24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 AĞUSTOS 2000 SALI CUMHURİYET EKONÖM7 SAYFA ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 Sauvvens'den İskiTe mektup • BRÜKSEL (AA)- Belçika Flaman Bölgesı lçişleri ve Pkonomiden Sorumlu Bakanı Johan Sau^vens, dün Belçika fcasııunda yer alan "TiLrkiye ile Belçika arasındaki ekonomik k r i z " iddialan konusunda Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği'ne rnektup yazdı. Özdemir Sabancı suikastı sanıklanndan Fehriye Erdad'ındavası nedeniyle Türkiye ile ilişkilerin bozulduğu endişesinde olan Sauwens, Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Temel Iskit'e bu olayın adli ve diplomatik çevrelerde çözülmesi gerektiğini ve iki iilkenin ticari ilişkilerinin bozulmaması gerektığini belirtti. Özelleştirmede yeni ihaleler • ANKARA (AA)- Sümer Holding'e ait lCuşadası Sosyal Tesisi; Malatya, Adıyaman, Diyarbakır ve Izmir Işletmeleri özelleştirilecek. Türkiye Zirai Donatım AŞ'yeaittraktör işletmesi ile tanm makineleri işletmesinin varlık satışı yöntemiyle özelleştirilmesi için de bugün ılanlarla ihale açılacak. Pazarhk usulü ile gerçekleştirilecek ihalede son teklif verme tarihi ise 18 Eylül 2000 olarak açıklandı. Proje var, destekyok • ADANA(AA)- Adana Sanayici Jşadamlan. Demeği (ADSIAD) tarafindan geçen yıl çahşmalan yapılan "Dondurulmus Gıda" projesinin, yatınmcılardan yeterince ilgi görmemesi nedeniyle askıya alındığı bildirildi. ADSİAD Baskanı Eşref Yelekçi, 50 ortakJı bir yatınm şirketi kurarak girişim ruhunu ateşlemek istediklerini belirtti. İçborçstoku 31 katrilyon • ANKARA (Cnmhuriyet Bûrosu) - Iç borç stoku, temmuz ayı sonunda 30 katrilyon 943 trilyon liraya ulaştı. Iç borç stokunun, 29 katrilyon 794 trilyon lirayla büyük kısmı daha uzun vadeli olan tahvillerden oluşurken 1 katrilyon 149 trilyon lirası kısa vadeli borçlanma aracı olan bonolardan oluştu. Yılbaşından bu yana iç borç stoku, 8 katrilyon 23 trilyon lira artış gösterdi. "arabam.com' lizmete baştodı • ANKARA (ANKA)- Milpa Ticari ve Sınai Ürünler Pazarlama Sanayii, internette otomobil satışı yapmak amacıyla "arabam. com"u hizmete açtı. Milpa'dan yapılan açıklamada, söz konusu sitede ödeme koşullannın tamamen tücetici tarafindan belirleneceği belirtildi. ttpıKredf Uıasma ödül • tSTANBUL(AA)- Yıpı Kredi Bankacılık Lssü "Birleşik Krallık Tısanm Konseyi"nce dizenlenen yanşmada "vlilenyum Ürünü" öiülünü kazandı. Cebze 'de kurulan üs, 1500'e yakm personelin görev yıptığı, 40 bin netrekare alan kuruldu. yükünı G7'nin hşorç affi Meli çıkü• Oxfam'ın IMF'nin gizli belgelerinden ele geçirdiği borç programı, Zambiya'nın faiz ödemelerinin, Batılı yetkililerin bu yılın ekim ayında uygulamaya koyacağı borç affi programına katılması durumunda daha da artacağını ortaya koyuyor. EkoDomiServisi-Sanayileş- miş 7 ülkenin oluşturdugu G7 grubunun yılan hikâyesine dö- nen 'borç affi' programının, yoksul ülkelenn Batı'ya daha fazla borçlandınlması plaruna dönüştüğünü açıkladı. Hazır- ladığı Uluslararası Para Fonu (IMF) karşıtı raporiar ve yürüt- tüğü yoksullukla mücadele prog- ramlanyla tanınan uluslararası bir kuruluş olan Oxfam, özel- likle Zambiya ıçın hazırlanan borç silme programının 'bir hi- leden ibaret' olduğunu vurgu- Jadı. lngılız The Guardian gazete- sinde yayımlanan rapora göre dünyanın en yoksul ülkeleri- nin, Ban 'ya olan borçlannın af- fedilmesiyle ilgili uluslararası çahşmalar, bu ülkelenn Batılı borç sağlayanlara milyonlarca dolar daha fazla ödeme yap- masmı sağlayacak bir progra- ma dönüştü. Oxfam, IMF ve Yoksul ülkelerin borçlanm silmeye yanaşmayan IMF ve Dünya Bankası her firsatta protesto edihyor. Dünya Bankası 'nın Arrika'nın en zor durumdaki ülkelerinden Zambiya için önerdıkleri prog- ramı, 'bile' olarak niteledi. Oxfam'ın IMF'nin gizli bel- gelerinden ele geçirdiği borç programı, Zambiya'nın faiz ödemelennın 1999'da 136mil- yon dolarken Batılı yetkililerin bu yılın ekim ayında uygula- maya koyacağı borç affi prog- ramına katılması durumunda 2002 yılında 235 milyon dola- ra çıkacağını ortaya koyuyor. Oxfam, Zambiya'nın IMF'ye olan borcunun tamamının si- linmesi çagnsı yapıyor. Oxfam Başkanı Davk) Bryer, borçlan- manın sürdürebıliriıği için finan- sal değil, insani kriterlerle de- ğerlendirme yapılması gerekti- ğine dikkat çekiyor. Borçlular toplanıyor Dünya Bankası Başkanı Ja- mes Wolfensohn ve IMF Baş- kanı Horst Kochler'in bu haf- ta yapacaklan acil bir toplan- tıyla geçen ay G8 'lerin Okına- wa adasındaki zirvesınde so- nuçlandınlamayan borç affi konusunu ele alacaklan belir- tildi. Bu arada ağır borç yükü altındaki 5 ülkenin liderleri de Nijerya Devlet Başkanı CMu- segun Obasanjo önderliginde borçların silinmesi ile ilgili Londra'da bir topiantı yapa- caklan öğrenildi. Aynı zaman- da Üçüncü Dünya Birliği ola- rak da adlandınlan G77'nin li- derlik görevini de yürüten Ni- jerya Devlet Başkanı Obasan- jo, borçlu yoksul ülkelerin G8 toplantısında hayal kınklığı- na uğradıklanru söyledi. 2000 yılı sonunda mali duru- mu en kötü ve borçlanm öde- yemez durumdaki 25 ülke için düşünülen afprogramı, 100 mil- yar dolarlık bir tutara ulaşıyor. Ancak 2000 yılının bitmesine 4 ay kalmasma karşın sadece 9 ülkenin borç programı ile ilgi- li görüşme yapıldı ve hiçbirin- de de borçlann tamamen silin- mesi söz konusu olmadı. Ox- fam'm Zambiya ile ilgili ele geçirdiği veriler, borç affi prog- ramının yavaş olmanın da öte- sinde yoksul ülkeleri daha ağır bir faiz yükü altına sokacagını ortaya koyuyor. Eğitim bfitçesini aşryor Dünyada hâlâ pek çok yok- sul ülke, sağlık ve eğitim har- camalanna aynlandan daha faz- la bir bütçeyi borç ödemeleri- ne ayınmak zorunda. Sağlık kayıtlan açısından dün- yanın en kötü durumdaki ülke- lerinden biri olan Zambiya'nın -ortalama ömürkısahyor ve ço- cuk ölümü oranında artış var- 2002 yıluıda temel sağlık har- camalanna ayırdığı paranın iki katını Batılı kreditörîere ödeye- ceği hesaplamyor. Oxfam'ın verileri, Mali, Bur- kino Faso, Tanzanya, Mozam- bik, Zambiya ve Malavi'yi kap- sayan 6 Afrika ülkesinin borç affi programına katılmasına karşın temel eğitim harcama- lanna aynlandan daha fazlası- nı borç ödemek için kullan- ması gerektiğini ortaya ko- yuyor. Hem ordu hem de TEDAŞ bürokratlan özelleştirme yanlışlanna dikkat çekti İki özelleştirme uyansı dahaANKARA (ANKA)- Eski Genelkurmay Başkanı tsmail Hakkı Karadayı'nın. 1997 yılında ışbasmda olan hükümetine ibaresiyle yazdığı bir yazıda, THY, denızcilik işletmesi gibi stratejik konumdakı kamu kurum ve kuruluşlannın özelleştirilmesinde, yüzde 50'den fazla hissenın devlette kalması, bu yolla kamu kuruluşu niteliğinin korunmasını istediği ortaya çıktı. Karadayı'nın yazısında, özelleştirilecek tüm kuruluşlann sözleşmelerine "faalryet alanlannın d«ğiştirilıneyeceğine'' ilişkin hükümler konulması koşulunun da yer aldığı dikkati çekti. Türkiye'deki > • Eski Genelkurmay Başkanı Karadayı'nın, 1997'de dönemin hükümetine 'gizli' ibaresiyle gönderdiği yazıda THY gibi stratejik satışlarda ..-.!.;.,„ çoğunluk hisselerin satılmaması ' ' « uyansında bulunduğu ortaya çıktı. özelleştirme uygulamalanna Silahlı Kuvvetler'in bakışını yansıtan bu yazıdan sonra özelleştirilen stratejik kuruluşlarda çoğunluk hissesi konusundaki uyanya fazla rağbet edilmediği dikkati çekiyor. Uyanlar kulak arkası Sözleşmelere "faaliyet alanJannın değiştirilmeyeceğine" ılışkın hükümler konulması konusundaki uyan ise uygulamaya başta EBK özelleştirmesinde olduğu gibi "yasak • TEDAŞ'ta stratejik görevlerde bulunan iki bürokrat da elektrik dağıtım şebekelerinin özelleştiribnesinin ithalatla kapatılmaya çalışılan enerji açığını daha da büyüteceğine dikkat çektiler. savma" biçiminde yansıdı. Enerji alanındaki özelleştirmelere, TEDAŞ bürokratlanndan da tepki geldi. Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'de (TEDAŞ) iki stratejik birimde görev yapan Pazarlama ve Müşten Hizmetleri Daire Başkanı Nilgün Yıkhnm ile Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı Ayşe Oransay, elektrik dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesinin ithalatla kapatılmaya çalışılan enerji açığını daha da büyüteceği uyansında bulundular. Yıldınm ve Oransay, bu görüsü "2000 Ulusal Enerji Verimliliği KongresTne sunduklan bıldınde dıle getirdiler. Türkiye'de kaçak elektrik kullanımmın çok yüksek olduğuna dikkat çekılen bildiride, bir de gereksiz elektrik tüketimi sonucu birincil enerji kaynaklannın israf edildiği belirtildi. Elektrik dağıtım şebekelerinin """ * özelleştirilmesinin gündemde olduğu ammsatılan bildiride, "OzeJ dağıtım şirketleri belki bir süre sonra tüketiciyi daha fazla elektrik kullanmaya teşvik edecek,- daha fazla sanş, daha büyük ciro prensibi ile hareket edebüecekkrdir" uyansına yer verildi. KOBFler destek arayışındaEkonomi Servisi - Türkiye Odalar ve Borsalar Bırhğı (TOBB) Yönetım Kurulu Başkanı FuatMiras, KOBt'le- rin teşvik kredileri dışında, fınansal sorunlanna çözüm getirecek düzen- lemeler yapılamadığını belirterek, "Devlet, savurganhğı ile gerek attyapı yatanmlanna gerekse girisimlere kay- nak yaratamryor'"' dedi. Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli Iş- letmeler ve Serbest Meslek Mensup- lan ve Yöneticileri Vakfi (TOSYÖV), TOBB ve Izmir Fuarcüık Hizmetleri Kültür ve Sanat tşlen Ticaret AŞ (İZ- FAŞ) tarafindan Izmir Enternasyonal Fuan'nda gerçekleştirilecek "%niYüz- yıklaGirişimciRuhu veKOBİ'ler" ko- nulu konferans hakkında basın toplan- tısı yapıldı. Miras, hükümetin şunlan yapmasını istedi: • KOBl'lere özgü fınans ve yannm şirketlerinin özel sektör tarafindan kurulmasına imkân sağlayacak, yasal düzenlemeleri gerçekleştirmek ve ABD'de olduğu gibi, bu şirketleri borçlandırarak desteklemek, • KOBt'lerin sennaye piyasasma açtlması için NASDAQ türü menkul kıymet piyasalannın oiuşturufanası- na imkân sağlayacakyasaldüzenleme- leri yapmak. • KOBl'lerin temmat sorunlannı çözmek için, kredi garanti fonlannın gelişimine destek vermek. Miras, "tbracaünveözeflestirmenin yapılması gerekrvor. Enflasyon ile mü- cadekde Türkiye kararfa ise birtakım sıkınnlar doğacakür. Programda in- ceayarlaryapdmasgerekryorsa,buda üretimi artürmakia olacakar" dedi. Enflasyon programının aksayan yön- lerine çözüm üretmek gerektiğini be- lirten Miras, "Programhâlâaynı ma- sada özel sektörle tartışümadı, hâlâ bir izlemekomitesi kunüınadın dedi. ABD'nin Kaliforniya eyaleti bava kirHHği, gürültü ve trafık sıkışıkhğına alternatif olarak etektrikü bisiklet kullanımını destekHyor. Dohı halde bir gün pedal çevir- meden gidebilen elektrik bataryah bisikletler. Santa Cruz kenti sakirüerine indi- rimB vefaizsizkrediile sabşa sunuldu. Kaliforniya eyaletinin ya> gmlaşnrmak ama- cıyla desteklediği elektrikli bisikktin batar>ası pedal çevriküği takdirde daha ça- buk dolabiliyor ve en az 4 saatiik elektrik depolay abürvor. Paslanmayı önleyen plastik kaplama geliştirildi Metal sanayiinde devrim Ekonomi Servisi - Metal sanayiinde devrim niteliği taşıyan bir buluş, ABD'de yapılan Kimyacılar Birliği Genel Kurulu'nda açıklandı. Alman teknolojisi olarak sunulan yeni kaplamanın, çınkoya ve diğer metal kaplamalara yeni bir altematif olduğu, otomobil, boru hattı ve köprülerde kullanılan metallerin ömrünü, diğer kaplamalara göre 10 kat daha fazla uzattığı belirtildi. Alman Ormecon GmbH fîrması tarafindan geliştirilen ve "Pbh/aniline" adı verilen bir çeşit plastik kaplamanın, Avrupa ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde denendığı açıklandı. Kaplamanın ABDde de kullanılması için otomobil fabnkalanmn sıraya girdiği belirtildi. Metalleri boyamanın veya çınko ile kaplamanın pahalı olduğuna değinen araştırmacılar, yeni kaplama polyaniline'nın, kaplama maliyetini de büyük oranda düşürdügünü ve ucuz bir malzeme olduğunu açıkladı. Polyaniline'nin, paslanmayı çinkodan 10 bın defa daha fazla önlemeye etkili olduğu belirlendi. Gebze'de teknoloji eğitimi GEBZE (AA) - Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfi (TTGV) Genel Sek- reteri Akm Çakmakçı, Türkiye'nin teknolojik altyapısını gelıştirmek için yürütülen çahşmalarda, teknoloji gö- nüllülerine önemli görevler düştüğü- nü söyledi. TTGV'nin "Teknoloji GönüIKUeri Programı'', Türkiye Sanayi Sevk ve Idare Enstitüsü'nün Gebze tesislerin- de başladı. Genel Sekreter Akın Çak- makçı, ilkini bu yıl gerçekleştirdikle- ri progranun gelenekselleştirileceği- ni belirterek "Programa,Anadolu'da- kiceşiüiüniversitelerden 40öğrendbaş- vuru yapü. Amacımız, gönüllüleri- mizleyenihkçi veyarabcı bir tophuna doğru gelişimi başjatmaktır" dedi. Çakmakçı, genç nüfusun teknoloji vizyonlan, yaratıcılık, girişimcilik ve yenilikçilik gibi özelliklerle destekle- neceğini ifade ederek, teknolojik de- ğişimve bınkım açısındanbüyük öne- me sahip olan programın, gönüllüle- rin desteğiyle başanya ulaşması ge- rektiğini sözlerine ekledi. Teknoloji Gruplan Direktörü Me- dar Okte de 1991 de kurulan vakfın, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü olarak, ülkenin teknolojik alt- yapısını güçlendirme hizmetleri ver- diğini söyledi. Ökte, şöyle konuştu: "Uluslararası düzeyde faalryet gös- teren vakfinuz, teknolojistni yenile- mek isteyen, çoğunluğu küçük ve or- ta ölçekM işletmelere ohnak üzere, 85 milyon dolarhk destek sağkuk. Bu yı- hn ilk 8 ayında,30 milyon dolarhk pro- je paketini değerlendirmeye aldık. Türkiye,teknolojik geKşmeilearaştir- ma vegeBştirmeye ydda40 milyon do- larkaynak ayırabiliyor. Bu rakam, Ja- ponyaveAmerika'nınayırdığuıınbin- de biri oranındadır." İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞUKRAN SONER Köküne Kibrit Suyu Anımsayacaksınız, yine sıcak yaz günleriydi. Bele- diye işçilerinin grevi kamuoyunun en sıcak gündemiy- di. Tabii işçi haklan, neden grev yaptıklan üzerinden değil. Sokaklarda oluşan çöp dağları ve halk sağlığı riski üzerinden. Gördüğünüz gibi kimi özel yerier dışında bu kez gre- vin yedincı gününe girildiği halde sokaklarda çöp dağ- lan oluşmadı. Kimsede belediye işçisinin grevinigün- deme almak gereğini bile duymuyor. Betediye işçisi ne istiyor? Neden grevde? Kimin umurunda? Yaşasın taşefonlaştırma. Aradan geçen süreç içinde çoğu merkez ve yerel belediye, baş- ta temizlik kimi kritik hizmetleri taşeronlara vermişti. Ta- şeronlann asgari ücretli, kımbılır belkı de sıgortasız iş- çileri çöplerimizi topluyor. Bizim de sorun edecek bir işimiz kalmıyor. Zaten 12 Eylül'ün yasaklı yasalannın içinde grev ya- saklan sayılırken belediyelerde çalışan işçılerin ağırlık- lı bir bölümü grev yasaklannın içine alınmıştı. Yani be- lediye işçilerinin işveren üzerinde caydıncı, etkili ola- cak grev gücünden söz etme olanağı pek yoktu. Be- lediye işkollannda grev gücü ile hak almanın yolu tı- kalıydı. Aradan geçen süreç içinde geriye kalan kritik üretim alanlan taşeronlaştırılarak sendikal etkinlik büs- bütün kınldı. Bunun böyle olduğu çok iyi bilindiği içindir ki, bele- diyelerde örgütlü sendıkalar greve çıkamadan hak al- manın yolunu anyorlar. Elden geldiğince grevden ka- çıyoriar. Sendikalar ve işçilerdeki grev korkusu bilin- diğinden, belediye yönetimlerinde sendikalara yöne- lik tavırda umursamazlık gıderek egemen oluyor. Yıl- lar içinde belediye işçilerinin gelirdüzeyi reel olarak hız- la düşüyor. Yıne de ne kadar düşerse düşsün, asgari ücretli hele de kayıtsız çalıştınlana göre sendikalı işçi- nin işletmeye maliyeti çok yüksek kalıyor. Her dönem para sıkıntısı çeken, bütçe açtğı yaşa- yan belediyeyönetimleri de işçi maliyetlerinı kırmak üze- re belediyelerde işlen özelleştirmenın, taşeronlara ver- menin sınıriannı taşırdıkça taşınyorlar. Bütün belediye- lerde, sendikalı çalışabılen ışçı sayısında büyük bir düşme yaşanıyor. Bütün belediyelerde özel işletme- lere verilmiş, taşeronlaştınlmış işletmelerin sayısı hız- la artıyor. "Belediyeyönetimleriçaresiz, tasarmrfediyor, doğ- ru yapıyor," diye düşünenler çoğunlukta. Yükseten degerler emekten, işçiden yana değil. Kimse beledi- yeterin, yönetimlerinin sorumluluğunda müteahhitlerve betediyelerle iş yapan sermayedariartarafindan soyu- lup soğana çevriimesini sorgulamıyor. Beledıyelerin çevresinde, hele de oluşturulan vakrflararacılığı ile ik- tidar çizgisinde örgütlenme, şırketleşme, parti yan- daşlarına büyük boyutlarda kaynak aktanmı, doğal hak kabul ediliyor. Medya, kamu işçisinin ücretine göz dikıp kamuoyu- nu işçi karşıtı oluştururken belediyeler sayesinde vur- guna bal gibi de suç ortaklığı, bazan çıkar ortaklığı bile yapıyor. Bu arada, son grevde de yaşandığı gibi bele- diye işçileri sendikalan, kamu işçisinin ücretinin haksız, yüksek olmadığını, tam tersi durmadan yoksullaşma, hak kaybı yaşandığını, grevlerinin haklı nedenlerini anlat- maya çabalıyadursunlar, kimse kulak kabartmfyor. Belediye işçilerinin son grevlerinin şanssız bir duru- mu daha var. Bu da belediye yönetimlerinin, ağıriıklı iktidarlardaki partılere bağlı değil, muhalefet partileri- nin elinde olmasından kaynaktanıyor. Yasaklı düzen, grevin caydıncı etkısıni ne kadar ortadan kaldırsa da, bu kısıtlı grevlerin bile belediye yönetimleri üzerinde yıpratıcı bir etkisi olacak. Işte bu noktada hükümet, ik- tidar partıleri zil çalıp oynuyor. Grevlenn asıl mağduru işçilerve sendikalan zaten kim- senin umurunda değil. Ikind derecede hırpalanacak olan- lar ise belediye yönetimleri ve onlann üyesı olduklan par- tıler olarak algılanıyor. Böyle olunca da grevlerden, be- lediye yönetimleri ve başkanlann hırpalanmasından ik- tidar partılen adına siyasal yarar beklenıyor. Herkesın bıldiği gıbı bu seçimlerde ıktidan ele geçi- ren üç siyasi parti, belediye yönetimlerinde çok düşûk temsil edilıyofiar. Buna göre de kamudan belediyelere aktanlacak kaynaklarda çok büyük ayınm, partıcilik ya- ptlryor. Deprem bölgesinde bile CHP'li belediye yöne- timhi cezalandırmak adına, depremzedeye belediye ara- cılığı ile yapılacak konutlann projesı uygulatılmıyor, yet- miyor deprem kaynaklanna ambargo konuluyor. Hükümet, bir yandan başka partilere oy vermiş seç- menleri cezalandınp muhalif belediye yönetimlerini daha başansız kılmanın hesabını yaparken diğer yan- dan da işçi ve sendikal haklann köküne kibrit suyu ek- menin keyfıni çıkanyor... işçi ve sendikal haklaria ilgili en küçük bir duruş, hak direnişine katlanamaz konumdakı Ecevrt Hüküme- ti'nin, Ekonomik Sosyal Konsey'e katılmayan ağıriıklı DİSK ve eylemci sendikalan baraj istatistiği ile ceza- landırma oyunu ortada. Özel sektörün lastik fabrika- sındayapılmak istenen grevi bile, "milligüvenliği, halk sağlığını tehdit ediyor" gerekçesi ile erteleme adı al- tında yasaklamadı mı? Belediye grevlerinde, hem iş- veren konumudaki muhalefetin hem de işçilerle sen- dikalann yara almasının keyfıni çıkanyor. Daha doğrusu bu işin hesabı öyle yapılıyor. Ama so- nucunun öyleolması, belediye işçilerinin sendikal ha- reket tarafindan kaderierineterkedilmeleri, üst sendi- kal yönetimlerin, Türk-lş'in aymazlığı, teslimiyetine bağlı olacak. Belediye yönetimleri ise parti yandaşla- nna harvurup harman savurmak yerine işçiye hak ver- menin yolunu bularak ancak iktidann tuzağından sıy- nlabilirter. sukransoner " yahoo.com Dalaman tesislerinin satışı SEKA işçileri Ankara yolunda OZCANOZGUR MUĞLA- Özelleştir- me kapsamına alınarak MOPAK'asanlanSEKA Dalaman Tesislen nde ça- lışan 644 işçiden 500'ü 12 otobüs ile Ankara*ya hareket etti. Bugün Anka- ra'da Başbakan Bülent Ecevit ile görüşmeye ça- lışacak olan Selüloz işçi- leri Türk-lş'le birlikte ANAP.MHPveDSP ge- nel merkezlenne giderek son kez Dalaman Kâğıt Fabrikası'nın kendilerine verilmesmı ısteyecekler. Cumhuriyet'e açıklama- da bulunan Selüloz-lş Sendikası Dalaman Şube Başkanı MehmetMaden- ci, "Ankara'dan olumsuz dönersek yeniden açlık grevine başlayacağız. Bir süre sonra bu ölüm oru- cuna dönüşecek" dedi. Finlandiya'da bir fir- maya yaptınlan değerlen- dirmede 200 milyon do- lar değer biçilen SEKA Dalaman Tesislen'nın, MOPAK firmasına 40 milyon dolara satılmak ıstenmesine karşı çıkan Dalamanlılann ANAP'lı Belediye Başkanı Şevket Durmuş öncülüğünde oluşturduklan "OrtakGi- rişimGrubu", tesısın ken- dilerine verilmesini is- tiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear