25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 6 AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYhA J v U J - j l U l A kultur@cumhuriyet.com.tr 15 2001 için hazırhklara başlananfestivalde buyıl 657'yeyahn gösteri sergilendi Avignon Tiyatro Festivali'nin ardından LEMANYILMAZ Bu yıl 54'üncüsü düzenlenen Avig- non Tiyatro Festivali'nde 605'i "off" bölûmünde, 30'u da tt in" bölümün- de olmak üzere sokak gösterileri ile birlikte yaklaşık 650'ye yakın göste- ri sergilendi. Festival komitesinin yap- tığı son basın toplantısında "in" bö- lümünde yer alan oyunlan yaklaşık 137 bin kişinin izlediği açıklandı. 2001 'de düzenlenecek yeni festivalin hazırlık çalışmalan şimdiden başlarken bu yıl "Baraktan Balkanlara" adı altında yer verilen projelere gelecek yıl da devam edilecek. Buprojekapsamında Boris Godounov. Declan Donellanve Arpad Schilling tarafından Moskova'da ha- • Festivalin resmi açılışında Pina Bausch, 'Cam Temizleyicisi' ile büyük beğeni topladı. Bartabas'ın yönetmenliğinde gerçekleştirilen 'Triptyk', Isabelle Huppert'in 'Medea' rolü, Fransız tiyatrosunun genç dahisi olarak adlandınlan Olivier Py'nin sekiz saatlik 'Neşeli Kıyamet'i, Pascal Rambert'in 'Gılgamış'ı ve üç ayn tiyatro geleneğini bir araya getiren 'Monnaie de singes' festivalin ilgi çeken diğer oyunlan arasındaydı. zırlanan iki gösteri yer alıyor. Bu yıl festivalin resmi açılışında Pîna Bausch,Cam Temizleyicisi ile yer aldı ve büyük beğeni topladı. "In" bölümünün dikkat çeken bir diğer oyunu, yönetmenliğını Jacques La- saüe'ın yaptığı ve Isabelle Huppert'in "Medea" rolüyle Papalar Sarayı'nın ünlü avlusunda sahneye çıktığı Eun- pides'in Medea'sıydı. Festivalin yine en çok ilgi çeken oyunlan arasında Je- an-Pieme Vincent'ın yönetmenlığini yaptığı Alfred de Musset'nin Loren- zaccio'su Babilee. Balanchine, Baraş- nikov, Diaghilev, Goya, Picasso gibi ünlü sanatçılann adlannı taşıyan at- Iarın başrollerde yer aldığı Barta- bas'ın yönetmenliğinde gerçekleşti- rilen Triptykyer aldı. Festivalin sıra dışı oyunlan arasında ise yönetmen- liğini Fransız tiyatrosunun genç da- hisi olarak adlandınlan Olivier Py'nin yaptığı, sekiz saat süren "Apocahyp- se Joyeuse" (Neşeli Kıyamet) dikkat çekti. Kutsal metinlerin, tiyatrosu için temel kaynak olmadığını söyleyen Py, bu tür metinleri çağımızı anlatmak için bir araç olarak kullandığını söy- lüyor. RomeoCasteUucci'nin "Gene- a"si (Yaratılış), kullanılan görsel efekt- lerle izleyicinın dikkatini çekti. Ölüm- süzlüğün sırnnı aramaya çıkan Sü- mer kralının öyküsünü anlatan Gılga- Isabelle Huppert, tiyatroyu slnemaya göre daha gizemli buluyor 'Kendimiwle bırakmayıseviyorum' Kûltür Servisi-Cannes Film Festivali'ne Olîvi- er Assayas'in ve Patricia Mazuy'nin filmleriyle katılan Isabelle Huppert, bu ıkı çalışmadan sonra Medea rolü ile Avignon Tiyatro Festivali'nde sah- neye çıktı. Huppert kendisi için yönetmen Jacqu- es LasaUe tarafuıdan Papalar Sarayı'nda sahneye konan oyuna iki aylık bir çalışma süreci sonucun- da hazırlandı. Ünlü oyuncu ile tiyatro ve sinema oyunculuğu üzenne yapılan söyleşiyı sunuyoruz: - Oyunculuğa tiyatro ile başladııuz değil mi? ISABELLE H1İPPEKT - Evet, bir rastlantı so- nucu. Neden olduğunu bilmeden. Annem çok in- ce, çok kültürlü bir kadındı. Pıyano çalar, Ingiliz- ce dersleri verirdi. Beni Versailles Konservatuva- n'na yazdırdı. O zamanlar Ville-d'Avray'da otu- ruyorduk. Anneme bu konuda hiçbir şey sorma- dım. Ama konservatuvara da gittim. Courteime'in "Boubouroche" ve Musset'nin de "Bir Kapris" oyunlan üzerine çalıştığımı hatırhyorum. Hatta Musset'nin oyununda Bayan Lery rolü ile bir de ödül kazandım. Rue Blanche'ta tiyatro eğitimimi sürdürürken aynı zamanda Doğu Dilleri'nde Rus- ça okuyordum. Daha sonra Ulusal Konservatu- var'a girdim, Antoine Vhez'in sınıfında dersleri- me devam ettim. Burada çok az sahnede rol aldım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Vitez'in benı çok fazla zorlamadığını düşünüyordum. Bana bakı- yordu, ben de onu dinlıyordum. Büyük bir yalnız- lık içindeydim. O da bu yalnızlığımı hissediyor- du. Rollerim içinde kendimi ıfade etmeye başla- yınca büyük bir özgürlük kazandım. Ancak sine- mada, tiyatroda olduğundan çok daha çabuk iler- ledim. Sinemada önce Robert Hossein ile çalıştım, sonra da Jacques Spiesser ve kız kardeşım Caroti- ne'le. Sonrasında on bır yıl boyunca her şeyi dur- durdum ve 1989 yılında Bernard Murat'nın yö- netmenliğini yapüğı Turgenyev' in "Kırda Bir Ay"ı ile oyunculuğa geri döndüm -Tiyatro ve sinema oyuncıüuğu birbirinden çok farkhmı? HUPPERT - Bu soruya hem evet hem de hayır cevabuu verebüirim. Bresson şunu söylerdi: "Tî- yatro yalanın sanao, sinemaise gerçeğin sanandır." Zorlamanın, uzlaşmanın ağırlığı, zaman ve mekâ- nın birlikteliği ile tiyatroda çok daha güçlü bir et- kiye sahip. Tiyatroda her şey kendini dinlemeyi sür- dürmek için. Burada şunu da söylemek isterim ki tiyatro benim için sinemaya göre her zaman daha gizemli. Tiyatroda daha çok şüphelerim var. Ama bu kınlganlığı da kullanacağımı biliyorum. Ayn- ca sinema platosuyla karşılaştınldığında tiyatro- da insan kendini daha sorumlu hıssedıyor. Kendi kendinın patronu oluyor. Zamanı, sessizlikleri da- ha rahat kontrol edebiliyor. Bır bilseniz tiyatroda sessızlıkler ne büyük bir zevktir! 'Tiyatro bana daha az tanıdık' - Bir role nasıl hazuianıyorsunuz? HUPPEKT - Sinemada çok fazla hazırlık yap- mıyorum. Sonuçta çok aynntılı bır çalışma olmu- yor. Sinemada oynamak benim için hiçbir zaman bir sorun, bir zorluk ohnadı. Çünkü kendimi ro- lün içine bırakmayı sevıyorum. Medea'yı onun iizerine, Euripides ya da Yunan Tiyatrosu üzerine hiçbir şey okumadan canlandırabilirdım. Ama ti- yatro bana yine de daha az tanıdık. Bu nedenle de daha çok çalışma gerektiriyor. - Birlikte çabşoğınız yönetmenlerle nasıl bir iliş- . iyatroda insan kendini daha sorumlu hissediyor. Kendi kendinin patronu oluyor. Zamanı, sessizlikleri daha rahat kontrol edebiliyor. Bir bilseniz tiyatroda sessizlikler ne büyük bir zevktiriy ki geliştiriyorsunuz? Kendi düşüncelerinizi kabul ettirmeye çalışıyor musunuz? HUPPERT-Genellıkle büyük beğeni duyduğum, eserlerine saygım olan kişilerle çahştım. Çünkü be- nim için tiyatro alanında önemli ışler yapmış bi- riyle çalışmak önemli. Jacques Lasalle'laortak bir dostumuz vardı: Nathalie Sarraute. Sinemada da tiyatroda olduğu gibi kendimi bırakınm. Çatışma- lardan, tartışmalardan rahatsız olurum. Rolümün hizmetinde olmak benim tek direnç noktamdır. Aslında, çok diişünmekten kaçınınm, çekimler sı- rasmda ya da provalarda hissettiklenmle ilgili so- rusonılmasınıistemem Ayncaevımde.günlükya- şamımı ve üç çocuğumu adadığım mekânda çok nadiren çalışınm. Bununla birlikte yine de çahşı- nm. Bu benim için gizemli bir çalışmadır. bılınci- min dışında gelışir. Çok tuhafbır mekaruzma, çün- kü bir oyuncu, rolü anons edilir edilmez tek başı- na çalışmaya başlar. Işte bu nedenledir ki arka ar- kaya büyük birzevkle fıkn çevirebılıyonım. Tiyat- roda oynamak. göstenlenn neden olduğu fiziksel yorgunluk bugün bana ılginç bir şekilde uyuma ar- zusu veriyor. Her şeyi durdurmak, prömiyere ka- dar Medea'dan ve benden başka kımsenın olma- yacağı özel bir mekân yaratmak istiyorum. Tiyat- roda rolünüz her zaman sıze daha yakın. Ama sonra bir başka zaman içinde her şey uzaklaşıyor. Böyle anlarda yeniden ük algılamama, rolüme ya- kın olduğum zamanlara dönmek istiyorum. -Ya Medea? HUPPERT-Henüz bilmiyorum. Bu konuda bir şey söylemek için erken. Ama çok büyük bir zevk alıyorum. Acı çekmıyorum. - Acı çekmek mi? HUPPERT- Tiyatro her zaman acı çekmektır. Pa- palar Sarayı'nın avlusunda oynamak küçük bir kı- zın düşü. Orada sahneye adım atmadan üç gün bo- yunca kâbuslar göreceğimi çok iyi biliyorum. Bu- na alışığım; daha önce de tıyatroda korkular yaşa- dım. Bu korkudan kurtuhnaya çalışmam gereİtiyor. Son anda da bunu başarabılmem ve sahneye çıkrrîam gerekıyor. Korkunun benı ele geçırmesıne ızın ver- memeliyim. Genelde bu hep böyle olmuştur. - Neden korkuyorsunuz? HUPPERT - Her şeyden \ e belki de hiçbir şey- den! Daha önce de çok zor şeyler yaptım! Örne- ğin Bob YVUson'ın Orlando'su: Yaklaşık iki buçuk saat mekân ve ışıkla birlikte matematiksel zorluk- lann bulunduğu bir sahnede yalnız başma olmak, ben hep bir saatlik bır gösteri olduğunu hissedi- yordum ve tüm bu zorluklann ortasında da son de- rece özgürdüm. Honegger'in oyununda da on met- re yükseklikte dar bir yerden metni söylemem ge- rekiyordu ve benim yükseklik korkum vardır! Son olarak da Schiller'in "MarieStuarfını, Londra'da Ingilızce oynadım. Sahneye girdiğim anda oyunu hangı dilde oynayacağımı bilmiyordum, kendi di- limin ne olduğunu unutmuştum. mış Destanı için yönetmen Pascal Rambert'in seçtiği oyun mekânı bir ayçiçeği tarlasıydı. Ayçiçeği tarlası- nın girişler ve çıkışlar için kullanıl- dığı oyun, üç ayn dilde (Arapça, Fran- sızca ve Ingilizce) oynandı. Mekânın ve ışığın önemli bir role sahip oldu- ğu Gılgamış, Rambert'in sözleriyle "teatral bir oyundan çokcanh bir ens- tellasyon" olarak tasarlanmıştı. Üç ayn tiyatro geleneğini bir araya geti- ren "Monnaie de süıges" ise basit an- latımı, üç farklı oyunculuk tarzını sah- neye taşıyan oyunculann performan- sı ve uyumu ile "fars" türünün en be- ğenilen oyunlan arasında yer aldı. Festivalin "Baltıktan BalkanlanT bölûmünde yer alan "HoteJ Europa" Bulgaristan, Fransa, Letonya, Litvan- ya, Makedonya, Polonya, Rusya, Slo- venya, Isveç ve Yugoslavya'nın ortak yapımıydı. Avignon'a 4 km. uzakta bir fabrikada sergilenen oyun, "Ho- tel Europa" adı verilen, müşterileri ge- nellıkle mültecılerden oluşan otelin odalannda yaşananlardan meydana gelen yedi ayn öykûnün sunulduğu oyunda izleyiciler de birer müşteri olarak karşılandı ve gruplar halinde odalarda yaşanan öykülere tamk ol- dular. Yine aynı bölümde yer alan tt Aria Spinta" adlı dans gösterisi ise beş ki- şi ve bir de ışıkçıdan oluşan bir dans topluluğunun sahne üzerinde başla- nna gelen "kûçük" kazalan, topluluk bireylerinin birbirleriyle yaşadıklan çatışmalan, kimi zaman da bencil- liklerini ve korkulannı mizahi biran- latımla sahneye taşıdı. "Qfrta605gösteri w "CWT festıvali, 1970'li yıllarda, politik ve estetik anlamda kurumsal- laşmayı protesto etmek adına gelişti ve 1971 yılmda bu adı aldı. Bu yıl "off" bölûmünde cafe-tiyatro, dans ti- yatrosu, harekettiyatrosu, sokak tiyat- rosu, müzikal, şarkı, şiir gibi farklı sa- nat dallanndan 605 gösteri yer aldı. Sabah saat 10.00'dan gece yansma kadar her saat dilimi içine yerleştiri- len bu gösteriler yaklaşık bir saat sü- rüyor ve açık ya da kapalı, önceden var olan ya da festival için özel ola- rak kurulan mekânlarda gerçekleşti- riliyordu. "OfT" festivalinin en önemli özel- liği bugün yaşamakta olan çok sayı- da oyun yazannuı oyununa yer veri- liyor ouniası. Tiyatronun geleceği açı- smdan çok büyük önem taşıdığı vur- gulanan bu bölümün yam sıra Moü- ere, Shakespeare, Beckett gibi ünlü tiyatro yazarlannm oyunlan da Avig- non'da sahne aldı. Dans ve dans tiyat- rosu gösterilerinin yanı sıra çocuk ve gençlik tiyatrosu, sirk gösterileri gi- bi farklı türler de "off^ festivali prog- ramı içinde yer alan bölümlerdi. "2000 yıbnm kültür kenti" olarak ilan edilen Avignon kenti, tiyatro fes- tivalinin hemen ardından başlayacak olan caz festivaline de ev sahipliği yapacak. 1947 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleştirilen Avignon Ti- yatro Festivali'nin yöneticisi Bernard Faivre d'Arcier festivalin geleceği ile ilgili olarak şunlan söylüyor: "Ben tiyatronun geleceğini Avrupa olarak görüyorum. Bence tiyatronun köke- ni zaten Avrupa krtasL Beıün duvan- nın yıkümasından bu yana Orta ve Doğu Avrupa'da sanatalanmda nekr olupbhnghiepekOgilenmediğimizidü- şünüyonım. Bence bu ülkeierle biriik olmamız gerekhor. Onlann bize öğ- retecekleri çok şe\ var. Özeuikle de 20. yüzydda sahnede devrim gerçek- leştiren Stanislavski, Meyerhold, Brecht, Grotowski, Kantor lve Krej- ca gibi ünlü isimlen düşünün. "THE- OREM-Doğn ve Baö Tîyatrolan- Av- rupa TiyatrolanMflenvum Buhışma- a" projesi bence Avrupa'yı kültür ala- nında bir araya getirecek... Kültür Bakanı'na açık mektup 6 Kara5 görevine iade edilsin' Kültûr Servisi - Yekta Kara'nın Istanbul Devlet Opera ve Balesı Müdürii ve Genel Sanat Yönetmenli- ğı görevinden alınmasına tepkiler sürüyor. Kültür Bakanı tstemihan Talay'a bır mektup gönderen öğre- tım görevlılen Kara'nın görevıne ıade edıhnesinı istedi: "Sayın Istemıhan Talay, Bugün Devlet Opera ve Balesf nın gerek yurtıçı ge- rekse uluslararası düzey- de geldiği yen, Sayın Yek- ta Kara'ya boıçhjyuz. Ken- disi opera sanatının seçkin bır temsilcısi olmayı ba- şarmış, halkımıza ve genç- lerimize operayı se%'dirmiş bir kışıdır. Türkiye'nın kültür ve sanat hayatına büyük kat- kılarda bulunmuş sanatçı. yönetıci ve eğıtımcı Yek- ta Kara'nın başanlaımdan dolayı(Lirik Tarih Göste- nsi) ödüllendirmek yerine görevden alınmasını kını- yor ve en kısa zamanda gö- revine ıadesinı talep edi- yoruz. Saygılanmızla, Prof.Dr. Ayla Gfir- soy(MÜ), Prof.Dr. Betül Dortunç(MÜ), Prof. Dr. Nazaı AksojfMÜ), Prof. Dr. Gül Dülger(MÜ), Prof.Dr. Cengiz Ok- mjuı(MÜ). Prof. Dr. Na- zım Ergin(MÜ), Pnrf. Dr. Kuvvet Lordoğlu(MÜ). Prof.Dr. Melda Tun- çay(MÜ). Prof. Dr. Nüü- fer Tapan(tÜ), Prof. Dr. Nılüfer Karayazıcı(lÜ), Prof. Dr. Tûlin Poiat(tC). Prof. Dr. Sevıl Öksüz(ÎÜ). Prof. Dr. Gencay Gür- soy(irÜ), Prof. Dr. Rezzan Tunçay (IÜj,Prof. Dr. Ni- hatFahy(l(J),Prof. Dr. Tü- lay Ann (IÜ), Prof.Dr. Iz- zettinÖnderijÜ), Prof. Dr. Nıhal TuncerflÜ), Prof.Dr. Mehmet GemelKtÜ), Prof.Dr Burhan Şenata- lar(lÜ), Prof. Dr. Yavuz Ü), Prof Dt Ay- şe ErzandTÜ), Prof.DcYi- dESey(TTÛ), Prof. Dr. Me- te Tapan(lTÜ), Prof. Dr. Dilek Bektaş (MSÜ). Prof Dr Bınnaz Toprak(BÜ). Prof. Dr. Faüna Gök (BÜ). Prof. Dr. Ferhunde Özbay (BÜ), Prof.Dr.CevzaSe\- gen(BÜ), Prof. Dr. Sumru Ozsoy(BÜ), Prof.Dc Alpar Sevgen(BU), Prof. Dr. Dı- lek Doltaş(BÜ), Prof.Dr. OvaBaşak(BÜ). Prof. Dr Gönül Kunt(YÜ), Prof.Dr. Sıdıka SungunTÜ). Doç. Dr. Büşra Ersanlı(MÜ). Doç. Dr. Murat Tûrkoğhı (MU). Doç. Dr. AIİ Bayrak (MÜ), Doc.Dr.Günay Ata- byer (MU). Doç Dr Ka- ya Ardıç (IÜ), Doç. Dr. Işıl Bas (BU), Doç. Dr. Şem- sa ÖzaıtBÜ), Yard. Doç. Ayhan Kaya(MÜ), Yar. Doç. Incı User(MU), Yar. Doç. Gûlden Omur- lağPVIÜ), Yar. Doç. Handan ŞatıroğlufMÜ}, Yar.Doç. Doğan Yidkz(tU) Yar Doç. Ehf Sonsuzoglu(tÜ). Dr. Cengiz Ann (TÜ), Ulvıye Işık(IÜ), Dr. AOf Ev-, ren(TÜ), Dr Ufuk Bak-.. kal(lÜ). Dr. Bfilent Ak- soy(BÜ), Öğt. Göv. Ceyda Aslan( BÜ). Arş. Gör. Şûk- rû Yazgan(MÜ). Arş.Gör, Erhan Dogan(MÜ), Arş, ' Gör. Ebru Uğurlu(MÜ)N Arş.Gör. Başak Şen- gül(MÜ),Arş. Gör. Gör- kan Sert(MÜ), Arş Gör.Kubra Paskaloğ- lu(MÜ), Arş. Gör. Ahmet Özer Şehirli(MÜ), Arş. Gör. Eylem tllctaç (MÜ). Arş.Gör. Hale Attunbaş (MU), Arş. Gör. Duygu Al- paslan(MÜ)M%Gör.Bed- ra Kaymakçıoğlu (MÜ). Arş. Gör. Denız Çıh- la(MÜ)Aı> Gör. Hakan Varol(MÜ), Arş. Gör. Nı- han Kıtrez(BÜ), Arş. Gör. AylinAlkaç(BU), Arş. Gör. Nehır Altun (BÜ). Arş. Gör. TamerKütükcü(BÜ). Arş. Gör. Balkız Oz- türk(BÜ), 11. Arıburnu ödülleri açıklandı 'Üçüncü Sayfa' en iyi film seçildi Kültür Servisi - Şaır ve sınemacı Orhon Murat Anburnu anısına, şaır ve sınemacı Hüseyin Alem- dar'ın kişisel çabalanyla düzenlenen geleneksel Anburnu Ödülleri'nin on birincisi sahıplerini bul- du. 'UstabraSaygı'bölüm başlığı altında şaır Kemal Özer ve yönetmen Zeki Ökten'e ödül verildi. Şiirkitabı kategorisın- de; Jüri Özel Ödülü'nü Veysd Çolak alırken An- burnu Şiir Ödülü'nü kü- çüktskenderkazandı. Ya- yunlanmamış şiir kitabı kategonsmde ise Onur Caymaz ve Gonca Öz- men Anbumu Şiir Ödü- lü'nü paylaşırken Jüri Özel Ödülü'nüJJetülTa- nman kazandı. En iyi uzun metrajlı fıhn olarak Zeki Demir- kubuz'un yönettığı Üçün- cü Sayfa seçildi. Jün özel ödüllenni Yeşim l'staoğ- lu ve Tomris Giritiioğlu paylaşırken en ıyı yönet- men Zeki Demirkubuz; en iyi erkek oyuncu Ru- hiSan; en iyi kadın oyun- cu Başak Köklükaya se- çildi. Kısa metraj füm da- lında ise en iyi kısa met- rajlı film Kazun Öz'ün yönettiği Ax; en iyi ikin- ci film Rıza Kıraç ın yö- nettiği Meleğın Selamı; en iyi üçüncü füm ise Sel- ma Köksal yönetmenlı- ğındeki Karşılaşmafılm- leri ödül kazandı. Bu dal- da Jüri Özel Ödülü'ne de- ğer bulunan yapıt ise Umut Aral ve fnanç Ayar'ın birlikte yönettik-' leri 34 adlı film oldu. -" Mamas&Papas'm öyküsü fibn ohıyor • Kültür Servisi - 6O'lı yıllarm, 'California Dreamin' adlı şarkısıyla geniş kitleler . lI tarafmdan tanınan ünlü müzik topluluğu Mamas&Papas'ın hikâyesi filme çekiliyor. Denn Dohery, John ve Michelle Phillips ve Cass Elliot'un varislerinin, 20th Century Fox "r şirketiyle bir milyon dolar karşılığı anlaşma yaptıklan açıklandı. Topluluğun yaşam f hikâyesinin anlatılacağı fılmin yapımcılığuu j Jonn Davis üstlendi. Ancak müzik parçalannın " telif haklanyla ilgili pazarlıklar halen sürüyor. " Filmin yönetmeni ve başrol oyunculan henüz ' belli ohnadı. BUGÜN • BEYOĞLU StNEMASI'nda 'genç ! sinemacüardan seçmeler' kuşağında VVlm , VVenders m 'Buena VTsta Social Qub' adlı filmı ; görülebilir. (25132 40) ' „
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear