Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
A1İSİBMEN
"Biz Demedik mi?'
"Bu imtiyazsözleşmeleri tehlikelidin Türkiye'yi,
kullanmayacağı elektriğin karşılığında milyariar-
ca dolar ödemek zorunda bırakır. Bu yolla Tür-
kiye, 'Devlet maJı deniz, yemeyen domuz' ülke-
si olmaktan 'Yağma Hasan'ın böreği' diyan ol-
maya doğru yol alır..."
"Elekthkteki imtiyaz sözleşmelerinde Danış-
tay'ı devre dışı bırakıp tahkime gitmek çok sa-
kıncalı sonuçlar doğurur. Bakın işte size ömefr-
/er..."
"Türkiye reaktifbir toplumdur, reaktiftoplum-
lar, yumurta kapıya geldikten, hatta kınldıktan
sonra reaksiyon gösteren ya da günü kurtaracak
politikalarüreten toplumlardır. Oysa çağdaş top-
lumlarproaktiftitier, yani onlar sorunlann belirti-
leriortaya çıkarçıkrnaz, uzun erimli toplumsalve-
ya ulusal politikalar oluştururtar..."
Bütün bunlan yılmadan, usanmadan, hatta za-
man zaman okuyanlan, izleyenleri bıktırma pa-
hasına, köşemizde, televizyon ve radyodaki
"Ayıptır Söylemesi" pfogramlannda uzmanlann
da görüşünü alarak yazdık, konuştuk, söyledik.
Sağ kanadın da, sözde sol kanadın da milliyet-
çilik savında olduğu 57. hükümetin yetkilHeri ve
başbakanı Sayın Ecevit'in yanıtı ne oldu?
- Bunlar zaten her şeye karşıdırlar, bir zaman-
lar köprüye,renkliTVye de karşı çıkmışlardı, de-
di.
- Ama siz de bir zamanlar...
t Hemen, lafı soranın ağzınatıknnıştı Sayın Baş-
bakan:
- Ben artık değiştim.
•••
, Ne mene bir değişiklikti bu?
v
Şimdi dilerseniz devletin yüksek ve çok stra-
tejik konumda bulunan bir yetkilisinin, DPT Müs-
teşan Dr. Akın izmiriioğlu'nun sözlerine kulak
„ verelim:
"Bu alım garantileri ile ilgilianlaşmalar tehlike-
, //. Tabiisadece bu değil, başka garantilerde ve-
rilmiş... Hiçbirülke dünyada böyle imtiyazlar ve-
rerek enerjimeselesini çözmemiş... önce ulusal
enerji politikası belirienmeli..."
Evet, bizim haykırdığımız bu gerçekler, bu kez
~. DPT Müsteşan tarafından dile getiriliyor.
ı. Akın Izmiriioğlu, Türkiye'nin 2003'te enerji dar-
boğazına gireceğini, ama 2005'te enerji fazlası
ı-olacağını, darboğazın 2007'ye doğru yeniden
- söz konusu olabileceğini, bunu aşmanın ulusal
politika oluşturmakla sağlanabileceğini söyler-
ken "yap-işlet-devret" (YID) imtiyazlan ile Türki-
ye'nin, tüketemeyeceği enerjiye yılda 7 milyar
dolarödemek zorunda kalacağını vurguluyor, ar-
dından da Avrupa ülkeierinde kilovat/saati 3 cent
olan elektriğin, bu anlaşmalarla 7-12 cent'e mal
olacağını, bunun da rekabet gücümüzü sıfıriaya-
cağını söylüyor.
Yani, ne dediysek onu söylüyor. Zaten biz de
° bu bilgileri DPT'nin o zaman yaptığı çahşmalar-
dan yararlanarak, uzmanlann görüşterini alarak
derlemiştik.
•••
Siz bir kez enerji için imtiyazı verip anlaşmayı
imzaladınız, ardından datahkimi kabul ettiniz mi,
adama "Geçmiş olsun arkadaş, aklın neredey-
di?" derler, parayı da çatır çatır alırlar.
İşte biz bunlan söylediğimiz için her şeye kar-
şı çıkan bozguncular olduk.
Bize karşı çıkıp imtiyaz sözleşmelerinde Danış-
tay'ı devre dışı bırakanlar, tahkimi savunarak, im-
tiyaz verdikleri şirketlerin pahalı elektriğine alım
garantisi de vererek; Türkiye'nin milyariannın dı-
şan hortumlanmasına yolu açamaya çalışanlar
ise kendilerine milliyetçi etiketini yapıştırmakta
beis görmediler.
Sevgili okurlanm,
"Biz demedikmi?" deyişinden çok sıkılıyorum
ve elden geldiğince kullanmamaya çalışıyorum.
Ama bu durumda gelin de söylemeyin!
Tekerlek kınlmadan yol göstermeye çalışanla-
ra, bozguncu tekerieği kıranlara milliyetçi diyor-
lar.
Hadi canım sen de!
Sermaye Piyasası Kurulu
Kübra Holding'e
suç duyurusu
EkonomiServisi-isla-
mi sermaye kuruluşlar-
dan biri daha, mevzuata
aykın işlemleri dolayı-
sıyla Sermaye Piyasası
Kurulu (SPK) duvarma
çarptı. SPK, izinsiz hal-
ka arz gerçekleştıren
Konya'da kurulu Kübra
Holding yöneticüeri ile
ana ortaklık niteliğinde-
ki Ulupolat Cam Pazar-
lama San. ve Tic.
A.Ş'nin 6 yöneticisi hak-
kında suç duyurusunda
bulundu.
SPK'den yapılan açık-
lamaya göre Kübra Hol-
ding'in mevzuata aykm
olarak SPK'ye kayıt yü-
kümlülüğünü yerine ge-
tirmeksızm halka arz iş-
lemi gerçekleştirdiği be-
lirlendi. Yapılan incele-
melerde, aynca holding
ve ana ortaklık niteliğin-
deki Ulupolat Cam Pa-
zarlama Sanayı ve Tica-
ret A.Ş.'nin kayıtlannın
usulüne uygun tutulma-
dığı da tespit edildi. Bu
nedenle Kurul, 6 holding
yetkilisi hakkında cum-
huriyet savcılığına suç
duyurusunda bulunmayı
kararlaştırdı.
SPK'nin haftahk bül-
tenıne göre Ulupolat
Cam Pazarlama San. ve
Tic. A.Ş Yönetim Kuru-
lu Başkanı Haffl Ulupo-
lat, Holding Yönetim
Kurulu Başkan Yardım-
cısı ve Ulupolat A.Ş Yö-
netim Kurulu Başkan
Vekili tsa Yorulmaz,
Holding Yönetim Kuru-
lu üyeleri SavaşTuran ve
Mehmet Necip Ünlû,
Ulupolat A.Ş Yönetim
Kurulu Başkan Yardım-
cısı Mehmet Nuri Kara
ve Yönetim Kurulu üye-
si Mustafa Nuri Kara
hakkında cumhuriyet
savcılığına suç duyuru-
sunda bulunuldu.
Söz konusu 6 kişi hak-
kında aynca, Kübra Hol-
ding ve Ulupolat
A.Ş'nin yasal kayıtlan-
nın usulüne uygun tutul-
mamış olması nedeniyle
Türk Ticaret Kanunu
uyannca işlem yapılmak
üzere ilgili cumhuriyet
savcılığına suç duyuru-
sunda bulunulmasına
kararverildi. SPK ayn-
ca, Mensa Mensucat his-
selerinde manipülasyon
yaptıklan belirlenen 6
yatınmcı hakkında da
suç duyurusu yaptı.
Diyanefin 'Düşün Konuş Dinle Kişisel Celisim' semineri
'Islam devleti kavramı yok'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Diyanet tşleri Başkanü-
ğı'nın dinde reform çalışmalan
kapsamında başlattığı "Düşün
Konuş Dinle Kişisel GeHşim"
projesinin Ankara'daki bölümü
tamamlandı. Semınerleri veren
Genel Koordinatör Abdurrah-
man Çelik, Mûslümarun dın sat-
mayacağını, camıde, evde, so-
kakta farkh Islami yaşam ola-
mayacağını belirtirken din gö-
revlilenne "Islam devleti gibi bir
kavraın yoktur. Müslümanlann
içinde buhuıduğu devlet vardır.
Korktuğunuz kaç kişiyle dost
olabfliyorsunuz ki 'Allah'tan
korkun' diye tavsiye ediyorsu-
nuz? Bir öcü mü Allah?" diye
seslendi.
Diyanet tşleri Başkanlığı per-
soneline yönelik olarak 21
• Diyanet tşleri Koordinatörü Çelik, verdiği seminerde
"Korktuğunuz kaç kişiyle dost olabiliyorsunuz ki
'Allah'tan korkun' diye tavsiye ediyorsunuz?
Bir öcü mü Allah?" diye sordu.
Ağustos tarihinde başlatılan
"Düşün Konuş Dinle Kişisel Ge-
lişim" adlı proje dün sona erdi.
LKişün Konuş Dinle lletişim
Merkezi Genel Koordinatörü
Abdurrahman Çelik, dün basma
açık olarak verdiği seminerde,
din görevlilerinin son derece
yüksek bir ahlakı öneren değer-
leri anlattığuıa işaret etti. Ancak
bu söylemin toplumsal bir deği-
şimi meydana getiremediğini
beürten Çelik şunlan söyledi:
"Bu muhteşem değerier yeni-
lenemeyen eğitim şartlanndan
dolayı, ortaçağ metodolojisi ile
anlahldıgınrian gerekli değişuni
meydana getirmiyor. Sorun me-
totta. Hayan oluşumuyia müba-
rek küan her şeyi bir ilahi hizmet
gözüyfc görebilen,insanı araç ha-
line getirmeyen, insam yüceİten,
verimlüeştiren bir yeni modele
ihtiyaç var."
Değerlenn yaşamı zindana
dönüştürmek için değil, değerli
hale getirmek için var olduğunu
kaydeden Çelik, Kuranıkerim'in
insanlann mutluluğu için indi-
rüdiğini anlattı. Çelik görevlile-
re "Davranışlannızta tophunun
din modefciniz. Ya halkın anla-
dığı dilden konuşacaksmız ya
halkın dihni anlayacaksınız. Ca-
mide, evde ve sokakta farkh bir
tslamihayatolmaz" diye seslen-
di. Çelik, personele yapmamala-
n gereken 3 davranışı "Varhğın
ve neslin devann ile ideolojik te-
zahürlere aykm kküalarda bu-
lunuhnaması" diye sıraladı.
İnsanlann yargılanmaması
gerektiğini belirten Çelik, per-
sonele çeşitli davramş biçimleri
önerdi. Çelik, "tnsanlann evle-
rine, mekânlanna gidecekâniz.
Onlann gehnesini bekkmeye-
ceksiniz. Düşünceterine,öztemle-
rine, umudarma, hastanklanna,
sıkmülarma gidin. Kaba, ürkü-
tücü, zoriavıcı ohnayın. EMnizde
labç pala saDamayın. Korktuğu-
nuz kaç kişiyle dost olabfliyorsu-
nuz ki 'Allah'tan korkun' diye
tavsiye ediyorsunuz? Bir öcü mü
AUah?" diye konuştu.
Cülen
'Sağlığım
dönmeme
engel'
NEW YORK (AA) -
Ankara DGM'de hak-
kında gıyabı tutuklama
karan çıkartılan ve ha-
len ABD'de bulunan
FethuDah Gülen, Türki-
ye'ye dönmesine sağlık
durumunun engel oldu-
ğunu öne sürdü.
Pennsylvania eyale-
tinde oturan Gülen,
New York Times gaze-
tesinin sorulannı yazı-
b olarak cevaplandırdj.
îslami bir rejim kur-
mak niyetinde olmadı-
ğını, etnik ve ideolojik
farklıhklann, aynmcı-
lık olarak değil, kültü-
rel mozaiğin parçalan
olarak değerlendiril-
mesi flkrini benimse-
diğıni kaydeden Fet-
hullah Gülen, "Iddi-
•lartn, azmhkta olan,
fakat siyasi çevreler
âzerinde etküi bir grup
tarafından üretildiği-
ni" iddıa etti.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Kara Kuvvetleri Komutanlığı devir teslim töreninde konuşan Özkök, irticacılara yüklendi
6
Ordu Türkiye'nin güvencesi'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kara Kuvvetleri
Komutanlığı görevini
Orgeneral Atilla Ateş'ten
devralan Orgeneral Hflmi
özkök, irticai faaliyetlerin
demokratik, laik hukuk devleti
olan Türkiye'nin çağdaş
kazanımlannı ortadan
kaldırmayı hedeflediğini
vurguladı. özkök, irticai
faaliyette bulunanlann gerek
açık, gerekse gizli olarak
amaçlanm gerçekleştirme
çabalanna karşı kararhlıkla
mücadele edeceklerine dikkat
çekti. 30 Ağustos'ta emekliye
aynlacak olan Orgeneral
Atilla Ateş, görevini
Orgeneral Hilmi Özkök'e
devretti. Devir teslim törenine
kaülan Başbakan Bülent
Ecevit, protokoldekilerle
tokalaşırken Genelkunnay
Başkanı Orgeneral Hüseyin
Krvnkoğlu'nu fark etmedi.
Tören öncesinde
Cumhurbaşkanı Anmet
Necdet Sezer ile Başbakan
Ecevit, bir süre sohbet ettiler.
Orgeneral Atilla Ateş, veda
konuşmasında, Türkiye'nin
ulusal çıkarlannı koruma ve
kollamada yeterli hazırlık
yapmaması, kararlı ve duyarh
hareket etmemesi durumunda
büyük risklerle karşı karşıya
kalacağmı kaydetti. Ateş,
"Başka bir deyişle, ulusal *
karşı karşıya kahr" diye
konuştu. Ateş, Kara
Kuvvetleri'nin ülkenin toprak
bütünlüğünü ve cumhuriyet
rejimini hedef alan iç ve dış
kaynaklı tehditlere karşı
birinci öncelikli askeri güç
unsuru haline geldiğmi
vurguladı.
Orgeneral Hilmi Özkök de
jfkara Kuvvetleri Komutanlığı görevini devralan
Orgeneral Hilmi Özkök, yaptığı konuşmada, İrticai
faaliyetlerin sürdüğüne dikkat çekerek Atatürk ilke ve
devrimlerinden sapmamn veya ödün vermenin
Türkiye'yi ortaçağ karanlığına götüreceğini söyledi.
çıkaıiarmı koruyup koDayacak
ölçüde inançh ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin Ukelerine
samimhetk bağh, görevini
yurtsever bir coşkuyla yapan
kadrolara ve cajdıncuığı
yüksek bir sttahlı gûce sahip
değilse, dış poütikasuun
etkinhgini sağlamak
konusunda ciddi soruniarla
irticai faaliyetlerin sürdüğüne
işaret ederek "Cumhurfyet
tarihimizde zaman zaman
olduğu gibi >ine ortaya çıkan
irticai faaliyetler, demokratik,
laik bir hukuk devleti olan
Türkiye Cumhuriyeti'nin
çağdaş kazanımlannı ortadan
kaldırnıayı hedeflemekte ve
gerek açık, gerekse gizli olarak
amaçlannı gerçekleştirme
gayretlerini sürdünnektedir"
diye konuştu. Özkök, Atatürk
ilke ve devrimlerinden
sapmamn veya ödün '
verilmesinin ülkeyi ortaçağ
karanlığına götüreceğini
kaydetti. Özkök, Türkiye'nin
jeopolitik konumu, tarûıi
geçmişi ve risk bölgelerine
yakmlığı nedeniyle bölgesinde
güç ve denge unsuru olmak
zorunda olduğunu belirtti.
Konuşmasmda bölücü teröre
de değinen Orgeneral Özkök,
"Türldye Cumhuriyeti'yle
silahla baş edilemeyeceğini
anlayanlar, bugün hedeflerine
siyasaDaşma adı aranda
ulaşma gayreti içerisindedüier.
Ancak iyi bttüımelidir ki
bölücü terörle mücadetede
binlerce şehit veren Türk
Ordusu, hainlerin siyasi
emeuerine ulaşmasuıı .. -
durduracak siyasi
uygulamalarda en büyük •
güvence olmaya devam
edecektir" diye konuştu.
Yurtdışında destek arayışı
trticonın
umııdııAvnıpa
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güven-
lik birimlerince ha2arlanan raporda, irticai fa-
aüyetlerde bulunanlann, karşılaştüdan güç-
lükleri aşmak için yurtdışında destek arayış-
lannın arttığına dikkat çekildi. Mazlum-Der
tarafından "insan haklan ihlallerine maruz
kalan kişi ve kuruluşlann sorunlannm Avru-
pa fnsan Haklan Mahkemesi'ne taşmması"
için tngiltere'nin Ankara Büyükelçiligi'nin
maddi desteği ile proje hazırladığı kaydedil-
di.
Güvenlik birimlerince son 15 gün içerisinde
irticai faaliyetler ile ilgili belirlenen konular
şöyle sıralandı:
-Mazhun-Dertarafindantürbanhöğrenci-
lerin psikolojik durumlanm açıldayan bir ra-
por haznianacak ve Büieşmiş Milletler
nezdinde girişimde bulunulacak. Aym konuda,
öğrencileri Avrupa tnsan Haklan Mahkeme-
si'ne gitmelerini özendirici baa çahşmalar
yapüarak örnek dava dilekçeleri ohışturula-
cak. Mazhun-Der a\ nı konuda irticai kesimin
destegini ahnak amacıyia Özgür-Der, Akder,
Huder, Eğhim-Bir, Isık Hukuk Bürosu, Hayat
Vakfi, Ensar Vakfi, Önder, tHH, MGV ve
Hukukçular Derneği üyeleriyle toplantı yapü.
Bu toplantıda, Fransa'da bir büro açılması
karaıiaşünku.
- Mazlum-Der tarafından "insan haklan ih-
lallerine maruz kalan kişi ve kuruluşlann
sonmlannın Avrupaİnsan Haklan Mahkeme-
si'ne taşınması" için Ankara'daki Ingılız
Büyükelçiligi'nin maddi desteği ile proje
hazırlamyor.
- Mazlum-Der Genel Merkezi'nce "basm
açıklamalannın insanlan tatmin etmediği, bu
nedenle yeni eylem türleri geliştirilmesi
gerektiği" görüşünden harekeüe yaz tatilinin
başlamasıyla birtikte gündeme gelen Kuran
kurslanna ilişkin bir did etkinlik planlanıyor.
Bu amaçla 12 yaşmdan küçük çocuklann Ku-
ran kursuna gitmesinc müdahale edilmesi du-
rumunda me\cutyasalann anayasayavetemel
haklara aykuı olduğu gerekçesiyle kaiduılması
yönündetakptebulunuIacak.İmza,kart,mek-
tup kampanyalan ile etkinlikler düzenlenecek.
Etldnliklerde, Cumhurbaşkam'mn düşünce
özgürlüğü konusundaki konuşmalan kul-
lanılacak. Aynca ABD Ankara Büyükelçiliği
ile irtibat kurularak din özgürlüğü \e Kuran
kurslanyla ilgili sorunlan ortaya koyacak ra-
poriar sunulacak.
- Avrupa ya "Türldye'de insan haklan ve
demokrasi şartlaruun yerine getiriünediği
n
mesajım vermek üzere Islam Toplumu Milli
Görüş Teşkilatı (IGMG) tarafmdan Necmet-
tin Erbakan hakkında genış kapsamlı dosya
hazırlanması için çalışma başlatüdı. "Avrupa
Kamuoyuna" başhklı dosya, Türkçe,
Ingilizce, Almanca ve Fransızca olarak hazır-
lamyor. Dosya, Avrupa'da faaliyet gösteren
siyasi kurum ve kuruluşlar ile hükümet dışı
kuruluşlara dağıtılacak.
- Merkezi tngutere'de bulunan tslamk Re-
Bef (IR) adh kuruluş, Nakşibendi unsuriann
katkısıyla Işkodra'da bir medreseyi fînanse
ediyor.
Sabahattin Çakmakoğlu
'Irticasürekli
gündemimizde'
ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Sa-
vunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, devir
tesüm törenlerinde komutanlann irtica uyanla-
n konusunda "İrtica uzun süredir ülkemizin
gündemindeoian bir konudur. Komutaniarmu-
zın hassasiyetlerini göstermeleri görev anlayış-
laruun gereğknr" dedı. Çakmakoğlu, Makına
Kimya Endüstri Kurumu'na (MKEK) bağh
Makme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nde
(MAKSAM) aldığı basına kapah brifingin ar-
dından gazetecilerin sonılannı yanıtladı. Çak-
makoğlu, komutanlann irticaya ihşkin yorum-
iannı nasıi karşıladığınm sorulması üzerine
şunlan söyledi:
"Böhıculük olsun, irtkay'ayönelik bir ortamı
hazuiamak mahiyetinde olsun, devamh günde-
mimizdedir. Görevliler için bu ay nı zamanda so-
rumluiuğugerektirenbir konudur.Komutanla-
nmmn bu gibi törenlerde hassasivetJerini gös-
termeJeri tabfi görev anlavışlannm gereğidiıf
SlFlR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Türk Eczacılar Birliği, tüm eczacı-
lan bünyesinde toplayan, ülkemizin
önemli sivil toplum kuruluşlanndan
birisidir. Türkiye'nin heryerindeki ör-
güttenmesiyle, önemli ağırlığı olan bir
kitle örgütüdür. Eczacılar, laik ve de-
mokratikTürkiye'nin savunucusu ol-
duklan gibi, kamu sağlığının da ko-
runması için öze! bir çaba sarf eder-
ler. Diğer odalar gibi eczacı odaları-
nın yönetimi de tüm eczacılann ka-
tolımı ile seçilir, tamamen demokratik
bir işleyiş tarzına sahiptir.
Eczacı odalan, kamu sağlığını ko-
rumak, ilaçta dönen dolaplara karşı
yurttaşın haklannı savunmak için ül-
kenin dört biryanında örgütlüdür. Bu
örgütlülük, baskıcı ve anti-demokra-
tik yasalann kaldınlması için de mü-
cadele eder. Bütün bu hizmetleri
sunmak için ihtryaç duyduğu kayna-
ğı, temsil ettiği eczacılann katılımı ve
katkılan ilesağlar. Devletten herhan-
gi bir yardım almaz.
• • •
Eczacılar Birliği'nin bu özellikleriy-
Ösman Durmuş'un Eczacı Harekâtı
le anlı şanlı Sağfık Bakanı Osman
Durmuş'un dikkatini çekmemesi
mümkün değildi. 1982 Anayasa-
sı'nın bazı anti-demokratik hükümle-
rinedayanarak ve hiçbir gerekçe bil-
dirmeksizin Eczacılar Birliği'ni idari
ve mali açıdan denetime aldı. Şimdi
Sağlık Bakanlığı müfettişleri, bir sivil
toplum kuruluşu olan Eczacılar Bir-
liği'nin bütün çalışmaJannı didik didik
edecekler.
Eczacılar Birliği'nin kayrtlı üyeleri
her iki yılda bir yapılan genel kurulla
yönetimleri seçiyorlar. Bu birliği ma-
li ve örgütlü destekleriyle yaşatan ve
seçen üyeleri, aynı zamanda dene-
tim işlevini de yerine getiriyoriar. Ec-
zacılar Birliği yönetimi ve eczacı oda-
lan kendi yetkili organlannca denet-
leniyorlar. Doğrusu da bu.
Sağlık Bakanlığı'nın eczacılan de-
netlemeye tabi tutması, sivil örgüt-
lenmenin ruhuna aykındır. Sebebi de
bellidir. Çünkü, meslek odalannın de-
mokratik ve eleştirici tutumu Bakan-
lığı rahatsız ediyor. Istiyor ki, Eczacı-
lar Birliği yönetimi de, tıpkı Trabzon
Hastanesi'nde olduğu gibi, Sağlık
Bakanı Osman Durmuş'un istediği
zaman atayacağı, istediği zaman
odadan kovacağı kişiler haline gel-
sin. Orası da bir devlet dairesi gibi
çalışsın.
Ezcacı Odalan, Osman Dur-
muş'un bu girişimini tepkiyle karşı-
ladıîar. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'e, sorunlanna sahip çık-
ması için başvuruda bulundular. O-
da başkanlan yaptıklan ortak açıkla-
mada şunlan belirttiler:
"Türk EczacılarBirliği Merkez He-
yeti ve Eczacı Odası başkanlan ola-
rak bizler, üyelerimizin özgür karar-
lan ve seçimle göreve getirilen, ken-
didenetçileri tarafından denetlenen,
Büyük Kongrelerde mali ve idari
yönden denetlenerek aklanan Tün<
Eczacılar Birliği'nin siyasi yaklaşım-
larla denetlenerek baskı altına alın-
maya çalışılması girişiminin demok-
rasilerde kabul edilemez olduğuna
inanıyoruz.
1982 Anayasası'nın 135. Madde-
si ve meslekörgütleriyasasında bu-
lunan, meslek kuruluşlannı vesayet
altında tutan antidemokratik mad-
delerin kaldınlmasını yıllardır talep
ettik hâlâ da etmekteyiz. Bu talebi-
mizin ne kadarhaklı olduğu, Anaya-
sa'da yer alan bu maddenin istenil-
diği zaman siyasi iktidahar tarafın-
dan nasıl baskı unsunj olarak kulla-
nılabileceği, bugün açıkça gööıl-
müştür."
• • •
Deprem sırasında 'yabancı kanı'
istemeyen, devlet hastanelerinin
başhekimlerini oradan oraya savu-
ran ve ülkücü kadrolaşma için Sağ-
Itk Bakanlığı örgütlenmesini altüst e-
den Osman Durmuş, bu yaptıklany-
la yetinmedi ve şimdi de Ezcacılar
Odası'nın içine el atmaya kalkıştı. Bir
siyasinin, bir sivil toplum örgütünün
içine girip denetlemeye kalkışması,
ancak askeri yönetimlerin mantığı
içinde kabul görebilir. Zaten Dur-
muş'un dayandığı hüküm de 1982
Anayasası.
Türkiye, Osman Durmuş'la gurur
duyuyor, duymaya da devam ede-
cek. O, Türk demokrasisine yaptığı
katkılarla hep minnetle anılacak.
Şimdi sıra, bir ülkücü olarak eczacı-
lan yola getirmesine geldi. Kendisi-
ne güveniyoruz ve inanıyoruz. Gön-
dersin onlara birkaç ülkücü yurtse-
ver, işlerini görüversin. Bu Abdullah
Çatlı'nın kardeşı de olabilir. Oral Çe-
lik de. Onlar olmazsa, TBMM Kulak
Burun Boğaz uzmanı, Doktor Teğ-
men Necdet Güçlü'nün katili Ibra-
him Doğan da.
Kendisine başanlar diliyoruz. Tan-
n Osman Durmuş'u korusun!