01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
"7 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yeni yoksullukGeçen gün ODTÜ öğretim üye- si Melih Pınarcıoğlu'nun "yeni zenginliğe' ilişkin yorumlanna de- ğinmiştik. Sıra, "yeni yoksulluk" üzerindeki değefiendirmelere gel- di. Pınarcıoğlu, Türkiye'de "yok- st//" olarak dikkate alınacak kesim- lerin bugüne değin ne tamamen sistemin dışına atıldığını, ne de sistemin içindetutulduğunu savu- nuyor: "Bu kesim, kendi başına enformel olarak bir sürü strateji geliştirdi. Gecekondu yaptılar, iş- portacılıkyaptılar. Hızlı kentleşme koşullanna sürekli arkadan ada- mın geldiği durumda yerellikten beslenen ilişki ağlan ile sonradan gelenlerisaadetzindrine aldılar. Ay- nı Tıtan örneğinde olduğugibi, ar- kadan adam gelecek, gecekon- duda kiracı olacak vs. Yani, yok- sulluktan kurtulabilmek için arka- dan gelenin olması şarttı. Özellik- le 1980 sonrası oluşan yeni zen- ginliği çıkartan sistem, onlar için biçilmiş kaftan oldu. Devletin or- tadan çekilmesi ile beraber kendi sistemlerini daha rahat sergileye- bildiler." Pınarcıoğlu'na göre, bu koru- naklı ilişkiler sistemi giderek çö- küyor. Neden? Çünkü göç yavaş- lıyor, büyük kentlerde arsa kalmı- yor, arkadan adam gelmiyor. Ya sc- nuç? Pınarcıoğlu, şöyle özetliyor: "Türkiye'de küreselleşme stra- tejisinin sonuçlan da Batı'dakine benzer bir yapı izleyecek. Global pazar içinde bu kesim tüketici ola- rakdapekto'rişeyaramayacak. Ya- ni, ne tam sistemin içinde olma, ne de dışında olma olgusu yavaş yavaş bitecek. En altîakiler, yavaş yavaş sistemin dışına doğru itile- cekler. Bunlar da yeni yoksullan oluşturacaklar." ISIK KANSU Öğretmen Cumhuriyetçi Olamazmış! Eöitim-Sen Sendikası, Eği- tim-Tş ile Eğit-Sen sendikala- nnın biıieşimi ile oluşmuştu. Eğitim-Sen'in bir kolu olan Eğitim-lş'in kuruculanndan Niyazi Altunya, Erdal Çalı ve Fevzi Coşkun, geçen ay yapılan Eğitim-Sen'in Genel Kurulu'nda verilen önergeter- le çalışma raporunda yapı- lan değişiklikleri yadırgamış- lar Bir mektupla konuyu Eği- tim-Sen yönetimine iletmiş- ler. Şöyle diyorlar: "Divana verilen önergelerûzerine Ge- nelKurvlkaranyla rapordan şu ifadelerçıkanlmıştır... öğret- menin köyde Cumhuriyetiko- ruma... işlevi de vardır... Ço- cuklannyaşlanna uygunbirbi- çimde, Cumhuriyet devrimi- nin ilkeleh... hakkında... bil- gi... kazandınlmalıdır..." AJtunya ve arkadaşlan, Eği- tim-Sen'egönderdikleri mek- tupta, söz konusu ifadelerin çıkanlmasını isteyen bir de- legenin, "öğretmenlerin Ku- vayı Milliye anlayışının ürûnü olan 75'lik Cumhuriyetikonı- ma görevinin olamayacağı"nı söylediğini anımsatarak, hak- lı olarak şu sorulan yönettiyor- lar: "Genel Kunjlun bu kara- nna göre, sendikamız üyesi öğretmenler bundan sonra artık Cumhuriyeti korumaya- catdarmı? Oğrendlerine onun ilkelerini öğretmeyecekler mi?" Altunya ve arkadaşJannın Eğitim-Sen'e gönderdikleri mektup, özetle şöyle sürü- yor: "Sendikamız, Türkiye Cumhuriyeti'ne bildirim veri- lerek kurulmuştur. Geçmişte sendika bildirimlerini devlete kabul ettirebilmek için ne gi- bi fedakârlıklan göze aldığımız unutulmuş olamaz. Biz öğ- retmenler, hem mesleğimizin hem sendikamızın variık ne- deni ve işverenimiz olan Tür- kiye Cumhuriyeti'nin verdiği görevleri yapıyoruz, bunun için ondan ücret de alıyoruz. Bu görevlerin başında, bağlı olduğumuz Türkiye Cumhu- riyeti'ni 'koaıma' ve onun il- kelerini 'öğretme' yükümlü- lüğü gelmektedir. Sendika- mızjn kunıluş sürecinde, ulu- sumuzun, Atatürk'ünönder- liğinde emperyalizme ve te- okrasiye karşı verdiği korkunç birsavaştan sonra kavuştuğu- muz Cumhuriyetyerine baş- ka biryönetim biçimini iste- yenlerin bulunduğuna dairen ufak bir belirti yoktu. Zaten rejim tartışmalannın yeri de sendikal platformlar değildir. Biz kurucular tam aksine, Cumhuriyeti, daha gelişkin, daha demokratik, daha öz- güriükçü aşamalara götürme sorumluluğu taşıdığımızjn bi- lincindeydik. Sendikamız bu- gün de bu hedeften saptınl- mış olamaz, böyle birsapkın- lığı kabul edemeyiz. Öğret- menlerin oluşturduğu birsen- dika genel kurulu Türkiye Cumhuriyeti'ni tartışmaya açamaz. Ister yönetici, ister üye, isterherhangi biröğret- men olalım, böylesine birayıp göze alınamaz, mesleğimiz böyle bir lekeyi taşıyamaz." Bildiğimiz kadanyia, em- 8 bölgede 8 toplantı Atatürkçü Düşünce Derneği, yeni dönemde bir dizi etkinliğe hazırlanıyor. Türkiye 8 coğrafi bölgeye aynla- rak, 8 ayn konu derinlemesine irdelenecek. llk toplan- tı bu ay sonunda Denizli'de yapılacak. Konu, günceJ: Atatürkçü Düşünce Sistemi ve Tanm Politikalan. Diğerleri bunu izieyecek. Eylülde Kahramanmaraşta enerji, ekimde Kars'ta hayvancılık, kasımda Diyarba- kır'da bölgesel kalkınma, aralıkta Yozgat'ta zorunlu eğitim-öğretim birliği, ocakta Kocaeli'de deprem ve kentteşme, şubatta Samsun'da Doğu Karadeniz'in sos- yo-ekonomik yapısı, mart ayında da Bartın'da işçi so- runlan ve sendikalar tartışılacak. AOD, 433 şubesi ve 80 bin 450 üyesi ile yolunda yürüyor... peryalızme karşı verilen Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'nın en ağır koşullarında kurtuluşa omuz verenler, öğretmen ör- gütlenmelerini, eğitim ve öğ- retmen kurultaylan gerçek- leştirenler Kuvayı Milliyeci öğ- retmenlerdi. Öğretim Birliği Yasası'nı hazıriayan, eğitime ve aydınlanmaya dönük dev- rimleri gerçekleştiren, Millet Mektepleri'ni, Köy Enstitüle- ri'ni kuranlar da Kuvayı Milli- yeci ve Cumhuriyetçi öğret- menlerdi. Türkiye Cumhuriye- ti'nin kuruluşundan bu yana karşıdevrimciler, gericiler ta- rafından öldürülenler, sürü- lenler, baskı görenler de Ku- vayı Milliyecilerin ardılı Cum- huriyetçi öğretmenlerdi. 1980 öncesi faşist katillerce öldü- rülen Ümit Kaftancıoğlu da, daha birkaç ay önce Deniz- li'de geridliğin kör kuyusuna düşürülmüş birinin kurşunla- nna hedef olan Eğitim-Sen üyesi öğretmen Yusuf Batur daCumhuriyetçiydi. Kuruluş felsefesinde Kuvayı Milliye olan TÖS veTÖB-DER'in bu- gün hayatta olan ve olmayan kurucu ve yöneticileri de Cumhuriyet devrimi ilkelerine saygılıydı. Buncabirikimkar- şısında koskoca bir öğret- men örgütünün ve öğretmen geleneğinin, tarihsel bilinç- ten yoksun birkaç "aklıev- vel"in peşinden sürüklene- ceğine inanmak zor... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Memur dokumılmazlığı Kamuoyunun büyûk çoğunluğu, milletvekilliği dokunulmaz- hğının kaldınlmasından yanadır. Devlet memurlannın da doku- nulmazlıklan vardır. Devlet kadrolanna yerleşmiş devletı kirle- tenlerin temizlenmesine bu dokunulmazlık engel olmaktadır. Yaıgı yolu açık olmak koşuluyla, bu dokunulmazhğın kaldınl- ması bizce gereklidir. Devlet memurluğuna atanmadan önce me- mur olacak kişi baz» ilkelere uyacağını bilmek zonmdadır... Bu ilkeler Devlet Memurlan Yasası'nda yer almıştır. Memur göre- ve başlamadan önce "sadakat" yemini etmek ve memurluğu sü- -fesınce bo yemini unutmamak ve kesın uymak zorundadır. Uy- • mayanlann devlet kadrolannda yeri olmamahdır. Devlet memurunun "ödev ve sorumluluklar"ı, 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 6 ile 16. maddeleri arasında yeralır. Bu görev ve sorumluluklardan ilki 6. maddede açıklanan "sada- kaf'tir. "Devlet memurlan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve kanunlarına sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatle uygulamak zo- rundadır." Devlet memurlan bu hususu "asli devlet memurlu- ğu "na atandıktan sonra en geç bir ay içinde kurumlannda dü- zenlenecek merasimle yetkili amirlerin huzurunda yapacaklan ye- minle belirtirler ve özlük dosyalarma konulacak aşağıdaki "ye- min belgesini" imzalayarak göreve başlarlar. "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na, Atatûrk inkılap ve il- kelerine, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını milletin hizme- tinde olarak tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı olarak uygula- yacağıma; Türk milletinin milli, ahlaki. insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup bunlan geliştirmek için çalışacağıma; insan haklarına ve anayasanın temel ilke- lerine dayanan milli, demokratik, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklanmı bi- lerek, bunlan davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim." Bu yemini edenler devlet memuru olmaya hak kazanır. Devlet memuru olmaya hak kazananlar "tarafsızhk ve devle- te bağldık"la yükümlüdûr. Bu yükûmlülük yasanın 7. madde- sinde anlatılmıştır. "Devlet memurlan siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zarannı he- def tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine ge- tirirken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefı inanç, din ve mezhep gibi ayrım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ide- olojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylem- lere katılamazlar. Devlet memurlan her durumda devletin menfaatlarını ko- rumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anaya- sası'na ve kanunlarına aykın olan, memleketin bağımsızlığı- nı ve bütünlüğünü bozan, Türkiye Cumhuriyeti'nin güven- liğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamaz- lar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, graplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler." Devleti, "babasınm çiftUği" gibi gören ve kişisel çıkarlan için kdlananlann, devlet kadrolannda yeri olmamahdır. Şeriatçı akım- la-a devlet kesesinden yardım akıtan, koruyan kollayan kadrolar ayıklanmalıdır. Devlet görevlilerinin gözleri önünde 37 aydın insanm diri di- ri vakıldığı belleklerden silinmemelidir. Fûrk Silahlı Kuvvetleri yıllardır bünyesine ters düşenleri ayık- lararak sorunu çözmekte, Atatürkçü ve laik cumhuriyetçi kim- lipni korumaktadır. Bu yöntem örnek ahnmalıdır. Devlet, "kirli ellerden" temizlenmelidir. Bu yapılırken "adalet tcazisi" de elden düşürülmemelidir. SATILIK ARSA Cumhuriyet Mahallesi 1. Kısım 330 ada 1 parsel Tel:0542 58317 9 1 1 TÜRKKALPVAKFI • * "Çocuk Kardiyolojisi" Türk Kalp Vakfı kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişlı/İSTANBUL Tel: (0212) 212 0707 (pbx) Faks:(0212)212 6835 TZOBİIe Türk-İş Genel siyasi çizgisi açısından yakın zamana değin DYP'ye yakın görünen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Hür Teşebbüs Konseyi üyesiydi. TZOB, hep ;, emek kesimine uzak '*.'.*' f durur, 400 bin tütün '.*' ' ' üreticisine verilen '-'•,''••'••' para ile 40 bin Tekel , - s işçisine verilen ücretlerin toplamının esit olduğunu savunur, TIGEM'de tarım işçilerinin gerçekleştirdiği greve karşı çıkardı. -,.., Ne oldu da TZOB '[' Başkanı Faruk Yücel, Türk-İş Genel Başkanı Bayram Mera/'e, "Gel beraber bir parti kuralım" noktasına geldi? IMF programlarının uygulamaya konulması sonucu emek kesimi içinde yer alan çiftçinin tümüyle çökertilmesi, yoksullaştınlması süreci TZOB'un gerçekleri görmesine yol açmış olmalı. TZOB'un Türk-lş'e yaptığı "parti kuralım" önerisinden ne çıkar? Gelişmeleri yakından izleyenler, "Parti kurulmaz belki, ama bugüne değin kurulamayan işçi- çiftçi ittifakı, hedef biriiği gerçekleşir" yorumunda birleşiyoriar. ...... HARBt SEMİH POROY [email protected] BULUT BEBEK suRAYçtFTçt 4'û* MIRMIRLAR UĞVR DVRAK TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 7Ağustos TÛKKKOhMMN/N ÖNCÜLERlNOEN tBSS'TS BU6ÜN, 13. YUZytL TURK yA2AXlAR(HOAN NA8İZADE MAZIM,3O YAŞ/NBA KEMıK V£g£MİN- PEN ÖLOİJ- NABllADE HAZJM, 1886'P* EAKÂN-l U*G- &ır£ MEKTEBl 'NI BlTieeJXK tajKMAy ruZS/tft OLMUŞ- TU. ASt&ftUK MESLE61NIM yANISlBA, 18&O 'flSU ff/flf- LIV&tAK.OM YIL «/«£ ll£,g/>SlNDA ŞuGLe&r VE ?AZI LAgf Y/tyiMLAMMŞnÖ£İKL£S£I SİSltiiH ÖUEMU yAZAALAAHHPAH grgl OCAtUÇTU- Su YAZOIGl "Z£HKA a ADU T1EK &OMAM, RÇ£KÇI mP/rLAg/K&i/ # YfLMAKrAPlH.ArKiCA UZUN VE KISA OyKÜLEMİ DE BULVMAM MA8IZAOE NAZIM, 6£AIÇ YA$lNOA ÖUÜ- MÜYLE TÛKIC EDEBİYATINI BİR YETGNEKTEN A Nd-Erfeon-r Uarbft/e Mekfebi : Uarp AUatiemia. Defne Yalçın ile Murat Kırh evlendüer 4 Ağustos 2000 Kadıköy Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ılışkin raportanyla, araştrmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsiz haberleriyle siv toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 ' r ' «' ".•'"' ; " Annemiz, öğretmenimiz SABAHAT KARTEKİN'İ kaybettik. Acımız sonsuz... ' * KARTEKİN ve CERİTOĞLU AİLELERİ 7 Ağustos 2000 Pazartesi ikindi namazından sonra Erenköy Galip Paşa • - ' • • • Camii'nden uğurluyoruz ', "*' : ," ' ,J X: ••: !... rft • '• ANKARA 4. İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1996/2030 . . . • . " " M' - . • Davalı: Aykut Balcı, Gazıosmanpaşa Köroğlu Cad. No. 26, Ankara Davacı SSK Genel Müdürlüğü tarafindan davalılar Ceylan lnşaat Taahhüt Ith. Örr. Limited Şirketi ve Aykut Balcı aleyhlerine açılan rücuan alacak davasının yapılan açık duruşması sonunda, 1 - Davacının davasının bilirkişi raporunda gösterüdiği şekilde talep gibi kabulüyle 1.150.006.110,-TL'nin gelir bağlama karannın onay ta- rihi ile sarfve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faiziyle davalılardan müştereken ve mûteselsilen tahsili ile dava- cıya ödenmesine, 2- 51.750.274.-TL harcuı davalılardan müşterek ve mûteselsilen tahsiline, 3- Davacı yaranna takdtr olunan 62.004.244.-TL avukatlık ücretinin davalılardan müşterek ve mûteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine, 4- Davacı tarafindan yapılan 49.940.000.-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve mûteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine, da- vacı vekili ile davalı şırket vekilinin yüzlenne karşı diğer davalı tarafin yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar ilanen tebliğ olunur. 27.6.2000 Basm: 43373 GÖRÜŞ ..% Dr. ENGİN ÜNSAL %•<<. TÜPk-lş ve Politika Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu yıl- larca uyguladığı partilerüstü politika anlayışını terk etme noktasına sonunda geldi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı'nı ziyareti sırasında, iş- çi ve köylünün TBMM'de temsil edilmediğini, emek kesiminin olup biteni balkondan izlemek zorunda bırakıldığını söyleyerek "Siyasete mü- dahale edebilmek için siyasetin içinde yer al- mamız gerekir" dedi (Cumhuriyet 2.8.2000). Türk-İş yöneticilerinin yıllar sonra ülkenin ger- çeklerini görerek işçi sınıfının katılımı olmaksı- zın demokrasinin rayına oturamayacağını an- lamalan, gelecek için umut verici. Türk-İş kuruluş yıllarından bu yana sürekli olarak Amerikan sendikacılığının gelişmekte olan ülke sendikacılığına hiçbir katkısı olmayan ve onları sömürge ülke sendikacılığına doğru iten partilerüstü politika anlayışının uygulayıçı- sı olmuş ve hem işçi sıntfı ve hem de sendika- lar sürekli kaybetmiştir. -_M Bugün TBMM'de işçi sınıfının temsilcisi yöK-: tur. Sendikalar politik ortamda hiç etkili olarrtâ-, dıklan ve kendi aralarında da bölündükleri iç'irı,' milli gelir dağılımı işçiler aleyhine bozulmü^ sendikalar sayısal güç kaybına uğramış, işçişı-f nıfının dağınık ve etkisiz kalması nedeni ile s6İ bir siyasal partinin toplumun aynasında bby göstermesi de olanaksızlaşmış ve Türkiye bjı-, günlere gelmiştir. "•*' Tabanını ısrarla politikadan uzak tutmaya ça- lışan Türk-İş ve diğer sendikalar, Türkiye^ye çok ağır bir fatura ödettiklerinin yeni ayırdma varmaya başlamıştır. Türk-lş'in politika yapma kararı doğru bir ktf» rardır, ama bu karar nasıl uygulanacaktır? t^ Türk-İş yöneticileri ve diğer konfederasyon- ların yetkilileri, eğer "Bir siyasi parti kuranzVtt işçilerden alacağımız oylarla TBMM'ye girero^ dfye düşünüyorlarsa çok yanlış yapariar. H den önce sadece işçiye dayanan, başka yaklaşım iletek boyutlu olan bir siyasi parti, ha yolun başında kendisi ile toplum arasıha yüksek duvarlar örer. Ikincisi, bir ön eğitim ça 1 lışması yapmadan ve işçileri politika ve neddH- leri konusunda aydınlatmadan başlatılacak bjf parti girişimi işçiterin bile desteğini alamayacâk- tır, çünkü işçi bugün değişik siyasi partilere destek veren, bir bütünlükten uzak, kendi ide> olojisinin bilincinde olmayan bir görünümdectft; Üçüncüsü, bir siyasi parti kurmak çok masraf- lı bir girişimdir ve siyasi deneyimi olmayan sert dikaların bu işin üstesinden gelmeleri zordur.' Türk-lş'e bu konuda çok önemli görevler düş- mektedir. Türk-İş önce diğer konfederasyon yöneticileri ile politika yapmanın vazgeçilme£-> liği konusunda anlaşmalıdır. Sonra yurt düzpr yinde tüm işyerlerini kapsayacak bir siyasal eğitim ve siyasete katılmanın nedenleri konu- sunda yoğun bir çalışma sürecini başlatmafi- dır. Sendika üyeleri bu zorunluluğun neden1eT rine inandırıldıktan sonra Türk-İş ve diğer kon- federasyon yöneticileri siyasetin yöntemi ko- nusunda bir çalışma yapmalıdırlar. Bunun en akılcı yöntemi, sendikalann, üyelerinin ve işçi- lerin bir siyasi parti etrafında üye olarak küme- leşmeleridir. Sendikalann üyelik yöntemi ile etrafında bir- leşecekleri siyasi parti yöneticileri bu girişim- den ürkecek ve caydıncı olmaya bile çalışacak- lardır, çünkü işçinin üye çoğunluğunu ele ge- çireceği parti, en kısa dönemde parti içi yöne- timi etkileyecek bir emek gücüne tanık olacak, bu da siyaset rantiyelerini sahanın dışına ite- cektir. İşçi sınrfı, küreselleşmeye ve TBMM'de tem- silcisi bulunmamasına karşın çok güçlüdür ve onun siyasallaşma karan Türkiye siyasetinde birçok kalenin yıkılmasına ve demokrasimizin zengin bir içerik kazanmasına neden olacaktır. İşçi sınıfının siyasallaşma ve sendikalann si- yaset meydanında bir parti içinde variıklannı gös- temne süreci, Türkiye'nin aydınlanması için yük- selen bir dalga olacaktır. Bu yükselen dalgayı önleyebilecek ne Ana- yasa'da ne de Sendikalar Yasası'nda hiçbir ya- saklayıcı hüküm yoktur. Yeter ki sendikatan- mız karar versin ve karariannın arkasında dur- BULMACA SEDAT YAŞAYAH SOLDANSAĞA: 1/ Kimyasal b a k ı m d a n granite eşde- 2 ğer, çoğun- 3 lukla siyah renkli, yanar- dağ kökenli 5 doğal cam. 2/ Kripton elementinin simgesi... Bir 8 tür yün örgü- g sü. 3/ Bir işte yardımcı olarak çalı- şan erkek... Kötü, 1 fena. 4/ Sözleşme, 2 bağıt... Alçak ve altı 3 dûz gemi. 5/ Yilbik, 4 tutarık gibi adlar da verilen sinir hastah- ğı... Hayvanlara vu- 7 rulan damga. 6/ Sı- nır nişanı... tlgi. II Tasavvuf felsefesine bağlı olan kimse... Iskambil oyunlannda ma sırası. 8/ Tutumlu. 9/ Kredi mektubu. e ş YUKARIDAN AŞAĞIYA: fe 1/ Bir kıta. 2/ Bir av köpeği cinsi... Romanya'nğı plaka işareti. 3/ "Şiir söyleriz saadete dair / O3a- ma — oldugun gece" (C.S. Tarancı). 4/ Saraia, kuşatma... Düşünce. 5/ Güneydoğu Anadolu3a, daha çok kadınlann çeşitli yerlerine yaptırdıklajı bir tür dövme... Eski Mısır'da güneş tanrısx.;. Şöhret. 6/ tran'ın plaka işareti... Maden ocak1(a- nııda açılan yeraltı yolu. II Kıyı, kenar... Bir_i^i gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne. 8/ Elma, armut gibi meyvelerin yenmeyen iç bö- lümü... Adlan sıfat yapan bir yapım ekı. 9/ A4«ı yaluı durumu. -
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear