24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
T-AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ş Oenizep'in olumununi.yıtı • ZONGULDAK (Ctımhuriyet) - Ugradığı silahlı saldın sonucu hayatmı kaybeden eski Türk-Iş Genel Sekreteri ve Genel Maden Işçileri Sendikası (GMIS) Genel Başkanı Şemsi Denizer, ölümünün 1. yılında anıldı. Türk-Iş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve GMİS Genel Başkanı Çetin Altun, sendika yöneticileri ve maden ışçileri, Denizer'in öldürüldüğü Bahçehevler Mahallesi Sendika Sokağı'ndakı evinin önünde toplanarak karanfıller bıraktılar ve sloganlar attılar. Sendika yöneticileri daha sonra Denizer'in Çaycuma ilçesi Gökçehatipler Köyü'ndeki mezannı zıyaret ederek karanfıl bıraktılar. Altun, Denizer'in öldühilmesinin arkasında bulunanlann tarihin karanlıklannda kalmamasıru istediklerini söyledi. Denktaş: Teknokratiar hükümeti şart • ANKARA (CumhuriyetBürosu)- KKTC Cumhurbaşkaru Rauf Denktaş, dün akşam NTV'de canlı yayına T^ahlarak KKTC'de .,yaşanan son gelişmeleri ,4eğerlendirdı. Denktaş, . KKTC'nin bugünkü durumundan kurtulması içın acı, ama inandıncı reçeteleri uygulayacak teknokratlar hûkümetinin şart olduğunu söyledi. Başbakan Derviş Eroğlu'nun dönüşte kendisini karşılamaya gelmernesini de eleştiren Denktaş, "Ben küs değilim, küslük yapmam. Ama bu kadar dedıkodudan sonra bir başbakanın ne olduğunu gelip görmesini beklerdim" dedi. FFden memır kararnamesine tepki • lstanbul Haber Servisi - FP Genel Başkan Yardımcısı Teoman Rıza Güneri, memurlarla ilgili kanun hükmünde kararnamenin "memuru, insanlık dışı, antıdemokratik bir uygulamaya tabi tutmak" anlamına geldiğini savunarak Cımhurbaşkanı'nın bu kararnameyi imzalamaması gerektığini ıfade etti. Güıen, 3 yıldır TBMM konisyonlanna dahi gefemeyen kararnamenin buyıl bir "oldubittiye" getrildiğinı belırtti. kmufturırimaz' • VEVŞEHİR (Omhuriyet) - Susurluk'ta niftdana gelen kazanın ar<mdan TBMM'de kvrulan ve görevini tamamlayan Susurluk kcoisyonunun başkanı ve FINevşehir Milletvekili fVİhmet Elkatnuş, "Yeşil" k«i adıyla bilinen N4hmut Yıldınm'ın Ttkiye'de yaşadıgına dair ctvumlann yoğunlaştığını r>«rterek "Yeşil y-£alansa bile ks*ıuşturulnıayacak" dedi. Eıatmış, resmi KGkamlarca Yeşil'in cWüğü yolunda açıklama y-almadıgııu, ancak y-adığına dair kendisine ç=c çeşıtli kaynaklardan banler geldiğini iddia etti. Türkiye Diyanet Vakfı, çıkardığı 'Müslümanın ElKitabinda Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef aldı 4 Mflletin değfl, cephenin ordusu'• Kitapta, laiklik, demokrasi ve parlamento gibi kurumlann toplumun sorunlanna çözüm için değil, Batılılaşmak için getirildiği ve toplum tarafından da benimsenmediği savunuldu. ANKARA (ANKA) - Kadınlann hangi durumlarda, hangi ölçülerde dövülebıleceğıni anlatan "Müslü- manm £1 Kitabi" adlı ilmıhalin ya- yımcılığını yapan Türkiye Diyanet Vakfi, yayımladığı başka bir kitap- ta da orduyu hedef aldı. "Baüh Bü- gjnin Eleştirisi İzerine" adlı kitap- ta, Türk ordusu, "milletin değil, bir cepbenin ordusu" olarak nıtelenir- ken Kazak ve Kırgız ordulanna ben- zetildi. Korkut Tuna'nın "Banlı Büginin Eleştirisi Üzerine" adlı kıtabı, Tür- kiye Diyanet Vakfı Yayın Danışma Kunılu'nca 10 1.1998 tarihinde "yararn göriUerek" Ocak 2000 tari- hinde ilk kez basıldı. Kitapta, Tür- kiye'nin Batılılaşma çabalan ve so- nuçlan üzerinde durulurken "Tûrk toplumu, tek gerçek olarak kabul edilen BaO toplum modeHne ve bu modelin gereklerine göre düzeıuen- meye ve değiştirümeye çahşdryor" deniliyor. Batılılaşma çabasının, te- peden inmeci bir anlayışla gerçek- leştirilmeye çalışıldığının savunul- duğu kitapta, "Baoh hayat tarzuun tüm gereklerini yerine getirmek için yukandan aşağı birdüzenleme faali- yeti iie toplum karşı karşıya gehniş- tir. Bu yapıhrken Baülı bir kühfirün Türkkültürüfleuyuşup uyuşmama- sı, onu değiştirip bozacağı hiç göz önfine alınmadan. uygarhğa kaül- mamız ve çağdaşlaşma adına ve ta- bii bilimlerin yol göstericiliğinde, bi- iimseltik adına, biitün boyutian ve hayat tarzı anlayışlan ile aktanlma- ya çataşılacakveiçerkk dısa karsı yü- rütûlecek itişkflerde farklı tutum ve sivaset izJemesi arzu edümeyen bir toplum >araolmak istenecektir" de- ğerlendırmesı yer aldı. Türk toplumunun, Batüı modele göre yenıden düzenlenmesi çahş- malartnın, dilden üniversiteye, as- kerlikten üretım anlayışına kadar et- kili oldugu ve bu kurumlann süreç- ten kimliklerini kaybederek çıktığı savunuldu. Bu sürecin, askeri yapı üzenndekı etkisı de şöyle anlatıldı: "Sahrave teknik taümatnameter- de en baat konularm dahi yabancı askeri talimatnamelerden çevrUmiş olması yanında önûmüzdeki araç- gereç ve sflahlann ingOizce bümeden kullarulması söz konusu değildir. Son olarak, kullanüan işaretler ve küık kıyafetlerdeki değişikiiklerordunun bir milletin değil, bir cephenin ordu- su olduğunu göstennektedir. Tıpla bugünkü Kazak, Kırgız ve diğerieri- nin askeri kryafetierinin de eskiden yer aldıklan cephenin askeri kryafe- tinin aynı olması gftri." Türkıye'nın, Batılı kurumlan, o toplumların yapısuıı ve kültürünü dikkate almadan aynen almaya ça- lışüğı, bu kapsama laiklik, demok- rasi ve parlamento gibi kurumlann da gırdiğı belirtilırken "Laiklik,par- lamento, demokrasi ve benzeri gjbi kurum ve bunlaıia Ogfli siyasetve uy- gulamalann belli bir soruna çözüm olarak değü,fcapettiği için, yani Ba- onlaşmak, büim vesaireadına gerek- tiği için kabul edilmiş şeyler oldugu anlaşılmaktadır. Vetoplum, sorunve açmazlan ile doğrudan bağlantıs ol- madığı veya kurulamadıgı için yan- daşlan da bunun gerektirdiği Idşi- lerle suurlı kalmaktadır" denıldı. Bu gibi kurumlara toplumun bü- yük kesiminin "kafasının yatmadı- ğı" savunulurken "Bu durum, bir yanda belli bir amaçla yön verilmek istenikn toplum Ue devleti arasında beUikopukluklara yol açarken diğer yanda ortaya konan ısrar ve dayat- malar genel olarak bir yabancılaş- maya ve betirii bir kleoJojik tutum- lara yol açmaJOadır" görüşüne yer verildi. Cezayir örneği Batılılaşma çabalannın, Türk top- lumunun sorunlanna çözüm olmadı- ğı, toplum ile kurumlar arasında sür- tüşmelere neden olacak gelişmelere yol açabileceği savunulan kitapta, "OrneğinbirCeza>irolayı,anbttığı- nuz ve kurdugıımuz bağlantılar çer- çevesmde, bu ordular Idmin ordub- ndır sorusunu akla getirmektedir. Yann bu hükümetier, bu parlamen- tohır, bu üniversiteler, bu aydmlarId- mindir sorusunu akla getirecek bir- çok obyia karşdaşmayacağıınızı da kinısegarantiedemez"denıldi / Kavşaklar hariç, cadde ve sokak aydınlatmalan yan yanya azaltılacak, vitrinler karanyor TEDAŞ'ın açığmın faturası halka 'Kamusal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki- ye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) kamu-be- ledıye ve özel sektörden borçlanm tahsil edemezken, bu açığıru kapatmak için fatu- rayı halka kesmeye hazırlanıyor. Konutlar- da aylık elektrik tüketımının 150 kilovatsa- ati (kvvh) aşması durumunda, aşan kısma yüzde 50 zam uygulanması karanyla TE- DAŞ, açığım kapatmayı hedefliyor. TEDAŞ'ın alacaklan toplamı, 200 tril- yon lırası kamu kurum ve kuruluşlanndan, 55 trilyon lirası da ertelenen sulama alacak- Enerji tasarrufu lanndan olmak üzere toplam 426 trilyon li- rayı buldu. Türkiye Elektrik Üretim-lletim AŞ'nin (TEAŞ) TEDAŞ'tan alacağı ise 370 trilyon liraya ulaştı. Yap-işlet-devret yöntemiyle yaptınlan ve geçen yıl ortalannda hızmete giren santral- lann geri ödemelennın ilk 5 yılda olması ne- deniyle, TEAŞ'm elektrik maliyetinin 3.5 cent'ten 4.5 cent'e yükseldiği savunuluyor. ilk etapta BOTAŞ'm TEAŞ'tan alacaklan- nın tahsılı ve uluslararası taahhütlerinı ye- rine getırmek amacıyla bir üçlü protokol imzalandı. Protokol uyannca Hazine Müs- teşarlığı TEAŞ'm dış borçlannı üstleniyor. TEAŞ'ın BOTAŞ'a 300 trilyon lira borcu bulunuyor. Yap-işlet-devret yöntemiyle yaptınlan ve devreye giren 3 santralın, kredi gen ödeme- sinden dolayı ilk 5 yıldaki elektnk satış fi- yatınm yüksek olması nedeniyle maliyetle- ri artan TEAŞ, yılda 3 katrilyon gideri ol- masına rağmen ancak 2 katrilyon 350 tril- yon lira gelir sağlayabıliyor. Yani yap-işlet- devret yöntemiyle yaptınlan santrallar ne- deniyle yılda 650 triryon lira açık veriyor. Protokol uyannca Hazine TEDAŞ'a gö- rev zaran olarak 3.2 trilyon lira kaynak ak- taracak. BOTAŞ'ın TEDAŞ'a, TEDAŞ'ın TEAŞ'a ve TEAŞ'm BOTAŞ'a karşı olan borcu için de bu hafta mahsuplaşma yapı- lacak. Bu mahsuplaşmamn ardından Hazine'den alrnan para, TEAŞ' ın borcuna karşılık BO- TAŞ'a aktanlacak. TEDAŞ'm acilen 100 trilyon liralık bir kaynağa ıhtıyacı oldugu da edınılen bılgiler arasında. ayıph' i Ucuz elektrik için öneriler • EMO Izmir Şubesi Başkanı Mutaf "Ev kadınlan küçük noktalara dikkat ederlerse maaşlı işte çalışıyormuş gibi afle bütçesine katkı sağlarlar",dedv ,,, .r , IZıMİR (AA) - Ağus- a>dınlatma araçlan kul- tos ayuıdan ıtıbaren 150 kilovatsaatın üzerinde elektrik kullanan konut- lara yüzde 50 zamlı tari- fe uygulanacak olması, elektrik tasarrufunu ye- niden gündeme getirdi. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Iz- mir Şubesi Başkanı Ma- chiVlutaf. zamlı tarife ile 200 kilovatsaat kulla- nanlann faturalannın yüzde 15 artacağmı be- lirterek u Ev kadınlan küçük noktalara dikkat ederlerse bir işte çabşı- yormuş gibi aile bütçesi- ne katkı sağtarlar" dedi. Enerji tasarrufunun temelinde, enerjiyi doğ- ru ve verimli kullanma- nm yattığını belirten Macit Mutaf, hükümetin en kısa sürede alternatif enerji kaynaklanna yö- nelmesı gerektiğini bil- dirdi. Q n e r a e r Konutlarda verimlili- ğe yönelık odaklann kampanyalarla duyurul- ması gerektiğini belirten Macit Mutaf, konutlarda enerji tasarrufu için şu önerilerde bulundu: • Gündüz saatlerinde günes ısığı a>dınhğının yeterii oldugu alanlarda hnıhnamah. • Işık verimi yüksek ampullar kullanılmalı- du". • Çok sayıda küçük ampul yerine büyük, güçlü, az sayıda ampul kullanıbnaİKfar. • Kısa süreli de olsa odadan çıkarken lamba- lar söndürülmeli. •Gereksizyerea>dın- latma yapılmamah, çah- şırkenmasalambasıkul- İanıhnaİMnr. • Yiyecekler buzdola- bına sıcak konulmamalı. • Çamaşır, kiriüik de- recesine uygun SKakhkta >ıkanmahdır. • Ütüleme işine ara verildiğinde ütünün fîşi çekilmelidir. • \T>ecekkr pişerken finn kapağı sık sık açu- mamabdır. Macit Mutaf, sanayi için önerilerini ise şöyle • Aydınlatma arrna- türieri düzenü arahklar- la temizlenmeli, verimi düşükampullerkullanıl- mabdır. • Gün ışığmda en faz- la yararlanılacak mima- ri tasanmlara özen gös- terilmelidir. • Duvar ve tavan açık renk tercih edilmeBdir. TlRM Erdyes'in2125metreyüksektiğindeki TekirYaylasındadüzenlenen"11.ErciyesZaferKurultayı"nakaüiunazotdtı. MHP lideri Devlet Bahçeli, Erciyes Zafer Kurultayı'nda konuştu ' Yoksufluk taıilıe gömiümeli 9 RECEPBULUT KAYSERİ - Başbakan Yardrmcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "miDibirKkvedirnğe karşı alerjisiolan- lann" eylemlerine karşın, kendi bildik- leri yolda emin adımlarla yürümeye ka- rarlı olduklanm söyledi. Bahçeli, Erciyes'in 2125 metre yük- sekliğmdeki Tekir Yaylası'nda düzenle- nen "11. Erciyes Zafer KundtayTnda, dünyadaki yeni şartlann incelendiğin- de, bu mücadelede öne çıkacak millet- lerin sanayileşmesini tamamlamış, bil- gi toplumuna giden süreci kavramış, ekonomisi güçlü, milli birliği sağlam ve dayanışma gücü yüksek milletler ola- cağım belirtti. Bahçeli, Türkiye'nin yoksulluk ve yolsuzluk ayıbuu tarihe gömmedigi sürece, siyasetçilerin kendi- lenni başanlı kabul edemeyeceğini be- lirtti. Bazı kesimlerin her fırsatta Türkiye karşjü çevrelerin avukaö gibi davrandı- ğmı söyleyen Bahçeli, bu kesimlerin, milliyetçi hareken'n "hakMıgını" ortaya koyduğunu ıddia etti. Bahçeli, MHP'ye yöneltilen eleşririlerin kendilerini en- gellemeyeceğini, hatta hedeflerine biraz daha yaklaşmalanna aracı olacağını öne sürdü. 11. Erciyes Zafer Kurultayı'na Devlet Bakanlan Şuayip Üşenmez, Fa- ruk Bal, Tunca Toskay, Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, Ba- yındırlık ve tskân Bakanı Koray Aydm, Sanayi ve Ticaret Bakanı AhmetKenan Tannkulu, Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Ulaşrırma Bakanı E- nis Oksiiz ile çok sayıda milletvekili ka- tıldı. Kurultayda Kınkkale Belediyesi Mehter Takımı bir konser verdi. Türk Halk Müziği Sanatçısı Ismafl Türüt de Devlet Bahçeli 'nin konuşmasmdan ön- ce kurultay etkinliklerine kaülanlan tür- küleriyle coşturdu. Kurultayda aynca atlarla "Ergenekon'dan 2000'e" adı al- tmda bir gösten de yapıldı. İZMİR - AB'ye tam üyelik - sürecınde Türkiye'nin elektrik, \ su, doğalgaz, teiefon gibi ka- • musal hizmetlerinin "ayıph" ol- . maması ve bu konudakı AB standartlannın bir an önce Tür- kiye'de de yaşama geçırilmesi > istendi. Türkiye'de sadece cep telefonundakı sabıt ücretin ipta- li için mahkemelere başvuran 40 binin üzerinde yurttaş oldu- ğunu anımsatan Tüketiciyi Ko- ruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı MehmetSevnn, "AB'de kamusal hizmetkrle fl- gffi yaptlan sözkşmeler tüketki aleybine iştemez. TürkJye'd* • ttyyph bizmet vmyorsa devletie de ağraşdmah" dedi. Türkiye'nin, henüz ayıph ka- mu hizmetlerinden vazgeçme- • dıgı ve bu kapsamda tüketicisi- • ni koruyamadığı vurgulanarak •'* AB üyeliği yolunda gerçeldeş- tirmesi gereİcen bırçok düzenle- me bulunduğu belirtıldi. Türkiye-AB Türkiye Karma Istişare Komıtesi Üyesi Ken- oettı VValker tarafindan hazırla- nan "Hizmetkrin Serbesöeşti- rflmesJ" konulu rapor taslağm- da telekomünikasyon, elektrik- su-gaz, malı, sigorta, e-ticaret, hukuk, ulaşım, yayıncılık-med- ya ve eğlence gibi birçok sek- törde Türkiye'nin, mevcut alt- yapısını iyileştirmesi istendi. Rapor taslağında, hükümet- lerin görevlerinin yurttaşlan sahtecilikten, kötü temsil ve kö- tü yönetimlerden korumak ve piyasadaki işletmecılerin belir- li ve seviyeli bir "oyun alara- na" sahip olmasını sağlamak oldugu belirtilerek "Yapdacak düzenlemelerdeki hedefler, ulu- salvetoplulukbukukıındaacık- ya tnnımlanınahHır Ftkinır4tıt- bette tüketicilerHi çıkarlan ko- runmah ve gerefctiği durumlar- da evrensel (asgari) hianet yö- kümlülüğü getirilmdkfir'' de- nildi. Türkiye'de elektrik, ulaşım, teiefon gibi kamusal hizmetle- rin ayıph olmaması için uzun yıllardır mücadele verdiklerini belirten TÜKODER Genel ;' Başkanı Mehmet Sevim, sade- ce cep telefonundakisabitücre- ; tin kaldınlması için mahkeme- lere başvuran 40 bin yurttaş bu- lunduğuna dikkat çekti. 7AT/AYDINENGtN aengin@doruk.net.tr. Biliyorum, içinizden bazılan yazının baş- lığına bile itiraz edecek. Çatışmanın aslın- da Çankaya ile hükümet arasında olduğu- nu söyleyecekler; Çankaya'nın itirazının hukuk temeline dayanmasına bakıp "Ta- mam, ama ozaman da olsa olsa birhukuk- hükümet çatışmasından sözedilebilir. Dev- let bunun neresinde?" diyecekler. Bizse başlığı savunacak. başltğa yansı- yan mantıkta ısrar edeceğiz. KHK kısaltması ile anılan "Kanun Hûk- mûnde Karamame"den söz ediyoruz. Hükümet, siyasal düzeni şeriat temelin- de kurmak için kolları sıvamış, köktendın- ci terör örgütü üyelerinden devlet memuru olanları ayıklamak için kanun hükmünde bir kararname çıkarmak istiyor. Çanka- ya'nın yeni konuğu, yargıç Ahmet Necdet Sezer ise amaca ve hedefe itiraz etmeksi- zin yöntemi sorguluyor, hukuka aykınlığının artını çizip hükümete kanun koyucu gibi çalışma yetkisi veren bu kararnameyi im- zalamakta ayak diriyor. Bu satırlar yazılırken KHK Çankaya'da, top da Ahmet Necdet Sezer'deydi. Yine ve Yeni BirHukuk - Devlet Çatışması: KHK Çankaya'ya takılıp kalan KHK aslında yeni değil; taa 28 Şubat günlerinden kal- ma. 28 Şubat malum, vurgun olanaklanndan başı dönen Tansu Çiller'in, ne pahasına olursa olsun iktidann bir ucuna yapışmak için koalisyon kurup Erbakan Molla'yı baş- bakanlığa taşıdığı o karanlık günlerde, si- yasal Islamın ürkütücü tırmanışını "askeri yöntemlerie" önlemek isteyen ordunun, kı- lıcını masanın üstüne attığı bir dayatmay- dı. 28 Şubat kararlan çerçevesinde bir dizi önlem alındı. Salt sonuçlarta ölçersek; de- mokratik parlamentarizm geleneklerini, çağdaş devleti tanımlayan hukukun üstün- lüğü ilkesini tartışma dışı bırakırsak, 28 Şu- bat hedeflerine büyük ölçüde ulaşıldı da. Refah önce iktidardan uzaklaştınldı; ardın- dan Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldı; Refah'ın kadro kaynağı imam-hatip lisele- ri tırpanlandı; sekiz yıllık zorunlu temel eği- timle imam-hatiplere öğrenci akımı iyice durduruldu; yapılan seçimlerde Refah'ın (ardılı Fazilet'in) oylan ciddi oranda gerile- tildi; Erbakan gibi kıdemli, Recep Tayyip Erdoğan gibi potansiyel liderierin yolu tı- kandı... Ama kamu görevlerine sızdınlmış kök- tendinci kadrolann ya da kamu görevlisi iken köktendinci örgütlere "militan" olma- yı yeğlemiş devlet memuriannın ayıklan- ması, atılmalan ve geri dönüşterinin önünün kesilmesi sağlanamadı. Bugün tartışılan KHK de işte bu hedefe yöneliyor. Hukuksal sakıncalan, anayasaya aykın- lığı, demokratik ayıp oluşturan nitelikleri bir yana bırakılırsa, bu KHK yukanda özette- diğimiz hedefine ulaşabilir mi? Valla galiba ulaşır! 12 Eylül cuntasının (kara)ünlü 1402 sa- yılı yasası, üniversiteleri "zarariı" unsuriar- dan ne kadar arrttıysa, ülke eğrtimine ne ka- dar çağdaş bir görünüm kazandırdıysa; YÖK düzeni, 1402 üstöne ne kadar gör- kemli bir tüy diktiyse, hükümetin çıkarmak için, Çankaya'nın imzalamamak için ayak diredikleri KHK de kamu görevlerine sızmış köktendinci kadrolan o kadar iyi ve kesin ayıklar. antır. Peki Cumhunbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer niye ayak diriyor? Devletin başkanı, devleti şeriatçı kadrolardan koruyacak bir KHK'ye neden karşı çıkar? Devletin istediği açık. Devlet bunu, 28 Şubaftan beri hükümetlerden istiyor. Bu hükümete kadar hiçbiri beceremedi. Bu ise devlet tapıncının en güçlü oldugu iki siya- si partiden kurulu bir hükümet. Koalısyo- nun stepnesi ANAP'ın mızıldanmalan, hık- mıklannı umursamaksızın KHK'nin imza- lanması için diretiyor. Aslında KHK imzadan çıkmasa, koalis- yon ortaklan canlannı dişlerine takıp karar- nameyi bir yasa tasansına dönüştürüp, Meclis'e indirip yasalaştırsalar, elde edile- ceksonuç farklı olmayacak. Bu kararname ile devlet kadrolan köktendinci öğelerden ne kadar antılabilirseyasa ile de o kadar an- tılacak. Ama yasa çıkarmak zahmetli. Muhalefe- tin engellemek için bin türiü yöntemi var. Oysa devletin acelesi var. 28 Şubat'ta nasıl yasalarla, Meclıs tartışmaları ile, içtü- zük hükümlen ile oyalanmadan, kestimne- den sonuca gidildiyse, şimdi de aynı yol denenmekte. Devlet, geleneklere dayanan bir alışkan- lıkla "hukukun devlete uymasım" istiyor. Çankaya'dakı yargıç ise "devletin huku- ka uymasında" diretiyor. Yani gündemdeki KHK tartışması aslın- da bal gibi devlet ile hukukun çatışması. Işe bakın kı Ahmet Necdet Sezer yeni se- çildi. önünde daha beş yıl var. İlk yılının ilk aylannda önce rektör atamalannda, ardın- dan şu KHK konusunda "hukuk-devlet ça- tışması" patlak verdiğine göre, önûmüz- deki beş yıl çok zor geçecek besbelli. Çokzor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear