile Şengör idare etmiyor, gerçeği söy- lüyoriar, onlar da kızıyorlar, kendilerine bilgi de- ğil, teselli verecek olanlan anyorlar. Çok satışlı gazete bunlann ruhunu okumuş, bi- liyor, onlann "idare etabi" isteğine uygun haber- ler veriyor. Kabahat gazetede mi, yoksa körbe'yinler'bul- vannda gezen bakarkörierde mi? Ne dersin Sevgili? • • • Beynin körlüğü münferit bir olay değil, kimi patolojik durumlarda olduğu gibi, başka yan pa- tolojik olgulan da birlikte getiriyor. Kör beyin, sa- ğır vicdan da yaratıyor. Çünkü vicdan yalnız duy- guyla olmuyor, aynı zamanda gri hücreleri de gerektiriyor. Isparta'nın Semir beldesinde, yaşamı hiç sor- gulamamış olanlar, vaıiığı sorgulayan felsefe der- sini veren öğretmenin retina bozukluğuna takı- yorlar kafayı, "Çocuklartmıza kör öğretmen is- temiyoruz" diyorlar ve dilekçe veriyorlar öğret- menin görevden alınması için. Beyin özüıierinden dolayı, retinalannın algıla- dığının beş paralık kıymet ifade etmediğini bil- meyen bu bakarkörler, beyniyle gören, düşü- nen, sorgulayan, kendini eksikliğin esaretinden kurtanp özgüriüğe kavuşmaya çalışan öğretme- ne karşı çıkıyoıiar. Kimileri öğretmene acıyor. rBen gözündeki özrü beyniyle kapatan öğret- mene değil; kör beyinler, sağır vicdanlar bulva- nnda volta atan biçarelere acıyorum. Sayılan da üç, beş, on, yüz, bin, on bin değil, milyonlara vanyor ne yazık ki, Sevgili... Bııca Cezaevlerinde sağlık sorunlan artiyor JZMİR (Cumhnriyet Ege Bûrosu)-Cezaevle- rindeki tutuklu ve hü- kumlülerin ciddi boyut- laya ulaşan sağlık sorun- lah karşısında somut adımlann atılmadığını söyleyen tutuklu yakın- lan, kamuoyunun dik- katini Buca Ceza- eyi'nde yaşananlara çektiler. Bergama Ceza- evi'nde ortaya çıkanlan tûnelin ardindan Buca Cezaevi'ne sevk edilen 76 siyasi tutuklunun çok zor şartlar altında bulunduğunu kaydeden aileler, acil önlemler ahnmazsa 76 kişinin de yaşamını yitireceğini soylediler. •Buca Cezaevi'nde bulunan sıyası tutuklu ve hükümlûler, yakınla- n aracılığıyla bir açık- lama yaptılar. "Kamu- oyuna" başlığıyla yapı- lan açıklamada şu gö- rüşlere yer venldi: "Buca Hapishanesi tdaresi sakhrgan ve key- fı tutumunu sûrdûrü- yor. Hiçbir hapishanede ırygulanmayan, her ka- pı çdaşmda ûst aramaa dayatması yüzünden ai- le görüşüne, avukata, doktora, hastaneye ve banyoya çıkamıyoruz. Doktora vehastaneye çı- krnımdığmmz için Cİddİ sağlık proMemlerimiz ileri düzeye ulaşa." Tutuklu yakuüan ise Buca Cezaevi'ndeki si- yasi tutuklular arasında bir an önce doktora çık- ması gerekenleri şu şe- kilde açıkladılar: "Ali Mitil'in kmk ayağının kangrene dö- nüşme tehlikesi var. Ke- mal Denli'nin kalp ra- hatsahğı tebükefi boyut- lara ulaşü. Ali Güzel ve Faik Öner' in acil olarak hepatit-B tedavisi ohna- sı gerekiyor. Yılmaz Ba- ba Tûmgöz ve Mesut Avcı'nın başlanna al- düdan darbeterin neti- cesinde hastahklan ileri boyuta geldL Özgür Kı- hç' ın, başına akbğı dar- be sonucu, tedavi edil- mezseölûr raporu bulu- nuyor." TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Ali Yiğit, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'i suçladı 'Enerji bunafamıtZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) - TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali Yjğjt, enerji sektöründe yaşanan krizin sorumlusunun Enerji Bakaru Cumhur Ersûmer olduğunu belirtti. Yiğit, Bakan Ersümer'in krizi bahane ederek "Tûrkiye için hiç ekonomik olmayan ve 2007,2010 yıhna yönelik son derece pahalı yap- işlet ihaleterini hükûmete onaylatmaya" çalıştığını söyledı. Enerji tassarufunun sanayiden vazgeçilerek yapılamayacağını vurgulayan EMO Genel Başkanı Yiğit, enerji sorunu olduğu gerekçesiyle Seydişehir Alûminyum ve Iskendurun Demirçelik ISDEMIR • Ali Yiğit, Ersümer'in bunalımı kullanarak "Türkiye için hiç ekonomik olmayan ve 2007,2010 yılına yönelik son derece pahalı yap-işlet ihalelerini hükûmete onaylatmaya" çalıştığım söyledi. ; Fabrikalan'run üretimlerine ara verümesinin yanlış olduğunu belirtti. Elektrik sektöründe son 15 yıldır uygulanan yanlış politikalar sonucu sektörde merkezi yapının bozulduğunu ve sektörün bir krize sürüklendiğini kaydeden Yiğit, "Merkezi planlanmanın terk edilip enerji sorununun çözfimü piyasa beklentilerine bıraküdığından, sektörde ekonomik otmayan üretim tesisleri kurulmaya başlanmıştır. Ancak bugün yaşananlar, yıDardır dikkat çektiğimiz merkezi planlanmanın, ohnazsa olmaz koşul olduğunun teyködir''dedi. Su kaynaklannın yüzde 30'u... Enerji yatınmlannın uzun dönemlı yatınmlar olduğunu belirten Yiğit, 2000'lerde yaşanan sorunun 1990'larda tartışılması gerektiğini söyledi. Yiğit. ülkemizin su kaynaklannın sadece yüzde 30'unun değerlendirifdiği bir ortamda hidroelektnk enerjiye göre daha pahalı olan doğalgaza yönelinmesinin son derece yanlış olduğunu vurgulayarak böylece hem ülkenin dışa bağımlı hale geldiğını hem de pahalı enerji tükerildiğini söyledi. TEAŞ'ta uygulanan yanlış politikalann sonucunun kamuya yansıtıldığını belirten Yiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: "TEAŞ, yap-işlet-devret ve yap-işlet projeleri nedeniyle sûrekli zarar eder noktaya gehniştir. Enfiasyonla mücadele nedeniyle TEAŞ, arUn mahyederini saaş fiyatma y a j r . TEAŞ'm bu ' zarjn Hazine tarafindan Imfşdanmaktadn-. Yani farura halka çj^rümaktadır. TEDAŞ için de , beoier durum söz konusudur. T E M Ş » yapüan özeDeştirme \ poÜtikaları sonucu jkcİikle AKTAŞ ve ÇEAŞ'tan alacaktadır. Yine bir dizi kamu kunım ve sanayi kuruluşu TEDAŞ'a bofçiudur. TEDAŞ açıklaruu, elektrik saöş fıyadanna yansıtarak aşmak istemiş ancak yıBık zam oranı yüzde 2.1 ile sınırh kamuştır. Man açıldar, enerji bürokrasisinin son yıDardaki uygulamalanmn kurıimlan çökme noktasına irirandır." ( Sendika, kapatma isteminiciddiye almtyor AKINBODUR tSKENDERUN-Enerji Bakanlığı'nın, enerji sıkıntısı sona erinceye kadar ISDEMtR ile Seydişehir Alûminyum Fabrikası'nın kapatılması karannı Bakanlar Kurulu'na önermesi, Iskenderun'da ciddiye alınmadı. ISDEMlR'de yetkili sendika Özçelik-Iş'in Iskenderun Şube Başkanı Nihat Kıymacı, "Türkiye'yi yöneten Bakanlar Kurulu'nun, hiçbir araşürma yapmadan. tarbşmadan böyle bir karar alacağına inanmıyorum" dedi. Ülkedeki enerji darboğazmın * giderilmesi için v - elektrikli aletlerin az kullanılması, sokak lambalannın bellı sûreden sonra kısıtlanmasımn görüşûldüğü sırada ıki fabrikanın kapatılması konusunun fikir olarak gündeme gelmiş olabileceğini anlatan Kıymacı, şöyle dedi: "Ortada hiçbir şe> ohnadan, karar ahnmadan konu ~ hakkmdaki açıklamayı ciddi buhnuyor ve fikir üretmek istenuyoruz. Sorun ciddi olarak gündeme gelirse konuyu görüşürüz ve herkes enünolsunki sendikanuz her konuda oknığu gibi bu konuda da gereken tedbirini ahr." İSDEMlRın ûrettiği enerjinin tüketimine eşit olduğunu ve hatta zaman zaman ÇEAŞ'a enerji satışı da yaptığını ve sadece anza döneminde ÇEAŞ'tan enerji satın aldığını vurgulayan Nihat Kıymacı."tSDEMİR, kuvvet santralında 100 mw enerji ûretiyor ve bu oran da işletme>e yetiyor. Santralda dört ünhe devrede. Buna bir ilave yapıhrsa 125-130 mw'hk enerji üretimi yapabilir ve dışandan enerji satın ahna sorunu biter. Enerji ûretimine yatmm yapdırsa enerjideki üretim 250 mvv'a çıkar ve ûrettiği enerji, rûketimini Ud kanna çıkar. İSDEMİR kapaührsa ortaya çıkan arü bir enerji yok ki. O yüzden konuyu ciddiye almryoruz." diye konuştu. ÎĞNELÎFIRÇA ZAFERTEMOÇtN ECEVİT VE CEM^DEN DEĞERLENDİRME tam üyelik için siyasi irade konuldu9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Bülent Ecevrt, hükümetin Avrupa Birlıği'ne tam üyelik için gerekli adımla- n atma bakunmdan siyasal ira- desini ortaya koyduğunu söy- ledi. Başbakan Ecevit, uzun süre- dir yurtdışında bulunan Dışiş- leri Bakanı lsmail Cem'i kabul ederek yaklaşık 1.5 saat göriiş- tü. Ecevit, Başbakanlık'tan ay- nlırken, Cem'in dış politika ko- nulannda kendisine aynnhlı bil- gi verdiğini söyledi. Türkiye'nin Ermenistan'a yönelik politikasında gelecek günlerde bir değişiklik olup ol- mayacağının sorulması üzerine Başbakan Ecevit, bu konuda ge- rekenlerin söylendiğini, yeni- den konuya girmek istemediği- ni belirtti. lnsan Haklan Koordinatör Üst Kurulu çalışmalanmn, Ba- kanlar Kurulu açısmdan, "Ça- hşma ve Referans Betgesi" ola- rak kabul edilmesinin hüküme- ti bağlayıp bağlamadığı tartış- malannın anımsatıhnası üzeri- ne Ecevit, "Hûkümet AB'ye tam üyelik için gerekli adımlan atma bakımından siyasal irade- sini ortaya koymuş oldu" diye konuştu. Dışişleri Bakam lsmail Cem de yurtdışında bulunması nede- niyle gelişmelere ilişkin uzun süredir Başbakan'a bilgi suna- madığını belirtti. Cem, "Tûrki- ye'yiflgflendirenbûtün konular- da Saym Başbakan'a bilgi sun- duk, talimatiannı aldık. Gayet iyi bir toplanü oldu" dedi. DSİ Cenel Mudürü Altınbilek '286 hidmelektrik santrahnagerek var 9 TEŞKİLATTAN ÇtLLER^E ELEŞTİRİ 6 Ankara'da esen rüzgâr buraya gelmiyor' BULENT SARIOĞLU DENtZLİ - DYP Genel Baş- kanı Tansu Çiller, geçmişte par- tisinin kalelerinden biri olan De- nızli'de teşkilatın "etkin muha- lefet yapnuyoruz" eleştirileriy le karşılaştı. DYP Denizli Milletvekili Mehmet GözKikaya'nın muha- lefetine karşın geçmiş aylarda genel merkez lehine yenilenen Denizli teşkilah da dün yapılan toplantıda Genel Başkan Tansu Çiller'in önünde yönetim politi- kalannı eleştirdiler. Toplantıda söz alan bazı ilçe başkanlan ve belediye başkanlan özetle şu tepkileri dile getirdiler: "Bazı ilçe teşkilatianmız Idra- smıödeyemiyor,telefonlan kesik. Programlar için araba kiralaya- mryor. etkin muhalefet yapamı- yoruz. Ankara'da esen rüzgâr buraya gelmiyor. Hûkfimette doğnı hiçbir şey yok; ama biz de yokuz, muhalefet de yok. Geç- mişte tütün, pamuk saüldığında milletveküleri gehrdL Şimdi mil- letvekilleri nerede? Halkm nab- zını muhalefet tutann. MDletve- killeri bdde bekle, köy köy dola- sınn, şimdi de dolaşmah, halkın ayağına gknhnelL Muhalefet gö- revini gerektiği gibi yapağmuza inanmryoruz. Bu basmla da ne yapıp edip banşmanuz \KnsaT Eleştiriler ûzerine söz alan Çiller, basındaki kartelleşmeden yakındıktan sonra, "Onlar yaz- mıyorsa biznüHetin ayağma gide- riz. Ama bunun için miDet dinle- meye hazır olmak Artık miDet dmlemeve hazır" dedi. YAKUPKARBUZ ŞANLIURFA-DSI Genel Müdürü Doğao Amnbüek, Türkiye'nin 2003 yılma kadar enerji krizi yaşayacağını, ancak 2003 yılından sonra doğalgaz dönüşûm santrallan ile 2007 yılına kadar enerji alanında kısmi bir rahatlama yaşanacağım belirterek "Ancak 2008 yıhndan itibaren 3 bin megavat enerjiye ihti>acumz olacak. Bu nedenk Türkiye'nin 289 tane hidroelektrik santrahna ihriyacı var" dedi. Altınbilek, nükleer santral tartışmalanyla ilgili olarak da, Türkiye'nin hidroelektrik enerjisini kullanması durumunda 23 bin megavat enerji dretebüeceğini, buna karşın nükleer ., santrallarla ülkeye ancak 1200 megavathk enerji üretilebileceğini belirterek hıdroelektrik santrallann önemine dikkat çektı. DSÎ Genel Müdürü Altınbilek, Şanlıurfa bölgesi gezisinin ikinci günûnde Mardin ana kanahnda incelemelerde bulundu. Altınbilek, burada yaptığı açıklamada, toplam uzunluğu 220 kilometre olan kanaluı 86 kilometrelik ilk bölümünün inşaatımn devam ettigini anlatarak "Kanaklan sanryede 200 metrekûp su akacak. Bu kanahn tamamı 220 kDometre olacak. Tünelden çıkacak sulann üçte ikisi Mardin taranna taşınacak. Tûnelin 800 metre boyu var. Bugûne kadar 80 bin metrekûp beton dökûkhı" dedi. Kanal inşaatı sırasında arazilerde kamulaştu-ma yöntemi yerine "arazi topbuna yönteminin" uygulandığuıa, bu yöntemle DSÎ'nin kamulaştırma parası ödemekten kurtulduğuna bir örnekle dikkat çeken Altınbüek,"Mesebbir adanun 6 dönümlûk bir arazisini ahp kendisine 6 dönûmhık bir başka arazi veriyonız. Aynca o araziııin buhmduğu yerde Hazine arazUeri varsa bir parça da biz eküyoruz" dedi. GAP'ın geleceğinin dış ülkelerden alınacak kredilere bağlı olduğunu savunan Altınbilek, Mardin ana kanalı projesi için bugüne kadar 50 milyon dolar kredi kullandıklannı, bütûn sulama kanalı projesinin bitmesi için de 600 milyon dolar paraya ihtiyaç duyduklannı vurguladı. Altınbilek, "Biz bütçeden bunun beşte birini bile alamryoruz. Bütûn projelerimiz için bugûne kadar 9 milyar dolar para harcadık. 6-7 milyar dolar daha harcamahyız'' dedi. Gizfi özeüeştirme- -7* DSl'nül su dağıtım kanallannın yüzde 80'inin bölgede kurulan sulama birliklerine verüdiğim açıklayan Altınbilek. "DSİ 20001i yıüarda su çavuşluğu yapmayacak" dedi. Sulama bırlikleri projesinin gizli özelleştirme olduğunu savunan Altmbilek, su dağıtım kanallan işinin asıl sahiplerine verildiğini, böylece bu kanallann DSI'den çok daha iyi korunacağını söyledi. DSl'nin ' " " l " A gerçekleştirmeye çahştığı projelerin ancak insan faktörüyle birleştiğinde başanya ulaşabileceğini dile ' getiren Altınbilek, Güneydoğu halkının tanmsal konulardaki bilgi eksikliğinden şikâyet etti. Normal şartlarda yılda 7 defa sulanması gereken arazilerin 13-14 defa sulandığını açıklayan Altmbilek, özetle şunlan söyledi: "Ovadaki çiftçi çok fazla su kullanıyor. Her zaman topragı ıslak görmek istiyor. Bir sezonda 23 kez sulama yapan çiftçinin 7 kez sulama yapması yeteıüdir." SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Almanya'dayım ama kulağım Tür- kiye'de. CHP'nin durumunu merak ediyorum. 30 Eylül'deki Tüzük Kurul- tayı, sonunda parti içi hesaplaşma- ya dönüşecek gibi görünüyor^Bu ya- zıyı yazdığım sırada Altan Oymen ve Hasan Fehmi Güneş adaylıkla- nnı açıklamışlardı. Deniz Baykal'ın da adaylığını koyacağı kesinleşmiş gibi görünüyor. Baykal'ın adaylığını koymasıyla parti içindeki asıl hesaplaşma da gündeme gelecek. Çünkü Baykalcı- lar, Baykal aday olmasa bile Parti Meclisi'ndebirağırlığasahiptiler. De- legeler içinde de hâlâ bir ağırlıkları- nın olduğundan söz ediliyor. Şimdi bu durumda, örgüt içinde belli güçlere sahip olan Baykalcılar- la sol kanat adayı Hasan Fehmi Gü- neş, kurultayda başkanlık için yanşa- caklar. örgütteki manzara, dışandan kaba hatlarıyla bakıldığında böyle görünüyor. Şu Bizim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Altan Oymen'in du- rumu ne olacak? örgütte hiç gücü yok mu? Parti içi çekişmeye kızan delegelerin Altan Oymen'e oy ver- meleri söz konusu olabilir mi? Bütün bunlar soru işaretteriyle yüklü... Altan oymen'in yeteri kadar dina- mik davranmadığı eleştirisi karşı ekiplerin temel dayanağı. Ancak bu ne kadar doğru? Altan Oymen, kav- gacı olmayan bir çizgi tutturdu. An- cak bazı temel konularda ise Baykal döneminden daha karariı davrandı- ğı söylenebilir. Örneğin HADEP'le ilişkiler konusunda kendisine yönel- tilen eleştirilere rağmen çizgisini de- ğiştinnedi. Cumhurbaşkanı Sezer aleyhinde KHK krizi sırasında yaratılan olumsuz havaya karşı CHP, Altan Oymen yö- netiminde karariı ve ısrarlı şekilde Se- zer'i savunmayı sürdürdü. Benzer başka örneklerle bu saptama daha da geliştirilebilir. • • • Kimin aday olacağı ve kimin genel başkanlığı kazanacağı acaba CHP açısmdan ne kadar önemli? CHP'nin temel sorunu yönetimde mi, yoksa bir demokrasi programına sahip ola- mamasında mı? CHP, uzun zamandan beri demok- rasi konusunda tutuk bir çizgi izliyor. Milli Güvenlik Kurulu'ndan Türki- ye'ye yayılan, "tehlikeler, tehditler" arkasına gizlenen otoriter çizgiye CHP bir şey diyemiyor. Ülkenin temel politikalan MGK'de belirleniyor, be- lirlenen bu siyasetler de esas olarak demokrasiyi ertelemeyi amaçlıyor. CHP'nin buna şimdiye kadar te- melden bir itirazına tanık olunmadı. Demokrasi talebinin, sosyal demok- ratlar yerine, Islamcı kesimden ve Kürt muhalefetinden gelmesi bir pa- radoks değil mi? Solun önemli bir kesimi Islamcılan demokrasi için bir tehdit görüyor, ama kendisi demok- rasiyi savunmuyor. O zaman demokrasi solun günde- minden düşüyor. lnsan haklan solun gündeminden düşüyor, işkence so- lun gündeminden düşüyor, Kürt so- rununa demokratik çözüm solun gündeminden düşüyor. Bütün bu ko- nular, demokratik olmadığı söylenen siyasi güçlerin sorunu olarak ön pla- na çıkıyor. Bu açmaz, CHP'nin de temel aç- mazı. "Iç ve dış tehditler" 12 Ey- lül'den bu yana iktidan elinde bulun- duran güçlerin en temel bahanesi. CHP, bu ülkeyi yöneten bu güçlerle ciddi bir hesaplaşma içine girecek yönelime ve kararlılığa sahip mi? Ya- ni demokrasi kavgasını göze alıyor mu? Almayıp da devletin belirtediği temei siyasetlerin arkasına saklana- caksa onlara yurttaş neden oy ver- sin ki! Genel başkanlık kulislerinde bu konunun arka plana atılmaması en temel dileğimiz. Hangi başkan ada- yı. bu temel ve kritik sorunlarda açık programa sahip, merak ediyoruz. Böylesine bir ilke kapışması yaşana- caksa CHP Kuaıltayı'nın bir anlamı var. Yok yaşanmayacaksa kim genel başkan olursa olsun, durum değiş- meyecek. Türkiye'nin karariı, cesur, kurulu otonter düzenle hesaplaşmaktan korkmayan bir sol muhalefete ihti- yaa var. Kurultayda kulisin değil, il- ke tartjşmalannın öne çıkmasını dili- yorüz. Genel başkan adaytanna da bu açıdan bakmaya niyetliyiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear