14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 2000 PAZAR 2 O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus(âcumhuriyet.com.tr Düşünmek, Düşünce Özgürlüğü, Özgür Düşünebilmek Prof.Dr. Abidin KUMBASAR D uşunmek, bır konu- nun butun yonlennı ıncelemek, ona ılış- kın bılgılennı yoğun- laştırmak ıçın dıkka- tını o konu uzerınde toplamak ve ona yonelmek ısteğıyle \ a- pılan zıhınsel eylemdır Bu eylem sı- rasmda tasanmlar oluşturulur, bunlar butırlenyle bağlantılanarak yenı zıhın- sel çıkanmlaryapılır Tumbu çabala- rın unınu olarak duşunceler oluşur «aglıklı düşünebilmek ıçm, sağlıklı bır no, ın yapısına ve uzerlennde yenı kav- ramlar oluşturabılmek ıçın de sağlık- Ifinbılgıleregereksınımvardır Beyın, arçan yapısı olarak sağlıklı olsa da, cksık ya da gerçeklerden uzak onbıl- gılerle yuklenmışse uretılecek duşun- ce ve kavramlann gerçeklere uygun ol- malan beklenemez Oğrenme olgusunu araştıran ve be- yın fızvolojısı konusunda yaptıgı ça- lışmalarla 1963 yılında Nobel Odulu alan John CEccles sınır hucrelerının 'Tj^arılması durumunda. ılıntılı sınır hiıcrelerınde yenı bağlantıların (sı- yıaps) ortaya çıktığını gosterdı Boyle- "fe uyarılara bağlı olarak hücrelenn bağlanış bıçımının yenıden şekıllendı- ğı kanıtlanıyordu Bılgın, sınapslarda (sınırsel bağlantı) ortaya çıkan bu tur- den \enı oluşumlann psışık alanda "öğrenme'" dedığımız olgunun somut gostergesı olduğu tezını ortaya attı Beyın hucrelennde elektron mıkrosko- buy la > apılan ıncelemelerde elde edı- len somut goruntuler duzenlı uyan \e etkılemelenn yenı bağlantıların oluş- masına neden olduğunu, sınır hucre- len arasında daha once var olmayan ye- nı ılışkı ve değışıklıklenn gelıştığını gostermektedır Boylece bır kez oğre- nılen deneyım ve kavramın oluştur- duğu beyınsel yenı duzenleme, bır de- ğışım olarak yıllarca, belkı de omûr bo- yu kalabılmektedır Bu bılgılenn ışı- ğı altmda "Düşünme Olgusu", "Dû- şünce Özguriüğü" v e "Özgûr Dûşün- me" kavramlarırun yenıden ve bıîım- sel duzeyde ırdelenmesı gerekmekte- dır Duşunme eylemının oluşabılmesı ıçın duşunülen konuyu ılgılendıren kavramlann, bılgı ya da deneyım ola- rak, beyınde yer etmış olması gerekır Eğer onbılgıler sağlıksız ve gerçekle- n tam yansıtmıyor ya da kısıtlamalar- la yonlendınlmışse bunlara dayanıla- rak oluşturulan duşunme eylemının urunlen de gerçeklere uymayacaktır Doğayla doğrudan ılışkılerle ve dene- yerek elde edınılen bılgılerde beyınde genellıkle doğru kavramlar yerleşmek- teyken, geçmışten ve başkalanndan aktanlarak edınılen bılgıler çoğu za- man akhn eleştınsme sunulmamış, ınanç, gelenek ve gorenek olarak be- yınlere, kışı ya da çıkar gruplan tara- findan ışlenmektedır Psıkanahz ça- lışmalan en hızlı oğrerum dönemının 1 -5 yaş arasında olduğunu belırtmek- te olup, bu duyarlı donemde kışıyı et- kıleyen yanlış bılgı ve aksaklığın ya da gerçek dışıhğın, ılende akılcı yoldan duzeltılmesınm guç olduğunu goster- mektedır Bu nedenle eğıtımcüer,saç- ma ve yanlış bılgı sahıbı olanlara go- re, eksık bılgısı olanlan daha eğıtıle- bılır olarak kabul etmektedırler Sağ- lıklı, doğayla ve doğa kanunlanyla uy- gunluğu deneylerle kanıtlanabılen bıl- gıler en gerçek bılgılerdır Bu tür bıl- gıler konusunda tartışma olmaması, olursa da kanıtlamalarla uzlaşıya va- rıhnası, bazan zaman gerekîırse de, olağanlığını surdurmektedır Aktan- larak oğrenılen, çoğu zaman kışının akıl suzgecınden geçırmeden benımseme- sı ıstenen ınanç, gelenek ve gorenek olarak sunulan kavramlarsa, hıçbır şe- kılde doğruluğu kanıtlanamayan. ge- nellıkle gerçek dışı bılgıler olarak be- yınlere yerleşmektedır Edımlen on- bılgıler ve deneyımler, sağlıklı ya da gerçeklere uymayan turden de olsa, kışının bunlara dayanarak duşûnmesı tumuyle kendı ıstemıne bağlı olup kım- senın bu ıçsel eylemı ne kısıtlamava nedeengellemeyegucuyetmez Buba- kımdan herkes ıstedığını duşunebılır, hayal dunyasını ıstedığı gıbı şekıllen- dırebılır Buyondekısıtlamayadaya- saklama olanağı yoktur Doğal olarak herkes her ıstedığını duşunmekte oz- gurdur Kısıtlama ve yasaklar ancak du- şûncelenn açıklanması ve başkalanna aktanbnası aşamasında soz konusu olabılır Bu nedenle çok eskı çağlar- danben tartışılan kısıtlamalar ve yasak- larduşunme eylemıne değıl, ancak du- şuncelennı aktarma eylemıne uygu- lanabümıştır Geçmışı ıncelersek, du- şûncelen açıklama eylemıne getınlen kısıtlama ve yasaklann hemen daıma, geçerlı düzende çıkan olan egemen guçler tarafından onenlıp uygulandı- ğınıgörûruz u Sokrates"ten ben. ege- menlen eleşüren, eskı ınançlan sarsan ya da duzenı değışörmeyı ongören du- şünceler dışlanmış ve duşunurlere kı- yıma kadar varan suçlamalar v e ceza- lar uygulanmıştır Çoğunlukla da Ga- lileo Galilei ve Giardano Bruno orne- ğınde olduğu gıbı bılgınler ve duşunur- ler, yuzyıllar sonra da olsa haklı çık- mış, gerçeklen soyledıklen herkesçe kabul edılmıştır Duşuncelen açıkla- ma ozgurluğune u> gulanan yasaklama- lar en acımasız olarak kılıseler ve dı- ğer ınanç gruplannca, aydm bılım adamlanna. duşunurlere ve sanatçıla- ra karşı savaşta kullannmıştır Bıhm ça- ğının aydınlattığı halk kıtlelen yoz eğı- tımın etkısınden kurtulup, gerçeklen oğrendıkçe, kor ınanç ve yoz duşun- ce savunuculan çoğunluğu yıtınp bu defa. kendılen duşûncelennı açıkla- ma ozgurluğunûn ısteklısı olmuşlardır Benzer olaylar son yıllarda ulkemız- de de yoğun olarak yaşanmaktadır Karumca sorunun çozumu, yenşen ku- şaklara "Ozgûr Dûşünme" yeteneğı- nı edınme koşullannı sağlayacak eğı- tımın venlmesındedır Ozellıkle çağ- daş teknolojının yerkurenın her yenn- dekı herkese ulaşılabılme olanağını sağladığı gunumuzde, çağdaş duşun- ce ve bılımsel gerçeklen ıçeren bıreğı- tım, yerkure boyutunda uygularur, kor ınançlar ve gerçek dışı aktarma bılgı- lenn sağlıklı beymlen etkılemesıne engel olunursa, gelecek kuşaklann sı- nırlama \ e yasaklamalara gerek kalma- yacak duşunceler uretebıleceğınde kuş- ku yoktur Gunumuzde dahı uygulanan eğıtım, değışık toplumlarda ve yore- lerde geçerlı kor ınanç ve yoz duşün- celenn etkısınden anndınlamamıştır Eğıtımde ınsanlara nasıl duşûnecek- len oğretılmeyıp beyınlerde egemen guçlenn ıstedıklen yönde duşunme alışkanlığı oluşturulmaktadır Böyle- ce genç beyınler gerçek dışı ve yoz on- bılgılerle şartlanıp, sağlıklı ve gerçek- ten ozgur duşunme yeteneğım yıtır- mektedır Geleceğe umutla bakabıl- memız ıçın, okul oncesı eğıtımden başlayarak, tum >erkûre boyutunda yaygın olacak kapsamda gerçekçı bır eğıtun uvgulanması gerekmektedır Doğa bılımlen, fızık, matematık oğ- retılmeh, ozellıkle şoven ve ırkçı, um- metçı tanh oğretımınden kaçınılmalı, savaş ve somurunun olmavacağı bır dunyada tum ınsanlann mutlu olaca- ğı oğretılmelıdır Mılenyum Zırve- sı'nde en onemh konulardan bınsının "EğMm Sorunu" olması gerektığıne ınamyorum Cumhunyetımızın kuruluşundan bu yana yaşananlar eğıtımın toplumlar ıçın ne denlı onemlı olduğunun somut kanıtıdır Yuce Atatürk, daha kurtu- luş savaşımız dev am etmekteyken çağ- daş eğıtıme yonelmış venı yenşen ku- şaklann ozgur duşunebılme olanağı- na kavuşabılmesı ıçın eğıtım bırlığının temellennı atmıştır Cumhurıvetın ılk yıllannda uygulanan eğıtımle yetışen gençlık, her alanda onemlı aşamalar ve atılımlarelde edılmesınde katkıda bu- lunmuştur Karşı devnmcılenn 1946 yı- hnda başlayarak artan etkınlıgı eğıtı- mı yozlaştırarak yolundan saptınp, ul- ke gençhğının karşıt duşuncelı grup- lara bolunmesme neden olmuştur Eğı- tımın onemını vurgulayan olgulardan bınsı de, başlangıcından ben çağdaş eğıtımden hıç odun vermeyen ve sap- mayan asken okulların yetıştırdığı, ''GunhuriyetllkekTrne yurekten bağ- lı olduklannda kımsenın kuşkusu ol- mayan subaylanmızın enştığı çağdaş duzeydır Yaşanan tum olaylardan edı- nılen ızlenımlerle, eğıtımın çağdaş du- zeyde yenıden duzenlenmesi ve uy- gulanmasının sadete 28 Şubat'ta or- du tarafından ıstendığı ıçın değıl ul- kemızın uvgarlığın çağdaş duzevıne gerçekten enşebılmesı ıçın de zorun- lu olduğuna ınamyorum EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Nail V. ile Şîir İkindileri'nde. "Hoş geldın 1 kesılmış bır kol gıbı omuz başı- mızdaydı boşluğun" Nâzım Hikmet, uzunca bır aynlıktan sonra ka- vuştuğu şaır arkadaşı Nai! V'ye boyle seslenmış Yol uzun, Gokova'dan Salıhlı ye gıdıyoruz Bır mı- nıbus, Nail Çakırhan, Halet Çambel, Hamdi Yü- cel ve eşı, bır gencecık Fransız delıkanlısı, ben ve Ayla, bır de Akyakalı Birol Bu kez çağnldım Salıhlı'ye, Şıır Ikındılen'ne Hep dostlar gıttı, Dağlarca, Bırsel, Kurdakul vd De- ğerlı dostum Şadan Gökovalı ıle Salıhlı Beledıye Başkanı Zafer Keskiner'ın oluşturduğu, kurduğu, yıllardır surdurduğu bır şıır ve şaırler şolenı Şaır ulusuz, gençlığınde şıır yazmayan var mı dı- ye bır soru gereksız olacaktır Şıır bır ıç olaydır, ıç dunyanın sozcuklerie canladınlışıdır Şıır ıçın ba- kın, Baudelaire ne demış Insan yırmı dort saat aç kalabılır, ama şıırsız asla" Salıhlı'de buyuk bır salon tıklım tıklım Bugun, yaşayan Turk şaırlennın en yaşlısı Nail Çakırhan'a Dıonısos Şıır odulu venlecek Enyaşlıdedım ama hıç de yaşlı değıl Yaş, ıstersen doksan olsun yıl- lann bınkımınde değıl, kafanın dınlığınde Nâzım Hikmet onun yokluğunu nasıl dennden duymuş "Hoş geldın 1Aynlık uzun surdu 1 Özledık 1 Göz- ledık 1 Hoş geldın 1 Bız 1 bıraktığın gıbıyız 1 Usta- laştık bıraz daha 1 taş kırmakta 1 dostu düşman- dan ayırmakta 1 Hoş geldın 1 Yenn hazır 1 Hoş gel- dın 1 Dınleyıp dıyecek çok 1 Fakat uzun soze vak- tımız yok 1 Hoş geldın" Nail Çakırhan sahnede konuşuyor Kendını, şı- ınnı, yaşamının ılgınç bır ıkı olayını, daha da çok Nâzım Hıkmet'ı anlatıyor Salon gençlerle dolu, hepsı buyuk bır ozenle dınlıyoriar yakın geçmışın yasantılannı Belkı ders alarak, ıbret alarak, hay- ranlıkla, sevgıyle Sonra şaırler, yore şaırlen 1 Kursude yenı şıırier dınlıyoruz Şııreadanmışbıryerburası Şııriıbıryer Dağlan, ormanlan, kaplıcalan, hele ınsanlan Bırbırı ardına şaırler yenı şıırlennı sunuyorlarbız- lere Her şıır taze bır soluktur Bır yenı dunyaya açılan bır pencere1 Işte Zübeyde Seven Turan "Acıyla sevınç 1 Ağlamayla gulmek 1 El ele 1 Kannca kalabalık 1 Ve yalnızlık 1 Yan yana /...Sev- gıyle nefret 1 Tukenmeyen aşk 1 Iç ıçe " Işte Nevzat Karahan: "Bırşıırı kurşuna dızdım 1 Toyluğumun yureğın- de 1 Gıttıkçe buyuyor ımgeler 1 Bır darbeyı bek- ler gıbı 1 Savaşa hazırdır sozcukler" Işte Bilsen Başaran: "Hep boyle bırakşamı takıp peşıne gelırdın 1 Se- mvenlennle ılkyaz muştulannla cemrelennle 1 Goğ- sune bınken kasırgalanndan kaçarak 1 Gelırdın 1 M&natlannı korfezde yıkayan meltem gıbı 1 llrtır- l&m Boyardım kabuğumu tennle" Işte Çınar Çığ: "Bu kentın akşamustlen attılâ ılnan'dırlbırazyağ- mur bıraz yağmur bıraz sen 1 ıstasyon yolcu du- raklan lıman 1 sadettın kaynak selahattın pınar'dır 1tezgâhtan eve dönen yuzun 1mahur nıhavent hüz- zam 1 korfezde bır ınce zamandır" Daha nıce şaır, nıce şıır, nıce aşk, nıce ozlem 1 Hangı bırını, hangı bınnı'? En lyısı doksanlık genç mı genç şaır Nail V'nın, yanı Nail Çakırhan'ın se- sıne ortak olmak "Geçtı otuz yaşım 1 Ben 1 geçen 1 bu otuz ya- şın başında 1 ne bu son, artık heyhaaat 1 kellemı kaşıyorum 1 ne dun ıçın 1 hasret taşıyorum 1 Ya- ,Şiyorum 1 Bır gun ıçın Donemem donemem gen lyaktım butun gemılenmı" r. Ceza Adaleti ve tnsan \7™ ı r f n T A C / „ , ,T , ^ n oteye geçemez tlbette kı her suç ıçın Veysel C L J L I A Ş hmır Karşnaka Hakımı k o y u l a n c e z a onermesının yaptınm gucu ol- • - w - m er şeyin ölçüsü insandır' kuralından yola çıkarak toplumdakı değışımın malıdır Yanı > asa, yururlukte olduğu surece İP 1 1 gerçeğım arkasına alma- vekulturelgelışımın ortaya koyduğu yem do- yasadır Ne varkıınsanlıkduşuncesıyerleşık •i—^m yan yasa eskımeye mah- kuyu goz onune alıp, ceza adaletım dınamık kurallan aşar Buna ceza hukuku kuralları da • • kûmdur Ohalde, "Suçhı- kılıp yabancılaşmasının onune geçmektır dahıldır Ceza hukuku kurallan da \ aşamın ıv- ~A_ - A . yukazıynıız,altmdanınsan Geçmışten bugune baktığımızda Atinalı mesmeuymakzorundadır Gende kalarak an- çıkar" deyışını yasalara egemen kılmak ge- Beşyüzier Meclisı'mn olum cezasına çarptır- tıkalaşmamalıdır Antıka ıse muzelerde ser- rekır dığı, savunma ve hukuk bılımı açısından one- gılenır 19 Ocak 1923 tanhınde Mustafa KemaJ mı kadar, bıreyolmanınsavaşımınıverenSok- Oysa hukuk her an ınsanlık ıdealını canlı Atatürk, yaptığı bır konuşmasında, "Kanun- rat, hâlâ ıçımızde yaşamasına karşın, onu yar- tutmalıdır bunun ıçın de olabıldığınce ceza lanmızıiııcelevelimvebunlanndavanaknok- gılayan v argıçların hıçbın bugun ıçınanılmı- adaleti, ınsamn ve toplumun ozgurluk aravı- talannıonce ulkemızın koşullan\la.durum- yor "Savunmayı kaldınnız, arkasından engi- şının, çağdaş eğıtımle beslenmesımn, kendı- lamla ve miDetimizin gerçek toplumsal ihti- zisyongefir''sözutanhtensılınmedıkçe ınsan- sını aşkınlaştırmasının. onurunun korunma- ya^anvevkdanrviavefakat aynızamandailer- hğın uygarlık adına savaşımı devam edecek sının yamnda olmalıdır Bu değerlen savunan leyen dünyav la uişkilerinden doğan sorumhı- gıbı ceza adaleti kendılığınden toplumdakı uzlaş- luğu da dikkate alarak, ryileştırmek gerekü-" Aristo'nun deyımıyle "Yasaya dûnün de- manın, banşın, hoşgorunun yanında, emeğın sözuyle de bu gerçeğe ışaret edıyordu ğü,bugünungivsisigi>dirilmeDdir.''Yaşamda yucelmesıne hızmet edecektır "Asıl Adakt" Toplumlar gehştıkçe eskıyen yasalann ye- oyle değıl mı° "Bir ırmakta Ud kez yıkanıla- adlı şunnde Paul Eluard. ne guzel demış, "tn- nne çağın ınsanına yakışan yenı yasalann yû- maz" gerçeğı kadar, değışım ve ınsanlaşma sanlarda tek guzel kanun: / Suyu ışık vapma- rurluğe gırmesı gerekır "GözüBağfaAdalet", adına Mcvlana'nın "Hergünbiryerdengöç- lan, /düşıi gerçek vapmalan./duşmanı kar- adalet dağıtamaz Dağıtılırsa toplumsal v ıc- mek ne i\x / Her gun bir vere konmak ne gü- deş vapmalandır. / / Hep var olan kanunlar- dan bundan ıncınır. toplumda adalet dışı ara- zeL / Bulanmadan, donnıadan akmak ne hoş. dırbunlar,/bır çocukcağuın ta \ureğjnden baş- yışlara ozlem artar ve gıderek kaba kuvvetın / Dünle beraber grtö, canlanm. / ne kadar soz lar, / yayıür. geruşler, uzar gider / ta akla ka- hukuk anlayışı egemen olmaya başlar Neoto- varsadüoeaıt/Şuııdi)enışe>lerso}lemekla- dar." nter ne de acız adalet Güçluye de guçsüze de zun" dıyen dızelen de bır o kadar gerçektır Toplumdan ve ınsandan v ana bır aravışın pe- eşıt uzaklıkta yaklaşan, saygın adalet Ceza hukukunun temeh insandır Suçlu da şınde olan hukukçulann verdıklen savaşımı, Insanlık yırmıbınncı yuzyılın ıçme gırmış- olsa, suçludakı ınsanı açığa çıkarmak gerekır tıpkı dkçağın mıtolojya dunyasında egemen- ken hukuk kendıne ınsanı yuceltmeyı goz Guncellığını hıçbır zaman yıtırmeyecek, her ler tarafından cezalandınlıp, bır kavavı bır onune almalıdır Hukuk kurumu da ınsanın top- zaman okunması gereken çağdaş edebıyatın dağın tepesıne çıkanp ote tarafa yuvarîama- lumsal gelışımmdekı arayışlanna yanıt vere- başyapıtlanndan Isvıçrelı unlü yazar F. Dür- sı ıstendığınde, kayayı tam tepeye çıkardığm- bılmelı, onun duşunsel gehşımını engelleyen renmatt'ın "Duruşma Gecesi'' adlı romanın- da bır fırtınanın çıkıp kayayı gensın gen yu- dogmalara karşı beynını tutsak eden yasal en- dakı konu, ınsandakı vıcdam açığa çıkarmak, varladıktan sonra, aynı ışı bıkıp yorulmadan, gellen kaldınnah, yaşamın akışına ayak uy- onu ışlemek uzenne kuruludur Yazara göre, kan ter ıçınde her gun tekrarlayan Sisypos'un durmalı, çağdaş ınsam yaratabıhnelıdır Ada- suçlu da olsa ınsan safbır mermerdır Onu yon- sabn ıçınde yapmalıdırlar let tannçalanmn gozlenndekı bağ çozülme- tarak kusursuz ınsanı açığa çıkarmak adale- "Karanhk Bir Dunyada Bihmin Mum 1^- lıdır artık Bunun yontemı ıse "Adalet anla- tın vazgeçıhnez temelı ohnalıdır ğı"nın (Carl Sagan) ınsanlık âlemı\ le buluş- yışının görecetiği (izafıüği) ve dmamik yasası" Insanı dışlayan yasa bır dızgeler toplamın- ması ancak bu sayede olanaklıdır Kıımara dönüştürdüler... c«j.»*n7CTrı r ıı v /\* Ama o Ecevıt bızı yamlttı MSP'ye kucak Sernat KÜs 1 iLL, Emeklı Yazın Oğretmenı . , , , ,i . ,. D; , . . * açıp ortak alarak ıktıdara geldı Bu ıktıdar m -^T" umar, duşuncede ve duyguda ederken halkm ne denlı somurulduğu sezı- hevesı-acelesı bır kumardı Kaybeden Ece- M^T yahıızbu-tekeylemındırenç- lememektedır tt Fakir kaöğı" denılen zey- vıt, kazanan Erbakan oldu Çunku boyle- m^L le egemen olduğu bır tut- tınm kılosunun 3-4 mılyona, bu- yumurta- ce, şımdı''rejimduşmanı''sayılanlaraldıyu- 1 ^ ^ k ku'dur' Kazanmak tutkusu. nın 60-80 bıne çıktığı gunumuzde bazı oğun- rudu, ışte o zaman onemlı yerlere geldıler J ^ J İ ^ - Başlangıçta bunun bırazcık lenkahvaltıbıçımındegeçıştuTnekbıleola- yayılma ve ılerleme fırsatlannı kullandılar tersı hesap edılse, kımse kumar oynamaz Ka- naksızlaşmıştu- Halk, bu- ağız tadı ıle kann Onlara bu fırsatı, ayaklanna halı doşercesı- zanma hesaplan ıse çoğu kez boşa çıkar, doyurmaktan yoksun ıken 'gereğinin fazla- ne Ecevıt sağlamış oldu (1974) Nedense ama yme de bu tutkuyla gozu donmuş kışı a' mılletvekıllennı, bakanlannı, başbakan bu tanhsel yanılgının sozu edılmıyor 1 Unu- surdûrür kuman O kışuım tüm yaşantısı yardımcılannı ve bunlann rumunun 'konı- tuldu mu9 Evet Ecev ıt değışmedı, gunu- kumann tekelmde, onun robotlaştıran yone- malan' vb bır suru kmıseleruıı beslemek- muzde bunun kamtlansurmekte Ecevıt ko- tınundedır tedn-' Onlar ıse 'dokunulmazuk' zuiu ıçm- nusu bır olaydır Bakılırsa bızde poötika bu- kumar duru- de halktan kopmuşluğun-sorumsuzluğun Zeytın. yumurta kadar onemlı bır de "eğj- muna getaniştir. Başa geçme, koltuk kapma kazanımlan ıle gun geçırebılmektedırler' tim-öğretim" sorunlan var kı çoğu aıleler aç- tutkusu ıle bu kez bır'kare-as'oluşmuştur Acaba bu yardımcılar bolluğu, ışlen kolay- hğı kabullenseler de çocuklannı sıradan Her ne kadar bu- başbakan ıle uç yardımcı- laştınyor mu9 Hangı ışlen7 Yoksa zorlaştı- okullarda bıle okutamama guçluklen ıçın- sım (resmen ohnayan Hûsamertin Özkan nyor mu 9 dedırler, 'kese'ler o kerte delınmıştır 1 Ey daetkılıbu-yarduncı olarak) kare-as 'a ben- "Çokkonuşançokyanılır''dıyebırataso- sevgılı Atatürk' sen bır de 23 Nısan Ulu- zetmekılkten uygun duşmüyorsa da, başba- zumuz vardır, bunun sayısız örneğını ust salBayramı'nıçocuklaraarmağanederekyu- kandan daha az yetkı ıle davrandıklan ka- konumdakıpohtıkacılanmızvenyor Ome- celtıyorsun onlan Bak. bırçoklan dılencı, msmda değılız Her grup, kendı varlığını ğın, Başbakan Ecevit'm KHK (kanun huk- tmercı, sokak çocuklan1 Hukumet onlan her fırsatta bıraz daha genışletme amacıyla munde kararname) nedenıyle Cumhurbaş- doğru yola yonlendu^cek > erde yasak ıle ce- meydanı boş bubnuşça oynamakta, kazan- kam'na "Rejim düşmanlannı (gericileri) zalandmyoromendıl vb satan boyacılık>a- mauğrunaneguçlenvarsa ortaya koymak- vüreklendirdiniz" dıye so>ledığı sozler pançaresızlereacıyıpalışvenş>apanlan O tadırlar' Acaba bu "yüreklendinne"nın tohumlanru çocuklann bazılan okul masrafını olsun çı- Aılede kumar o aılenın geçurum ve mut- eken, ureten kım 9 karabılmek ıçın o gıbı ışlen yapıyorlar 1 luluğunu rukettığı gıbı, polıtıkada da bazı- Hasan Pulur bır yazısuıda (Mıllıyet, 25 Çare ne, amaç ne suç kımde. nerde9 Işte lannın oynadığı kumar halkuı somurulme- Ağustos 2000) "Ecevit 4 aydır değjşti" dı- bırçokdurumlardaboylerastgelekararlaratı- sı demek oluyor Işte ıç polıtıkamızda sen yor Ve 1970'lenn 'Karaoğlan'ını anunsa- hyorortaya HerhaldeTurkıye'debır "Çocuk kazanacaksuı, ben kazanacağun dıye yanş tıyor gerçekten nasıl da umudumuzdu 1 Bakanbğı'' kurulması zamanıdır IZMtR 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 2000/629 Davacı Mustafa Paksoy taranndan davah Mehmet Salıh Elmaslan aleyhıne açılan araç mulkıyet tespıtı davasının yapılan açık yargılaması sırasında, Davalı Mehmet Salıh Elmaslan ın Onur Mah Turkelı Sok. No 5/2 Balçova-lzmır adresınde yapılan zabıta araştırmasına rağmen adresı bulunama- dığından dava dılekçesmın ılanen teblığıne karar venlnuş olup davalının duruşmanın bırakıldığı 23 10 2000 gunu saat 09 45 te duruşmada hazır bulun- ması veya kendısını bıt vekıl manfetıyle temsıl ettınnesı, HUMK'nın 509 ve 510, maddelen gereğınce dunışmaya gelmedığı takdırde duruşmanın yok- luğunda yurutuleceğı ve karar verüecegı, daveüye yenne geçmek üzere ılanen teblığ olunur 14 9 2000 Basın 52504 KALBtNİZ SİZİN ÎÇÎN ÇALIŞIYOR,YASİZ?... TURKKALPVAKFI 19 Mayıs Cd No 8 Şışlı/İSTANBUL Tet (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks (0 212)212 68 35 PENCERE Vampip Doymuyor... Aydın Boysan'ın Akşam gazetesındekı koşe- sınde petrol bunalımını ele alan yazısına attığı alen- gırlı başlık hoşuma gıttı "Kan Emen Somurgecılık " Abartılı mı'? Az bıle' Pekı, somurgecılık 'Ikıncı Dunya Savaşı 'ndan bu yana tarthe kanşmadı mı9 Tanhe kanşan "sıyasalsomurgecılıktır, yoksa eko- nomıde somurgecılık ve emperyalızm suruyor, Ay- dın Boysan da altını çızmış "Petrol uretıcılerı dunyayı somuruyor Eskı yüz- yıllann acımasız ve vıcdansız somurgecılığı bu bı- çımde hortladı Kan dokmuyoıiar, ama, kan emı- yoriar Cınayetın göruntusu değıştı mahıyetı de- ğışmedı " Suudı Arabıstan ya da Kuveyt gıbı ulkeler somur- gecı sayılabılır mı? Goruntuye aldanmayalım, ıkısı de ABD demek1 ikısı de "sıstem "ın turetımı Amenka olmasa, ne Su- udı Arabıstan kalırdı, ne Kuveyt1 Ikısının de yerın- de yeller eserdı "Tek pazar"a donuşen 'kuresel- leşme'de petrol fıyatları 'senbesf pıyasa'damı sap- tanıyor^ Yok canım • •, Petrol fıyatları yuzunden Turkıye'nın canına oku- nuyor, ama, maşallahımız var1 Petrol konusunu dogru durust ırdeleyıp gerçeklen ortaya çıkaran bır ulusal ve bılımsel çaba yok1 Unıversıtelerımız ne gune duruyorlar^ Medya fıstık gıbı çıplak man- kenlerden başını alabılse, belkı bu ışe ılgı duyabı- lır "Stratejık ışbıritğı yaptığımız buyuk muttefıkı- mız" ABD nın derdı gucu "Turkler Ermenılen na- sıl kestı" dıye tanhı sorgulayıp 1915'tekı kıyımı bu- gune getırerek bızden hesap sormak1 "Dostumuz Amenka " Kuzey Irak'ta bır Kurt dev- letını tohumlamaya çalışırken iskenderun'a bağla- nan petrol boru hartını da tıkamaktan gen kalıyor mu 1 ' 'Korfez Savaşı 'ndan bu yana yaklaşık 10 ytl geçtı, Turkıye'nın zararı kaç mılyar dolar? Bızım zararımızdan doğan kan kım cebıne atıyor? 1973'te patlayan ılk petrol knzınden once ham petrolun vanlı 2 5 dolardı, bır kalemde 12 dolann ustune fırladı, 1979'dakı ıkıncı bunalımda 20 do- lan aşıverdı, bugunku aşamada 30 dolann ustune tırmandı, 35'e dayandı Neden 9 Dunya medyasında temel nedenı açıklayan dı- şe dokunur bır yorum var mı 9 Gerçek neden Ay- dın Boysan'ın yazısına attığı başlıktır "Kan emen somurgecılık 1 " Guneydoğu sınınmızın kuzeyındeçocuklarokul- suz, guneyınde bebekler açlıktan oluyoriar, Yu- murtalık petrol boru hattı kuflenıyor, Kuzey Irak'ta Amenka Kurt devletını tohumluyor Petrolun vanlı 35 dolar' Vampır doymuyor • En zengın 400 Amenkalının servetı 1 2 tnlyon dolan geçmış, bır yılda bu ortak servet yuzde 2Q artış gostermış, dunyayı bunlar yonetıyoriar , ,,,, lyı de nasıl ycjnetıyoriar?,,..,, ^ Insanlık hakça bır duzen mı yaşıyor'? Yoksa ekonomık somurgecılık hızlanarak yeryuzundekı adaletsızlığı mı korukluyor 9 Kureselleşme -namı dığer Yenı Dunya Duzenı- eleştın masasına yatınlıp dıdık dıdık edılmelıdır; egemen ıdeolojıye koriemesıne ıtaat, ortaçağ ka- fasının uçuncu bınyıl eşığınde hortlamasından baş- ka bır şey değıl Kafayı 1915'e takıp Amenka'nın gozunde ak- lanmaya uğraşacağımıza gunumuzun kan ıçenle- nnı sorgulamaya yonelmelıyız kı nasıl bır dunyada yaşadığımızı anlayabılelım, yoksa korler çarşısın- da ayna satmaktan gayn bır ışe yaramayız Harbiye Acık Hava Tiyatrosu 27 Eylül 2000 Çarsamba saat: 20.00 Pi KONSER BüMEMLEKETBİZİM NAZIM BU MEMLEKETİN EMIN IGJS GRJP DOHÜSJM MOĞOLUR MJAMMER KETEHCO6LJ Konsfı BİIMItri :v avintrtı bitgi icin Tel: O212 245 04 S l NAZIM KÜITÜREVİ Insanı, ulkenı guzelı sevdığm ıçm, doğrudan, halktan, haklıdan yana başkaldıran bır yûreğe sahıp olduğun ıçın, kokuşmuş duzenı sarsacak bır başkaldınmn. gençlık ıçınde fılızlenıp orgutlenerek ulkeye vayılmasından korktuklan ıçın Sevgılı TAYLAN ÖZGÜR Bundan tam 31 yıl once ılk tetığı Beyazıt Meydanf nda sana çektıler, sem sırtından kurşunlddılar 31 vıl ıçınde aynı nedenle kaç guzel, kaç > ığıt ınsan daha faılı meçhul va da katılı bılınen cınayetlenn kurbanı oldu, tam bılemıyoruz Ancak haklı ıle haksızın, dogru ıle yanlışın savaşı hıç bıtmeyecek Haklılann doğnıdan yana savaşan yığıtlenn olduruhnesı, hakkı, doğruyu ortadan kaldırmavacak Bedelı çok ağır da olsa sonunda hep hak ve doğru, ınsanlık geçerlı olacak Senı sevgı, ozlem ve onurla kucaklıvoruz Kardeşim TAYLAN ÖZGÜR %e \nnem NECLiV ÖZGLR, Babam HASAIN TAHSİIS ÖZGÜR anısma
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear